Açıköğretim Ders Notları

Yurttaşlık ve Çevre Bilgisi Dersi 5. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Yurttaşlık ve Çevre Bilgisi Dersi 5. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Devletin Temel Organları Ve İşleyişi: Yasama, Yürütme Ve Yargı

Yasama Organı: Türkiye Büyük Millet Meclisi

1982 Anayasası, yasama yetkisinin Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ne ait olduğunu ve bu yetkinin devredilemeyeceğini belirtmiştir. TBMM üye sayısında yıllar içinde değişiklikler olmuştur. 1982 Anayasası’nın ilk şeklinde TBMM’nin üye sayısı 400 olarak belirlenmişti. Milletvekili sayısı, 1987 yılında Anayasa’da değişiklik yapılarak 450’ye yükseltilmiştir. Anayasa’da 1995 yılında yeniden yapılan bir değişiklikle de TBMM üye sayısı 550’ye çıkarılmıştır. 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16 Nisan 2017 günü yapılan halkoylamasında kabul edilmesi ile birlikte TBMM üye sayısı 550’den 600’e çıkarılmıştır.

Anayasa’nın 77. maddesinde 2007 yılında yapılan değişiklikle daha önce beş yılda bir yapılan TBMM seçimlerinin dört yılda bir yapılması kararlaştırılmıştı. 2017 yılında yapılan değişiklikle Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin beş yılda bir ve aynı günde yapılması kararlaştırılmıştır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.

Türkiye’de milletvekili seçilme yaşı zaman içinde değişmiştir. 2006 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile milletvekili seçilebilme yaşı 30’dan 25’e indirilmiştir. 2017’deki en son değişiklikle de 18 yaşına düşürülmüştür. Buna göre 18 yaşını dolduran ve milletvekili seçilebilmek için Anayasa’da öngörülen gerekli diğer koşulları taşıyan her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir.

Anayasamızın 95. maddesine göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür.

Anayasa’ya göre “Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkan vekilleri, Kâtip Üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.

TBMM çalışmalarında siyasal partilerin önemli bir yeri vardır. Siyasal partiler Meclis çalışmalarını parti meclis grupları aracılığıyla yürütürler. Anayasa’mıza göre, bir siyasal partinin TBMM’de grup kurabilmesi için en az 20 milletvekiline sahip olması gerekmektedir.

TBMM Komisyonları bir konunun Meclis Genel Kuruluna gelmeden önce görüşülüp olgunlaştırıldığı kurullardır. Komisyonlar, kendilerine verilen işler hakkında rapor hazırlarlar ve bunu Meclis Başkanlığına sunarlar. Komisyonlarda siyasal parti grupları üye sayıları oranında temsil edilir.

Anayasa’mızın 96. maddesine göre “Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tam sayısının en az üçte biri ile toplanır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, genel olarak, 1982 Anayasası’nın 87. maddesinde düzenlenmiştir. Bunlar:

  • Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak
  • Bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek
  • Para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek
  • Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek
  • Anayasa’nın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
  • TBMM’nin en temel işlevi yasa yapmak olduğu için yasa yapma süreci hakkında bilgi vermek yararlı olacaktır.

TBMM’nin en kapsamlı yetkisi yasa yapma yetkisidir. TBMM, Anayasa’ya aykırı olmamak koşuluyla her konuda yasal düzenleme yapabilir. Bu onun Anayasa’dan aldığı genel yetkidir (Sabuncu, 1997:140). Anayasa’mıza göre, yasa önermeye milletvekilleri yetkilidir.

Yürütme Organı: Cumhurbaşkanı

Günümüzün özgürlükçü demokrasilerinde yürütme organının görevleri ve devlet içindeki ağırlığı gitgide artmaktadır. Yürütme organı, yapısal olarak, tekçi (monist) ve ikici (düalist) olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Tekçi sistemde yürütme yetkisi tek bir organda toplanmıştır. Buna örnek olarak, yürütme yetkisinin tümünün, halk tarafından seçilmiş bir başkana ait olduğu Amerikan başkanlık sistemi verilebilir. İkici sistemde ise yürütme yetkisi, bir kişi (devlet başkanı) ile bir kurul (Bakanlar Kurulu) arasında paylaşılmaktadır. İkici yürütme sistemi, parlamenter sistemlerin temel özelliklerinden biridir. Yürütme organının iki başlı olduğu parlamenter sistemlerde devlet başkanlarının, vatana ihanet dışında, sorumluluğunun olmaması genel kabul gören bir ilkedir.

