Açıköğretim Ders Notları

Çocuk ve Ergen Bakımı Dersi 5. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Çocuk ve Ergen Bakımı Dersi 5. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Akademik Ortamda Sorunlar Ve Çözüm Yolları

Giriş

Çocuk ve ergenlerin okullar başta olmak üzere diğer akademik ortamlarda birçok sorun yaşadığı ve bu sorunlarında çok sayıda nedene bağlı olduğu bilinmektedir. Ancak nedeni ne olursa olsun en başta eğitimcilerin ve ailelerin görevi bu sorunları ortadan kaldırmak, öğrencilere yeterli düzeyde rehberlik etmek, model olmak, çözüm yollarını öğrencilerle birlikte aramaktır.

İnternet Bağımlılığı

Günümüzde çocuk ve ergenler için en önemli sorunlarından biri internet bağımlılığı konusudur. İnternet bağımlılığı günümüzde problemli internet kullanımı, takıntılı internet kullanımı, patolojik internet kullanımı gibi çeşitli kavramlarla ele alınmaktadır (Caplan, 2007; Ceyhan, 2010; Davis, 2001; Greenfield, 1999).

İnternet Bağımlılığının Nedenleri

  1. İnternet sunduğu farklı aktiviteler ile kişilerin farklı ihtiyaçlarına hitap eder. İnternet sayesinde kişinin bir grubun parçası olması, yeni bir kimlik kazanması, kendini ifade etmesi çok daha kolaylaşır. Kısacası kişi kim olmak istiyorsa o olabilir, çünkü internet gizemlidir; sınırsızdır; internetin toplumsal denetimi zayıftır, kontrol kişinin kendisindedir; seçeneği çok fazladır; kişiye statü verir ve strese karşı farklı başa çıkma yolları sunar. (Ögel, 2012).
  2. İnternet çocuk ve ergenler için vazgeçilmez bir sosyal etkileşim ve paylaşım aracıdır (Ceyhan, 2010).
  3. Bunların dışındaki ruhsal sorunlarda neden olabilmektedir. Bunlar: yalnızlık, depresyon ve sosyal kaygı sorunları akran baskısı akademik başarının düşük olması heyecan ve macera arama gibi sorunlardır (Caplan, 2007; Esen, 2010; Ha ve ark., 2007; Siyez, 2014).
  4. İnternet bağımlılığı erkeklerde kızlardan daha yüksektir (Ceyhan, 2010).
  5. İnternet bağımlılığı için çocuk ve ergenlerin sosyal desteğinin ve aile desteğinin düşük olması akademik başarısızlık, arkadaşlık sorunlarının olması önemli nedenler arasında yer almaktadır (Esen, 2010; Keser Özcan & Buzlu, 2005).

İnternet Bağımlılığını Önleme ve Çözüm Önerileri

  • Çocukların internet etkinliklerinin yer, zaman, nitelik ve süresini belirli kurallara bağlamak
  • İnternette gerçekleştirilen etkinlikleri içerik ve düzeyi açısından çocuklar belli bir yaş ve olgunluğa gelene kadar denetlemek
  • Olabildiğince bu etkinlikleri çocukla birlikte gerçekleştirmek
  • Çocuklara internete alternatif olacak etkili sosyal ve duygusal öğrenme deneyimleri kazandıracak etkinlikler sunmak
  • Belli içerik ve web sitelerine erişimi sınırlandırmak için internet güvenlik araçlarını kullanmak gibi önlemlere başvurulabilir.
  • Çocukların ve gençlerin çevrim içi ortamlarda istenmeyen, yani riskli durumlarla karşılaşmalarını engellemek için kişisel koruma önlemleri desteklenmelidir.

İnternet Bağımlılığının Tedavisi

Eğer internet bağımlılığı klinik düzeyde tanımlandı ise etkili bir tedavi sürecini gerektirmektedir. Tedavi de hem ilçe tedavisi hem de psikoterapi ile bütünleştirilmiş tedavilere odaklanılmalıdır.

Akranlarla Sorunlar, Akran Baskısı ve Zorbalık

Akran, bireyi olumlu davranışlar geliştirmesi konusunda destekleyeceği gibi olumsuz davranışlar içinde bir baskı kaynağı olabilir. Yaşanabilecek bu problemlerden bir tanesi de kuşkusuz akran baskısıdır ve ergen üzerinde oldukça olumsuz etkileri bulunmaktadır.

