Açıköğretim Ders Notları

Çocuk Ve Drama Dersi 1. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Çocuk Ve Drama Dersi 1. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Drama Ve Dramanın Boyutları

Dramanın Tanımı ve Temel Kavramlar

Drama kavramı, Yunancada yapmak, etmek, eylemek anlamına elen “dran” sözcüğünden türetilmiştir. Drama sözcüğü, Yunanca Dramenon’daki seyirlik olarak benzetme anlamına daha yakındır ve eylem anlamını taşır. En genel anlamda drama, doğaçlama ve rol oynama gibi tiyatro ve drama tekniklerinin kullanıldığı bir grup çalışması içinde bireylerin bir yaşantıyı, olayı, fikri, soyut bir kavramı ya da davranışı oyunsu süreçlerle canlandırması olarak tanımlanabilir.

Dram sözcüğü ise, TDK’ye göre “Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama; acıklı, üzüntülü olayları bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu ya da televizyon filmi; acıklı olay; tiyatro edebiyatı” olarak tanımlanmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki dram kavramı gündelik kullanımında “acıklı olay” anlamının ötesinde tiyatroya ait bir kavramdır.

Dramatik kavramı TDK sözlüğünde sahne oyununa özgü olan; içinde gerilim, çatışma vb. olaylar bulunan, insan ilişkileri ile gelişen (eser, olay); coşku veren, duyguları kamçılayan; acıklı olarak tanımlanmıştır. Dramatik kavramı canlı olan, yaşanan bir şey; dokunaklı olan, niteliği ve etkisi tiyatro oyunlarındaki gibi olan eylem, edinim ve olaylar zinciri olarak tanımlanabilir.

Dramatik Durum , insanın tüm eylemlerini içerir. İnsanın yapacağı seçimler ya da diğer insanlarla yaşayacağı çatışma durumları, arada oluşan en az düzeyde bir etkileşim, her türlü dolaysız, doğrudan ilişki, etki tepki alışverişi dramatik durumun kendisidir.

Yaratıcılık kavramına ilişkin yapılan tanımlamalar incelendiğinde genellikle yaratıcılığın “orijinal, yeni, olağandışı ya da beklenmedik ve aynı zamanda değerli, uyarlanabilir, ya da yararlı bir şeyler ortaya koyma”yı içerdiğine dair bir görüş bulunmaktadır. Yaratıcılık her bireyde olan ve doğuştan getirilen bir özelliktir. Ancak yaratıcılığın gelişimi, sürekliliği, derecesi ve ortaya çıkışı her bireyde farklı olabilmektedir.

Guilfort (1972), yaratıcılığın birbirinden bağımsız üç faktörü olduğunu belirtmiştir. Bunlar; belirli bir zaman içinde ortaya çıkabilen düşünceler, bir problemin çözülmesi için önerilen farklı çözüm yolları ve tek ve özel çözümdür.

-Mış Gibi Yapmak sanki, imiş gibi anlamına gelen “-mış gibi” yapmak bir rol üstlenmenin ve rolü oynamanın temel süreçlerinden biri olduğu için dramanın olmazsa olmazlarındandır. Çocukların sembolik düşünme ve üst düzey zihinsel işlemleri yapmalarını sağlayan doğal ve etkin öğrenme durumları “-mış gibi” yapmaktır.

-Mış gibi yapmak, dramatik niteliktedir ve eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, problem çözme, empati kurma, iletişim gibi üst düzey bilişsel beceriler kazanımı sağlar.

Yaratıcı-Eğitici/ Eğitimde Drama etkinlikleri çocuğu eğitim sürecinde aktif kılan, çocuğun kendisini başkalarının yerine koyarak, çok yönlü düşünmesini, kendini ifade edebilmesini ve yaratıcı olmasını sağlayan uygulamalardır. Eğitimde drama eğitim amaçlarıyla sınırlı bir etkinliktir ve kapsamı eğitimci tarafından belirlenir. Dramayı bir eğitim aracı olarak kullanan eğiticiler okul dışındaki yaşamı yeniden yaratma olanağı bulurlar.

