Açıköğretim Ders Notları

Türk İslam Edebiyatı Dersi 5. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Türk İslam Edebiyatı Dersi 5. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Xv. Yüzyıla Kadar Türk İslam Edebiyatı

Giriş

“Türklerin İslam’ı kabulünden sonraki muhtemel ilk Türk İslam eserleri nelerdir? Bu eserler hangi döneme rastlamaktadır?” sorularıyla konuya başlayacak olursak: İslami dönemde Türklere ait ilk eserlerin Kur’an tercüme ve tefsirleri olması muhtemeldir. Bunlar Karahanlılar dönemine rastlamaktadır. Aynı dönemde Gazneliler de hüküm sürmüş ancak yöneticileri Türk de olsa Farsça konuşan toplulukların fazla olması nedeniyle Türkçe eserlere rastlanmamış fakat şöhreti günümüze kadar ulaşmış Farsça eserler verilmiştir.

Bu dönemde kullanılan dil Hakaniye Türkçesi olarak bilinen Karahanlı Türkçesi’dir. Uygur yazısı ile Arap yazısı da kullanılmıştır. Selçuklu döneminde Türk edebiyatımız zayıflasa da beylikler ile canlanmış Osmanlı’da zirveye ulaşmıştır.

XI-XII. Yüzyıllar (Orta Asya Sahası)

Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra meydana getirdikleri İlk eserler Hakaniye Türkçesi ile yazılan Kutadgu Bilig Divan-ı Lügati’t Türk, Atabetül Hakayık ve Divan-ı Hikmet’tir.

Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacib)

Asıl adı Balasagunlu Yusuf’tur. Balasagun’da yazmaya başladığı eseri 1069-1070 de Kaşgar’da tamamlamış dönemin hükümdarı Tavgaç Kara Buğra Han’a sunmuştur ve has Haciblik (başmabeyincilik) göreviyle mükâfatlandırılmıştır. Kutadgu Bilig (mutluluk veren bilgi) bilinen ilk Türk İslam edebiyatı eseridir. 4 temsili şahsiyet vardır:

  1. Kün Togdı (hükümdar); doğruluğu ve adaleti
  2. Ay Toldı (vezir); mutluluğu
  3. Ögdülmiş (vezirin oğlu); aklı
  4. Odgurmış (vezirin kardeşi); kanaati temsil eder.

Karşılıklı konuşma şeklinde yazılan kitap 6645 beyitlik bir mesnevidir. Bilinen üç nüshasından Herat, Uygur harfleriyle, Kahire ve Fergana Arap harfleriyle yazılmıştır.

Divan-ı Lugati’t Türk (Kaşgarlı Mahmud)

Türk dillerinin divanı (lügatı, kitabı) anlamına gelir. Kaşgarlı Mahmud tarafından Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmıştır. Saltuk Buğra Han’ın 6. kuşaktan torunu Kaşgarlı Mahmud 5 yıl boyunca Türk boylarının yaşadığı bozkırları şehirleri gezerek Türk lehçe ve manzumelerini yazmış 1077’de Abbasi halifesi Muktedi Biemrillah’a sunmuştur. Dilin tüm gramer özelliklerini kapsayacak şekilde sekiz ana bölümden oluşur. Eserde ayrıca Kaşgarlı Mahmud’un çizdiği dünya haritası da yer almaktadır.

Atabetü’l Hakayık (Edip Ahmed Yükneki)

Edip Ahmed’in Yüknek’te XI. yüzyılın sonları ile XII. yüzyılın başlarında yaşadığı düşünülmektedir. Dini ilimlere vakıf, Arapça ve Farsçayı iyi bilen Ahmed Yükneki’nin Hakikatler Eşiği anlamına gelen Atabetü’l Hakayık adlı kitabı bir manzum ahlak kitabıdır. Medhiyyeler hariç mani tarzında (aaxa) kafiyelenen dörtlükler halinde yazılmıştır. Eser, Emir Muhammed Dad Sipehsalar Bey adında bir hükümdara sunulmuştur.

Müellif önce Allah’ı, Peygamber’i, dört sahabiyi ve hükümdarı beyitlerle över sonrasında ahlaki konuları nasihat üslubuyla dörtlük halinde yazar.

Hoca Ahmed Yesevi ve Hikmetleri

Türkler arasında tarikat kuran ilk mutasavvıftır. Arslan Baba’ya intisap etmiş vefatından sonra Buhara’da Şeyh Yusuf Hemedani’ye intisap etmiştir. Şeyhinin vefatından sonra üçüncü halife o olmuş ve Yesi’ye gelerek irşada başlamıştır. Mansur Ata Said Ata ve Süleyman Hâkim Ata meşhur talebelerindendir. 63 yaşında Efendimiz (S.A.V.)’e hürmeten bir kuyu kazdırıp orada yaşamıştır.

