Açıköğretim Ders Notları

Türkçe Ses Bilgisi Dersi 6. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Türkçe Ses Bilgisi Dersi 6. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Ses Olayları Iı: Biçimsel Ses Bilgisi

Nöbetleşmeler

Ünlülerdeki nöbetleşmeleri şöyle inceleyebiliriz:

Açık Ünlü~Kapalı Ünlü Nöbetleşmesi

Türkçede kapalı hecelerdeki açık e sesi eklenme sırasında hecenin açık heceye dönüşmesi durumunda kapalı e ile nöbetleşir. Bu nöbetleşme yazıda gösterilmez:

Açık e Kapalı e

sen         seni

gel          gelir

Geniş Ünlü~Dar Ünlü Nöbetleşmesi

Türkçede, geniş /a/, /e/ ünlüleri belli koşullar altında dar /ı/, /i/, /u/, /ü/ ünlüleriyle nöbetleşir. Bazıları yazıya yansıyan, bazıları da konuşma diliyle sınırlı olan bu nöbetleşme, ad ve eylem tabanlarında farklı gerçekleşir.

Eylem Kök ve Gövdelerinde: Eylem kök ve gövdelerinin sonundaki düz-geniş /a/, /e/ ünlüleri standart dilde şimdiki zaman ekinden önce düzenli olarak daralır. Bunun nedeni /y/ ünsüzünün daraltıcı etkisidir:

başlı-yor, gelmi-yor vb.

Aynı durumdaki ünlüler, konuşma dilinde, ünlüyle başlayan -(y)A, -(y)An, -(y)AcAk, -(y)ArAk, -(y)In, – (y)Ip, -(y)IncA, -(y)AyIm gibi eklerden önce araya giren yardımcı ünsüz /y/’nin etkisiyle daralabilir:

başlayan ~ başlıyan, anlayacak ~ anlıyacak, bekleyerek ~ bekliyerek, arayıp ~ arıyıp bekleyince ~ bekliyince vb.

Tek heceli de- ve ye- eylemlerindeki daralma yazıya da yansımıştır: di-y-en, yi-y-ecek

İsim Kök ve Gövdelerinde: Ad kök ve gövdelerinin sonundaki geniş /a/, /e/ ünlüleri, konuşma dilinde -(y)A eki öncesinde daralarak /ı/, /i/ olur:

buraya ~ burıya, nereye ~ neriye, oraya ~ orıya

Ancak ad kök ve gövdelerindeki daralma eylemlerde olduğu gibi yaygın değildir ve /y/ sesi ile bağlanan her ekten önce gerçekleşmez:

buraya ~ burıya fakat burayı (burıyı değil!)

Yuvarlak Ünlü ~ Düz Ünlü Nöbetleşmesi

Dokuz on ve sekiz on sözcüklerinin birleşmesinden ortaya çıkmış olan doksan ve seksen sayılarındaki on sözcüğünün ünlüsü düzleşerek /a/, /e/ olmuştur. Bu düzleşmede Türkçenin yapısal özelliklerinden ünlü uyumları ve Türkçe kökenli sözcüklerde ilk hece dışında /o/ ve /ö/ ünlülerinin bulunmaması etkili olmuştur. İki sözcükte de birleşiğin ikinci kısmı unutulmuş, ünlü uyumu sözcüğün tamamını kapsayacak biçimde gelişmiştir.

Eylem tabanlarının sonundaki dar-yuvarlak /u/, /ü/ ünlüleri konuşma dilinde, ünlüyle başlayan ve bu nedenle /y/ yardımcı ünsüzünü alan eklerin önünde düzleşerek /ı/, /i/ olur:

koruya ~ korıya, çürüyecek ~ çüriyecek, yürüyerek ~ yüriyerek, koruyun ~ korıyın, çürüyüp ~ çüriyip, ütüye ~ ütiye vb.

Ön Ünlü ~ Art Ünlü Nöbetleşmesi

Standart Türkçede, eklenme sırasında köke ait ön ünlünün art ünlüye değiştiği tek örnek ben ve sen zamirlerinin yönelme eki -(y)A aldıklarında görülür:

ben+e>bana, sen+e>sana

Ünlülerin Sıfırla Nöbetleşmesi

Türkçede çok sayıda kök ve gövde, hem çekim hem de yapım eklerinin bir bölümünden önce ikinci veya son hecedeki ünlülerini yitirebilmektedir. Bunların büyük bir bölümü ikinci hecedeki dar ünlüyle ilgilidir:

burun>burnu, kavuş->kavşak

Aynı sözcüğün ünlüsü, ünsüzle başlayan bir ekten önce korunmaktadır:

burunda, kavuştu

Bu olay, yapım eklerinden önce gerçekleşirse, türemiş sözcükte ünlü kalıcı olarak düşmektedir:

devril- , kavşak

Ancak türeyen sözcüğe kaynaklık eden eylem tabanı, ünsüzle başlayan yapım eklerinden ve neyle başladığına bakılmaksızın çekim eklerinden önce ünlüsünü düşürmez:

kavuş->kavuşma, kavuşur
devir>deviren, devirme gibi.

Ünlülerin sıfırla nöbetleşmesi hem Türkçe kökenli sözcüklerde hem de alıntı sözcüklerde görülür. Ancak Türkçe sözcüklerde ve alıntılarda farklı gelişmeler söz konusudur. Bu ses olayının belirlenebilen bazı nedenleri ve sınırlamaları vardır. Bunları şöyle özetleyebiliriz:

Türkçe Sözcüklerde: Eski Türkçeye kadar gittiğini örneklerle belirleyebildiğimiz dar ünlülerin sıfırla nöbetleşmesi, Türkçe sözcüklerde ad ve eylemlerde farklı biçimlerde gerçekleşir:

Yalın Biçim Ekli Biçim

agız                       agzı

köngül                   köngli “gönlü”

ugur                      ugrı

Bugünkü Türkçede, dar ünlülerin sıfırla nöbetleşmesinde ad ve eylem kökleri arasındaki en dikkat çekici ayrım şudur: İsim köklerinde hem çekim hem de yapım eklerinden önce nöbetleşme olabilmektedir: oğlu, oğlan

Buna karşılık eylem köklerinde, türetimde sıfırla nöbetleşme gerçekleşir: buyruk, kavşak

Fakat çekimde sıfırla nöbetleşme gerçekleşmez: buyurur, buyuran; kavuşur, kavuşan gibi.

