Açıköğretim Ders Notları

Tarla Bitkileri 1 Dersi 1. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Tarla Bitkileri 1 Dersi 1. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Tarla Tarımı

Tarla Tarımının Tanımı ve Ziraat Sistemleri

Tarım, bitki ve hayvan yetiştirilmesi, bu faaliyetler sonucunda bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi ve bunların işlenip değerlendirilmesidir. Tarla, tarıma elverişli, sınırlı ve belirli bir toprak parçasını ifade etmektedir. Tarla tarımı, bölgelerin ekolojik koşullarına ve yetiştirilecek ürünün cinsine bağlı olarak toprak işleme, ekim nöbeti, ekim, gübreleme, sulama, yabancı ot mücadelesi, hasat ve harman gibi konuları açıklayan bilim dalıdır

Tarla bitkileri, yetiştirilen bitkilerin ve elde edilen ürünlerin cinslerine göre gruplara ayrılır.

  • Tahıllar
  • Yemeklik Tane Baklagiller (nohut, mercimek, fasulye, bezelye, bakla, börülce)
  • Endüstri Bitkileri
  • Yem bitkileri ve çayır mera

Tarla alanlarının kullanılmasında ülkenin fizik, ekonomik ve sosyal koşullarının büyük etkisi vardır. Yağışın miktarı, mevsimlere dağılışı, kullanılmaya hazır ve kontrol altındaki hazır su miktarı tarla tarımında uygulanması gereken sistemleri belirleyen en önemli etkenlerin başında gelir. Tarla kültüründe üç ayrı sistem vardır. Bunlar; kuru ziraat, sulu ziraat ve nemli ziraat sistemidir.

Toprak İşleme

Bitkilerin yetiştirilebilmesi ve yüksek bir verim alabilmek için uygun ortamlarda yaşamlarını sürdürebilmeleri sağlanmalıdır. Dolayısıyla toprak işlemeyi, bitkilerin yetişebilmesi için toprağın uygun duruma getirilmesi ve bu durumun korunması için değişik tarım aletleri ile işlenmesi olayı olarak tanımlayabiliriz. Toprağı işlemenin esas olarak iki amacı vardır. Bunlar, üretilecek bitkinin yetişeceği yerde bulunan yabancı otları yok etmek ve ekilecek tohuma uygun çim yatağı hazırlamaktır. Bunun yanında bitki artıkları, anız, gübre ile bazı yabancı ot öldürücü ilaçların toprağa gömülmesi de sağlanmaktadır. Toprak yüzeyinde yer alan sap, saman gibi benzeri artıklara anız denir

Toprak işlemenin diğer faydaları;

  • Toprakta su ve rüzgâr erozyonunu önleyen bir yüzey pürüzlülüğü oluşturulur.
  • Toprakta bitki gelişmesini kısıtlayıcı etmen olan nemin daha fazla birikimine olanak sağlanır.
  • Toprak geçirgenliği artırılır ve iyi bir yapı oluşturulur.

Toprak parçacıklarının bulunduğu yerden başka bir yere götürülmesine erozyon denir.

Kuru Ziraat Sisteminin uygulandığı alanlarda tahıl tarlalarının işlenmesinde şu toprak işleme yöntemleri uygulanmaktadır:

  1. Yırtarak toprak işleme yöntemi
  2. Devirerek toprak işleme yöntemi
  3. Alttan toprak işleme yöntemi

Nadas

Nadas, toprağın işlenerek belli bir süre boş bırakılmasıdır. Nadas yapılma zamanına ve yapılma şekline göre çeşitlere ayrılabilir

  • Güz Nadası: Anız bozma ile başlar. Ekim ayı başına kadar devam eder.
  • Yarım Nadas: Anız bozma kışa girerken yapılır, ilkbaharda ekim yapılır.
  • Kara Nadas: Nadas işlemesi Mart ortası ile Nisan başlarında başlar, Ekim ayına kadar devam eder
  • Anızlı Nadas: Anızlı nadasta toprak işleme yüzeysel toprak işleme aletleri ile alttan yapılır. Toprak üstündeki anız kalıntıları olduğu gibi bırakılır.