Akran Baskısı: Bireyin içinde bulunduğu yaş grubunun/akranlarının çeşitli aktivitelerde, bireye bir şeyi yapması için zorlayıcı olması, ısrar etmesi ve bireyi teşvik etmesi olarak tanımlanmaktadır. Akran baskısının olumlu etkisinin yanı sıra çocuk ve gençleri etkileyen olumsuz boyutu da çok önemlidir.

Zorbalık ise bir insana sürekli olarak birinin veya birilerinin kasıtlı veya kasıtsız sözel, fiziksel veya psikolojik olarak olumsuz davranışlara maruz bırakılmasıdır (Ayas ve Pişkin, 2011).

Sanal zorbalık, birey ya da belli bir grubun hedef seçtiği insana elektronik iletişim yöntemleriyle tekrarlayıcı bir şekilde rahatsız etmesidir.

Zorbalığın Nedenleri

  1. Çete oluşturan öğrenci grupları diğer öğrencilere, sokaklarda, sosyal ortamlarda, okul sınırları içinde ya da okul önlerinde sataşmaktadırlar. Öğrencileri bu gruplara karşı korumak adına okullarda güvenlik önlemleri artırılabilir.
  2. Öğrencileri zorbalığa ve çete oluşturmaya iten sebepler incelenmeli, etkili iletişim becerileri ve etkili problem çözme becerilerindeki yetersizlikleri giderilmelidir. Okullarda öğrencilerin duygularını etkili ifade edebilmeleri ve problem çözme becerileri edinmeleri için psikoeğitim ve rehberlik etkinlikleri planlanmalıdır.
  3. Okullarda akran danışmanlığı hizmetleri planlanmalı, çete oluşturma potansiyeli olan, liderlik özelliği kuvvetli öğrencilere akran danışmanlığı rolü verilerek sahip oldukları liderlik becerilerini olumlu yönde kullanmaları sağlanabilir (Özdemir, 2017).

Akademik Başarısızlık

Okul çağındaki tüm çocukların ve ergenlerin en önemli problemlerinden birisi olarak akademik başarısızlık aynı zamanda aile, öğretmen ve okullar içinde problem alanı olarak ilk sıralarda yer almaktadır. Akademik başarısızlığın birçok nedeni vardır ve bu yüzden bazı öğrenciler için akademik başarısızlık kaçınılmaz bir durum olarak yaşanmaktadır. Bu nedenler ortadan kaldırılmadan sorunun çözümlenmesi mümkün olmadığı gibi bazen akademik başarısızlık başka sorunlara da neden olduğu için hem neden hem de sonuç olarak ele alınması gerekmektedir.

Akademik Motivasyon Düşüklüğü

Düşük akademik motivasyona sahip öğrenciler okullarda önemli bir sorundur. Bu öğrencilerin öğrenme motivasyonu düşük olduğu için, öğrenme etkinliklerini anlamlı ve değerli bulmama, bunlardan fayda sağlayamama durumu söz konusudur.

Motivasyon; bireye enerji veren, davranış için istekli hâle gelmesinde etkili olan, öğrenme-öğretme sürecinin etkililiğini ön plana çıkaran en önemli faktörlerden birisidir.

Sınav Kaygısı

Kaygı, bireyin hayatının belirli dönemlerinde yaşadığı evrensel bir duygu ve deneyimdir. Genel olarak gelecekte kötü bir olay olacakmış gibi algılanan ve bireyin kendisini güvensiz hissettiği durumlar karşısında gösterdiği bu tepki, geleceğe yönelik endişe, kararsızlık, karmaşa, korku, kötümserlik ve umutsuzluk duygularını ifade etmekte, dolayısıyla da bireyin yaşamda başarısız olmasına neden olmakta ve okul ortamlarında da öğrencilerde sık sık kendini göstermektedir (Hill & Sarason, 1966).

Sınav Kaygısıyla Baş Etme Yolları

Öğrencilere sınav kaygısını nasıl kontrol edecekleri öğretilmelidir. Çünkü kaygı kontrol etmek sınava konsantre olmayı ve sorulara odaklanmayı sağlar, düşünceleri organize etmede, dikkati toplamada yardımcı olur, olumsuz düşünmeyi ve paniğe kapılmayı engeller, kontrol duygusu kazandırır, başarıyı artırır, gerçek performansın sergilenmesinde önemli rol oynar. Öğrencilerin başarılı olma duygusu, öz yeterlik kazanma ve olumlu benlik algısı geliştirmesinde çok önemli katkı sağlayabilir.