İsim Tabanlarında: Dar ünlü ~ ø nöbetleşmesinin görüldüğü iki heceli bir grup sözcük vardır. Bu sözcüklerin ilk heceleri açık, ikinci heceleri ise dar ünlülü ve kapalıdır. Ayrıca kapalı olan ikinci heceleri ğ-n, ğ-r, ğ- z, ğ-s ya da l-n, r-n, m-z, n-z, v-ç ve y-n ünsüz dizilişindedir. Bu tür hece yapısına sahip sözcükler ünlüyle başlayan, vurgulanabilir bir ek aldıklarında ikinci hecedeki dar ünlü sıfırla nöbetleşir:

ağız/ağzı; burun/burnu; beyin/beyni; göğüs/göğsü vb.

Ünlüyle başlayan eklerden önce sıfırla nöbetleşmenin yaygın görüldüğü sözcük gruplarından biri organ adlarıdır. Ancak burada belirleyici olan sözcüğün organ adı olması değil, organ adlarının çoğunlukla yukarıda belirtilmiş olan hece yapısını taşımalarıdır.

Alıntılarda: Arapça, Farsça ve Batı dillerinden alınan ve Türkçede sözcük sonunda bulunamayan ünsüz çiftleriyle biten sözcüklerde, sözcüğün Türkçeye uyarlanması sonucu araya giren dar, kısa, vurgusuz ünlüler, ünlüyle başlayan ekler veya yardımcı eylemlerden önce sıfırla nöbetleşir:

hüküm/hükmü/hükmet; isim/ismi; kahır/kahrol- vb.

Orijinal dilde tek hece olmakla birlikte, Türkçede söz sonunda bulunamayan ünsüzlere sahip oldukları için Türkçenin hece yapısına araya giren dar ünlü sayesinde uyarlanmış olan kimi alıntılarda sıfırla nöbetleşme olmaz:

cevz/cevizi; havz/havuzu; lehm/lehimi vb.

Yine alıntı ve Türkçe adların ortak davrandığı bir konu da özel ad olarak kullanıldıklarında bu nöbetleşmenin gerçekleşmemesidir:

nehir: nehri/nehre; Nehir-i/Nehir-e
gönül: gönlü/gönle; Gönül-ü, Gönül-e

Eylem Tabanlarında: İlk hecesi açık, kapalı ikinci hecesi -yXr-, -vXr-, -ğXr-, -kXr-, -pXr-, -yXl-, -nXl-, -vXş- ve – kXl- yapısında olan iki heceli eylemlere ünlüyle başlayan veya yardımcı ünlü alan yapım eklerinden biri geldiğinde, ünlüleri sıfırla nöbetleşmektedir:

ayır-: ayraç, ayrı, ayr-ım, ayrıl-, ayrıntı
buyur- : buyruk, buyrul-

Diğer Durumlar: Biraz önce verilen düzenli durumlar yanında ünlülerin sıfırla nöbetleştiği başka örnekler de vardır. Bunlar kısaca şöyle özetlenebilir.

Konuşma dilinde -ArI eki ile kurulmuş yer zarflarına, – DA, -DAn ve -sI eklerinin eklenmesi sırasında da sıfırla nöbetleşme gerçekleşir: dışarıda ~ dışarda

Yine konuşma dilinde, işaret zamirlerinden türeyen ve iki heceleri de açık olan bura, şura, ora, nere zarflarının ikinci hecesindeki geniş /a/ ve /e/ ünlüleri, ilk hecenin vurgulu olmasından ötürü, -DA ve -DAn eklerinden önce sıfırla nöbetleşir: burada ~ burda

Sıfırla nöbetleşme, sözcük yapımı sırasında söz sonunda da gerçekleşir. Ünlüyle biten üç heceli ad köklerine addan eylem türeten -lA- eki getirildiğinde, sözcüğün sonundaki ünlü, sıfırla nöbetleşebilir: içeri ~ içerle-

Kimi örneklerde sıfırla nöbetleşme anlam farkı yaratır: koyuvermek/koyvermek örneklerinin her ikisi de standart dilde kullanılmaktadır. Ancak koyuvermek, “koymak, bırakmak”, koyvermek ise “oluruna bırakmak, salmak, ipin ucunu kaçırmak, boş vermek vb.” anlamlara gelir.

Uzunluk-Kısalık Nöbetleşmesi

Türkçe sözcüklerde bulunan birincil uzun ünlüler Türkiye Türkçesinde kısalmıştır. Ancak yarın sözcüğünde işitilen yarın telaffuzu bu uzunluğu yansıtır. Ayrıca yad el deyimi içinde kullandığımız yad sözcüğünde de birincil uzun ünlü vardır. Aynı sözcükten türemiş olan yadırga- eyleminde ise ünlü kısadır.

Arapça ve Farsçadan alınmış bir grup sözcükte, kapalı son hecede bulunan uzun /a/, /u/, /i/ ünlüleri Türkçedeki uzun ünlülerden kaçınma eğilimine bağlı olarak kısalmışlardır. İlgili sözcükler yalın hâlde veya ünsüzle başlayan bir ek aldıklarında ünlüleri kısa söylenmektedir. Ancak bu kısa ünlü, ünlüyle başlayan bir ek aldığında veya yardımcı eylemden önce uzun ünlüye dönüşebilir:

emin/eminim, emin ol-; hal/hali; hayat/hayatım vb.

