Açıköğretim Ders Notları

Çocuk Gelişiminde Alan Çalışmaları Dersi 7. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Çocuk Gelişiminde Alan Çalışmaları Dersi 7. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Çocuk Ve Ailenin Desteklenmesi

Ailenin Önemi

İnsan gelişimi düşünüldüğünde gelişim bir bağlam içinde bir süreç boyunca yer alır. Örneğin çocuk yetiştirme ile şu iki söylem üzerinde düşünecek olursak: “Çocuklar kendi kendilerine büyüyor” ve “Çocuklar büyütülür”. Bu iki farklı söylemde çocuk gelişimde süreci nasıl tanımladığımız anlaşılmaktadır. Bu noktada çocuk gelişimi ve ailenin önemi açısından bağlamın ne derece önemli olduğunu açıklayan bakış açıları vardır. Bu bölümde ailenin önemi çeşitli yaklaşımlarla açıklanmaktadır.

Bronfenbrenner’ın Ekolojik Sistem Yaklaşımı: Ekolojik sistem bakış açısına göre gelişim çocuk ve çocuğun etkileşimde bulunduğu sitemler arasındaki ilişkiye göre tanımlanır. Bunlar mikrosistem, mezosistem, ekzosistem ve makrosistemdir. Bronfenbrenner’ın ekolojik sistem modeli S:136, Şekil 7.1’de açıklanmıştır.

Sameroff’un Karşılıklı Etkileşim Kuramı: Karşılıklı etkileşimler kuramına göre gelişimsel sonuçlar yalnızca bireyin, çocuğun ya da bağlamın tek başına etkisiyle ortaya çıkmaz. Sonuçların elde edilmesinde bütün hepsinin birbiri ile etkileşimi rol oynar. Bu yaklaşıma göre gelişim çocuğun ailesi ve sosyal bağlamı tarafından ona sağlanan deneyimlerin sürekli etkileşim içinde birbirlerini karşılıklı etkilemesi sonucu oluşur. Bu karşılıklı süreç içinde hem çocuk hem de çevre sürekli birbirini değiştirmekte ve etkilemektedir. Bu bağlamda S:138, Şekil 7.2’de gelişimsel probleme neden olan etkileşimsel süreç örneği ve S:139, Şekil7.3’te ise etkileşimsel süreçte memnun edici olmayan ilişkiye dair ebeveyn tarafından geliştirilen beklentinin çocukta davranış problemine neden olması kitapta gösterilmiştir.

Guralnick’in Gelişimsel Sistemler Yaklaşımı: Guralnick’in gelişimsel sistemler modeline göre ailenin ilişki yapısı üç etkenden etkilenir. Bunlardan birincisi ebeveyn-çocuk ilişki kalitesi, ikincisi aile liderliğinde sağlanan çocuk deneyimleri ve sonuncusu da aile tarafından sağlanan sağlık ve güvenlik koşullarıdır. Bu modele göre en iyi şekilde kurulmuş aile-çocuk ilişkisi duygusal açıdan sıcak sosyal paylaşımların olduğu, öğretici söylemlere dayalı etkileşimlerin yaşandığı, duyarlılığın olduğu, karşılıklı sevginin olduğu bir ilişkidir. Ailenin çocuğa sağladığı ilişki yapısı ve dolayısıyla da gelişimsel çıktısı somut bir şekilde S:140, Şekil 7.4’te özetlenmiştir.

Aileyi Desteklemek ve Aile ile İletişim Yolları

Aileyi Desteklemek: Çocukların hayatlarında onların savunucusu ve öğreticisi olduğunu fark eden aileler çocuklarının gelişimi için hem okul hem de toplum içinde onları geliştirebilmek amacıyla pek çok yol bulabileceklerdir. Aile desteklenirken amaç erken müdahale programlarındaki amaçlar gibi aileye etkileyen stres faktörlerini önlemek ya da en aza indirmeye çalışmaktır. Bu sayede aile güçlendirilebilir. Guralnick’e göre aileyi etkileyen stres faktörleri S:141’de açıklanmıştır. Stres faktörleri göz önünde bulundurulduğunda, ailelerin nasıl destekleneceği konusunda Guralnick stres faktörleri karşısında erken müdahale programlarının bileşenlerini açıklamıştır. Bu bileşenler ailelere kaynak desteği sağlama, sosyal destek ve bilgi ve hizmettir.

Aile ile İletişim: Çocuk gelişimi için aile ile birlikte bir sürecin yürütülmesi gerekmektedir. Aile ile sürdürülecek bu ilişkinin çocuk gelişimi için ortak payda da buluşularak bir ortaklığı dönüştürülmesi önemlidir. Keyser bu ortaklık ilişkisi ile ilgili; hem uzman hem de aile tarafından sağlanan katkı ve bilginin eşit olarak dağıtılması gerektiğini söylemiştir.

Bu ortaklık içinde diğer tarafın bakış açısını anlamaya çalışmak, iki yönlü iletişimin olduğu karar verme noktasında tarafların birbirine danıştığı ve farklı düşüncelere saygı duyulan bir süreç yaşanmalıdır (Keyser, 2006) Aile ile geliştirilen ilişkinin ortaklığa dönüştürülmesi için şunlara dikkat edilmelidir (Keyser, 2006);

  1. Birbirinin bilgi ve uzmanlığı olduğunun farkına varma ve saygı duymak,
  2. İki yönlü iletişim yoluyla bilgi paylaşımı,
  3. Güç paylaşımı ve karar verme,
  4. Farklılıkları kabul etmek ve saygı duymak,
  5. Destek ağı oluşturmak.

