Açıköğretim Ders Notları

Uluslararası Ticaret Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Uluslararası Ticaret Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Uluslararası Ticaret Teorisi Analizleri

1. Soru

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin başlıca amacı nedir?

Cevap

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin başlıca amacı da ülkeler arasındaki mal ve hizmet alım satımlarının nedenlerini açıklamaktır. Başka bir deyişle, bu alanda yürütülen bilimsel çalışmalar asıl olarak söz konusu amaç doğrultusunda teoriler geliştirme çabasına yöneliktir.


2. Soru

Uluslararası ticaret teorisinde hangi varsayımlar vardır?

Cevap

Analizlerde iki ülkeli ve iki mallı modeller kullanılır. Hükümet kesiminin var olmadığı, dolayısıyla gümrük tarifelerinin ve ticaret üzerinde öteki kısıtlamaların yer almadığı, mal ve faktör piyasalarında tam rekabet koşullarının geçerli olduğu, uluslararası taşıma giderlerinin bulunmadığı varsayımlardan hareket edilir.


3. Soru

Uluslararası ticaretin incelenmesi ne zaman başlamıştır?

Cevap

Uluslararası ticaretin ilk kez bilimsel bir yöntemle incelenmesi Adam Smith’in 1776’da yayımlanan ünlü eseri “Ulusların Zenginliği” ile başlar. Bu çalışma aynı zamanda Klasik İktisat Ekolü’nün de temeli olarak kabul edilir.


4. Soru

Merkantilizm düşünce akımının temel özellikleri nelerdir?

Cevap

Merkantilist dönemden önce dünyada yaygın bir dış ticaret olayından söz etmek güçtür. Bunun belki tek istisnası Orta Çağ’da Uzak Doğu ile Avrupa arasında yapılan ve Türkiye’yi bir köprü durumuna getiren İpek Yolu ticaretidir. Merkantilizm, aslında feodalitenin yerine ulusal devletlerin kurulmakta olduğu bir dönemin görüşlerini yansıtır. Daha açık bir deyişle İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, İsveç, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerin ulusal birliği, sözü edilen bu dönemde sağlanmıştır. Merkantilizm, yoğun devlet müdahaleciliğine dayanan bir doktrindir. Dış ödeme fazlası oluşturup altın stoklarını artırabilmek üzere, iç ve dış ekonomik faaliyetler üzerine yoğun devlet müdahaleciliğini zorunlu görürler. İhracatın artırılmasına birinci derecede önem verirler. Mamul mal ithalinin ise sıkı biçimde kısıtlanması öngörülür. Buna karşın, ham maddelerin ithali serbesttir. Doğal olarak bunun ifade ettiği anlam, ülkenin dışarıdan ham madde ithalinin özendirilmesi ve bunların ülkede işlenerek dışarıya mamûl mal biçiminde ihraç edilmesidir. Merkantilistler altın girişlerini artırmak için ticaret filosunun geliştirilmesine de büyük ağırlık vermişlerdir. Altın ve gümüş deniz aşırı ticaret yoluyla elde edilir. Bu da güçlü bir ticaret filosunu gerektirir. Deniz aşırı ticaret yapma yetkisi de kral veya hükümdarlar tarafından özel imtiyazlı bazı firmalara verilmişti. Merkantilist doktrine göre dünya serveti (altınMerkantilist dönemden önce dünyada yaygın bir dış ticaret olayından söz etmek güçtür. Bunun belki tek istisnası Orta Çağ’da Uzak Doğu ile Avrupa arasında yapılan ve Türkiye’yi bir köprü durumuna getiren İpek Yolu ticaretidir. Merkantilizm, aslında feodalitenin yerine ulusal devletlerin kurulmakta olduğu bir dönemin görüşlerini yansıtır. Daha açık bir deyişle İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, İsveç, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerin ulusal birliği, sözü edilen bu dönemde sağlanmıştır. Merkantilizm, yoğun devlet müdahaleciliğine dayanan bir doktrindir. Dış ödeme fazlası oluşturup altın stoklarını artırabilmek üzere, iç ve dış ekonomik faaliyetler üzerine yoğun devlet müdahaleciliğini zorunlu görürler. İhracatın artırılmasına birinci derecede önem verirler. Mamul mal ithalinin ise sıkı biçimde kısıtlanması öngörülür. Buna karşın, ham maddelerin ithali serbesttir. Doğal olarak bunun ifade ettiği anlam, ülkenin dışarıdan ham madde ithalinin özendirilmesi ve bunların ülkede işlenerek dışarıya mamûl mal biçiminde ihraç edilmesidir. Merkantilistler altın girişlerini artırmak için ticaret filosunun geliştirilmesine de büyük ağırlık vermişlerdir. Altın ve gümüş deniz aşırı ticaret yoluyla elde edilir. Bu da güçlü bir ticaret filosunu gerektirir. Deniz aşırı ticaret yapma yetkisi de kral veya hükümdarlar tarafından özel imtiyazlı bazı firmalara verilmişti. Merkantilist doktrine göre dünya serveti (altın ve değerli maden stoku) sabittir. Bu nedenle ticaretten bir taraf kazançlı çıkarken, diğer taraf aynı ölçüde bir zarara uğrar.


5. Soru

Klâsik liberalizmin temel dayanağı olarak kabul edilen ve Adam Smith tarafından ortaya atılan ilkeler nelerdir?

Cevap

Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler, yani kişiler homo economicusdur (ekonomik insan). Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını kısıtlamamalıdır (“laissez faire, laissez passer-bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”). Çünkü, bireyler kendi çıkarları peşinde koşmakla aynı zamanda toplumsal çıkarlara da hizmet etmiş olurlar. Nihayet, ekonomik hayatta düzen sağlayan bir görünmez el (invisible hand) vardır. Bu görünmez el de fiyat mekanizmasıdır. Ekonomik hayatta düzen, fiyat mekanizmasının işleyişi ile kendiliğinden sağlandığına göre, devletin bu amaçla ekonomiye müdahale etmesine gerek yoktur.


6. Soru

Merkantilizm ile Klâsik Ekol arasındaki temel görüş ayrılıkları nelerdir?

Cevap

Merkantilizme göre ekonomik zenginliğin ve siyasal gücün kaynağı altın ve gümüştür. Hükümetin dış ticaret politikasının amacı da hazinenin kıymetli maden stokunu artırmak olmalıdır. Bu amaçla müdahaleci bir politika öngörürler. Buna göre de yurt dışından ancak hammadde ithal edilebilir, bu ham maddeler ülkede işlenip dışarıya mamul madde olarak ihraç edilir. Yurt dışından mamul madde ithal edilmemelidir. Ayrıca ticaret yapan tarafların çıkarları birbiriyle çelişkilidir, biri kazanırken diğeri kaybeder. Bunlardan başka dünya servetleri (altın ve gümüş stoku) sabittir, ticaret bu serveti büyütmez. Oysa Klâsiklere göre müdahaleci değil, serbest ticarete ve uluslararası uzmanlaşmaya dayalı bir dış ticaret politikası izlenmelidir. Servetin kaynağını üretim faktörleri ve yapılan üretim oluşturur. Dış ticaretten yalnız bir taraf değil, her iki taraf da kazançlı çıkar. Dolayısıyla uluslararası ticaret dünya servetlerini artıran bir kaynaktır.


7. Soru

Uluslararası ticaret modellerindeki analizlerde kullanılan standart varsayımlar nelerdir?

Cevap


8. Soru

Emek-değer teorisini açıklayınız.

Cevap

Emek-değer teorisine göre bir malın maliyeti (ve talep koşullarının bulunmaması durumunda o malın fiyatı) onun üretimi için harcanan emek miktarı ile ölçülür. Diğer yandan da emek, homojen (türdeş) bir üretim faktörü olarak kabul edilmiştir. Buna göre, üretimde göreceli olarak fazla emek kullanılmışsa malın maliyeti (fiyatı) yüksek, az miktarda emek kullanılmışsa düşük olur. Sermaye ise, biriktirilmiş ve üretim aracı biçiminde somutlaştırılmış emekten başka bir şey değildir. Başka bir deyişle, sermayeyi yaratan emektir, dolayısıyla sermaye mallarının değeri de onların üretiminde kullanılan emekle ölçülür.