Hikmet kelime olarak hâkimlik, bilgelik ve sebep manalarına gelir; edebi olarak ise Ahmed Yesevi’nin dini tasavvufi manzumelerine denir. Orta Asya’da tasavvuf edebiyatı Divan-ı Hikmet ile başlamıştır. Dini eserler, akaid, tefsir fıkıh gibi dinin zahiri yönünü anlatırken, tasavvufi eserler ilahi aşk, varlık bilgisi, nefsin mertebeleri, ahlaki düsturlar, peygamber sevgisi, kıyamet, cennet, cehennem vb. konuları içerir.

XIII. Yüzyıl (Anadolu Sahası)

Fetihlerde başarı gösterenleri anlatan destanlar ilk eserlerdir. Bunlar Battalname Danişmendname Saltukname gibi eserlerdir. Eski edebiyattaki alp tipi İslami hüviyet kazanarak gazi tipine dönüşmüştür.

Mevlana Celalettin Rumi

Afganistan sınırlarındaki Belh şehrinde doğmuştur. Önce İran’a sonra Anadolu’ya gelmişlerdir. Türk asıllı olmasına rağmen eserlerini Farsça yazmıştır. Eğitimini babası Burhaneddin Veled’den sonra onun öğrencisi Seyyid Muhakkik Tirmizi’den almıştır. Şemsi Tebrizi, Selahaddin Zerkub ve Mesnevi için teşvik eden Hüsameddin Çelebi ile dostluk kurmuştur. 17 Aralık 1273 yılında Konya’da vefat etmiştir. Üçü mensur, beş adet eseri bulunmaktadır:

  1. Divan-ı Kebir: Sanatçı kişiliğini ortaya koyan lirik şiirlerden oluşur ve Şems mahlası ile yazmıştır.
  2. Mesnevi: İkinci eseri olan bu eser, Mevlana’nın olgunluk eseridir ve ilk on sekiz beytini bizzat yazmıştır. 25600 beytini Hüsamettin Çelebi yazmıştır. Mesnevi tercüme ve şerhleri yazılmıştır. Ankaralı İsmail Rusuhi Efendi, Bursalı İsmail Hakkı, Ahmet Avni Konuk, Tahir Olgun, Abdülbaki Gölpınarlı, Şefik Can tanınmış Mesnevi şarihlerindendir.
  3. Fihi Ma fih: çeşitli konulardaki sohbetlerini içerir.
  4. Mecalis-i Seb: ‘‘Yedi Meclis” anlamındaki Mevlana’nın gençlik dönemindeki yedi vaazıdır.
  5. Mektubat: Son eseridir ve 145 mektuptan oluşur.

Hacı Bektaş-i Veli

Ahmed Yesevi’nin mürididir. Bektaşilik tarikatını kurmuştur. Eserleri: Makalat, Kitabü’l-fevaid, Fatiha Süresi Tefsiri ve Besmele Şerhi’dir. Bunlardan başka şathiye ile nasihatlerini içeren risaleleri vardır. Arapça yazılmış sonradan mensur ve manzum olarak Türkçe’ye çevrilmiştir. Dört kapıdan oluşur: Şeriat, tarikat, marifet ve hakikat. Her bir kapı, on prensibi içeren, toplam kırk makamın açıklamasıdır.

XIII. yüzyıl sonunda Farsça yanında Türkçe de kullanılmaya başlanmıştır. Bunun sebebi, Karamanoğlu Mehmed Bey’in Türkçe’den başka dil kullanılmayacak biçimindeki fermanı ile Türkçe yazma konusunda âlim ve edipleri cesaretlendirmesidir.

Yunus Emre

Tasavvuf edebiyatının en önemli şairidir. Ümmi olduğu nakledilir; ancak tekkede yetişmiş ilahi bilgiyle donanmış âlim ve arif bir kişidir. Türkçe tasavvufi terim dilinin kurucusu sayılır. Divan’ı ve Risaletü’n-nushiyye isimli mesnevisi vardır. Divanında ilahi nutuk ve nefes tarzı ilahi aşkı anlatan şiirler vardır. Münacat, Miraciye, Na’t, Nasihatname vb. tarzda şiirlere de rastlamaktadır. Risaletü’n-nushiyye de ise 600 beyitle didaktik tarzda ruh ve akıl kibir ve kanaat buşu (gazap), sabır, buhl ve hased, gıybet ve bühtan olmak üzere altı bölüm vardır.