Psikodrama genellikle grup halinde, hastalıkları tedavi etmek amaçlı uygulanan bir terapi yöntemidir. Psikodramada amaç psikodramatik yöntemler kullanarak gerçeği bulmaktır. Örnek vermek gerekirse, içine kapanık çocuklar psikodrama sayesinde kendilerini rahat ifade etme olanağı bulurlar, başkalarının kimliğine bürünerek kendi sorunlarının farkına varırlar ve çözüm bulmaya çalışırlar.

Sosyodrama “metinsiz” tiyatro kategorisinde yer alan psikodrama gibi Jacop Moreno tarafından geliştirilmiş bir alandır. Eyleme dayalı tiyatro uygulaması olarak tasarlanmıştır. Genellikle psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinde kullanılmaktadır. Sosyodramada toplumsal sorunlarla ilgili çeşitli canlandırmalar gerçekleştirilir.

Dramanın Uygulama Boyutları

Eğitimde dramanın uygulama boyutları incelendiğinde araç ve amaç olmak üzere iki biçimde kullanıldığı görülür. Dramanın araç olarak kullanılması, dramanın bir öğretim yöntemi olarak seçilmesi anlamına gelirken, amaç olarak kullanılması, “drama dersi” olarak dramanın kendi konularının öğretilmesi anlamını taşır.

Bir Öğretim Yöntemi (Araç) Olarak Drama

Bir sorunu çözmek, bir deneyi sonuçlandırmak, bir konuyu öğrenmek ya da öğretmek gibi amaçlara ulaşmak için bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yol olarak tanımlanır. Drama, çocukların tüm duyularının etkin olarak kullanılmasını sağlar. Çocuklar, drama sürecinde konuşurlar, hareket ederler, bedenlerini, seslerini, duygu ve düşüncelerini kullanırlar, başkalarıyla iletişim içinde olurlar, özgün düşünce, davranış ve somut ürün oluştururlar, eğlenirler. Bu süreç öğrenme kalitesini doğrudan etkiler.

Dramada Öğrenme Türleri

  • Yaşantılara dayalı öğrenme
  • Hareket yoluyla öğrenme
  • Aktif öğrenme
  • Etkileşim yoluyla öğrenme
  • Sosyal öğrenme
  • Tartışarak öğrenme
  • Duygusal öğrenme
  • İşbirliği kurarak öğrenme
  • Kavram öğrenme

Bir Disiplin (Amaç) Olarak Drama

Dramanın bir disiplin olarak ele alınabilmesi için bilimin genel olarak üç temel işlevi olan betimleme, açıklama ve kontrol özelliklerini taşıyor olması gereklidir. Okul öncesi dönemde drama uygulamaları kapsamına bakıldığında çocuğun yaratıcılığını geliştiren bir etkinlik dizisi hakkındaki inceleme ve bu inceleme ile okul başarısı arasındaki ilişki ve elde edilen sonuçlara göre bireyin gelecekteki kişilik özelliklerini yordama bilimin bu üç temel işlevinden yararlanıldığını göstermektedir.

Dramanın Çocuğun Gelişimine Etkisi ve Sağladığı Yararlar

Çocuk yaşamının en doğal parçalarından biri oyundur. Çocuğun duygularını, gördüklerini sınadığı en iyi öğrenme ortamı oyun ortamıdır. Bu bağlamda oyun ile öğretim eğitimciler tarafından kabul gören bir yöntemdir. Çocuklar drama etkinliklerini oyun olarak gördükleri için etkinlikler sırasında sıkılmazlar ve eğlenirken öğrenme fırsatı yakalarlar. Drama, dil becerilerini doğal bir biçimde birleştirir, dramada, dikkatli dinleme anahtar bir özelliktir. Drama, iletişimin hem sözel hem de sözel olmayan yanlarını birleştirir, böylece zeka ve vücudu bir araya getirir ve öğrenimin fiziksel ve entelektüel yanlarının arasındaki dengeyi sağlar. Drama hem bilişsel hem de duyguların geneline hitap ettiğinden düşünmeye olduğu kadar duygulara da önem verir. drama etkinlikleri çocukların dünyayı anlamlandırmaları, çevreleri, başkaları ve kendileriyle etkileşim ve iletişime girmeleri için fırsatlar yaratır. Drama etkinlikleri sayesinde çocuklar duygularını, hayal güçlerini, imgeleme yetilerini ve hatta düşlerini işe koşarak etkinliklere aktif olarak katılma olanağı bulurlar. Drama etkinlikleri sayesinde çocukların yaratıcılığı, sanatsal duyarlılığı ve zihinsel kapasiteleri gelişir.