9. Soru

Mutlak üstünlükler teorisini açıklayınız.

Cevap

Adam Smith serbest ticaret ve uluslararası uzmanlaşmanın yararlarını Mutlak Üstünlük Teorisi (Theory of Absolute Advantages) ile açıklar. Buna göre, bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa, o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir. Burada maliyet kavramının yalnızca homojen bir faktör olan emeği içerir.


10. Soru

Ricardo’nun karşılaştırmalı üstünlük teorisinin özelliklerini açıklayınız.

Cevap

Ricardo’ya göre uluslararası ticareti mutlak üstünlüklere dayandırmaya gerek yoktur. Böyle bir yaklaşım teorinin kapsamını da oldukça daraltır. Çünkü mutlak üstünlükler, karşılaştırmalı üstünlüklerin özel bir durumu gibidir. Mutlak üstünlüklerin gerçekleştiği durumlarda karşılaştırmalı üstünlük de vardır, ama bunun tersi geçerli değildir; yani, karşılaştırmalı üstünlük elde edilen her durumda mutlak üstünlük bulunmayabilir. Ricardo’ya göre önemli olan üretimdeki üstünlüklerin derecesidir. Bir ülke, diğerine göre hangi malların üretiminde göreceli bir üstünlük sahibi ise o mallarda uzmanlaşmalıdır. Başka bir deyişle, Ricardo’ya göre uluslararası ticaretin temelini mutlak değil, karşılaştırmalı üstünlükler oluşturur.


11. Soru

Mutlak Üstünlük Teorisi ile Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar vardır?

Cevap

Her iki teori de uluslararası uzmanlaşma ve işbölümünün yararlarını açıklamaktadır. Mutlak üstünlük teorisi, Adam Smith tarafından geliştirilen ilk teori olma ayrıcalığına sahiptir. Ancak Ricardo’nun karşılaştırmalı üstünlük teorisi daha genel bir teoridir. Başka bir deyişle, karşılaştırmalı üstünlük teorisi mutlak üstünlük teorisinin alanını kapsar, ancak mutlak üstünlük teorisi diğerinin alanını tümüyle açıklayamaz. Mutlak üstünlük teorisinde, farklı ülkeler tarafından üretilen aynı malların maliyet düzeylerine bakılarak hangisinin daha etkin bir üretici olduğu belirlenmeye çalışılır. Oysa karşılaştırmalı üstünlük teorisinde yalnızca ülkenin hangi mallarda üstün olduğuna değil, bununla birlikte üstünlüğünün derecesine de bakılır. Üstünlük derecesi en yüksek (en verimli) olan mallar ihraç edilmeye, üstünlüğe sahip olunmayan veya üstünlük derecesi az (göreceli olarak maliyeti yüksek) mallar da ithal edilmeye adaydırlar.


12. Soru

Ricardo modelinin önemli aksaklıkları nelerdir?

Cevap

  • Ricardo modeli emek-değer teorisine dayanır: Modelde maliyeti oluşturan tek etken olarak emek kabul edilmiştir. Oysa sermaye, doğal kaynaklar ve girişimcilik faktörlerinin maliyetin dışında bırakılması, gerçekte kıt kaynakların etkin kullanımını engelleyecek çok önemli bir nedendir. Bununla birlikte aşağıda göreceğimiz gibi karşılaştırmalı üstünlük teorisinin geçerli olabilmesi için emek-değer teorisi zorunlu değildir. Teori örneğin fırsat maliyetleri ile de açıklanabilir.
  • Ricardo ülkeler arasında işgücü verimindeki farklılığın nedenlerini de açıklamış değildir: Gerçekte ise emek verimliliği eğitim ve öğretim, toplumsal yapı, üretim yönetiminde etkinlik, vs. gibi bir dizi etkene bağlanabilir ve bunlar da zaman içinde sürekli değişebilir. Oysa Ricardo, analizlerinde bu ana nedenlerle ilgilenmiş olmadığı gibi, dış ticaretin örneğin uluslararası emek getiri oranlarını nasıl etkileyeceğini de açıklamış değildir. Bu eksikliği gidermek üzere ilerideki bölümlerde göreceğimiz gibi, Faktör Donatımı Teorisi adı verilen bir yaklaşım geliştirilmiştir.
  • Ricardo’ya göre, işgücü ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında ise tam hareketsizdir: Fakat gerçekte ne işçilerin ülke içi hareketliliği tam, ne de ülkelerarası hareketliliği sıfırdır. Özellikle Ricardo’nun yaşadığı devirlerde Batı Avrupa’dan Amerika kıtasına doğru yoğun biçimde işgücü hareketleri oluşmaktaydı.
  • Ricardo teorisi bir arz teorisidir: Bu modelde maliyet ve fiyat gibi kavramlar yalnızca arz ya da üretim koşulları tarafından belirlenir. Talep koşulları dikkate alınmış değildir. Oysa en temel bir İktisat kuralına göre fiyat arzla talep tarafından birlikte belirlenir.
  • Ricardo modeli sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanır: Modelde yalnızca sabit maliyetler durumu göz önüne alınmıştır. Bunun sonucu ise üretimde tam uzmanlaşmaya gidilmesi, yani kaynakların yalnızca ihraç malının üretiminde kullanılması, ithal edilebilir mallar üretiminin ise sıfıra düşürülmesidir. Oysa gerçek hayatta ülkelerin ihraç malları ile birlikte, bir miktar da ithalâta rakip mal ürettiklerini görüyoruz. Yani ithalâta rakip malların üretimi genellikle sıfır olmamaktadır.
  • Ricardo modeli statik bir modeldir: Bu modelde zaman ve değişme faktörlerinin yeri yoktur. Gerçek hayatın en temel özelliği ise sürekli bir değişim içinde olmasıdır. Modeldeki bu eksiklik özellikle kalkınma süreci içinde olan az gelişmiş ülkeleri ilgilendirir. Bu ülkeler için önemli olan bugün sahip oldukları karşılaştırmalı üstünlükler (tarım) yönünde bir uzmanlaşmaya gitmek değil, bu yapıyı sanayi ürünleri lehine  değiştirmektir. Bu ise karşılaştırmalı üstünlüklerin statik değil, geleceğe dönük olarak, yani dinamik bir biçimde ele alınmasını gerektirir.
  • Üretim aşamalarına göre uzmanlaşma: Ricardo modelinde bir malın üretiminin farklı aşamalara ayrılması ve maliyeti minimuma indirmek  için her aşamanın, değişik ülkelerde yapılması üzerinde durulmuş değildir. Günün üretim teknolojisinin de bir sonucu olarak bir malın üretimindeki tüm ara aşamaların aynı ülke ve  aynı üretim tesisinde gerçekleştirilmesi söz konusudur. Başka bir deyişle, günümüzde özellikle sanayi mallarının üretiminde, karşılaştırmalı üstünlükler yalnız nihai mal aşamasında değil, ara üretim aşamalarında da gerçekleştirilmeye çalışılmakta, bunun için de farklı üretim aşamalarının uluslararası alana kaydırıldığı görülmektedir.

13. Soru

Fırsat maliyeti kavramını açıklayınız.

Cevap

Bir malın fırsat maliyeti, o malın üretimini bir birim artırmak için gereken tüm kaynakları serbest bırakmak üzere, başka bir malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktara eşittir. Üretim artışı boş duran kaynaklarla gerçekleştirileceği için başka malların üretimini kısmak gerekmez, dolayısıyla üretimi artırılan malın fırsat maliyeti sıfır olur. Fırsat maliyeti, bu özellikleriyle muhasebedeki gerçek parasal ödemeleri içeren maliyet kavramından farklıdır.


14. Soru

Emek maliyetleri yerine fırsat maliyetleri tanımının kullanılması Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi analizlerinde ne gibi değişiklikler yaratır?

Cevap

Emek maliyetleri yerine fırsat maliyetlerinin kullanılması, üretimde kullanılan tüm faktörlerin ve bu faktörlerin değişik türlerinin maliyet hesaba katılmasına neden olarak teoriye daha gerçekçi bir nitelik kazandırmıştır. Bununla birlikte, Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisinin ana düşünce yapısı değişmemiştir. Bu maliyet tanımına dayalı olarak her ülke yine karşılaştırmalı olarak ucuza ürettiği mallarda uzmanlaşır ve bu malları ihraç eder.