Ünsüzlerdeki nöbetleşmeleri de şöyle inceleyebiliriz:

Ötümlülük-Ötümsüzlük Nöbetleşmesi

Ötümlülük, bir sesin oluşumu sırasında ses tellerinin titreşmesi, ötümsüzlük ise titreşmemesi anlamındadır. Ötümlülük-ötümsüzlük konusunda yaygın görüş, Türkçe sözcüklerde söz sonunda ötümlü ünsüz bulunmadığı biçimindedir. Fakat her şeyden önce tek ve çok heceli sözcükler, Türkçe kökenlilerle alıntı sözcükler arasında belli ayrımlar yapmak gerekir.

Tek Heceli Türkçe Sözcüklerde: Yapılan araştırmalar, milat sıralarına tarihlenen Ana Türkçe döneminde sözcüklerin ilk hecesinde uzun ünlüler bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Bugün Türkiye Türkçesinde sadece yârın ve yâd el deyimi içindeki yad “yabancı” sözcüklerinde uzunluk korunmuş, geri kalanlarda kısalmış, kısalırken seslik izler bırakmışlardır. Bunlardan biri de ötümlüleşmedir ve şu şekillerde gerçekleşir. Bir grup tek heceli sözcükte eklenme olmadan da söz sonundaki ünsüz ötümlüdür. Buna karşılık benzer hece yapısında olan ancak ünlüsü Ana Türkçede kısa olan tek heceli sözcüklerde söz sonundaki ünsüzler ötümsüz kalır:

Ana Türkçe Yeni Biçim Ana Türkçe Yeni Biçim

*ot                   od                ot                     ot

*s?k-               söğ-             sök-                 sök-

Ana Türkçede ünlüsü uzun olan çok sayıda tek heceli sözcük ise söz sonunda ötümsüz ünsüz bulundurur; ancak bu ünsüz, ünlüyle başlayan bir ek gelmesi durumunda ötümlüleşir:

Ana Türkçe Yeni Biçim Ekli Yeni Biçim

*ak                  ak                  ağar-

Ötümlüleşme, uzun ünlüleri takip eden /nt/, /rt/, /nç/ gibi Türkçede sonda bulunabilen ünsüz çiftlerinde de gerçekleşir: *tört / dört / dördü

Çok Heceli Türkçe Sözcüklerde: Çok heceli Türkçe sözcüklerde söz sonu ötümsüz /ç/, /t/, /k/ ünsüzlerinin eklenmede ünlüden önce ötümlüleşmesi genel bir kuraldır ve tek heceli sözcüklerdeki durumun aksine, ünlü uzunluğuyla ilgisi yoktur:

Yalın biçim: ağaç Ekli biçim: ağacı

Ancak ötümlüleşme düzenli değildir; özellikle eylemden ad yapan -t ekiyle yeni türetilmiş adlarda ötümlüleşme olmaz:

Yalın biçim: yapıt Ekli biçim: yapıtı

Eş sesli gerek-/gerek örneklerinde görülebileceği gibi, çok heceli sözcüklerin sonundaki ötümlüleşme adlarla ilgilidir, eylemlerle değil: gerekir fakat gereğ-i.

Alıntı Sözcüklerde: Eklenmede ötümsüz ünsüzlerin ötümlüleşmesi Türkçenin baskın yapısal özelliklerinden biri olduğundan, alıntı sözcüklerin sonundaki ötümsüz ünsüzler de eklenmede iki ünlü arasında kalınca çoğunlukla bu eğilime uyarlar:

Yalın Biçim: felek Ekli Biçim: feleği

Yine Türkçede, söz sonunda bulunabilen /lt/, /nç/, /nt/, /rt/ gibi ünsüz çiftleriyle biten alıntı sözcüklerde de ünlü öncesinde ötümlüleşme gerçekleşir:

Yalın Biçim: cilt Ekli Biçim: cildi

Ötümlüleşmenin görüldüğü alıntı sözcüklerin bir kısmında söz sonundaki ses kaynak dilde zaten ötümlüdür:

Orijinal Biçim: ceb Yalın Biçim: cep Ekli Biçim: cebi

Kaynak dilde söz sonunda ötümlü olan ünsüz Türkçede ünlüden önce ötümsüz de kalabilir:

Orijinal Biçim: habb Yalın Biçim: hap Ekli Biçim: hapı

Özel adların sonundaki ötümsüz ünsüzler de söyleyişte ötümlüleşir, ancak ötümlüleşme yazımda gösterilmez: Ahmet’in /Ahmedin

Ancak yazımın etkisiyle bu sözcüklerin sonundaki ötümsüz ünsüzlerin söyleyişte de artan oranda korunabildiği görülmektedir: Irak’a

/nk/ ünsüz çifti de bir ünlü öncesinde, asli biçimi olan /ng/’ye döner:

Yalın Biçim: renk Ekli Biçim: reng-i

Kaynak dilde söz sonunda ötümsüz olan ünsüz, Türkçede her durumda ötümsüzlüğünü koruyabilir:

merak-ı; helak-ı; hayat-ı; cumhuriyet-i; milliyet-i vb.

Uzun ünlü+ötümsüz ünsüz ile biten kimi alıntı sözcüklerde ötümlüleşmiş biçimlerle ötümsüz biçimler nöbetleşebilir:

Orijinal Biçim: evrak Yalın Biçim: evrak-ı Ekli Biçim: evrağ-ı

Yeni alıntılarda ise, ön ünlülü sözcüklerde, bir ünlü öncesinde /g/ korunurken, art ünlülü sözcüklerde ötümlü sızıcı /ğ/’ye değişir:

Yalın Biçim: miting Ekli Biçim: mitinge

Gerek Türkçe kökenli gerekse alıntı sözcüklerde, ötümlü biçimlerle ötümsüz biçimler arasında anlam farkı ortaya çıkabilmektedir:

Ötümsüz Biçim: hukuka “yasaya”  Ötümlü Biçim: hukuğa “hukuk fakültesine”

Söz Sonunda Tek Ünsüz ~ İkiz Ünsüz Nöbetleşmesi

Kaynak dilde, sonda ikiz ünsüz bulunan tek heceli alıntılar, Türkçede yalın durumda veya ünsüzlerden önce tek ünsüzle kullanılır ancak eklenme veya birleşme sırasında, bir ünlüden önce bu söz sonu ünsüz yeniden ikizleşir. Bu ses olayı /b/, /c/, /d/, /t/, /k/, /l/, /m/, /n/, /s/, /z/ ünsüzleriyle biten sözcüklerde ortaya çıkar:

