Açıköğretim Ders Notları

Enerji Tasarrufu Dersi 6. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Enerji Tasarrufu Dersi 6. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Evlerde Enerji Tasarrufu Ve Verimliliği

Giriş

Evlerimiz yani yaşam alanlarımız, barınma ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde gelişen teknoloji ile birlikte sosyal faaliyet ve eğlence alanlarımız olma yolunda hızla ilerlemektedir. Gelişen teknolojik imkanlar bizlere evimizin dışına çıkmadan birçok ihtiyacımızı karşılama imkânı sunmaktadır. Evlerde geçirilen zamanın uzaması, evleri enerji tüketimi açısından daha verimli hale getirmeyi zorunlu kılmaktadır. Özellikle elektrikle çalışan aletlerde, uygun yer seçimi, uygun kullanım biçimi ve enerji tasarrufunu teşvik edici uygun ürün seçimi bütçemize, özellikle uzun dönemde etkileri kolaylıkla anlaşılabilecek katkılar sağlayacaktır.

Enerji, Güç, Enerji Verimi ve Çevresel Etkiler

Enerjinin en doğru biçimde kullanılması ya da enerjide yüksek verim kavramları ülkeler bazında ve genel olarak dünya üzerinde artan enerji ihtiyaçlarına bağlı olarak farklı şekillerde tanımı yapılmış olan önemli bir kavramdır. Enerji kaynakları bakımından kısıtlı imkanlara sahip olan ülkeler için enerjinin doğru biçimde sarfiyatı önemli bir konudur. Toplum içerisinde her yaş grubundan bireylerin enerji kullanımı ve tasarrufu üzerine bilgilendirilmesi, küçük büyük olmasına bakılmaksızın birtakım önlemlerin alınması kısıtlı enerji kaynakları göz önüne alındığında bir zaruret olarak karşımıza çıkmaktadır.

Enerji genel olarak çok geniş bir tanımlama yelpazesine sahip olmakla birlikte, Fizik’ te iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Enerjinin birimi Joule (J) ile verilir ve skaler bir büyüklüktür. Son yıllarda artan enerji tüketimine bağlı olarak enerji verimliliği kavramı ön plana çıkan bir unsur olmuştur. Enerji kaynakları genel olarak yenilenebilen ve yenilenemeyen enerji kaynakları olarak iki grupta toplanmıştır. Enerjinin dışında tanımlanması gereken bir diğer kavram ise güçtür. Genel olarak birim zamanda harcanan enerji miktarına güç denmektedir. Birimi Watt (W) ile ve dolayısıyla Joule/saniye ile temsil edilir. Tüketilen enerji ve güç arasındaki ilişki,

Harcanan Enerji = güç x zaman ile verilir.

Enerjide yüzdelik verim genel olarak;

%Verim= Yapılan iş / Harcanan enerji x100

eşitliği ile ifade edilir. Yani bir işi yaparken en az miktarda enerji kullanımı verimi arttıracaktır.

Enerjinin etkin kullanımı yaşam kalitesinin düşürülmesi, ortam şartlarının ve ürün standartlarının kötüleştirilmesi anlamını taşımaz. Bununla birlikte istenen sonuca giden yolda ihtiyaçtan fazlasının tüketilmemesi anlamını taşımaktadır.

Bu bağlamda yaşam alanımız olan ve gelişen teknolojik unsurlar göz önüne alındığında aynı zamanda bir kültürel faaliyet alanı özelliği kazanan evlerimizde bilinçli bir yaklaşımla enerjinin kontrollü tüketimi mümkündür. Bu yaklaşım ekonomik ve çevresel anlamda olumlu sonuçları da beraberinde getirecektir.

Enerjiyi kullanmanın bir bedeli vardır. Enerjinin yüksek verimle tüketilmesi yalnızca ekonomik bağlamda katkılar sunmakla kalmaz çevreye verilen zararın da en aza indirilmesine katkı sağlar. Daha az enerjinin uygun biçimde kullanılması sera gazı emisyonlarına bağlı etkileri en aza indirecek ve küresel ısınmaya neden olan etkiler minimize edilerek hava kirliliğine neden olan unsurlar da en alt seviyeye çekilmiş olacaktır. Bu şekilde anormal iklim değişikliklerinin önüne geçilmiş olacak ve çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünyayı miras bırakma şansımız olacaktır.

Su buharı, karbondioksit ve metan gibi bazı gazlar atmosferde sera etkisine neden olan gazlardır. Güneş tarafından yeryüzüne düşen ışınlar atmosferin çeşitli bileşenleri tarafından ya yansıtılır ya emilir ya da herhangi bir etkileşim gözlenmez. Bununla birlikte yeryüzünden yansıyan belirli başlı bazı ışınlar atmosferdeki sera gazları tarafından tutularak dünyamızın ısınmasına katkıda bulunurlar. Yani sözü edilen bu gazlar ışınları adeta bir sera gibi hapsedip doğrudan uzaya geri dönmelerine engel olurlar. Aslında bu istenen bir durumdur. Şayet dünyamızda dengeli bir sera etkisi olmasaydı yeryüzünde ortalama sıcaklık değerleri çok düşük olacak ve canlı hayatını tehdit edecek noktalara ulaşacaktı. Bununla birlikte, sera gazlarının da atmosferde aşırı miktarda birikmesi yeryüzünün ortalama sıcaklığını arttırıcı bir etki yapacaktır ki bu da arzu edilen bir durum değildir. Dolayısıyla enerjinin doğru bir biçimde tüketilmesi dünyamızı ve insanlığın geleceğini yakından ilgilendiren bir konudur.

