Açıköğretim Ders Notları

Kamu Personel Hukuku Dersi 7. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Kamu Personel Hukuku Dersi 7. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Diğer Kamu Görevlileri (Askeri Personel, Hakim-Savcılar Ve Akademik Personel)

Askeri Personel Rejimi

Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Anayasa ve yasalarca verilen görevleri, temelde üç tür kamu görevlisi eliyle yürütülür. Birinci küme, yaşam uğraşı olarak askerlik mesleğini yürüten kesimdir. Bu küme kendi içerisinde üç alt kümeye ayrılır. Bunlar, subaylar, astsubaylar ile uzman erbaş ve erlerdir. Bu alt kümeye, askerî öğrencileri de özel bir kesim olarak eklemek mümkündür. İkinci ana kümeyi, askerliği vatan hizmeti olarak yapan kesim oluşturur. Üçüncü kümeyi, sivil memurlar oluşturur.

Askerî personel rejimi içerisindeki en önemli kurul, Yüksek Askerî Şûradır.

1982 Anayasası’nın “Yargı yolu” kenar başlıklı 125. maddesine göre, “Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.

Statü hukukuna bağlı subay ve astsubayların personel rejimi, Devlet Memurları Kanunu’na bağlı memurlarınki gibi rütbe sınıflandırması esasına dayanmaktadır. Ancak sözleşmeli subay ve astsubayların personel rejimi, kadro sınıflandırmasına dayanır.

Statü hukukuna bağlı (muvazzaf) subay ve astsubaylar iki kaynaktan temin edilirler; Milli Savunma Üniversitesi’ne bağlı harp okulları, astsubay meslek yüksekokulları ile sivil fakülte ve yüksekokullar.

Astsubaylığa atanma Milli Savunma Bakanı’nın onayı ile yapılır.

Subayların yükselme rejimi, Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile düzenlenmiştir. Subayların yükselme rejimi, önem sırasına göre, kıdem, eğitim ve başarı esasına dayalıdır.

Subaylar bu esaslar çerçevesinde, en düşük rütbeden göreve başlayarak belirli koşullar çerçevesinde yukarı rütbelere doğru yükselirler.

Subayların yükselme rejimi, aşağıdan yukarıya doğru üç farklı usul ve esasa bağlıdır; asteğmenden albaya kadar olan rütbeler farklı, general – amiraller ayrı bir usulde, mareşal – büyükamiraller ise daha farklı bir usule tabidir. Subaylar, aynı zamanda, Yasada belirlenen koşullara göre, kademe ilerlemesi sistemine tabi olarak ilerlerler. Ancak, general ve amirallerin kademe ilerlemesi yapılmaz

General ve amirallerin üst rütbeye terfileri, farklı esas ve usullere tabidir. Bu çerçevede, general ve amirallerin üst rütbeye terfilerinin koşulları şunlardır; rütbeye mahsus bekleme süresini tamamlamış olmak; rütbeye mahsus en az bir yıllık sicili bulunmak; üst rütbe kadrosunda Yasa ile belirlenmiş oranlar içinde açık bulunmak; Yüksek Askerî Şura tarafından Yasa’da belirlenen esaslara göre seçilmiş olmak; Subay Sicil Yönetmeliği’nde belirtilen kıt’a hizmetini yapmış olmak. Ayrıca, korgeneral ve koramiralliğe yükselebilmek için harp akademileri öğrenimini başarı ile bitirmiş bulunmak ve aynı zamanda Kara Kuvvetlerinde muharip sınıfı general, Deniz Kuvvetlerinde güverte veya deniz sınıfı amiral ve Hava Kuvvetlerinde pilot sınıfı general olmak gerekir.

Statü hukukuna bağlı subayların hizmetle ilişkisinin kesilmesi, istifa; emekliye ayrılma; kadrosuzluk, yetersizlik, disiplinsizlik ya da ahlâki durum; Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası sonucu; belirli suçlardan mahkûmiyet ve ölümü nedenleriyle ortaya çıkmaktadır. Astsubayların hizmetle ilişkisinin kesilmesinde ise “kadrosuzluk” dışında diğer nedenler subaylarınkine paralel düzenlenmiştir.

Hâkim ve Savcıların Personel Rejimi

Hâkim ve savcılar, adalet hizmetlerini yürüten personeldir. Adalet hizmetleri, hâkim ve savcılar yanında, Devlet Memurları Kanunu’nda hüküm altına alınan statülerdeki personel eliyle yürütülür. Hâkim ve savcılar, Türk kamu personel rejimi içerisinde “diğer kamu görevlileri” olarak sınıflandırdığımız kesim içerisinde yer alırlar.