Yalın Biçim: rab, zan Ekli Biçim: rabbi, zannet

Tekleşme sırasında, Arapça asıllarında ötümlü olan ünsüzler, Türkçenin söz sonunda ötümlü ünsüzlerden kaçınması nedeniyle ötümsüzleşebilir:

Orijinal Biçim: zıdd, habb, redd Türkçe Biçim: zıt,hap,ret

Kaynak dilde ikiz ünsüzle sonlanan bu tek heceli sözcükler, Türkçede yalın durumda veya ünsüzle başlayan bir ek veya yardımcı eylemden önce tek ünsüzle kullanılırlar: af, aftan, af çıkar- / hak, haktan, hak ver- / his, hisli vb.

Buna karşılık ünlüyle başlayan bir ek veya yardımcı eylem aldıklarında sondaki ünsüzler yeniden ikizleşir:

Yalın Biçim: af, ret, hat, had Ekli Biçim: aff-ı, redd-i, hatt-ı, hadd-i

Aslında ikiz ünsüz bulunduğu hâlde Türkçede yalın hâlde ünsüzü tekleşmiş olan az sayıda sözcükte, bir ünlüden önce ikizleşme görülmez:

Orijinal Biçim: habb Türkçe Biçim: hap Ekli Biçim: hap-ı

Ünsüzlerin Sıfırla Nöbetleşmesi

Türkçede eklenme sonucu ortaya çıkan ünsüz türemesi büyük ölçüde, bazı dil bilgisi kitaplarında yardımcı ünsüz olarak tanımlanan /y/, /ş/, /s/, /n/ ünsüzlerinin çekimde ortaya çıkan görünümleriyle ilgilidir. Artzamanlı bakış açısıyla Türkçenin tek yardımcı ünsüzünün /y/ olduğu, diğerlerinin farklı işlevlerden geliştiği bilinmektedir. Yine de eşzamanlı bakış açısıyla, bu sesler, sadece çekimde ortaya çıktıkları için yardımcı ses gibi davrandıkları kabul edilebilir. Bunlar, çekimsiz durumda görünmedikleri için aynı zamanda sıfırla nöbetleşme örneğidirler. Bu ünsüzlerin görünümleri şöyle özetlenebilir:

y ~ ø nöbetleşmesi: Ünlüyle biten bir sözcüğe, ünlüyle başlayan ek gelmesi durumunda, Türkçedeki ikiz ünlüden kaçınma eğilimi nedeniyle araya bir /y/ sesi girer: biri ile>biri-y-ile>biriyle

Türkçede ünlüyle biten sözcüklere iyelik eki, sırasıyla – (X)m, -(X)n, -(s)X, -mXz, -nXz, -lArX şeklinde gelir. Su sözcüğü iyelik ve ilgi eki aldığında arada bir /y/ türer: su- y-um, su-y-un, su-y-u

İyelik ve ilgi ekinden önce ne sözcüğünde de benzer bir durum vardır: ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i gibi. Ancak su sözcüğünden farklı olarak ne sözcüğünün ne-m, ne-n, ne-si biçimleri de kullanılmaktadır.

Aynı hece yapısına sahip şu ve bu zamirlerinde ise biraz daha farklı bir kullanım görülür. Bu zamirlerde, birinci ve ikinci kişi iyelik ekleri öncesinde /y/ ünsüzü türerken üçüncü kişi iyelik eki öncesinde, ne’de olduğu gibi ikili bir kullanım vardır: şu-y-um, bu-y-um, şu-y-un, bu-y-un şu-y-u, bu-y-u ~ şu-s-u, bu-s-u .

ş ~ ø nöbetleşmesi: Ünlü ile biten sayı adlarına üleştirme eki -Ar eklendiğinde arada bir /ş/ sesi türer: altı-ş-ar, iki-ş- er

s ~ ø nöbetleşmesi: Ünlüyle biten adlara üçüncü tekil kişi iyelik eki eklenirken arada bir /s/ sesi türer: arka-sı, cümle-si, ütü-sü

n ~ ø nöbetleşmesi: Bu, şu, o ve kendi zamirlerinin çekiminde, üçüncü kişi iyelik eki almış sözcükler durum eki aldıklarında, ilgi ekinin başında ve aitlik eki -ki’den sonra zamir n’si olarak bilinen bir ses türer: anne-leri-ni, bu-n-a, evdeki-n-de, kapı-sı-n-da, kendi-n-de, masa-nın

Kendi zamiri ve -ki aitlik eki, çoğul ekinden önce zamir n’si almaz: seninki-ler, kendi-leri fakat onlar, bunlar vb.

k ~ ø nöbetleşmesi: Standart Türkçede, eklenme sırasında, yardımcı ses olarak nitelenenler dışında, ünsüzlerin sıfırla nöbetleşmesinin en bilinen örneği /k/ ile biten sözcüklerin – cAk, -cXk, -rAk gibi yapım ekleri öncesinde bu sesi yitirmeleridir.

Yalın Biçim: küçük Ekli Biçim: küçü-cük, küçü-cek, küçü-rek

t ~ ø nöbetleşmesi: Arapça kökenli olup Türkçede /e/ ünlüsü ile biten bazı sözcükler Arapça zarf yapım eki -An aldıklarında arada bir /t/ sesi türer. Bu /t/ sesi Arapçada söz sonunda /e/ okunan /te/ harfidir. Eklenme sırasında yeniden ortaya çıkmaktadır.

Yalın Biçim: cümle, ilave, madde Ekli Biçim: cümle-t- en, ilave-t-en, madde-t-en

v ~ ø nöbetleşmesi: Yine ünlü ile biten Arapça ve Farsça kökenli sözcüklere Arapça nispet -i: ’si denilen ünlü eklendiğinde arada /v/ ünsüzü türer.

