Açıköğretim Ders Notları

Belge Yönetimi ve Ofis Uygulamaları Dersi 4. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Belge Yönetimi ve Ofis Uygulamaları Dersi 4. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

İş Sağlığı Ve Güvenliği Sistemi: Belgeler Ve Yaptırımlar

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Önemi, Amacı ve Temel Kavramları

İş sağlığı ve iş güvenliğinin temel amacı, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesidir. İş sağlığı, sağlıklı yaşanan çevre içerisinde yapılması gereken sağlık kurallarını kapsarken; iş güvenliği, işçinin çalıştığı ortamda yaşamını devam ettirebilmesi için oluşan veya oluşabilecek tehlikelerin ortadan kaldırılabilmesi için yapılması gereken sistematik çalışmaların bütünüdür ya da işçilerin iş kazalarına uğramalarını önlenmek amacıyla güvenli çalışma ortamını oluşturmak için alınması gereken önlemler dizisidir.

Sağlık kavramının Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre belirtilen tanımı; sadece hastalık ve sakatlık durumunun devam ettirilmesi değildir. Bununla birlikte ruhsal ve sosyal yönden de iyilik halinin devam ettirilmesidir. Toplumun sağlığının devam ettirilebilmesi işçilerin sağlığının korunması ve geliştirilmesiyle sağlanabilir. Sağlığın korunabilmesi için yapılması gereken; sağlığı etkileyecek olan risklerin analiz edilerek saptanmasıdır. İşyeri ortamında, çalışanların sağlığını etkileyecek çok sayıda riskler vardır. Bu risklerin çalışanları ne düzeyde ne şekilde etkilediklerinin saptanabilmesi için risk değerlendirmesi yapılması gerekli ve önemlidir.

İş güvenliği; çalışanların iş ve iş organizasyonundan kaynaklanacak risklere karşı korunmalarının sağlanmasıdır.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Önemi

Sanayi Devrimi ile birlikte çok kötü koşullarda korunmasız olarak ve büyük tehlikelerle iç içe çalışan insanlar için ortaya çıkan en önemli sorunlardan biri iş kazaları ve meslek hastalıkları olmuştur. Zamanla teknolojide yaşanan gelişmeler bir taraftan koruyucu araçların gelişimi ile daha güvenli bir çalışma ortamı yaratırken, diğer taraftan çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye sokan yeni riskler de yaratmaktadır. Özellikle teknolojinin getirdiği makineleşmenin yanı sıra, yeni üretim yöntemleri, işe yabancılaşma ve işyerine ait olma duygusunun zayıflaması gibi nedenler iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucunda yaşanan maddi ve manevi kayıpları ürkütücü boyutlara ulaştırmaktadır. Her geçen gün yeni iş kazaları ve meslek hastalıkları ortaya çıkmakta, iş yerindeki bu tehlikeler her yıl çok sayıda işçinin yaralanmasına, hastalanmasına veya hayatını kaybetmesine neden olmaktadır.

Hem çalışanların daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamak hem de beden ve ruh sağlıklarını korumak için mevzuatta belirtilen iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması gerekmektedir. İşletmelerde iş güvenliği önlemlerinin alınmaması sonucunda iş kazası veya meslek hastalıkları meydana gelebilmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıklarından korunmanın en etkin yolu işyerlerinde iş güvenliği ilkelerine uygun bir çalışma düzeni oluşturmaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Amacı

İş sağlığı ve güvenliğinin amacı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.