Dramanın yararları şu biçimde özetlenebilir:

  • Drama etkinlikleri sayesinde çocuk kendisi hakkında beceriler elde etme olanağı bulur.
  • Duygularını ifade etme ve ayırt etme becerisi kazandırır.
  • Kelimeleri doğru ve yerinde kullanmayı ve kelime dağarcığının zenginleşmesini sağlar.
  • Drama etkinliklerinde seyirci olmadığı için çocuk kendisini baskı altında hissetmez ve böylece sıkılganlık duygusunu yenmiş olur.
  • Drama etkinlikleri sırasında arkadaşlarıyla paylaşım içinde çalışan çocuk iş birliğinin gerekli olduğunu öğrenir.
  • Drama etkinlileri sırasında öğrenilecek her konu daha somur hale getirildiği için daha kolay öğrenme sağlanır.
  • Oyunlar sırasında çocukları gözlemleyen öğretmen çocuklar hakkında daha çok bilgiye sahip olma fırsatı yakalar ve bu yolla bazı duygusal sorunları daha kolay çözebilir.
  • Drama etkinlikleri sayesinde çocuklar edilgenlik yerine aktif olma, bağımlılık yerine bağımsız olma ve başkalarına karşı hoşgörülü olma gibi nitelikler kazanır.

Drama çocukların gelişimini pek çok yönden destekler. Özellikle:

  • Bilişsel Gelişim
  • Dil Gelişimi
  • Psikomotor ve Fiziksel Gelişim
  • Sosyo-duygusal Gelişim

alanlarında önemli katkılar sunar.

Bilişsel Gelişim Drama, çocuğun özgürce hareket etmesi, bedeni yoluyla fiziksel dünyayı kullanması, sınaması, değiştirmesi, dönüştürmesi olanakları sunar. Çocuk bu olanakları kullandıkça zihinsel süreçleri de gelişir. Çocuğun bedensel hareketleri ile zihinsel gelişimi arasında bir etkileşim vardır. Çocukların hareketleri arttıkça zihinsel gelişiminde de ilerleme görülür. Drama, eğlenceli drama oyunları ve kurgulanmış drama konularıyla matematiksel anlayışın gelişmesine yardım eder. Görme ve dokunma duyularına ilişkin soyut düşünce sağlar. Drama çocuklara problem çözme ve çözüm arama gibi motive edici sebepler vererek, zengin hayali konularda matematiği kullanmak için matematiksel düşünceyi gerçekleştirir.

Dil Gelişimi, drama ile çocukların salt bilişsel değil, duyuşsal, devinimsel ve sosyal alanlarda da gelişimleri hedeflenir. Drama, eğitimi çocuk merkezli hale getirir. Drama etkinlikleri ile çocuk, kendini ifade etme, başkalarının fikirlerini dinleme ve bu fikirlere saygı duymayı öğrenir. Drama, katılımcıları edilgenlikten çıkarıp aktif kılmayı amaçlayan bir süreçtir ve çocuklar etkinliğin merkezinde yer alır. Dramada, okul öncesi eğitim amaç ve kazanımları, çocukların yaş, gelişimsel özellik ve gereksinimleri göz önünde bulundurularak etkinlikler planlanır ve uygulanır. Böylelikle çocuğun dil gelişimine de katkı sağlanır.