Evlerde Enerji Kullanımı, Tasarruf ve Etkileri

Evlerde ısınmaya harcanan enerjinin yanı sıra enerji tüketiminde göze çarpan ilk faktörlerden bir diğeri ise elektrikli ev aletleridir. Hemen hemen tüm evlerde televizyon, buzdolabı, çamaşır makinası gibi elektrikli ev aletleri mevcuttur. Bu ve benzeri elektrikli ev aletlerinin kullanımında tasarrufu etkin kılacak bazı önlemler özellikle uzun dönemde aile ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır. Öncelikle bu tür alet ve cihazların alımı aşamasında ailenin ihtiyaç ve gereksinimleri göz önüne alınarak hareket edilmeli ihtiyacın üzerinde kapasiteye sahip alımlardan uzak durulmalıdır. Avrupa Birliği ev aletleriyle ilgili enerji verimliliğini arttırmak amacıyla 1994 yılında bir direktif yayımlamış olup, bu bağlamda bazı ev aletleriyle ilgili enerji endeksleri tanımlamıştır. Özellikle soğutucu türü aletlerde getirilen minimum standartlar enerji verimliliğinde olumlu sonuçlar doğurmuştur. Elektrikli ev aletleri alırken enerji tüketim performansı göz ardı edilerek daha ucuz olan aletlerin tercih edilmesi başlangıçta ekonomik bir tercih olarak görülse de bu durum elektrik faturalarına yüksek maliyet olarak yansıyacağından uzun dönem etkiler genellikle beklendiği gibi olmaz. Genellikle bu tür cihazlar enerji tüketim durumlarına bağlı olarak A, B, C, D, E, F ve G harflerle temsil edilecek şekilde sınıflandırılmıştır. Bunlardan A harfi ile temsil dilen grup en düşük enerji tüketimini ifade eder.

En basit tanımıyla elektrik akımı (I) birim zamanda birim yüzeyden geçen hareketli yük miktarı olarak tanımlanmaktadır ve birimi Amper’ dir. Ülkemizde elektrik eldesinde farklı yollar söz konusudur. Bunlardan en bilineni hidroelektrik santrallerdir. Elektrik enerjisinin eldesi belirli maliyetler getirmekte olduğundan kullanımında gösterilecek uygun davranış ve tutumun ülke ve aile ekonomisine katkıları aşikârdır. Dolaysıyla elektrikle çalışan ev aletlerinin seçiminde, kullanılmasında, konumlandırılmasında dikkat edeceğimiz ufak detaylar, özellikle uzun dönem enerji sarfiyatında olumlu sonuçlar doğuracaktır; çünkü elektrik tüketimi bir anlamda enerji tüketimidir.

İhtiyaca göre cihaz alımı uygun olacaktır. Satın alma aşamasından önce bir piyasa araştırması yapılmalı ve ihtiyaca uygun tercihlerde bulunulmalıdır. Alınacak alet, güvenli ve dayanıklı olmalı, garanti belgesi olmalı ve CE işareti taşımalıdır. CE işareti alınacak ürünün bu husustaki yönetmeliklerle ilgili gereksinimleri karşıladığı anlamını taşımaktadır. Ayrıca enerji tüketim durumları daha düşük olan A kategorisindeki cihazların tercihiyle hem tüketime hem de çevreye olumlu katkılar sağlanacaktır.

Elektrikli ev aletlerinin ev içi elektrik sarfiyatında en önde geleni Elektrik İşleri Etüt İdaresine göre %30’ luk bir payla buzdolaplarıdır. Dolayısıyla buzdolaplarında doğru tercih ve doğru kullanım oldukça önemlidir. Enerji verimi yüksek A sınıfında yer alan buzdolapları tercih edilmelidir. Ev halkının ihtiyacı göz önüne alınarak uygun kapasiteli seçimler yapılmalıdır. Buzdolapları doğrudan güneş ışığı, kalorifer ya da fırın gibi ısı kaynaklarına maruz bırakılmayacak şekilde konumlandırılmalıdır. Aksi takdirde enerji kaybı fazla olacaktır. Buzdolabı kapakları uzun süre açık bırakılmamalıdır. Temas halinde olan yüksek sıcaklığa sahip nesnelerden daha düşük sıcaklıktaki nesnelere doğru ısı akışı olacaktır. Bundan dolayı buzdolabının iç sıcaklığının daha az enerjiyle kontrol altında tutulabilmesi sıcak yiyecek, içecek ve besin malzemelerinin buzdolabının içine konulmadan önce soğuması beklenmelidir ve özellikle nem oranı yüksek olan besinler ve sıvılar kapalı bir biçimde buzdolabına yerleştirilmelidir. Buzdolabının iç ortamı dışarıdan iyice izole edilmiş olmadır. Buzdolabı içerisinde gereksiz malzeme yer almamalıdır. Çünkü buzdolabı bu malzemeleri soğutmak için de enerji harcamak zorunda kalacaktır.