15. Soru

Sabit fırsat maliyetinin ortaya çıkma koşulları nelerdir?

Cevap

Sabit fırsat maliyetleri şu iki durumda ortaya çıkabilir:

  • Üretim faktörlerinin birbiri yerine tam ikame edilebilir (perfect substitutes) olmaları, ya da iki malın üretiminde sabit oranda kullanılmaları,
  • Bir faktörün bütün birimlerinin homojen veya aynı kalitede olması. Bu koşullar altında kaynaklar iki malın üretiminde de aynı derecede etkindirler, yani bir malın üretiminden çekilip öteki malın üretiminde kullanıldıklarında verimde herhangi bir düşüş ortaya çıkmaz.

16. Soru

Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkileri açıklayınız.

Cevap

Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkilerin niteliği üç ayrı şekilde olabilir. Birincisi, üretimin değişmesine karşın maliyetlerin sabit kalmasıdır. Buna üretimde “sabit maliyetler” koşulu adı verilir. İkincisi, üretim hacmi genişlerken maliyetlerin artmasıdır. Buna da artan maliyet ilişkisi denir. Nihayet üçüncüsü, üretim artarken maliyetlerin azalması durumudur ki buna da azalan maliyet koşulu adı verilir.


17. Soru

Üretim hacminin gelişmesinin faydaları nelerdir?

Cevap

Üretim hacminin gelişmesi, işçilerin işi yaparak öğrenmelerine ve uzmanlık kazanmalarına neden olur. İşletmenin büyümesi yönetimde de etkinliği artırıcı bir faktördür. Böylece mesleki yöneticiler kullanmak ve en gelişmiş yönetim bilgilerini işletmeye uygulamak olanağı doğar.


18. Soru

Dönüşüm eğrisi ekonomide ne ifade eder?

Cevap

Üretim-maliyet analizlerini şekille göstermek için iki ülkeden birinin Türkiye, diğerinin Amerika olduğunu ve bu ülkelerin tarım ve sanayi ürünü diye iki mal ürettiklerini varsayalım. Böyle bir ayırım tamamen öğretici amaçlar için yapılmıştır. Başka ülkeler ve başka mallar ele alınabileceği gibi, gerçeklerinin yerine semboller de kullanılabilir. Bir ülkenin, veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı kaynaklarıyla üretebileceği mal bileşimlerini gösteren eğriye dönüşüm eğrisi (transformation curve) veya “üretim olanakları eğrisi” (production possibilities curve) adı verilir. Uluslararası ticaret teorisinde bu eğrilerin önemli bir yeri vardır. Fırsat maliyetleri geometrik olarak en açık biçimde dönüşüm eğrileriyle gösterilebilirler.


19. Soru

Çoğalan fırsat maliyetleri hangi koşullar altında ortaya çıkar?

Cevap

Çoğalan fırsat maliyetleri şu gibi nedenlerden ortaya çıkmış olabilir:

  • Üretim faktörleri homojen değildir (bir faktörün tüm birimlerinin özdeş veya aynı kalitede olmaması).
  • Üretim faktörleri tüm malların üretiminde aynı oranda ya da aynı yoğunlukta kullanılmamaktadır.

20. Soru

Çoğalan maliyet koşulları altında neden uzmanlaşma büyük olasılıkla tam değil, eksik olacaktır?

Cevap

Çoğalan maliyet (azalan verim) koşulları altında üretimdeki uzmanlaşma eksik olur. Çünkü ülke dünya fiyatlarına göre düşük maliyetle ürettiği malın üretimini artırırken üretim maliyetleri sabit kalmayıp artmaktadır. Bir noktada iç üretim maliyetleri uluslararası fiyat düzeyine ulaşabilir. O noktada uzmanlaşmayı daha ileri götürmemek gerekir. Çünkü daha ileri gitmek pahalıya üretip daha düşük maliyetle ihraç etmek demektir ki bu da rasyonel bir davranış olmaz.


21. Soru

Sabit ve azalan maliyet koşulları altında dış ticarete açılan bir ülke neden üretimde tam uzmanlaşmaya gider?

Cevap

Üretimde sabit ve azalan maliyet koşullarının geçerli olduğu bir durumda, iki ülkeli ve iki mallı standart dış ticaret modellerinde tam uzmanlaşma ortaya çıkar. Çünkü ülke içerideki düşük maliyetten üretimini artırdıkça (kaynakları diğer maldan aktardıkça) sabit maliyetler durumunda maliyetler değişmez; böyle olması ülkenin bu avantajdan sonuna kadar yararlanmaması için bir neden bulunmaz. Bu da tüm kaynakların karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olunan malın üretimine yığılması demektir. Azalan maliyetler durumunda bu yönde daha büyük bir itici güç vardır. Çünkü her yeni üretilen birimin maliyeti bir öncekine göre daha da düşük olmaktadır.


22. Soru

Bilimde, neden-sonuç ilişkilerinin keşfedilmesi neden önemlidir?

Cevap

Bilimde, neden-sonuç ilişkilerinin keşfedilmesi,bilimsel olmanın temel özelliği ve  aynı zamanda olayların önceden tahmin edilebilmesine (prediction), dolayısıyla da olayların denetim altına alınmasına olanak sağlar.


23. Soru

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin başlıca amacı nedir?

Cevap

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin başlıca amacı, ülkeler arasındaki mal ve hizmet alım satımlarının nedenlerini açıklamaktır. Başka bir deyişle, bu alanda yürütülen bilimsel çalışmalar asıl olarak söz konusu amaç doğrultusunda teoriler geliştirme çabasına yöneliktir.


24. Soru

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin yanıtlamak zorunda olduğu üç ana soruyu belirtiniz. 

Cevap

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin yanıtlamak zorunda olduğu üç ana soru şunlardan oluşmaktadır:
1. Ülkeler neden dış ticaret yaparlar, yani dış ticaretin kapalı ekonomiye göre ülkelere sağladığı
yararlar nelerdir?
2. Bir ülke dış ticaretinin bileşimi nasıl açıklanabilir; başka bir deyişle bir ülkenin hangi malları
ihraç, hangilerini ithal edeceği neye göre belirlenir?
3. Dış ticarette göreceli fiyatlar, ya da dış ticaret hadleri nasıl oluşmaktadır?


25. Soru

Uluslararası Ticaret Politikasına yönelik analizler, hangi konular kapsamaktadır?

Cevap

Uluslararası Ticaret Politikası’na da değinmekte yarar vardır. Politikaya yönelik bu analizlerde, teorinin tersine, hükümetin ülkenin uluslararası ticari ilişkileri
üzerine koymuş olduğu kısıtlamalar ve yapmış olduğu dolaysız ve dolaylı müdahalelerin incelenmesi konu edilir.


26. Soru

Merkantilist felsefeye göre, dış ticaret politikasının temel amacını açıklayınız. 

Cevap

Merkantilist felsefeye göre, dış ticaret politikasının temel amacı, hazinenin altın stokunu artırmaktır. Bunun için de ödemeler dengesinde fazlalıklar oluşturmak gerekir. Merkantilistler altın ve değerli madenleri servetin kaynağı olarak görmüşlerdir. Onlara göre, hazinenin altın stoku aynı zamanda ekonomik ve siyasal gücün de temelini oluşturur. O dönemler uzun süren savaşların doğurduğu büyük finansman ihtiyacı, bu düşüncelerin benimsenmesinde etkili olmuştur.


27. Soru

Klâsik liberalizmin temel dayanağı olarak kabul edilen ve Adam Smith tarafından ortaya atılan ilkeler nelerdir?

Cevap

Smith’e göre, toplam dünya serveti sabit değildir. Dış ticaret, uluslararası uzmanlaşma ve işbölümü doğurarak dünya kaynaklarının verimliliğini artırır, böylece dünya üretimi ve refahının yükselmesine yol açar. Bu görüş açısından karşılıklı ticaret yapan iki ülke uzmanlaşma ve serbest uluslararası değişim sonucunda daha yüksek üretim ve tüketim düzeylerine ulaşarak yaşam standartlarını birlikte artırırlar. 


