Açıköğretim Ders Notları

Fotoğraf Kültürü Dersi 6. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Fotoğraf Kültürü Dersi 6. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Zaman Boyutu Ve Fotoğraf

Zaman

Fotoğrafın varoluşu ışık yüzeyine nesneleri resmetme konusunun açıklanışıdır. Bir başka deyişle fotoğraf, üç boyutlu dünyayı iki boyutlu bir yüzey üzerine resmetme aracıdır. Fotoğrafın bu resmetme tekniği, teknolojik gelişmelere rağmen değişmemiştir.

Teknolojik gelişmelerle birlikte yaşanan değişim sadece resmetme tekniğinin yöntemidir. Analog ve dijital olarak iki farklı teknolojik dönemi ele alırsak bu dönemlerdeki resmetme yüzeylerinde farklılık görülmektedir.

Fotoğrafçının resmetmeye yöneldiği her nesne, durum ve olay bir mekan içerisinde yer almaktadır. Hareket, değişim, süreklilik ve mekanı bir bütün şeklinde ele aldığımızda ise farklı bir kavram ortaya çıkmaktadır. Bu, zaman kavramıdır.

Fotoğrafın yani çekimin gerçekleşme süreci aslında; fotoğrafı çekilen nesne, ışık ve görüntüdür. Bu süreç üzerinde iki önemli nokta vardır.

Nesne ve nesnenin yüzey üzerinde ortaya çıkan görüntüsüdür. Bu süreç ise nesneden yansıyan ışığın fotoğraf makinası içindeki ışığa duyarlı yüzeye ulaşmasıdır.

Hareket, değişim, süreklilik ve mekân tek tek ele alınarak araştırılabilmektedir.

Bunların tamamını, fotoğrafa konu olan nesne açısından bir bütün içinde ele aldığımızda karşımıza bir başka önemli kavramın çıktığı görülmektedir. Bu, zaman kavramıdır. Antik dönemden başlayarak hem felsefeciler hem de fizikçiler zaman üzerine çalışmışlardır. Zamanla uğraşanların belki de anlaştıkları tek konu, yaşamdaki her şeyin zaman içinde olduğudur. Bu nedenle hem fotoğrafçı, hem görüntüler, hem de ortaya çıkan fotoğraflar zaman içinde yer alır. Bu bağlamda zaman kavramının önemi ortaya çıkmaktadır. Zamansal açıdan an; resmedilme eylemi an’ı ve resmedilen an olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Fotoğrafı çekilen nesnenin, tam çekim gerçekleşirken bulunduğu duruma resmedilen an, süreç içerisinde oluşan an ise resmedilme eyleminin an’ı olmaktadır.

Karanlık kutunun verdiği görüntü, nesneleri ve olayları içinde bulundukları şimdiki zaman diliminde resmeder. Fotoğraf makinesinin görüntü üretme sistemi de aynı olduğuna göre resmedilen an ile resmedilme eyleminin an’ı çakışmaktadır.

Fotoğraf makinesi bize şimdiki zamanı sunan bir aygıttır. Geleneksel resmetme yöntemleri ile fotoğraf arasındaki fark bu zaman dilimi farkıdır.

Fotoğraf denildiğinde optik yoluyla yüzey üzerinde görüntü oluşturmak anlaşılır. Fotoğrafın temelini oluşturan bu konuyu anlamak kolaydır.

Basit bir büyüteci kullanarak şöyle bir deney yapılabilir. İki tane mumu yan yana koyarak yakınız ve büyüteci, mumlar öne gelecek şekilde tutunuz. Büyütecin arkasına da beyaz bir kağıt ya da karton tutunuz. Arkadan öne doğru; beyaz kağıt yüzey, büyüteç ve mumlar sıralanmış durumda iken büyüteci ileri-geri hareket ettirdiğimizde, mumların görüntüsünün beyaz kağıt yüzey üzerine girmeye çalıştığını görebiliriz. Optik yoluyla yüzey üzerinde elde edilen bu resme, görüntü adı verilir. Görüntü denildiğinde, ışık ve optik yoluyla yüzey üzerinde üretilen resim anlaşılır.

Uygulamadan da anlaşılacağı gibi geleneksel resmetme tekniklerinden (çizerek, boyayarak ve kazıyarak yüzey üzerine resmetmek) farklı bir durum söz konusudur.