1. Çocuk gelişimi ve diğer konularda uzman olsanız da, ailelerin de sahip olduğu bilgiler ve yaşadıkları deneyimler önemlidir. Çocuğun mizacı özellikleri, alışkanlıkları, çocuğun içinde bulunduğu bağlam, kültür ve çocuğun geçmişi gibi tüm bilgileri edinebileceğiniz tek unsur ailelerdir.

2. Aile ile olan ilişkinin ortaklığa dönüştürülmesi için bilgi paylaşımının iki yönlü iletişim yoluyla yapılması bu süreçte kilit rol oynar. Bu süreçte bilgi paylaşımında karşılıklı saygının korunması gerekmektedir.

3. Aile ile oluşturulan ortaklık sürecinin etkili olarak işleyebilmesi için her iki tarafında çocukların eğitimi konusundaki karar alma mekanizmasında birbirinin önemli bir role sahip olduğunu anlaması gerekir.

4. Çocuklar aileleri ve uzmanlar olarak biz çok farklı kültürlerden, etnik kökenlerden, aile yapılarından ve sosyoekonomik sınıflardan gelmiş olabilir. Farklılıklara saygı duymak ise, ilk karşılaştığımızda bizde yanlış olduğunu hissettiren durumlarda bile farklılıkları onurlandırmayı gerektirir.

5. Destek ağı oluşturmak, sosyal çevre içindeki üyelerin birbirlerine yardım, ilgi ve destek sağladığı bağlantı ve ilişkileri içeren bir sistemdir (Keyser, 2006). Çocuk gelişimi için oluşturulacak bu sosyal çevre içinde aile üyelerini, çocuk gelişim uzmanlarının, öğretmenleri, yöneticileri ve çevre halkını içerir. Oluşturulacak böyle bir sosyal çevre ailelere kazanç sağlayacak, bağlantılarını genişletecek ve onların çeşitli kaynaklara erişimini arttıracaktır.

İletişim Sürecindeki Engeller ve Çözüm Yolları: Aile ile oluşturulacak ortaklı sürecinde kuracağınız ilişki bazı engeller nedeniyle olumsuz etkilenebilir. Bunlardan bir kaçı, sizin uzman olarak çocuk sahibi olmayışınız, evli olmayışınız, yaşça iletişim kurduğunuz aileden küçük olmanız sayılabilir. Bu gibi durumların aile ile olan ilişkinizi ve uzun vadedeki ortaklık sürecini etkilememesi için kısa zamanda aşağıdaki maddeler uygulanabilir;

  • Ailelerle aranızdaki ilişkilerin kuvvetlenmesi için ilk olarak onların isimlerinin öğrenilmesi,
  • Aileler görüşmeye geldiklerinde onlara isimleri ile hitap etmeli ve onları bu katılımlarından dolayı mutlu olduğunuzu ifade etmek,
  • İlişkinin kuvvetlendirilmesi için her bir aile üyesi için önemli olan olayları öğrenmek.

Uzun vadede ise aşağıdaki maddeler uygulanabilir;

  • Daha önce bahsedilen iki yönlü iletişim yolları kullanılarak bilgi aktarımının sağlanması,
  • Çocukların gelişimi ile ilgili yazılar, kayıtlar tutulması ve bunların zaman zaman aile ile paylaşılması,
  • Ailenin ihtiyaçlarının formel ve informel değerlendirme araçları ile tespit edilmesi,
  • İhtiyaçlar doğrultusunda ailenin önceki başlıklarda bahsedilen hizmetlere yönlendirilmesi.

Aile ile Etkili İletişim: Etkili bir iletişim için konuşmacı, dinleyicinin özelliklerini bilmeli ve dinleyicinin anlayabileceği şekilde ifadeler kullanmalıdır. Ailelerle iletişime başlamadan önce onları nasıl algıladığınız üzerine düşünmelisiniz. Çünkü düşüncelerinin tutum ve davranışlarınıza da yansıyacaktır. Düşünceleriniz için kendinize aşağıdaki soruları sorabilirsiniz (Keyser, 2006);

  • Ailelerin sizinle birlikte olmalarını hoş karşılıyor musunuz?
  • Aile üyelerinin hepsine saygı duyuyor musunuz?
  • Ailelerin hem ebeveyn hem de insan olarak yetkin olduklarını düşünüyor musunuz?
  • Ailelerden bilgi edinmeye açık mısınız?
  • Her bir ailenin gücü ve takdir edilecek yönleri olduğunu düşünüyor musunuz?

Bu sorulara vereceğiniz olumlu cevaplar ile aile ile etkileşiminin temellerini atmış olacaksınız. İki yönlü etkileşimin sağlanması ve iletişim sürecini desteklemek için ipuçları S:146’da maddeler halinde anlatılmıştır.

Ailenin Çocukları Gelişim Alanlarına Göre Desteklemesi

Ergenlik çağına gelene kadarki süreçte, ailelere çocuklarının fiziksel gelişim, sosyal ve duygusal gelişim, dil gelişimi ve bilişsel gelişim konularında tavsiyelerde bulunabileceğiniz bazı başlıklar aşağıda verilmiştir. Detaylarını kitabınızın 147. sayfasından itibaren bulabilirsiniz.

