Açıköğretim Ders Notları

Türk İdare Tarihi Dersi 3. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Türk İdare Tarihi Dersi 3. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Osmanlı Kuruluş Dönemi’Nde Yönetim Yapısı

Kurulus¸ Do¨nemi’nde Osmanlı Yo¨netim Anlayıs¸ı ve Yapılanması

Osmanlı Yo¨netim Anlayıs¸ı

Osmanlı Devleti kurulus¸ yeri ve tarihi Halil I·nalcık’a go¨re 1302 yılında ve Yalova yakınlarında meydana gelen bir savas¸la ilgilidir. Osmanlı do¨nemi yo¨netim ve idari yapısı, beylik zamanlarında c¸ogˆulcu bir ortama sahiptir. Ancak XVI. yu¨zyılda fetihlerin yayılması, devletin daha genis¸topraklara sahip olması, nu¨fus ve etnik c¸es¸itliligˆin artması gibi nedenlerden dolayı giderek merkeziyetc¸i yo¨netim yapısına dogˆru evrilmis¸tir.

Tarih ic¸inde gelis¸ip degˆis¸meye devam eden Osmanlı Devlet anlayıs¸ı, kurulus¸ yıllarında Tu¨rkiye Selc¸ukluları veI·lhanlılar’ı o¨rnek almıs¸tır. I·lhanlılar, Cengiz Han’ın torunu Kubilay ve Mengu¨ Hanların kardes¸i Hu¨lagu Han tarafından kurulmus¸tur. Tebriz bas¸kent olmak u¨zere bugu¨nku¨ Mogˆol Devletidir. I·dari bakımdan Osmanlıları etkilemis¸tir. O¨rnegˆin “defterdar” kelimesi I·lhanlılardan gelmektedir.

Osmanlı devlet anlayıs¸ı kurulus¸ yıllarında eski Tu¨rk to¨resine go¨re is¸leyen as¸iret sistemi yapılanmasını su¨rdu¨ru¨rken, Osmanlı Beyligˆi bu¨yu¨du¨kc¸e ortaya c¸ıkan ihtiyac¸lardan dolayı yerini daha karmas¸ık bir idare sistemi almıs¸ ve kurumsal yapılas¸ma bas¸lamıs¸tır.

Osmanlı Devleti’nde adaletin sagˆlandıgˆı yer Diva^n’ı Huma^yu^n’dur. Burada hu¨ku¨mdarın go¨revi devlet yetkililerine kars¸ı s¸ika^yetleri dinlemek ve haksızlıgˆı o¨nlemektir. Bu yapının temelinde halkın sınıflandırılma anlayıs¸ı yatar. Osmanlıda toplumsal yapı tarım ve ticaretle ugˆras¸an rea^ya^ ve askeri/yo¨netici sınıf olarak ikiye ayrılmıs¸tır. Rea^ya^ vergiye tabi olan askeri sec¸kinler dıs¸ında kalan Mu¨slu¨man ve gayrimu¨slim tebaaya verilen isimdir. Burada konumlar sabit olup rea^ya^dan c¸ıkmak o¨zel izinler gerektiriyordu.

Kurulus¸ Do¨neminde Osmanlı Devlet I·daresinin Yapılanması

Osman Gazi do¨neminde ilk fethedilen yerlerle beraber ilk idari tes¸kilatında temelleri atılmıs¸tır. Devletin sınırları genis¸ledikc¸e yeni idari birimler olus¸turulmus¸ ve o¨nde gelen komutanlar fethedilen s¸ehirlere yo¨netici olarak atanmıs¸tır. I·dari o¨rgu¨tlenmeyle beraber ticari ve ekonomik faaliyetlerde de du¨zenleme getirilerek, toprak-meta mu¨lkiyetine yo¨nelik devletin ilk vergilendirme tes¸ebbu¨su¨ bas¸lamıs¸tır. Osman Gazi Do¨nemi’nde devletin ileri gelenlerinin kıyafetinin bir kurala bagˆlanması ve para bastırılması uygulamaları devletin o¨rgu¨tlenmesini go¨sterir. Ayrıca sultanın kararları umera ve komutanlarına danıs¸arak alması “Diva^n” tes¸kilatının c¸ekirdegˆini olus¸turur.

14. yu¨zyılın ilk yarısından itibaren ihtiyac¸ dogˆrultusunda du¨zenli ordu sistemine gec¸ilmeye bas¸lanmıs¸tır. Osmanlı

devleti her go¨revin bir gelir kaynagˆına bagˆlı olan ikta vemukataa sistemiyle saray hiyeras¸isinden, maliye yo¨netimine kadar devleti yeniden o¨rgu¨tlemeye c¸alıs¸mıs¸tır. Bu sistem ileride tımar sistemi olarak bilinen hem askeri hem de tas¸ra yo¨netiminin o¨nemli bir unsuru olacaktır. Yine aynı do¨nemde devlet hizmetinde ve idaresinde kullanmak u¨zere ko¨lelerin yetis¸tirildigˆi kul (gulam) sistemi ortaya c¸ıkmıs¸tır. Bu sistem devs¸irme sistemi ve yenic¸eri ordusunun temelini olus¸turmaktadır.