Fotoğrafın teknolojisinin kendine özgü resmetme tekniği, zaman kavramı açısından değerlendirildiğinde geleneksel resmetme tekniklerinden farklılaşmaktadır. Bu basit bir teknolojik durum değildir.

Fotoğrafın görsel duyuma yönelik yapısını belirleyen ayırıcı bir özelliktir. Fotoğraf makinesini bir resmetme aygıtı olarak görürsek; fotoğraf çekmek fırçayla tuval üzerine resim yapmaktan çok farklıdır.

Şimdiki Zaman

Antik Yunan düşünürlerinden Aristoteles ünlü Fizik adlı eserinde zamanı; önce ve sonraya göre hareketin sayımı olarak tanımlamaktadır. Zamanı üç aşamada ele almıştır.

Şimdiki zaman birbirinden bağımsız olan an’lardan oluşmaktadır. Bu an’ların sözüne ettiğimiz an’ı ise şimdikian’dır. An yani şimdi, geçmiş zamanın sonu ve gelecek zamanın başlangıcıdır.

Ve zaman her zaman bir başlangıç içindedir ve asla bitmeyecektir. Fotoğraf tekniği, hareket içerisindeki nesne ve durumları tek bir kare içerisinde zapteder. Yani çekilen her fotoğraf aslında bir şimdiki andır.

An yani şimdi, geçmiş zamanın sonu, gelecek zamanın başlangıcı olduğu için Aristoteles’e göre zaman hep başlangıç içindedir ve hiç bitmeyecektir.

Her değişim ve hareket, zaman içinde olmaktadır şeklinde açıklanmıştır. Şimdikian ne ise şimdikian’ın uzakta olanı yani gelecek de odur.

Gelecek zaman da şimdiye aittir, daha önce ve daha sonra denildiğinde de zaman içinde olduğumuz anlaşılır. Her değişim ve hareket zaman içinde yer alır.

Aristoteles’e göre zaman ve değişim yok edilemez kavramlar olarak açıklanmıştır.

Zaman kavramı ile ilgili olarak üzerine durulması gereken diğer bir düşünür ise Aziz Augustinus’dur. Ünlü İtiraflar adlı eserinin 11. Bölümünü zaman kavramını incelemeye ayırmıştır. Ve zaman ölçüsü olarak şimdiki zaman üzerinde yoğunlaşmıştır.

Ona göre şimdiki zaman bir ölçü birimidir. Şimdiki zaman bir doğru üzerindeki sadece bir noktadır.

An denilen ve parçalara bölünemeyen o nokta, şimdiki zamandır.

Şimdiki zaman ona göre parçalara ayrılamayacak kadar küçüktür ve geçmiş zaman ya da gelecek zaman gibi bir yayılıma sahip değildir.

Geçmiş zaman geçmişte olan şimdiki zamanlar, gelecek zaman gelecekte olacak olan şimdiki zamanlardır. Şimdiki zaman ise şu andaki andır.

Aziz Augustinus ‘zamanın ölçüsü nedir?’ sorusuyla birlikte şimdiki zaman üzerinde yoğunlaşmıştır.

Şimdiki zamanı üçlü bir zaman dilimi içerisinde ele alır.

Bu yaklaşımı açıklayacak olursak, üçlü zaman yaklaşımı açısından her fotoğraf gelecekte bekleyen şimdilerden bir anı kaydeder ve onu geçmiş şimdiye dönüştürür.

Nesnel ve Öznel Zaman

Zamanı bir çizgi üzerinde akıyor olarak düşünüldüğünde bu çizgi bir biri ardına gelen doruk an’lardan oluşmaktadır.

Augustinus’a göre bunlar birbiri ardı sıra bekleyen şimdilerdir. An’ların oluşturduğu boyut içinde zamanı algılamaktayızdır.İnsanlar için zaman iki türlüdür. Bunlar saat zamanı ve hissedilen zamandır.

Nesnel zaman saat yoluyla ölçülebilen zamandır. Günlük hayatımızda nesnel zaman içerisinde yaşarız. Bir dakika, beş dakika bir nesnel zaman dilimidir.

Herhangi bir olay ya da duruma nesnel zaman yoluyla katılırız ancak bizde bıraktığı iz öznel zaman yoluyla oluşmaktadır.

