Açıköğretim Ders Notları

Çatışma ve Stres Yönetimi 2 Dersi 5. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Çatışma ve Stres Yönetimi 2 Dersi 5. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Örgütsel Stresin Sonuçları

Örgütsel Yaşamda Stres

Günümüzde iş ortamı çeşitli nedenler nedeniyle strese elverişli hale gelmiştir. Bununla beraber stres her zaman kaçınması gereken bir durum değildir. Başarıya zemin hazırlayan etkenlerden kaynaklanan stres olumlu olarak nitelendirilirken, çalışanın güçlerini tüketen, sıkıntıya, mutsuzluğa neden olan olaylardan kaynaklanan stres olumsuz olarak tanımlanmaktadır. Öte yandan stres, bireyden bireye de farklılıklar gösterebilir. Aynı çalışma ortamında, aynı işi yürüten kişilerin olaylar karşısında verdiği tepkiler de farklı olabilir. Örneğin, yüksek başarı amacı taşıyan biri için işle ilgili gerilimler onun başarı isteğini kamçılarken, bir başkası bu durumla başa çıkabilme yetersizliğinden stres duyabilir. Kısaca, stres duymada kişisel farklılıkların önemi büyüktür. Bu açıdan, iş hayatında strese neden olan faktörlerin, strese neden olma derecesine göre içten dışa doğru sıralanması durumunda, bireysel stres kaynaklarının doğrudan çalışma hayatını etkilediğini vurgulanmaktadır (S:72, Tablo 5.1 inceleyiniz).

Bireysel stres faktörlerinin üzerine çalışma hayatında karşılaşılan diğer stres kaynaklarının da etki etmesi sonucunda kişinin örgüt içinde yaşayacağı stres ortaya çıkmaktadır.

İş yoğunluğunun fazla olduğu, buna karşın iş yapma serbestisinin düşük olduğu ortamlarda çalışanlarda ve aşırı efor gerektiren ancak karşılığında moral, ekonomik, kariyer veya sosyal güvenlik yönünden yeterli destek alamayan çalışanların yoğun iş stresi yaşadıklarının ortaya konduğunu belirtmektedir. Örgüt içinde tüm kademelerde çalışanların yoğun ve sürekli strese maruz kalmaları, örgütte üretim, verimlilik ve üretilen mal ve hizmetlerin kalitesi ile ilgili sorunlara yol açacaktır.

Bireysel özelliklerin yanı sıra, örgütsel stres nedenleri dört ana grupta ele alınmaktadır. Bunlar; örgütsel politikalar, örgütün yapısal özellikleri, fiziksel koşullar ve örgütsel süreçlerdir.

Örgütsel Stresin Sonuçları

Yaşamdaki stres bireyleri etkilediği kadar örgütü de etkilemektedir. Başka bir ifade ile örgütsel stres bireysel ve örgütsel sonuçlara yol açmaktadır. Stresin çalışanların verimlilik ve performansları üzerinde etkili olabilecek, fiziksel ve ruhsal sağlıklarında ortaya çıkarabileceği olumsuzlukların yanı sıra, örgütsel düzeyde verimlilik ve performansı etkileyebilecek olumsuz etkileri vardır. Bu nedenle, stresin ortaya çıkaracağı örgüt açısından sorunlar bireysel, psikolojik, davranışsal ve sosyal sonuçlar olarak ayrı ayrı ele alınmaktadır.

Örgütsel stresin bireysel sonuçları: Bireylerin biyolojik ve fizyolojik yapıları, duyguları, davranışları ve sosyal tavırları üzerindeki etkiler olarak başlıca dört başlık altında incelenebilir. Stresin bireylerde neden olduğu biyolojik ve fizyolojik sonuçlar, kısa ve uzun dönem etkileri olarak ayrılır.