Devs¸irme Sisteminin Ortaya C¸ıkıs¸ı

14. yu¨zyılın bas¸larında Tu¨rkmen go¨c¸ebelerinden olus¸an Osmanlı ordusu kendi as¸iret ve boylarının emrinde du¨zenli bir ordudan ziyade yagˆma ve akınlarla elde ettikleri ganimetlere bagˆımlı birliklerdi. Osman Gazi zamanında dogˆrudan hu¨ku¨mdara bagˆlı olarak piyadelere yaya ve su¨varilere mu¨sellem denilen paralı bir ordu kuruldu. Bu paralı ordu u¨cretini dogˆrudan merkezi yo¨netimden alacaktı. Ancak buna ragˆmen orduya ha^kim olan komutanlar, Tu¨rk beyleri ve ileri gelen askeri sınıftı. Merkezi otoriteye zarar veren bu durumdan dolayı I. murat zamanında dogˆrudan devlete bagˆlı ko¨lelerden olus¸an bir ordu kuruldu.

Bu yeni ordu savas¸ tutsagˆı Hristiyanların Mu¨slu¨man yapılması sonrasında egˆitim verilerek yetis¸tirilmesiyle (devs¸irilmelerine) olus¸maktadır. Yalnızca sultana bagˆlı olan bu askeri ve idari sınıf Kapıkulları olarak adlandırılmıs¸tır. Yenic¸eriler ise bu Kapıkulları nın piyadelerini olus¸turmaktadır. I. Murat zamanında bas¸layan kul sistemi I. Bayezid zamanında daha da gu¨c¸lenmis¸ Fatih Sultan Mehmet Devri’nde veziriazamlık dahil devletin o¨nemli icra yetkileri kullara teslim edilmis¸tir.

Merkez Tes¸kilatı

Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n , “padis¸ah diva^nı” anlamına gelen ve Osmanlı merkez tes¸kilatının en o¨nemli organı olan bir kurumdur. Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n Farsc¸a bir kelime olup aynı zamanda danıs¸ma meclisi, gu¨nu¨mu¨z bakanlık ofisi ve ku¨c¸u¨k s¸iir kitaplarına verilen addır. Osmanlılarda devlet is¸lerinin Diva^n kurutularak yu¨ru¨tu¨lmesi I·ran, I·slam ve Tu¨rk-I·slam devlet gelenegˆinden gelmektedir. Diva^n’a padis¸ah yada padis¸ah bulunmadıgˆı zamanlarda vezir bas¸kanlık eder ve Diva^n bas¸kentte veya padis¸ahın bulundugˆu yerde kurulurdu. Osmanlılar’da Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n ilk Orhan Bey zamanında kurulmus¸tur. Bu do¨nemde askeri yetkileri elinde toplayan ilk veziriazam Tu¨rkmen bir aileden olan, erken do¨nem Osmanlı tarihinde bu¨yu¨k hizmetler veren ve o¨nemli go¨revleri u¨stlenen C¸andarlı Kara Halil Hayreddin Pas¸adır. Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n I. Murad ve I. Bayezid zamanında ise gelis¸tirilmis¸tir. Fatih Kanunnamesi ile de Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n’un hukuki niteligˆi tam olarak s¸ekillenmis¸tir.

Divan u¨yeleri, her gu¨n sabah namazından sonra padis¸ahın huzurunda toplanarak, devlete ve halka ait askeri, mali, hukuki ve o¨rfi is¸ler hakkında karar verirdi. Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n bugu¨nku¨ manada bir bakanlar kurulu, Danıs¸tay, Yargıtay, Anayasa mahkemesi olarak padis¸ah ve veziriazamı da bagˆlayan en yu¨ksek karar ve yu¨ru¨tme organıdır. Burada alınan kararlar, Osmanlı hukuk sistemince kanun sayılmıs¸, gerekli aras¸tırmalar ve gerekli go¨ru¨ldu¨gˆu¨nde kadıdan alınan fetvayla birlikte yu¨ru¨rlu¨gˆe konurdu.

Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n’un u¨yeleri ve yardımcıları as¸agˆıdaki gibidir:

Veziriazam ve Vezirler : Veziriazam padis¸ahın en mutlak vekili olup, bu¨tu¨n devlet is¸lerinden sorumluydu. Diva^n’da askeri ve o¨rfi is¸lere bakardı.

Kazaskerler (Kadıaskerler) : Askeri sınıfların s¸er’i^ is¸lerine bakmak, seferlerde bulunmak ve ilmiye sınıfının en yu¨ksek mertebesinde bulunmak sorumlulugˆuna sahipti. Diva^n’da s¸eri ve hukuki is¸lere bakardı.

Defterdar : Osmanlı Devleti’nin mali is¸lerinden sorumluydu.

Nis¸ancı : Osmanlı Devletinde birinci derecede memur sıfatına sahipti. Arazi kayıtlarını ic¸eren Tahir Defterindeki du¨zeltme ve degˆis¸iklikleri yapmak en o¨nemli go¨revidir.

Digˆer U¨yeler : Rumeli Beylerbeyi, Anadolu Beylerbeyi, Yenic¸eri agˆası, donanma kaptanı ve S¸eyhu¨lislam. Bu u¨yeler sadece gerekli go¨ru¨len toplantılara katılırdı.

Tas¸ra Tes¸kilatı

Tas¸ra Tes¸kilatı Diva^n-ı Hu¨ma^yu^na bagˆlı olarak eyalet ve kaza tes¸kilatı olmak u¨zere iki birimden olus¸maktadır. Tas¸ra Tes¸kilatında her idari birime Diva^n-ı Hu¨ma^yu^na iki amir tayin edilir. Bunlardan biri sultanın yu¨ru¨tme yetkisine sahip askeri sınıftan olan “bey” digˆeri ise sultanın hukuki yetkilerini kullanan ilmiye sınıfına mensup “kadı”dır. I·kiside birbirine yaptırım olarak bagˆımlıdır. Osmanlı Devletinde tas¸ra idari bakımdan ko¨y, nahiye, kaza, sancak ve eyaletlere ayrılmıs¸tır.

