Açıköğretim Ders Notları

Çevre Sosyolojisi Dersi 8. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Çevre Sosyolojisi Dersi 8. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Kent Konseyleri Ve Çevre

Giriş

Yerel yönetimlerin, çevresel süreçler üzerinde olan etki ve müdahalesi daha belirgin ve doğrudan olduğundan dolayı çevresel sorunların çözümünde en az merkezi yönetimler kadar sorumludur. Ayrıca toplum herhangi bir çevresel süreç hakkında kolaylıkla mobilize olarak, tepkisini yerel yönetimler üzerinde daha doğrudan bir şekilde ifade edebilme şansına sahiptir. Mevcut yönetsel yapı toplumun yönetim ve karar alma süreçlerine katılarak, daha sağlıklı ve toplum yararına kararların alınmasına engel oluşturmaktadır. Bu noktadan hareketle toplumun tüm yönetsel süreçlere ve çevresel süreçlere de daha aktif katılımını sağlamak ve bunun öte-sinde daha sürdürülebilir bir çevre ve toplum yaratmak için bir mekanizma geliştirilmesi düşünülmüş ve Kent Konseyleri bu bağlamda ortaya çıkmıştır.

Gündem 21

Haziran 1992’de Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde gerçekleştirilen ve kısaca “Rio Yeryüzü Zirvesi” olarak adlandırılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansında alınan kararlar kısaca “Gündem 21” olarak adlandırılır. Gündem 21, kalkınma ve çevre arasında denge kurulmasını hedefleyen “sürdürülebilir gelişme” kavramının yaşama geçirilmesine yönelik, küresel uzlaşmanın ve politik taahhütlerin en üst düzeydeki ifadesi olan bir eylem planıdır. Gündem 21, bir yandan içinde yaşadığımız ağırlıklı sorunların nasıl üstesinden gelineceğine ilişkin öneriler ortaya koyarken, diğer yandan da dünyamızı XXI. yüzyılın tehditlerine karşı hazırlamayı hedeflemektedir.

Yerel Gündem 21

Günden 21’in genel olarak belirlediği hedeflerin yerel düzeyde gerçekleştirilmesini sağlamak amacına yönelik olarak “Yerel Gündem 21” kavramı ortaya atılmıştır. Yerel yönetimlerin öncülüğünde, sivil toplumun ve tüm diğer ilgililerin, birlikte kendi sorunlarını ve önceliklerini saptayarak, kentleri için “21. yüzyılın yerel gündem”ini oluşturmaları öngörülmüştür.

Yerel Gündem 21 süreci, öncelikli olarak yerel ve sürdürülebilir kalkınma sorunlarına ilişkin uzun dönemli, stratejik planların hazırlanmasına ve uygulanmasına vurgu yapmakta ve çeşitli katılım mekanizmalarını içeren, yerel ortaklıklara dayalı “yönetişim” (governance) anlayışının gerçekleştirilmesini bir zorunluluk olarak öngörmektedir. Sürdürülebilir kalkınma kavramının demokrasi, insan hakları, katılımcılık, şeffaflık, etkinlik, hesap verme ve yerel yönetişimin diğer vazgeçilmez kavramlarıyla birlikte, Yerel Gündem 21’in tanımladığı yerel eylem planlaması süreci, bir anlamda yerel demokrasinin geliştirilmesi projesi olarak da tanımlanabilir.

Türkiye’de Yerel Gündem 21

Türkiye’de, önce Yerel Gündem 21 ve Kent Meclisleri ve daha sonra Kent Konseyleri ’ne ilişkin çalışmaların çok fazla gelişme göstermediği ve toplumsal ve kurumsal düzeyde yaygınlaşmadığı görülmektedir. Belediyeler Kanunu’nun 76. maddesi her il ve ilçe belediyesi bulunan kentte Kent Konseyi’nin kurulmasını öngörmüştür. Ancak toplam belediye sayısı göz önüne alındığında, halen çok az sayıda kentte Kent Konseyi’nin kurulmuş olduğu görülmektedir. Ayrıca Kent Konseyi kurulmuş olan kentlerin birçoğunda da merkezi yönetimin ve yerel yönetimlerin Kent Konseylerinin çalışmalarını çok fazla desteklemedikleri hatta bazı belediyelerin kendi kentlerinde kurulmuş olan Kent Konserleri’nin çalışmalarını dolaylı yollardan sabote ettiklerini görmek mümkündür.