Elektrikli fırınlar ev içi elektrik sarfiyatında yaklaşık olarak %10’ luk bir dilime sahiptirler. Standart özelliklere sahip bir elektrik fırınla enerji verimliliği yüksek bir elektrikli fırın arasında aylık tüketim bazında yaklaşık olarak 10 kWh’ lık bir fark vardır. Dolayısıyla enerji verimliliği yüksek bir fırın için yıllık tasarruf edilen enerji miktarı oldukça yüksek olacaktır. Elektrikli fırınlarda pişirme esnasında ısı kaybına neden olacağı için fırının kapağı gerekmedikçe açılmamalıdır. Elektrikli bir fırın her ne kadar ısıl izolasyonları tam olsa da çalıştırıldığında ısı yayacağından buzdolabı gibi soğutma işlevi gören aletlerin yanında konumlandırılmamalıdır.

Ocaklar günümüzde mutfakların olmazsa olmazları arasında yer almaktadırlar. Elektrikli olabilecekleri gibi, doğalgaz ve tüp gazlı ocaklarda mevcuttur. Bir takım basit önlemlerle ocaklarda enerji tasarrufunu arttırmak mümkündür. Örneğin tüketilecek miktardan fazla yiyecek ve içecek ocaklarda ısıtılmamalıdır. Ayrıca pişirme veya ısıtma esnasında yemek kaplarının kapağı kapalı tutulmalıdır. Dolayısıyla ısıtılacak malzeme bir oranda çevreden yalıtılmış olacak ve ısı kaybı aza indirilmiş olacaktır. Düdüklü tencereler pişirmede etkin izolasyon sağlayacağından enerji verimi yüksek mutfak gereçlerindendir.

Televizyonlarda diğer tüm elektrikli ev aletlerinde olduğu gibi ihtiyaca uygun boyutlarda seçilmelidir. Boyutlar büyüdükçe enerji tüketimi artacaktır. Ayrıca yüksek ses düzeyinde kullanılan televizyonlarda da enerji tüketimini fazla olacaktır. Kullanılmadığı ya ada izlenilmediği zaman kapatılmalıdır.

Çamaşır ve bulaşık makinaları evlerdeki elektrik tüketiminde %7’ lik dilimlere sahiptirler. Her iki alet için de enerji verimliliği yüksek olanlar tercih edilmelidir. Bu aletler tam doldurulmadan kullanılmamalıdırlar. Üzerleri ve özellikle tuş takımlarının olduğu bölgeler bir örtü ile kapatılmalı ve bu bölgelere yağ ve kir gibi unsurlarının yerleşmesi engellenmelidir. Özellikle çamaşır makinelerinde gerekmedikçe yıkama sıcaklığı yüksek tutulmamalıdır. Yeni nesil çamaşır makinelerinde kurutma sistemleri de mevcuttur fakat kurutma enerji maliyetini oldukça arttıracağından mümkünse geleneksel yöntemlerle kurutma tercih edilmelidir.

Enerji verimliliği yüksek olan ütü ve ısıtıcılar tercih edilmelidir. Ütülerde yüksek buhar kapasiteli, termostatlı ve kurulu gücü daha az olan aletleri tercih etmenin enerji tüketimine olumlu yansımaları olacaktır. Özellikle ütü yaparken giysiler önceden ütülemeye hazır halde bulundurulmalıdırlar. Bu şekilde ütü için ayrılan zaman kısalacaktır. Ayrıca ütü yapılacak son bir veya birkaç parça ütü fişten çekilerek mevcut ısısıyla da yapılabilmektedir. Özellikle su ısıtıcılar su kaynadıktan sonra kapatılmalı veya uygun enerji tüketim kademesine çekilmelidirler. Saç kurutma makinelerinde saçımızın nemi ve suyu bir havlu yardımıyla iyice alındıktan sonra saç kurutma işlemine geçilmelidir. Bu şekilde saçımız daha kısa sürede kurutulabilecek ve enerji sarfiyatı en aza inmiş olacaktır.

Elektrik süpürgelerinde, enerji verimi yüksek olanlardan seçilmelidirler. Toz filtreleri belirli aralıklarla temizlenmeli ve çöp hazneleri boşaltılmalıdır. Bu şekilde özellikle cihazın motor bölümü daha az kirlenecek ve dolaysıyla daha az zorlanacak ve daha verimli bir şekilde işlevini yerine getirmenin yanı sıra cihaz daha uzun ömürlü olacaktır. Bunun yanı sıra elektrikli süpürgeler kullanım kılavuzlarında belirtiği şekilde kullanılmalıdır.

Son yıllarda evlerde yaygın olarak ısınma ve ısıtma amaçlı kullanılan kombilerin kullanımında enerji tasarrufu sağlamak mümkündür. Örneğin çok kısa süreler için kombilerin açılıp kapatılması yerine düşük sıcaklık değerlerinde tutulması, kalorifer peteklerinde biriken gazın tahliye edilmesi, kalorifer peteklerinin temiz ve önünün açık tutulması gibi basit önlemler ısıl verim sağlayacak ve daha düşük elektrik tüketimini teşvik edecektir.