Psikomotor ve Fiziksel Gelişim, Psikomotor gelişim, çocuğun büyük ve küçük kas hareket gelişimi ile ilgili becerilerini ifade etmektedir. Okul öncesi dönemdeki çocuklar, her ne kadar sözel becerileri gelişmiş olsa da duygu ve düşüncelerini hareketleriyle daha iyi ifade edebilirler. Drama etkinliklerinde çocuklar vücutlarını koordineli ve belli bir amaca dönük olarak kullanma becerileri kazanırlar. Drama etkinlikleri çocukların ayakta durma, yürüme, koşma, yuvarlanma, zıplama, merdiven tırmanma, dengede durma gibi hareketler yoluyla çocuğun fazla enerjisini kullanabileceği geliştirici, rahatlatıcı ve sakinleştirici etkinliklerdir. Çocuğun hareket gelişimi sayesinde kazandığı fiziksel güven ardından psikolojik güvene dönüşür.

Sosyal-Duygusal Gelişim, çocuğun toplumun etkin bir üyesi olabilmesi için kendisinin bir birey olduğunu ve diğerlerinden farklı olduğunu anlaması gerekmektedir. Bu farklılığın algılanmasında ise anne-baba, eğitimciler, akranlar ve çocuğun çevresinde yer alan tüm bireylerin tutum ve davranışları etkilidir. Drama etkinlikleri kapsamında, çevreye saygı, farklılıklara saygı, yardımlaşmanın önemi gibi konular ile ilgili çalışmalar yapılabilir. Drama etkinliği çocukların grup içinde bir değeri yaşayarak öğrenmesine katkıda bulunur.

Oyun ve Drama İlişkisi

Genel tanımı ile oyun, belirli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya da kuralsız gerçekleştirilen fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı, fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan gerçek hayatın bir parçası ve çocuk için en etkin öğrenme süreci olarak tanımlanabilir. Etkin öğrenmenin özelliklerinden olan öğrenmenin ilk elden deneyimsel ve etkin olması, çocuklara araştırma, keşfetme ortamı sağlaması, çocukların kendi başlarına özgür hareket etmeleri ve öğrenme sorumluluğu almada istekli olmaları, çocukların öğrenmelerinin sosyal bağlam içinde yer alması vb. gibi unsurlar oyunda doğal olarak görülür. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri de onun oyun oynamasıdır. İnsanın yaşamı boyunca söylediği, düşlediği, her şey oyunsu öğeler taşır. Drama kavramının yapısında rol oynama, doğaçlama ve oyun kavramları bulunmaktadır. Drama bir bakıma çocuk oyunlarının gelişmiş halidir.

Drama ile oyunun arasında pek çok benzerlik bulunmaktadır. Drama ve oyunun en büyük ortak noktası “-mış gibi” yapmaktır. Diğer bir ortak nokta ise eğitsel yapıya sahip olmalarıdır. Hem drama hem de oyun belli davranışları kazandırmak için kullanılabilmektedir. Drama ve oyunun temelinde özgürlük, anlık doğaçlamalar, kurallara bağlılık, yapılamayanın yapılması ve öyleymiş gibi yapma vardır. Drama ve oyun arasındaki benzerlik ve farklılıkları kısaca şu şekilde özetlemek mümkündür:

  • Dramada lider tarafından önceden belirlenmiş hedef ve amaçlar vardır. Çocukların geliştirdikleri oyunlarda böyle bir amaç yoktur.
  • Drama planlı bir çalışmadır. Oyun ise kendiliğinden başlayabilir.
  • Gerek dramada gerekse oyunda çocuk enerjisini ve dikkatini etkinlik üzerinde yoğunlaştırır.
  • Dramada önemli olan sonuç değil yaşanan süreçtir. O anda yaratılanlar ilk kez vardır ve doğrusu yanlışı yoktur. Bu nedenle dramada yanlış yapma korkusu yoktur. Oyunda ise bir başlangıç ve sonuç bölümü vardır. Çoğunlukla oyunda kazanma ve kaybetme söz konusudur.
  • Dramada tekrar vardır. Ancak süreç ve yaşantılar farklılaşır. Oyunda tekrar vardır ancak yapısal anlamda tekrar yoktur.

Drama etkinliği sonunda tartışma ve değerlendirme yer alır. Yapılan grup tartışması çocukların kendilerini rahatlıkla ifade etmelerini sağlar. Oyunda ise tartışma ve değerlendirme söz konusu değildir.