Çocuk ve Ergenlerde Uyum Sorunları ve Problem Davranışlar

Okul çağında çocuklarda ve ergenlerde uyum ve davranış problemlerinin genellikle gelişim sürecinde yaşanan psikososyal stres faktörleri ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Çocuklar bu stres faktörleri ile başa çıkamadığı için uyum ve davranış sorunları ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla stres faktörü ortadan kaldırıldığında hızlıca düzelme meydana gelmektedir.

Ergenlerde Sıklıkla Karşılaşılan Problem Davranışlar

Ergenlerde problem davranışlar, ergen için hayati tehlike yaratan ya da sağlığını tehdit eden, hastalık, yaralanma veya ölümle sonuçlanma ihtimali yüksek davranışlar olup, ergenin normal gelişim göstermesini engeller Ergenlerin problem davranışları hem aile kendi okul yaşamını doğrudan etkileyerek ergenin yaşamında başa çıkılması zor yeni sorunlara neden olur. Problem davranışlar arasında; sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, erken dönemde riskli cinsel davranışlar, antisosyal davranışlar (şiddet, zorbalık), intihar, okul terki, evden kaçma gibi davranışlar yer almaktadır (Jessor, Turbin, ve Costa, 1998; Siyez, 2009).

Okulu Bırakma ve Okul Terki

Eğitim sisteminde bir öğrencinin, eğitimine devam etmemesi ya da devam edememesi ve okuldan ayrılması “Okulu bırakma” ya da “okul terki” olarak adlandırılır ve eğitim öğretime devam eden öğrencinin değişik olumsuz nedenlerden ötürü içinde bulunduğu eğitim basamağını tamamlayamaması olarak tanımlanmaktadır (Dekkers ve Claassen, 2001). Farklı öğretim kademelerinde görülebilir.

Öğretmen Öğrenci Çatışmaları

İnsan ilişkilerinde kişiler arası çatışmalar ve anlaşmazlıkların ortaya çıkması doğal ve kaçınılmazdır. Eğitim ortamlarında da öğretmen ve öğrenciler arasında zaman zaman ortaya çıkan çatışmaların çözümlenmesi çok önemlidir. Bu çatışmaların bastırılması ya da cezalandırılması yerine, öğrencilere çatışma çözme becerileri kazandırılması, birlikte çözümler aranması gerekmektedir. Ancak o zaman öğrenciler okulda kazandıkları çatışma çözme becerilerini okul dışı yaşamlarında da kullanabilirler ve zihinsel, duyusal, ahlaki gelişimlerine ve olgunlaşmalarına katkı sağlanabilir.

Okulda Şiddet

Okullarda çocuk ve ergenler arasında şiddet içeren olayların her geçen gün artması, şiddetin nereden kaynaklandığını anlama, nedenlerini ve sonuçlarını değerlendirme konusunda daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulduğu açıktır. Okullarda görülen şiddet olaylarının hem eğitim-öğretim etkinliğinin hem de geniş bir çerçevede bireyin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyeceği dikkate alındığında, önleyici çalışmalara ihtiyacımız olduğu görülmektedir (Terzi, 2007).

Okuldaki şiddet olaylarının önlenmesi veya engellenmesi çerçevesinde yapılması gerekenler genel olarak;

  • Öğrencilerin okula olan bağlılıklarının arttırılması,
  • Öğrenciler ile okul personeli veya öğretmenlerinin birlikte yürütecekleri sosyal sorumluluk projelerinin geliştirilmesi,
  • Problemi olan öğrencilere ve ailelerine rehberlik hizmetinin verilmesi ve medyanın, şiddet görüntüleri konusunda duyarlı bir yayıncılık anlayışı içerisinde hareket etmesi şeklinde belirtilebilir.
  • Okuldaki şiddet sorunu ile mücadele edebilmenin etkin yollarından biri de, okullarda şiddeti engellemeye yönelik bazı projelerin geliştirilmesidir.
  • Şiddet davranışlarının diğer nedenleri arasında özellikle öfkeyi kontrol edememe, çatışmaya ilişkin problemleri çözebilme becerisine sahip olamama ve empati duygusunun zayıflığı gibi unsurların etkili olduğu bir gerçektir. Bu nedenle okullarda şiddet davranışlarını engelleme, azaltma veya önlemek için öfke denetimi veya yönetimi, dürtü denetimi, problem ve çatışma çözme becerilerinin geliştirilmesi gibi bazı programların uygulanmasının önemli katkılar sağlayacağı söylenebilir (Hökelekli, 2007).