Fiziksel Gelişim:

Bebeklik dönemi için (0-1 Yaş);

  • İlk aylarda ilgisini çekmek amacıyla başının üzerinde ilgisini çeken oyuncaklar asılabilir.
  • 4.ay ile birlikte sırtüstü yatan bebek ellerinden tutularak oturması sağlanabilir.
  • 6.ay ile birlikte ulaşabileceği yerlere ilgisini çeken oyuncaklar yerleştirilerek hareket etmesi sağlanabilir.
  • 8. ve 9. ay ile birlikte ayakta durabilmesi için desteklenebilir.
  • 11. ayla birlikte emeklemesini desteklemek için bebek uzak bir yerden çağırılabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (1-2 Yaş);

  • Elinden tutarak yürümesine yardımcı olunabilir.
  • 16. ay ile birlikte eline ağır olmayan nesneler verilerek yürümesi sağlanabilir.
  • Elinden tutarak merdiven çıkabilir.
  • Güvenliğini sağlamak koşulu ile kalem ve kağıda karalamalar yapması sağlanabilir.
  • Çocuğun kalkıp oturacağı deve cüce gibi oyunlar oynanabilir.
  • Karşılıklı top atma ve tutma oyunları oynanabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (2-3 Yaş);

  • Parmak ucunda yürümesini sağlayan ve iki ayakla zıplayabileceği oyunlar üretilebilir.
  • Kısa mesafede atlama oyunları oynanabilir.
  • Güvenliğini sağlamak koşulu ile makasla kağıt kesme etkinlikleri yapılabilir.
  • Motor kasların olgunluğuna bağlı olarak boncuk delik büyüklüğünü ayarlayarak ipe boncuk dizme etkinlikleri yapılabilir.
  • Üç tekerlekli bisiklete binmesi desteklenebilir.

Okul öncesi dönem (3-5 Yaş);

  • Küçük kasların gelişmesi için boyama ve yazma için materyaller sağlanabilir. Tek başına giyinmesi kendisinden beklenebilir.
  • Fiziksel etkinlikler için yer ve zaman ayarlanmalıdır.
  • Yürüme ve koşma hareketlerini içeren durma, gitme, liderini takip etme, top, lobut, engel oyunları gibi pek çok oyun oynanabilir ve ip atlanabilir.
  • Dengeyi geliştirmek için sek sek oynanabilir ya da birlikte dans edilebilir.

Orta çocukluk (6-8 Yaş);

  • Açık hava da oyun oynama zamanları oluşturulmaya çalışılmalıdır.
  • Kurallı oyunlar öğretilebilir.
  • Legolar ile inşa oyunları oynamak, yapboz tamamlamak, yazmak, sanatsal etkinlikler yaptırmak küçük kas gelişimini destekler.

Orta çocukluk (9-12 Yaş);

  • Düzenli egzersiz alışkanlığı kandırmaya çalışılmalıdır. Bunun için düzenli olarak koşma, hızlı yürüme, yüzme, bisiklete binme gibi aktivitelere katılması teşvik edilebilir.
  • Televizyonda geçirilen zaman kısıtlanabilir.
  • Okul sonrası açık havada oynanan oyunlar desteklenebilir.

Ergenlik çağı (13-18 Yaş);

  • Ergenlikle birlikte çocukların vücutlarında meydana gelen değişimlerin her çocuk için kendi hızında geliştiği ve bu değişimin normal olduğu onlara hatırlatılmalıdır.
  • Kişisel temizliğin ve cinsel organların temizliğinin öneminden bahsedilerek düzenli banyo alışkanlığı edinebilmeleri için teşvik edilmelidir.
  • Beslenme alışkanlıkları, dengeli beslenme ve düzenli uyku konularında çocuklar bilgilendirilmeli ve bu yöndeki çabaları takdir edilmelidir.

Sosyal ve Duygusal Gelişim:

Bebeklik dönemi (0-1 Yaş);

  • Bebeğin ihtiyaçları zamanında karşılanmalıdır.
  • Bebeğe sevgi gösterilmelidir.
  • Bebekle sıcak bir ses tonu ile konuşulmalıdır.
  • Ayrılma ve tekrar kavuşma sürecini doğru şekilde yaşatmaya çalışılmalıdır.
  • Yabancılara karşı olan tepkileri anlayışla karşılanarak bebek sakinleştirilmelidir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (1-2 Yaş);

  • Çocuğun gösterdiği sevgi ifadelerine karşılık verilmelidir.
  • Onunla karşılıklı oyunlar oynanabilir.
  • Çocukların bulunduğu ortamlara götürülebilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (2-3 Yaş);

  • İsteklerini belli ettiğinde yerine getirilmelidir.
  • İlerleyen aylarda açlık, susuzluk, tuvalet gibi ihtiyaçlarını söylemesi için ona fırsat yaratılmalıdır.
  • Bağımsız hareket etmesi için cesaretlendirilmelidir.
  • Çocuğun duygularını ifade edebilmesi için ona fırsatlar tanınmalı ve onlarla duygular hakkında konuşulmalıdır.

Okul öncesi dönem (3-5 Yaş);

  • Çocukların başka çocuklarla sosyalleşebileceği ortamlar oluşturmak denenebilir.
  • Arkadaşları ile yaşadıkları çatışmaları kendisinin çözebilmesi için yol gösterilmeli ve sorunu birlikte çözmeleri için fırsat tanınmalıdır.
  • Paylaşmayı öğrenmeye destek olunabilir.
  • Ödünç verme ve ödünç alma öğretilmelidir.
  • Duygularını ifade edebilmesi için destek olunmalıdır.