Yerel Gündem 21’den Kent Konseylerine

Türkiye’de Yerel Gündem 21 uzun yıllar yasal bir çerçeveden yoksun olarak çalışmalarını sürdürdükten sonra, Belediye Kanunu’nda en son yapılan değişiklik sonucunda, kanunun 76.maddesinde Kent Konseyleri’nin tanımlanmasıyla yasal bir çerçeveye kavuşmuştur. Belediye Kanunun 76. maddesinde Kent Konseyi şu şekilde tanımlanmıştır. “Kent Konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Belediyeler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, ka-mu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlar. Kent konseyinde oluşturulan görüşler belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir”.

Kent Konseyleri aralarındaki iş birliğini ve koordinasyonu geliştirmek amacıyla iş birliği platformları oluşturmuşlardır. Türkiye’de Kent Konseyleri arasındaki işbirliğini geliştirmek amacıyla iki farklı platform oluşturulmuştur. Bunlardan birisi Konak Kent Konseyinin girişimiyle 08-09 Ekim 2010’da İzmir’de yapılan toplantı ile kurulan Türkiye Kent Konseyleri Platformudur. 47 Kent Konseyinin katılımıyla oluşturulan bu platform Kent Konseyleri arasında işbirliği ve koordinasyonu geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Aralarındaki işbirliğini geliştirmek amacıyla altı ayda bir toplanma kararı alan Türkiye Kent Konseyleri Platformu, ikici toplantısını Çankaya Kent Konseyinin ev sahipliğinde Ankara Çankaya’da; üçüncü toplantısını Eskişehir Kent Konseyinin ev sahipliğinde Eskişehir’de, dördüncü toplantısını Nilüfer Kent Konseyinin ev sahipliğinde Bursa Nilüfer’de ve beşinci toplantısını Samsun Atakum’da yapmıştır.

Kent Konseyi’nin yasa ve yönetmelikte belirtilen hedeflerini gerçekleştirebilmesi için genel kurul, yürütme kurulu ve Kent Konseyi başkanından sonra tanımlanan ve öncelikle oluşturulması öngörülen organlar, Yerel Gündem 21’de de belirtildiği gibi, gençlik meclisi ve kadın meclisidir. Bunların dışında Kent Konseylerinin, gerekli gördüğü alanlarda ve gerekli gördüğü sayıda çalışma grubu oluşturabileceği öngörülmüştür.

Kent Konseyi kadın çalışmaları, kadınların toplumsal yaşamda, üretim, iş, siyaset, kültür, sanat gibi alanlarda söz sahibi olmasını hedefleyen Kadın Meclisleri tarafından yürütülmektedir. Bu çalışma alanları, eğitim kapasite geliştirme, mesleki eğitim, beceri kazandırma, sosyal riskin azaltılması konusunda uzun soluklu projeler; şiddet konusunda sığınma evleri, danışma ve dayanışma merkezleri açılması ve kadınların yerel düzeyde karar alma mekanizmalarına katılımı alanlarında çalışmalar yürütmektedir.