Dramanın Tanımı ve Temel Kavramlar

Drama kavramı, Yunancada yapmak, etmek, eylemek anlamına elen “dran” sözcüğünden türetilmiştir. Drama sözcüğü, Yunanca Dramenon’daki seyirlik olarak benzetme anlamına daha yakındır ve eylem anlamını taşır. En genel anlamda drama, doğaçlama ve rol oynama gibi tiyatro ve drama tekniklerinin kullanıldığı bir grup çalışması içinde bireylerin bir yaşantıyı, olayı, fikri, soyut bir kavramı ya da davranışı oyunsu süreçlerle canlandırması olarak tanımlanabilir.

Dram sözcüğü ise, TDK’ye göre “Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama; acıklı, üzüntülü olayları bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu ya da televizyon filmi; acıklı olay; tiyatro edebiyatı” olarak tanımlanmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki dram kavramı gündelik kullanımında “acıklı olay” anlamının ötesinde tiyatroya ait bir kavramdır.

Dramatik kavramı TDK sözlüğünde sahne oyununa özgü olan; içinde gerilim, çatışma vb. olaylar bulunan, insan ilişkileri ile gelişen (eser, olay); coşku veren, duyguları kamçılayan; acıklı olarak tanımlanmıştır. Dramatik kavramı canlı olan, yaşanan bir şey; dokunaklı olan, niteliği ve etkisi tiyatro oyunlarındaki gibi olan eylem, edinim ve olaylar zinciri olarak tanımlanabilir.

Dramatik Durum , insanın tüm eylemlerini içerir. İnsanın yapacağı seçimler ya da diğer insanlarla yaşayacağı çatışma durumları, arada oluşan en az düzeyde bir etkileşim, her türlü dolaysız, doğrudan ilişki, etki tepki alışverişi dramatik durumun kendisidir.

Yaratıcılık kavramına ilişkin yapılan tanımlamalar incelendiğinde genellikle yaratıcılığın “orijinal, yeni, olağandışı ya da beklenmedik ve aynı zamanda değerli, uyarlanabilir, ya da yararlı bir şeyler ortaya koyma”yı içerdiğine dair bir görüş bulunmaktadır. Yaratıcılık her bireyde olan ve doğuştan getirilen bir özelliktir. Ancak yaratıcılığın gelişimi, sürekliliği, derecesi ve ortaya çıkışı her bireyde farklı olabilmektedir.

Guilfort (1972), yaratıcılığın birbirinden bağımsız üç faktörü olduğunu belirtmiştir. Bunlar; belirli bir zaman içinde ortaya çıkabilen düşünceler, bir problemin çözülmesi için önerilen farklı çözüm yolları ve tek ve özel çözümdür.

-Mış Gibi Yapmak sanki, imiş gibi anlamına gelen “-mış gibi” yapmak bir rol üstlenmenin ve rolü oynamanın temel süreçlerinden biri olduğu için dramanın olmazsa olmazlarındandır. Çocukların sembolik düşünme ve üst düzey zihinsel işlemleri yapmalarını sağlayan doğal ve etkin öğrenme durumları “-mış gibi” yapmaktır.

-Mış gibi yapmak, dramatik niteliktedir ve eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, problem çözme, empati kurma, iletişim gibi üst düzey bilişsel beceriler kazanımı sağlar.

Yaratıcı-Eğitici/ Eğitimde Drama etkinlikleri çocuğu eğitim sürecinde aktif kılan, çocuğun kendisini başkalarının yerine koyarak, çok yönlü düşünmesini, kendini ifade edebilmesini ve yaratıcı olmasını sağlayan uygulamalardır. Eğitimde drama eğitim amaçlarıyla sınırlı bir etkinliktir ve kapsamı eğitimci tarafından belirlenir. Dramayı bir eğitim aracı olarak kullanan eğiticiler okul dışındaki yaşamı yeniden yaratma olanağı bulurlar.