Nadasın faydaları;

  • Nadasla toprakta su ve besin maddesi biriktirilmesinin sağlar
  • Nadasta toprakta depo edilen su, mikroorganizma faaliyetinin artmasına ve toprakta nitrat birikimine olanak sağlar.
  • Nadas devresinde, toprakta bulunan fakat bitkinin alabileceği durumda olmayan besin maddeleri de bitkinin yararlanabileceği şekle dönüşürler.
  • Nadasta yabancı ot kontrolünün yanında, hastalık ve zararların kontrolüne de olanak sağlanır

Ekim Nöbeti

Tarla tarımı içerisinde değişik bitkilerin birbirini takip edecek şekilde ve belirli bir sıra ile aynı tarlada yetiştirilmesine ekim nöbeti denir.

Ekim nöbetinin faydaları;

  • Erozyonu önlemek (azaltmak),
  • Toprak canlılığını derinlemesine arttırmak,
  • Toprağın değişik katlarından aynı derecede faydalanmak,
  • Hastalık ve zararlılarla mücadele etmek,
  • Toprağın yapısını düzeltmek,
  • Çeşitli ürünler yetiştirilerek ekonomik yönden fayda sağlamak.

Ekim

Türkiye’de, özellikle kuru ziraat sisteminin uygulandığı alanlarda, serin iklim tahıllarının güzden ve kışlık olarak ekilmesi hem ürünü güvence altına alır, hem de birim alandan daha yüksek verim kaldırmak için mutlak gereklidir.

Kışlık ekimlerde tohumu çim kını uzunluğuna bağlı olarak derine ekmek çim köklerinin gelişimi açısından önemlidir. Ekim derinliğini sınırlandıran en önemli etken bitkinin çim kını (coleoptyl) uzunluğudur. Eğer tohum çim kını uzunluğundan daha derine ekilirse genç bitkiler toprak yüzeyine çıkamaz ve sarı kıvrım denilen olay meydana gelir.

Başarılı bir ekim için uygun ekim zamanı, ekim derinliği ve birim alana atılacak tohum miktarı büyük önem arz eder. Tohum miktarı; birim alana atılacak tohum sayısı (m2 ’de tohum sayısı), tohumun ağırlığı (1000 tane ağırlığı), safiyeti ve çimlenme yeteneğine (biyolojik değer) göre belirlenir.

Toprağın killi, tınlı, killi-tınlı veya diğer toprak bünye sınıflarında olmasına göre ekilecek tohum miktarları da farklılıklar göstermektedir. Tınlı yapıya sahip topraklar, kardeşlenme oranı üzerine olumlu etkide bulunduklarından bu tip topraklarda ekimde m2 ’de daha az tohum sayısı ile yetinilir. Kireçli ve kumlu topraklarda veya ilkbaharda zor ısınan topraklarda çok daha fazla sayıda bitki gereklidir.

Erken ekim, teorik olarak yüksek verim için daha uygundur. Ancak, bu durumda genç bitkiler bazı sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Erken ekilen buğday, uygun sıcaklıkta daha sonraki devrede don tehlikesi mevcut iken sapa kalkmaya başlayabilir ve kın içinde başak oluşturabilir. Bunun yanında; yatma, hastalıklar ve yabancı otlarla yarış sorunları da ortaya çıkabilmektedir.

Tohumun çimlenebilmesi için hava, su ve sıcaklığa ihtiyacı vardır. Bu üç faktörün tohumun ekildiği ortamda dengeli bir şekilde bulunması arzulanır. Bilindiği gibi, bitkilerin başak oluşturmaları iklim koşullarının etkisindedir. m2 ’de başak sayısının belirleyicisi olan kardeş (otsu sap sayısı), bitkinin çıkış ile 1 cm başak taslağı döneminde almış olduğu sıcaklığa ve ışığa bağlıdır.

Her bitki çeşidinin kendine özgü bir verim gücü vardır. Çeşit bu verim gücü ile en yüksek verimi sağlayabilmesi için belli bir bölgede birim alanda en uygun başak sayı sına ulaşmalıdır. Çeşitlerin verim güçleri farklı olduklarından, birim alandaki başak sayıları da birbirinden farklıdır.

Tarla bitkilerinde uygulanan başlıca ekim yöntemleri;

  • Serpme Ekim
  • Sıraya Ekim
  • Ocağa Ekim

Gübreleme

Birim alandan elde edilen ürünü kısa zamanda artıracak en önemli etken gübrelemedir. Türkiye’de tahıl topraklarının hemen tümü temel besin maddeleri olan azot (N) ve fosfor (P) bakımından fakirleşmiştir.