Örgütsel stresin kısa dönem etkilerinde ilk tepkiler yer alır. Bunlar başlıca söyle sıralanabilir: çarpıntı, nefes darlığı, göğüste ağrı, baş dönmesi, boğazda takılma, sıcak basması, karın ağrısı, mide krampları, gerginlik, kaşıntı, ishal uykusuzluk, yemeğe karşı ilgisizlik, ağlayamama, cinsel isteksizlik, kekemelik, tuvalete gitme ihtiyacının artması, kan şekerinin yükselmesi, kalp atım sayısının artması, solunum sayısının artması, tansiyon yükselmesi, baş ağrısı, boğaz ağrısı, titreme, kas ağrıları, hazımsızlık, yorgunluk, cilt döküntüsü, kabızlık, aşırı uyku hali, aşırı yemek yeme, çok ağlama, içe kapanma ve konuşma bozukluğu. Stres faktörlerinin ortadan kalkmasıyla, ya da kişinin stresini başarılı bir şekilde yönetebilmesiyle, çalışmaya başlayan bu mekanizmalar duracak, organizmada denge yeniden kurularak yukarıda sıralanan belirtiler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Ancak, stres ile baş edilemediği takdirde ya da tekrarlayan yoğun ve uzun süreli stresin getirdiği tükenme ile beraber bir takım hastalıklar görülmeye başlayacak veya var olan hastalıklar ağırlaşacaktır.

Örgütsel stresin uzun dönem etkilerini psikosomatik hastalıklar oluşturur. Bunlar ise yoğun ve uzun süreli stresin etkilerinin sonucunda ortaya çıkan hastalıklardır. Psikosomatik hastalıklar başlıca kalp-damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları, eklem ve kas hastalıkları, genital ve idrar yolu hastalıkları, cilt hastalıkları, sinir sistemi bozuklukları ve kanser türlerini kapsar.

Örgütsel stresin psikolojik sonuçları bağlamında, stresörlere karşı verilen psikolojik cevaplara ‘hostilite’ denilmekte ve hostilite durumunun özellikleri olarak şüphecilik, küskünlük, sık öfke ve diğerlerine güvenmeme hali sayılabilir. Çalışma hayatında stresin en sık görülen psikolojik sonuçları olarak depresyon, kaygı, uykusuzluk ve tükenme sendromu karşımıza çıkar.

Depresyon: Depresyon yalın bir tanım ile keder hali, ruhsal çöküntü ile birlikte düşünme süreçlerini etkileyen sosyal işlevlerde bozukluğa neden olan duygu durum bozukluğu olarak ifade edilebilir.

Kaygı: Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık durumu olarak tanımlanmaktadır.

Uykusuzluk: Stres altında olan kişilerde uyuma zorlaşır ve uyku bozuklukları yaşanır. Yeterli uyku alınmaması unutkanlık, asabiyet, dikkat dağınıklığı gibi sorunlara neden olabilir ki bu durumlar çalışma hayatını ve iş performansını etkiler.

Tükenme sendromu (Burnout Sendromu): Tükenmişlik hem birey hem de örgütler açısından çalışma yaşamını tehdit eden önemli bir sorundur. Mesleki tükenmişlik olarak da ifade edilen tükenmişlik, bireysel stres faktörlerine ilaveten örgüt içinde strese neden olan gerek işe ilişkin, gerekse örgütsel yönetim ve işleyişe ilişkin stres faktörlerinin uzun süren etkisi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Çalışanların iş amaçlarından uzaklaşması, diğer çalışanlarla ilişkilerinin azalması, nihayet kendini işinden geri çekmesi ile sonuçlanan bir durumdur.

Örgütsel stresin davranışsal sonuçları , yani birey üzerinde oluşturdukları değişikliklerin başında ise konuşmada bozulma, konuşmada zorlanma ve kekemelik gelmektedir. Stres altında kalan kişiler sert ve sinirli bir ses tonu ile konuşurlar. Stres kişide düşünme yetisinin azalmasına ya da kaybına, düşünmeden hareket etmesine, konsantrasyon bozukluğuna, yanlış kararlar vermesine, sakarlığa ve iş kazalarının artmasına, beslenme bozukluklarına, stresi bastırmak adı altında sigara, alkol, ilaç ve uyuşturucu madde kullanımına, iş arkadaşlarına, yönetime, örgüte ve kendine olan güvende ileri derecede azalmalar yaşamasına, mizacında ani ve kontrolsüz dalgalanmaların ortaya çıkabileceğine dikkat çekmektedir. Sonuçta kişi daha az üretken hale gelecektir.