İş sağlığı ve güvenliğinin üç temel amacı bulunmaktadır. Bunlar aşağıda listelenmiştir:

  • Çalışanların korunması:
    • Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak,
    • Çalışanları çalışma ortamından kaynaklanan sağlık ve güvenlik risklerine karşı korumak,
    • Çalışanların sağlık, güvenlik ve refahını sağlamak ve geliştirmek,
  • İşletmenin korunması:
    • Kaza veya istenmeyen olayları önceden tespit edip gerekli önlemleri alarak, oluşabilecek direk ve dolaylı zarar ve ödemeleri önlemek,
  • Üretimin korunması:
    • Üretimin devamlılığını sağlamak,
    • Verimi artırmaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Temel Kavramları

İş sağlığı ve güvenliğinin temel kavramları aşağıda kısaca açıklanmıştır:

  • Bakanlık: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını,
  • Çalışan: Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi,
  • Çalışan temsilcisi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili çalışanı,
  • Destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişiyi,
  • Eğitim kurumu: İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitimlerini vermek üzere Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşlarını, üniversiteleri ve Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan müesseseleri,
  • Çocuk çalışan: 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış çalışanı,
  • Genç çalışan: 15 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını doldurmamış çalışanı,
  • İş güvenliği uzmanı: Usul ve esasları yönetmelikle belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı,
  • İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren olayı,
  • İşveren: Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,
  • İşyeri: Mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgütlendiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayane ve bakım, beden ve mesleki eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içeren organizasyonu,
  • İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi,
  • İşyeri sağlık ve güvenlik birimi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan, gerekli donanım ve personel sahip olan birimi,
  • Konsey: Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyini,
  • Kurul: İş sağlığı ve güvenliği kurulunu,
  • Ortak sağlık ve güvenlik birimi: Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birimi,
  • Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları,
  • Tehlike sınıfı: İş sağlığı ve güvenliği açısından, yapılan işin özelliği, işin her safhasında kullanılan veya ortaya çıkan maddeler, iş ekipmanı, üretim yöntem ve şekilleri, çalışma ortam ve şartları ile ilgili diğer hususlar dikkate alınarak işyeri için belirlenen tehlike grubunu,
  • Teknik eleman: Teknik öğretmen, fizikçi, kimyager ve biyolog ünvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarını,
  • İşyeri hemşiresi: 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik mesleğini icra etmeye yetkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hemşireliği belgesine sahip hemşire/sağlık memurunu, ifade eder.

İş Sağlığı ve Güvenliğine Yönelik Mevzuatın Tarihsel Gelişimi

Günümüzde iş sağlığı ve güvenliği konusu bağımsız bir bilim dalı haline gelmiştir. Ancak, iş sağlığı ve güvenliği konusu bugünkü noktaya gelinceye kadar farklı aşamalardan geçmiştir. Dünyada ve Türkiye’de sanayileşmenin aynı zamanda yaşanmamasına bağlı olarak iş sağlığı ve güvenliği konusunun tarihsel gelişimi;

  • Dünyada iş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişimi ile
  • Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişimi olarak iki başlık altında ele alınabilir.

Dünya’da İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatının Gelişimi

1743 yılında U. Ellenborg, altın madencilerinde görülen hastalıklar ve karbon monoksit, cıva, kurşun ve nitrik asit gibi maddelerin zararları üzerine hazırladığı kitapçıkla, iş hastalıklarına ilişkin bilincin gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. Yasal düzenlemelerin dönüm noktası ise Percival Pott’un baca temizleyicilerinin yakalandığı kanser hastalığı üzerine yapmış olduğu çalışmalar sonucu, İngiliz Parlamentosu’nun 1788 yılında kabul ettiği Baca Temizleyicileri Yasası’dır. En etkili mevzuat, 1833 yılında kabul edilen İngiliz Fabrikaları Yasası’dır. Bu iki yasanın temel özellikleri, önlemden çok, tazminatı gündeme getirmeleridir. Ancak, bu yasalar konunun diğer Avrupa ülkeleri tarafından da ele alınmasında etkili olmuşlar ve iş güvenliğine ilişkin çalışmalara ve fabrikalarda revirlerin kurulmasına yol açan diğer yasal düzenlemelerin gerekçesi olmuşlardır.