Doğal olarak öznel zamanı ölçmek mümkün değildir. Zaman boyutu tüm bu nesnel ve öznel zaman boyutlarını kapsayan kavramdır.

Bir fotoğrafçının fotoğrafı resmetme süreci nesnel bir zamanla ilgilidir. Yani bir saat zamanı içerisinde gerçekleşir.

Ortaya çıkan fotoğrafın ise bir saat zamanı yani nesnel bir boyutu yoktur. Yani bir film ya da müzik eseri gibi başlama ve bitiş noktaları yoktur.

Öznel zaman, psikolojik olarak hissedilmektedir. Saat zaman içinde, saat zamanına aldırmadan ortaya çıkmaktadır. Birey bir olay ya da durumu; yaşadıklarına, kültürüne göre farklı şekilde hissedilebilmektedir.

Fotoğraf ve Zaman

Nesnel bir zaman ürünü olan fotoğrafın öznel boyutu yani hissediliş zamanı vardır.

Fotoğraf makinesi ile birlikte birşeyin şimdikian’ını resmederken,resmedilen yüzey üzerine bir hissediş yani psikolojik bir zaman oluşturuş olmaktadır. Nesnel bir zaman ile öznel bir zamanı olan bir ürün yaratılmış olur.

Fotoğraf makinesinin resmetme anı, saniyenin bile çok küçük bir süresinde gerçekleşmektedir. Bu kısa sürenin bir başlama ve bitiş an’ı vardır. Bu nedenle bir fotoğrafın resmetme süreci, saat zamanı yani nesnel zamanla ilgili olmaktadır. Bir başka açıdan bakıldığında ortaya çıkan fotoğrafın, bir saat zamanı olmamaktadır. Yani bir fotoğrafın bir tiyatro ya da müzik eseri gibi bir başlama ve bitiş süresi olmamaktadır.

Şimdi bir an olarak belirlendiğinde, geçmiş ve gelecek içinde bir durum belirlenmiş olmaktadır. Belirlenen şimdi, gelecek iken şimdi yoluyla ise geçmiş olacaktır. Fotoğraf makinesi işte bu şimdiyi resmeder, yani gelecekte bekleyen bir an, resmedilerek geçmiş olur.

Bu şekilde, zaman sürecinde bakıldığında, fotoğraf makinesi resmettiği şeyin değişim durumunu anlaşılır kılar. Fotoğraf makinesinin anlaşılır kıldığı bu durum, fotoğrafı çekilen şeyin şimdikianı’dır.

Fotoğraf makinesinin şimdiyi resmetme özelliği yine bu makineye şimdinin gücünü katmaktadır.

Şimdinin sahip olduğu güç, fotoğraf makinesinin resmettiği fotoğrafta; bir özlem, bir anı olarak gelecek zamanı sunabilmesi olmaktadır.

Fotoğrafla ilgili olarak 21. yüzyılda yaşanılan durum için Fotoğraf Ötesi, Post Fotoğraf denilmektedir. Fotoğrafın bulunuşundan başlayarak 1900’lü yılların sonuna kadar, fotoğraf tek bir ortam (medium) olarak yaşam içinde yer almıştır. 1900’lü yılların sonunda bu ortamlar birleştirilerek çoklu ortam olarak kullanılmışlardır. Daha sonra ise yani günümüzde Remediation diye adlandırılan yeni bir durum yaşanmaktadır.

Fotoğrafın şimdiki zamanı üreterek çoğaltması teknolojiyle ilgili bir konudur. Hem fotoğrafın optik yoluyla resmetmesi hem de sayısal teknolojinin sağladıklarıyla, şimdiki zamanın yüzey üzerinde görüntü olarak üretilmesi içinde sözü edilen konular nesnel zamanın bir parçasıdır.

Her fotoğraf karesi bir oluş durumudur. Fotoğrafı çekilen nesne açısından fiziksel durum, üçboyutlu olmadan çıkarak, ikiboyutlu bir görüntü durumuna gelir.

Işığa duyarlı yüzey açısından boş durumda olan yüzey, çekilen fotoğrafla kaplanır duruma gelir. Bu oluş durumu günümüzde remediation döneminin olanaklarıyla biçimlendirilir.

Ritim kavramı ise nesnel zamandan başlayarak hissediş zamanına doğru fotoğrafa yansıyan şey olarak tanımlanmaktadır. Fotoğrafta ritmi ortaya çıkartan şey ise yine o fotoğrafın yarattığı zaman boyutudur.