Stresin davranışsal sonuçları açısından ele alınacak bir başlık da, aşırı düzeyde örgütsel strese maruz kalmış kişiler de ortaya çıkacak olan işten kaçma duygusudur. Bu da; işe geç gelme, işten erken ayrılma ve nihayet işe hiç gelmeme davranışlarını ortaya çıkaracaktır.

Örgütsel stresin sosyal sonuçları olarak uzun ve yoğun süren stres sonucunda çalışanlar hem örgüt içinde hem de aile ve sosyal çevrede diğer bireyler ile kurulan ilişkilerde ve iletişimlerde azalma yaşarlar. Her türlü iletişimdeki azalma, aile ve toplum içi rollerin yürütülmesinde sorunların ortaya çıkmasına neden olur.

Örgütsel Sonuçlar

Stres başarılı bir şekilde yönetilemediği takdirde bir taraftan yukarıda sayılan çalışanlar düzeyindeki sonuçlar ortaya çıkarken, bir taraftan da çalışanların etkilenimine bağlı olarak örgütsel düzeyde çıktılar kendini gösterir. Böylece örgüt içinde iyi yönetilemeyen ve kontrol edilemeyen stres, örgütlerin etkinliklerini ve verimliliklerini azaltarak önemli performans ve maddi kayıplara neden olabilir. Stres örgüt içinde;

  • İşe devamsızlık
  • İş gücü devrinin yükselmesi
  • Mal ve hizmetlerin kalitesinin azalması
  • İş kazalarının artması ve
  • Sağlık giderlerinin artması gibi pek çok olguya zemin hazırlayabilir (S:80, Tablo 5.2’yi inceleyiniz).

Stresin örgüt üzerinde iki boyutta olumsuz etkisi bulunduğunu belirtilmektedir. Bunlardan birincisi örgütün temel amacı ile ilgili faktörlerden biri olan verimlilik ve performans düşüklüğü iken, ikincisi örgütte verimliliği, etkinliği ve performansı ortaya çıkaracak olan insan faktörünün yaşadığı yabancılaşma duygusudur.

Verimliliğin azalması: Çalışılan ortamların rahat, motive edici, güvenlikli ve ergonomik olmaması, ücret düşüklüğü, iletişim problemlerinin yaşanması gibi faktörler çalışanlarda bir taraftan stres yaratırken, diğer taraftan verimliliğin azalmasına neden olur. Verimliliğin düştüğü işletmeler günümüz rekabet ortamında faaliyetlerine devam etmede zorluk yaşarlar.

Performans düşüklüğü: Bilindiği gibi belirli düzeyde stresin, çalışanları motive etme rolü vardır. Eğer örgütsel stres bu belirli düzeyin altında kalırsa çalışma ortamında heyecan azlığı ve ilgisizlik olabilmektedir. Aynı şekilde yüksek düzeyde stres durumunda da performansta azalma meydana gelebilecektir.

Yabancılaşma: Yabancılaşma ile çalışanlar kendilerini örgütün parçası olarak görmez, dışlandığını düşünmeye başlar. Örgütten uzaklaşmak veya örgüte zarar vermek düşünceleri oluşmaya başlayabilir. Yabancılaşmaya yol açan örgütsel etmenler ise başlıca olarak şunları kapsar:

  • Yönetim tarzı,
  • Geçmiş olaylar ve deneyimler,
  • Örgüt büyüklüğü,
  • Bilgi akışı,
  • Grup özellikleri,
  • Modüler ilişkiler,
  • Üretim biçimi,
  • Çalışma koşulları
  • İnanç ve tutumlar

İşe devamsızlık: İşe devamsızlık çalışanın herhangi bir mazereti olmaksızın, işverene veya yöneticiye bilgi vermeden, çalışma programı veya planına göre çalışması gereken zamanlarda işine gelmemesidir. İşe devamsızlık, örgütsel stresten kaçınmak amacıyla olduğu kadar, çalışanın örgüte bir reaksiyonu da olabilir.