28. Soru

Emek-Değer Teorisi nedir?

Cevap

Klâsik Ekol’e bağlı iktisatçıların değer konusundaki görüşleri emek-değer teorisi (labor theory of value) olarak bilinir. Bu yaklaşıma göre, bir malın maliyeti (ve talep koşullarının bulunmaması durumunda o malın fiyatı) onun üretimi için harcanan emek miktarı ile ölçülür. Diğer yandan da emek, homojen (türdeş) bir üretim faktörü olarak kabul edilmiştir.


29. Soru

Mutlak Üstünlük Teorisini açıklayınız.

Cevap

Adam Smith serbest ticaret ve uluslararası uzmanlaşmanın yararlarını Mutlak Üstünlük Teorisi (Theory of Absolute Advantages) ile açıklar. Buna göre, bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa, o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir.


30. Soru

A ve B ülkelerinin Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarları şu şekildedir;

A Ülkesi’nde ; Kumaş: 80 metre,  Şarap: 40 litre

B Ülkesi’nde ; Kumaş: 10 metre,  Şarap: 20 litre

Bu verilere göre A ve B ülkeleri için Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi’ne göre nasıl bir strateji izlemeleri doğru olacaktır?

Cevap

Örneğe göre A ülkesi  her iki malda da mutlak üstünlüğe sahiptir. A ülkesi iki malda da mutlak bir üstünlüğe sahip olmakla birlikte, acaba bu mallardaki üstünlüklerinin derecesi aynı mıdır? Hayır. Tablodaki rakamların dikey yönde karşılaştırılmasından anlaşılacağı gibi, kumaş üretimindeki üstünlük 8 kat, buna karşılık şarap üretimindeki üstünlük 2 kattır.
Bu bakımdan A ülkesi kumaş üretmeli, şarabı ise B ülkesinden ithal etmelidir. Başka bir deyişle A ülkesi kumaş üretiminde karşılaştırmalı (göreceli) üstünlüğe sahiptir.
B ülkesinin durumu ise bu anlatılanların tersidir. Bu ülke iki malda da A ülkesi’ne göre daha elverişsiz bir durumdadır. Fakat göreceli maliyet kumaşta 8 kat yüksek iken, şarapta yalnız 2 mislidir. O halde B ülkesinin her iki malı birden üretmektense, şarap üretimine yönelmesi bu ülkenin yararınadır.


31. Soru

Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi’ne göre ülkeler arasında kârlı dış ticaret için zorunlu koşul nedir?

Cevap

Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi’ne göre ülkeler arasında kârlı dış ticaret için zorunlu koşul, bu ülkelerde iç üretim maliyetlerinin (yurtiçi fiyatların) birbirinden farklı olmasıdır.


32. Soru

Ricardo modelindeki önemli aksaklıklar nelerdir?

Cevap

Ricardo modelindeki bazı önemli aksaklıklar şunlardır;

a. Ricardo modeli emek-değer teorisine dayanır

b. Ricardo ülkeler arasında işgücü verimindeki farklılığın nedenlerini de açıklamış değildir

c. Ricardo’ya göre, işgücü ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında ise tam hareketsizdir

d. Ricardo teorisi bir arz teorisidir

e. Ricardo modeli sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanır

f. Ricardo modeli statik bir modeldir

g. Üretim aşamalarına göre uzmanlaşma


33. Soru

Emek maliyetleri yerine fırsat maliyetleri tanımının kullanılması Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi analizlerinde ne gibi değişiklikler yaratır?

Cevap

Analizlerde emek maliyetlerini çıkartıp yerine fırsat maliyetleri kavramını koyduğumuzda, karşılaştırmalı üstünlüklerin yorumunda bir değişiklik olmamaktadır. Tüm değişiklik maliyetlerin nasıl ölçüleceği ile ilgilidir ki bu da hiçbir şekilde teorinin özünü etkilemez.


34. Soru

Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkilerin niteliği hangi şekillerde olmaktadır?

Cevap

Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkilerin niteliği üç ayrı şekilde olabilir. Birincisi, üretimin değişmesine karşın maliyetlerin sabit kalmasıdır. Buna üretimde “sabit maliyetler” koşulu adı verilir. İkincisi, üretim hacmi genişlerken maliyetlerin artmasıdır. Buna da artan maliyet ilişkisi denir. Nihayet üçüncüsü, üretim artarken maliyetlerin azalması durumudur ki buna da azalan maliyet koşulu adı verilir.


35. Soru

Artan maliyet varsayımının sonucu nedir?

Cevap

Artan maliyet varsayımının sonucu genellikle eksik uzmanlaşmadır (incomplete specialization). Üretimdeki uzmanlaşmanın eksik kalmasının nedeni üretimdeki artış dolayısıyla içerdeki üretim maliyetlerinin (iç fiyatların) giderek artması ve bir noktada dünya fiyatlarına eşitlenmesidir.


36. Soru

Dönüşüm eğrisi neyi ifade eder?

Cevap

Bir ülkenin, veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı kaynaklarıyla üretebileceği mal bileşimlerini gösteren eğriye dönüşüm eğrisi (transformation curve) veya “üretim olanakları eğrisi” (production possibilities curve) adı verilir.


37. Soru

Çoğalan maliyet (azalan verim) koşulları altında üretimdeki uzmanlaşmanın yüksek olasılıkla “eksik” olmasının nedenini açıklayınız. 

Cevap

Çoğalan maliyet (azalan verim) koşulları altında üretimdeki uzmanlaşmanın yüksek olasılıkla “eksik” olacağına dikkat ediniz. Çünkü, ülke dünya fiyatlarına göre düşük maliyetle ürettiği malın üretimini artırırken üretim maliyetleri sabit kalmayıp artmaktadır. Bir noktada iç üretim maliyetleri uluslararası fiyat düzeyine ulaşabilir. O noktada uzmanlaşmayı daha ileri götürmemek gerekir. Çünkü, daha ileri gitmek pahalıya üretip daha düşük maliyetle ihraç etmek demektir, ki bu da rasyonel bir davranış olmaz.


38. Soru

Dönüşüm Eğrisinin Uluslararası Ticaret Teorisindeki önemi nedir?

Cevap

Bir ülkenin, veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı kaynaklarıyla üretebileceği mal bileşimlerini gösteren eğriye dönüşüm eğrisi (transformation curve) veya “üretim olanakları eğrisi” (production possibilities curve) adı verilir. Uluslararası ticaret teorisinde bu eğrilerin önemli bir yeri vardır. Fırsat maliyetleri geometrik olarak en açık biçimde dönüşüm eğrileriyle gösterilebilirler.


39. Soru

Üretimde sabit maliyetler neyi ifade eder?

Cevap

Üretimde sabit maliyetler, bir endüstriden başka birine aktarılan kaynakların her iki kesimde de aynı derecede verimli olmalarını ifade eder. 


40. Soru

Sabit fırsat maliyetleri hangi durumlarda ortaya çıkar?

Cevap

Sabit fırsat maliyetleri şu iki durumda ortaya çıkabilir: (a) Üretim faktörlerinin birbiri yerine tam ikame edilebilir (perfect substitutes) olmaları, ya da iki malın üretiminde
sabit oranda kullanılmaları, (b) bir faktörün bütün birimlerinin homojen veya aynı kalitede olması.


41. Soru

Sabit ve azalan maliyet koşulları altında dış ticarete açılan bir ülkenin üretimde tam uzmanlaşmaya gitmesinin nedenini açıklayınız. 

Cevap

Üretimde sabit ve azalan maliyet koşullarının geçerli olduğu bir durumda, iki ülkeli ve iki mallı standart dış ticaret modellerinde tam uzmanlaşma ortaya çıkar. Çünkü, ülke içerideki düşük maliyetten üretimini artırdıkça (kaynakları diğer maldan aktardıkça) sabit maliyetler durumunda maliyetler değişmez; böyle olması ülkenin bu avantajdan sonuna kadar yararlanmaması için bir neden bulunmaz. Bu da tüm kaynakların karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olunan malın üretimine yığılması demektir. Azalan maliyetler
durumunda bu yönde daha büyük bir itici güç vardır. Çünkü, her yeni üretilen birimin maliyeti bir öncekine göre daha da düşük olmaktadır.