Hâkim ve savcıların genel personel rejimi, Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile düzenlenmiştir. Rejimin genel yönetimi ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından yürütülmektedir.

Hâkim ve savcıların personel rejimi, 1982 Anayasası’na göre, hizmetin niteliğine dayanan iki ilke üzerine inşa edilmiştir. Bunlar, “mahkemelerin bağımsızlığı” ve “hâkimlik teminatı”dır.

1982 Anayasası’nın 139. maddesi; “Hakimlik ve savcılık teminatı – Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasa’da gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.”

Anayasa, hâkim ve savcıları tek bir küme olarak ele alırken, ilgili yasalarda yüksek mahkemelerin başkan ve üyeleri ile tetkik hâkimlerinin bazı özlük işleri ayrı rejimler olarak düzenlenmiştir. Öncelikle genel olarak, Hâkimler ve Savcılar Kanunu, adli ve idari yargı hâkim ve savcıların personel rejimini düzenlemiştir. Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyelerinin aylık, ödenek, mali ve sosyal hakları Hâkimler ve Savcılar Kanunu’na tabidir ve bunlar dışındaki özlük işleri, yüksek mahkemelerin kendi yasalarında belirlenmiştir. Ayrıca, bu kurumların yasalarında düzenlenmeyen başkan ve üyelerine ait özlük işlerinin Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Sayıştay, 1982 Anayasası ile yüksek mahkemeler arasında sayılmıştır. 1982 Anayasası’na göre, Sayıştay meslek mensuplarının nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, diğer özlük işleri ve Başkan ve üyelerinin teminatları Yasa ile düzenlenir.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), hâkim ve savcıların personel rejimini düzenleyen ve yöneten anayasal bir kuruldur.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa (madde 159) ve ilgili Yasa’nın hükümleri çerçevesinde, 13 üyeden oluşur. Kurulun başkanı, Adalet Bakanıdır.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleri, dört yıl için seçilir.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun temel görevi, hâkim ve savcıların personel rejimini düzenlemek ve yönetmektir.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz. Dolayısıyla Kurul’un “meslekten çıkarma cezasına” ilişkin olanlar dışında diğer kararlarına karşı yargı yolu kapalıdır.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun teşkilatı; Başkanlık (Başkan ve Başkanvekili), Genel Kurul, daireler ve hizmet birimlerinden (Genel Sekreterlik ve Teftiş Kurulu) oluşur. Kurulun görevleri Yasa ile belirlenmiş, iki dairesi vardır.

Hâkim ve savcıların hizmete alınması (mesleğe kabulü), sınav, adaylığa atanma, eğitim, mesleğe giriş aşamalarından oluşur. Hâkimlik ve savcılık mesleği, üçüncü sınıf, ikinci sınıf, birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıf olmak üzere dört sınıfa ayrılır.

Hâkimlik ve savcılık mesleğinde bulunanlar, her yıl kademe ilerlemesi ve her iki yılda bir derece yükselmesi alırlar.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, yükselmeye layık gördüğü hâkim ve savcıları üç türe ayırır ve kendilerine tebliğ eder, ayrıca Resmî Gazetede yayınlanır. Hâkim ve savcıların yükselme türleri; yükselmeye layık; tercihli yükselmeye layık ve mümtazen yükselmeye layık olmak üzere üçe ayrılır. Yükselmeye layık görülmeyen hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda belirtilen esas ve usuller göre işlem yapılır.

Meslekte 10 yılı doldurma koşulu; meslekleriyle ilgili alanda ya da Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünde (TODAİE) yüksek lisans yapmış olanlarla, Türkiye Adalet Akademisi’nde bir akademik yıldan az olmamak üzere düzenlenen uzmanlık eğitim programını başarıyla tamamlayanlar için 9; meslekleriyle ilgili öğrenim dallarında doktora yapanlar için 8 yıl olarak uygulanır.

Akademik Personel Rejimi

Akademik personel görevlerini, anayasal ilkeler doğrultusunda kurulmuş olan yükseköğretim kurumları içerisinde yürütür.

Akademik personel rejiminde, Yükseköğretim Personel Kanunu ve Yükseköğretim Kanunu’na göre, rütbe ve kadro sınıflandırmasına bir arada yer almaktadır

Akademik personelin statüsü iki yasa ile düzenlenmiştir. Sınıflandırma, aylıkları ve ek göstergeleri, derece yükseltilmesi ve kademe ilerlemesinin şekil ve şartları ile sosyal haklardan yararlanması, ek ders ücreti, üniversite, idari görev ve geliştirme ödeneklerinin miktarı, emekli ve yabancı öğretim elemanlarının sözleşmeli olarak çalıştırılma usul ve esasları Yükseköğretim Personel Kanunu; bunlar dışında kalan, başta görevleri ve atanma koşulları olmak üzere diğer özlük işleri Yükseköğretim Kanunu’nda yer alır.