Giriş

Çocuk ve ergenlerin okullar başta olmak üzere diğer akademik ortamlarda birçok sorun yaşadığı ve bu sorunlarında çok sayıda nedene bağlı olduğu bilinmektedir. Ancak nedeni ne olursa olsun en başta eğitimcilerin ve ailelerin görevi bu sorunları ortadan kaldırmak, öğrencilere yeterli düzeyde rehberlik etmek, model olmak, çözüm yollarını öğrencilerle birlikte aramaktır.

İnternet Bağımlılığı

Günümüzde çocuk ve ergenler için en önemli sorunlarından biri internet bağımlılığı konusudur. İnternet bağımlılığı günümüzde problemli internet kullanımı, takıntılı internet kullanımı, patolojik internet kullanımı gibi çeşitli kavramlarla ele alınmaktadır (Caplan, 2007; Ceyhan, 2010; Davis, 2001; Greenfield, 1999).

İnternet Bağımlılığının Nedenleri

  1. İnternet sunduğu farklı aktiviteler ile kişilerin farklı ihtiyaçlarına hitap eder. İnternet sayesinde kişinin bir grubun parçası olması, yeni bir kimlik kazanması, kendini ifade etmesi çok daha kolaylaşır. Kısacası kişi kim olmak istiyorsa o olabilir, çünkü internet gizemlidir; sınırsızdır; internetin toplumsal denetimi zayıftır, kontrol kişinin kendisindedir; seçeneği çok fazladır; kişiye statü verir ve strese karşı farklı başa çıkma yolları sunar. (Ögel, 2012).
  2. İnternet çocuk ve ergenler için vazgeçilmez bir sosyal etkileşim ve paylaşım aracıdır (Ceyhan, 2010).
  3. Bunların dışındaki ruhsal sorunlarda neden olabilmektedir. Bunlar: yalnızlık, depresyon ve sosyal kaygı sorunları akran baskısı akademik başarının düşük olması heyecan ve macera arama gibi sorunlardır (Caplan, 2007; Esen, 2010; Ha ve ark., 2007; Siyez, 2014).
  4. İnternet bağımlılığı erkeklerde kızlardan daha yüksektir (Ceyhan, 2010).
  5. İnternet bağımlılığı için çocuk ve ergenlerin sosyal desteğinin ve aile desteğinin düşük olması akademik başarısızlık, arkadaşlık sorunlarının olması önemli nedenler arasında yer almaktadır (Esen, 2010; Keser Özcan & Buzlu, 2005).

İnternet Bağımlılığını Önleme ve Çözüm Önerileri

  • Çocukların internet etkinliklerinin yer, zaman, nitelik ve süresini belirli kurallara bağlamak
  • İnternette gerçekleştirilen etkinlikleri içerik ve düzeyi açısından çocuklar belli bir yaş ve olgunluğa gelene kadar denetlemek
  • Olabildiğince bu etkinlikleri çocukla birlikte gerçekleştirmek
  • Çocuklara internete alternatif olacak etkili sosyal ve duygusal öğrenme deneyimleri kazandıracak etkinlikler sunmak
  • Belli içerik ve web sitelerine erişimi sınırlandırmak için internet güvenlik araçlarını kullanmak gibi önlemlere başvurulabilir.
  • Çocukların ve gençlerin çevrim içi ortamlarda istenmeyen, yani riskli durumlarla karşılaşmalarını engellemek için kişisel koruma önlemleri desteklenmelidir.

İnternet Bağımlılığının Tedavisi

Eğer internet bağımlılığı klinik düzeyde tanımlandı ise etkili bir tedavi sürecini gerektirmektedir. Tedavi de hem ilçe tedavisi hem de psikoterapi ile bütünleştirilmiş tedavilere odaklanılmalıdır.

Akranlarla Sorunlar, Akran Baskısı ve Zorbalık

Akran, bireyi olumlu davranışlar geliştirmesi konusunda destekleyeceği gibi olumsuz davranışlar içinde bir baskı kaynağı olabilir. Yaşanabilecek bu problemlerden bir tanesi de kuşkusuz akran baskısıdır ve ergen üzerinde oldukça olumsuz etkileri bulunmaktadır.