Orta çocukluk (6-8 Yaş);

  • Sorumluluk sahibi olabilmesi için ona bazı görevler verilebilir.
  • Empati kurmak öğretilebilir.
  • Başkalarına saygı duymak öğretilebilir.

Orta çocukluk (9-12 Yaş);

  • Çocuğun yaşadıkları, okul hayatı, arkadaşları, başarıları, problemleri ve duyguları üzerinde konuşulabilir.
  • Sorumluluk alması pekiştirilebilir.
  • Sosyal etkinliklere katılmaları teşvik edilebilir.

Ergenlik çağı (13-18 Yaş);

  • Çocuğun duygu ve düşünceleri dinlenmeli ve saygı duyulmalıdır.
  • Çocuğun arkadaşları ile tanışılabilir ve eve davet edilebilir.
  • Alkol, uyuşturucu, sigara içme gibi hassas konularda açık ve doğrudan konuşma yapılmalıdır.
  • Başarı ve çabası takdir edilmelidir.

Dil Gelişimi:

Bebeklik dönemi (0-1 Yaş);

  • Çeşitli nesnelerin ve doğa sesleri dinletilebilir.
  • Ona ninni, tekerleme ve şarkı söylenebilir.
  • Çıkarttığı sesleri tekrar ederek ses oyunları oynanabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (1-2 Yaş);

  • Konuşurken yaptığı yanlışlara gülünmemeli ve yanlışlar tekrar edilmemelidir.
  • Birlikte kitap okunmalıdır.
  • Eksik ya da yarım cümleler genişletilerek sorular sorulabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (2-3 Yaş);

  • Çocuğa yer bildiren sözcükleri öğretebileceğiniz oyunlar oynanabilir.
  • 10’a kadar sayması öğretilebilir.
  • Yazmayı taklit edebilmesi için boya kalemleri ve kağıt temin edilebilir.

Okul öncesi dönem (3-5 Yaş);

  • Çocukla konuşurken tam ve düzgün cümleler kurulmaya özen gösterilmelidir.
  • Büyük – Küçük, Sert – Yumuşak gibi zıtlıklar içeren oyunlar oynanabilir.
  • Olaylara ilişkin hisleri ve duyguları hakkında konuşulabilir.

Orta çocukluk (6-8 Yaş);

  • Çocuğa resimli kitaplar verilebilir ve resimdeki konular hakkında neler düşündüğünün açıklanması konusunda cesaretlendirilebilir.
  • Duygu ve düşüncelerini ifade etmesi için fırsat verilebilir.
  • Kelime dağarcığının artmasına rehberlik edilebilir.

Orta çocukluk (9-12 Yaş);

  • Çocuk kitap okuması için cesaretlendirilebilir.
  • Şiir yazması için teşvik edilebilir.

Ergenlik çağı (13-18 Yaş);

  • Tiyatro, opera, şiir etkinlikleri gibi farklı etkinliklere katılmaları teşvik edilebilir.
  • Gazete, dergi okuma alışkanlığı kazanması için teşvik edilebilir.

Bilişsel Gelişim:

Bebeklik dönemi (0-1 Yaş);

  • Ellerine, ayaklarına ses çıkaran farklı nesneler takılabilir ve sesin geldiği yöne yönelip yönelmediği takip edilebilir.
  • Ele alınan bir nesne bebeğe gösterilerek takip edip etmediği kontrol edilebilir.
  • Farklı boyut ve renklerde oyuncaklar sunarak zaman içerisinde oyuncak değişimi sağlanabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (1-2 Yaş);

  • Saklama oyunları oynanabilir.
  • Aynı ortamda kalmak yerine çocuğa keşfedebilmesi için farklı ortamlar sunulabilir.
  • Resimler üzerinde nesnelerin isimleri sorularak öğrenmeleri sağlanabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (2-3 Yaş);

  • Vücut parçalarını işaret etme oyunları oynanabilir.
  • Farklı nesneler gösterilerek ne olduğu sorulabilir.
  • Zıt kavramlar, renkler ve şekiller öğretilebilir.

Okul öncesi dönem (3-5 Yaş);

  • Nesneler için “o, bu” demek yerine ismini söyleyerek kavram kazanmasına yardımcı olunabilir.
  • Çocuğa tiyatro, sergi, müze, balık tutmak gibi farklı etkinlikler sunularak bunlar üzerinde konuşulabilir.
  • Yapboz oynamak için teşvik edilebilir.

Orta çocukluk (6-8 Yaş);

  • “kim eksik” gibi hafıza oyunları oynanabilir.
  • Harita çizme ve ya haritayı yorumlama gibi fırsatlar oluşturulabilir.
  • Çocuklara problemler verilerek nasıl bir çözüm yolu bulabilecekleri sorulabilir.

Orta çocukluk (9-12 Yaş);

  • Çocuğa bir durum verilerek neden sonuç ilişkisini açıklaması istenebilir.
  • Akılda sayı tutma ile ilgili alıştırmalar yapılabilir.

Ergenlik çağı (13-18 Yaş);

  • Bir sorunun neden kaynaklanabileceği gibi farklı konular üzerinde ihtimaller üretmesi sağlanabilir.
  • Alınan kararlar için birlikte avantaj ve dezavantajları hakkında konuşulabilir.
  • Kitap okuması teşvik edilebilir. Bunun için birlikte kitapçıya giderek kitap alınabilir, evde birlikte kitap okuma zamanları yapılabilir. Aynı kitap okunarak üzerinde tartışma ortamları oluşturulabilir.