Sanayi Devriminin yarattığı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan ağır ve sağlıksız çalışma koşulları iş kazalarının ve meslek hastalıklarının büyük boyutlara ulaşmasında etken olmuştur. Bu amaçla özellikle kadın ve çocuk işçileri koruyucu dar kapsamlı bazı hukuki düzenlemeler yapılmışsa da, bu dönemde etkin bir iş denetimi sisteminin kurulmamış olması ve hüküm süren yoksulluk, yapılmak istenen iyileştirmelerin uygulanmasına engel olmuştur. Bu dönemde, Sendikalar, ILO, WHO, Milletler Cemiyeti ve bu kuruluşlarla işbirliği yapan birçok kuruluş iş sağlığı ve güvenliği yönünden önemli çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Özellikle ILO ve WHO’nun katkılarıyla, Sanayi Devrimi’nin yarattığı olumsuz çalışma koşullarının düzeltilmesi amacıyla koruyucu ve düzenleyici mevzuatın hazırlanması ve yaptırımlar uygulanması gösterilebilir. Böylece iş sağlığı ve güvenliğinin tüm dünyada önemle ele alınması, psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunların bu kavram içinde değerlendirilmesi, uygulanması ve bu yönde yürütülmesi kabul edilmiştir.

Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatının Tarihsel Gelişimi

Türkiye’de sanayileşme hareketi Cumhuriyet dönemi ile başladığı için iş sağlığı ve güvenliğine yönelik mevzuatın gelişimi de gecikmiştir. Cumhuriyet döneminde iş kazası ve meslek hastalığı ile ilgili ilk ve en önemli düzenlemelerin 1926 tarihli Borçlar Kanunu ve 1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha Kanunu olduğu görülmektedir. 3008 sayılı İş Kanunu ile ilk kez iş sağlığı ve iş güvenliği konusu ayrıntılı ve sistemli olarak düzenlenmiştir. 1936 yılında çıkarılmış ve 148 maddeden oluşmaktadır. 931 sayılı İş Kanunu 1967 yılında çıkarılmış ve 112 asıl ve 4 geçici maddeden oluşmuştur. Anayasa Mahkemesi tarafından şekil yönünden tümüyle iptal edilmiştir, 39 ay yürürlükte kalmıştır. 1475 sayılı İş Kanunu ise 931 sayılı İş Kanunu’nun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine 1475 sayılı İş Kanunu 1971 yılında yürürlüğe girmiştir.

Günümüze kadar bazı kanunlarla ilaveler ve değişiklikler yapılmış, 9 Haziran 2003 tarihi itibariyle 14. maddesi hariç yürürlükten kaldırılmış ve 32 yıl yürürlükte kalmıştır. 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlük tarihinden tam 33 yıl sonra, TBMM Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2003 tarihli oturumunda kabul edilen 4857 sayılı İş Kanunu, 10 Haziran 2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili 77-89’uncu maddeleri 2012 yılına kadar devam etmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun yürürlük tarihinden tam 9 yıl sonra, TBMM Genel Kurulu’nun 20 Haziran 2012 tarihli oturumunda kabul edilen 6331sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kanunla birlikte 4857 sayılı kanundaki 77-89. maddeler arası yürürlükten kaldırılarak kamu ve özel sektör İş Sağlığı ve Güvenliği kapsamına periyodik olarak alınmış ve 30 Haziran 2012 tarihinden itibaren de bu kanunda değişiklikler yapılmaya devam edilmektedir.

İşverenleri İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülükleri

Gerekli Her Türlü Önlemi Alma Yükümlülüğü

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m. 4’e göre işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup, bu bağlamda mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü önlemin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.

Risk Değerlemesi Yapma Yükümlülüğü

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işverene iş sağlığı ve güvenliği bakımından risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma yükümlülüğü getirilmiştir. Buna göre işveren, çalışanların işle ilgili olarak sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır (m. 4/1, c).

İşverenin Acil Durumlara İlişkin Yükümlülüğü

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işverene yüklenen yükümlülüklerden diğeri, acil durumlara yöneliktir. İşveren; çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır.