Mutlak gerekli bir bitki besin maddesi olan fosfor, kültür bitkilerinin gelişmelerine ve verimine önemli etkilerde bulunmaktadır. Fosforlu gübrelerin kök gelişmesine olan olumlu etkileri, bu gübrelerin ekimle birlikte verilmelerini zorunlu kılmaktadır. Tahılların kuvvetli ve derin bir kök sistemi meydana getirmesini sağlayan fosfor, genellikle ilk gelişme devrelerinde alınır. Fosfor, başaklanma ve çiçeklenmeyi çabuklaştırmakta, erme devrelerini de kısaltmaktadır.

Birim alandan fazla ürün almak için gerekli olan azotun ise bitkiler üzerinde daha değişik etkileri vardır. Yeterli dozda verilen azot, vejetatif gelişmeyi hızlandırmakta, tahıllarda kardeşlenmeyi artırmakta ve erme devrelerini geciktirmektedir. Azotlu gübreler bitkinin ihtiyaç duyduğu devrelerde verilmesi gerekmektedir. Ancak çiçeklenme döneminde verilen gübrenin faydalı olabilmesi için gübrelemeden sonra yağış olmalı ya da sulama yapılmalıdır.

Bakım

Her bitkinin ekilişinden hasat edilmesine kadar geçen süre içerisinde ihtiyaç duyduğu değişik bakım işleri vardır.

  • Çıkışın sağlanması; kil oranı yüksek olan topraklarda ekimden sonraki yağışların etkisiyle oluşan kaymak tabakası çıkışı engelleyebilir. Toprağın bileşiminde bulunan kil, çok küçük tanecikli bir yapıya sahip olup su geçirgenliği çok azdır.
  • Serin iklim tahıllarında kışa girişte sapa kalkmanın önlenmesi; özellikle yazlık ekilen çapa bitkilerinde yüksek verim için birim alanda (m2 de veya dekarda) bulunması gereken bitki sıklığının sağlanması gerekir. Çapalama ile fazla bitkiler yok edilirken yani seyreltme yapılırken, öte yandan tarlada görülen yabancı otlar da yok edilerek bitkilerin boğazı doldurulur.
  • Çapa bitkilerinde çapalama ve seyreltme; kışlık çeşitlerde, çimlenme ile sapa kalkma dönemleri arasındaki devrede, 1-5 °C arasında 5-60 günlük bir düşük sıcaklıkta kalma isteğine vernalizasyon denir. Vernalizasyon istek süresi az olan kışlık tahıllar (buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale) bazı yıllar kısa süreli soğuklardan aldanır ve sapa kalkmaya yönelir. Soğuk dönemden sonraki iyi havalarda sapa kalkan bitki, havaların soğumasıyla birlikte zarar görür. İşte bu zararın en aza indirilmesi için sapa kalkmanın önlenmesi gerekir. Bu gibi durumlarda ya merdane geçirilir ya da koyun otlatılarak ilk gelişen sapların zarar görmesi, yok edilmesi sağlanır.
  • Zamanında gübreleme; bitkinin ihtiyaç duyduğu besin maddelerinin, bitkinin ihtiyaç gösterdiği dönemlerde uygun şekilde ve miktarda bitkiye verilerek verim ve kalitenin olumlu yönde gelişmesi sağlanır.
  • Yabancı ot savaşı; yabancı otlar, besin maddeleri ve suyu kültür bitkilerinin zararına kullandıklarından bunlarla farklı yollarla (çapalama, yabancı ot öldürücü kimyasallar) mücadele edilmelidir.
  • Sulama; Sulamaya ihtiyaç gösteren bitkilerde, bitkinin ihtiyaç duyduğu suyun değişik gelişme devrelerinde bitkiye ulaştırılmasıyla ancak uygun bir verim elde edilebilir.
  • Zararlılarla savaş; kültür bitkilerine zarar veren zararlıların yoğunluk durumu dikkate alınarak, ilaçla mücadele yoluna gidilir.
  • Hastalıklarla savaş; tohum ilaçlamasıyla başlar ve gerekli olduğu devrelerde ilaçlama yapılarak hastalık etkisi azaltılabilir.

Hasat

Yurdumuzun değişik bölgelerinde çeşitli hasat yöntemleri uygulanmaktadır. El ile yolarak, orakla, tırpan (kosa) ile orak makinaları (dolaplı biçer, biçerbağlar) ile hasat ve biçerdöverler ile hem hasat ve hem de harman bir arada yapılır. Ülkemizde uygulanan çok değişik hasat şekilleri olmakla beraber, bunlar içerisinde en uygun olanı hasat ve harmanı birlikte yapan, iş gücü, zaman ve harman kayıplarını en alt düzeyde tutan biçerdöver ile yapılan hasattır.