Ailenin Önemi

İnsan gelişimi düşünüldüğünde gelişim bir bağlam içinde bir süreç boyunca yer alır. Örneğin çocuk yetiştirme ile şu iki söylem üzerinde düşünecek olursak: “Çocuklar kendi kendilerine büyüyor” ve “Çocuklar büyütülür”. Bu iki farklı söylemde çocuk gelişimde süreci nasıl tanımladığımız anlaşılmaktadır. Bu noktada çocuk gelişimi ve ailenin önemi açısından bağlamın ne derece önemli olduğunu açıklayan bakış açıları vardır. Bu bölümde ailenin önemi çeşitli yaklaşımlarla açıklanmaktadır.

Bronfenbrenner’ın Ekolojik Sistem Yaklaşımı: Ekolojik sistem bakış açısına göre gelişim çocuk ve çocuğun etkileşimde bulunduğu sitemler arasındaki ilişkiye göre tanımlanır. Bunlar mikrosistem, mezosistem, ekzosistem ve makrosistemdir. Bronfenbrenner’ın ekolojik sistem modeli S:136, Şekil 7.1’de açıklanmıştır.

Sameroff’un Karşılıklı Etkileşim Kuramı: Karşılıklı etkileşimler kuramına göre gelişimsel sonuçlar yalnızca bireyin, çocuğun ya da bağlamın tek başına etkisiyle ortaya çıkmaz. Sonuçların elde edilmesinde bütün hepsinin birbiri ile etkileşimi rol oynar. Bu yaklaşıma göre gelişim çocuğun ailesi ve sosyal bağlamı tarafından ona sağlanan deneyimlerin sürekli etkileşim içinde birbirlerini karşılıklı etkilemesi sonucu oluşur. Bu karşılıklı süreç içinde hem çocuk hem de çevre sürekli birbirini değiştirmekte ve etkilemektedir. Bu bağlamda S:138, Şekil 7.2’de gelişimsel probleme neden olan etkileşimsel süreç örneği ve S:139, Şekil7.3’te ise etkileşimsel süreçte memnun edici olmayan ilişkiye dair ebeveyn tarafından geliştirilen beklentinin çocukta davranış problemine neden olması kitapta gösterilmiştir.

Guralnick’in Gelişimsel Sistemler Yaklaşımı: Guralnick’in gelişimsel sistemler modeline göre ailenin ilişki yapısı üç etkenden etkilenir. Bunlardan birincisi ebeveyn-çocuk ilişki kalitesi, ikincisi aile liderliğinde sağlanan çocuk deneyimleri ve sonuncusu da aile tarafından sağlanan sağlık ve güvenlik koşullarıdır. Bu modele göre en iyi şekilde kurulmuş aile-çocuk ilişkisi duygusal açıdan sıcak sosyal paylaşımların olduğu, öğretici söylemlere dayalı etkileşimlerin yaşandığı, duyarlılığın olduğu, karşılıklı sevginin olduğu bir ilişkidir. Ailenin çocuğa sağladığı ilişki yapısı ve dolayısıyla da gelişimsel çıktısı somut bir şekilde S:140, Şekil 7.4’te özetlenmiştir.

Aileyi Desteklemek ve Aile ile İletişim Yolları

Aileyi Desteklemek: Çocukların hayatlarında onların savunucusu ve öğreticisi olduğunu fark eden aileler çocuklarının gelişimi için hem okul hem de toplum içinde onları geliştirebilmek amacıyla pek çok yol bulabileceklerdir. Aile desteklenirken amaç erken müdahale programlarındaki amaçlar gibi aileye etkileyen stres faktörlerini önlemek ya da en aza indirmeye çalışmaktır. Bu sayede aile güçlendirilebilir. Guralnick’e göre aileyi etkileyen stres faktörleri S:141’de açıklanmıştır. Stres faktörleri göz önünde bulundurulduğunda, ailelerin nasıl destekleneceği konusunda Guralnick stres faktörleri karşısında erken müdahale programlarının bileşenlerini açıklamıştır. Bu bileşenler ailelere kaynak desteği sağlama, sosyal destek ve bilgi ve hizmettir.

Aile ile İletişim: Çocuk gelişimi için aile ile birlikte bir sürecin yürütülmesi gerekmektedir. Aile ile sürdürülecek bu ilişkinin çocuk gelişimi için ortak payda da buluşularak bir ortaklığı dönüştürülmesi önemlidir. Keyser bu ortaklık ilişkisi ile ilgili; hem uzman hem de aile tarafından sağlanan katkı ve bilginin eşit olarak dağıtılması gerektiğini söylemiştir.

Bu ortaklık içinde diğer tarafın bakış açısını anlamaya çalışmak, iki yönlü iletişimin olduğu karar verme noktasında tarafların birbirine danıştığı ve farklı düşüncelere saygı duyulan bir süreç yaşanmalıdır (Keyser, 2006) Aile ile geliştirilen ilişkinin ortaklığa dönüştürülmesi için şunlara dikkat edilmelidir (Keyser, 2006);

  1. Birbirinin bilgi ve uzmanlığı olduğunun farkına varma ve saygı duymak,
  2. İki yönlü iletişim yoluyla bilgi paylaşımı,
  3. Güç paylaşımı ve karar verme,
  4. Farklılıkları kabul etmek ve saygı duymak,
  5. Destek ağı oluşturmak.