Yunus Emre ekolünü benimseyen mutasavvıf şairler olmuştur. Kaygusuz Abdal, Eşrefoğlu Rumi, İbrahim Ümmi Sinan, Aziz Mahmud Hüdayi, Vahip Ümmi, Elmalı Ümmi Sinan, Niyaz-i Mısri,Said Emre, Kemal Ümmi ve İbrahim Tennure, Yunus tarzında yazan şairlerdendir.

XIII. Yüzyılın Diğer Yazarları

Mevlana’nın oğlu Sultan Veled : Divan, İbtidaname, İntihaname, Rebebname isimli manzum; maarif adlı mensur eserleri vardır. Mevleviliği sistemli tarikat haline getirdiği için önemlidir.

Şeyyad Hamza: Eserleri, Yusuf u Züleyha, Dasitan-ı Sultan Mahmud mesnevileri ve dini tasavvufi şiirleri bulunmaktadır.

Ahmed Fakih: Ölüm ve ahireti konu edinen ve bazılarına göre ilk MEVLİD örneği Çarhname, kutsal mekânları anlatan Kitabü Evsaf-ı Mesacid önemli eserlerindendir.

Anadolu’da tasavvuf edebiyatı iki ana kola ayrılır. İlki Mevlana ve Sultan Veled kolu divan edebiyatı nazım şekillerini kullanırlar. İkincisi Yunus Emre çizgisi genellikle halk edebiyatı nazım şekilleri kullanılır.

XIV. Yüzyıl

Bu dönem Eski Anadolu Türkçesi ya da Eski Dönem Osmanlı Türkçesi olarak adlandırılır. Selçukluların yıkılmasından sonra kurulan beylikler edebiyat tarihi açısından geçiş dönemi özelliği taşır. Selçuklu sultanları kadar iyi eğitim almamış Beyler’in Türkçe’den başka bir dil bilmemesi sebebiyle âlim ve sanatkârlardan eserlerin Türkçe yazılması istenmiştir. Bu dönemde beylere takdim edilen eserlerde kısa surelerin (Yasin, Tebareke, Fatiha sureleri gibi) tefsirleri Kısas-ı Enbiya ve Tezkiretü’levliya tercümeleri bulunmaktadır.

XIV. Yüzyıl Sanatçıları

Gülşehri: Kırşehir’e bağlı Gülşehri’de doğduğu için bu mahlası kullanmıştır. Asıl adı Süleyman’dır. Feridüddin Attar’ın Mantıku’t-tayr (5000 beyit) isimli eserini Türkçe’ye kazandırmıştır.

Âşık Paşanın oğlu Elvan Çelebi: Menakıbü’l-kudsiyye adlı mesnevisi vardır.

Erzurumlu Kadı Mustafa Darir: Anadan doğma kör olduğu için darir denmiştir. İbn Hişam Vakıdi gibi siyercilerden yararlanarak yazdığı Siretü’n-Nebi eseri meşhurdur. Fütuhu’ş-Şam Tercümesi, Yüz Hadis Tercümesi ve Kıssa-i Yusuf diğer eserleridir.

Seyyid Nesimi: Azeridir ve en önemli şairlerdendir. Hurifiliğin kurucusu Fazlullah-ı Hurifi’ye intisap etmiş, inancı gereği Halep’te derisi yüzülerek öldürülmüştür.

Ahmedi: Divan şiiri öncülerindendir. İskerdername meşhur mesnevisidir.

Hamzavi: Ahmedi’nin kardeşidir. Hamzaname isminde mensur bir eseri vardır.

Sulu Fakih: Kıssa-i Yusuf isimli mesnevisi bulunmaktadır.

Dursun Fakih: Hz. Ali Gazavatnameleri ve Muhammed Hanefi Cenknameleri’nin müellifidir.

Said Emre: Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makalat’ını Türkçe’ye tercüme etmiştir.

Abdal Musa: Nasihatname’si ile tanınır.

Âşık Paşa: Kırşehir’de doğmuş asıl adı Ali’dir. Garipname en meşhur eseridir. (On bölümden oluşur hepsinde onar hikâye bulunur.12000 beyit olduğu 550 konudan bahsettiği bilinmektedir. Garipname’yi yayınlayan Kemal Yavuz ise 10.613 beyit tespit etmiştir.) Fakrname, Vasf-ı Hal, Kimya Risalesi, Sema Risalesi ve Tasavvuf Risalesi diğer eserleridir.

XV. Yüzyıl

Bu dönemin ilk göze çarpan müellifi Süleyman Çelebi’dir. Vesiletü’n-necat’ı Bursa Ulucami’de imamlık yaparken yazmıştır. Failatün failatün failün kalıbıyla yazmıştır. Sade, külfetsiz bir dil ve samimi bir üslupla kaleme almıştır. Süleyman Çelebi Vesiletü’n-necat’ı yazarken Erzurumlu Mustafa Darir’in Siretü’n-nebi eseri ile Aşık Paşa’nın Garipnamesinden yararlanmıştır. Sehl-i Mümteni (kolay görünmesine rağmen benzerinin söylenmesi zor söz)tarzının güzel örneklerindendir.