Tarla Tarımının Tanımı ve Ziraat Sistemleri

Tarım, bitki ve hayvan yetiştirilmesi, bu faaliyetler sonucunda bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi ve bunların işlenip değerlendirilmesidir. Tarla, tarıma elverişli, sınırlı ve belirli bir toprak parçasını ifade etmektedir. Tarla tarımı, bölgelerin ekolojik koşullarına ve yetiştirilecek ürünün cinsine bağlı olarak toprak işleme, ekim nöbeti, ekim, gübreleme, sulama, yabancı ot mücadelesi, hasat ve harman gibi konuları açıklayan bilim dalıdır

Tarla bitkileri, yetiştirilen bitkilerin ve elde edilen ürünlerin cinslerine göre gruplara ayrılır.

  • Tahıllar
  • Yemeklik Tane Baklagiller (nohut, mercimek, fasulye, bezelye, bakla, börülce)
  • Endüstri Bitkileri
  • Yem bitkileri ve çayır mera

Tarla alanlarının kullanılmasında ülkenin fizik, ekonomik ve sosyal koşullarının büyük etkisi vardır. Yağışın miktarı, mevsimlere dağılışı, kullanılmaya hazır ve kontrol altındaki hazır su miktarı tarla tarımında uygulanması gereken sistemleri belirleyen en önemli etkenlerin başında gelir. Tarla kültüründe üç ayrı sistem vardır. Bunlar; kuru ziraat, sulu ziraat ve nemli ziraat sistemidir.

Toprak İşleme

Bitkilerin yetiştirilebilmesi ve yüksek bir verim alabilmek için uygun ortamlarda yaşamlarını sürdürebilmeleri sağlanmalıdır. Dolayısıyla toprak işlemeyi, bitkilerin yetişebilmesi için toprağın uygun duruma getirilmesi ve bu durumun korunması için değişik tarım aletleri ile işlenmesi olayı olarak tanımlayabiliriz. Toprağı işlemenin esas olarak iki amacı vardır. Bunlar, üretilecek bitkinin yetişeceği yerde bulunan yabancı otları yok etmek ve ekilecek tohuma uygun çim yatağı hazırlamaktır. Bunun yanında bitki artıkları, anız, gübre ile bazı yabancı ot öldürücü ilaçların toprağa gömülmesi de sağlanmaktadır. Toprak yüzeyinde yer alan sap, saman gibi benzeri artıklara anız denir

Toprak işlemenin diğer faydaları;

  • Toprakta su ve rüzgâr erozyonunu önleyen bir yüzey pürüzlülüğü oluşturulur.
  • Toprakta bitki gelişmesini kısıtlayıcı etmen olan nemin daha fazla birikimine olanak sağlanır.
  • Toprak geçirgenliği artırılır ve iyi bir yapı oluşturulur.

Toprak parçacıklarının bulunduğu yerden başka bir yere götürülmesine erozyon denir.

Kuru Ziraat Sisteminin uygulandığı alanlarda tahıl tarlalarının işlenmesinde şu toprak işleme yöntemleri uygulanmaktadır:

  1. Yırtarak toprak işleme yöntemi
  2. Devirerek toprak işleme yöntemi
  3. Alttan toprak işleme yöntemi

Nadas

Nadas, toprağın işlenerek belli bir süre boş bırakılmasıdır. Nadas yapılma zamanına ve yapılma şekline göre çeşitlere ayrılabilir

  • Güz Nadası: Anız bozma ile başlar. Ekim ayı başına kadar devam eder.
  • Yarım Nadas: Anız bozma kışa girerken yapılır, ilkbaharda ekim yapılır.
  • Kara Nadas: Nadas işlemesi Mart ortası ile Nisan başlarında başlar, Ekim ayına kadar devam eder
  • Anızlı Nadas: Anızlı nadasta toprak işleme yüzeysel toprak işleme aletleri ile alttan yapılır. Toprak üstündeki anız kalıntıları olduğu gibi bırakılır.

Nadasın faydaları;

  • Nadasla toprakta su ve besin maddesi biriktirilmesinin sağlar
  • Nadasta toprakta depo edilen su, mikroorganizma faaliyetinin artmasına ve toprakta nitrat birikimine olanak sağlar.
  • Nadas devresinde, toprakta bulunan fakat bitkinin alabileceği durumda olmayan besin maddeleri de bitkinin yararlanabileceği şekle dönüşürler.
  • Nadasta yabancı ot kontrolünün yanında, hastalık ve zararların kontrolüne de olanak sağlanır

Ekim Nöbeti

Tarla tarımı içerisinde değişik bitkilerin birbirini takip edecek şekilde ve belirli bir sıra ile aynı tarlada yetiştirilmesine ekim nöbeti denir.