Ülkemizde, 16 Nisan 2017 tarihinde kabul edilen anayasa değişikliğinden önce hükümet sistemi olarak parlamenter sistem vardı. Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılmakta ve yerine getirilmekteydi. Ancak, 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16 Nisan 2017 günü yapılan halkoylamasında kabul edilmesiyle birlikte parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi. Bu sistem değişikliğinin bir sonucu olarak da Bakanlar Kurulu kaldırıldı. Böylece, Türkiye’de yürütme yetkisi tek bir organda, Cumhurbaşkanında toplanmış oldu.

Yargı Organı: Bağımsız Mahkemeler

Devletin temel işlevlerinden birisi de yargıdır. Yargı işlevi, hukuki uyuşmazlıkların bağımsız mahkemelerce kesin olarak çözüme kavuşturulması ve karara bağlanmasıdır. Yargı işlevinin amacı, hukuk düzeninin korunması ve gerçekleştirilmesidir. Anayasa’mıza göre yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Yargı bağımsızlığı ise ancak yargıç güvencesiyle sağlanabilir. Anayasa’nın “Hakimlik ve Savcılık Teminatı” başlıklı 139. maddesine göre ise “Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasa’da gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.” Bunlardan başka, mahkemelerin kuruluşu, işleyişi, görev ve yetkileri, yargılama yöntemlerinin yasayla belirleneceği, duruşmaların kural olarak herkese açık olduğu ve bütün mahkemelerin her türlü kararlarını gerekçeli olarak yazacağı, hâkimler ve savcıların altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görebilecekleri Anayasa’da belirtilmiştir.

Türk yargı sisteminde üç çeşit yargı düzeni vardır. Bunlar anayasa yargısı, adli yargı ve idari yargıdır. 2017 yılında Anayasada yapılan değişiklikle Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve askeri mahkemeler kaldırılarak, sivil yargıdan ayrı askeri yargı düzeni uygulamasına son verilmiştir.

Geniş anlamda anayasa yargısı, doğrudan doğruya anayasaya uyulmasını sağlamak amacını güden her türlü yargı işlemini veya anayasa hukuku sorunlarının yargısal usuller içerisinde bir karara bağlanması sürecini ifade eder.

Türkiye’de ilk kez 1961 Anayasası ile anayasa yargısını gerçekleştirmek ve anayasa ile verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere bir yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.

1982 Anayasasında Anayasa Mahkemesinin üye sayısı on bir asıl ve dört yedek üye olarak belirlenmişken, 12 Eylül 2010 tarihinde Anayasada gerçekleştirilen değişiklikle üye sayısı on yediye çıkarılmıştır. 2017 yılındaki değişiklikle üye sayısı on beş olarak belirlenmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin görevlerinin neler olduğu, Anayasa’nın ilgili maddelerinde gösterilmiştir. Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri şunlardır:

  • Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetlemek (AY md. 148/1),
  • Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruları karara bağlamak,
  • Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılamak (AY md. 148/6),
  • Genelkurmay Başkanını, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarını görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılamak (AY md. 148/7),
  • Siyasal partilerin mali denetimini yapmak (AY md. 69/3),
  • Siyasal partilerin kapatılması hakkındaki davalara bakmak (AY md. 69/4),
  • Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına veya üyeliğin düştüğüne Türkiye Büyük Millet Meclisince karar verilmesi hallerinde, ilgililerin kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzük hükümlerine aykırılığı iddiasıyla ileri sürdükleri iptal istemlerini karara bağlamak (AY md. 85),
  • Uyuşmazlık Mahkemesine Başkanlık edecek üyeyi, kendi üyeleri arasından seçmek (AY md. 158/2).

Anayasa Mahkemesinin görevleri içinde en önemlisi, kuşkusuz, yasaların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve TBMM İçtüzüğünün Anayasa’ya uygunluğunu denetlemektir. Anayasa Mahkemesi bu denetimi şekil (biçim) ve esas (öz) olmak üzere iki açıdan yapabilir. Şekil bakımından denetim, yasaların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Meclis İçtüzüğü’nün Anayasa’da belirtilmiş usul ve şekil kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadıklarının araştırılmasıdır. Esas bakımından denetim ise bir yasa, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin ya da TBMM İçtüzüğü hükümlerinin Anayasa hükümleri ile çatışıp çatışmadığının denetlenmesidir.