1. Çocuk gelişimi ve diğer konularda uzman olsanız da, ailelerin de sahip olduğu bilgiler ve yaşadıkları deneyimler önemlidir. Çocuğun mizacı özellikleri, alışkanlıkları, çocuğun içinde bulunduğu bağlam, kültür ve çocuğun geçmişi gibi tüm bilgileri edinebileceğiniz tek unsur ailelerdir.

2. Aile ile olan ilişkinin ortaklığa dönüştürülmesi için bilgi paylaşımının iki yönlü iletişim yoluyla yapılması bu süreçte kilit rol oynar. Bu süreçte bilgi paylaşımında karşılıklı saygının korunması gerekmektedir.

3. Aile ile oluşturulan ortaklık sürecinin etkili olarak işleyebilmesi için her iki tarafında çocukların eğitimi konusundaki karar alma mekanizmasında birbirinin önemli bir role sahip olduğunu anlaması gerekir.

4. Çocuklar aileleri ve uzmanlar olarak biz çok farklı kültürlerden, etnik kökenlerden, aile yapılarından ve sosyoekonomik sınıflardan gelmiş olabilir. Farklılıklara saygı duymak ise, ilk karşılaştığımızda bizde yanlış olduğunu hissettiren durumlarda bile farklılıkları onurlandırmayı gerektirir.

5. Destek ağı oluşturmak, sosyal çevre içindeki üyelerin birbirlerine yardım, ilgi ve destek sağladığı bağlantı ve ilişkileri içeren bir sistemdir (Keyser, 2006). Çocuk gelişimi için oluşturulacak bu sosyal çevre içinde aile üyelerini, çocuk gelişim uzmanlarının, öğretmenleri, yöneticileri ve çevre halkını içerir. Oluşturulacak böyle bir sosyal çevre ailelere kazanç sağlayacak, bağlantılarını genişletecek ve onların çeşitli kaynaklara erişimini arttıracaktır.

İletişim Sürecindeki Engeller ve Çözüm Yolları: Aile ile oluşturulacak ortaklı sürecinde kuracağınız ilişki bazı engeller nedeniyle olumsuz etkilenebilir. Bunlardan bir kaçı, sizin uzman olarak çocuk sahibi olmayışınız, evli olmayışınız, yaşça iletişim kurduğunuz aileden küçük olmanız sayılabilir. Bu gibi durumların aile ile olan ilişkinizi ve uzun vadedeki ortaklık sürecini etkilememesi için kısa zamanda aşağıdaki maddeler uygulanabilir;

  • Ailelerle aranızdaki ilişkilerin kuvvetlenmesi için ilk olarak onların isimlerinin öğrenilmesi,
  • Aileler görüşmeye geldiklerinde onlara isimleri ile hitap etmeli ve onları bu katılımlarından dolayı mutlu olduğunuzu ifade etmek,
  • İlişkinin kuvvetlendirilmesi için her bir aile üyesi için önemli olan olayları öğrenmek.

Uzun vadede ise aşağıdaki maddeler uygulanabilir;

  • Daha önce bahsedilen iki yönlü iletişim yolları kullanılarak bilgi aktarımının sağlanması,
  • Çocukların gelişimi ile ilgili yazılar, kayıtlar tutulması ve bunların zaman zaman aile ile paylaşılması,
  • Ailenin ihtiyaçlarının formel ve informel değerlendirme araçları ile tespit edilmesi,
  • İhtiyaçlar doğrultusunda ailenin önceki başlıklarda bahsedilen hizmetlere yönlendirilmesi.

Aile ile Etkili İletişim: Etkili bir iletişim için konuşmacı, dinleyicinin özelliklerini bilmeli ve dinleyicinin anlayabileceği şekilde ifadeler kullanmalıdır. Ailelerle iletişime başlamadan önce onları nasıl algıladığınız üzerine düşünmelisiniz. Çünkü düşüncelerinin tutum ve davranışlarınıza da yansıyacaktır. Düşünceleriniz için kendinize aşağıdaki soruları sorabilirsiniz (Keyser, 2006);

  • Ailelerin sizinle birlikte olmalarını hoş karşılıyor musunuz?
  • Aile üyelerinin hepsine saygı duyuyor musunuz?
  • Ailelerin hem ebeveyn hem de insan olarak yetkin olduklarını düşünüyor musunuz?
  • Ailelerden bilgi edinmeye açık mısınız?
  • Her bir ailenin gücü ve takdir edilecek yönleri olduğunu düşünüyor musunuz?

Bu sorulara vereceğiniz olumlu cevaplar ile aile ile etkileşiminin temellerini atmış olacaksınız. İki yönlü etkileşimin sağlanması ve iletişim sürecini desteklemek için ipuçları S:146’da maddeler halinde anlatılmıştır.

Ailenin Çocukları Gelişim Alanlarına Göre Desteklemesi

Ergenlik çağına gelene kadarki süreçte, ailelere çocuklarının fiziksel gelişim, sosyal ve duygusal gelişim, dil gelişimi ve bilişsel gelişim konularında tavsiyelerde bulunabileceğiniz bazı başlıklar aşağıda verilmiştir. Detaylarını kitabınızın 147. sayfasından itibaren bulabilirsiniz.