1. Soru

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin başlıca amacı nedir?

Cevap

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin başlıca amacı da ülkeler arasındaki mal ve hizmet alım satımlarının nedenlerini açıklamaktır. Başka bir deyişle, bu alanda yürütülen bilimsel çalışmalar asıl olarak söz konusu amaç doğrultusunda teoriler geliştirme çabasına yöneliktir.

2. Soru

Uluslararası ticaret teorisinde hangi varsayımlar vardır?

Cevap

Analizlerde iki ülkeli ve iki mallı modeller kullanılır. Hükümet kesiminin var olmadığı, dolayısıyla gümrük tarifelerinin ve ticaret üzerinde öteki kısıtlamaların yer almadığı, mal ve faktör piyasalarında tam rekabet koşullarının geçerli olduğu, uluslararası taşıma giderlerinin bulunmadığı varsayımlardan hareket edilir.

3. Soru

Uluslararası ticaretin incelenmesi ne zaman başlamıştır?

Cevap

Uluslararası ticaretin ilk kez bilimsel bir yöntemle incelenmesi Adam Smith’in 1776’da yayımlanan ünlü eseri “Ulusların Zenginliği” ile başlar. Bu çalışma aynı zamanda Klasik İktisat Ekolü’nün de temeli olarak kabul edilir.

4. Soru

Merkantilizm düşünce akımının temel özellikleri nelerdir?

Cevap

Merkantilist dönemden önce dünyada yaygın bir dış ticaret olayından söz etmek güçtür. Bunun belki tek istisnası Orta Çağ’da Uzak Doğu ile Avrupa arasında yapılan ve Türkiye’yi bir köprü durumuna getiren İpek Yolu ticaretidir. Merkantilizm, aslında feodalitenin yerine ulusal devletlerin kurulmakta olduğu bir dönemin görüşlerini yansıtır. Daha açık bir deyişle İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, İsveç, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerin ulusal birliği, sözü edilen bu dönemde sağlanmıştır. Merkantilizm, yoğun devlet müdahaleciliğine dayanan bir doktrindir. Dış ödeme fazlası oluşturup altın stoklarını artırabilmek üzere, iç ve dış ekonomik faaliyetler üzerine yoğun devlet müdahaleciliğini zorunlu görürler. İhracatın artırılmasına birinci derecede önem verirler. Mamul mal ithalinin ise sıkı biçimde kısıtlanması öngörülür. Buna karşın, ham maddelerin ithali serbesttir. Doğal olarak bunun ifade ettiği anlam, ülkenin dışarıdan ham madde ithalinin özendirilmesi ve bunların ülkede işlenerek dışarıya mamûl mal biçiminde ihraç edilmesidir. Merkantilistler altın girişlerini artırmak için ticaret filosunun geliştirilmesine de büyük ağırlık vermişlerdir. Altın ve gümüş deniz aşırı ticaret yoluyla elde edilir. Bu da güçlü bir ticaret filosunu gerektirir. Deniz aşırı ticaret yapma yetkisi de kral veya hükümdarlar tarafından özel imtiyazlı bazı firmalara verilmişti. Merkantilist doktrine göre dünya serveti (altınMerkantilist dönemden önce dünyada yaygın bir dış ticaret olayından söz etmek güçtür. Bunun belki tek istisnası Orta Çağ’da Uzak Doğu ile Avrupa arasında yapılan ve Türkiye’yi bir köprü durumuna getiren İpek Yolu ticaretidir. Merkantilizm, aslında feodalitenin yerine ulusal devletlerin kurulmakta olduğu bir dönemin görüşlerini yansıtır. Daha açık bir deyişle İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, İsveç, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerin ulusal birliği, sözü edilen bu dönemde sağlanmıştır. Merkantilizm, yoğun devlet müdahaleciliğine dayanan bir doktrindir. Dış ödeme fazlası oluşturup altın stoklarını artırabilmek üzere, iç ve dış ekonomik faaliyetler üzerine yoğun devlet müdahaleciliğini zorunlu görürler. İhracatın artırılmasına birinci derecede önem verirler. Mamul mal ithalinin ise sıkı biçimde kısıtlanması öngörülür. Buna karşın, ham maddelerin ithali serbesttir. Doğal olarak bunun ifade ettiği anlam, ülkenin dışarıdan ham madde ithalinin özendirilmesi ve bunların ülkede işlenerek dışarıya mamûl mal biçiminde ihraç edilmesidir. Merkantilistler altın girişlerini artırmak için ticaret filosunun geliştirilmesine de büyük ağırlık vermişlerdir. Altın ve gümüş deniz aşırı ticaret yoluyla elde edilir. Bu da güçlü bir ticaret filosunu gerektirir. Deniz aşırı ticaret yapma yetkisi de kral veya hükümdarlar tarafından özel imtiyazlı bazı firmalara verilmişti. Merkantilist doktrine göre dünya serveti (altın ve değerli maden stoku) sabittir. Bu nedenle ticaretten bir taraf kazançlı çıkarken, diğer taraf aynı ölçüde bir zarara uğrar.

5. Soru

Klâsik liberalizmin temel dayanağı olarak kabul edilen ve Adam Smith tarafından ortaya atılan ilkeler nelerdir?

Cevap

Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler, yani kişiler homo economicusdur (ekonomik insan). Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını kısıtlamamalıdır (“laissez faire, laissez passer-bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”). Çünkü, bireyler kendi çıkarları peşinde koşmakla aynı zamanda toplumsal çıkarlara da hizmet etmiş olurlar. Nihayet, ekonomik hayatta düzen sağlayan bir görünmez el (invisible hand) vardır. Bu görünmez el de fiyat mekanizmasıdır. Ekonomik hayatta düzen, fiyat mekanizmasının işleyişi ile kendiliğinden sağlandığına göre, devletin bu amaçla ekonomiye müdahale etmesine gerek yoktur.

6. Soru

Merkantilizm ile Klâsik Ekol arasındaki temel görüş ayrılıkları nelerdir?

Cevap

Merkantilizme göre ekonomik zenginliğin ve siyasal gücün kaynağı altın ve gümüştür. Hükümetin dış ticaret politikasının amacı da hazinenin kıymetli maden stokunu artırmak olmalıdır. Bu amaçla müdahaleci bir politika öngörürler. Buna göre de yurt dışından ancak hammadde ithal edilebilir, bu ham maddeler ülkede işlenip dışarıya mamul madde olarak ihraç edilir. Yurt dışından mamul madde ithal edilmemelidir. Ayrıca ticaret yapan tarafların çıkarları birbiriyle çelişkilidir, biri kazanırken diğeri kaybeder. Bunlardan başka dünya servetleri (altın ve gümüş stoku) sabittir, ticaret bu serveti büyütmez. Oysa Klâsiklere göre müdahaleci değil, serbest ticarete ve uluslararası uzmanlaşmaya dayalı bir dış ticaret politikası izlenmelidir. Servetin kaynağını üretim faktörleri ve yapılan üretim oluşturur. Dış ticaretten yalnız bir taraf değil, her iki taraf da kazançlı çıkar. Dolayısıyla uluslararası ticaret dünya servetlerini artıran bir kaynaktır.

7. Soru

Uluslararası ticaret modellerindeki analizlerde kullanılan standart varsayımlar nelerdir?

Cevap

8. Soru

Emek-değer teorisini açıklayınız.

Cevap

Emek-değer teorisine göre bir malın maliyeti (ve talep koşullarının bulunmaması durumunda o malın fiyatı) onun üretimi için harcanan emek miktarı ile ölçülür. Diğer yandan da emek, homojen (türdeş) bir üretim faktörü olarak kabul edilmiştir. Buna göre, üretimde göreceli olarak fazla emek kullanılmışsa malın maliyeti (fiyatı) yüksek, az miktarda emek kullanılmışsa düşük olur. Sermaye ise, biriktirilmiş ve üretim aracı biçiminde somutlaştırılmış emekten başka bir şey değildir. Başka bir deyişle, sermayeyi yaratan emektir, dolayısıyla sermaye mallarının değeri de onların üretiminde kullanılan emekle ölçülür.

9. Soru

Mutlak üstünlükler teorisini açıklayınız.