Zaman

Fotoğrafın varoluşu ışık yüzeyine nesneleri resmetme konusunun açıklanışıdır. Bir başka deyişle fotoğraf, üç boyutlu dünyayı iki boyutlu bir yüzey üzerine resmetme aracıdır. Fotoğrafın bu resmetme tekniği, teknolojik gelişmelere rağmen değişmemiştir.

Teknolojik gelişmelerle birlikte yaşanan değişim sadece resmetme tekniğinin yöntemidir. Analog ve dijital olarak iki farklı teknolojik dönemi ele alırsak bu dönemlerdeki resmetme yüzeylerinde farklılık görülmektedir.

Fotoğrafçının resmetmeye yöneldiği her nesne, durum ve olay bir mekan içerisinde yer almaktadır. Hareket, değişim, süreklilik ve mekanı bir bütün şeklinde ele aldığımızda ise farklı bir kavram ortaya çıkmaktadır. Bu, zaman kavramıdır.

Fotoğrafın yani çekimin gerçekleşme süreci aslında; fotoğrafı çekilen nesne, ışık ve görüntüdür. Bu süreç üzerinde iki önemli nokta vardır.

Nesne ve nesnenin yüzey üzerinde ortaya çıkan görüntüsüdür. Bu süreç ise nesneden yansıyan ışığın fotoğraf makinası içindeki ışığa duyarlı yüzeye ulaşmasıdır.

Hareket, değişim, süreklilik ve mekân tek tek ele alınarak araştırılabilmektedir.

Bunların tamamını, fotoğrafa konu olan nesne açısından bir bütün içinde ele aldığımızda karşımıza bir başka önemli kavramın çıktığı görülmektedir. Bu, zaman kavramıdır. Antik dönemden başlayarak hem felsefeciler hem de fizikçiler zaman üzerine çalışmışlardır. Zamanla uğraşanların belki de anlaştıkları tek konu, yaşamdaki her şeyin zaman içinde olduğudur. Bu nedenle hem fotoğrafçı, hem görüntüler, hem de ortaya çıkan fotoğraflar zaman içinde yer alır. Bu bağlamda zaman kavramının önemi ortaya çıkmaktadır. Zamansal açıdan an; resmedilme eylemi an’ı ve resmedilen an olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Fotoğrafı çekilen nesnenin, tam çekim gerçekleşirken bulunduğu duruma resmedilen an, süreç içerisinde oluşan an ise resmedilme eyleminin an’ı olmaktadır.

Karanlık kutunun verdiği görüntü, nesneleri ve olayları içinde bulundukları şimdiki zaman diliminde resmeder. Fotoğraf makinesinin görüntü üretme sistemi de aynı olduğuna göre resmedilen an ile resmedilme eyleminin an’ı çakışmaktadır.

Fotoğraf makinesi bize şimdiki zamanı sunan bir aygıttır. Geleneksel resmetme yöntemleri ile fotoğraf arasındaki fark bu zaman dilimi farkıdır.

Fotoğraf denildiğinde optik yoluyla yüzey üzerinde görüntü oluşturmak anlaşılır. Fotoğrafın temelini oluşturan bu konuyu anlamak kolaydır.

Basit bir büyüteci kullanarak şöyle bir deney yapılabilir. İki tane mumu yan yana koyarak yakınız ve büyüteci, mumlar öne gelecek şekilde tutunuz. Büyütecin arkasına da beyaz bir kağıt ya da karton tutunuz. Arkadan öne doğru; beyaz kağıt yüzey, büyüteç ve mumlar sıralanmış durumda iken büyüteci ileri-geri hareket ettirdiğimizde, mumların görüntüsünün beyaz kağıt yüzey üzerine girmeye çalıştığını görebiliriz. Optik yoluyla yüzey üzerinde elde edilen bu resme, görüntü adı verilir. Görüntü denildiğinde, ışık ve optik yoluyla yüzey üzerinde üretilen resim anlaşılır.

Uygulamadan da anlaşılacağı gibi geleneksel resmetme tekniklerinden (çizerek, boyayarak ve kazıyarak yüzey üzerine resmetmek) farklı bir durum söz konusudur.