Kent Konseyleri çerçevesinde yer alan temel organlardan bir diğeri de gençlik meclisleridir. Gençlik meclisleri öncelikle gençlerin sorunlarını ve genç kimliğini görünür kılmak amacıyla oluşturulmuşlardır. Bu bağlamda özel olarak gençlik politikaların belirlenmesinde ve genel olarak sürdürülebilir bir yaşam ve sürdürülebilir bir çevrenin yaratılmasında genç katılımın sağlanması temel hedefler olarak belirlenmiştir. Bu genel hedefleri gerçekleştirmek için, Kent Konseyleri gençlik meclisleri de kendi aralarında iş birliği platformları oluşturmuşlardır. Bu iş birliği ilk kez, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı ile eş zamanlı olarak, Mayıs 2003 içerisinde Ankara’da bir Gençlik Zirvesi toplanması ile gerçekleşmiştir. Daha sonra Yerel Gündem-21 kentlerinde kurulmuş bulunan Gençlik Meclislerinin ülke ölçeğindeki örgütlenme modeli olarak benimsenen “Yerel Gündem-21 Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun temelleri bu zirve sırasında atılmıştır. Mayıs 2004 içerisinde, yine Ankara’da düzenlenen Gençlik Zirvesi sırasında Yerel Gündem-21 Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun oluşumu tamamlanmıştır.

Kent konseylerinin kuruluşunu tanımlayan yasa maddesinde gerekli alanlarda çalışma grupları oluşturulabileceği öngörülmüştür. Çalışma grupları, yalnızca bir tartışma, düşünce geliştirme ve ortak noktalarda buluşma ortamı yaratmakla kalmayıp, ilgili konulardaki temel sorunların çözümüne yönelik eylemlerin ve bunların önceliklerinin belirlendiği bir ortam işlevini de görmektedir. Genel olarak, çalışma gruplarının, Yerel Gündem-21 sürecini niteleyen temel ilkeler ve yöntemlerin ışığında, “gönüllülük” esasında çalışması öngörülmekte ve farklı sektörlerden, farklı birikimlere sahip gönüllülerin bir araya gelmeleriyle oluşturulmaktadır. Çalışma gruplarının oluşmasında gönüllülük esas olmakla birlikte uzmanlık da önemlidir. Oluşturulacak çalışma gruplarına özellikle, çalışma grubunun konusunda uzman olan kişilerin katılımı büyük bir önem taşımakta ve bu bağlamda özellikle üniversitelerin ilgili bölümleri ile meslek kuruluşlarının temsilcilerinin çalışma gruplarına katılmaları beklenmektedir. Kent konseylerindeki başlıca çalışma grupları; çevre çalışma grubu, çocuk çalışma grupları, kıdemli hemşehriler grubu, yaşlılar çalışma ve engelliler çalışma grubudur.

Kent Konseyleri ve Çevre

Kent Konseylerinin en önemli ve öncelikli çalışma alanının, Gündem 21, Kent Konseylerinin kuruluşu ile ilgili yasa maddesi ve ilgili yönetmelikte belirtildiği gibi çevre ve sürdürülebilirliktir. Hatta Kent Konseyi düşüncesinin Gündem 21 bağlamında belirlenen hedeflerin, yerel düzeyde gerçekleştirilmesi amacıyla ortaya çıktığı ve oluşturulduğu açıktır. Çünkü ilgili belgelerde de belirtildiği gibi XXI. yüzyılda dünyamız daha önce olmayan bir biçimde ve boyutta küresel çevresel sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlarla başa çıkabilmek küresel, ulusal ve bölgesel düzeyde politikalar ve eylemleri gerektirdiği gibi en az bu politika ve eylemler kadar önemli olmak üzere yerel politika ve eylemlilikler de gerektirmektedir. Bu nedenle çevre ile ilgili çalışmalar, Kent Konseylerinin öncelikli çalışma alanlarından birisi olmuştur. Bu çalışmalar çok farklı alanlarda ve boyutlarda olabileceği gibi, ağırlıklı olarak aslen Kent Konseylerinin çalışma grupları arasında yer alan “çevre çalışma grubu” bağlamında yürütülmektedir. Bu bağlamda Kent Konseyleri çevresel sorunları görünür kılmak, çevresel duyarlığı arttırmak ve nihai olarak çevresel sorunların çözümüne yönelik olarak birçok programlar ve eylemler yapmışlardır. Bunlardan başlıcaları, çevre temizliği, atıklar ve geri dönüşüm konusunda kampanyalar düzenlemek şeklinde olmuştur.