İş kazaları: İş kazası kavramının pek çok tanımı yapılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü iş kazasını “önceden planlanmamış, çoğu zaman yaralanmalara, makina ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol açan olay” olarak, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise iş kazasını “belirli bir zarar veya yaralanmaya yol açan, önceden planlanmamış beklenmedik bir olay” şeklinde tanımlamaktadır. İş kazaların oluşmasına neden olan etkenler “iş yerlerindeki güvenliksiz durumlar” ile “çalışanların yaptığı güvensiz davranışlar” olarak iki grupta ele alınmaktadır.

Personel Devri: Örgüt içinde ortaya çıkan uzun süreli stres, çalışanların örgüt ile bütünleşmesini, iş doyumunu engeller. Yabancılaşmaya neden olabilir. Bu durum ise çalışanların kendilerini daha mutlu hissedecekleri, daha iyi çalışma şartlarını sağlayabilecekleri yeni iş ortamları aramalarına neden olur.

Ekonomik Kayıplar: Örgüt içinde çalışanlarda ortaya çıkabilecek performans ve verim düşüklüğü işletmelerin kârlılığını azaltırken, meydana gelen iş kazaları ve tazminatlar da maliyetlerin artmasına neden olmaktadır.

İşletmelerde tıbbi giderler: Çalışanların hastalıklarının büyük kısmının iş yerlerinde iyi yönetilemeyen stres nedeniyle olduğu ortaya konulmuştur. Gerek tıbbi masraflar, gerek se tıbbi nedenli işe devamsızlıklar da işletmelerin maliyetlerini artırmaktadır.

Örgütsel Yaşamda Stres

Günümüzde iş ortamı çeşitli nedenler nedeniyle strese elverişli hale gelmiştir. Bununla beraber stres her zaman kaçınması gereken bir durum değildir. Başarıya zemin hazırlayan etkenlerden kaynaklanan stres olumlu olarak nitelendirilirken, çalışanın güçlerini tüketen, sıkıntıya, mutsuzluğa neden olan olaylardan kaynaklanan stres olumsuz olarak tanımlanmaktadır. Öte yandan stres, bireyden bireye de farklılıklar gösterebilir. Aynı çalışma ortamında, aynı işi yürüten kişilerin olaylar karşısında verdiği tepkiler de farklı olabilir. Örneğin, yüksek başarı amacı taşıyan biri için işle ilgili gerilimler onun başarı isteğini kamçılarken, bir başkası bu durumla başa çıkabilme yetersizliğinden stres duyabilir. Kısaca, stres duymada kişisel farklılıkların önemi büyüktür. Bu açıdan, iş hayatında strese neden olan faktörlerin, strese neden olma derecesine göre içten dışa doğru sıralanması durumunda, bireysel stres kaynaklarının doğrudan çalışma hayatını etkilediğini vurgulanmaktadır (S:72, Tablo 5.1 inceleyiniz).

Bireysel stres faktörlerinin üzerine çalışma hayatında karşılaşılan diğer stres kaynaklarının da etki etmesi sonucunda kişinin örgüt içinde yaşayacağı stres ortaya çıkmaktadır.

İş yoğunluğunun fazla olduğu, buna karşın iş yapma serbestisinin düşük olduğu ortamlarda çalışanlarda ve aşırı efor gerektiren ancak karşılığında moral, ekonomik, kariyer veya sosyal güvenlik yönünden yeterli destek alamayan çalışanların yoğun iş stresi yaşadıklarının ortaya konduğunu belirtmektedir. Örgüt içinde tüm kademelerde çalışanların yoğun ve sürekli strese maruz kalmaları, örgütte üretim, verimlilik ve üretilen mal ve hizmetlerin kalitesi ile ilgili sorunlara yol açacaktır.