Fotoğrafın teknolojisinin kendine özgü resmetme tekniği, zaman kavramı açısından değerlendirildiğinde geleneksel resmetme tekniklerinden farklılaşmaktadır. Bu basit bir teknolojik durum değildir.

Fotoğrafın görsel duyuma yönelik yapısını belirleyen ayırıcı bir özelliktir. Fotoğraf makinesini bir resmetme aygıtı olarak görürsek; fotoğraf çekmek fırçayla tuval üzerine resim yapmaktan çok farklıdır.

Şimdiki Zaman

Antik Yunan düşünürlerinden Aristoteles ünlü Fizik adlı eserinde zamanı; önce ve sonraya göre hareketin sayımı olarak tanımlamaktadır. Zamanı üç aşamada ele almıştır.

Şimdiki zaman birbirinden bağımsız olan an’lardan oluşmaktadır. Bu an’ların sözüne ettiğimiz an’ı ise şimdikian’dır. An yani şimdi, geçmiş zamanın sonu ve gelecek zamanın başlangıcıdır.

Ve zaman her zaman bir başlangıç içindedir ve asla bitmeyecektir. Fotoğraf tekniği, hareket içerisindeki nesne ve durumları tek bir kare içerisinde zapteder. Yani çekilen her fotoğraf aslında bir şimdiki andır.

An yani şimdi, geçmiş zamanın sonu, gelecek zamanın başlangıcı olduğu için Aristoteles’e göre zaman hep başlangıç içindedir ve hiç bitmeyecektir.

Her değişim ve hareket, zaman içinde olmaktadır şeklinde açıklanmıştır. Şimdikian ne ise şimdikian’ın uzakta olanı yani gelecek de odur.

Gelecek zaman da şimdiye aittir, daha önce ve daha sonra denildiğinde de zaman içinde olduğumuz anlaşılır. Her değişim ve hareket zaman içinde yer alır.

Aristoteles’e göre zaman ve değişim yok edilemez kavramlar olarak açıklanmıştır.

Zaman kavramı ile ilgili olarak üzerine durulması gereken diğer bir düşünür ise Aziz Augustinus’dur. Ünlü İtiraflar adlı eserinin 11. Bölümünü zaman kavramını incelemeye ayırmıştır. Ve zaman ölçüsü olarak şimdiki zaman üzerinde yoğunlaşmıştır.

Ona göre şimdiki zaman bir ölçü birimidir. Şimdiki zaman bir doğru üzerindeki sadece bir noktadır.

An denilen ve parçalara bölünemeyen o nokta, şimdiki zamandır.

Şimdiki zaman ona göre parçalara ayrılamayacak kadar küçüktür ve geçmiş zaman ya da gelecek zaman gibi bir yayılıma sahip değildir.

Geçmiş zaman geçmişte olan şimdiki zamanlar, gelecek zaman gelecekte olacak olan şimdiki zamanlardır. Şimdiki zaman ise şu andaki andır.

Aziz Augustinus ‘zamanın ölçüsü nedir?’ sorusuyla birlikte şimdiki zaman üzerinde yoğunlaşmıştır.

Şimdiki zamanı üçlü bir zaman dilimi içerisinde ele alır.

Bu yaklaşımı açıklayacak olursak, üçlü zaman yaklaşımı açısından her fotoğraf gelecekte bekleyen şimdilerden bir anı kaydeder ve onu geçmiş şimdiye dönüştürür.

Nesnel ve Öznel Zaman

Zamanı bir çizgi üzerinde akıyor olarak düşünüldüğünde bu çizgi bir biri ardına gelen doruk an’lardan oluşmaktadır.

Augustinus’a göre bunlar birbiri ardı sıra bekleyen şimdilerdir. An’ların oluşturduğu boyut içinde zamanı algılamaktayızdır.İnsanlar için zaman iki türlüdür. Bunlar saat zamanı ve hissedilen zamandır.

Nesnel zaman saat yoluyla ölçülebilen zamandır. Günlük hayatımızda nesnel zaman içerisinde yaşarız. Bir dakika, beş dakika bir nesnel zaman dilimidir.

Herhangi bir olay ya da duruma nesnel zaman yoluyla katılırız ancak bizde bıraktığı iz öznel zaman yoluyla oluşmaktadır.

Doğal olarak öznel zamanı ölçmek mümkün değildir. Zaman boyutu tüm bu nesnel ve öznel zaman boyutlarını kapsayan kavramdır.