Sağlık Gözetimi Yapma Yükümlülüğü

Sağlık Gözetimi Yapma Yükümlülüğü İşveren; çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlamakla yükümlüdür. Buna göre işveren, çalışanların işe girişlerinde, iş değişikliğinde, iş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri halinde ve işin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır.

İşverenin İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Kayıt ve Bildirimi Yükümlülüğü

İşveren; bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler (İSGK. m. 14). İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.

İşveren, aşağıdaki durumlarda belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:

  • İş kazalarını kazadan sonraki üç işgünü içinde.
  • Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç işgünü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirmekle yükümlüdür.

İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliği Organizasyonu Kurma Yükümlülüğü

Kural olarak Kanun iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini işverenin kendisinin vermesini engellememektedir. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verebilmek için Kanun’un aradığı niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması halinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yürütülmesini kendisi üstlenebilir. İşveren iş sağlığı ve güvenliği hizmeti için Kanun’un aradığı niteliklere sahip olmasa da iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini belirli koşullarda kendisi veya işveren vekili aracılığı ile verebilir. Bunun için;

  • İşyeri az tehlikeli sınıfında olmalı ve
  • İşveren veya işveren vekili Bakanlıkça ilan edilen eğitimlere katılmış olmalıdır.

Bu iki koşulun yerine getirilmiş olması durumunda işveren veya işveren vekilleri işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç diğer iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendileri yürütebileceklerdir.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Koordinasyonunu Sağlama Yükümlülüğü

Kanun koyucunun işverenlere yüklediği diğer bir iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüğü, aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunmasına özgüdür. Hükme göre aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda işverenlerin; iş hijyeni ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında iş birliği yapmaları, yapılan işin yapısı göz önüne alınarak mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulması çalışmalarında koordinasyon içinde hareket etmeleri, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini bu riskler konusunda bilgilendirmeleri gerekmektedir (İSGK. m. 23/1). Böylece, aynı fiziki alanın paylaşılması nedeniyle ortaya çıkması muhtemel riskler konusunda işverenler birbirleri arasında bilgi alışverişi yapar ve koordinasyon içinde önlem alırlar.

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülükleri

Herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmamak için işçiler işyerinde sağlık ve güvenlikle ilgili aşağıda belirtilen konulara uymakla yükümlüdür:​​​​​​:

  1. İşçiler, davranış ve kusurlarından dolayı, kendilerinin ve diğer kişilerin sağlık ve güvenliğinin olumsuz etkilenmemesi için azami dikkat gösterirler ve görevlerini, işveren tarafından kendilerine verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yaparlar.
  2. İşçiler, işveren tarafından kendilerine verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda, özellikle;
    1. Makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını doğru şekilde kullanmak,
    2. Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve kullanımdan sonra muhafaza edildiği yere geri koymak,
    3. İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalardaki güvenlik donanımlarını kurallara uygun olarak kullanmak ve bunları keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek,
    4. İşyerinde sağlık ve güvenlik için ciddi ve ani bir tehlike olduğu kanaatine vardıkları herhangi bir durumla karşılaştıklarında veya koruma tedbirlerinde bir aksaklık veya eksiklik gördüklerinde, işverene veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisine derhal haber vermek,
    5. İşyerinde, sağlık ve güvenliğin korunması için teftişe yetkili makam tarafından belirlenen zorunlulukların yerine getirilmesinde, işverenle veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi ile işbirliği yapmak,
    6. İşveren tarafından güvenli çalışma ortam ve koşullarının sağlanması ve kendi yaptıkları işlerde sağlık ve güvenlik yönünden risklerin önlenmesinde, işveren veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi ile mevzuat uygulamaları doğrultusunda işbirliği yapmaktır.

Genel Olarak Yükümlülükler

İş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışanlarında yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerin başında, aldıkları eğitim ve işveren talimatları doğrultusunda, kendilerini, birlikte çalıştıkları kişileri, tehlikeye düşürecek hareketlerden kaçınmak zorunda olmaları gelmektedir.

