Açıköğretim Ders Notları

Uluslararası İletişim Dersi 6. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Uluslararası İletişim Dersi 6. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Küreselleşme Ve İletişim

Küreselleşme

Küreselleşme en basit anlamıyla insana ait olan her şeyin kültürel, ekonomik ilişkilerin, bütün iletişim şekillerinin, bütün olay ve olguların bölgesel ve yerel olmaktan çıkıp küresel olması ve dünya çapında düşünülmeye başlanmasıdır.

Küreselleşme tarihsel olarak üç döneme ayrılabilir:

  1. Birinci küreselleşme dönemi: 1400’lerin sonundan itibaren coğrafi keşiflerle başlayan dönemdir. Denizcilikteki teknolojik gelişmeler insanların farklı kıtalar keşfetmesine neden olmuş ve ülkeler duvarları yıkarak küresel entegrasyona giden yolu açmışlardır.
  2. İkinci küreselleşme dönemi: 1800’lü yıllarda sanayinin gelişmesiyle birlikte bazı ülkeler hammadde ve pazar arayışına girmişler ve sanayi olarak gelişmiş Avrupa ülkeleri, gelişmemiş ülkeleri kaynak ve Pazar olarak kullanmaya başlamışlardır. Bu süreçte iletişim ve kültürel paylaşımlar artmıştır.
  3. Üçüncü küreselleşme dönemi: 1960’lardan sonra gelişmeye başlayan internet teknolojisiyle birlikte dünya çapında iletişim önceden olmadığı kadar yaygınlaşmaya başlamıştır. 1990’lardan sonra yaşanmaya başlayan küreselleşmenin nedenleri, 70’lerden başlayarak çokuluslu şirketlerin dünya ekonomisine egemen olması, 80’lerde Batı’nın optik kablo, haberleşme uyduları, bilgisayar, internet gibi teknolojik buluşları devreye sokarak yarattığı iletişim devrimi ve 90’larda SSCB’nin dağılmasıyla güç dengesinin ortadan kalkıp Batı’nın tek güç odağı haline gelmesidir.

Küreselleşme ile ilgili tartışmalar şu başlıklarla ele alınabilir:

  1. Aşırı küreselleşmeciler
  2. Şüpheciler
  3. Dönüşümcüler
  4. Küreselleşme karşıtları

Aşırı küreselleşmeciler: Küreselleşmenin her alanda hissedilen, etkili bir durum olduğunu savunurlar. Onlara göre sanayi toplumunun aktörü olan ulus devletler önemlerini yitirmiş yerini mevcut piyasa mekanizması yani sermaye sahipleri ve şirketlerin koyduğu kurallar, “çok uluslu şirketler” almıştır.

Şüpheciler: Aşırı küreselleşmecilerin karşısında dururlar. Onlara göre ticari ilişkiler eskisi gibi işlemekte farklılaşan tek şey uluslararasındaki etkileşimin yoğunluğunun artmış olmasıdır. Ulus devletler önemlerini yitirmemiş aksine küreselleşen ekonominin düzenlenmesinde önemli rol oynamaya başlamıştır.

Dönüşümcüler: Küresel düzen dönüşüm geçirmektedir ancak sadece ekonomik alanda değil aynı zamanda siyaset, kültür ve kişisel alanlardadır. Devletler çok uluslu şirketler karşısında güçsüz ya da güçlü değillerdir sadece değişen her şey gibi devletlerin ve hükümetlerin yapısı da değişmektedir.

Küreselleşme karşıtları: Küreselleşmenin olumsuz bir olgu olduğunu iddia ederler. Küreselleşen şey insanlar arası eşitsizliktir. Onlara göre küreselleşme kapitalizmin savaşsız mantığıdır ve küreselleşen sadece kapitalizmdir. Egemenlik mücadeleleri günümüzde de devam etmekte ancak artık savaşlarla değil ekonomik olarak yaşanmaktadır. Ülkeler arasındaki haksız alışveriş devam etmektedir ve sadece emperyalizmin adı değişmiş, küreselleşme olmuştur.