Tas¸ra tes¸kilatında en fazla yere sahip kaza ve sancaklardır. Kazaların yo¨netici sınıfını kadı, alaybeyi ve subas¸larından olus¸maktadır. Kadılar yargı kuvvetinin en yetkili ismidir. Osmanlı Devletinin ilk kadısı Osman Bey tarafından atanan Dursun Fakih’tir. Dursun Fakih 1300’lu¨ yıllarda Karacahisar’a atanmıs¸, Osman Gazi’nin askerleriyle ilis¸kilerini anlatan Gazavatna^me adlı esere sahiptir. I·yi egˆitim go¨rmu¨s¸ ilmiye sınıfından olan kadılar hukuki ves¸eri is¸lerden sorumlu olup askeri sınıfın bir u¨yesidir. Devlete sorumlu olup devletle merkez arasında bir ko¨pru¨du¨rler. Subas¸ının go¨revi ise kazaların asayis¸ini sagˆlamaktır.

Sancakların idaresi sancakbeyinin yo¨netimindeydi. Sancak beyleri daha c¸ok saray go¨revlileri, u¨mera c¸ocukları, alaybeyi, za’im, defter kethu¨dası, tımar ve hazine deftedarları gibi kis¸iler arasından sec¸ilir. Askeri ve idari sorumlulukları olan sancakbeyleri, sancakta asayis¸ ve emniyeti sagˆlamak, kalpazanlıkla mu¨cadele, o¨zel go¨rev ic¸in gelen devlet memurlarına yardımcı olma, sınır bo¨lgelerindeyse ise yabancı devletlerle yapılan anlas¸malara uyma, is¸lenen suc¸ları cezalandırma gibi go¨revlere sahiptirler.

Osmanlı idari tes¸kilatında sancakların birles¸mesiyle beyler beyilik olus¸maktadır ve bu isim XVI. yu¨zyılın sonlarından itibaren eyalet kelimesini almıs¸tır. Osmanlı Devletinde beylerbeyilik ilk bas¸ta Rumeli ve Anadolu’dan olus¸urken XV. Yu¨zyılda sınırlar genis¸ledikc¸e Rum ve Karaman beylerbeylikleri de eklenmis¸tir. Tas¸ra tes¸kilatının idari ve askeri amiri olan beylerbeyi, kendi bo¨lgesinin temsilcisi olarak, Diva^n’da askeri meselelerle ilgilenmek, bulundugˆu bo¨lgeyi asayis¸ ve gu¨venligˆi sagˆlamak, tımar tevcihinde bulunmak, yagˆma ve du¨s¸man askerlerinden korumak ve gerektigˆi zaman savas¸a katılmak gibi go¨revlere sahiptir.

Erken Do¨nem Osmanlı Devlet Tes¸kilatında Toprak I·daresi

Osmanlı Devleti toprak idaresinde birtakım sınıflandırılmalar yapılmıs¸tır. I·slam hukuku geregˆince devlet arazisi, arazi-i o¨s¸riyye, arazi-i haraciyye ve arzi-i emiriyye (miri topraklar) olmak u¨zere u¨c¸e ayrılmıs¸tır. Bunlardan ilki Mu¨slu¨manlar, ikincisi gayrımu¨slimler tarafından kullanılmaktadır. Arzi-i emiriyye ya da arz-ı memleket denilen topraklar ise devlete ait miri topraklardır. Bu toprakların mu¨lkiyeti devlete ait olup kullanma hakkı reayaya aittir. Bu tarlalara ait o¨s¸u¨r ve resimleri(vergileri) her yıl tahsil edilen kis¸iye verilirdi.

Miri topraklar, alınan vergi ve bu¨yu¨klu¨klerine go¨re has, zeamet ve tımar olmak u¨zere u¨c¸e ayrılmıs¸tır. Has , senelik geliri yu¨z bin ve daha fazla olup en yu¨ksek gelire sahip topraklardır. Bunlar padis¸ah, hanedan mensuplarına, vezirlere, beylerbeylerine ve sancakbeylerine tahsil edilirdi. Zeamet , senelik geliri yirmi bin akc¸a ile yu¨z bin akc¸a arasında gelire sahip dirliklere verilen addır. Zeamet, eyalet merkezindeki eyalet ve tımar defterdarlarına, zeamet kethu¨dalarına, sancaklardaki alabeylerine, kale dizdarlarına, kapucubas¸ılara, Diva^n-defterhane ve hazine ka^tiplerine verilmektedir. Tımar ; senelik geliri bin ile yirmi bin akc¸a arasında olan dirligˆe denmektedir. Bunlar kılıc¸ hakkı olan sipahilere ve subas¸ılara verilen topraklardır. Bu sistem birtakım asker ve memur gec¸imlerini sagˆlamak ic¸in kullanılmaktadır. Bo¨ylece en kuvvetli en kuvvetli su¨vari birlikleri bu sistem sayesinde devlete ku¨lfet getirmeden yetis¸tirilmektedir. Ayrıca Osmanlı Devleti ic¸in hem tımar topragˆının du¨zgu¨n is¸lenmesi ve u¨retimi denetlenen sipahi hem de devletin buradaki kontrol aracı olarak fayda sagˆlamıs¸tır.

Bunların haricinde vakıf ve mu¨lkiyet toprakları da mevcuttur. Vakıf toprakları vergi alınmaz, satılmaz ve hediye edilemezdi. Gelirleri cami, medrese ve imarethane gibi hayır is¸lerine harcanırdı. Mu¨lklerinde aynı s¸ekilde mu¨dahale edilmesi, satılması, hediye edilmesi yasaktı.