Hacı Bayram-ı Veli: Bayramiye tarikatı kurucusudur. İkisi aruzla, üçü de heceyle beş şiir yazmıştır. Sayıca az olsa da şiirleri edebiyata önemli katkıda bulunmuştur.

Kaygusuz Abdal: Asıl adı Alaaddin Gaybi’dir. Yunus tarzının en eski takipçilerindendir.

  • Manzum eserleri: Divan, Gülistan, Mesneviler,
  • Gevhername, Minbername;
  • Mensur eserleri: Budalaname, Kitab-ı Miglate,Vücudname
  • Karışık eserleri ise: Dilgüşa ve Sarayname’dir.

Yazıcıoğlu Mehmed: Muhammediye eseriyle tanınır. Gelibolu’da yaşamıştır. Babası devlet işlerinde yazıcı(kâtip) olarak çalışmış Şemsiyye adlı manzum astroloji kitabı yazmıştır. Muhammediyye eseri daha önce kendisinin Arapça yazdığı Megaribüz Zaman’ın manzum çevirisidir. 9000 beyitten oluşup peygamberimizin hayatı kıyamet alametleri ve ahiret hayatı olmak üzere üç bölümden oluşur. Kardeşi Ahmed-i Bican Megaribüzzaman’ın mensur çevirisi Envarü’l-aşıkın’ı yazmıştır.

İznikli Eşrefoğlu Rumi: Yunus tarzı şairlerdendir. Hacı Bayram-ı Veli’nin kızıyla evlidir. Şiirlerini divanda toplamıştır. Aruzla birlikte hece veznini de kullanmıştır. Muzekki’n-Nüfus adlı eserinde tasavvufi ahlakı Tarikatname’de tarikat adabı ve ehl-i beyt sevgisini anlatmaktadır.

Sinan Paşa: Seci sanatlı nesrin en önemli örneklerini veren yazardır. Eseri ise Tazarruname’dir. Tazarruname varlık aşk ve halleri Allah’a yakarış ve dua yer alır. Maarifname (Nasihatname) adlı eseri ise ahlaki öğüt kitabıdır ve Feridüddin-i Attar’ın Tezkiretü’l-evliya eseri esas alınarak yazılmıştır.

Aydınlı Dede Ömer Ruşeni: Halveti Tarikatına mensup olmakla birlikte Mevleviliğe hayrandır. Aydınlı olduğu için Ruşeni mahlasını kullanır. Divanı tasavvufi incelikleri anlattığı Miskinname, mesneviyi öven Der Mehd-i Mesnevi, Ney’i ve Mevlana’nın ilk 18 beytinin tercümesini içeren, Neyname, mesnevide geçen Musa ile Çoban kıssasını anlatan Çobanname ve maşuk ile aşıkı katip ile kaleme benzeten Kalemiyye eseri bulunmaktadır.

XV. Yüzyılın Diğer Yazar ve Şairleri ve Eserleri

Ahmed Dai : (Ebu’l-Leys Semerkandi Tefsiri tercümesi Miftahu’l-cennet, Vesiletü’l-müluk li- ehli’s-süluk (Ayetel KürsiTtefsiri) ve Tezkiretü’l-evliya tercümesi )

Şeyh Elvanı Şirazi : (Mahmud Şebusteri’nin Gülşen-i Raz eserini nazım halinde çevirisi )

Hatipoğlu Muhammed: (Hacı Bektaş-i Velini Makalat eserini çevirmiş ve Bahrü-l Hakaik adını vermiştir. Ayrıca Mülk Suresi Tefsiri Letayifname ile yüz hadis tercümesi Ferahname eserleri vardır.)

Balıkesirli Devletoğlu Yusuf: (Vikaye tercümesi, Muinüddin bin Mustafa’nın Mesnevisi’nin tercümesi ve şerhini II. Murat’a ithaf etmiştir.)

Akşemseddin: (Tıp, din ve tasavvufi alanda eserler)

Kemal Ümmi: (Divan ve Didaktik Kırk Armağan) Abdurrahim-i Karahisari: ( Kaside-i Bürde tercümesi Minyetü’l-ebrar)

İbrahim Tennuri: (Gülzar-ı Manevi)

Akşemseddin’in oğlu Hamdullah Hamdi: (Yusuf u Züleyha, Mevlid-i Nebi, Leyla ile Mecnun, Tuhfetu’luşşak, Kıyafetname isimli beş mesnevisiyle Anadolu’da ilk “hamse sahibi” şairdir.