İletişim ve Medya

Küreselleşmenin ekonomik ve kültürel gelişmelerini etkileyen en önemli faktörlerden biri iletişim alanında yaşanan gelişmelerdir. İletişim teknolojilerinde yaşanan değişimlerle özellikle kitle iletişim araçlarının değişmesi ve küresel anlamda dünyaya daha çok yayılması, iletişimin yanında ekonomi, kültür gibi diğer alanlarda da paylaşımların artmasını sağlamıştır.

Medyanın enformasyon sağlama, karşılıklı bağ kurma, devamlılık sağlama, eğlendirme ve harekete geçirme işlevleri vardır.

İletişim teknolojilerinde yaşanan değişimlerle medyanın özellikleri de değişmeye başlamıştır. Bu değişim, ilk ortaya çıkan medya öğeleri ile daha sonra değişen medyanın farklı adlandırılmasını sağlamıştır. Bu anlamda ilk ortaya çıkan medya, yani gazete, radyo, sinema ve televizyon gibi araçlar “geleneksel medya” olarak adlandırılmaktadır.

Yeni İletişim Teknolojileri ve Yeni Medya: 1960’lardan sonra yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte iletişimin yapısı da değişmeye başlamıştır. Yeni medyanın ortaya çıkmasını sağlayan teknolojik değişim ve yenilikler şunlardır:

  • Uydu teknolojisi: Yapay uydular, çeşitli amaçlarla yeryüzünden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yerkürenin çevresinde dolanan araçlarıdır. Haberleşme uyduları yapay uydulardan biridir. Temel çalışma prensibi olarak yeryüzünden aldığı sinyalleri yine yeryüzünün belirli bölgelerine gönderir. Uydu teknolojisinin gelişmesiyle kıtalararası iletişim kolaylaşmış, karasal iletişim araçlarının ulaşmadığı ve yaygın olmadığı uzak bölgelerle bile iletişim mümkün hale gelmiştir.
  • Fiber optik ağlar: Fiber optik kablolar, görüntü ve sesin eşzamanlı olarak devrede olmasının istendiği, yüksek veri akışına gerek duyulduğu zaman kullanılan bir teknolojidir. Fiber taşımayla birlikte bilgi ışıkla taşınmaya başlanmıştır. Böylece daha çok bilgi aynı anda taşınmaya başlanmış iletişim hızlanmıştır.
  • Bilgisayar: İnsanların yerine sayısal işlemleri yapmaları için icat edilip geliştirilen bilgisayarlar, yani bilgi işlemciler, temel olarak belirli komutlara göre verileri isleyen ve depolayan makinelerdir. Günümüzdeki bilgisayarların çoğu verileri kaydetmek için ikili sayı tabanındaki sayıları, Yani 0’ları ve 1’leri kullanırlar. Bu da iletişimde sayısallaşmaya (dijitalleşmeye) neden olan en önemli faktörlerden biridir.
  • Sayısallaşma: Sayısallaşma, verilerin; ses, müzik, yazı, fotoğraf, görüntü biçiminde her tür enformasyonun, “bit”lere (0 ve 1’lere), bilgisayar diline, mikrişlemciler yardımı ile dönüştürülmesidir.
  • İnternet: İnternet, zaman içinde gelişen ve neredeyse bütün dünyayı saran iletişim ağıdır. Fiber optik kablolar ve uydu iletişimi gibi birçok teknolojiyi kullanan internet bağlantısı, aynı zamanda verileri sayısal olarak taşıdığı için iletişimin çok hızlı olmasını sağlamaktadır.

Yeni medya, bu teknolojik değişmelerden ve gelişmelerden etkilenen medyanın değişmiş¸ halidir. Yeni medyayı geleneksel medyadan ayıran farklar şu şekildedir:

  • Eşzamansızlık
  • Kitlesizleştirme
  • Sayısallık
  • İnternete bağlı olmak
  • Ulaşılabilirlik
  • Etkileşim

Eşzamansızlık: Yeni medya ile kurulan ilişkide eşzamanlı olmak gerekmemektedir, bir zaman sınırlaması yoktur.