Askeri^ Tes¸kilat

Osmanlı askeri tes¸kilatının olus¸masında Tu¨rkiye Selc¸ukluları, I·lhanlı ve Memlu¨klerin etkisi go¨ru¨lmektedir.

Yaya ve Mu¨sellemler Orhan Bey zamanında olus¸turulmus¸ askeri birliklerdir. Yaya olanlar onar ve yu¨zer kis¸ilik gruplara ayrılmıs¸tır, Mu¨sellem denilen atlı birlikler ise her otuz neferi bir ocak olarak olus¸turulmus¸tur. Bu birliklere savas¸ su¨resince her gu¨n o¨nce bir sonra iki akc¸e verilirdi.

Kapıkulu Askerleri savas¸larda esir alınan Hristiyan c¸ocuklarının Tu¨rk terbiyesi ile yetis¸tirilerek merkeze bagˆlı askeri bir sınıfın olus¸turulmasıyla ortaya c¸ıkmıs¸tır.

Acemi Ocagˆı akıncıların du¨s¸man memleketlerine yaptıkları akınlar sonucunda ele gec¸irilen esirlerden olus¸turulan maas¸lı askeri birliklerdir. Yapılan savas¸lardaki ele gec¸irilen esirlerin bazılarının devlet eliyle alınması penc¸ik kanunu yla yasallas¸tırılmıs¸tır.

Yenic¸eri Ocagˆı temeli acemi ocagˆına dayanan askeri bir birliktir. Savas¸larda ele gec¸irilen erkek esirler Devs¸irme kanunuyla birlikte Tu¨rk ailelerin yanına hem hizmet etmeleri ic¸in hem de Tu¨rkc¸e o¨gˆrenmeleri ic¸in verilir ve 3-4 senelik egˆitimin sonunda go¨reve bas¸lamaları ic¸in Yenic¸eri Ocagˆına go¨nderilirdi.

Cebeci Ocagˆı yenic¸erilere ok, yay, kalkan, kılıc¸, tu¨fek, kazma, ku¨rek, barut gibi savas¸ aletlerini tedarik etmek, savas¸a getirmek ve savas¸ sonunda geri getirip, onarmakla sorumlu ocagˆa verilen isimdir.

Topc¸u Ocagˆı Kapıkulu Ocagˆı’nın yaya kısmı olup, top do¨kmek, top merasimleri du¨zenlemek ve top atamak amacıyla kurulmus¸tur.

Kapıkulu Su¨varileri padis¸ahın s¸ahsına ait atlı kuvvetlerdir. Buraya sarayın padis¸aha ait ic¸ kısmı olan Enderun’da, dıs¸ saraydaki ic¸ogˆlanları ve Yenic¸eri Ocagˆı’ndan terfi edilenler sec¸ilirdi. Kapıkulu Su¨varileri sipah, silahdar, sagˆ ve sol ulufeci ve sagˆ ve sol garipler olmak u¨zere altı bo¨lu¨kten olus¸maktadır. Kapıkulu Su¨varileri savas¸a giderken padis¸ahın sagˆ ve sol tarafında yu¨ru¨rler ve savas¸ su¨resince savas¸ alanındaki konaklama yerinin her tu¨rlu¨ gu¨venligˆini sagˆlamakla go¨revlidirler.

Eyalet Askerleri , tımarlı sipahilerden, azablar ve akıncılardan olus¸maktadır.

Tımarlı Sipahiler savas¸ zamanlarında tımar miktarına go¨re orduya tam tec¸hizatlı bir veya birkac¸ su¨vari ile savas¸a katılmakla yu¨ku¨mlu¨du¨r.

Azablar ordunun hafif yaya askerleridir. Bu askerler, dinc¸, kuvvetli ve beka^r Tu¨rk erkeklerinden olus¸maktadır ve merkez ordunun o¨nu¨nde ok, yaya ve palalarla ilk hu¨cumu yaparlar.

Akıncılar tes¸kilatı, sınırları du¨s¸man is¸galinden korumak ve gerekli go¨ru¨ldu¨gˆu¨ takdirde onların topraklarına da akınlar yaparak ganimet sagˆlamak amacıyla kurulmus¸ hafif su¨vari birliklerdir. Bunlar savas¸ zamanında gu¨zerga^hları ordudan o¨nce tespit ederek, ordunun yolunu ac¸ar, ko¨pru¨ ve gec¸itleri tutarak du¨s¸manın pusu kurmasına mani olurlar. Akıncılık babadan ogˆula gec¸er ve gu¨c¸lu¨, yigˆit delikanlılar arasından sec¸ilirdi.

Erken Do¨nem Osmanlı Bahriye Tes¸kilatı

Osmanlı Devleti ilk zamanlarda ku¨c¸u¨kte olsa Karamu¨rsel, Edincik ve I·zmit’te tersane kurmus¸lardır. Ancak Osmanlı donanması Yıldırım Bayezid zamanında bu¨yu¨k gelis¸me go¨stermis¸tir. Bu do¨nemde donanmalar iki bu¨yu¨k c¸atıs¸maya girmis¸tir. Bunlardan birinde Venedik ve Ceneviz yenilgiye ugˆratılmıs¸ digˆerinde ise C¸elebi Mehmed zamanında 1415 yılında meydana gelmis¸ ancak donanma yenilerek bu¨yu¨k kayıplar vermis¸tir. Bu durum her ne kadar denizciligˆin gelis¸mesini yavas¸latsa da donanmaya olan ihtiyacı ve c¸alıs¸maları hızlandırmıs¸tır.