Evlerde en çok elektrik tüketimini buzdolaplarından sonra yaklaşık %28’ lik bir oranla aydınlatma ihtiyaçları takip etmektedir. Doğal ve yapay olmak üzere genel olarak iki başlık altında incelenebilir. Doğal aydınlatmada gün ışığından en etkin şekilde yararlanma söz konusuyken, yapay aydınlatmada farklı türden aydınlatma elemanları söz konusudur. Doğru şekilde aydınlatılmış bir ortam ekonomik açıdan verimliliği arttıracağı gibi insan sağlığı üzerine de başta gözlerimiz olmak üzere olumlu tesirleri olacaktır. Ayrıca ilgili ortamın konfor düzeyini arttıracak ve daha etkin çalışma koşullarının oluşturulmasında rol oynayacaktır. Aydınlatmanın daha tasarruflu gerçekleşebilmesi önemlidir ve basit önlemlerle fark yaratmak mümkündür. Ayrıca binalarda ve muhtelif yerlerde sensörlü aydınlatma sistemleri tasarrufu artırıcı başka bir yöntemdir. Son yıllarda LED (ışık yayan diyot) kullanımı istenilen aydınlık oranlarına bağlı olarak enerjide daha düşük tüketimi mümkün kılacak bir diğer aydınlatma yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlara ilaveten odalarda ve aydınlatmanın gerekli olduğu muhtelif mekanlarda açık tonda renk kullanımı enerji tasarrufu sağlayacaktır. Farkı türden kapalı ortamların aydınlatma hesapları için belirli yaklaşımlar söz konusudur. Bir oda ya da mahal için aydınlatma verim çizelgesi S:109, Tablo 6.1’ de sunulmuştur.

Doğru aydınlatma, evlerde, iç mekanlarda kullanılan odanın özelliklerine, yapılacak aktiviteye ya da salon, mutfak, yatak odası gibi kullanım amaçlarına bağlı olarak aydınlatma miktarı ve kaynağının ve mekânın renk seçiminin uygun şekilde yapılmasıyla mümkündür. İç mekanlarda renk seçimi psikolojik unsurlar da göz önüne alınarak yapılmalıdır. Her rengin yansıma faktörü farklıdır. Bazı renkler için ortalama yansıma faktörleri aşağıda verildiği gibidir;

  • Siyah; 0,05
  • Koyu kırmızı; 0,10
  • Gök mavi; 0,40
  • Pembe ve açık yeşil; 0,45
  • Beyaz; 0,80

Renklerin insan duyuları ve psikolojisi üzerinde de farklı etkileri söz konusudur. Bu noktada kaş yaparken göz çıkarmamak gerekir. Yani verimli bir aydınlatma ve dolayısıyla etkin enerji kullanımı insan sağlığından bağımsız olarak düşünülemez. Mekanlarda renklerin duyular üzerine yaptıkları çağrışımların göz önüne alınarak seçilmesi daha uygundur. Örneğin mavi renk geceyi çağrıştıran ve yatıştırıcı etkisi olan bir renk olarak bilinmektedir. Bu nedenle istirahat ve dinlenme yapılan mekanlarda mavi ve mavinin açık tonlarının kullanılması doğru bir tercih olarak durmaktadır.

Doğru aydınlatma ışığın, mekânın gerektirdiği ve bireylerin fizyolojik ve psikolojik ihtiyacı ölçüsünde kullanılması demek olup ortamı olabildiğince karartmak anlamını taşımaz.

Evlerde Enerji Tüketimine Dair Diğer Faktörler

Su bir bakıma hayat kaynağımızdır. Doğrudan enerji kullanımını çağrıştırmasa da evimizde kullandığımız sudan yapacağımız tasarruf bir anlamda enerji tasarrufudur. Çok basit bir yaklaşımla düşünülecek olursa bile kolaylıkla anlaşılması mümkündür ki, ilgili içme su kaynaklarından suyun evlere taşınma süreci enerji gereksinimi olan bir süreçtir. Barajlarda su kullanılarak elektrik enerjisi eldesi ise bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla su bir anlamda enerji kaynağı demektir. Çamaşır makinelerinde elektrik enerjisinin yaklaşık olarak %90’ı suyu ısıtmak için harcanmaktadır. Bu bağlamda, örneğin tam dolu olmayan bir bulaşık veya çamaşır makinasının çalıştırılması temizlik işlemi esnasında makine tarafından gereğinden fazla suyun ısıtılması anlamına gelecek ve bu durum doğrudan su israfı ve dolaylı yoldan enerji israfına neden olacaktır. Evlerde musluklarda veya banyoda yaygın olarak kullanılan sıcak su şayet tesisatın muhtelif yerlerinde sızıntı varsa benzer şekilde enerji israfına neden olacaktır. Tesisatta sızıntı olup olmadığını anlamanın en pratik yolu, evlerde tüm muslukları ve su tüketimine neden olan araç ve gereçleri yaklaşık iki saat süreyle kapatmak, bu sürenin öncesinde ve sonrasında sayaç üzerinde yazan miktarı okumaktır. Şayet herhangi bir kaçak veya sızıntı yok ise sayaçta yazan değer iki saatin sonunda bir değişiklik göstermeyecektir. Bunlara ilaveten suyun etkin tüketimini teşvik amacıyla sensör kontrollü elektrik kullanımı özellikle musluklarda doğrudan tüketim esnasında su tasarrufu sağlayacaktır.

Enerji tasarrufuna dair tüm eylemlerin merkezinde bireyler vardır. Toplumun enerji kullanımı hususunda bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir. Pozitif bilimlerde olası hata faktörlerinden bir tanesi de kullanıcı kaynaklı hatalardır. Dolayısıyla bireylerin enerji kullanımı hususunda bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi her şeyden daha önemlidir. Çok yerinde ve çok doğru koşullara sahip olmak bu koşulların uygun şekilde idaresi ile taçlandırılmalıdır.

Her cihazın etkin olarak çalışma ve kullanım koşulları mevcuttur. Elektrikli ev aletlerini amacına yönelik kullanmak hem insan sağlığını tehdit eden unsurların önüne geçecek hem de kullanılan alet uzun ömürlü olacaktır.