Kitlesizleştirme: Yeni medyada bireye kitleden ayrı olarak iletiler sunulabilmektedir. Bireyin medyayı kullanma alışkanlıkları kayıt altına alınarak ona özel içerikler hazırlanabilmektedir. Yeni medya bir kitle iletişim aracıdır ancak geleneksel araçlardan farklı olarak, gelişen teknolojinin imkanıyla hedef kitlenin özellikleri doğrultusunda ona uygun içerikler hazırlanabilmesidir.

Sayısallık: Yeni medya ürünlerinde her şeyin sayısal hale gelmesidir.

İnternete bağlı olmak: Bir ağa bağlı olmak ve sürekli iletişim halinde olmak yeni medyanın en belirleyici özelliklerinden biridir. Yeni medyada neredeyse bütün iletişim kanalları internet üzerinden birbirine bağlıdır.

Ulaşılabilirlik: Sayısallık ve internete bağlı olma özellikleri aynı zamanda mobil, yani taşınabilir halde olması yeni medyanın ulaşılabilirliğini artırmaktadır.

Etkileşim: Geleneksel medya ile kurduğu ilişkide alıcının tercih hakkı sadece gönderilen iletiyi alıp almamak ile sınırlıyken yeni medyanın etkileşim özelliği ile alıcının mesaj üzerinde, yani kendisine sunulan film, haber, program benzeri içerikler üzerinde kontrolü artmıştır.

Etkileşimin diğer bir boyutu hikâye anlatımındaki değişimlerdir. Gelişmekte olan bazı yeni program formatlarında, hikâyenin gelişimindeki bazı bölümler seyircinin tercihine bırakılmaktadır. Etkileşimin en önemli boyutlarından biri ise alıcının kullanıcı durumuna gelmesi ve içerik üretebilmesidir. Etkileşimin öne çıkan üç şekli vardır:

  1. Çoklu metin: Medya ürününün sadece tek bir metin olmanın ötesine geçmesidir. Örneğin bir yazı başka bir fotoğrafa link verebilir.
  2. Çoklu ortam: Birden fazla ortamın aynı anda aynı araç ile kullanılabilmesi durumudur.
  3. Çift yönlülük: Geleneksel medya kitle ile tek yönlü iletişim kurar. Yeni medyada ise bu süreç iki yönlüdür. Alıcı kaynak durumuna rahatlıkla gelebilmektedir.

Yeni medyanın öğeleri ise şunlardır:

  • İnternet ve bilgisayar
  • İnternete bağlı, bilgisayar özelliği taşıyan cihazlar: Akıllı cep telefonları, tabletler gibi.
  • Var olan içerikler arasından izleyicinin istediğini seçmesini sağlayan etkileşimli televizyonlar
  • Sosyal medya
  • Bilgisayar oyunları

Küreselleşme ve Medya

Yirminci yüzyılın başlarından itibaren gelişen iletişim çalışmaları, genel olarak medyanın kitleler üzerindeki etkilerini anlamaya çalışmaktadır. Bunu yaparken de, bazı araştırmacılar medyanın insanları nasıl etkilediğini araştırırken, bazıları ise medyanın insanları nasıl daha fazla etkileyeceği üzerinde çalışmalar yapmaktadır.

Medya sahipliği ve çeşitleri: Medya sahipliği durağan değildir ve üç şekilde yoğunlaşabilmektedir:

  • Yatay büyüme: Bir gazete sahibinin başka bir gazeteyi satın alması
  • Dikey birleşme: Bir gazete sahibi şirketin kendisine kağıt sağlayan şirketi satın alması
  • Çapraz genişleme: Bir gazete patronunun aynı zamanda bir televizyon sahibi olması

Medya alanındaki bu yoğunlaşmalar tekelleşmeleri yani medyadaki üretimin ve kontrolün belirli kişilerin elinde toplanmasını meydana getirir.

Gündem belirleme: Dünyada aynı anda bir çok olay yaşanmaktadır ve medya bu yaşananlar arasından kendi seçtiklerini haberleştirmektedir. Gündem belirleme kuramına göre medya halka “ne düşüneceğini” söylemede her zaman başarılı olamasa da “ne hakkında düşüneceğini” söylemede her zaman etkilidir.