Ekim nöbetinin faydaları;

  • Erozyonu önlemek (azaltmak),
  • Toprak canlılığını derinlemesine arttırmak,
  • Toprağın değişik katlarından aynı derecede faydalanmak,
  • Hastalık ve zararlılarla mücadele etmek,
  • Toprağın yapısını düzeltmek,
  • Çeşitli ürünler yetiştirilerek ekonomik yönden fayda sağlamak.

Ekim

Türkiye’de, özellikle kuru ziraat sisteminin uygulandığı alanlarda, serin iklim tahıllarının güzden ve kışlık olarak ekilmesi hem ürünü güvence altına alır, hem de birim alandan daha yüksek verim kaldırmak için mutlak gereklidir.

Kışlık ekimlerde tohumu çim kını uzunluğuna bağlı olarak derine ekmek çim köklerinin gelişimi açısından önemlidir. Ekim derinliğini sınırlandıran en önemli etken bitkinin çim kını (coleoptyl) uzunluğudur. Eğer tohum çim kını uzunluğundan daha derine ekilirse genç bitkiler toprak yüzeyine çıkamaz ve sarı kıvrım denilen olay meydana gelir.

Başarılı bir ekim için uygun ekim zamanı, ekim derinliği ve birim alana atılacak tohum miktarı büyük önem arz eder. Tohum miktarı; birim alana atılacak tohum sayısı (m2 ’de tohum sayısı), tohumun ağırlığı (1000 tane ağırlığı), safiyeti ve çimlenme yeteneğine (biyolojik değer) göre belirlenir.

Toprağın killi, tınlı, killi-tınlı veya diğer toprak bünye sınıflarında olmasına göre ekilecek tohum miktarları da farklılıklar göstermektedir. Tınlı yapıya sahip topraklar, kardeşlenme oranı üzerine olumlu etkide bulunduklarından bu tip topraklarda ekimde m2 ’de daha az tohum sayısı ile yetinilir. Kireçli ve kumlu topraklarda veya ilkbaharda zor ısınan topraklarda çok daha fazla sayıda bitki gereklidir.

Erken ekim, teorik olarak yüksek verim için daha uygundur. Ancak, bu durumda genç bitkiler bazı sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Erken ekilen buğday, uygun sıcaklıkta daha sonraki devrede don tehlikesi mevcut iken sapa kalkmaya başlayabilir ve kın içinde başak oluşturabilir. Bunun yanında; yatma, hastalıklar ve yabancı otlarla yarış sorunları da ortaya çıkabilmektedir.

Tohumun çimlenebilmesi için hava, su ve sıcaklığa ihtiyacı vardır. Bu üç faktörün tohumun ekildiği ortamda dengeli bir şekilde bulunması arzulanır. Bilindiği gibi, bitkilerin başak oluşturmaları iklim koşullarının etkisindedir. m2 ’de başak sayısının belirleyicisi olan kardeş (otsu sap sayısı), bitkinin çıkış ile 1 cm başak taslağı döneminde almış olduğu sıcaklığa ve ışığa bağlıdır.

Her bitki çeşidinin kendine özgü bir verim gücü vardır. Çeşit bu verim gücü ile en yüksek verimi sağlayabilmesi için belli bir bölgede birim alanda en uygun başak sayı sına ulaşmalıdır. Çeşitlerin verim güçleri farklı olduklarından, birim alandaki başak sayıları da birbirinden farklıdır.

Tarla bitkilerinde uygulanan başlıca ekim yöntemleri;

  • Serpme Ekim
  • Sıraya Ekim
  • Ocağa Ekim

Gübreleme

Birim alandan elde edilen ürünü kısa zamanda artıracak en önemli etken gübrelemedir. Türkiye’de tahıl topraklarının hemen tümü temel besin maddeleri olan azot (N) ve fosfor (P) bakımından fakirleşmiştir.