Yükseköğretim Personel Kanunu’na göre, akademik personel (öğretim elemanları), üç sınıfa ayrılmıştır. Bunlar, Öğretim Üyeleri Sınıfı (profesör, doçent, doktor öğretim üyesi); Öğretim Görevlileri Sınıfı (öğretim görevlileri) ile Araştırma Görevlileri Sınıfıdır (araştırma görevlileri).

Akademik personelin öğretim üyesi sınıfı dışındaki kadrolarda açıktan atamalar, 2018 tarihli Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik çerçevesinde yapılır.

Doktor öğretim üyeliğine atanma, belirli süreli bir atanmadır. Doktor öğretim üyeliği sürekli ve güvenceli bir kadro değildir. Bu olgu esas olarak, akademisyenliğin bir kariyer mesleği olmasından kaynaklanır.

Doçent, statü hukukuna bağlı olarak istihdam edilir. Doçentlik, güvenceli ve sürekli bir kadrodur.

Profesörlük en üst akademik unvandır. Profesörlük, güvenceli ve sürekli bir kadrodur.

Akademik personelin memurlardan farklı ad altındaki yan ödemeleri şunlardır; Üniversite Ödeneği, İdari Görev Ödeneği, Geliştirme Ödeneği, Eğitim Öğretim Ödeneği. Akademik personele özgü, bir başka mali hak, Ek Ders Ücretidir.

Akademik personelin hizmetle ilişkisinin kesilmesini gerektiren durum ve hâller şunlardır;

  • Disiplin cezası olarak üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ya da kamu görevinden çıkarma cezasının alınması,
  • Öğretim elemanlığına atanma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması ya da sonradan kaybetmesi,
  • Öğretim elemanlığından çekilme ve çekilmiş sayılma,
  • Öğretim elemanının emekliye ayrılması,
  • Öğretim elemanının ölümü.

Devlet ve vakıf yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, memur ve diğer personeline uygulanabilecek disiplin suç ve cezaları Yükseköğretim Kanunu’nda düzenlenmiştir. Devlet ve vakıf yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, memur ve diğer personeline verilebilecek disiplin cezaları; uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarmadır.

Askeri Personel Rejimi

Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Anayasa ve yasalarca verilen görevleri, temelde üç tür kamu görevlisi eliyle yürütülür. Birinci küme, yaşam uğraşı olarak askerlik mesleğini yürüten kesimdir. Bu küme kendi içerisinde üç alt kümeye ayrılır. Bunlar, subaylar, astsubaylar ile uzman erbaş ve erlerdir. Bu alt kümeye, askerî öğrencileri de özel bir kesim olarak eklemek mümkündür. İkinci ana kümeyi, askerliği vatan hizmeti olarak yapan kesim oluşturur. Üçüncü kümeyi, sivil memurlar oluşturur.

Askerî personel rejimi içerisindeki en önemli kurul, Yüksek Askerî Şûradır.

1982 Anayasası’nın “Yargı yolu” kenar başlıklı 125. maddesine göre, “Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.

Statü hukukuna bağlı subay ve astsubayların personel rejimi, Devlet Memurları Kanunu’na bağlı memurlarınki gibi rütbe sınıflandırması esasına dayanmaktadır. Ancak sözleşmeli subay ve astsubayların personel rejimi, kadro sınıflandırmasına dayanır.

Statü hukukuna bağlı (muvazzaf) subay ve astsubaylar iki kaynaktan temin edilirler; Milli Savunma Üniversitesi’ne bağlı harp okulları, astsubay meslek yüksekokulları ile sivil fakülte ve yüksekokullar.

Astsubaylığa atanma Milli Savunma Bakanı’nın onayı ile yapılır.

Subayların yükselme rejimi, Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile düzenlenmiştir. Subayların yükselme rejimi, önem sırasına göre, kıdem, eğitim ve başarı esasına dayalıdır.

Subaylar bu esaslar çerçevesinde, en düşük rütbeden göreve başlayarak belirli koşullar çerçevesinde yukarı rütbelere doğru yükselirler.