Yalın Biçim: aile, mana Ekli Biçim: ailevi, manevi

Nöbetleşmeler

Ünlülerdeki nöbetleşmeleri şöyle inceleyebiliriz:

Açık Ünlü~Kapalı Ünlü Nöbetleşmesi

Türkçede kapalı hecelerdeki açık e sesi eklenme sırasında hecenin açık heceye dönüşmesi durumunda kapalı e ile nöbetleşir. Bu nöbetleşme yazıda gösterilmez:

Açık e Kapalı e

sen         seni

gel          gelir

Geniş Ünlü~Dar Ünlü Nöbetleşmesi

Türkçede, geniş /a/, /e/ ünlüleri belli koşullar altında dar /ı/, /i/, /u/, /ü/ ünlüleriyle nöbetleşir. Bazıları yazıya yansıyan, bazıları da konuşma diliyle sınırlı olan bu nöbetleşme, ad ve eylem tabanlarında farklı gerçekleşir.

Eylem Kök ve Gövdelerinde: Eylem kök ve gövdelerinin sonundaki düz-geniş /a/, /e/ ünlüleri standart dilde şimdiki zaman ekinden önce düzenli olarak daralır. Bunun nedeni /y/ ünsüzünün daraltıcı etkisidir:

başlı-yor, gelmi-yor vb.

Aynı durumdaki ünlüler, konuşma dilinde, ünlüyle başlayan -(y)A, -(y)An, -(y)AcAk, -(y)ArAk, -(y)In, – (y)Ip, -(y)IncA, -(y)AyIm gibi eklerden önce araya giren yardımcı ünsüz /y/’nin etkisiyle daralabilir:

başlayan ~ başlıyan, anlayacak ~ anlıyacak, bekleyerek ~ bekliyerek, arayıp ~ arıyıp bekleyince ~ bekliyince vb.

Tek heceli de- ve ye- eylemlerindeki daralma yazıya da yansımıştır: di-y-en, yi-y-ecek

İsim Kök ve Gövdelerinde: Ad kök ve gövdelerinin sonundaki geniş /a/, /e/ ünlüleri, konuşma dilinde -(y)A eki öncesinde daralarak /ı/, /i/ olur:

buraya ~ burıya, nereye ~ neriye, oraya ~ orıya

Ancak ad kök ve gövdelerindeki daralma eylemlerde olduğu gibi yaygın değildir ve /y/ sesi ile bağlanan her ekten önce gerçekleşmez:

buraya ~ burıya fakat burayı (burıyı değil!)

Yuvarlak Ünlü ~ Düz Ünlü Nöbetleşmesi

Dokuz on ve sekiz on sözcüklerinin birleşmesinden ortaya çıkmış olan doksan ve seksen sayılarındaki on sözcüğünün ünlüsü düzleşerek /a/, /e/ olmuştur. Bu düzleşmede Türkçenin yapısal özelliklerinden ünlü uyumları ve Türkçe kökenli sözcüklerde ilk hece dışında /o/ ve /ö/ ünlülerinin bulunmaması etkili olmuştur. İki sözcükte de birleşiğin ikinci kısmı unutulmuş, ünlü uyumu sözcüğün tamamını kapsayacak biçimde gelişmiştir.

Eylem tabanlarının sonundaki dar-yuvarlak /u/, /ü/ ünlüleri konuşma dilinde, ünlüyle başlayan ve bu nedenle /y/ yardımcı ünsüzünü alan eklerin önünde düzleşerek /ı/, /i/ olur:

koruya ~ korıya, çürüyecek ~ çüriyecek, yürüyerek ~ yüriyerek, koruyun ~ korıyın, çürüyüp ~ çüriyip, ütüye ~ ütiye vb.

Ön Ünlü ~ Art Ünlü Nöbetleşmesi

Standart Türkçede, eklenme sırasında köke ait ön ünlünün art ünlüye değiştiği tek örnek ben ve sen zamirlerinin yönelme eki -(y)A aldıklarında görülür:

ben+e>bana, sen+e>sana

Ünlülerin Sıfırla Nöbetleşmesi

Türkçede çok sayıda kök ve gövde, hem çekim hem de yapım eklerinin bir bölümünden önce ikinci veya son hecedeki ünlülerini yitirebilmektedir. Bunların büyük bir bölümü ikinci hecedeki dar ünlüyle ilgilidir:

burun>burnu, kavuş->kavşak

Aynı sözcüğün ünlüsü, ünsüzle başlayan bir ekten önce korunmaktadır:

burunda, kavuştu

Bu olay, yapım eklerinden önce gerçekleşirse, türemiş sözcükte ünlü kalıcı olarak düşmektedir:

devril- , kavşak

Ancak türeyen sözcüğe kaynaklık eden eylem tabanı, ünsüzle başlayan yapım eklerinden ve neyle başladığına bakılmaksızın çekim eklerinden önce ünlüsünü düşürmez:

kavuş->kavuşma, kavuşur
devir>deviren, devirme gibi.

Ünlülerin sıfırla nöbetleşmesi hem Türkçe kökenli sözcüklerde hem de alıntı sözcüklerde görülür. Ancak Türkçe sözcüklerde ve alıntılarda farklı gelişmeler söz konusudur. Bu ses olayının belirlenebilen bazı nedenleri ve sınırlamaları vardır. Bunları şöyle özetleyebiliriz:

Türkçe Sözcüklerde: Eski Türkçeye kadar gittiğini örneklerle belirleyebildiğimiz dar ünlülerin sıfırla nöbetleşmesi, Türkçe sözcüklerde ad ve eylemlerde farklı biçimlerde gerçekleşir:

Yalın Biçim Ekli Biçim

agız                       agzı

köngül                   köngli “gönlü”

ugur                      ugrı

Bugünkü Türkçede, dar ünlülerin sıfırla nöbetleşmesinde ad ve eylem kökleri arasındaki en dikkat çekici ayrım şudur: İsim köklerinde hem çekim hem de yapım eklerinden önce nöbetleşme olabilmektedir: oğlu, oğlan

Buna karşılık eylem köklerinde, türetimde sıfırla nöbetleşme gerçekleşir: buyruk, kavşak

Fakat çekimde sıfırla nöbetleşme gerçekleşmez: buyurur, buyuran; kavuşur, kavuşan gibi.