Ancak bunların ötesinde Kent Konseylerinin, çevresel açıdan büyük tehdit oluşturan özellikle termik santraller ve hidro-elektrik santrallerin çevresel etkilerini duyurmak ve kamuoyuna mal etmek konusunda çok sayıda eylemlerin içinde yer aldıkları görülmektedir. Bu konuda Kent Konseylerinin ayrı ayrı çabaları olduğu gibi platform düzeyinde de çabaları olmaktadır. Kent Konseyleri Platformunun altı ayda bir yapılan toplantılarında öncelikli olarak tartışılan konulardan birisi çevre olmuştur. Bu bağlamda Platform; Bursa, Nilüfer’de yapılan dördüncü toplantısında çevreyi, Türkiye’nin içinde bulunduğu ve yaşadığı en öncelikli sorunlarından birisi olarak ele almış ve bu konuda Kent Konseyleri Platformunun görüşlerini dile getiren bir bildiri yayınlamıştır. Bu bildiride, Türkiye’nin çevresel açıdan çok yönlü ve çok boyutlu tehditler ile karşı bulunduğu ifade edilmiştir.

Sonuç

Bu ünitede, bir yerel sivil girişim ve halkın yönetime katılımım sağlamak amacıyla oluşmuş olan ve temeli 1992 Rio Yeryüzü Zirvesi’nde atılmış olan Kent Konseyleri ve Kent Konseyleri ile çevresel süreçler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu anlamda Kent Konseyleri yerel düzeyde halkın yönetime katılımını hedefleyen bir yerel demokrasi girişimidir. Kent Konseyleri’nin demokrasinin kurumsallaşması, yerleşmesi ve sürdürülebilir doğal ve toplumsal ve çevre oluşturulması açısından büyük önem taşıdığı düşünülmektedir.

Giriş

Yerel yönetimlerin, çevresel süreçler üzerinde olan etki ve müdahalesi daha belirgin ve doğrudan olduğundan dolayı çevresel sorunların çözümünde en az merkezi yönetimler kadar sorumludur. Ayrıca toplum herhangi bir çevresel süreç hakkında kolaylıkla mobilize olarak, tepkisini yerel yönetimler üzerinde daha doğrudan bir şekilde ifade edebilme şansına sahiptir. Mevcut yönetsel yapı toplumun yönetim ve karar alma süreçlerine katılarak, daha sağlıklı ve toplum yararına kararların alınmasına engel oluşturmaktadır. Bu noktadan hareketle toplumun tüm yönetsel süreçlere ve çevresel süreçlere de daha aktif katılımını sağlamak ve bunun öte-sinde daha sürdürülebilir bir çevre ve toplum yaratmak için bir mekanizma geliştirilmesi düşünülmüş ve Kent Konseyleri bu bağlamda ortaya çıkmıştır.

Gündem 21

Haziran 1992’de Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde gerçekleştirilen ve kısaca “Rio Yeryüzü Zirvesi” olarak adlandırılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansında alınan kararlar kısaca “Gündem 21” olarak adlandırılır. Gündem 21, kalkınma ve çevre arasında denge kurulmasını hedefleyen “sürdürülebilir gelişme” kavramının yaşama geçirilmesine yönelik, küresel uzlaşmanın ve politik taahhütlerin en üst düzeydeki ifadesi olan bir eylem planıdır. Gündem 21, bir yandan içinde yaşadığımız ağırlıklı sorunların nasıl üstesinden gelineceğine ilişkin öneriler ortaya koyarken, diğer yandan da dünyamızı XXI. yüzyılın tehditlerine karşı hazırlamayı hedeflemektedir.