Cevap

Adam Smith serbest ticaret ve uluslararası uzmanlaşmanın yararlarını Mutlak Üstünlük Teorisi (Theory of Absolute Advantages) ile açıklar. Buna göre, bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa, o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir. Burada maliyet kavramının yalnızca homojen bir faktör olan emeği içerir.

10. Soru

Ricardo’nun karşılaştırmalı üstünlük teorisinin özelliklerini açıklayınız.

Cevap

Ricardo’ya göre uluslararası ticareti mutlak üstünlüklere dayandırmaya gerek yoktur. Böyle bir yaklaşım teorinin kapsamını da oldukça daraltır. Çünkü mutlak üstünlükler, karşılaştırmalı üstünlüklerin özel bir durumu gibidir. Mutlak üstünlüklerin gerçekleştiği durumlarda karşılaştırmalı üstünlük de vardır, ama bunun tersi geçerli değildir; yani, karşılaştırmalı üstünlük elde edilen her durumda mutlak üstünlük bulunmayabilir. Ricardo’ya göre önemli olan üretimdeki üstünlüklerin derecesidir. Bir ülke, diğerine göre hangi malların üretiminde göreceli bir üstünlük sahibi ise o mallarda uzmanlaşmalıdır. Başka bir deyişle, Ricardo’ya göre uluslararası ticaretin temelini mutlak değil, karşılaştırmalı üstünlükler oluşturur.

11. Soru

Mutlak Üstünlük Teorisi ile Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar vardır?

Cevap

Her iki teori de uluslararası uzmanlaşma ve işbölümünün yararlarını açıklamaktadır. Mutlak üstünlük teorisi, Adam Smith tarafından geliştirilen ilk teori olma ayrıcalığına sahiptir. Ancak Ricardo’nun karşılaştırmalı üstünlük teorisi daha genel bir teoridir. Başka bir deyişle, karşılaştırmalı üstünlük teorisi mutlak üstünlük teorisinin alanını kapsar, ancak mutlak üstünlük teorisi diğerinin alanını tümüyle açıklayamaz. Mutlak üstünlük teorisinde, farklı ülkeler tarafından üretilen aynı malların maliyet düzeylerine bakılarak hangisinin daha etkin bir üretici olduğu belirlenmeye çalışılır. Oysa karşılaştırmalı üstünlük teorisinde yalnızca ülkenin hangi mallarda üstün olduğuna değil, bununla birlikte üstünlüğünün derecesine de bakılır. Üstünlük derecesi en yüksek (en verimli) olan mallar ihraç edilmeye, üstünlüğe sahip olunmayan veya üstünlük derecesi az (göreceli olarak maliyeti yüksek) mallar da ithal edilmeye adaydırlar.

12. Soru

Ricardo modelinin önemli aksaklıkları nelerdir?

Cevap

  • Ricardo modeli emek-değer teorisine dayanır: Modelde maliyeti oluşturan tek etken olarak emek kabul edilmiştir. Oysa sermaye, doğal kaynaklar ve girişimcilik faktörlerinin maliyetin dışında bırakılması, gerçekte kıt kaynakların etkin kullanımını engelleyecek çok önemli bir nedendir. Bununla birlikte aşağıda göreceğimiz gibi karşılaştırmalı üstünlük teorisinin geçerli olabilmesi için emek-değer teorisi zorunlu değildir. Teori örneğin fırsat maliyetleri ile de açıklanabilir.
  • Ricardo ülkeler arasında işgücü verimindeki farklılığın nedenlerini de açıklamış değildir: Gerçekte ise emek verimliliği eğitim ve öğretim, toplumsal yapı, üretim yönetiminde etkinlik, vs. gibi bir dizi etkene bağlanabilir ve bunlar da zaman içinde sürekli değişebilir. Oysa Ricardo, analizlerinde bu ana nedenlerle ilgilenmiş olmadığı gibi, dış ticaretin örneğin uluslararası emek getiri oranlarını nasıl etkileyeceğini de açıklamış değildir. Bu eksikliği gidermek üzere ilerideki bölümlerde göreceğimiz gibi, Faktör Donatımı Teorisi adı verilen bir yaklaşım geliştirilmiştir.
  • Ricardo’ya göre, işgücü ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında ise tam hareketsizdir: Fakat gerçekte ne işçilerin ülke içi hareketliliği tam, ne de ülkelerarası hareketliliği sıfırdır. Özellikle Ricardo’nun yaşadığı devirlerde Batı Avrupa’dan Amerika kıtasına doğru yoğun biçimde işgücü hareketleri oluşmaktaydı.
  • Ricardo teorisi bir arz teorisidir: Bu modelde maliyet ve fiyat gibi kavramlar yalnızca arz ya da üretim koşulları tarafından belirlenir. Talep koşulları dikkate alınmış değildir. Oysa en temel bir İktisat kuralına göre fiyat arzla talep tarafından birlikte belirlenir.
  • Ricardo modeli sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanır: Modelde yalnızca sabit maliyetler durumu göz önüne alınmıştır. Bunun sonucu ise üretimde tam uzmanlaşmaya gidilmesi, yani kaynakların yalnızca ihraç malının üretiminde kullanılması, ithal edilebilir mallar üretiminin ise sıfıra düşürülmesidir. Oysa gerçek hayatta ülkelerin ihraç malları ile birlikte, bir miktar da ithalâta rakip mal ürettiklerini görüyoruz. Yani ithalâta rakip malların üretimi genellikle sıfır olmamaktadır.
  • Ricardo modeli statik bir modeldir: Bu modelde zaman ve değişme faktörlerinin yeri yoktur. Gerçek hayatın en temel özelliği ise sürekli bir değişim içinde olmasıdır. Modeldeki bu eksiklik özellikle kalkınma süreci içinde olan az gelişmiş ülkeleri ilgilendirir. Bu ülkeler için önemli olan bugün sahip oldukları karşılaştırmalı üstünlükler (tarım) yönünde bir uzmanlaşmaya gitmek değil, bu yapıyı sanayi ürünleri lehine  değiştirmektir. Bu ise karşılaştırmalı üstünlüklerin statik değil, geleceğe dönük olarak, yani dinamik bir biçimde ele alınmasını gerektirir.
  • Üretim aşamalarına göre uzmanlaşma: Ricardo modelinde bir malın üretiminin farklı aşamalara ayrılması ve maliyeti minimuma indirmek  için her aşamanın, değişik ülkelerde yapılması üzerinde durulmuş değildir. Günün üretim teknolojisinin de bir sonucu olarak bir malın üretimindeki tüm ara aşamaların aynı ülke ve  aynı üretim tesisinde gerçekleştirilmesi söz konusudur. Başka bir deyişle, günümüzde özellikle sanayi mallarının üretiminde, karşılaştırmalı üstünlükler yalnız nihai mal aşamasında değil, ara üretim aşamalarında da gerçekleştirilmeye çalışılmakta, bunun için de farklı üretim aşamalarının uluslararası alana kaydırıldığı görülmektedir.
13. Soru

Fırsat maliyeti kavramını açıklayınız.

Cevap

Bir malın fırsat maliyeti, o malın üretimini bir birim artırmak için gereken tüm kaynakları serbest bırakmak üzere, başka bir malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktara eşittir. Üretim artışı boş duran kaynaklarla gerçekleştirileceği için başka malların üretimini kısmak gerekmez, dolayısıyla üretimi artırılan malın fırsat maliyeti sıfır olur. Fırsat maliyeti, bu özellikleriyle muhasebedeki gerçek parasal ödemeleri içeren maliyet kavramından farklıdır.

14. Soru

Emek maliyetleri yerine fırsat maliyetleri tanımının kullanılması Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi analizlerinde ne gibi değişiklikler yaratır?

Cevap

Emek maliyetleri yerine fırsat maliyetlerinin kullanılması, üretimde kullanılan tüm faktörlerin ve bu faktörlerin değişik türlerinin maliyet hesaba katılmasına neden olarak teoriye daha gerçekçi bir nitelik kazandırmıştır. Bununla birlikte, Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisinin ana düşünce yapısı değişmemiştir. Bu maliyet tanımına dayalı olarak her ülke yine karşılaştırmalı olarak ucuza ürettiği mallarda uzmanlaşır ve bu malları ihraç eder.