Kurulus¸ Do¨nemi’nde Osmanlı Yo¨netim Anlayıs¸ı ve Yapılanması

Osmanlı Yo¨netim Anlayıs¸ı

Osmanlı Devleti kurulus¸ yeri ve tarihi Halil I·nalcık’a go¨re 1302 yılında ve Yalova yakınlarında meydana gelen bir savas¸la ilgilidir. Osmanlı do¨nemi yo¨netim ve idari yapısı, beylik zamanlarında c¸ogˆulcu bir ortama sahiptir. Ancak XVI. yu¨zyılda fetihlerin yayılması, devletin daha genis¸topraklara sahip olması, nu¨fus ve etnik c¸es¸itliligˆin artması gibi nedenlerden dolayı giderek merkeziyetc¸i yo¨netim yapısına dogˆru evrilmis¸tir.

Tarih ic¸inde gelis¸ip degˆis¸meye devam eden Osmanlı Devlet anlayıs¸ı, kurulus¸ yıllarında Tu¨rkiye Selc¸ukluları veI·lhanlılar’ı o¨rnek almıs¸tır. I·lhanlılar, Cengiz Han’ın torunu Kubilay ve Mengu¨ Hanların kardes¸i Hu¨lagu Han tarafından kurulmus¸tur. Tebriz bas¸kent olmak u¨zere bugu¨nku¨ Mogˆol Devletidir. I·dari bakımdan Osmanlıları etkilemis¸tir. O¨rnegˆin “defterdar” kelimesi I·lhanlılardan gelmektedir.

Osmanlı devlet anlayıs¸ı kurulus¸ yıllarında eski Tu¨rk to¨resine go¨re is¸leyen as¸iret sistemi yapılanmasını su¨rdu¨ru¨rken, Osmanlı Beyligˆi bu¨yu¨du¨kc¸e ortaya c¸ıkan ihtiyac¸lardan dolayı yerini daha karmas¸ık bir idare sistemi almıs¸ ve kurumsal yapılas¸ma bas¸lamıs¸tır.

Osmanlı Devleti’nde adaletin sagˆlandıgˆı yer Diva^n’ı Huma^yu^n’dur. Burada hu¨ku¨mdarın go¨revi devlet yetkililerine kars¸ı s¸ika^yetleri dinlemek ve haksızlıgˆı o¨nlemektir. Bu yapının temelinde halkın sınıflandırılma anlayıs¸ı yatar. Osmanlıda toplumsal yapı tarım ve ticaretle ugˆras¸an rea^ya^ ve askeri/yo¨netici sınıf olarak ikiye ayrılmıs¸tır. Rea^ya^ vergiye tabi olan askeri sec¸kinler dıs¸ında kalan Mu¨slu¨man ve gayrimu¨slim tebaaya verilen isimdir. Burada konumlar sabit olup rea^ya^dan c¸ıkmak o¨zel izinler gerektiriyordu.

Kurulus¸ Do¨neminde Osmanlı Devlet I·daresinin Yapılanması

Osman Gazi do¨neminde ilk fethedilen yerlerle beraber ilk idari tes¸kilatında temelleri atılmıs¸tır. Devletin sınırları genis¸ledikc¸e yeni idari birimler olus¸turulmus¸ ve o¨nde gelen komutanlar fethedilen s¸ehirlere yo¨netici olarak atanmıs¸tır. I·dari o¨rgu¨tlenmeyle beraber ticari ve ekonomik faaliyetlerde de du¨zenleme getirilerek, toprak-meta mu¨lkiyetine yo¨nelik devletin ilk vergilendirme tes¸ebbu¨su¨ bas¸lamıs¸tır. Osman Gazi Do¨nemi’nde devletin ileri gelenlerinin kıyafetinin bir kurala bagˆlanması ve para bastırılması uygulamaları devletin o¨rgu¨tlenmesini go¨sterir. Ayrıca sultanın kararları umera ve komutanlarına danıs¸arak alması “Diva^n” tes¸kilatının c¸ekirdegˆini olus¸turur.

14. yu¨zyılın ilk yarısından itibaren ihtiyac¸ dogˆrultusunda du¨zenli ordu sistemine gec¸ilmeye bas¸lanmıs¸tır. Osmanlı

devleti her go¨revin bir gelir kaynagˆına bagˆlı olan ikta vemukataa sistemiyle saray hiyeras¸isinden, maliye yo¨netimine kadar devleti yeniden o¨rgu¨tlemeye c¸alıs¸mıs¸tır. Bu sistem ileride tımar sistemi olarak bilinen hem askeri hem de tas¸ra yo¨netiminin o¨nemli bir unsuru olacaktır. Yine aynı do¨nemde devlet hizmetinde ve idaresinde kullanmak u¨zere ko¨lelerin yetis¸tirildigˆi kul (gulam) sistemi ortaya c¸ıkmıs¸tır. Bu sistem devs¸irme sistemi ve yenic¸eri ordusunun temelini olus¸turmaktadır.

Devs¸irme Sisteminin Ortaya C¸ıkıs¸ı

14. yu¨zyılın bas¸larında Tu¨rkmen go¨c¸ebelerinden olus¸an Osmanlı ordusu kendi as¸iret ve boylarının emrinde du¨zenli bir ordudan ziyade yagˆma ve akınlarla elde ettikleri ganimetlere bagˆımlı birliklerdi. Osman Gazi zamanında dogˆrudan hu¨ku¨mdara bagˆlı olarak piyadelere yaya ve su¨varilere mu¨sellem denilen paralı bir ordu kuruldu. Bu paralı ordu u¨cretini dogˆrudan merkezi yo¨netimden alacaktı. Ancak buna ragˆmen orduya ha^kim olan komutanlar, Tu¨rk beyleri ve ileri gelen askeri sınıftı. Merkezi otoriteye zarar veren bu durumdan dolayı I. murat zamanında dogˆrudan devlete bagˆlı ko¨lelerden olus¸an bir ordu kuruldu.