Yerel Gündem 21

Günden 21’in genel olarak belirlediği hedeflerin yerel düzeyde gerçekleştirilmesini sağlamak amacına yönelik olarak “Yerel Gündem 21” kavramı ortaya atılmıştır. Yerel yönetimlerin öncülüğünde, sivil toplumun ve tüm diğer ilgililerin, birlikte kendi sorunlarını ve önceliklerini saptayarak, kentleri için “21. yüzyılın yerel gündem”ini oluşturmaları öngörülmüştür.

Yerel Gündem 21 süreci, öncelikli olarak yerel ve sürdürülebilir kalkınma sorunlarına ilişkin uzun dönemli, stratejik planların hazırlanmasına ve uygulanmasına vurgu yapmakta ve çeşitli katılım mekanizmalarını içeren, yerel ortaklıklara dayalı “yönetişim” (governance) anlayışının gerçekleştirilmesini bir zorunluluk olarak öngörmektedir. Sürdürülebilir kalkınma kavramının demokrasi, insan hakları, katılımcılık, şeffaflık, etkinlik, hesap verme ve yerel yönetişimin diğer vazgeçilmez kavramlarıyla birlikte, Yerel Gündem 21’in tanımladığı yerel eylem planlaması süreci, bir anlamda yerel demokrasinin geliştirilmesi projesi olarak da tanımlanabilir.

Türkiye’de Yerel Gündem 21

Türkiye’de, önce Yerel Gündem 21 ve Kent Meclisleri ve daha sonra Kent Konseyleri ’ne ilişkin çalışmaların çok fazla gelişme göstermediği ve toplumsal ve kurumsal düzeyde yaygınlaşmadığı görülmektedir. Belediyeler Kanunu’nun 76. maddesi her il ve ilçe belediyesi bulunan kentte Kent Konseyi’nin kurulmasını öngörmüştür. Ancak toplam belediye sayısı göz önüne alındığında, halen çok az sayıda kentte Kent Konseyi’nin kurulmuş olduğu görülmektedir. Ayrıca Kent Konseyi kurulmuş olan kentlerin birçoğunda da merkezi yönetimin ve yerel yönetimlerin Kent Konseylerinin çalışmalarını çok fazla desteklemedikleri hatta bazı belediyelerin kendi kentlerinde kurulmuş olan Kent Konserleri’nin çalışmalarını dolaylı yollardan sabote ettiklerini görmek mümkündür.

Yerel Gündem 21’den Kent Konseylerine

Türkiye’de Yerel Gündem 21 uzun yıllar yasal bir çerçeveden yoksun olarak çalışmalarını sürdürdükten sonra, Belediye Kanunu’nda en son yapılan değişiklik sonucunda, kanunun 76.maddesinde Kent Konseyleri’nin tanımlanmasıyla yasal bir çerçeveye kavuşmuştur. Belediye Kanunun 76. maddesinde Kent Konseyi şu şekilde tanımlanmıştır. “Kent Konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Belediyeler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, ka-mu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlar. Kent konseyinde oluşturulan görüşler belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir”.

Kent Konseyleri aralarındaki iş birliğini ve koordinasyonu geliştirmek amacıyla iş birliği platformları oluşturmuşlardır. Türkiye’de Kent Konseyleri arasındaki işbirliğini geliştirmek amacıyla iki farklı platform oluşturulmuştur. Bunlardan birisi Konak Kent Konseyinin girişimiyle 08-09 Ekim 2010’da İzmir’de yapılan toplantı ile kurulan Türkiye Kent Konseyleri Platformudur. 47 Kent Konseyinin katılımıyla oluşturulan bu platform Kent Konseyleri arasında işbirliği ve koordinasyonu geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Aralarındaki işbirliğini geliştirmek amacıyla altı ayda bir toplanma kararı alan Türkiye Kent Konseyleri Platformu, ikici toplantısını Çankaya Kent Konseyinin ev sahipliğinde Ankara Çankaya’da; üçüncü toplantısını Eskişehir Kent Konseyinin ev sahipliğinde Eskişehir’de, dördüncü toplantısını Nilüfer Kent Konseyinin ev sahipliğinde Bursa Nilüfer’de ve beşinci toplantısını Samsun Atakum’da yapmıştır.