Adli yargı, “adliye mahkemeleri” olarak da bilinir. Bu mahkemeler, kişiler arasında ortaya çıkan özel hukuk uyuşmazlıklarını çözmek ve Ceza Kanununu uygulamakla görevli adliye mahkemeleridir. Adli yargı düzeni esas itibariyle hukuk ve ceza davalarına bakan mahkemelerden oluşur. Adli yargıda ilk derece mahkemeleri olarak hukuk ve ceza mahkemeleri bulunmaktadır. Hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri olmak üzere iki kısımdır. Ceza mahkemelerinde sulh ceza ve asliye ceza ayrımı sulh ceza mahkemelerinin 2014 yılında kaldırılmasıyla son bulmuştur. Buna göre ceza mahkemeleri asliye ceza ve ağır ceza mahkemelerinden oluşmaktadır. Bunlardan başka, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla 2014 yılında sulh ceza hâkimlikleri kurulmuştur. Ayrıca, her iki grupta da iş mahkemeleri, çocuk mahkemeleri gibi özel görevli mahkemeler vardır.

Adli yargı alanındaki en yüksek mahkeme Yargıtay’dır. Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.

Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu ve kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu anayasal hüküm çerçevesinde, idari yargı, idare ve bireyler arasında idari işlem ve eylemler nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözen yargı koludur.

1982 Anayasası’nın 155. maddesinde Danıştay’la ilgili hükümler yer almaktadır. Buna göre: Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.

Danıştay, davaları görmek, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek, idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir.

Anayasa’nın 158. maddesinde düzenlenen Uyuşmazlık Mahkemesi, adli ve idari yargı yerleri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmekle görevli bir yüksek mahkemedir. Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir.

Sayıştay, bir yandan mali denetim organı, bir yandan da “özel yönetsel yargı” kuruluşudur. Anayasanın 160. maddesine göre “Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir.” Ayrıca, mahallî idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay tarafından yapılır.

Yasama Organı: Türkiye Büyük Millet Meclisi

1982 Anayasası, yasama yetkisinin Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ne ait olduğunu ve bu yetkinin devredilemeyeceğini belirtmiştir. TBMM üye sayısında yıllar içinde değişiklikler olmuştur. 1982 Anayasası’nın ilk şeklinde TBMM’nin üye sayısı 400 olarak belirlenmişti. Milletvekili sayısı, 1987 yılında Anayasa’da değişiklik yapılarak 450’ye yükseltilmiştir. Anayasa’da 1995 yılında yeniden yapılan bir değişiklikle de TBMM üye sayısı 550’ye çıkarılmıştır. 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16 Nisan 2017 günü yapılan halkoylamasında kabul edilmesi ile birlikte TBMM üye sayısı 550’den 600’e çıkarılmıştır.

Anayasa’nın 77. maddesinde 2007 yılında yapılan değişiklikle daha önce beş yılda bir yapılan TBMM seçimlerinin dört yılda bir yapılması kararlaştırılmıştı. 2017 yılında yapılan değişiklikle Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin beş yılda bir ve aynı günde yapılması kararlaştırılmıştır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.

Türkiye’de milletvekili seçilme yaşı zaman içinde değişmiştir. 2006 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile milletvekili seçilebilme yaşı 30’dan 25’e indirilmiştir. 2017’deki en son değişiklikle de 18 yaşına düşürülmüştür. Buna göre 18 yaşını dolduran ve milletvekili seçilebilmek için Anayasa’da öngörülen gerekli diğer koşulları taşıyan her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir.

Anayasamızın 95. maddesine göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür.

Anayasa’ya göre “Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkan vekilleri, Kâtip Üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.

TBMM çalışmalarında siyasal partilerin önemli bir yeri vardır. Siyasal partiler Meclis çalışmalarını parti meclis grupları aracılığıyla yürütürler. Anayasa’mıza göre, bir siyasal partinin TBMM’de grup kurabilmesi için en az 20 milletvekiline sahip olması gerekmektedir.