15. Soru

Sabit fırsat maliyetinin ortaya çıkma koşulları nelerdir?

Cevap

Sabit fırsat maliyetleri şu iki durumda ortaya çıkabilir:

  • Üretim faktörlerinin birbiri yerine tam ikame edilebilir (perfect substitutes) olmaları, ya da iki malın üretiminde sabit oranda kullanılmaları,
  • Bir faktörün bütün birimlerinin homojen veya aynı kalitede olması. Bu koşullar altında kaynaklar iki malın üretiminde de aynı derecede etkindirler, yani bir malın üretiminden çekilip öteki malın üretiminde kullanıldıklarında verimde herhangi bir düşüş ortaya çıkmaz.
16. Soru

Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkileri açıklayınız.

Cevap

Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkilerin niteliği üç ayrı şekilde olabilir. Birincisi, üretimin değişmesine karşın maliyetlerin sabit kalmasıdır. Buna üretimde “sabit maliyetler” koşulu adı verilir. İkincisi, üretim hacmi genişlerken maliyetlerin artmasıdır. Buna da artan maliyet ilişkisi denir. Nihayet üçüncüsü, üretim artarken maliyetlerin azalması durumudur ki buna da azalan maliyet koşulu adı verilir.

17. Soru

Üretim hacminin gelişmesinin faydaları nelerdir?

Cevap

Üretim hacminin gelişmesi, işçilerin işi yaparak öğrenmelerine ve uzmanlık kazanmalarına neden olur. İşletmenin büyümesi yönetimde de etkinliği artırıcı bir faktördür. Böylece mesleki yöneticiler kullanmak ve en gelişmiş yönetim bilgilerini işletmeye uygulamak olanağı doğar.

18. Soru

Dönüşüm eğrisi ekonomide ne ifade eder?

Cevap

Üretim-maliyet analizlerini şekille göstermek için iki ülkeden birinin Türkiye, diğerinin Amerika olduğunu ve bu ülkelerin tarım ve sanayi ürünü diye iki mal ürettiklerini varsayalım. Böyle bir ayırım tamamen öğretici amaçlar için yapılmıştır. Başka ülkeler ve başka mallar ele alınabileceği gibi, gerçeklerinin yerine semboller de kullanılabilir. Bir ülkenin, veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı kaynaklarıyla üretebileceği mal bileşimlerini gösteren eğriye dönüşüm eğrisi (transformation curve) veya “üretim olanakları eğrisi” (production possibilities curve) adı verilir. Uluslararası ticaret teorisinde bu eğrilerin önemli bir yeri vardır. Fırsat maliyetleri geometrik olarak en açık biçimde dönüşüm eğrileriyle gösterilebilirler.

19. Soru

Çoğalan fırsat maliyetleri hangi koşullar altında ortaya çıkar?

Cevap

Çoğalan fırsat maliyetleri şu gibi nedenlerden ortaya çıkmış olabilir:

  • Üretim faktörleri homojen değildir (bir faktörün tüm birimlerinin özdeş veya aynı kalitede olmaması).
  • Üretim faktörleri tüm malların üretiminde aynı oranda ya da aynı yoğunlukta kullanılmamaktadır.
20. Soru

Çoğalan maliyet koşulları altında neden uzmanlaşma büyük olasılıkla tam değil, eksik olacaktır?

Cevap

Çoğalan maliyet (azalan verim) koşulları altında üretimdeki uzmanlaşma eksik olur. Çünkü ülke dünya fiyatlarına göre düşük maliyetle ürettiği malın üretimini artırırken üretim maliyetleri sabit kalmayıp artmaktadır. Bir noktada iç üretim maliyetleri uluslararası fiyat düzeyine ulaşabilir. O noktada uzmanlaşmayı daha ileri götürmemek gerekir. Çünkü daha ileri gitmek pahalıya üretip daha düşük maliyetle ihraç etmek demektir ki bu da rasyonel bir davranış olmaz.

21. Soru

Sabit ve azalan maliyet koşulları altında dış ticarete açılan bir ülke neden üretimde tam uzmanlaşmaya gider?

Cevap

Üretimde sabit ve azalan maliyet koşullarının geçerli olduğu bir durumda, iki ülkeli ve iki mallı standart dış ticaret modellerinde tam uzmanlaşma ortaya çıkar. Çünkü ülke içerideki düşük maliyetten üretimini artırdıkça (kaynakları diğer maldan aktardıkça) sabit maliyetler durumunda maliyetler değişmez; böyle olması ülkenin bu avantajdan sonuna kadar yararlanmaması için bir neden bulunmaz. Bu da tüm kaynakların karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olunan malın üretimine yığılması demektir. Azalan maliyetler durumunda bu yönde daha büyük bir itici güç vardır. Çünkü her yeni üretilen birimin maliyeti bir öncekine göre daha da düşük olmaktadır.

22. Soru

Bilimde, neden-sonuç ilişkilerinin keşfedilmesi neden önemlidir?

Cevap

Bilimde, neden-sonuç ilişkilerinin keşfedilmesi,bilimsel olmanın temel özelliği ve  aynı zamanda olayların önceden tahmin edilebilmesine (prediction), dolayısıyla da olayların denetim altına alınmasına olanak sağlar.

23. Soru

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin başlıca amacı nedir?

Cevap

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin başlıca amacı, ülkeler arasındaki mal ve hizmet alım satımlarının nedenlerini açıklamaktır. Başka bir deyişle, bu alanda yürütülen bilimsel çalışmalar asıl olarak söz konusu amaç doğrultusunda teoriler geliştirme çabasına yöneliktir.

24. Soru

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin yanıtlamak zorunda olduğu üç ana soruyu belirtiniz. 

Cevap

Uluslararası Ticaret Teorisi’nin yanıtlamak zorunda olduğu üç ana soru şunlardan oluşmaktadır:
1. Ülkeler neden dış ticaret yaparlar, yani dış ticaretin kapalı ekonomiye göre ülkelere sağladığı
yararlar nelerdir?
2. Bir ülke dış ticaretinin bileşimi nasıl açıklanabilir; başka bir deyişle bir ülkenin hangi malları
ihraç, hangilerini ithal edeceği neye göre belirlenir?
3. Dış ticarette göreceli fiyatlar, ya da dış ticaret hadleri nasıl oluşmaktadır?

25. Soru

Uluslararası Ticaret Politikasına yönelik analizler, hangi konular kapsamaktadır?

Cevap

Uluslararası Ticaret Politikası’na da değinmekte yarar vardır. Politikaya yönelik bu analizlerde, teorinin tersine, hükümetin ülkenin uluslararası ticari ilişkileri
üzerine koymuş olduğu kısıtlamalar ve yapmış olduğu dolaysız ve dolaylı müdahalelerin incelenmesi konu edilir.

26. Soru

Merkantilist felsefeye göre, dış ticaret politikasının temel amacını açıklayınız. 

Cevap

Merkantilist felsefeye göre, dış ticaret politikasının temel amacı, hazinenin altın stokunu artırmaktır. Bunun için de ödemeler dengesinde fazlalıklar oluşturmak gerekir. Merkantilistler altın ve değerli madenleri servetin kaynağı olarak görmüşlerdir. Onlara göre, hazinenin altın stoku aynı zamanda ekonomik ve siyasal gücün de temelini oluşturur. O dönemler uzun süren savaşların doğurduğu büyük finansman ihtiyacı, bu düşüncelerin benimsenmesinde etkili olmuştur.

27. Soru

Klâsik liberalizmin temel dayanağı olarak kabul edilen ve Adam Smith tarafından ortaya atılan ilkeler nelerdir?

Cevap

Smith’e göre, toplam dünya serveti sabit değildir. Dış ticaret, uluslararası uzmanlaşma ve işbölümü doğurarak dünya kaynaklarının verimliliğini artırır, böylece dünya üretimi ve refahının yükselmesine yol açar. Bu görüş açısından karşılıklı ticaret yapan iki ülke uzmanlaşma ve serbest uluslararası değişim sonucunda daha yüksek üretim ve tüketim düzeylerine ulaşarak yaşam standartlarını birlikte artırırlar. 