Bireysel özelliklerin yanı sıra, örgütsel stres nedenleri dört ana grupta ele alınmaktadır. Bunlar; örgütsel politikalar, örgütün yapısal özellikleri, fiziksel koşullar ve örgütsel süreçlerdir.

Örgütsel Stresin Sonuçları

Yaşamdaki stres bireyleri etkilediği kadar örgütü de etkilemektedir. Başka bir ifade ile örgütsel stres bireysel ve örgütsel sonuçlara yol açmaktadır. Stresin çalışanların verimlilik ve performansları üzerinde etkili olabilecek, fiziksel ve ruhsal sağlıklarında ortaya çıkarabileceği olumsuzlukların yanı sıra, örgütsel düzeyde verimlilik ve performansı etkileyebilecek olumsuz etkileri vardır. Bu nedenle, stresin ortaya çıkaracağı örgüt açısından sorunlar bireysel, psikolojik, davranışsal ve sosyal sonuçlar olarak ayrı ayrı ele alınmaktadır.

Örgütsel stresin bireysel sonuçları: Bireylerin biyolojik ve fizyolojik yapıları, duyguları, davranışları ve sosyal tavırları üzerindeki etkiler olarak başlıca dört başlık altında incelenebilir. Stresin bireylerde neden olduğu biyolojik ve fizyolojik sonuçlar, kısa ve uzun dönem etkileri olarak ayrılır.

Örgütsel stresin kısa dönem etkilerinde ilk tepkiler yer alır. Bunlar başlıca söyle sıralanabilir: çarpıntı, nefes darlığı, göğüste ağrı, baş dönmesi, boğazda takılma, sıcak basması, karın ağrısı, mide krampları, gerginlik, kaşıntı, ishal uykusuzluk, yemeğe karşı ilgisizlik, ağlayamama, cinsel isteksizlik, kekemelik, tuvalete gitme ihtiyacının artması, kan şekerinin yükselmesi, kalp atım sayısının artması, solunum sayısının artması, tansiyon yükselmesi, baş ağrısı, boğaz ağrısı, titreme, kas ağrıları, hazımsızlık, yorgunluk, cilt döküntüsü, kabızlık, aşırı uyku hali, aşırı yemek yeme, çok ağlama, içe kapanma ve konuşma bozukluğu. Stres faktörlerinin ortadan kalkmasıyla, ya da kişinin stresini başarılı bir şekilde yönetebilmesiyle, çalışmaya başlayan bu mekanizmalar duracak, organizmada denge yeniden kurularak yukarıda sıralanan belirtiler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Ancak, stres ile baş edilemediği takdirde ya da tekrarlayan yoğun ve uzun süreli stresin getirdiği tükenme ile beraber bir takım hastalıklar görülmeye başlayacak veya var olan hastalıklar ağırlaşacaktır.

Örgütsel stresin uzun dönem etkilerini psikosomatik hastalıklar oluşturur. Bunlar ise yoğun ve uzun süreli stresin etkilerinin sonucunda ortaya çıkan hastalıklardır. Psikosomatik hastalıklar başlıca kalp-damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları, eklem ve kas hastalıkları, genital ve idrar yolu hastalıkları, cilt hastalıkları, sinir sistemi bozuklukları ve kanser türlerini kapsar.

Örgütsel stresin psikolojik sonuçları bağlamında, stresörlere karşı verilen psikolojik cevaplara ‘hostilite’ denilmekte ve hostilite durumunun özellikleri olarak şüphecilik, küskünlük, sık öfke ve diğerlerine güvenmeme hali sayılabilir. Çalışma hayatında stresin en sık görülen psikolojik sonuçları olarak depresyon, kaygı, uykusuzluk ve tükenme sendromu karşımıza çıkar.