İşverenlerin İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülüklerini Yerine Getirmemelerinin Yaptırımları

Bir zarara neden olmasa bile işverenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi bazı yaptırımların uygulanmasına neden olmaktadır.

İşçinin Çalışmaktan Kaçınma Hakkı: İşverenin gerekli olan iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda (örneğin bir kaynak işçisine işini yapması sırasında koruyucu gözlük vermemesi durumunda) işçinin iş görme borcunu yerine getirmesi olanaksız hale gelebilir. Bu durumda işçi gerekli önlemler alınıncaya kadar çalışmayı reddedebilir ve Borçlar Kanunu’nun 325. maddesine dayanarak çalışma yapmaksızın ücretini talep edebilir.

İşçinin Sözleşmeyi Haklı Nedenle Fesih Hakkı: İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’nun ve işçinin talebine rağmen işverenin gerekli önlemleri almaması durumunda, işçinin, iş sözleşmesini feshetme hakkı doğmaktadır.

İşin Durdurulması veya İşyerinin Kapatılması: İşverenin önlem alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda işyerinde işin durdurulması veya işyerinin kapatılması mümkün olabilecektir. İş Kanunu’nda; bir işyerinin tesis ve tertiplerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde, makine ve cihazlarında işçilerin hayatı için tehlike olan bir durum tespit edilirse, bu tehlike giderilinceye kadar işin tamamen veya kısmen durdurulabileceği veya işyerinin kapatılabileceği hükmü bulunmaktadır.

İdari Para Cezası: 4857 sayılı İş Kanunu’nda iş sağlığı ve güvenliği alanında belirtilen yükümlülüklere uymayanlar için bazı yaptırımlar düzenlenmiştir. İdari denetim sonucu iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinde herhangi bir eksiklik görüldüğünde ilk aşamada para cezaları uygulanmaktadır.

Hukuki ve Cezai Sorumluluk: İşverenin hukuki sorumluluğu, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almayan ve denetim görevini yerine getirmeyen işverenin, bundan dolayı zarara uğrayan işçiye veya hak sahiplerine karşı tazminat sorumluluğu anlamına gelmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Önemi, Amacı ve Temel Kavramları

İş sağlığı ve iş güvenliğinin temel amacı, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesidir. İş sağlığı, sağlıklı yaşanan çevre içerisinde yapılması gereken sağlık kurallarını kapsarken; iş güvenliği, işçinin çalıştığı ortamda yaşamını devam ettirebilmesi için oluşan veya oluşabilecek tehlikelerin ortadan kaldırılabilmesi için yapılması gereken sistematik çalışmaların bütünüdür ya da işçilerin iş kazalarına uğramalarını önlenmek amacıyla güvenli çalışma ortamını oluşturmak için alınması gereken önlemler dizisidir.

Sağlık kavramının Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre belirtilen tanımı; sadece hastalık ve sakatlık durumunun devam ettirilmesi değildir. Bununla birlikte ruhsal ve sosyal yönden de iyilik halinin devam ettirilmesidir. Toplumun sağlığının devam ettirilebilmesi işçilerin sağlığının korunması ve geliştirilmesiyle sağlanabilir. Sağlığın korunabilmesi için yapılması gereken; sağlığı etkileyecek olan risklerin analiz edilerek saptanmasıdır. İşyeri ortamında, çalışanların sağlığını etkileyecek çok sayıda riskler vardır. Bu risklerin çalışanları ne düzeyde ne şekilde etkilediklerinin saptanabilmesi için risk değerlendirmesi yapılması gerekli ve önemlidir.