Kent Konseyi’nin yasa ve yönetmelikte belirtilen hedeflerini gerçekleştirebilmesi için genel kurul, yürütme kurulu ve Kent Konseyi başkanından sonra tanımlanan ve öncelikle oluşturulması öngörülen organlar, Yerel Gündem 21’de de belirtildiği gibi, gençlik meclisi ve kadın meclisidir. Bunların dışında Kent Konseylerinin, gerekli gördüğü alanlarda ve gerekli gördüğü sayıda çalışma grubu oluşturabileceği öngörülmüştür.

Kent Konseyi kadın çalışmaları, kadınların toplumsal yaşamda, üretim, iş, siyaset, kültür, sanat gibi alanlarda söz sahibi olmasını hedefleyen Kadın Meclisleri tarafından yürütülmektedir. Bu çalışma alanları, eğitim kapasite geliştirme, mesleki eğitim, beceri kazandırma, sosyal riskin azaltılması konusunda uzun soluklu projeler; şiddet konusunda sığınma evleri, danışma ve dayanışma merkezleri açılması ve kadınların yerel düzeyde karar alma mekanizmalarına katılımı alanlarında çalışmalar yürütmektedir.

Kent Konseyleri çerçevesinde yer alan temel organlardan bir diğeri de gençlik meclisleridir. Gençlik meclisleri öncelikle gençlerin sorunlarını ve genç kimliğini görünür kılmak amacıyla oluşturulmuşlardır. Bu bağlamda özel olarak gençlik politikaların belirlenmesinde ve genel olarak sürdürülebilir bir yaşam ve sürdürülebilir bir çevrenin yaratılmasında genç katılımın sağlanması temel hedefler olarak belirlenmiştir. Bu genel hedefleri gerçekleştirmek için, Kent Konseyleri gençlik meclisleri de kendi aralarında iş birliği platformları oluşturmuşlardır. Bu iş birliği ilk kez, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı ile eş zamanlı olarak, Mayıs 2003 içerisinde Ankara’da bir Gençlik Zirvesi toplanması ile gerçekleşmiştir. Daha sonra Yerel Gündem-21 kentlerinde kurulmuş bulunan Gençlik Meclislerinin ülke ölçeğindeki örgütlenme modeli olarak benimsenen “Yerel Gündem-21 Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun temelleri bu zirve sırasında atılmıştır. Mayıs 2004 içerisinde, yine Ankara’da düzenlenen Gençlik Zirvesi sırasında Yerel Gündem-21 Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun oluşumu tamamlanmıştır.

Kent konseylerinin kuruluşunu tanımlayan yasa maddesinde gerekli alanlarda çalışma grupları oluşturulabileceği öngörülmüştür. Çalışma grupları, yalnızca bir tartışma, düşünce geliştirme ve ortak noktalarda buluşma ortamı yaratmakla kalmayıp, ilgili konulardaki temel sorunların çözümüne yönelik eylemlerin ve bunların önceliklerinin belirlendiği bir ortam işlevini de görmektedir. Genel olarak, çalışma gruplarının, Yerel Gündem-21 sürecini niteleyen temel ilkeler ve yöntemlerin ışığında, “gönüllülük” esasında çalışması öngörülmekte ve farklı sektörlerden, farklı birikimlere sahip gönüllülerin bir araya gelmeleriyle oluşturulmaktadır. Çalışma gruplarının oluşmasında gönüllülük esas olmakla birlikte uzmanlık da önemlidir. Oluşturulacak çalışma gruplarına özellikle, çalışma grubunun konusunda uzman olan kişilerin katılımı büyük bir önem taşımakta ve bu bağlamda özellikle üniversitelerin ilgili bölümleri ile meslek kuruluşlarının temsilcilerinin çalışma gruplarına katılmaları beklenmektedir. Kent konseylerindeki başlıca çalışma grupları; çevre çalışma grubu, çocuk çalışma grupları, kıdemli hemşehriler grubu, yaşlılar çalışma ve engelliler çalışma grubudur.