Depresyon: Depresyon yalın bir tanım ile keder hali, ruhsal çöküntü ile birlikte düşünme süreçlerini etkileyen sosyal işlevlerde bozukluğa neden olan duygu durum bozukluğu olarak ifade edilebilir.

Kaygı: Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık durumu olarak tanımlanmaktadır.

Uykusuzluk: Stres altında olan kişilerde uyuma zorlaşır ve uyku bozuklukları yaşanır. Yeterli uyku alınmaması unutkanlık, asabiyet, dikkat dağınıklığı gibi sorunlara neden olabilir ki bu durumlar çalışma hayatını ve iş performansını etkiler.

Tükenme sendromu (Burnout Sendromu): Tükenmişlik hem birey hem de örgütler açısından çalışma yaşamını tehdit eden önemli bir sorundur. Mesleki tükenmişlik olarak da ifade edilen tükenmişlik, bireysel stres faktörlerine ilaveten örgüt içinde strese neden olan gerek işe ilişkin, gerekse örgütsel yönetim ve işleyişe ilişkin stres faktörlerinin uzun süren etkisi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Çalışanların iş amaçlarından uzaklaşması, diğer çalışanlarla ilişkilerinin azalması, nihayet kendini işinden geri çekmesi ile sonuçlanan bir durumdur.

Örgütsel stresin davranışsal sonuçları , yani birey üzerinde oluşturdukları değişikliklerin başında ise konuşmada bozulma, konuşmada zorlanma ve kekemelik gelmektedir. Stres altında kalan kişiler sert ve sinirli bir ses tonu ile konuşurlar. Stres kişide düşünme yetisinin azalmasına ya da kaybına, düşünmeden hareket etmesine, konsantrasyon bozukluğuna, yanlış kararlar vermesine, sakarlığa ve iş kazalarının artmasına, beslenme bozukluklarına, stresi bastırmak adı altında sigara, alkol, ilaç ve uyuşturucu madde kullanımına, iş arkadaşlarına, yönetime, örgüte ve kendine olan güvende ileri derecede azalmalar yaşamasına, mizacında ani ve kontrolsüz dalgalanmaların ortaya çıkabileceğine dikkat çekmektedir. Sonuçta kişi daha az üretken hale gelecektir.

Stresin davranışsal sonuçları açısından ele alınacak bir başlık da, aşırı düzeyde örgütsel strese maruz kalmış kişiler de ortaya çıkacak olan işten kaçma duygusudur. Bu da; işe geç gelme, işten erken ayrılma ve nihayet işe hiç gelmeme davranışlarını ortaya çıkaracaktır.

Örgütsel stresin sosyal sonuçları olarak uzun ve yoğun süren stres sonucunda çalışanlar hem örgüt içinde hem de aile ve sosyal çevrede diğer bireyler ile kurulan ilişkilerde ve iletişimlerde azalma yaşarlar. Her türlü iletişimdeki azalma, aile ve toplum içi rollerin yürütülmesinde sorunların ortaya çıkmasına neden olur.

Örgütsel Sonuçlar

Stres başarılı bir şekilde yönetilemediği takdirde bir taraftan yukarıda sayılan çalışanlar düzeyindeki sonuçlar ortaya çıkarken, bir taraftan da çalışanların etkilenimine bağlı olarak örgütsel düzeyde çıktılar kendini gösterir. Böylece örgüt içinde iyi yönetilemeyen ve kontrol edilemeyen stres, örgütlerin etkinliklerini ve verimliliklerini azaltarak önemli performans ve maddi kayıplara neden olabilir. Stres örgüt içinde;

  • İşe devamsızlık
  • İş gücü devrinin yükselmesi
  • Mal ve hizmetlerin kalitesinin azalması
  • İş kazalarının artması ve
  • Sağlık giderlerinin artması gibi pek çok olguya zemin hazırlayabilir (S:80, Tablo 5.2’yi inceleyiniz).