Medya ve propaganda: Propaganda çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacıyla önceden hazırlanmış mesajları, insanlara tarafsız bilgi vermek yerine onları yönlendirmeyi amaçlayarak iletmektir ve tarih boyunca pek çok ülke medyayı propaganda amacıyla kullanmıştır. Chomsky’ye göre medyanın ana görevlerinden en önemlisi propagandadır. Medyadan insanlara ulaşan haber ve bilgiler beş tane süzgeçten geçmektedir:

  • Medyanın sahiplerinin çıkarları
  • Medyanın gelirini sağlayan reklam verenlerin çıkarları
  • Medyaya haber kaynağı olan devlet ve şirketlerin çıkarları
  • Medyaya etki edebilecek güçlü grupların çıkarları
  • Komünizme karşı antikomünizm propagandası

İşlenmemiş haberler bu filtrelerden geçer ve medya üzerinde etkili olan yapıların çıkarlarına ters düşen haberler yayınlanmaz.

Küreselleşme, Toplum ve İletişim

Toplumsal yapılar çağlar içinde çeşitli nedenlerle değişimler geçirmişlerdir (S:119, Tabl6.2) ve insanların değişen iletişim şekillerine göre iletişim çağları şu şekilde sınıflandırılabilir:

  • İşaretler çağı: Konuşmanın ve yazmanın olmadığı, sadece seslerin ve vücut dilinin etkili olduğu dönem. Milyonlarca yıl öncesi.
  • Konuşma çağı: Konuşmanın ve karmaşık simgesel dillerin ortaya çıkmaya başladığı dönem. Yaklaşık yüz bin yıl öncesi.
  • Yazı çağı: Yazının ortaya çıkmaya başladığı dönem. Yaklaşık beş¸ bin yıl öncesi.
  • Baskı çağı: Baskı makinasıyla başlayan çağ.
  • Elektronik çağı: 19. yüzyılın sonundan itibaren gelişen teknolojilerle yaşanan elektronik iletişim.
  • Enformasyon çağı: Dijital çağ. Her yerde ve her zaman enformasyon.

Toplum çeşitleri ise şöyle özetlenebilir:

  • Avcı toplayıcı toplumlar: İnsanlar arası iletişimin basit olduğu, küçük gruplar halinde yaşadıkları ve avcılık, toplayıcılık ve balıkçılık gibi uğraşlarla yaşamlarını sürdürdükleri toplum tipi
  • Tarım toplumları: Artan işbölümü nedeniyle iletişimin karmaşıklaştığı, insanların yerleşik düzene geçip doğaya müdahale ederek kendi ihtiyaçlarını giderdikleri toplum tipi.
  • Sanayi toplumları: Teknolojik gelişmelerle birlikte kitle iletişiminin yaygınlaştığı, üretimin makinelerle ve ileri teknoloji ile yapıldığı toplum tipi.

Bu toplum tipleri ve sıralaması dünyanın her yerinde aynı şekilde ve aynı zamanda yaşanmamıştır. Günümüzdeyse yeni bir toplum tipine gidilmekte ve bu toplum tipine değişik isimler verilmektedir:

  • Ağ toplumu: Manuel Castells’in ortaya attığı bir düşüncedir. Ekonomi artık işçi sınıfına ve maddi eşyaların imalatına değil, telekomünikasyon ve bilgisayarlar üretimine dayanmaktadır.
  • Postmodern toplum: Postmodernizm, bir arada yaşayan ve hareket eden insan toplulukları değil tek başına olan ve dünyayı kendine göre anlayan insanlar haline geldiğimiz düşüncesine dayanmaktadır. İletişim alanında yaşayan gelişmeler ve küresel medya sadece haber almamızı değil bize sağladığı görsel işitsel evrenle dünyayı ve gerçekliği algılamamızı da etkiler.
  • Risk toplumu: Günümüzde insanların karşı karşıya kaldıkları tehlikelerin doğası değişmiştir. Bugünün tehlikelerinin kişisel değil küresel sonuçları vardır ve ulus devletler bu küresel tehlike dünyası ile başa çıkabilecek güçte olmadıkları için ulusötesi işbirlikleri yapılmalıdır.