Subayların yükselme rejimi, aşağıdan yukarıya doğru üç farklı usul ve esasa bağlıdır; asteğmenden albaya kadar olan rütbeler farklı, general – amiraller ayrı bir usulde, mareşal – büyükamiraller ise daha farklı bir usule tabidir. Subaylar, aynı zamanda, Yasada belirlenen koşullara göre, kademe ilerlemesi sistemine tabi olarak ilerlerler. Ancak, general ve amirallerin kademe ilerlemesi yapılmaz

General ve amirallerin üst rütbeye terfileri, farklı esas ve usullere tabidir. Bu çerçevede, general ve amirallerin üst rütbeye terfilerinin koşulları şunlardır; rütbeye mahsus bekleme süresini tamamlamış olmak; rütbeye mahsus en az bir yıllık sicili bulunmak; üst rütbe kadrosunda Yasa ile belirlenmiş oranlar içinde açık bulunmak; Yüksek Askerî Şura tarafından Yasa’da belirlenen esaslara göre seçilmiş olmak; Subay Sicil Yönetmeliği’nde belirtilen kıt’a hizmetini yapmış olmak. Ayrıca, korgeneral ve koramiralliğe yükselebilmek için harp akademileri öğrenimini başarı ile bitirmiş bulunmak ve aynı zamanda Kara Kuvvetlerinde muharip sınıfı general, Deniz Kuvvetlerinde güverte veya deniz sınıfı amiral ve Hava Kuvvetlerinde pilot sınıfı general olmak gerekir.

Statü hukukuna bağlı subayların hizmetle ilişkisinin kesilmesi, istifa; emekliye ayrılma; kadrosuzluk, yetersizlik, disiplinsizlik ya da ahlâki durum; Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası sonucu; belirli suçlardan mahkûmiyet ve ölümü nedenleriyle ortaya çıkmaktadır. Astsubayların hizmetle ilişkisinin kesilmesinde ise “kadrosuzluk” dışında diğer nedenler subaylarınkine paralel düzenlenmiştir.

Hâkim ve Savcıların Personel Rejimi

Hâkim ve savcılar, adalet hizmetlerini yürüten personeldir. Adalet hizmetleri, hâkim ve savcılar yanında, Devlet Memurları Kanunu’nda hüküm altına alınan statülerdeki personel eliyle yürütülür. Hâkim ve savcılar, Türk kamu personel rejimi içerisinde “diğer kamu görevlileri” olarak sınıflandırdığımız kesim içerisinde yer alırlar.

Hâkim ve savcıların genel personel rejimi, Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile düzenlenmiştir. Rejimin genel yönetimi ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından yürütülmektedir.

Hâkim ve savcıların personel rejimi, 1982 Anayasası’na göre, hizmetin niteliğine dayanan iki ilke üzerine inşa edilmiştir. Bunlar, “mahkemelerin bağımsızlığı” ve “hâkimlik teminatı”dır.

1982 Anayasası’nın 139. maddesi; “Hakimlik ve savcılık teminatı – Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasa’da gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.”

Anayasa, hâkim ve savcıları tek bir küme olarak ele alırken, ilgili yasalarda yüksek mahkemelerin başkan ve üyeleri ile tetkik hâkimlerinin bazı özlük işleri ayrı rejimler olarak düzenlenmiştir. Öncelikle genel olarak, Hâkimler ve Savcılar Kanunu, adli ve idari yargı hâkim ve savcıların personel rejimini düzenlemiştir. Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyelerinin aylık, ödenek, mali ve sosyal hakları Hâkimler ve Savcılar Kanunu’na tabidir ve bunlar dışındaki özlük işleri, yüksek mahkemelerin kendi yasalarında belirlenmiştir. Ayrıca, bu kurumların yasalarında düzenlenmeyen başkan ve üyelerine ait özlük işlerinin Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Sayıştay, 1982 Anayasası ile yüksek mahkemeler arasında sayılmıştır. 1982 Anayasası’na göre, Sayıştay meslek mensuplarının nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, diğer özlük işleri ve Başkan ve üyelerinin teminatları Yasa ile düzenlenir.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), hâkim ve savcıların personel rejimini düzenleyen ve yöneten anayasal bir kuruldur.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa (madde 159) ve ilgili Yasa’nın hükümleri çerçevesinde, 13 üyeden oluşur. Kurulun başkanı, Adalet Bakanıdır.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleri, dört yıl için seçilir.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun temel görevi, hâkim ve savcıların personel rejimini düzenlemek ve yönetmektir.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz. Dolayısıyla Kurul’un “meslekten çıkarma cezasına” ilişkin olanlar dışında diğer kararlarına karşı yargı yolu kapalıdır.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun teşkilatı; Başkanlık (Başkan ve Başkanvekili), Genel Kurul, daireler ve hizmet birimlerinden (Genel Sekreterlik ve Teftiş Kurulu) oluşur. Kurulun görevleri Yasa ile belirlenmiş, iki dairesi vardır.