Psikodrama genellikle grup halinde, hastalıkları tedavi etmek amaçlı uygulanan bir terapi yöntemidir. Psikodramada amaç psikodramatik yöntemler kullanarak gerçeği bulmaktır. Örnek vermek gerekirse, içine kapanık çocuklar psikodrama sayesinde kendilerini rahat ifade etme olanağı bulurlar, başkalarının kimliğine bürünerek kendi sorunlarının farkına varırlar ve çözüm bulmaya çalışırlar.

Sosyodrama “metinsiz” tiyatro kategorisinde yer alan psikodrama gibi Jacop Moreno tarafından geliştirilmiş bir alandır. Eyleme dayalı tiyatro uygulaması olarak tasarlanmıştır. Genellikle psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinde kullanılmaktadır. Sosyodramada toplumsal sorunlarla ilgili çeşitli canlandırmalar gerçekleştirilir.

Dramanın Uygulama Boyutları

Eğitimde dramanın uygulama boyutları incelendiğinde araç ve amaç olmak üzere iki biçimde kullanıldığı görülür. Dramanın araç olarak kullanılması, dramanın bir öğretim yöntemi olarak seçilmesi anlamına gelirken, amaç olarak kullanılması, “drama dersi” olarak dramanın kendi konularının öğretilmesi anlamını taşır.

Bir Öğretim Yöntemi (Araç) Olarak Drama

Bir sorunu çözmek, bir deneyi sonuçlandırmak, bir konuyu öğrenmek ya da öğretmek gibi amaçlara ulaşmak için bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yol olarak tanımlanır. Drama, çocukların tüm duyularının etkin olarak kullanılmasını sağlar. Çocuklar, drama sürecinde konuşurlar, hareket ederler, bedenlerini, seslerini, duygu ve düşüncelerini kullanırlar, başkalarıyla iletişim içinde olurlar, özgün düşünce, davranış ve somut ürün oluştururlar, eğlenirler. Bu süreç öğrenme kalitesini doğrudan etkiler.

Dramada Öğrenme Türleri

  • Yaşantılara dayalı öğrenme
  • Hareket yoluyla öğrenme
  • Aktif öğrenme
  • Etkileşim yoluyla öğrenme
  • Sosyal öğrenme
  • Tartışarak öğrenme
  • Duygusal öğrenme
  • İşbirliği kurarak öğrenme
  • Kavram öğrenme

Bir Disiplin (Amaç) Olarak Drama

Dramanın bir disiplin olarak ele alınabilmesi için bilimin genel olarak üç temel işlevi olan betimleme, açıklama ve kontrol özelliklerini taşıyor olması gereklidir. Okul öncesi dönemde drama uygulamaları kapsamına bakıldığında çocuğun yaratıcılığını geliştiren bir etkinlik dizisi hakkındaki inceleme ve bu inceleme ile okul başarısı arasındaki ilişki ve elde edilen sonuçlara göre bireyin gelecekteki kişilik özelliklerini yordama bilimin bu üç temel işlevinden yararlanıldığını göstermektedir.

Dramanın Çocuğun Gelişimine Etkisi ve Sağladığı Yararlar

Çocuk yaşamının en doğal parçalarından biri oyundur. Çocuğun duygularını, gördüklerini sınadığı en iyi öğrenme ortamı oyun ortamıdır. Bu bağlamda oyun ile öğretim eğitimciler tarafından kabul gören bir yöntemdir. Çocuklar drama etkinliklerini oyun olarak gördükleri için etkinlikler sırasında sıkılmazlar ve eğlenirken öğrenme fırsatı yakalarlar. Drama, dil becerilerini doğal bir biçimde birleştirir, dramada, dikkatli dinleme anahtar bir özelliktir. Drama, iletişimin hem sözel hem de sözel olmayan yanlarını birleştirir, böylece zeka ve vücudu bir araya getirir ve öğrenimin fiziksel ve entelektüel yanlarının arasındaki dengeyi sağlar. Drama hem bilişsel hem de duyguların geneline hitap ettiğinden düşünmeye olduğu kadar duygulara da önem verir. drama etkinlikleri çocukların dünyayı anlamlandırmaları, çevreleri, başkaları ve kendileriyle etkileşim ve iletişime girmeleri için fırsatlar yaratır. Drama etkinlikleri sayesinde çocuklar duygularını, hayal güçlerini, imgeleme yetilerini ve hatta düşlerini işe koşarak etkinliklere aktif olarak katılma olanağı bulurlar. Drama etkinlikleri sayesinde çocukların yaratıcılığı, sanatsal duyarlılığı ve zihinsel kapasiteleri gelişir.