Giriş

Evlerimiz yani yaşam alanlarımız, barınma ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde gelişen teknoloji ile birlikte sosyal faaliyet ve eğlence alanlarımız olma yolunda hızla ilerlemektedir. Gelişen teknolojik imkanlar bizlere evimizin dışına çıkmadan birçok ihtiyacımızı karşılama imkânı sunmaktadır. Evlerde geçirilen zamanın uzaması, evleri enerji tüketimi açısından daha verimli hale getirmeyi zorunlu kılmaktadır. Özellikle elektrikle çalışan aletlerde, uygun yer seçimi, uygun kullanım biçimi ve enerji tasarrufunu teşvik edici uygun ürün seçimi bütçemize, özellikle uzun dönemde etkileri kolaylıkla anlaşılabilecek katkılar sağlayacaktır.

Enerji, Güç, Enerji Verimi ve Çevresel Etkiler

Enerjinin en doğru biçimde kullanılması ya da enerjide yüksek verim kavramları ülkeler bazında ve genel olarak dünya üzerinde artan enerji ihtiyaçlarına bağlı olarak farklı şekillerde tanımı yapılmış olan önemli bir kavramdır. Enerji kaynakları bakımından kısıtlı imkanlara sahip olan ülkeler için enerjinin doğru biçimde sarfiyatı önemli bir konudur. Toplum içerisinde her yaş grubundan bireylerin enerji kullanımı ve tasarrufu üzerine bilgilendirilmesi, küçük büyük olmasına bakılmaksızın birtakım önlemlerin alınması kısıtlı enerji kaynakları göz önüne alındığında bir zaruret olarak karşımıza çıkmaktadır.

Enerji genel olarak çok geniş bir tanımlama yelpazesine sahip olmakla birlikte, Fizik’ te iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Enerjinin birimi Joule (J) ile verilir ve skaler bir büyüklüktür. Son yıllarda artan enerji tüketimine bağlı olarak enerji verimliliği kavramı ön plana çıkan bir unsur olmuştur. Enerji kaynakları genel olarak yenilenebilen ve yenilenemeyen enerji kaynakları olarak iki grupta toplanmıştır. Enerjinin dışında tanımlanması gereken bir diğer kavram ise güçtür. Genel olarak birim zamanda harcanan enerji miktarına güç denmektedir. Birimi Watt (W) ile ve dolayısıyla Joule/saniye ile temsil edilir. Tüketilen enerji ve güç arasındaki ilişki,

Harcanan Enerji = güç x zaman ile verilir.

Enerjide yüzdelik verim genel olarak;

%Verim= Yapılan iş / Harcanan enerji x100

eşitliği ile ifade edilir. Yani bir işi yaparken en az miktarda enerji kullanımı verimi arttıracaktır.

Enerjinin etkin kullanımı yaşam kalitesinin düşürülmesi, ortam şartlarının ve ürün standartlarının kötüleştirilmesi anlamını taşımaz. Bununla birlikte istenen sonuca giden yolda ihtiyaçtan fazlasının tüketilmemesi anlamını taşımaktadır.

Bu bağlamda yaşam alanımız olan ve gelişen teknolojik unsurlar göz önüne alındığında aynı zamanda bir kültürel faaliyet alanı özelliği kazanan evlerimizde bilinçli bir yaklaşımla enerjinin kontrollü tüketimi mümkündür. Bu yaklaşım ekonomik ve çevresel anlamda olumlu sonuçları da beraberinde getirecektir.

Enerjiyi kullanmanın bir bedeli vardır. Enerjinin yüksek verimle tüketilmesi yalnızca ekonomik bağlamda katkılar sunmakla kalmaz çevreye verilen zararın da en aza indirilmesine katkı sağlar. Daha az enerjinin uygun biçimde kullanılması sera gazı emisyonlarına bağlı etkileri en aza indirecek ve küresel ısınmaya neden olan etkiler minimize edilerek hava kirliliğine neden olan unsurlar da en alt seviyeye çekilmiş olacaktır. Bu şekilde anormal iklim değişikliklerinin önüne geçilmiş olacak ve çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünyayı miras bırakma şansımız olacaktır.

Su buharı, karbondioksit ve metan gibi bazı gazlar atmosferde sera etkisine neden olan gazlardır. Güneş tarafından yeryüzüne düşen ışınlar atmosferin çeşitli bileşenleri tarafından ya yansıtılır ya emilir ya da herhangi bir etkileşim gözlenmez. Bununla birlikte yeryüzünden yansıyan belirli başlı bazı ışınlar atmosferdeki sera gazları tarafından tutularak dünyamızın ısınmasına katkıda bulunurlar. Yani sözü edilen bu gazlar ışınları adeta bir sera gibi hapsedip doğrudan uzaya geri dönmelerine engel olurlar. Aslında bu istenen bir durumdur. Şayet dünyamızda dengeli bir sera etkisi olmasaydı yeryüzünde ortalama sıcaklık değerleri çok düşük olacak ve canlı hayatını tehdit edecek noktalara ulaşacaktı. Bununla birlikte, sera gazlarının da atmosferde aşırı miktarda birikmesi yeryüzünün ortalama sıcaklığını arttırıcı bir etki yapacaktır ki bu da arzu edilen bir durum değildir. Dolayısıyla enerjinin doğru bir biçimde tüketilmesi dünyamızı ve insanlığın geleceğini yakından ilgilendiren bir konudur.