Fiziksel Gelişim:

Bebeklik dönemi için (0-1 Yaş);

  • İlk aylarda ilgisini çekmek amacıyla başının üzerinde ilgisini çeken oyuncaklar asılabilir.
  • 4.ay ile birlikte sırtüstü yatan bebek ellerinden tutularak oturması sağlanabilir.
  • 6.ay ile birlikte ulaşabileceği yerlere ilgisini çeken oyuncaklar yerleştirilerek hareket etmesi sağlanabilir.
  • 8. ve 9. ay ile birlikte ayakta durabilmesi için desteklenebilir.
  • 11. ayla birlikte emeklemesini desteklemek için bebek uzak bir yerden çağırılabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (1-2 Yaş);

  • Elinden tutarak yürümesine yardımcı olunabilir.
  • 16. ay ile birlikte eline ağır olmayan nesneler verilerek yürümesi sağlanabilir.
  • Elinden tutarak merdiven çıkabilir.
  • Güvenliğini sağlamak koşulu ile kalem ve kağıda karalamalar yapması sağlanabilir.
  • Çocuğun kalkıp oturacağı deve cüce gibi oyunlar oynanabilir.
  • Karşılıklı top atma ve tutma oyunları oynanabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (2-3 Yaş);

  • Parmak ucunda yürümesini sağlayan ve iki ayakla zıplayabileceği oyunlar üretilebilir.
  • Kısa mesafede atlama oyunları oynanabilir.
  • Güvenliğini sağlamak koşulu ile makasla kağıt kesme etkinlikleri yapılabilir.
  • Motor kasların olgunluğuna bağlı olarak boncuk delik büyüklüğünü ayarlayarak ipe boncuk dizme etkinlikleri yapılabilir.
  • Üç tekerlekli bisiklete binmesi desteklenebilir.

Okul öncesi dönem (3-5 Yaş);

  • Küçük kasların gelişmesi için boyama ve yazma için materyaller sağlanabilir. Tek başına giyinmesi kendisinden beklenebilir.
  • Fiziksel etkinlikler için yer ve zaman ayarlanmalıdır.
  • Yürüme ve koşma hareketlerini içeren durma, gitme, liderini takip etme, top, lobut, engel oyunları gibi pek çok oyun oynanabilir ve ip atlanabilir.
  • Dengeyi geliştirmek için sek sek oynanabilir ya da birlikte dans edilebilir.

Orta çocukluk (6-8 Yaş);

  • Açık hava da oyun oynama zamanları oluşturulmaya çalışılmalıdır.
  • Kurallı oyunlar öğretilebilir.
  • Legolar ile inşa oyunları oynamak, yapboz tamamlamak, yazmak, sanatsal etkinlikler yaptırmak küçük kas gelişimini destekler.

Orta çocukluk (9-12 Yaş);

  • Düzenli egzersiz alışkanlığı kandırmaya çalışılmalıdır. Bunun için düzenli olarak koşma, hızlı yürüme, yüzme, bisiklete binme gibi aktivitelere katılması teşvik edilebilir.
  • Televizyonda geçirilen zaman kısıtlanabilir.
  • Okul sonrası açık havada oynanan oyunlar desteklenebilir.

Ergenlik çağı (13-18 Yaş);

  • Ergenlikle birlikte çocukların vücutlarında meydana gelen değişimlerin her çocuk için kendi hızında geliştiği ve bu değişimin normal olduğu onlara hatırlatılmalıdır.
  • Kişisel temizliğin ve cinsel organların temizliğinin öneminden bahsedilerek düzenli banyo alışkanlığı edinebilmeleri için teşvik edilmelidir.
  • Beslenme alışkanlıkları, dengeli beslenme ve düzenli uyku konularında çocuklar bilgilendirilmeli ve bu yöndeki çabaları takdir edilmelidir.

Sosyal ve Duygusal Gelişim:

Bebeklik dönemi (0-1 Yaş);

  • Bebeğin ihtiyaçları zamanında karşılanmalıdır.
  • Bebeğe sevgi gösterilmelidir.
  • Bebekle sıcak bir ses tonu ile konuşulmalıdır.
  • Ayrılma ve tekrar kavuşma sürecini doğru şekilde yaşatmaya çalışılmalıdır.
  • Yabancılara karşı olan tepkileri anlayışla karşılanarak bebek sakinleştirilmelidir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (1-2 Yaş);

  • Çocuğun gösterdiği sevgi ifadelerine karşılık verilmelidir.
  • Onunla karşılıklı oyunlar oynanabilir.
  • Çocukların bulunduğu ortamlara götürülebilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (2-3 Yaş);

  • İsteklerini belli ettiğinde yerine getirilmelidir.
  • İlerleyen aylarda açlık, susuzluk, tuvalet gibi ihtiyaçlarını söylemesi için ona fırsat yaratılmalıdır.
  • Bağımsız hareket etmesi için cesaretlendirilmelidir.
  • Çocuğun duygularını ifade edebilmesi için ona fırsatlar tanınmalı ve onlarla duygular hakkında konuşulmalıdır.

Okul öncesi dönem (3-5 Yaş);

  • Çocukların başka çocuklarla sosyalleşebileceği ortamlar oluşturmak denenebilir.
  • Arkadaşları ile yaşadıkları çatışmaları kendisinin çözebilmesi için yol gösterilmeli ve sorunu birlikte çözmeleri için fırsat tanınmalıdır.
  • Paylaşmayı öğrenmeye destek olunabilir.
  • Ödünç verme ve ödünç alma öğretilmelidir.
  • Duygularını ifade edebilmesi için destek olunmalıdır.