Giriş

“Türklerin İslam’ı kabulünden sonraki muhtemel ilk Türk İslam eserleri nelerdir? Bu eserler hangi döneme rastlamaktadır?” sorularıyla konuya başlayacak olursak: İslami dönemde Türklere ait ilk eserlerin Kur’an tercüme ve tefsirleri olması muhtemeldir. Bunlar Karahanlılar dönemine rastlamaktadır. Aynı dönemde Gazneliler de hüküm sürmüş ancak yöneticileri Türk de olsa Farsça konuşan toplulukların fazla olması nedeniyle Türkçe eserlere rastlanmamış fakat şöhreti günümüze kadar ulaşmış Farsça eserler verilmiştir.

Bu dönemde kullanılan dil Hakaniye Türkçesi olarak bilinen Karahanlı Türkçesi’dir. Uygur yazısı ile Arap yazısı da kullanılmıştır. Selçuklu döneminde Türk edebiyatımız zayıflasa da beylikler ile canlanmış Osmanlı’da zirveye ulaşmıştır.

XI-XII. Yüzyıllar (Orta Asya Sahası)

Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra meydana getirdikleri İlk eserler Hakaniye Türkçesi ile yazılan Kutadgu Bilig Divan-ı Lügati’t Türk, Atabetül Hakayık ve Divan-ı Hikmet’tir.

Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacib)

Asıl adı Balasagunlu Yusuf’tur. Balasagun’da yazmaya başladığı eseri 1069-1070 de Kaşgar’da tamamlamış dönemin hükümdarı Tavgaç Kara Buğra Han’a sunmuştur ve has Haciblik (başmabeyincilik) göreviyle mükâfatlandırılmıştır. Kutadgu Bilig (mutluluk veren bilgi) bilinen ilk Türk İslam edebiyatı eseridir. 4 temsili şahsiyet vardır:

  1. Kün Togdı (hükümdar); doğruluğu ve adaleti
  2. Ay Toldı (vezir); mutluluğu
  3. Ögdülmiş (vezirin oğlu); aklı
  4. Odgurmış (vezirin kardeşi); kanaati temsil eder.

Karşılıklı konuşma şeklinde yazılan kitap 6645 beyitlik bir mesnevidir. Bilinen üç nüshasından Herat, Uygur harfleriyle, Kahire ve Fergana Arap harfleriyle yazılmıştır.

Divan-ı Lugati’t Türk (Kaşgarlı Mahmud)

Türk dillerinin divanı (lügatı, kitabı) anlamına gelir. Kaşgarlı Mahmud tarafından Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmıştır. Saltuk Buğra Han’ın 6. kuşaktan torunu Kaşgarlı Mahmud 5 yıl boyunca Türk boylarının yaşadığı bozkırları şehirleri gezerek Türk lehçe ve manzumelerini yazmış 1077’de Abbasi halifesi Muktedi Biemrillah’a sunmuştur. Dilin tüm gramer özelliklerini kapsayacak şekilde sekiz ana bölümden oluşur. Eserde ayrıca Kaşgarlı Mahmud’un çizdiği dünya haritası da yer almaktadır.

Atabetü’l Hakayık (Edip Ahmed Yükneki)

Edip Ahmed’in Yüknek’te XI. yüzyılın sonları ile XII. yüzyılın başlarında yaşadığı düşünülmektedir. Dini ilimlere vakıf, Arapça ve Farsçayı iyi bilen Ahmed Yükneki’nin Hakikatler Eşiği anlamına gelen Atabetü’l Hakayık adlı kitabı bir manzum ahlak kitabıdır. Medhiyyeler hariç mani tarzında (aaxa) kafiyelenen dörtlükler halinde yazılmıştır. Eser, Emir Muhammed Dad Sipehsalar Bey adında bir hükümdara sunulmuştur.

Müellif önce Allah’ı, Peygamber’i, dört sahabiyi ve hükümdarı beyitlerle över sonrasında ahlaki konuları nasihat üslubuyla dörtlük halinde yazar.

Hoca Ahmed Yesevi ve Hikmetleri

Türkler arasında tarikat kuran ilk mutasavvıftır. Arslan Baba’ya intisap etmiş vefatından sonra Buhara’da Şeyh Yusuf Hemedani’ye intisap etmiştir. Şeyhinin vefatından sonra üçüncü halife o olmuş ve Yesi’ye gelerek irşada başlamıştır. Mansur Ata Said Ata ve Süleyman Hâkim Ata meşhur talebelerindendir. 63 yaşında Efendimiz (S.A.V.)’e hürmeten bir kuyu kazdırıp orada yaşamıştır.