Evlerde Enerji Kullanımı, Tasarruf ve Etkileri

Evlerde ısınmaya harcanan enerjinin yanı sıra enerji tüketiminde göze çarpan ilk faktörlerden bir diğeri ise elektrikli ev aletleridir. Hemen hemen tüm evlerde televizyon, buzdolabı, çamaşır makinası gibi elektrikli ev aletleri mevcuttur. Bu ve benzeri elektrikli ev aletlerinin kullanımında tasarrufu etkin kılacak bazı önlemler özellikle uzun dönemde aile ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır. Öncelikle bu tür alet ve cihazların alımı aşamasında ailenin ihtiyaç ve gereksinimleri göz önüne alınarak hareket edilmeli ihtiyacın üzerinde kapasiteye sahip alımlardan uzak durulmalıdır. Avrupa Birliği ev aletleriyle ilgili enerji verimliliğini arttırmak amacıyla 1994 yılında bir direktif yayımlamış olup, bu bağlamda bazı ev aletleriyle ilgili enerji endeksleri tanımlamıştır. Özellikle soğutucu türü aletlerde getirilen minimum standartlar enerji verimliliğinde olumlu sonuçlar doğurmuştur. Elektrikli ev aletleri alırken enerji tüketim performansı göz ardı edilerek daha ucuz olan aletlerin tercih edilmesi başlangıçta ekonomik bir tercih olarak görülse de bu durum elektrik faturalarına yüksek maliyet olarak yansıyacağından uzun dönem etkiler genellikle beklendiği gibi olmaz. Genellikle bu tür cihazlar enerji tüketim durumlarına bağlı olarak A, B, C, D, E, F ve G harflerle temsil edilecek şekilde sınıflandırılmıştır. Bunlardan A harfi ile temsil dilen grup en düşük enerji tüketimini ifade eder.

En basit tanımıyla elektrik akımı (I) birim zamanda birim yüzeyden geçen hareketli yük miktarı olarak tanımlanmaktadır ve birimi Amper’ dir. Ülkemizde elektrik eldesinde farklı yollar söz konusudur. Bunlardan en bilineni hidroelektrik santrallerdir. Elektrik enerjisinin eldesi belirli maliyetler getirmekte olduğundan kullanımında gösterilecek uygun davranış ve tutumun ülke ve aile ekonomisine katkıları aşikârdır. Dolaysıyla elektrikle çalışan ev aletlerinin seçiminde, kullanılmasında, konumlandırılmasında dikkat edeceğimiz ufak detaylar, özellikle uzun dönem enerji sarfiyatında olumlu sonuçlar doğuracaktır; çünkü elektrik tüketimi bir anlamda enerji tüketimidir.

İhtiyaca göre cihaz alımı uygun olacaktır. Satın alma aşamasından önce bir piyasa araştırması yapılmalı ve ihtiyaca uygun tercihlerde bulunulmalıdır. Alınacak alet, güvenli ve dayanıklı olmalı, garanti belgesi olmalı ve CE işareti taşımalıdır. CE işareti alınacak ürünün bu husustaki yönetmeliklerle ilgili gereksinimleri karşıladığı anlamını taşımaktadır. Ayrıca enerji tüketim durumları daha düşük olan A kategorisindeki cihazların tercihiyle hem tüketime hem de çevreye olumlu katkılar sağlanacaktır.

Elektrikli ev aletlerinin ev içi elektrik sarfiyatında en önde geleni Elektrik İşleri Etüt İdaresine göre %30’ luk bir payla buzdolaplarıdır. Dolayısıyla buzdolaplarında doğru tercih ve doğru kullanım oldukça önemlidir. Enerji verimi yüksek A sınıfında yer alan buzdolapları tercih edilmelidir. Ev halkının ihtiyacı göz önüne alınarak uygun kapasiteli seçimler yapılmalıdır. Buzdolapları doğrudan güneş ışığı, kalorifer ya da fırın gibi ısı kaynaklarına maruz bırakılmayacak şekilde konumlandırılmalıdır. Aksi takdirde enerji kaybı fazla olacaktır. Buzdolabı kapakları uzun süre açık bırakılmamalıdır. Temas halinde olan yüksek sıcaklığa sahip nesnelerden daha düşük sıcaklıktaki nesnelere doğru ısı akışı olacaktır. Bundan dolayı buzdolabının iç sıcaklığının daha az enerjiyle kontrol altında tutulabilmesi sıcak yiyecek, içecek ve besin malzemelerinin buzdolabının içine konulmadan önce soğuması beklenmelidir ve özellikle nem oranı yüksek olan besinler ve sıvılar kapalı bir biçimde buzdolabına yerleştirilmelidir. Buzdolabının iç ortamı dışarıdan iyice izole edilmiş olmadır. Buzdolabı içerisinde gereksiz malzeme yer almamalıdır. Çünkü buzdolabı bu malzemeleri soğutmak için de enerji harcamak zorunda kalacaktır.

Elektrikli fırınlar ev içi elektrik sarfiyatında yaklaşık olarak %10’ luk bir dilime sahiptirler. Standart özelliklere sahip bir elektrik fırınla enerji verimliliği yüksek bir elektrikli fırın arasında aylık tüketim bazında yaklaşık olarak 10 kWh’ lık bir fark vardır. Dolayısıyla enerji verimliliği yüksek bir fırın için yıllık tasarruf edilen enerji miktarı oldukça yüksek olacaktır. Elektrikli fırınlarda pişirme esnasında ısı kaybına neden olacağı için fırının kapağı gerekmedikçe açılmamalıdır. Elektrikli bir fırın her ne kadar ısıl izolasyonları tam olsa da çalıştırıldığında ısı yayacağından buzdolabı gibi soğutma işlevi gören aletlerin yanında konumlandırılmamalıdır.