Dramanın yararları şu biçimde özetlenebilir:

  • Drama etkinlikleri sayesinde çocuk kendisi hakkında beceriler elde etme olanağı bulur.
  • Duygularını ifade etme ve ayırt etme becerisi kazandırır.
  • Kelimeleri doğru ve yerinde kullanmayı ve kelime dağarcığının zenginleşmesini sağlar.
  • Drama etkinliklerinde seyirci olmadığı için çocuk kendisini baskı altında hissetmez ve böylece sıkılganlık duygusunu yenmiş olur.
  • Drama etkinlikleri sırasında arkadaşlarıyla paylaşım içinde çalışan çocuk iş birliğinin gerekli olduğunu öğrenir.
  • Drama etkinlileri sırasında öğrenilecek her konu daha somur hale getirildiği için daha kolay öğrenme sağlanır.
  • Oyunlar sırasında çocukları gözlemleyen öğretmen çocuklar hakkında daha çok bilgiye sahip olma fırsatı yakalar ve bu yolla bazı duygusal sorunları daha kolay çözebilir.
  • Drama etkinlikleri sayesinde çocuklar edilgenlik yerine aktif olma, bağımlılık yerine bağımsız olma ve başkalarına karşı hoşgörülü olma gibi nitelikler kazanır.

Drama çocukların gelişimini pek çok yönden destekler. Özellikle:

  • Bilişsel Gelişim
  • Dil Gelişimi
  • Psikomotor ve Fiziksel Gelişim
  • Sosyo-duygusal Gelişim

alanlarında önemli katkılar sunar.

Bilişsel Gelişim Drama, çocuğun özgürce hareket etmesi, bedeni yoluyla fiziksel dünyayı kullanması, sınaması, değiştirmesi, dönüştürmesi olanakları sunar. Çocuk bu olanakları kullandıkça zihinsel süreçleri de gelişir. Çocuğun bedensel hareketleri ile zihinsel gelişimi arasında bir etkileşim vardır. Çocukların hareketleri arttıkça zihinsel gelişiminde de ilerleme görülür. Drama, eğlenceli drama oyunları ve kurgulanmış drama konularıyla matematiksel anlayışın gelişmesine yardım eder. Görme ve dokunma duyularına ilişkin soyut düşünce sağlar. Drama çocuklara problem çözme ve çözüm arama gibi motive edici sebepler vererek, zengin hayali konularda matematiği kullanmak için matematiksel düşünceyi gerçekleştirir.

Dil Gelişimi, drama ile çocukların salt bilişsel değil, duyuşsal, devinimsel ve sosyal alanlarda da gelişimleri hedeflenir. Drama, eğitimi çocuk merkezli hale getirir. Drama etkinlikleri ile çocuk, kendini ifade etme, başkalarının fikirlerini dinleme ve bu fikirlere saygı duymayı öğrenir. Drama, katılımcıları edilgenlikten çıkarıp aktif kılmayı amaçlayan bir süreçtir ve çocuklar etkinliğin merkezinde yer alır. Dramada, okul öncesi eğitim amaç ve kazanımları, çocukların yaş, gelişimsel özellik ve gereksinimleri göz önünde bulundurularak etkinlikler planlanır ve uygulanır. Böylelikle çocuğun dil gelişimine de katkı sağlanır.