Küreselleşme

Küreselleşme en basit anlamıyla insana ait olan her şeyin kültürel, ekonomik ilişkilerin, bütün iletişim şekillerinin, bütün olay ve olguların bölgesel ve yerel olmaktan çıkıp küresel olması ve dünya çapında düşünülmeye başlanmasıdır.

Küreselleşme tarihsel olarak üç döneme ayrılabilir:

  1. Birinci küreselleşme dönemi: 1400’lerin sonundan itibaren coğrafi keşiflerle başlayan dönemdir. Denizcilikteki teknolojik gelişmeler insanların farklı kıtalar keşfetmesine neden olmuş ve ülkeler duvarları yıkarak küresel entegrasyona giden yolu açmışlardır.
  2. İkinci küreselleşme dönemi: 1800’lü yıllarda sanayinin gelişmesiyle birlikte bazı ülkeler hammadde ve pazar arayışına girmişler ve sanayi olarak gelişmiş Avrupa ülkeleri, gelişmemiş ülkeleri kaynak ve Pazar olarak kullanmaya başlamışlardır. Bu süreçte iletişim ve kültürel paylaşımlar artmıştır.
  3. Üçüncü küreselleşme dönemi: 1960’lardan sonra gelişmeye başlayan internet teknolojisiyle birlikte dünya çapında iletişim önceden olmadığı kadar yaygınlaşmaya başlamıştır. 1990’lardan sonra yaşanmaya başlayan küreselleşmenin nedenleri, 70’lerden başlayarak çokuluslu şirketlerin dünya ekonomisine egemen olması, 80’lerde Batı’nın optik kablo, haberleşme uyduları, bilgisayar, internet gibi teknolojik buluşları devreye sokarak yarattığı iletişim devrimi ve 90’larda SSCB’nin dağılmasıyla güç dengesinin ortadan kalkıp Batı’nın tek güç odağı haline gelmesidir.

Küreselleşme ile ilgili tartışmalar şu başlıklarla ele alınabilir:

  1. Aşırı küreselleşmeciler
  2. Şüpheciler
  3. Dönüşümcüler
  4. Küreselleşme karşıtları

Aşırı küreselleşmeciler: Küreselleşmenin her alanda hissedilen, etkili bir durum olduğunu savunurlar. Onlara göre sanayi toplumunun aktörü olan ulus devletler önemlerini yitirmiş yerini mevcut piyasa mekanizması yani sermaye sahipleri ve şirketlerin koyduğu kurallar, “çok uluslu şirketler” almıştır.

Şüpheciler: Aşırı küreselleşmecilerin karşısında dururlar. Onlara göre ticari ilişkiler eskisi gibi işlemekte farklılaşan tek şey uluslararasındaki etkileşimin yoğunluğunun artmış olmasıdır. Ulus devletler önemlerini yitirmemiş aksine küreselleşen ekonominin düzenlenmesinde önemli rol oynamaya başlamıştır.

Dönüşümcüler: Küresel düzen dönüşüm geçirmektedir ancak sadece ekonomik alanda değil aynı zamanda siyaset, kültür ve kişisel alanlardadır. Devletler çok uluslu şirketler karşısında güçsüz ya da güçlü değillerdir sadece değişen her şey gibi devletlerin ve hükümetlerin yapısı da değişmektedir.

Küreselleşme karşıtları: Küreselleşmenin olumsuz bir olgu olduğunu iddia ederler. Küreselleşen şey insanlar arası eşitsizliktir. Onlara göre küreselleşme kapitalizmin savaşsız mantığıdır ve küreselleşen sadece kapitalizmdir. Egemenlik mücadeleleri günümüzde de devam etmekte ancak artık savaşlarla değil ekonomik olarak yaşanmaktadır. Ülkeler arasındaki haksız alışveriş devam etmektedir ve sadece emperyalizmin adı değişmiş, küreselleşme olmuştur.