İsim Tabanlarında: Dar ünlü ~ ø nöbetleşmesinin görüldüğü iki heceli bir grup sözcük vardır. Bu sözcüklerin ilk heceleri açık, ikinci heceleri ise dar ünlülü ve kapalıdır. Ayrıca kapalı olan ikinci heceleri ğ-n, ğ-r, ğ- z, ğ-s ya da l-n, r-n, m-z, n-z, v-ç ve y-n ünsüz dizilişindedir. Bu tür hece yapısına sahip sözcükler ünlüyle başlayan, vurgulanabilir bir ek aldıklarında ikinci hecedeki dar ünlü sıfırla nöbetleşir:

ağız/ağzı; burun/burnu; beyin/beyni; göğüs/göğsü vb.

Ünlüyle başlayan eklerden önce sıfırla nöbetleşmenin yaygın görüldüğü sözcük gruplarından biri organ adlarıdır. Ancak burada belirleyici olan sözcüğün organ adı olması değil, organ adlarının çoğunlukla yukarıda belirtilmiş olan hece yapısını taşımalarıdır.

Alıntılarda: Arapça, Farsça ve Batı dillerinden alınan ve Türkçede sözcük sonunda bulunamayan ünsüz çiftleriyle biten sözcüklerde, sözcüğün Türkçeye uyarlanması sonucu araya giren dar, kısa, vurgusuz ünlüler, ünlüyle başlayan ekler veya yardımcı eylemlerden önce sıfırla nöbetleşir:

hüküm/hükmü/hükmet; isim/ismi; kahır/kahrol- vb.

Orijinal dilde tek hece olmakla birlikte, Türkçede söz sonunda bulunamayan ünsüzlere sahip oldukları için Türkçenin hece yapısına araya giren dar ünlü sayesinde uyarlanmış olan kimi alıntılarda sıfırla nöbetleşme olmaz:

cevz/cevizi; havz/havuzu; lehm/lehimi vb.

Yine alıntı ve Türkçe adların ortak davrandığı bir konu da özel ad olarak kullanıldıklarında bu nöbetleşmenin gerçekleşmemesidir:

nehir: nehri/nehre; Nehir-i/Nehir-e
gönül: gönlü/gönle; Gönül-ü, Gönül-e

Eylem Tabanlarında: İlk hecesi açık, kapalı ikinci hecesi -yXr-, -vXr-, -ğXr-, -kXr-, -pXr-, -yXl-, -nXl-, -vXş- ve – kXl- yapısında olan iki heceli eylemlere ünlüyle başlayan veya yardımcı ünlü alan yapım eklerinden biri geldiğinde, ünlüleri sıfırla nöbetleşmektedir:

ayır-: ayraç, ayrı, ayr-ım, ayrıl-, ayrıntı
buyur- : buyruk, buyrul-

Diğer Durumlar: Biraz önce verilen düzenli durumlar yanında ünlülerin sıfırla nöbetleştiği başka örnekler de vardır. Bunlar kısaca şöyle özetlenebilir.

Konuşma dilinde -ArI eki ile kurulmuş yer zarflarına, – DA, -DAn ve -sI eklerinin eklenmesi sırasında da sıfırla nöbetleşme gerçekleşir: dışarıda ~ dışarda

Yine konuşma dilinde, işaret zamirlerinden türeyen ve iki heceleri de açık olan bura, şura, ora, nere zarflarının ikinci hecesindeki geniş /a/ ve /e/ ünlüleri, ilk hecenin vurgulu olmasından ötürü, -DA ve -DAn eklerinden önce sıfırla nöbetleşir: burada ~ burda

Sıfırla nöbetleşme, sözcük yapımı sırasında söz sonunda da gerçekleşir. Ünlüyle biten üç heceli ad köklerine addan eylem türeten -lA- eki getirildiğinde, sözcüğün sonundaki ünlü, sıfırla nöbetleşebilir: içeri ~ içerle-

Kimi örneklerde sıfırla nöbetleşme anlam farkı yaratır: koyuvermek/koyvermek örneklerinin her ikisi de standart dilde kullanılmaktadır. Ancak koyuvermek, “koymak, bırakmak”, koyvermek ise “oluruna bırakmak, salmak, ipin ucunu kaçırmak, boş vermek vb.” anlamlara gelir.

Uzunluk-Kısalık Nöbetleşmesi

Türkçe sözcüklerde bulunan birincil uzun ünlüler Türkiye Türkçesinde kısalmıştır. Ancak yarın sözcüğünde işitilen yarın telaffuzu bu uzunluğu yansıtır. Ayrıca yad el deyimi içinde kullandığımız yad sözcüğünde de birincil uzun ünlü vardır. Aynı sözcükten türemiş olan yadırga- eyleminde ise ünlü kısadır.

Arapça ve Farsçadan alınmış bir grup sözcükte, kapalı son hecede bulunan uzun /a/, /u/, /i/ ünlüleri Türkçedeki uzun ünlülerden kaçınma eğilimine bağlı olarak kısalmışlardır. İlgili sözcükler yalın hâlde veya ünsüzle başlayan bir ek aldıklarında ünlüleri kısa söylenmektedir. Ancak bu kısa ünlü, ünlüyle başlayan bir ek aldığında veya yardımcı eylemden önce uzun ünlüye dönüşebilir:

emin/eminim, emin ol-; hal/hali; hayat/hayatım vb.

Ünsüzlerdeki nöbetleşmeleri de şöyle inceleyebiliriz:

Ötümlülük-Ötümsüzlük Nöbetleşmesi

Ötümlülük, bir sesin oluşumu sırasında ses tellerinin titreşmesi, ötümsüzlük ise titreşmemesi anlamındadır. Ötümlülük-ötümsüzlük konusunda yaygın görüş, Türkçe sözcüklerde söz sonunda ötümlü ünsüz bulunmadığı biçimindedir. Fakat her şeyden önce tek ve çok heceli sözcükler, Türkçe kökenlilerle alıntı sözcükler arasında belli ayrımlar yapmak gerekir.