TBMM Komisyonları bir konunun Meclis Genel Kuruluna gelmeden önce görüşülüp olgunlaştırıldığı kurullardır. Komisyonlar, kendilerine verilen işler hakkında rapor hazırlarlar ve bunu Meclis Başkanlığına sunarlar. Komisyonlarda siyasal parti grupları üye sayıları oranında temsil edilir.

Anayasa’mızın 96. maddesine göre “Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tam sayısının en az üçte biri ile toplanır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, genel olarak, 1982 Anayasası’nın 87. maddesinde düzenlenmiştir. Bunlar:

  • Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak
  • Bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek
  • Para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek
  • Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek
  • Anayasa’nın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
  • TBMM’nin en temel işlevi yasa yapmak olduğu için yasa yapma süreci hakkında bilgi vermek yararlı olacaktır.

TBMM’nin en kapsamlı yetkisi yasa yapma yetkisidir. TBMM, Anayasa’ya aykırı olmamak koşuluyla her konuda yasal düzenleme yapabilir. Bu onun Anayasa’dan aldığı genel yetkidir (Sabuncu, 1997:140). Anayasa’mıza göre, yasa önermeye milletvekilleri yetkilidir.

Yürütme Organı: Cumhurbaşkanı

Günümüzün özgürlükçü demokrasilerinde yürütme organının görevleri ve devlet içindeki ağırlığı gitgide artmaktadır. Yürütme organı, yapısal olarak, tekçi (monist) ve ikici (düalist) olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Tekçi sistemde yürütme yetkisi tek bir organda toplanmıştır. Buna örnek olarak, yürütme yetkisinin tümünün, halk tarafından seçilmiş bir başkana ait olduğu Amerikan başkanlık sistemi verilebilir. İkici sistemde ise yürütme yetkisi, bir kişi (devlet başkanı) ile bir kurul (Bakanlar Kurulu) arasında paylaşılmaktadır. İkici yürütme sistemi, parlamenter sistemlerin temel özelliklerinden biridir. Yürütme organının iki başlı olduğu parlamenter sistemlerde devlet başkanlarının, vatana ihanet dışında, sorumluluğunun olmaması genel kabul gören bir ilkedir.

Ülkemizde, 16 Nisan 2017 tarihinde kabul edilen anayasa değişikliğinden önce hükümet sistemi olarak parlamenter sistem vardı. Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılmakta ve yerine getirilmekteydi. Ancak, 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16 Nisan 2017 günü yapılan halkoylamasında kabul edilmesiyle birlikte parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi. Bu sistem değişikliğinin bir sonucu olarak da Bakanlar Kurulu kaldırıldı. Böylece, Türkiye’de yürütme yetkisi tek bir organda, Cumhurbaşkanında toplanmış oldu.

Yargı Organı: Bağımsız Mahkemeler

Devletin temel işlevlerinden birisi de yargıdır. Yargı işlevi, hukuki uyuşmazlıkların bağımsız mahkemelerce kesin olarak çözüme kavuşturulması ve karara bağlanmasıdır. Yargı işlevinin amacı, hukuk düzeninin korunması ve gerçekleştirilmesidir. Anayasa’mıza göre yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Yargı bağımsızlığı ise ancak yargıç güvencesiyle sağlanabilir. Anayasa’nın “Hakimlik ve Savcılık Teminatı” başlıklı 139. maddesine göre ise “Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasa’da gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.” Bunlardan başka, mahkemelerin kuruluşu, işleyişi, görev ve yetkileri, yargılama yöntemlerinin yasayla belirleneceği, duruşmaların kural olarak herkese açık olduğu ve bütün mahkemelerin her türlü kararlarını gerekçeli olarak yazacağı, hâkimler ve savcıların altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görebilecekleri Anayasa’da belirtilmiştir.

Türk yargı sisteminde üç çeşit yargı düzeni vardır. Bunlar anayasa yargısı, adli yargı ve idari yargıdır. 2017 yılında Anayasada yapılan değişiklikle Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve askeri mahkemeler kaldırılarak, sivil yargıdan ayrı askeri yargı düzeni uygulamasına son verilmiştir.