Mutlak gerekli bir bitki besin maddesi olan fosfor, kültür bitkilerinin gelişmelerine ve verimine önemli etkilerde bulunmaktadır. Fosforlu gübrelerin kök gelişmesine olan olumlu etkileri, bu gübrelerin ekimle birlikte verilmelerini zorunlu kılmaktadır. Tahılların kuvvetli ve derin bir kök sistemi meydana getirmesini sağlayan fosfor, genellikle ilk gelişme devrelerinde alınır. Fosfor, başaklanma ve çiçeklenmeyi çabuklaştırmakta, erme devrelerini de kısaltmaktadır.

Birim alandan fazla ürün almak için gerekli olan azotun ise bitkiler üzerinde daha değişik etkileri vardır. Yeterli dozda verilen azot, vejetatif gelişmeyi hızlandırmakta, tahıllarda kardeşlenmeyi artırmakta ve erme devrelerini geciktirmektedir. Azotlu gübreler bitkinin ihtiyaç duyduğu devrelerde verilmesi gerekmektedir. Ancak çiçeklenme döneminde verilen gübrenin faydalı olabilmesi için gübrelemeden sonra yağış olmalı ya da sulama yapılmalıdır.

Bakım

Her bitkinin ekilişinden hasat edilmesine kadar geçen süre içerisinde ihtiyaç duyduğu değişik bakım işleri vardır.

  • Çıkışın sağlanması; kil oranı yüksek olan topraklarda ekimden sonraki yağışların etkisiyle oluşan kaymak tabakası çıkışı engelleyebilir. Toprağın bileşiminde bulunan kil, çok küçük tanecikli bir yapıya sahip olup su geçirgenliği çok azdır.
  • Serin iklim tahıllarında kışa girişte sapa kalkmanın önlenmesi; özellikle yazlık ekilen çapa bitkilerinde yüksek verim için birim alanda (m2 de veya dekarda) bulunması gereken bitki sıklığının sağlanması gerekir. Çapalama ile fazla bitkiler yok edilirken yani seyreltme yapılırken, öte yandan tarlada görülen yabancı otlar da yok edilerek bitkilerin boğazı doldurulur.
  • Çapa bitkilerinde çapalama ve seyreltme; kışlık çeşitlerde, çimlenme ile sapa kalkma dönemleri arasındaki devrede, 1-5 °C arasında 5-60 günlük bir düşük sıcaklıkta kalma isteğine vernalizasyon denir. Vernalizasyon istek süresi az olan kışlık tahıllar (buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale) bazı yıllar kısa süreli soğuklardan aldanır ve sapa kalkmaya yönelir. Soğuk dönemden sonraki iyi havalarda sapa kalkan bitki, havaların soğumasıyla birlikte zarar görür. İşte bu zararın en aza indirilmesi için sapa kalkmanın önlenmesi gerekir. Bu gibi durumlarda ya merdane geçirilir ya da koyun otlatılarak ilk gelişen sapların zarar görmesi, yok edilmesi sağlanır.
  • Zamanında gübreleme; bitkinin ihtiyaç duyduğu besin maddelerinin, bitkinin ihtiyaç gösterdiği dönemlerde uygun şekilde ve miktarda bitkiye verilerek verim ve kalitenin olumlu yönde gelişmesi sağlanır.
  • Yabancı ot savaşı; yabancı otlar, besin maddeleri ve suyu kültür bitkilerinin zararına kullandıklarından bunlarla farklı yollarla (çapalama, yabancı ot öldürücü kimyasallar) mücadele edilmelidir.
  • Sulama; Sulamaya ihtiyaç gösteren bitkilerde, bitkinin ihtiyaç duyduğu suyun değişik gelişme devrelerinde bitkiye ulaştırılmasıyla ancak uygun bir verim elde edilebilir.
  • Zararlılarla savaş; kültür bitkilerine zarar veren zararlıların yoğunluk durumu dikkate alınarak, ilaçla mücadele yoluna gidilir.
  • Hastalıklarla savaş; tohum ilaçlamasıyla başlar ve gerekli olduğu devrelerde ilaçlama yapılarak hastalık etkisi azaltılabilir.

Hasat

Yurdumuzun değişik bölgelerinde çeşitli hasat yöntemleri uygulanmaktadır. El ile yolarak, orakla, tırpan (kosa) ile orak makinaları (dolaplı biçer, biçerbağlar) ile hasat ve biçerdöverler ile hem hasat ve hem de harman bir arada yapılır. Ülkemizde uygulanan çok değişik hasat şekilleri olmakla beraber, bunlar içerisinde en uygun olanı hasat ve harmanı birlikte yapan, iş gücü, zaman ve harman kayıplarını en alt düzeyde tutan biçerdöver ile yapılan hasattır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.