Akran Baskısı: Bireyin içinde bulunduğu yaş grubunun/akranlarının çeşitli aktivitelerde, bireye bir şeyi yapması için zorlayıcı olması, ısrar etmesi ve bireyi teşvik etmesi olarak tanımlanmaktadır. Akran baskısının olumlu etkisinin yanı sıra çocuk ve gençleri etkileyen olumsuz boyutu da çok önemlidir.

Zorbalık ise bir insana sürekli olarak birinin veya birilerinin kasıtlı veya kasıtsız sözel, fiziksel veya psikolojik olarak olumsuz davranışlara maruz bırakılmasıdır (Ayas ve Pişkin, 2011).

Sanal zorbalık, birey ya da belli bir grubun hedef seçtiği insana elektronik iletişim yöntemleriyle tekrarlayıcı bir şekilde rahatsız etmesidir.

Zorbalığın Nedenleri

  1. Çete oluşturan öğrenci grupları diğer öğrencilere, sokaklarda, sosyal ortamlarda, okul sınırları içinde ya da okul önlerinde sataşmaktadırlar. Öğrencileri bu gruplara karşı korumak adına okullarda güvenlik önlemleri artırılabilir.
  2. Öğrencileri zorbalığa ve çete oluşturmaya iten sebepler incelenmeli, etkili iletişim becerileri ve etkili problem çözme becerilerindeki yetersizlikleri giderilmelidir. Okullarda öğrencilerin duygularını etkili ifade edebilmeleri ve problem çözme becerileri edinmeleri için psikoeğitim ve rehberlik etkinlikleri planlanmalıdır.
  3. Okullarda akran danışmanlığı hizmetleri planlanmalı, çete oluşturma potansiyeli olan, liderlik özelliği kuvvetli öğrencilere akran danışmanlığı rolü verilerek sahip oldukları liderlik becerilerini olumlu yönde kullanmaları sağlanabilir (Özdemir, 2017).

Akademik Başarısızlık

Okul çağındaki tüm çocukların ve ergenlerin en önemli problemlerinden birisi olarak akademik başarısızlık aynı zamanda aile, öğretmen ve okullar içinde problem alanı olarak ilk sıralarda yer almaktadır. Akademik başarısızlığın birçok nedeni vardır ve bu yüzden bazı öğrenciler için akademik başarısızlık kaçınılmaz bir durum olarak yaşanmaktadır. Bu nedenler ortadan kaldırılmadan sorunun çözümlenmesi mümkün olmadığı gibi bazen akademik başarısızlık başka sorunlara da neden olduğu için hem neden hem de sonuç olarak ele alınması gerekmektedir.

Akademik Motivasyon Düşüklüğü

Düşük akademik motivasyona sahip öğrenciler okullarda önemli bir sorundur. Bu öğrencilerin öğrenme motivasyonu düşük olduğu için, öğrenme etkinliklerini anlamlı ve değerli bulmama, bunlardan fayda sağlayamama durumu söz konusudur.

Motivasyon; bireye enerji veren, davranış için istekli hâle gelmesinde etkili olan, öğrenme-öğretme sürecinin etkililiğini ön plana çıkaran en önemli faktörlerden birisidir.

Sınav Kaygısı

Kaygı, bireyin hayatının belirli dönemlerinde yaşadığı evrensel bir duygu ve deneyimdir. Genel olarak gelecekte kötü bir olay olacakmış gibi algılanan ve bireyin kendisini güvensiz hissettiği durumlar karşısında gösterdiği bu tepki, geleceğe yönelik endişe, kararsızlık, karmaşa, korku, kötümserlik ve umutsuzluk duygularını ifade etmekte, dolayısıyla da bireyin yaşamda başarısız olmasına neden olmakta ve okul ortamlarında da öğrencilerde sık sık kendini göstermektedir (Hill & Sarason, 1966).

Sınav Kaygısıyla Baş Etme Yolları

Öğrencilere sınav kaygısını nasıl kontrol edecekleri öğretilmelidir. Çünkü kaygı kontrol etmek sınava konsantre olmayı ve sorulara odaklanmayı sağlar, düşünceleri organize etmede, dikkati toplamada yardımcı olur, olumsuz düşünmeyi ve paniğe kapılmayı engeller, kontrol duygusu kazandırır, başarıyı artırır, gerçek performansın sergilenmesinde önemli rol oynar. Öğrencilerin başarılı olma duygusu, öz yeterlik kazanma ve olumlu benlik algısı geliştirmesinde çok önemli katkı sağlayabilir.