Bir fotoğrafçının fotoğrafı resmetme süreci nesnel bir zamanla ilgilidir. Yani bir saat zamanı içerisinde gerçekleşir.

Ortaya çıkan fotoğrafın ise bir saat zamanı yani nesnel bir boyutu yoktur. Yani bir film ya da müzik eseri gibi başlama ve bitiş noktaları yoktur.

Öznel zaman, psikolojik olarak hissedilmektedir. Saat zaman içinde, saat zamanına aldırmadan ortaya çıkmaktadır. Birey bir olay ya da durumu; yaşadıklarına, kültürüne göre farklı şekilde hissedilebilmektedir.

Fotoğraf ve Zaman

Nesnel bir zaman ürünü olan fotoğrafın öznel boyutu yani hissediliş zamanı vardır.

Fotoğraf makinesi ile birlikte birşeyin şimdikian’ını resmederken,resmedilen yüzey üzerine bir hissediş yani psikolojik bir zaman oluşturuş olmaktadır. Nesnel bir zaman ile öznel bir zamanı olan bir ürün yaratılmış olur.

Fotoğraf makinesinin resmetme anı, saniyenin bile çok küçük bir süresinde gerçekleşmektedir. Bu kısa sürenin bir başlama ve bitiş an’ı vardır. Bu nedenle bir fotoğrafın resmetme süreci, saat zamanı yani nesnel zamanla ilgili olmaktadır. Bir başka açıdan bakıldığında ortaya çıkan fotoğrafın, bir saat zamanı olmamaktadır. Yani bir fotoğrafın bir tiyatro ya da müzik eseri gibi bir başlama ve bitiş süresi olmamaktadır.

Şimdi bir an olarak belirlendiğinde, geçmiş ve gelecek içinde bir durum belirlenmiş olmaktadır. Belirlenen şimdi, gelecek iken şimdi yoluyla ise geçmiş olacaktır. Fotoğraf makinesi işte bu şimdiyi resmeder, yani gelecekte bekleyen bir an, resmedilerek geçmiş olur.

Bu şekilde, zaman sürecinde bakıldığında, fotoğraf makinesi resmettiği şeyin değişim durumunu anlaşılır kılar. Fotoğraf makinesinin anlaşılır kıldığı bu durum, fotoğrafı çekilen şeyin şimdikianı’dır.

Fotoğraf makinesinin şimdiyi resmetme özelliği yine bu makineye şimdinin gücünü katmaktadır.

Şimdinin sahip olduğu güç, fotoğraf makinesinin resmettiği fotoğrafta; bir özlem, bir anı olarak gelecek zamanı sunabilmesi olmaktadır.

Fotoğrafla ilgili olarak 21. yüzyılda yaşanılan durum için Fotoğraf Ötesi, Post Fotoğraf denilmektedir. Fotoğrafın bulunuşundan başlayarak 1900’lü yılların sonuna kadar, fotoğraf tek bir ortam (medium) olarak yaşam içinde yer almıştır. 1900’lü yılların sonunda bu ortamlar birleştirilerek çoklu ortam olarak kullanılmışlardır. Daha sonra ise yani günümüzde Remediation diye adlandırılan yeni bir durum yaşanmaktadır.

Fotoğrafın şimdiki zamanı üreterek çoğaltması teknolojiyle ilgili bir konudur. Hem fotoğrafın optik yoluyla resmetmesi hem de sayısal teknolojinin sağladıklarıyla, şimdiki zamanın yüzey üzerinde görüntü olarak üretilmesi içinde sözü edilen konular nesnel zamanın bir parçasıdır.

Her fotoğraf karesi bir oluş durumudur. Fotoğrafı çekilen nesne açısından fiziksel durum, üçboyutlu olmadan çıkarak, ikiboyutlu bir görüntü durumuna gelir.

Işığa duyarlı yüzey açısından boş durumda olan yüzey, çekilen fotoğrafla kaplanır duruma gelir. Bu oluş durumu günümüzde remediation döneminin olanaklarıyla biçimlendirilir.

Ritim kavramı ise nesnel zamandan başlayarak hissediş zamanına doğru fotoğrafa yansıyan şey olarak tanımlanmaktadır. Fotoğrafta ritmi ortaya çıkartan şey ise yine o fotoğrafın yarattığı zaman boyutudur.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.