Bu yeni ordu savas¸ tutsagˆı Hristiyanların Mu¨slu¨man yapılması sonrasında egˆitim verilerek yetis¸tirilmesiyle (devs¸irilmelerine) olus¸maktadır. Yalnızca sultana bagˆlı olan bu askeri ve idari sınıf Kapıkulları olarak adlandırılmıs¸tır. Yenic¸eriler ise bu Kapıkulları nın piyadelerini olus¸turmaktadır. I. Murat zamanında bas¸layan kul sistemi I. Bayezid zamanında daha da gu¨c¸lenmis¸ Fatih Sultan Mehmet Devri’nde veziriazamlık dahil devletin o¨nemli icra yetkileri kullara teslim edilmis¸tir.

Merkez Tes¸kilatı

Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n , “padis¸ah diva^nı” anlamına gelen ve Osmanlı merkez tes¸kilatının en o¨nemli organı olan bir kurumdur. Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n Farsc¸a bir kelime olup aynı zamanda danıs¸ma meclisi, gu¨nu¨mu¨z bakanlık ofisi ve ku¨c¸u¨k s¸iir kitaplarına verilen addır. Osmanlılarda devlet is¸lerinin Diva^n kurutularak yu¨ru¨tu¨lmesi I·ran, I·slam ve Tu¨rk-I·slam devlet gelenegˆinden gelmektedir. Diva^n’a padis¸ah yada padis¸ah bulunmadıgˆı zamanlarda vezir bas¸kanlık eder ve Diva^n bas¸kentte veya padis¸ahın bulundugˆu yerde kurulurdu. Osmanlılar’da Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n ilk Orhan Bey zamanında kurulmus¸tur. Bu do¨nemde askeri yetkileri elinde toplayan ilk veziriazam Tu¨rkmen bir aileden olan, erken do¨nem Osmanlı tarihinde bu¨yu¨k hizmetler veren ve o¨nemli go¨revleri u¨stlenen C¸andarlı Kara Halil Hayreddin Pas¸adır. Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n I. Murad ve I. Bayezid zamanında ise gelis¸tirilmis¸tir. Fatih Kanunnamesi ile de Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n’un hukuki niteligˆi tam olarak s¸ekillenmis¸tir.

Divan u¨yeleri, her gu¨n sabah namazından sonra padis¸ahın huzurunda toplanarak, devlete ve halka ait askeri, mali, hukuki ve o¨rfi is¸ler hakkında karar verirdi. Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n bugu¨nku¨ manada bir bakanlar kurulu, Danıs¸tay, Yargıtay, Anayasa mahkemesi olarak padis¸ah ve veziriazamı da bagˆlayan en yu¨ksek karar ve yu¨ru¨tme organıdır. Burada alınan kararlar, Osmanlı hukuk sistemince kanun sayılmıs¸, gerekli aras¸tırmalar ve gerekli go¨ru¨ldu¨gˆu¨nde kadıdan alınan fetvayla birlikte yu¨ru¨rlu¨gˆe konurdu.

Diva^n-ı Hu¨ma^yu^n’un u¨yeleri ve yardımcıları as¸agˆıdaki gibidir:

Veziriazam ve Vezirler : Veziriazam padis¸ahın en mutlak vekili olup, bu¨tu¨n devlet is¸lerinden sorumluydu. Diva^n’da askeri ve o¨rfi is¸lere bakardı.

Kazaskerler (Kadıaskerler) : Askeri sınıfların s¸er’i^ is¸lerine bakmak, seferlerde bulunmak ve ilmiye sınıfının en yu¨ksek mertebesinde bulunmak sorumlulugˆuna sahipti. Diva^n’da s¸eri ve hukuki is¸lere bakardı.

Defterdar : Osmanlı Devleti’nin mali is¸lerinden sorumluydu.

Nis¸ancı : Osmanlı Devletinde birinci derecede memur sıfatına sahipti. Arazi kayıtlarını ic¸eren Tahir Defterindeki du¨zeltme ve degˆis¸iklikleri yapmak en o¨nemli go¨revidir.

Digˆer U¨yeler : Rumeli Beylerbeyi, Anadolu Beylerbeyi, Yenic¸eri agˆası, donanma kaptanı ve S¸eyhu¨lislam. Bu u¨yeler sadece gerekli go¨ru¨len toplantılara katılırdı.

Tas¸ra Tes¸kilatı

Tas¸ra Tes¸kilatı Diva^n-ı Hu¨ma^yu^na bagˆlı olarak eyalet ve kaza tes¸kilatı olmak u¨zere iki birimden olus¸maktadır. Tas¸ra Tes¸kilatında her idari birime Diva^n-ı Hu¨ma^yu^na iki amir tayin edilir. Bunlardan biri sultanın yu¨ru¨tme yetkisine sahip askeri sınıftan olan “bey” digˆeri ise sultanın hukuki yetkilerini kullanan ilmiye sınıfına mensup “kadı”dır. I·kiside birbirine yaptırım olarak bagˆımlıdır. Osmanlı Devletinde tas¸ra idari bakımdan ko¨y, nahiye, kaza, sancak ve eyaletlere ayrılmıs¸tır.