İş güvenliği; çalışanların iş ve iş organizasyonundan kaynaklanacak risklere karşı korunmalarının sağlanmasıdır.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Önemi

Sanayi Devrimi ile birlikte çok kötü koşullarda korunmasız olarak ve büyük tehlikelerle iç içe çalışan insanlar için ortaya çıkan en önemli sorunlardan biri iş kazaları ve meslek hastalıkları olmuştur. Zamanla teknolojide yaşanan gelişmeler bir taraftan koruyucu araçların gelişimi ile daha güvenli bir çalışma ortamı yaratırken, diğer taraftan çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye sokan yeni riskler de yaratmaktadır. Özellikle teknolojinin getirdiği makineleşmenin yanı sıra, yeni üretim yöntemleri, işe yabancılaşma ve işyerine ait olma duygusunun zayıflaması gibi nedenler iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucunda yaşanan maddi ve manevi kayıpları ürkütücü boyutlara ulaştırmaktadır. Her geçen gün yeni iş kazaları ve meslek hastalıkları ortaya çıkmakta, iş yerindeki bu tehlikeler her yıl çok sayıda işçinin yaralanmasına, hastalanmasına veya hayatını kaybetmesine neden olmaktadır.

Hem çalışanların daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamak hem de beden ve ruh sağlıklarını korumak için mevzuatta belirtilen iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması gerekmektedir. İşletmelerde iş güvenliği önlemlerinin alınmaması sonucunda iş kazası veya meslek hastalıkları meydana gelebilmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıklarından korunmanın en etkin yolu işyerlerinde iş güvenliği ilkelerine uygun bir çalışma düzeni oluşturmaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Amacı

İş sağlığı ve güvenliğinin amacı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.

İş sağlığı ve güvenliğinin üç temel amacı bulunmaktadır. Bunlar aşağıda listelenmiştir:

  • Çalışanların korunması:
    • Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak,
    • Çalışanları çalışma ortamından kaynaklanan sağlık ve güvenlik risklerine karşı korumak,
    • Çalışanların sağlık, güvenlik ve refahını sağlamak ve geliştirmek,
  • İşletmenin korunması:
    • Kaza veya istenmeyen olayları önceden tespit edip gerekli önlemleri alarak, oluşabilecek direk ve dolaylı zarar ve ödemeleri önlemek,
  • Üretimin korunması:
    • Üretimin devamlılığını sağlamak,
    • Verimi artırmaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Temel Kavramları

İş sağlığı ve güvenliğinin temel kavramları aşağıda kısaca açıklanmıştır:

  • Bakanlık: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını,
  • Çalışan: Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi,
  • Çalışan temsilcisi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili çalışanı,
  • Destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişiyi,
  • Eğitim kurumu: İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitimlerini vermek üzere Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşlarını, üniversiteleri ve Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan müesseseleri,
  • Çocuk çalışan: 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış çalışanı,
  • Genç çalışan: 15 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını doldurmamış çalışanı,
  • İş güvenliği uzmanı: Usul ve esasları yönetmelikle belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı,
  • İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren olayı,
  • İşveren: Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,
  • İşyeri: Mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgütlendiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayane ve bakım, beden ve mesleki eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içeren organizasyonu,
  • İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi,
  • İşyeri sağlık ve güvenlik birimi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan, gerekli donanım ve personel sahip olan birimi,
  • Konsey: Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyini,
  • Kurul: İş sağlığı ve güvenliği kurulunu,
  • Ortak sağlık ve güvenlik birimi: Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birimi,
  • Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları,
  • Tehlike sınıfı: İş sağlığı ve güvenliği açısından, yapılan işin özelliği, işin her safhasında kullanılan veya ortaya çıkan maddeler, iş ekipmanı, üretim yöntem ve şekilleri, çalışma ortam ve şartları ile ilgili diğer hususlar dikkate alınarak işyeri için belirlenen tehlike grubunu,
  • Teknik eleman: Teknik öğretmen, fizikçi, kimyager ve biyolog ünvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarını,
  • İşyeri hemşiresi: 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik mesleğini icra etmeye yetkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hemşireliği belgesine sahip hemşire/sağlık memurunu, ifade eder.