Hâkim ve savcıların hizmete alınması (mesleğe kabulü), sınav, adaylığa atanma, eğitim, mesleğe giriş aşamalarından oluşur. Hâkimlik ve savcılık mesleği, üçüncü sınıf, ikinci sınıf, birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıf olmak üzere dört sınıfa ayrılır.

Hâkimlik ve savcılık mesleğinde bulunanlar, her yıl kademe ilerlemesi ve her iki yılda bir derece yükselmesi alırlar.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, yükselmeye layık gördüğü hâkim ve savcıları üç türe ayırır ve kendilerine tebliğ eder, ayrıca Resmî Gazetede yayınlanır. Hâkim ve savcıların yükselme türleri; yükselmeye layık; tercihli yükselmeye layık ve mümtazen yükselmeye layık olmak üzere üçe ayrılır. Yükselmeye layık görülmeyen hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda belirtilen esas ve usuller göre işlem yapılır.

Meslekte 10 yılı doldurma koşulu; meslekleriyle ilgili alanda ya da Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünde (TODAİE) yüksek lisans yapmış olanlarla, Türkiye Adalet Akademisi’nde bir akademik yıldan az olmamak üzere düzenlenen uzmanlık eğitim programını başarıyla tamamlayanlar için 9; meslekleriyle ilgili öğrenim dallarında doktora yapanlar için 8 yıl olarak uygulanır.

Akademik Personel Rejimi

Akademik personel görevlerini, anayasal ilkeler doğrultusunda kurulmuş olan yükseköğretim kurumları içerisinde yürütür.

Akademik personel rejiminde, Yükseköğretim Personel Kanunu ve Yükseköğretim Kanunu’na göre, rütbe ve kadro sınıflandırmasına bir arada yer almaktadır

Akademik personelin statüsü iki yasa ile düzenlenmiştir. Sınıflandırma, aylıkları ve ek göstergeleri, derece yükseltilmesi ve kademe ilerlemesinin şekil ve şartları ile sosyal haklardan yararlanması, ek ders ücreti, üniversite, idari görev ve geliştirme ödeneklerinin miktarı, emekli ve yabancı öğretim elemanlarının sözleşmeli olarak çalıştırılma usul ve esasları Yükseköğretim Personel Kanunu; bunlar dışında kalan, başta görevleri ve atanma koşulları olmak üzere diğer özlük işleri Yükseköğretim Kanunu’nda yer alır.

Yükseköğretim Personel Kanunu’na göre, akademik personel (öğretim elemanları), üç sınıfa ayrılmıştır. Bunlar, Öğretim Üyeleri Sınıfı (profesör, doçent, doktor öğretim üyesi); Öğretim Görevlileri Sınıfı (öğretim görevlileri) ile Araştırma Görevlileri Sınıfıdır (araştırma görevlileri).

Akademik personelin öğretim üyesi sınıfı dışındaki kadrolarda açıktan atamalar, 2018 tarihli Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik çerçevesinde yapılır.

Doktor öğretim üyeliğine atanma, belirli süreli bir atanmadır. Doktor öğretim üyeliği sürekli ve güvenceli bir kadro değildir. Bu olgu esas olarak, akademisyenliğin bir kariyer mesleği olmasından kaynaklanır.

Doçent, statü hukukuna bağlı olarak istihdam edilir. Doçentlik, güvenceli ve sürekli bir kadrodur.

Profesörlük en üst akademik unvandır. Profesörlük, güvenceli ve sürekli bir kadrodur.

Akademik personelin memurlardan farklı ad altındaki yan ödemeleri şunlardır; Üniversite Ödeneği, İdari Görev Ödeneği, Geliştirme Ödeneği, Eğitim Öğretim Ödeneği. Akademik personele özgü, bir başka mali hak, Ek Ders Ücretidir.

Akademik personelin hizmetle ilişkisinin kesilmesini gerektiren durum ve hâller şunlardır;

  • Disiplin cezası olarak üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ya da kamu görevinden çıkarma cezasının alınması,
  • Öğretim elemanlığına atanma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması ya da sonradan kaybetmesi,
  • Öğretim elemanlığından çekilme ve çekilmiş sayılma,
  • Öğretim elemanının emekliye ayrılması,
  • Öğretim elemanının ölümü.

Devlet ve vakıf yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, memur ve diğer personeline uygulanabilecek disiplin suç ve cezaları Yükseköğretim Kanunu’nda düzenlenmiştir. Devlet ve vakıf yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, memur ve diğer personeline verilebilecek disiplin cezaları; uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarmadır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.