28. Soru

Emek-Değer Teorisi nedir?

Cevap

Klâsik Ekol’e bağlı iktisatçıların değer konusundaki görüşleri emek-değer teorisi (labor theory of value) olarak bilinir. Bu yaklaşıma göre, bir malın maliyeti (ve talep koşullarının bulunmaması durumunda o malın fiyatı) onun üretimi için harcanan emek miktarı ile ölçülür. Diğer yandan da emek, homojen (türdeş) bir üretim faktörü olarak kabul edilmiştir.

29. Soru

Mutlak Üstünlük Teorisini açıklayınız.

Cevap

Adam Smith serbest ticaret ve uluslararası uzmanlaşmanın yararlarını Mutlak Üstünlük Teorisi (Theory of Absolute Advantages) ile açıklar. Buna göre, bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa, o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir.

30. Soru

A ve B ülkelerinin Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarları şu şekildedir;

A Ülkesi’nde ; Kumaş: 80 metre,  Şarap: 40 litre

B Ülkesi’nde ; Kumaş: 10 metre,  Şarap: 20 litre

Bu verilere göre A ve B ülkeleri için Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi’ne göre nasıl bir strateji izlemeleri doğru olacaktır?

Cevap

Örneğe göre A ülkesi  her iki malda da mutlak üstünlüğe sahiptir. A ülkesi iki malda da mutlak bir üstünlüğe sahip olmakla birlikte, acaba bu mallardaki üstünlüklerinin derecesi aynı mıdır? Hayır. Tablodaki rakamların dikey yönde karşılaştırılmasından anlaşılacağı gibi, kumaş üretimindeki üstünlük 8 kat, buna karşılık şarap üretimindeki üstünlük 2 kattır.
Bu bakımdan A ülkesi kumaş üretmeli, şarabı ise B ülkesinden ithal etmelidir. Başka bir deyişle A ülkesi kumaş üretiminde karşılaştırmalı (göreceli) üstünlüğe sahiptir.
B ülkesinin durumu ise bu anlatılanların tersidir. Bu ülke iki malda da A ülkesi’ne göre daha elverişsiz bir durumdadır. Fakat göreceli maliyet kumaşta 8 kat yüksek iken, şarapta yalnız 2 mislidir. O halde B ülkesinin her iki malı birden üretmektense, şarap üretimine yönelmesi bu ülkenin yararınadır.

31. Soru

Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi’ne göre ülkeler arasında kârlı dış ticaret için zorunlu koşul nedir?

Cevap

Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi’ne göre ülkeler arasında kârlı dış ticaret için zorunlu koşul, bu ülkelerde iç üretim maliyetlerinin (yurtiçi fiyatların) birbirinden farklı olmasıdır.

32. Soru

Ricardo modelindeki önemli aksaklıklar nelerdir?

Cevap

Ricardo modelindeki bazı önemli aksaklıklar şunlardır;

a. Ricardo modeli emek-değer teorisine dayanır

b. Ricardo ülkeler arasında işgücü verimindeki farklılığın nedenlerini de açıklamış değildir

c. Ricardo’ya göre, işgücü ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında ise tam hareketsizdir

d. Ricardo teorisi bir arz teorisidir

e. Ricardo modeli sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanır

f. Ricardo modeli statik bir modeldir

g. Üretim aşamalarına göre uzmanlaşma

33. Soru

Emek maliyetleri yerine fırsat maliyetleri tanımının kullanılması Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi analizlerinde ne gibi değişiklikler yaratır?

Cevap

Analizlerde emek maliyetlerini çıkartıp yerine fırsat maliyetleri kavramını koyduğumuzda, karşılaştırmalı üstünlüklerin yorumunda bir değişiklik olmamaktadır. Tüm değişiklik maliyetlerin nasıl ölçüleceği ile ilgilidir ki bu da hiçbir şekilde teorinin özünü etkilemez.

34. Soru

Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkilerin niteliği hangi şekillerde olmaktadır?

Cevap

Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkilerin niteliği üç ayrı şekilde olabilir. Birincisi, üretimin değişmesine karşın maliyetlerin sabit kalmasıdır. Buna üretimde “sabit maliyetler” koşulu adı verilir. İkincisi, üretim hacmi genişlerken maliyetlerin artmasıdır. Buna da artan maliyet ilişkisi denir. Nihayet üçüncüsü, üretim artarken maliyetlerin azalması durumudur ki buna da azalan maliyet koşulu adı verilir.

35. Soru

Artan maliyet varsayımının sonucu nedir?

Cevap

Artan maliyet varsayımının sonucu genellikle eksik uzmanlaşmadır (incomplete specialization). Üretimdeki uzmanlaşmanın eksik kalmasının nedeni üretimdeki artış dolayısıyla içerdeki üretim maliyetlerinin (iç fiyatların) giderek artması ve bir noktada dünya fiyatlarına eşitlenmesidir.

36. Soru

Dönüşüm eğrisi neyi ifade eder?

Cevap

Bir ülkenin, veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı kaynaklarıyla üretebileceği mal bileşimlerini gösteren eğriye dönüşüm eğrisi (transformation curve) veya “üretim olanakları eğrisi” (production possibilities curve) adı verilir.

37. Soru

Çoğalan maliyet (azalan verim) koşulları altında üretimdeki uzmanlaşmanın yüksek olasılıkla “eksik” olmasının nedenini açıklayınız. 

Cevap

Çoğalan maliyet (azalan verim) koşulları altında üretimdeki uzmanlaşmanın yüksek olasılıkla “eksik” olacağına dikkat ediniz. Çünkü, ülke dünya fiyatlarına göre düşük maliyetle ürettiği malın üretimini artırırken üretim maliyetleri sabit kalmayıp artmaktadır. Bir noktada iç üretim maliyetleri uluslararası fiyat düzeyine ulaşabilir. O noktada uzmanlaşmayı daha ileri götürmemek gerekir. Çünkü, daha ileri gitmek pahalıya üretip daha düşük maliyetle ihraç etmek demektir, ki bu da rasyonel bir davranış olmaz.

38. Soru

Dönüşüm Eğrisinin Uluslararası Ticaret Teorisindeki önemi nedir?

Cevap

Bir ülkenin, veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı kaynaklarıyla üretebileceği mal bileşimlerini gösteren eğriye dönüşüm eğrisi (transformation curve) veya “üretim olanakları eğrisi” (production possibilities curve) adı verilir. Uluslararası ticaret teorisinde bu eğrilerin önemli bir yeri vardır. Fırsat maliyetleri geometrik olarak en açık biçimde dönüşüm eğrileriyle gösterilebilirler.

39. Soru

Üretimde sabit maliyetler neyi ifade eder?

Cevap

Üretimde sabit maliyetler, bir endüstriden başka birine aktarılan kaynakların her iki kesimde de aynı derecede verimli olmalarını ifade eder. 

40. Soru

Sabit fırsat maliyetleri hangi durumlarda ortaya çıkar?

Cevap

Sabit fırsat maliyetleri şu iki durumda ortaya çıkabilir: (a) Üretim faktörlerinin birbiri yerine tam ikame edilebilir (perfect substitutes) olmaları, ya da iki malın üretiminde
sabit oranda kullanılmaları, (b) bir faktörün bütün birimlerinin homojen veya aynı kalitede olması.

41. Soru

Sabit ve azalan maliyet koşulları altında dış ticarete açılan bir ülkenin üretimde tam uzmanlaşmaya gitmesinin nedenini açıklayınız. 

Cevap

Üretimde sabit ve azalan maliyet koşullarının geçerli olduğu bir durumda, iki ülkeli ve iki mallı standart dış ticaret modellerinde tam uzmanlaşma ortaya çıkar. Çünkü, ülke içerideki düşük maliyetten üretimini artırdıkça (kaynakları diğer maldan aktardıkça) sabit maliyetler durumunda maliyetler değişmez; böyle olması ülkenin bu avantajdan sonuna kadar yararlanmaması için bir neden bulunmaz. Bu da tüm kaynakların karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olunan malın üretimine yığılması demektir. Azalan maliyetler
durumunda bu yönde daha büyük bir itici güç vardır. Çünkü, her yeni üretilen birimin maliyeti bir öncekine göre daha da düşük olmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.