Hikmet kelime olarak hâkimlik, bilgelik ve sebep manalarına gelir; edebi olarak ise Ahmed Yesevi’nin dini tasavvufi manzumelerine denir. Orta Asya’da tasavvuf edebiyatı Divan-ı Hikmet ile başlamıştır. Dini eserler, akaid, tefsir fıkıh gibi dinin zahiri yönünü anlatırken, tasavvufi eserler ilahi aşk, varlık bilgisi, nefsin mertebeleri, ahlaki düsturlar, peygamber sevgisi, kıyamet, cennet, cehennem vb. konuları içerir.

XIII. Yüzyıl (Anadolu Sahası)

Fetihlerde başarı gösterenleri anlatan destanlar ilk eserlerdir. Bunlar Battalname Danişmendname Saltukname gibi eserlerdir. Eski edebiyattaki alp tipi İslami hüviyet kazanarak gazi tipine dönüşmüştür.

Mevlana Celalettin Rumi

Afganistan sınırlarındaki Belh şehrinde doğmuştur. Önce İran’a sonra Anadolu’ya gelmişlerdir. Türk asıllı olmasına rağmen eserlerini Farsça yazmıştır. Eğitimini babası Burhaneddin Veled’den sonra onun öğrencisi Seyyid Muhakkik Tirmizi’den almıştır. Şemsi Tebrizi, Selahaddin Zerkub ve Mesnevi için teşvik eden Hüsameddin Çelebi ile dostluk kurmuştur. 17 Aralık 1273 yılında Konya’da vefat etmiştir. Üçü mensur, beş adet eseri bulunmaktadır:

  1. Divan-ı Kebir: Sanatçı kişiliğini ortaya koyan lirik şiirlerden oluşur ve Şems mahlası ile yazmıştır.
  2. Mesnevi: İkinci eseri olan bu eser, Mevlana’nın olgunluk eseridir ve ilk on sekiz beytini bizzat yazmıştır. 25600 beytini Hüsamettin Çelebi yazmıştır. Mesnevi tercüme ve şerhleri yazılmıştır. Ankaralı İsmail Rusuhi Efendi, Bursalı İsmail Hakkı, Ahmet Avni Konuk, Tahir Olgun, Abdülbaki Gölpınarlı, Şefik Can tanınmış Mesnevi şarihlerindendir.
  3. Fihi Ma fih: çeşitli konulardaki sohbetlerini içerir.
  4. Mecalis-i Seb: ‘‘Yedi Meclis” anlamındaki Mevlana’nın gençlik dönemindeki yedi vaazıdır.
  5. Mektubat: Son eseridir ve 145 mektuptan oluşur.

Hacı Bektaş-i Veli

Ahmed Yesevi’nin mürididir. Bektaşilik tarikatını kurmuştur. Eserleri: Makalat, Kitabü’l-fevaid, Fatiha Süresi Tefsiri ve Besmele Şerhi’dir. Bunlardan başka şathiye ile nasihatlerini içeren risaleleri vardır. Arapça yazılmış sonradan mensur ve manzum olarak Türkçe’ye çevrilmiştir. Dört kapıdan oluşur: Şeriat, tarikat, marifet ve hakikat. Her bir kapı, on prensibi içeren, toplam kırk makamın açıklamasıdır.

XIII. yüzyıl sonunda Farsça yanında Türkçe de kullanılmaya başlanmıştır. Bunun sebebi, Karamanoğlu Mehmed Bey’in Türkçe’den başka dil kullanılmayacak biçimindeki fermanı ile Türkçe yazma konusunda âlim ve edipleri cesaretlendirmesidir.

Yunus Emre

Tasavvuf edebiyatının en önemli şairidir. Ümmi olduğu nakledilir; ancak tekkede yetişmiş ilahi bilgiyle donanmış âlim ve arif bir kişidir. Türkçe tasavvufi terim dilinin kurucusu sayılır. Divan’ı ve Risaletü’n-nushiyye isimli mesnevisi vardır. Divanında ilahi nutuk ve nefes tarzı ilahi aşkı anlatan şiirler vardır. Münacat, Miraciye, Na’t, Nasihatname vb. tarzda şiirlere de rastlamaktadır. Risaletü’n-nushiyye de ise 600 beyitle didaktik tarzda ruh ve akıl kibir ve kanaat buşu (gazap), sabır, buhl ve hased, gıybet ve bühtan olmak üzere altı bölüm vardır.

Yunus Emre ekolünü benimseyen mutasavvıf şairler olmuştur. Kaygusuz Abdal, Eşrefoğlu Rumi, İbrahim Ümmi Sinan, Aziz Mahmud Hüdayi, Vahip Ümmi, Elmalı Ümmi Sinan, Niyaz-i Mısri,Said Emre, Kemal Ümmi ve İbrahim Tennure, Yunus tarzında yazan şairlerdendir.