Stresin örgüt üzerinde iki boyutta olumsuz etkisi bulunduğunu belirtilmektedir. Bunlardan birincisi örgütün temel amacı ile ilgili faktörlerden biri olan verimlilik ve performans düşüklüğü iken, ikincisi örgütte verimliliği, etkinliği ve performansı ortaya çıkaracak olan insan faktörünün yaşadığı yabancılaşma duygusudur.

Verimliliğin azalması: Çalışılan ortamların rahat, motive edici, güvenlikli ve ergonomik olmaması, ücret düşüklüğü, iletişim problemlerinin yaşanması gibi faktörler çalışanlarda bir taraftan stres yaratırken, diğer taraftan verimliliğin azalmasına neden olur. Verimliliğin düştüğü işletmeler günümüz rekabet ortamında faaliyetlerine devam etmede zorluk yaşarlar.

Performans düşüklüğü: Bilindiği gibi belirli düzeyde stresin, çalışanları motive etme rolü vardır. Eğer örgütsel stres bu belirli düzeyin altında kalırsa çalışma ortamında heyecan azlığı ve ilgisizlik olabilmektedir. Aynı şekilde yüksek düzeyde stres durumunda da performansta azalma meydana gelebilecektir.

Yabancılaşma: Yabancılaşma ile çalışanlar kendilerini örgütün parçası olarak görmez, dışlandığını düşünmeye başlar. Örgütten uzaklaşmak veya örgüte zarar vermek düşünceleri oluşmaya başlayabilir. Yabancılaşmaya yol açan örgütsel etmenler ise başlıca olarak şunları kapsar:

  • Yönetim tarzı,
  • Geçmiş olaylar ve deneyimler,
  • Örgüt büyüklüğü,
  • Bilgi akışı,
  • Grup özellikleri,
  • Modüler ilişkiler,
  • Üretim biçimi,
  • Çalışma koşulları
  • İnanç ve tutumlar

İşe devamsızlık: İşe devamsızlık çalışanın herhangi bir mazereti olmaksızın, işverene veya yöneticiye bilgi vermeden, çalışma programı veya planına göre çalışması gereken zamanlarda işine gelmemesidir. İşe devamsızlık, örgütsel stresten kaçınmak amacıyla olduğu kadar, çalışanın örgüte bir reaksiyonu da olabilir.

İş kazaları: İş kazası kavramının pek çok tanımı yapılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü iş kazasını “önceden planlanmamış, çoğu zaman yaralanmalara, makina ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol açan olay” olarak, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise iş kazasını “belirli bir zarar veya yaralanmaya yol açan, önceden planlanmamış beklenmedik bir olay” şeklinde tanımlamaktadır. İş kazaların oluşmasına neden olan etkenler “iş yerlerindeki güvenliksiz durumlar” ile “çalışanların yaptığı güvensiz davranışlar” olarak iki grupta ele alınmaktadır.

Personel Devri: Örgüt içinde ortaya çıkan uzun süreli stres, çalışanların örgüt ile bütünleşmesini, iş doyumunu engeller. Yabancılaşmaya neden olabilir. Bu durum ise çalışanların kendilerini daha mutlu hissedecekleri, daha iyi çalışma şartlarını sağlayabilecekleri yeni iş ortamları aramalarına neden olur.

Ekonomik Kayıplar: Örgüt içinde çalışanlarda ortaya çıkabilecek performans ve verim düşüklüğü işletmelerin kârlılığını azaltırken, meydana gelen iş kazaları ve tazminatlar da maliyetlerin artmasına neden olmaktadır.

İşletmelerde tıbbi giderler: Çalışanların hastalıklarının büyük kısmının iş yerlerinde iyi yönetilemeyen stres nedeniyle olduğu ortaya konulmuştur. Gerek tıbbi masraflar, gerek se tıbbi nedenli işe devamsızlıklar da işletmelerin maliyetlerini artırmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.