Tek Heceli Türkçe Sözcüklerde: Yapılan araştırmalar, milat sıralarına tarihlenen Ana Türkçe döneminde sözcüklerin ilk hecesinde uzun ünlüler bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Bugün Türkiye Türkçesinde sadece yârın ve yâd el deyimi içindeki yad “yabancı” sözcüklerinde uzunluk korunmuş, geri kalanlarda kısalmış, kısalırken seslik izler bırakmışlardır. Bunlardan biri de ötümlüleşmedir ve şu şekillerde gerçekleşir. Bir grup tek heceli sözcükte eklenme olmadan da söz sonundaki ünsüz ötümlüdür. Buna karşılık benzer hece yapısında olan ancak ünlüsü Ana Türkçede kısa olan tek heceli sözcüklerde söz sonundaki ünsüzler ötümsüz kalır:

Ana Türkçe Yeni Biçim Ana Türkçe Yeni Biçim

*ot                   od                ot                     ot

*s?k-               söğ-             sök-                 sök-

Ana Türkçede ünlüsü uzun olan çok sayıda tek heceli sözcük ise söz sonunda ötümsüz ünsüz bulundurur; ancak bu ünsüz, ünlüyle başlayan bir ek gelmesi durumunda ötümlüleşir:

Ana Türkçe Yeni Biçim Ekli Yeni Biçim

*ak                  ak                  ağar-

Ötümlüleşme, uzun ünlüleri takip eden /nt/, /rt/, /nç/ gibi Türkçede sonda bulunabilen ünsüz çiftlerinde de gerçekleşir: *tört / dört / dördü

Çok Heceli Türkçe Sözcüklerde: Çok heceli Türkçe sözcüklerde söz sonu ötümsüz /ç/, /t/, /k/ ünsüzlerinin eklenmede ünlüden önce ötümlüleşmesi genel bir kuraldır ve tek heceli sözcüklerdeki durumun aksine, ünlü uzunluğuyla ilgisi yoktur:

Yalın biçim: ağaç Ekli biçim: ağacı

Ancak ötümlüleşme düzenli değildir; özellikle eylemden ad yapan -t ekiyle yeni türetilmiş adlarda ötümlüleşme olmaz:

Yalın biçim: yapıt Ekli biçim: yapıtı

Eş sesli gerek-/gerek örneklerinde görülebileceği gibi, çok heceli sözcüklerin sonundaki ötümlüleşme adlarla ilgilidir, eylemlerle değil: gerekir fakat gereğ-i.

Alıntı Sözcüklerde: Eklenmede ötümsüz ünsüzlerin ötümlüleşmesi Türkçenin baskın yapısal özelliklerinden biri olduğundan, alıntı sözcüklerin sonundaki ötümsüz ünsüzler de eklenmede iki ünlü arasında kalınca çoğunlukla bu eğilime uyarlar:

Yalın Biçim: felek Ekli Biçim: feleği

Yine Türkçede, söz sonunda bulunabilen /lt/, /nç/, /nt/, /rt/ gibi ünsüz çiftleriyle biten alıntı sözcüklerde de ünlü öncesinde ötümlüleşme gerçekleşir:

Yalın Biçim: cilt Ekli Biçim: cildi

Ötümlüleşmenin görüldüğü alıntı sözcüklerin bir kısmında söz sonundaki ses kaynak dilde zaten ötümlüdür:

Orijinal Biçim: ceb Yalın Biçim: cep Ekli Biçim: cebi

Kaynak dilde söz sonunda ötümlü olan ünsüz Türkçede ünlüden önce ötümsüz de kalabilir:

Orijinal Biçim: habb Yalın Biçim: hap Ekli Biçim: hapı

Özel adların sonundaki ötümsüz ünsüzler de söyleyişte ötümlüleşir, ancak ötümlüleşme yazımda gösterilmez: Ahmet’in /Ahmedin

Ancak yazımın etkisiyle bu sözcüklerin sonundaki ötümsüz ünsüzlerin söyleyişte de artan oranda korunabildiği görülmektedir: Irak’a

/nk/ ünsüz çifti de bir ünlü öncesinde, asli biçimi olan /ng/’ye döner:

Yalın Biçim: renk Ekli Biçim: reng-i

Kaynak dilde söz sonunda ötümsüz olan ünsüz, Türkçede her durumda ötümsüzlüğünü koruyabilir:

merak-ı; helak-ı; hayat-ı; cumhuriyet-i; milliyet-i vb.

Uzun ünlü+ötümsüz ünsüz ile biten kimi alıntı sözcüklerde ötümlüleşmiş biçimlerle ötümsüz biçimler nöbetleşebilir:

Orijinal Biçim: evrak Yalın Biçim: evrak-ı Ekli Biçim: evrağ-ı

Yeni alıntılarda ise, ön ünlülü sözcüklerde, bir ünlü öncesinde /g/ korunurken, art ünlülü sözcüklerde ötümlü sızıcı /ğ/’ye değişir:

Yalın Biçim: miting Ekli Biçim: mitinge

Gerek Türkçe kökenli gerekse alıntı sözcüklerde, ötümlü biçimlerle ötümsüz biçimler arasında anlam farkı ortaya çıkabilmektedir:

Ötümsüz Biçim: hukuka “yasaya”  Ötümlü Biçim: hukuğa “hukuk fakültesine”

Söz Sonunda Tek Ünsüz ~ İkiz Ünsüz Nöbetleşmesi

Kaynak dilde, sonda ikiz ünsüz bulunan tek heceli alıntılar, Türkçede yalın durumda veya ünsüzlerden önce tek ünsüzle kullanılır ancak eklenme veya birleşme sırasında, bir ünlüden önce bu söz sonu ünsüz yeniden ikizleşir. Bu ses olayı /b/, /c/, /d/, /t/, /k/, /l/, /m/, /n/, /s/, /z/ ünsüzleriyle biten sözcüklerde ortaya çıkar:

Yalın Biçim: rab, zan Ekli Biçim: rabbi, zannet

Tekleşme sırasında, Arapça asıllarında ötümlü olan ünsüzler, Türkçenin söz sonunda ötümlü ünsüzlerden kaçınması nedeniyle ötümsüzleşebilir:

Orijinal Biçim: zıdd, habb, redd Türkçe Biçim: zıt,hap,ret

Kaynak dilde ikiz ünsüzle sonlanan bu tek heceli sözcükler, Türkçede yalın durumda veya ünsüzle başlayan bir ek veya yardımcı eylemden önce tek ünsüzle kullanılırlar: af, aftan, af çıkar- / hak, haktan, hak ver- / his, hisli vb.