Ocaklar günümüzde mutfakların olmazsa olmazları arasında yer almaktadırlar. Elektrikli olabilecekleri gibi, doğalgaz ve tüp gazlı ocaklarda mevcuttur. Bir takım basit önlemlerle ocaklarda enerji tasarrufunu arttırmak mümkündür. Örneğin tüketilecek miktardan fazla yiyecek ve içecek ocaklarda ısıtılmamalıdır. Ayrıca pişirme veya ısıtma esnasında yemek kaplarının kapağı kapalı tutulmalıdır. Dolayısıyla ısıtılacak malzeme bir oranda çevreden yalıtılmış olacak ve ısı kaybı aza indirilmiş olacaktır. Düdüklü tencereler pişirmede etkin izolasyon sağlayacağından enerji verimi yüksek mutfak gereçlerindendir.

Televizyonlarda diğer tüm elektrikli ev aletlerinde olduğu gibi ihtiyaca uygun boyutlarda seçilmelidir. Boyutlar büyüdükçe enerji tüketimi artacaktır. Ayrıca yüksek ses düzeyinde kullanılan televizyonlarda da enerji tüketimini fazla olacaktır. Kullanılmadığı ya ada izlenilmediği zaman kapatılmalıdır.

Çamaşır ve bulaşık makinaları evlerdeki elektrik tüketiminde %7’ lik dilimlere sahiptirler. Her iki alet için de enerji verimliliği yüksek olanlar tercih edilmelidir. Bu aletler tam doldurulmadan kullanılmamalıdırlar. Üzerleri ve özellikle tuş takımlarının olduğu bölgeler bir örtü ile kapatılmalı ve bu bölgelere yağ ve kir gibi unsurlarının yerleşmesi engellenmelidir. Özellikle çamaşır makinelerinde gerekmedikçe yıkama sıcaklığı yüksek tutulmamalıdır. Yeni nesil çamaşır makinelerinde kurutma sistemleri de mevcuttur fakat kurutma enerji maliyetini oldukça arttıracağından mümkünse geleneksel yöntemlerle kurutma tercih edilmelidir.

Enerji verimliliği yüksek olan ütü ve ısıtıcılar tercih edilmelidir. Ütülerde yüksek buhar kapasiteli, termostatlı ve kurulu gücü daha az olan aletleri tercih etmenin enerji tüketimine olumlu yansımaları olacaktır. Özellikle ütü yaparken giysiler önceden ütülemeye hazır halde bulundurulmalıdırlar. Bu şekilde ütü için ayrılan zaman kısalacaktır. Ayrıca ütü yapılacak son bir veya birkaç parça ütü fişten çekilerek mevcut ısısıyla da yapılabilmektedir. Özellikle su ısıtıcılar su kaynadıktan sonra kapatılmalı veya uygun enerji tüketim kademesine çekilmelidirler. Saç kurutma makinelerinde saçımızın nemi ve suyu bir havlu yardımıyla iyice alındıktan sonra saç kurutma işlemine geçilmelidir. Bu şekilde saçımız daha kısa sürede kurutulabilecek ve enerji sarfiyatı en aza inmiş olacaktır.

Elektrik süpürgelerinde, enerji verimi yüksek olanlardan seçilmelidirler. Toz filtreleri belirli aralıklarla temizlenmeli ve çöp hazneleri boşaltılmalıdır. Bu şekilde özellikle cihazın motor bölümü daha az kirlenecek ve dolaysıyla daha az zorlanacak ve daha verimli bir şekilde işlevini yerine getirmenin yanı sıra cihaz daha uzun ömürlü olacaktır. Bunun yanı sıra elektrikli süpürgeler kullanım kılavuzlarında belirtiği şekilde kullanılmalıdır.

Son yıllarda evlerde yaygın olarak ısınma ve ısıtma amaçlı kullanılan kombilerin kullanımında enerji tasarrufu sağlamak mümkündür. Örneğin çok kısa süreler için kombilerin açılıp kapatılması yerine düşük sıcaklık değerlerinde tutulması, kalorifer peteklerinde biriken gazın tahliye edilmesi, kalorifer peteklerinin temiz ve önünün açık tutulması gibi basit önlemler ısıl verim sağlayacak ve daha düşük elektrik tüketimini teşvik edecektir.