Geniş anlamda anayasa yargısı, doğrudan doğruya anayasaya uyulmasını sağlamak amacını güden her türlü yargı işlemini veya anayasa hukuku sorunlarının yargısal usuller içerisinde bir karara bağlanması sürecini ifade eder.

Türkiye’de ilk kez 1961 Anayasası ile anayasa yargısını gerçekleştirmek ve anayasa ile verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere bir yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.

1982 Anayasasında Anayasa Mahkemesinin üye sayısı on bir asıl ve dört yedek üye olarak belirlenmişken, 12 Eylül 2010 tarihinde Anayasada gerçekleştirilen değişiklikle üye sayısı on yediye çıkarılmıştır. 2017 yılındaki değişiklikle üye sayısı on beş olarak belirlenmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin görevlerinin neler olduğu, Anayasa’nın ilgili maddelerinde gösterilmiştir. Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri şunlardır:

  • Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetlemek (AY md. 148/1),
  • Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruları karara bağlamak,
  • Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılamak (AY md. 148/6),
  • Genelkurmay Başkanını, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarını görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılamak (AY md. 148/7),
  • Siyasal partilerin mali denetimini yapmak (AY md. 69/3),
  • Siyasal partilerin kapatılması hakkındaki davalara bakmak (AY md. 69/4),
  • Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına veya üyeliğin düştüğüne Türkiye Büyük Millet Meclisince karar verilmesi hallerinde, ilgililerin kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzük hükümlerine aykırılığı iddiasıyla ileri sürdükleri iptal istemlerini karara bağlamak (AY md. 85),
  • Uyuşmazlık Mahkemesine Başkanlık edecek üyeyi, kendi üyeleri arasından seçmek (AY md. 158/2).

Anayasa Mahkemesinin görevleri içinde en önemlisi, kuşkusuz, yasaların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve TBMM İçtüzüğünün Anayasa’ya uygunluğunu denetlemektir. Anayasa Mahkemesi bu denetimi şekil (biçim) ve esas (öz) olmak üzere iki açıdan yapabilir. Şekil bakımından denetim, yasaların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Meclis İçtüzüğü’nün Anayasa’da belirtilmiş usul ve şekil kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadıklarının araştırılmasıdır. Esas bakımından denetim ise bir yasa, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin ya da TBMM İçtüzüğü hükümlerinin Anayasa hükümleri ile çatışıp çatışmadığının denetlenmesidir.

Adli yargı, “adliye mahkemeleri” olarak da bilinir. Bu mahkemeler, kişiler arasında ortaya çıkan özel hukuk uyuşmazlıklarını çözmek ve Ceza Kanununu uygulamakla görevli adliye mahkemeleridir. Adli yargı düzeni esas itibariyle hukuk ve ceza davalarına bakan mahkemelerden oluşur. Adli yargıda ilk derece mahkemeleri olarak hukuk ve ceza mahkemeleri bulunmaktadır. Hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri olmak üzere iki kısımdır. Ceza mahkemelerinde sulh ceza ve asliye ceza ayrımı sulh ceza mahkemelerinin 2014 yılında kaldırılmasıyla son bulmuştur. Buna göre ceza mahkemeleri asliye ceza ve ağır ceza mahkemelerinden oluşmaktadır. Bunlardan başka, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla 2014 yılında sulh ceza hâkimlikleri kurulmuştur. Ayrıca, her iki grupta da iş mahkemeleri, çocuk mahkemeleri gibi özel görevli mahkemeler vardır.

Adli yargı alanındaki en yüksek mahkeme Yargıtay’dır. Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.

Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu ve kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu anayasal hüküm çerçevesinde, idari yargı, idare ve bireyler arasında idari işlem ve eylemler nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözen yargı koludur.

1982 Anayasası’nın 155. maddesinde Danıştay’la ilgili hükümler yer almaktadır. Buna göre: Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.

Danıştay, davaları görmek, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek, idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir.

Anayasa’nın 158. maddesinde düzenlenen Uyuşmazlık Mahkemesi, adli ve idari yargı yerleri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmekle görevli bir yüksek mahkemedir. Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir.

Sayıştay, bir yandan mali denetim organı, bir yandan da “özel yönetsel yargı” kuruluşudur. Anayasanın 160. maddesine göre “Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir.” Ayrıca, mahallî idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay tarafından yapılır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.