XIII. Yüzyılın Diğer Yazarları

Mevlana’nın oğlu Sultan Veled : Divan, İbtidaname, İntihaname, Rebebname isimli manzum; maarif adlı mensur eserleri vardır. Mevleviliği sistemli tarikat haline getirdiği için önemlidir.

Şeyyad Hamza: Eserleri, Yusuf u Züleyha, Dasitan-ı Sultan Mahmud mesnevileri ve dini tasavvufi şiirleri bulunmaktadır.

Ahmed Fakih: Ölüm ve ahireti konu edinen ve bazılarına göre ilk MEVLİD örneği Çarhname, kutsal mekânları anlatan Kitabü Evsaf-ı Mesacid önemli eserlerindendir.

Anadolu’da tasavvuf edebiyatı iki ana kola ayrılır. İlki Mevlana ve Sultan Veled kolu divan edebiyatı nazım şekillerini kullanırlar. İkincisi Yunus Emre çizgisi genellikle halk edebiyatı nazım şekilleri kullanılır.

XIV. Yüzyıl

Bu dönem Eski Anadolu Türkçesi ya da Eski Dönem Osmanlı Türkçesi olarak adlandırılır. Selçukluların yıkılmasından sonra kurulan beylikler edebiyat tarihi açısından geçiş dönemi özelliği taşır. Selçuklu sultanları kadar iyi eğitim almamış Beyler’in Türkçe’den başka bir dil bilmemesi sebebiyle âlim ve sanatkârlardan eserlerin Türkçe yazılması istenmiştir. Bu dönemde beylere takdim edilen eserlerde kısa surelerin (Yasin, Tebareke, Fatiha sureleri gibi) tefsirleri Kısas-ı Enbiya ve Tezkiretü’levliya tercümeleri bulunmaktadır.

XIV. Yüzyıl Sanatçıları

Gülşehri: Kırşehir’e bağlı Gülşehri’de doğduğu için bu mahlası kullanmıştır. Asıl adı Süleyman’dır. Feridüddin Attar’ın Mantıku’t-tayr (5000 beyit) isimli eserini Türkçe’ye kazandırmıştır.

Âşık Paşanın oğlu Elvan Çelebi: Menakıbü’l-kudsiyye adlı mesnevisi vardır.

Erzurumlu Kadı Mustafa Darir: Anadan doğma kör olduğu için darir denmiştir. İbn Hişam Vakıdi gibi siyercilerden yararlanarak yazdığı Siretü’n-Nebi eseri meşhurdur. Fütuhu’ş-Şam Tercümesi, Yüz Hadis Tercümesi ve Kıssa-i Yusuf diğer eserleridir.

Seyyid Nesimi: Azeridir ve en önemli şairlerdendir. Hurifiliğin kurucusu Fazlullah-ı Hurifi’ye intisap etmiş, inancı gereği Halep’te derisi yüzülerek öldürülmüştür.

Ahmedi: Divan şiiri öncülerindendir. İskerdername meşhur mesnevisidir.

Hamzavi: Ahmedi’nin kardeşidir. Hamzaname isminde mensur bir eseri vardır.

Sulu Fakih: Kıssa-i Yusuf isimli mesnevisi bulunmaktadır.

Dursun Fakih: Hz. Ali Gazavatnameleri ve Muhammed Hanefi Cenknameleri’nin müellifidir.

Said Emre: Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makalat’ını Türkçe’ye tercüme etmiştir.

Abdal Musa: Nasihatname’si ile tanınır.

Âşık Paşa: Kırşehir’de doğmuş asıl adı Ali’dir. Garipname en meşhur eseridir. (On bölümden oluşur hepsinde onar hikâye bulunur.12000 beyit olduğu 550 konudan bahsettiği bilinmektedir. Garipname’yi yayınlayan Kemal Yavuz ise 10.613 beyit tespit etmiştir.) Fakrname, Vasf-ı Hal, Kimya Risalesi, Sema Risalesi ve Tasavvuf Risalesi diğer eserleridir.

XV. Yüzyıl

Bu dönemin ilk göze çarpan müellifi Süleyman Çelebi’dir. Vesiletü’n-necat’ı Bursa Ulucami’de imamlık yaparken yazmıştır. Failatün failatün failün kalıbıyla yazmıştır. Sade, külfetsiz bir dil ve samimi bir üslupla kaleme almıştır. Süleyman Çelebi Vesiletü’n-necat’ı yazarken Erzurumlu Mustafa Darir’in Siretü’n-nebi eseri ile Aşık Paşa’nın Garipnamesinden yararlanmıştır. Sehl-i Mümteni (kolay görünmesine rağmen benzerinin söylenmesi zor söz)tarzının güzel örneklerindendir.