İletişim ve Medya

Küreselleşmenin ekonomik ve kültürel gelişmelerini etkileyen en önemli faktörlerden biri iletişim alanında yaşanan gelişmelerdir. İletişim teknolojilerinde yaşanan değişimlerle özellikle kitle iletişim araçlarının değişmesi ve küresel anlamda dünyaya daha çok yayılması, iletişimin yanında ekonomi, kültür gibi diğer alanlarda da paylaşımların artmasını sağlamıştır.

Medyanın enformasyon sağlama, karşılıklı bağ kurma, devamlılık sağlama, eğlendirme ve harekete geçirme işlevleri vardır.

İletişim teknolojilerinde yaşanan değişimlerle medyanın özellikleri de değişmeye başlamıştır. Bu değişim, ilk ortaya çıkan medya öğeleri ile daha sonra değişen medyanın farklı adlandırılmasını sağlamıştır. Bu anlamda ilk ortaya çıkan medya, yani gazete, radyo, sinema ve televizyon gibi araçlar “geleneksel medya” olarak adlandırılmaktadır.

Yeni İletişim Teknolojileri ve Yeni Medya: 1960’lardan sonra yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte iletişimin yapısı da değişmeye başlamıştır. Yeni medyanın ortaya çıkmasını sağlayan teknolojik değişim ve yenilikler şunlardır:

  • Uydu teknolojisi: Yapay uydular, çeşitli amaçlarla yeryüzünden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yerkürenin çevresinde dolanan araçlarıdır. Haberleşme uyduları yapay uydulardan biridir. Temel çalışma prensibi olarak yeryüzünden aldığı sinyalleri yine yeryüzünün belirli bölgelerine gönderir. Uydu teknolojisinin gelişmesiyle kıtalararası iletişim kolaylaşmış, karasal iletişim araçlarının ulaşmadığı ve yaygın olmadığı uzak bölgelerle bile iletişim mümkün hale gelmiştir.
  • Fiber optik ağlar: Fiber optik kablolar, görüntü ve sesin eşzamanlı olarak devrede olmasının istendiği, yüksek veri akışına gerek duyulduğu zaman kullanılan bir teknolojidir. Fiber taşımayla birlikte bilgi ışıkla taşınmaya başlanmıştır. Böylece daha çok bilgi aynı anda taşınmaya başlanmış iletişim hızlanmıştır.
  • Bilgisayar: İnsanların yerine sayısal işlemleri yapmaları için icat edilip geliştirilen bilgisayarlar, yani bilgi işlemciler, temel olarak belirli komutlara göre verileri isleyen ve depolayan makinelerdir. Günümüzdeki bilgisayarların çoğu verileri kaydetmek için ikili sayı tabanındaki sayıları, Yani 0’ları ve 1’leri kullanırlar. Bu da iletişimde sayısallaşmaya (dijitalleşmeye) neden olan en önemli faktörlerden biridir.
  • Sayısallaşma: Sayısallaşma, verilerin; ses, müzik, yazı, fotoğraf, görüntü biçiminde her tür enformasyonun, “bit”lere (0 ve 1’lere), bilgisayar diline, mikrişlemciler yardımı ile dönüştürülmesidir.
  • İnternet: İnternet, zaman içinde gelişen ve neredeyse bütün dünyayı saran iletişim ağıdır. Fiber optik kablolar ve uydu iletişimi gibi birçok teknolojiyi kullanan internet bağlantısı, aynı zamanda verileri sayısal olarak taşıdığı için iletişimin çok hızlı olmasını sağlamaktadır.

Yeni medya, bu teknolojik değişmelerden ve gelişmelerden etkilenen medyanın değişmiş¸ halidir. Yeni medyayı geleneksel medyadan ayıran farklar şu şekildedir:

  • Eşzamansızlık
  • Kitlesizleştirme
  • Sayısallık
  • İnternete bağlı olmak
  • Ulaşılabilirlik
  • Etkileşim

Eşzamansızlık: Yeni medya ile kurulan ilişkide eşzamanlı olmak gerekmemektedir, bir zaman sınırlaması yoktur.