Tas¸ra tes¸kilatında en fazla yere sahip kaza ve sancaklardır. Kazaların yo¨netici sınıfını kadı, alaybeyi ve subas¸larından olus¸maktadır. Kadılar yargı kuvvetinin en yetkili ismidir. Osmanlı Devletinin ilk kadısı Osman Bey tarafından atanan Dursun Fakih’tir. Dursun Fakih 1300’lu¨ yıllarda Karacahisar’a atanmıs¸, Osman Gazi’nin askerleriyle ilis¸kilerini anlatan Gazavatna^me adlı esere sahiptir. I·yi egˆitim go¨rmu¨s¸ ilmiye sınıfından olan kadılar hukuki ves¸eri is¸lerden sorumlu olup askeri sınıfın bir u¨yesidir. Devlete sorumlu olup devletle merkez arasında bir ko¨pru¨du¨rler. Subas¸ının go¨revi ise kazaların asayis¸ini sagˆlamaktır.

Sancakların idaresi sancakbeyinin yo¨netimindeydi. Sancak beyleri daha c¸ok saray go¨revlileri, u¨mera c¸ocukları, alaybeyi, za’im, defter kethu¨dası, tımar ve hazine deftedarları gibi kis¸iler arasından sec¸ilir. Askeri ve idari sorumlulukları olan sancakbeyleri, sancakta asayis¸ ve emniyeti sagˆlamak, kalpazanlıkla mu¨cadele, o¨zel go¨rev ic¸in gelen devlet memurlarına yardımcı olma, sınır bo¨lgelerindeyse ise yabancı devletlerle yapılan anlas¸malara uyma, is¸lenen suc¸ları cezalandırma gibi go¨revlere sahiptirler.

Osmanlı idari tes¸kilatında sancakların birles¸mesiyle beyler beyilik olus¸maktadır ve bu isim XVI. yu¨zyılın sonlarından itibaren eyalet kelimesini almıs¸tır. Osmanlı Devletinde beylerbeyilik ilk bas¸ta Rumeli ve Anadolu’dan olus¸urken XV. Yu¨zyılda sınırlar genis¸ledikc¸e Rum ve Karaman beylerbeylikleri de eklenmis¸tir. Tas¸ra tes¸kilatının idari ve askeri amiri olan beylerbeyi, kendi bo¨lgesinin temsilcisi olarak, Diva^n’da askeri meselelerle ilgilenmek, bulundugˆu bo¨lgeyi asayis¸ ve gu¨venligˆi sagˆlamak, tımar tevcihinde bulunmak, yagˆma ve du¨s¸man askerlerinden korumak ve gerektigˆi zaman savas¸a katılmak gibi go¨revlere sahiptir.

Erken Do¨nem Osmanlı Devlet Tes¸kilatında Toprak I·daresi

Osmanlı Devleti toprak idaresinde birtakım sınıflandırılmalar yapılmıs¸tır. I·slam hukuku geregˆince devlet arazisi, arazi-i o¨s¸riyye, arazi-i haraciyye ve arzi-i emiriyye (miri topraklar) olmak u¨zere u¨c¸e ayrılmıs¸tır. Bunlardan ilki Mu¨slu¨manlar, ikincisi gayrımu¨slimler tarafından kullanılmaktadır. Arzi-i emiriyye ya da arz-ı memleket denilen topraklar ise devlete ait miri topraklardır. Bu toprakların mu¨lkiyeti devlete ait olup kullanma hakkı reayaya aittir. Bu tarlalara ait o¨s¸u¨r ve resimleri(vergileri) her yıl tahsil edilen kis¸iye verilirdi.

Miri topraklar, alınan vergi ve bu¨yu¨klu¨klerine go¨re has, zeamet ve tımar olmak u¨zere u¨c¸e ayrılmıs¸tır. Has , senelik geliri yu¨z bin ve daha fazla olup en yu¨ksek gelire sahip topraklardır. Bunlar padis¸ah, hanedan mensuplarına, vezirlere, beylerbeylerine ve sancakbeylerine tahsil edilirdi. Zeamet , senelik geliri yirmi bin akc¸a ile yu¨z bin akc¸a arasında gelire sahip dirliklere verilen addır. Zeamet, eyalet merkezindeki eyalet ve tımar defterdarlarına, zeamet kethu¨dalarına, sancaklardaki alabeylerine, kale dizdarlarına, kapucubas¸ılara, Diva^n-defterhane ve hazine ka^tiplerine verilmektedir. Tımar ; senelik geliri bin ile yirmi bin akc¸a arasında olan dirligˆe denmektedir. Bunlar kılıc¸ hakkı olan sipahilere ve subas¸ılara verilen topraklardır. Bu sistem birtakım asker ve memur gec¸imlerini sagˆlamak ic¸in kullanılmaktadır. Bo¨ylece en kuvvetli en kuvvetli su¨vari birlikleri bu sistem sayesinde devlete ku¨lfet getirmeden yetis¸tirilmektedir. Ayrıca Osmanlı Devleti ic¸in hem tımar topragˆının du¨zgu¨n is¸lenmesi ve u¨retimi denetlenen sipahi hem de devletin buradaki kontrol aracı olarak fayda sagˆlamıs¸tır.

Bunların haricinde vakıf ve mu¨lkiyet toprakları da mevcuttur. Vakıf toprakları vergi alınmaz, satılmaz ve hediye edilemezdi. Gelirleri cami, medrese ve imarethane gibi hayır is¸lerine harcanırdı. Mu¨lklerinde aynı s¸ekilde mu¨dahale edilmesi, satılması, hediye edilmesi yasaktı.