Psikomotor ve Fiziksel Gelişim, Psikomotor gelişim, çocuğun büyük ve küçük kas hareket gelişimi ile ilgili becerilerini ifade etmektedir. Okul öncesi dönemdeki çocuklar, her ne kadar sözel becerileri gelişmiş olsa da duygu ve düşüncelerini hareketleriyle daha iyi ifade edebilirler. Drama etkinliklerinde çocuklar vücutlarını koordineli ve belli bir amaca dönük olarak kullanma becerileri kazanırlar. Drama etkinlikleri çocukların ayakta durma, yürüme, koşma, yuvarlanma, zıplama, merdiven tırmanma, dengede durma gibi hareketler yoluyla çocuğun fazla enerjisini kullanabileceği geliştirici, rahatlatıcı ve sakinleştirici etkinliklerdir. Çocuğun hareket gelişimi sayesinde kazandığı fiziksel güven ardından psikolojik güvene dönüşür.

Sosyal-Duygusal Gelişim, çocuğun toplumun etkin bir üyesi olabilmesi için kendisinin bir birey olduğunu ve diğerlerinden farklı olduğunu anlaması gerekmektedir. Bu farklılığın algılanmasında ise anne-baba, eğitimciler, akranlar ve çocuğun çevresinde yer alan tüm bireylerin tutum ve davranışları etkilidir. Drama etkinlikleri kapsamında, çevreye saygı, farklılıklara saygı, yardımlaşmanın önemi gibi konular ile ilgili çalışmalar yapılabilir. Drama etkinliği çocukların grup içinde bir değeri yaşayarak öğrenmesine katkıda bulunur.

Oyun ve Drama İlişkisi

Genel tanımı ile oyun, belirli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya da kuralsız gerçekleştirilen fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı, fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan gerçek hayatın bir parçası ve çocuk için en etkin öğrenme süreci olarak tanımlanabilir. Etkin öğrenmenin özelliklerinden olan öğrenmenin ilk elden deneyimsel ve etkin olması, çocuklara araştırma, keşfetme ortamı sağlaması, çocukların kendi başlarına özgür hareket etmeleri ve öğrenme sorumluluğu almada istekli olmaları, çocukların öğrenmelerinin sosyal bağlam içinde yer alması vb. gibi unsurlar oyunda doğal olarak görülür. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri de onun oyun oynamasıdır. İnsanın yaşamı boyunca söylediği, düşlediği, her şey oyunsu öğeler taşır. Drama kavramının yapısında rol oynama, doğaçlama ve oyun kavramları bulunmaktadır. Drama bir bakıma çocuk oyunlarının gelişmiş halidir.

Drama ile oyunun arasında pek çok benzerlik bulunmaktadır. Drama ve oyunun en büyük ortak noktası “-mış gibi” yapmaktır. Diğer bir ortak nokta ise eğitsel yapıya sahip olmalarıdır. Hem drama hem de oyun belli davranışları kazandırmak için kullanılabilmektedir. Drama ve oyunun temelinde özgürlük, anlık doğaçlamalar, kurallara bağlılık, yapılamayanın yapılması ve öyleymiş gibi yapma vardır. Drama ve oyun arasındaki benzerlik ve farklılıkları kısaca şu şekilde özetlemek mümkündür:

  • Dramada lider tarafından önceden belirlenmiş hedef ve amaçlar vardır. Çocukların geliştirdikleri oyunlarda böyle bir amaç yoktur.
  • Drama planlı bir çalışmadır. Oyun ise kendiliğinden başlayabilir.
  • Gerek dramada gerekse oyunda çocuk enerjisini ve dikkatini etkinlik üzerinde yoğunlaştırır.
  • Dramada önemli olan sonuç değil yaşanan süreçtir. O anda yaratılanlar ilk kez vardır ve doğrusu yanlışı yoktur. Bu nedenle dramada yanlış yapma korkusu yoktur. Oyunda ise bir başlangıç ve sonuç bölümü vardır. Çoğunlukla oyunda kazanma ve kaybetme söz konusudur.
  • Dramada tekrar vardır. Ancak süreç ve yaşantılar farklılaşır. Oyunda tekrar vardır ancak yapısal anlamda tekrar yoktur.

Drama etkinliği sonunda tartışma ve değerlendirme yer alır. Yapılan grup tartışması çocukların kendilerini rahatlıkla ifade etmelerini sağlar. Oyunda ise tartışma ve değerlendirme söz konusu değildir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.