İş Sağlığı ve Güvenliğine Yönelik Mevzuatın Tarihsel Gelişimi

Günümüzde iş sağlığı ve güvenliği konusu bağımsız bir bilim dalı haline gelmiştir. Ancak, iş sağlığı ve güvenliği konusu bugünkü noktaya gelinceye kadar farklı aşamalardan geçmiştir. Dünyada ve Türkiye’de sanayileşmenin aynı zamanda yaşanmamasına bağlı olarak iş sağlığı ve güvenliği konusunun tarihsel gelişimi;

  • Dünyada iş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişimi ile
  • Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişimi olarak iki başlık altında ele alınabilir.

Dünya’da İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatının Gelişimi

1743 yılında U. Ellenborg, altın madencilerinde görülen hastalıklar ve karbon monoksit, cıva, kurşun ve nitrik asit gibi maddelerin zararları üzerine hazırladığı kitapçıkla, iş hastalıklarına ilişkin bilincin gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. Yasal düzenlemelerin dönüm noktası ise Percival Pott’un baca temizleyicilerinin yakalandığı kanser hastalığı üzerine yapmış olduğu çalışmalar sonucu, İngiliz Parlamentosu’nun 1788 yılında kabul ettiği Baca Temizleyicileri Yasası’dır. En etkili mevzuat, 1833 yılında kabul edilen İngiliz Fabrikaları Yasası’dır. Bu iki yasanın temel özellikleri, önlemden çok, tazminatı gündeme getirmeleridir. Ancak, bu yasalar konunun diğer Avrupa ülkeleri tarafından da ele alınmasında etkili olmuşlar ve iş güvenliğine ilişkin çalışmalara ve fabrikalarda revirlerin kurulmasına yol açan diğer yasal düzenlemelerin gerekçesi olmuşlardır.

Sanayi Devriminin yarattığı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan ağır ve sağlıksız çalışma koşulları iş kazalarının ve meslek hastalıklarının büyük boyutlara ulaşmasında etken olmuştur. Bu amaçla özellikle kadın ve çocuk işçileri koruyucu dar kapsamlı bazı hukuki düzenlemeler yapılmışsa da, bu dönemde etkin bir iş denetimi sisteminin kurulmamış olması ve hüküm süren yoksulluk, yapılmak istenen iyileştirmelerin uygulanmasına engel olmuştur. Bu dönemde, Sendikalar, ILO, WHO, Milletler Cemiyeti ve bu kuruluşlarla işbirliği yapan birçok kuruluş iş sağlığı ve güvenliği yönünden önemli çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Özellikle ILO ve WHO’nun katkılarıyla, Sanayi Devrimi’nin yarattığı olumsuz çalışma koşullarının düzeltilmesi amacıyla koruyucu ve düzenleyici mevzuatın hazırlanması ve yaptırımlar uygulanması gösterilebilir. Böylece iş sağlığı ve güvenliğinin tüm dünyada önemle ele alınması, psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunların bu kavram içinde değerlendirilmesi, uygulanması ve bu yönde yürütülmesi kabul edilmiştir.

Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatının Tarihsel Gelişimi

Türkiye’de sanayileşme hareketi Cumhuriyet dönemi ile başladığı için iş sağlığı ve güvenliğine yönelik mevzuatın gelişimi de gecikmiştir. Cumhuriyet döneminde iş kazası ve meslek hastalığı ile ilgili ilk ve en önemli düzenlemelerin 1926 tarihli Borçlar Kanunu ve 1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha Kanunu olduğu görülmektedir. 3008 sayılı İş Kanunu ile ilk kez iş sağlığı ve iş güvenliği konusu ayrıntılı ve sistemli olarak düzenlenmiştir. 1936 yılında çıkarılmış ve 148 maddeden oluşmaktadır. 931 sayılı İş Kanunu 1967 yılında çıkarılmış ve 112 asıl ve 4 geçici maddeden oluşmuştur. Anayasa Mahkemesi tarafından şekil yönünden tümüyle iptal edilmiştir, 39 ay yürürlükte kalmıştır. 1475 sayılı İş Kanunu ise 931 sayılı İş Kanunu’nun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine 1475 sayılı İş Kanunu 1971 yılında yürürlüğe girmiştir.