Orta çocukluk (6-8 Yaş);

  • Sorumluluk sahibi olabilmesi için ona bazı görevler verilebilir.
  • Empati kurmak öğretilebilir.
  • Başkalarına saygı duymak öğretilebilir.

Orta çocukluk (9-12 Yaş);

  • Çocuğun yaşadıkları, okul hayatı, arkadaşları, başarıları, problemleri ve duyguları üzerinde konuşulabilir.
  • Sorumluluk alması pekiştirilebilir.
  • Sosyal etkinliklere katılmaları teşvik edilebilir.

Ergenlik çağı (13-18 Yaş);

  • Çocuğun duygu ve düşünceleri dinlenmeli ve saygı duyulmalıdır.
  • Çocuğun arkadaşları ile tanışılabilir ve eve davet edilebilir.
  • Alkol, uyuşturucu, sigara içme gibi hassas konularda açık ve doğrudan konuşma yapılmalıdır.
  • Başarı ve çabası takdir edilmelidir.

Dil Gelişimi:

Bebeklik dönemi (0-1 Yaş);

  • Çeşitli nesnelerin ve doğa sesleri dinletilebilir.
  • Ona ninni, tekerleme ve şarkı söylenebilir.
  • Çıkarttığı sesleri tekrar ederek ses oyunları oynanabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (1-2 Yaş);

  • Konuşurken yaptığı yanlışlara gülünmemeli ve yanlışlar tekrar edilmemelidir.
  • Birlikte kitap okunmalıdır.
  • Eksik ya da yarım cümleler genişletilerek sorular sorulabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (2-3 Yaş);

  • Çocuğa yer bildiren sözcükleri öğretebileceğiniz oyunlar oynanabilir.
  • 10’a kadar sayması öğretilebilir.
  • Yazmayı taklit edebilmesi için boya kalemleri ve kağıt temin edilebilir.

Okul öncesi dönem (3-5 Yaş);

  • Çocukla konuşurken tam ve düzgün cümleler kurulmaya özen gösterilmelidir.
  • Büyük – Küçük, Sert – Yumuşak gibi zıtlıklar içeren oyunlar oynanabilir.
  • Olaylara ilişkin hisleri ve duyguları hakkında konuşulabilir.

Orta çocukluk (6-8 Yaş);

  • Çocuğa resimli kitaplar verilebilir ve resimdeki konular hakkında neler düşündüğünün açıklanması konusunda cesaretlendirilebilir.
  • Duygu ve düşüncelerini ifade etmesi için fırsat verilebilir.
  • Kelime dağarcığının artmasına rehberlik edilebilir.

Orta çocukluk (9-12 Yaş);

  • Çocuk kitap okuması için cesaretlendirilebilir.
  • Şiir yazması için teşvik edilebilir.

Ergenlik çağı (13-18 Yaş);

  • Tiyatro, opera, şiir etkinlikleri gibi farklı etkinliklere katılmaları teşvik edilebilir.
  • Gazete, dergi okuma alışkanlığı kazanması için teşvik edilebilir.

Bilişsel Gelişim:

Bebeklik dönemi (0-1 Yaş);

  • Ellerine, ayaklarına ses çıkaran farklı nesneler takılabilir ve sesin geldiği yöne yönelip yönelmediği takip edilebilir.
  • Ele alınan bir nesne bebeğe gösterilerek takip edip etmediği kontrol edilebilir.
  • Farklı boyut ve renklerde oyuncaklar sunarak zaman içerisinde oyuncak değişimi sağlanabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (1-2 Yaş);

  • Saklama oyunları oynanabilir.
  • Aynı ortamda kalmak yerine çocuğa keşfedebilmesi için farklı ortamlar sunulabilir.
  • Resimler üzerinde nesnelerin isimleri sorularak öğrenmeleri sağlanabilir.

Yeni yürümeye başlayan çocuk (2-3 Yaş);

  • Vücut parçalarını işaret etme oyunları oynanabilir.
  • Farklı nesneler gösterilerek ne olduğu sorulabilir.
  • Zıt kavramlar, renkler ve şekiller öğretilebilir.

Okul öncesi dönem (3-5 Yaş);

  • Nesneler için “o, bu” demek yerine ismini söyleyerek kavram kazanmasına yardımcı olunabilir.
  • Çocuğa tiyatro, sergi, müze, balık tutmak gibi farklı etkinlikler sunularak bunlar üzerinde konuşulabilir.
  • Yapboz oynamak için teşvik edilebilir.

Orta çocukluk (6-8 Yaş);

  • “kim eksik” gibi hafıza oyunları oynanabilir.
  • Harita çizme ve ya haritayı yorumlama gibi fırsatlar oluşturulabilir.
  • Çocuklara problemler verilerek nasıl bir çözüm yolu bulabilecekleri sorulabilir.

Orta çocukluk (9-12 Yaş);

  • Çocuğa bir durum verilerek neden sonuç ilişkisini açıklaması istenebilir.
  • Akılda sayı tutma ile ilgili alıştırmalar yapılabilir.

Ergenlik çağı (13-18 Yaş);

  • Bir sorunun neden kaynaklanabileceği gibi farklı konular üzerinde ihtimaller üretmesi sağlanabilir.
  • Alınan kararlar için birlikte avantaj ve dezavantajları hakkında konuşulabilir.
  • Kitap okuması teşvik edilebilir. Bunun için birlikte kitapçıya giderek kitap alınabilir, evde birlikte kitap okuma zamanları yapılabilir. Aynı kitap okunarak üzerinde tartışma ortamları oluşturulabilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.