Hacı Bayram-ı Veli: Bayramiye tarikatı kurucusudur. İkisi aruzla, üçü de heceyle beş şiir yazmıştır. Sayıca az olsa da şiirleri edebiyata önemli katkıda bulunmuştur.

Kaygusuz Abdal: Asıl adı Alaaddin Gaybi’dir. Yunus tarzının en eski takipçilerindendir.

  • Manzum eserleri: Divan, Gülistan, Mesneviler,
  • Gevhername, Minbername;
  • Mensur eserleri: Budalaname, Kitab-ı Miglate,Vücudname
  • Karışık eserleri ise: Dilgüşa ve Sarayname’dir.

Yazıcıoğlu Mehmed: Muhammediye eseriyle tanınır. Gelibolu’da yaşamıştır. Babası devlet işlerinde yazıcı(kâtip) olarak çalışmış Şemsiyye adlı manzum astroloji kitabı yazmıştır. Muhammediyye eseri daha önce kendisinin Arapça yazdığı Megaribüz Zaman’ın manzum çevirisidir. 9000 beyitten oluşup peygamberimizin hayatı kıyamet alametleri ve ahiret hayatı olmak üzere üç bölümden oluşur. Kardeşi Ahmed-i Bican Megaribüzzaman’ın mensur çevirisi Envarü’l-aşıkın’ı yazmıştır.

İznikli Eşrefoğlu Rumi: Yunus tarzı şairlerdendir. Hacı Bayram-ı Veli’nin kızıyla evlidir. Şiirlerini divanda toplamıştır. Aruzla birlikte hece veznini de kullanmıştır. Muzekki’n-Nüfus adlı eserinde tasavvufi ahlakı Tarikatname’de tarikat adabı ve ehl-i beyt sevgisini anlatmaktadır.

Sinan Paşa: Seci sanatlı nesrin en önemli örneklerini veren yazardır. Eseri ise Tazarruname’dir. Tazarruname varlık aşk ve halleri Allah’a yakarış ve dua yer alır. Maarifname (Nasihatname) adlı eseri ise ahlaki öğüt kitabıdır ve Feridüddin-i Attar’ın Tezkiretü’l-evliya eseri esas alınarak yazılmıştır.

Aydınlı Dede Ömer Ruşeni: Halveti Tarikatına mensup olmakla birlikte Mevleviliğe hayrandır. Aydınlı olduğu için Ruşeni mahlasını kullanır. Divanı tasavvufi incelikleri anlattığı Miskinname, mesneviyi öven Der Mehd-i Mesnevi, Ney’i ve Mevlana’nın ilk 18 beytinin tercümesini içeren, Neyname, mesnevide geçen Musa ile Çoban kıssasını anlatan Çobanname ve maşuk ile aşıkı katip ile kaleme benzeten Kalemiyye eseri bulunmaktadır.

XV. Yüzyılın Diğer Yazar ve Şairleri ve Eserleri

Ahmed Dai : (Ebu’l-Leys Semerkandi Tefsiri tercümesi Miftahu’l-cennet, Vesiletü’l-müluk li- ehli’s-süluk (Ayetel KürsiTtefsiri) ve Tezkiretü’l-evliya tercümesi )

Şeyh Elvanı Şirazi : (Mahmud Şebusteri’nin Gülşen-i Raz eserini nazım halinde çevirisi )

Hatipoğlu Muhammed: (Hacı Bektaş-i Velini Makalat eserini çevirmiş ve Bahrü-l Hakaik adını vermiştir. Ayrıca Mülk Suresi Tefsiri Letayifname ile yüz hadis tercümesi Ferahname eserleri vardır.)

Balıkesirli Devletoğlu Yusuf: (Vikaye tercümesi, Muinüddin bin Mustafa’nın Mesnevisi’nin tercümesi ve şerhini II. Murat’a ithaf etmiştir.)

Akşemseddin: (Tıp, din ve tasavvufi alanda eserler)

Kemal Ümmi: (Divan ve Didaktik Kırk Armağan) Abdurrahim-i Karahisari: ( Kaside-i Bürde tercümesi Minyetü’l-ebrar)

İbrahim Tennuri: (Gülzar-ı Manevi)

Akşemseddin’in oğlu Hamdullah Hamdi: (Yusuf u Züleyha, Mevlid-i Nebi, Leyla ile Mecnun, Tuhfetu’luşşak, Kıyafetname isimli beş mesnevisiyle Anadolu’da ilk “hamse sahibi” şairdir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.