Askeri^ Tes¸kilat

Osmanlı askeri tes¸kilatının olus¸masında Tu¨rkiye Selc¸ukluları, I·lhanlı ve Memlu¨klerin etkisi go¨ru¨lmektedir.

Yaya ve Mu¨sellemler Orhan Bey zamanında olus¸turulmus¸ askeri birliklerdir. Yaya olanlar onar ve yu¨zer kis¸ilik gruplara ayrılmıs¸tır, Mu¨sellem denilen atlı birlikler ise her otuz neferi bir ocak olarak olus¸turulmus¸tur. Bu birliklere savas¸ su¨resince her gu¨n o¨nce bir sonra iki akc¸e verilirdi.

Kapıkulu Askerleri savas¸larda esir alınan Hristiyan c¸ocuklarının Tu¨rk terbiyesi ile yetis¸tirilerek merkeze bagˆlı askeri bir sınıfın olus¸turulmasıyla ortaya c¸ıkmıs¸tır.

Acemi Ocagˆı akıncıların du¨s¸man memleketlerine yaptıkları akınlar sonucunda ele gec¸irilen esirlerden olus¸turulan maas¸lı askeri birliklerdir. Yapılan savas¸lardaki ele gec¸irilen esirlerin bazılarının devlet eliyle alınması penc¸ik kanunu yla yasallas¸tırılmıs¸tır.

Yenic¸eri Ocagˆı temeli acemi ocagˆına dayanan askeri bir birliktir. Savas¸larda ele gec¸irilen erkek esirler Devs¸irme kanunuyla birlikte Tu¨rk ailelerin yanına hem hizmet etmeleri ic¸in hem de Tu¨rkc¸e o¨gˆrenmeleri ic¸in verilir ve 3-4 senelik egˆitimin sonunda go¨reve bas¸lamaları ic¸in Yenic¸eri Ocagˆına go¨nderilirdi.

Cebeci Ocagˆı yenic¸erilere ok, yay, kalkan, kılıc¸, tu¨fek, kazma, ku¨rek, barut gibi savas¸ aletlerini tedarik etmek, savas¸a getirmek ve savas¸ sonunda geri getirip, onarmakla sorumlu ocagˆa verilen isimdir.

Topc¸u Ocagˆı Kapıkulu Ocagˆı’nın yaya kısmı olup, top do¨kmek, top merasimleri du¨zenlemek ve top atamak amacıyla kurulmus¸tur.

Kapıkulu Su¨varileri padis¸ahın s¸ahsına ait atlı kuvvetlerdir. Buraya sarayın padis¸aha ait ic¸ kısmı olan Enderun’da, dıs¸ saraydaki ic¸ogˆlanları ve Yenic¸eri Ocagˆı’ndan terfi edilenler sec¸ilirdi. Kapıkulu Su¨varileri sipah, silahdar, sagˆ ve sol ulufeci ve sagˆ ve sol garipler olmak u¨zere altı bo¨lu¨kten olus¸maktadır. Kapıkulu Su¨varileri savas¸a giderken padis¸ahın sagˆ ve sol tarafında yu¨ru¨rler ve savas¸ su¨resince savas¸ alanındaki konaklama yerinin her tu¨rlu¨ gu¨venligˆini sagˆlamakla go¨revlidirler.

Eyalet Askerleri , tımarlı sipahilerden, azablar ve akıncılardan olus¸maktadır.

Tımarlı Sipahiler savas¸ zamanlarında tımar miktarına go¨re orduya tam tec¸hizatlı bir veya birkac¸ su¨vari ile savas¸a katılmakla yu¨ku¨mlu¨du¨r.

Azablar ordunun hafif yaya askerleridir. Bu askerler, dinc¸, kuvvetli ve beka^r Tu¨rk erkeklerinden olus¸maktadır ve merkez ordunun o¨nu¨nde ok, yaya ve palalarla ilk hu¨cumu yaparlar.

Akıncılar tes¸kilatı, sınırları du¨s¸man is¸galinden korumak ve gerekli go¨ru¨ldu¨gˆu¨ takdirde onların topraklarına da akınlar yaparak ganimet sagˆlamak amacıyla kurulmus¸ hafif su¨vari birliklerdir. Bunlar savas¸ zamanında gu¨zerga^hları ordudan o¨nce tespit ederek, ordunun yolunu ac¸ar, ko¨pru¨ ve gec¸itleri tutarak du¨s¸manın pusu kurmasına mani olurlar. Akıncılık babadan ogˆula gec¸er ve gu¨c¸lu¨, yigˆit delikanlılar arasından sec¸ilirdi.

Erken Do¨nem Osmanlı Bahriye Tes¸kilatı

Osmanlı Devleti ilk zamanlarda ku¨c¸u¨kte olsa Karamu¨rsel, Edincik ve I·zmit’te tersane kurmus¸lardır. Ancak Osmanlı donanması Yıldırım Bayezid zamanında bu¨yu¨k gelis¸me go¨stermis¸tir. Bu do¨nemde donanmalar iki bu¨yu¨k c¸atıs¸maya girmis¸tir. Bunlardan birinde Venedik ve Ceneviz yenilgiye ugˆratılmıs¸ digˆerinde ise C¸elebi Mehmed zamanında 1415 yılında meydana gelmis¸ ancak donanma yenilerek bu¨yu¨k kayıplar vermis¸tir. Bu durum her ne kadar denizciligˆin gelis¸mesini yavas¸latsa da donanmaya olan ihtiyacı ve c¸alıs¸maları hızlandırmıs¸tır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.