Kitlesizleştirme: Yeni medyada bireye kitleden ayrı olarak iletiler sunulabilmektedir. Bireyin medyayı kullanma alışkanlıkları kayıt altına alınarak ona özel içerikler hazırlanabilmektedir. Yeni medya bir kitle iletişim aracıdır ancak geleneksel araçlardan farklı olarak, gelişen teknolojinin imkanıyla hedef kitlenin özellikleri doğrultusunda ona uygun içerikler hazırlanabilmesidir.

Sayısallık: Yeni medya ürünlerinde her şeyin sayısal hale gelmesidir.

İnternete bağlı olmak: Bir ağa bağlı olmak ve sürekli iletişim halinde olmak yeni medyanın en belirleyici özelliklerinden biridir. Yeni medyada neredeyse bütün iletişim kanalları internet üzerinden birbirine bağlıdır.

Ulaşılabilirlik: Sayısallık ve internete bağlı olma özellikleri aynı zamanda mobil, yani taşınabilir halde olması yeni medyanın ulaşılabilirliğini artırmaktadır.

Etkileşim: Geleneksel medya ile kurduğu ilişkide alıcının tercih hakkı sadece gönderilen iletiyi alıp almamak ile sınırlıyken yeni medyanın etkileşim özelliği ile alıcının mesaj üzerinde, yani kendisine sunulan film, haber, program benzeri içerikler üzerinde kontrolü artmıştır.

Etkileşimin diğer bir boyutu hikâye anlatımındaki değişimlerdir. Gelişmekte olan bazı yeni program formatlarında, hikâyenin gelişimindeki bazı bölümler seyircinin tercihine bırakılmaktadır. Etkileşimin en önemli boyutlarından biri ise alıcının kullanıcı durumuna gelmesi ve içerik üretebilmesidir. Etkileşimin öne çıkan üç şekli vardır:

  1. Çoklu metin: Medya ürününün sadece tek bir metin olmanın ötesine geçmesidir. Örneğin bir yazı başka bir fotoğrafa link verebilir.
  2. Çoklu ortam: Birden fazla ortamın aynı anda aynı araç ile kullanılabilmesi durumudur.
  3. Çift yönlülük: Geleneksel medya kitle ile tek yönlü iletişim kurar. Yeni medyada ise bu süreç iki yönlüdür. Alıcı kaynak durumuna rahatlıkla gelebilmektedir.

Yeni medyanın öğeleri ise şunlardır:

  • İnternet ve bilgisayar
  • İnternete bağlı, bilgisayar özelliği taşıyan cihazlar: Akıllı cep telefonları, tabletler gibi.
  • Var olan içerikler arasından izleyicinin istediğini seçmesini sağlayan etkileşimli televizyonlar
  • Sosyal medya
  • Bilgisayar oyunları

Küreselleşme ve Medya

Yirminci yüzyılın başlarından itibaren gelişen iletişim çalışmaları, genel olarak medyanın kitleler üzerindeki etkilerini anlamaya çalışmaktadır. Bunu yaparken de, bazı araştırmacılar medyanın insanları nasıl etkilediğini araştırırken, bazıları ise medyanın insanları nasıl daha fazla etkileyeceği üzerinde çalışmalar yapmaktadır.

Medya sahipliği ve çeşitleri: Medya sahipliği durağan değildir ve üç şekilde yoğunlaşabilmektedir:

  • Yatay büyüme: Bir gazete sahibinin başka bir gazeteyi satın alması
  • Dikey birleşme: Bir gazete sahibi şirketin kendisine kağıt sağlayan şirketi satın alması
  • Çapraz genişleme: Bir gazete patronunun aynı zamanda bir televizyon sahibi olması

Medya alanındaki bu yoğunlaşmalar tekelleşmeleri yani medyadaki üretimin ve kontrolün belirli kişilerin elinde toplanmasını meydana getirir.

Gündem belirleme: Dünyada aynı anda bir çok olay yaşanmaktadır ve medya bu yaşananlar arasından kendi seçtiklerini haberleştirmektedir. Gündem belirleme kuramına göre medya halka “ne düşüneceğini” söylemede her zaman başarılı olamasa da “ne hakkında düşüneceğini” söylemede her zaman etkilidir.