Çocuk ve Ergenlerde Uyum Sorunları ve Problem Davranışlar

Okul çağında çocuklarda ve ergenlerde uyum ve davranış problemlerinin genellikle gelişim sürecinde yaşanan psikososyal stres faktörleri ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Çocuklar bu stres faktörleri ile başa çıkamadığı için uyum ve davranış sorunları ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla stres faktörü ortadan kaldırıldığında hızlıca düzelme meydana gelmektedir.

Ergenlerde Sıklıkla Karşılaşılan Problem Davranışlar

Ergenlerde problem davranışlar, ergen için hayati tehlike yaratan ya da sağlığını tehdit eden, hastalık, yaralanma veya ölümle sonuçlanma ihtimali yüksek davranışlar olup, ergenin normal gelişim göstermesini engeller Ergenlerin problem davranışları hem aile kendi okul yaşamını doğrudan etkileyerek ergenin yaşamında başa çıkılması zor yeni sorunlara neden olur. Problem davranışlar arasında; sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, erken dönemde riskli cinsel davranışlar, antisosyal davranışlar (şiddet, zorbalık), intihar, okul terki, evden kaçma gibi davranışlar yer almaktadır (Jessor, Turbin, ve Costa, 1998; Siyez, 2009).

Okulu Bırakma ve Okul Terki

Eğitim sisteminde bir öğrencinin, eğitimine devam etmemesi ya da devam edememesi ve okuldan ayrılması “Okulu bırakma” ya da “okul terki” olarak adlandırılır ve eğitim öğretime devam eden öğrencinin değişik olumsuz nedenlerden ötürü içinde bulunduğu eğitim basamağını tamamlayamaması olarak tanımlanmaktadır (Dekkers ve Claassen, 2001). Farklı öğretim kademelerinde görülebilir.

Öğretmen Öğrenci Çatışmaları

İnsan ilişkilerinde kişiler arası çatışmalar ve anlaşmazlıkların ortaya çıkması doğal ve kaçınılmazdır. Eğitim ortamlarında da öğretmen ve öğrenciler arasında zaman zaman ortaya çıkan çatışmaların çözümlenmesi çok önemlidir. Bu çatışmaların bastırılması ya da cezalandırılması yerine, öğrencilere çatışma çözme becerileri kazandırılması, birlikte çözümler aranması gerekmektedir. Ancak o zaman öğrenciler okulda kazandıkları çatışma çözme becerilerini okul dışı yaşamlarında da kullanabilirler ve zihinsel, duyusal, ahlaki gelişimlerine ve olgunlaşmalarına katkı sağlanabilir.

Okulda Şiddet

Okullarda çocuk ve ergenler arasında şiddet içeren olayların her geçen gün artması, şiddetin nereden kaynaklandığını anlama, nedenlerini ve sonuçlarını değerlendirme konusunda daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulduğu açıktır. Okullarda görülen şiddet olaylarının hem eğitim-öğretim etkinliğinin hem de geniş bir çerçevede bireyin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyeceği dikkate alındığında, önleyici çalışmalara ihtiyacımız olduğu görülmektedir (Terzi, 2007).

Okuldaki şiddet olaylarının önlenmesi veya engellenmesi çerçevesinde yapılması gerekenler genel olarak;

  • Öğrencilerin okula olan bağlılıklarının arttırılması,
  • Öğrenciler ile okul personeli veya öğretmenlerinin birlikte yürütecekleri sosyal sorumluluk projelerinin geliştirilmesi,
  • Problemi olan öğrencilere ve ailelerine rehberlik hizmetinin verilmesi ve medyanın, şiddet görüntüleri konusunda duyarlı bir yayıncılık anlayışı içerisinde hareket etmesi şeklinde belirtilebilir.
  • Okuldaki şiddet sorunu ile mücadele edebilmenin etkin yollarından biri de, okullarda şiddeti engellemeye yönelik bazı projelerin geliştirilmesidir.
  • Şiddet davranışlarının diğer nedenleri arasında özellikle öfkeyi kontrol edememe, çatışmaya ilişkin problemleri çözebilme becerisine sahip olamama ve empati duygusunun zayıflığı gibi unsurların etkili olduğu bir gerçektir. Bu nedenle okullarda şiddet davranışlarını engelleme, azaltma veya önlemek için öfke denetimi veya yönetimi, dürtü denetimi, problem ve çatışma çözme becerilerinin geliştirilmesi gibi bazı programların uygulanmasının önemli katkılar sağlayacağı söylenebilir (Hökelekli, 2007).

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.