Kent Konseyleri ve Çevre

Kent Konseylerinin en önemli ve öncelikli çalışma alanının, Gündem 21, Kent Konseylerinin kuruluşu ile ilgili yasa maddesi ve ilgili yönetmelikte belirtildiği gibi çevre ve sürdürülebilirliktir. Hatta Kent Konseyi düşüncesinin Gündem 21 bağlamında belirlenen hedeflerin, yerel düzeyde gerçekleştirilmesi amacıyla ortaya çıktığı ve oluşturulduğu açıktır. Çünkü ilgili belgelerde de belirtildiği gibi XXI. yüzyılda dünyamız daha önce olmayan bir biçimde ve boyutta küresel çevresel sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlarla başa çıkabilmek küresel, ulusal ve bölgesel düzeyde politikalar ve eylemleri gerektirdiği gibi en az bu politika ve eylemler kadar önemli olmak üzere yerel politika ve eylemlilikler de gerektirmektedir. Bu nedenle çevre ile ilgili çalışmalar, Kent Konseylerinin öncelikli çalışma alanlarından birisi olmuştur. Bu çalışmalar çok farklı alanlarda ve boyutlarda olabileceği gibi, ağırlıklı olarak aslen Kent Konseylerinin çalışma grupları arasında yer alan “çevre çalışma grubu” bağlamında yürütülmektedir. Bu bağlamda Kent Konseyleri çevresel sorunları görünür kılmak, çevresel duyarlığı arttırmak ve nihai olarak çevresel sorunların çözümüne yönelik olarak birçok programlar ve eylemler yapmışlardır. Bunlardan başlıcaları, çevre temizliği, atıklar ve geri dönüşüm konusunda kampanyalar düzenlemek şeklinde olmuştur.

Ancak bunların ötesinde Kent Konseylerinin, çevresel açıdan büyük tehdit oluşturan özellikle termik santraller ve hidro-elektrik santrallerin çevresel etkilerini duyurmak ve kamuoyuna mal etmek konusunda çok sayıda eylemlerin içinde yer aldıkları görülmektedir. Bu konuda Kent Konseylerinin ayrı ayrı çabaları olduğu gibi platform düzeyinde de çabaları olmaktadır. Kent Konseyleri Platformunun altı ayda bir yapılan toplantılarında öncelikli olarak tartışılan konulardan birisi çevre olmuştur. Bu bağlamda Platform; Bursa, Nilüfer’de yapılan dördüncü toplantısında çevreyi, Türkiye’nin içinde bulunduğu ve yaşadığı en öncelikli sorunlarından birisi olarak ele almış ve bu konuda Kent Konseyleri Platformunun görüşlerini dile getiren bir bildiri yayınlamıştır. Bu bildiride, Türkiye’nin çevresel açıdan çok yönlü ve çok boyutlu tehditler ile karşı bulunduğu ifade edilmiştir.

Sonuç

Bu ünitede, bir yerel sivil girişim ve halkın yönetime katılımım sağlamak amacıyla oluşmuş olan ve temeli 1992 Rio Yeryüzü Zirvesi’nde atılmış olan Kent Konseyleri ve Kent Konseyleri ile çevresel süreçler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu anlamda Kent Konseyleri yerel düzeyde halkın yönetime katılımını hedefleyen bir yerel demokrasi girişimidir. Kent Konseyleri’nin demokrasinin kurumsallaşması, yerleşmesi ve sürdürülebilir doğal ve toplumsal ve çevre oluşturulması açısından büyük önem taşıdığı düşünülmektedir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.