Medya ve propaganda: Propaganda çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacıyla önceden hazırlanmış mesajları, insanlara tarafsız bilgi vermek yerine onları yönlendirmeyi amaçlayarak iletmektir ve tarih boyunca pek çok ülke medyayı propaganda amacıyla kullanmıştır. Chomsky’ye göre medyanın ana görevlerinden en önemlisi propagandadır. Medyadan insanlara ulaşan haber ve bilgiler beş tane süzgeçten geçmektedir:

  • Medyanın sahiplerinin çıkarları
  • Medyanın gelirini sağlayan reklam verenlerin çıkarları
  • Medyaya haber kaynağı olan devlet ve şirketlerin çıkarları
  • Medyaya etki edebilecek güçlü grupların çıkarları
  • Komünizme karşı antikomünizm propagandası

İşlenmemiş haberler bu filtrelerden geçer ve medya üzerinde etkili olan yapıların çıkarlarına ters düşen haberler yayınlanmaz.

Küreselleşme, Toplum ve İletişim

Toplumsal yapılar çağlar içinde çeşitli nedenlerle değişimler geçirmişlerdir (S:119, Tabl6.2) ve insanların değişen iletişim şekillerine göre iletişim çağları şu şekilde sınıflandırılabilir:

  • İşaretler çağı: Konuşmanın ve yazmanın olmadığı, sadece seslerin ve vücut dilinin etkili olduğu dönem. Milyonlarca yıl öncesi.
  • Konuşma çağı: Konuşmanın ve karmaşık simgesel dillerin ortaya çıkmaya başladığı dönem. Yaklaşık yüz bin yıl öncesi.
  • Yazı çağı: Yazının ortaya çıkmaya başladığı dönem. Yaklaşık beş¸ bin yıl öncesi.
  • Baskı çağı: Baskı makinasıyla başlayan çağ.
  • Elektronik çağı: 19. yüzyılın sonundan itibaren gelişen teknolojilerle yaşanan elektronik iletişim.
  • Enformasyon çağı: Dijital çağ. Her yerde ve her zaman enformasyon.

Toplum çeşitleri ise şöyle özetlenebilir:

  • Avcı toplayıcı toplumlar: İnsanlar arası iletişimin basit olduğu, küçük gruplar halinde yaşadıkları ve avcılık, toplayıcılık ve balıkçılık gibi uğraşlarla yaşamlarını sürdürdükleri toplum tipi
  • Tarım toplumları: Artan işbölümü nedeniyle iletişimin karmaşıklaştığı, insanların yerleşik düzene geçip doğaya müdahale ederek kendi ihtiyaçlarını giderdikleri toplum tipi.
  • Sanayi toplumları: Teknolojik gelişmelerle birlikte kitle iletişiminin yaygınlaştığı, üretimin makinelerle ve ileri teknoloji ile yapıldığı toplum tipi.

Bu toplum tipleri ve sıralaması dünyanın her yerinde aynı şekilde ve aynı zamanda yaşanmamıştır. Günümüzdeyse yeni bir toplum tipine gidilmekte ve bu toplum tipine değişik isimler verilmektedir:

  • Ağ toplumu: Manuel Castells’in ortaya attığı bir düşüncedir. Ekonomi artık işçi sınıfına ve maddi eşyaların imalatına değil, telekomünikasyon ve bilgisayarlar üretimine dayanmaktadır.
  • Postmodern toplum: Postmodernizm, bir arada yaşayan ve hareket eden insan toplulukları değil tek başına olan ve dünyayı kendine göre anlayan insanlar haline geldiğimiz düşüncesine dayanmaktadır. İletişim alanında yaşayan gelişmeler ve küresel medya sadece haber almamızı değil bize sağladığı görsel işitsel evrenle dünyayı ve gerçekliği algılamamızı da etkiler.
  • Risk toplumu: Günümüzde insanların karşı karşıya kaldıkları tehlikelerin doğası değişmiştir. Bugünün tehlikelerinin kişisel değil küresel sonuçları vardır ve ulus devletler bu küresel tehlike dünyası ile başa çıkabilecek güçte olmadıkları için ulusötesi işbirlikleri yapılmalıdır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.