Buna karşılık ünlüyle başlayan bir ek veya yardımcı eylem aldıklarında sondaki ünsüzler yeniden ikizleşir:

Yalın Biçim: af, ret, hat, had Ekli Biçim: aff-ı, redd-i, hatt-ı, hadd-i

Aslında ikiz ünsüz bulunduğu hâlde Türkçede yalın hâlde ünsüzü tekleşmiş olan az sayıda sözcükte, bir ünlüden önce ikizleşme görülmez:

Orijinal Biçim: habb Türkçe Biçim: hap Ekli Biçim: hap-ı

Ünsüzlerin Sıfırla Nöbetleşmesi

Türkçede eklenme sonucu ortaya çıkan ünsüz türemesi büyük ölçüde, bazı dil bilgisi kitaplarında yardımcı ünsüz olarak tanımlanan /y/, /ş/, /s/, /n/ ünsüzlerinin çekimde ortaya çıkan görünümleriyle ilgilidir. Artzamanlı bakış açısıyla Türkçenin tek yardımcı ünsüzünün /y/ olduğu, diğerlerinin farklı işlevlerden geliştiği bilinmektedir. Yine de eşzamanlı bakış açısıyla, bu sesler, sadece çekimde ortaya çıktıkları için yardımcı ses gibi davrandıkları kabul edilebilir. Bunlar, çekimsiz durumda görünmedikleri için aynı zamanda sıfırla nöbetleşme örneğidirler. Bu ünsüzlerin görünümleri şöyle özetlenebilir:

y ~ ø nöbetleşmesi: Ünlüyle biten bir sözcüğe, ünlüyle başlayan ek gelmesi durumunda, Türkçedeki ikiz ünlüden kaçınma eğilimi nedeniyle araya bir /y/ sesi girer: biri ile>biri-y-ile>biriyle

Türkçede ünlüyle biten sözcüklere iyelik eki, sırasıyla – (X)m, -(X)n, -(s)X, -mXz, -nXz, -lArX şeklinde gelir. Su sözcüğü iyelik ve ilgi eki aldığında arada bir /y/ türer: su- y-um, su-y-un, su-y-u

İyelik ve ilgi ekinden önce ne sözcüğünde de benzer bir durum vardır: ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i gibi. Ancak su sözcüğünden farklı olarak ne sözcüğünün ne-m, ne-n, ne-si biçimleri de kullanılmaktadır.

Aynı hece yapısına sahip şu ve bu zamirlerinde ise biraz daha farklı bir kullanım görülür. Bu zamirlerde, birinci ve ikinci kişi iyelik ekleri öncesinde /y/ ünsüzü türerken üçüncü kişi iyelik eki öncesinde, ne’de olduğu gibi ikili bir kullanım vardır: şu-y-um, bu-y-um, şu-y-un, bu-y-un şu-y-u, bu-y-u ~ şu-s-u, bu-s-u .

ş ~ ø nöbetleşmesi: Ünlü ile biten sayı adlarına üleştirme eki -Ar eklendiğinde arada bir /ş/ sesi türer: altı-ş-ar, iki-ş- er

s ~ ø nöbetleşmesi: Ünlüyle biten adlara üçüncü tekil kişi iyelik eki eklenirken arada bir /s/ sesi türer: arka-sı, cümle-si, ütü-sü

n ~ ø nöbetleşmesi: Bu, şu, o ve kendi zamirlerinin çekiminde, üçüncü kişi iyelik eki almış sözcükler durum eki aldıklarında, ilgi ekinin başında ve aitlik eki -ki’den sonra zamir n’si olarak bilinen bir ses türer: anne-leri-ni, bu-n-a, evdeki-n-de, kapı-sı-n-da, kendi-n-de, masa-nın

Kendi zamiri ve -ki aitlik eki, çoğul ekinden önce zamir n’si almaz: seninki-ler, kendi-leri fakat onlar, bunlar vb.

k ~ ø nöbetleşmesi: Standart Türkçede, eklenme sırasında, yardımcı ses olarak nitelenenler dışında, ünsüzlerin sıfırla nöbetleşmesinin en bilinen örneği /k/ ile biten sözcüklerin – cAk, -cXk, -rAk gibi yapım ekleri öncesinde bu sesi yitirmeleridir.

Yalın Biçim: küçük Ekli Biçim: küçü-cük, küçü-cek, küçü-rek

t ~ ø nöbetleşmesi: Arapça kökenli olup Türkçede /e/ ünlüsü ile biten bazı sözcükler Arapça zarf yapım eki -An aldıklarında arada bir /t/ sesi türer. Bu /t/ sesi Arapçada söz sonunda /e/ okunan /te/ harfidir. Eklenme sırasında yeniden ortaya çıkmaktadır.

Yalın Biçim: cümle, ilave, madde Ekli Biçim: cümle-t- en, ilave-t-en, madde-t-en

v ~ ø nöbetleşmesi: Yine ünlü ile biten Arapça ve Farsça kökenli sözcüklere Arapça nispet -i: ’si denilen ünlü eklendiğinde arada /v/ ünsüzü türer.

Yalın Biçim: aile, mana Ekli Biçim: ailevi, manevi

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.