Evlerde en çok elektrik tüketimini buzdolaplarından sonra yaklaşık %28’ lik bir oranla aydınlatma ihtiyaçları takip etmektedir. Doğal ve yapay olmak üzere genel olarak iki başlık altında incelenebilir. Doğal aydınlatmada gün ışığından en etkin şekilde yararlanma söz konusuyken, yapay aydınlatmada farklı türden aydınlatma elemanları söz konusudur. Doğru şekilde aydınlatılmış bir ortam ekonomik açıdan verimliliği arttıracağı gibi insan sağlığı üzerine de başta gözlerimiz olmak üzere olumlu tesirleri olacaktır. Ayrıca ilgili ortamın konfor düzeyini arttıracak ve daha etkin çalışma koşullarının oluşturulmasında rol oynayacaktır. Aydınlatmanın daha tasarruflu gerçekleşebilmesi önemlidir ve basit önlemlerle fark yaratmak mümkündür. Ayrıca binalarda ve muhtelif yerlerde sensörlü aydınlatma sistemleri tasarrufu artırıcı başka bir yöntemdir. Son yıllarda LED (ışık yayan diyot) kullanımı istenilen aydınlık oranlarına bağlı olarak enerjide daha düşük tüketimi mümkün kılacak bir diğer aydınlatma yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlara ilaveten odalarda ve aydınlatmanın gerekli olduğu muhtelif mekanlarda açık tonda renk kullanımı enerji tasarrufu sağlayacaktır. Farkı türden kapalı ortamların aydınlatma hesapları için belirli yaklaşımlar söz konusudur. Bir oda ya da mahal için aydınlatma verim çizelgesi S:109, Tablo 6.1’ de sunulmuştur.

Doğru aydınlatma, evlerde, iç mekanlarda kullanılan odanın özelliklerine, yapılacak aktiviteye ya da salon, mutfak, yatak odası gibi kullanım amaçlarına bağlı olarak aydınlatma miktarı ve kaynağının ve mekânın renk seçiminin uygun şekilde yapılmasıyla mümkündür. İç mekanlarda renk seçimi psikolojik unsurlar da göz önüne alınarak yapılmalıdır. Her rengin yansıma faktörü farklıdır. Bazı renkler için ortalama yansıma faktörleri aşağıda verildiği gibidir;

  • Siyah; 0,05
  • Koyu kırmızı; 0,10
  • Gök mavi; 0,40
  • Pembe ve açık yeşil; 0,45
  • Beyaz; 0,80

Renklerin insan duyuları ve psikolojisi üzerinde de farklı etkileri söz konusudur. Bu noktada kaş yaparken göz çıkarmamak gerekir. Yani verimli bir aydınlatma ve dolayısıyla etkin enerji kullanımı insan sağlığından bağımsız olarak düşünülemez. Mekanlarda renklerin duyular üzerine yaptıkları çağrışımların göz önüne alınarak seçilmesi daha uygundur. Örneğin mavi renk geceyi çağrıştıran ve yatıştırıcı etkisi olan bir renk olarak bilinmektedir. Bu nedenle istirahat ve dinlenme yapılan mekanlarda mavi ve mavinin açık tonlarının kullanılması doğru bir tercih olarak durmaktadır.

Doğru aydınlatma ışığın, mekânın gerektirdiği ve bireylerin fizyolojik ve psikolojik ihtiyacı ölçüsünde kullanılması demek olup ortamı olabildiğince karartmak anlamını taşımaz.

Evlerde Enerji Tüketimine Dair Diğer Faktörler

Su bir bakıma hayat kaynağımızdır. Doğrudan enerji kullanımını çağrıştırmasa da evimizde kullandığımız sudan yapacağımız tasarruf bir anlamda enerji tasarrufudur. Çok basit bir yaklaşımla düşünülecek olursa bile kolaylıkla anlaşılması mümkündür ki, ilgili içme su kaynaklarından suyun evlere taşınma süreci enerji gereksinimi olan bir süreçtir. Barajlarda su kullanılarak elektrik enerjisi eldesi ise bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla su bir anlamda enerji kaynağı demektir. Çamaşır makinelerinde elektrik enerjisinin yaklaşık olarak %90’ı suyu ısıtmak için harcanmaktadır. Bu bağlamda, örneğin tam dolu olmayan bir bulaşık veya çamaşır makinasının çalıştırılması temizlik işlemi esnasında makine tarafından gereğinden fazla suyun ısıtılması anlamına gelecek ve bu durum doğrudan su israfı ve dolaylı yoldan enerji israfına neden olacaktır. Evlerde musluklarda veya banyoda yaygın olarak kullanılan sıcak su şayet tesisatın muhtelif yerlerinde sızıntı varsa benzer şekilde enerji israfına neden olacaktır. Tesisatta sızıntı olup olmadığını anlamanın en pratik yolu, evlerde tüm muslukları ve su tüketimine neden olan araç ve gereçleri yaklaşık iki saat süreyle kapatmak, bu sürenin öncesinde ve sonrasında sayaç üzerinde yazan miktarı okumaktır. Şayet herhangi bir kaçak veya sızıntı yok ise sayaçta yazan değer iki saatin sonunda bir değişiklik göstermeyecektir. Bunlara ilaveten suyun etkin tüketimini teşvik amacıyla sensör kontrollü elektrik kullanımı özellikle musluklarda doğrudan tüketim esnasında su tasarrufu sağlayacaktır.

Enerji tasarrufuna dair tüm eylemlerin merkezinde bireyler vardır. Toplumun enerji kullanımı hususunda bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir. Pozitif bilimlerde olası hata faktörlerinden bir tanesi de kullanıcı kaynaklı hatalardır. Dolayısıyla bireylerin enerji kullanımı hususunda bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi her şeyden daha önemlidir. Çok yerinde ve çok doğru koşullara sahip olmak bu koşulların uygun şekilde idaresi ile taçlandırılmalıdır.

Her cihazın etkin olarak çalışma ve kullanım koşulları mevcuttur. Elektrikli ev aletlerini amacına yönelik kullanmak hem insan sağlığını tehdit eden unsurların önüne geçecek hem de kullanılan alet uzun ömürlü olacaktır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.