Günümüze kadar bazı kanunlarla ilaveler ve değişiklikler yapılmış, 9 Haziran 2003 tarihi itibariyle 14. maddesi hariç yürürlükten kaldırılmış ve 32 yıl yürürlükte kalmıştır. 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlük tarihinden tam 33 yıl sonra, TBMM Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2003 tarihli oturumunda kabul edilen 4857 sayılı İş Kanunu, 10 Haziran 2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili 77-89’uncu maddeleri 2012 yılına kadar devam etmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun yürürlük tarihinden tam 9 yıl sonra, TBMM Genel Kurulu’nun 20 Haziran 2012 tarihli oturumunda kabul edilen 6331sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kanunla birlikte 4857 sayılı kanundaki 77-89. maddeler arası yürürlükten kaldırılarak kamu ve özel sektör İş Sağlığı ve Güvenliği kapsamına periyodik olarak alınmış ve 30 Haziran 2012 tarihinden itibaren de bu kanunda değişiklikler yapılmaya devam edilmektedir.

İşverenleri İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülükleri

Gerekli Her Türlü Önlemi Alma Yükümlülüğü

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m. 4’e göre işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup, bu bağlamda mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü önlemin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.

Risk Değerlemesi Yapma Yükümlülüğü

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işverene iş sağlığı ve güvenliği bakımından risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma yükümlülüğü getirilmiştir. Buna göre işveren, çalışanların işle ilgili olarak sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır (m. 4/1, c).

İşverenin Acil Durumlara İlişkin Yükümlülüğü

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işverene yüklenen yükümlülüklerden diğeri, acil durumlara yöneliktir. İşveren; çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır.

Sağlık Gözetimi Yapma Yükümlülüğü

Sağlık Gözetimi Yapma Yükümlülüğü İşveren; çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlamakla yükümlüdür. Buna göre işveren, çalışanların işe girişlerinde, iş değişikliğinde, iş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri halinde ve işin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır.

İşverenin İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Kayıt ve Bildirimi Yükümlülüğü

İşveren; bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler (İSGK. m. 14). İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.

İşveren, aşağıdaki durumlarda belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:

  • İş kazalarını kazadan sonraki üç işgünü içinde.
  • Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç işgünü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirmekle yükümlüdür.

İşverenin İş Sağlığı ve Güvenliği Organizasyonu Kurma Yükümlülüğü

Kural olarak Kanun iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini işverenin kendisinin vermesini engellememektedir. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verebilmek için Kanun’un aradığı niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması halinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yürütülmesini kendisi üstlenebilir. İşveren iş sağlığı ve güvenliği hizmeti için Kanun’un aradığı niteliklere sahip olmasa da iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini belirli koşullarda kendisi veya işveren vekili aracılığı ile verebilir. Bunun için;

  • İşyeri az tehlikeli sınıfında olmalı ve
  • İşveren veya işveren vekili Bakanlıkça ilan edilen eğitimlere katılmış olmalıdır.

Bu iki koşulun yerine getirilmiş olması durumunda işveren veya işveren vekilleri işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç diğer iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendileri yürütebileceklerdir.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Koordinasyonunu Sağlama Yükümlülüğü

Kanun koyucunun işverenlere yüklediği diğer bir iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüğü, aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunmasına özgüdür. Hükme göre aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda işverenlerin; iş hijyeni ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında iş birliği yapmaları, yapılan işin yapısı göz önüne alınarak mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulması çalışmalarında koordinasyon içinde hareket etmeleri, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini bu riskler konusunda bilgilendirmeleri gerekmektedir (İSGK. m. 23/1). Böylece, aynı fiziki alanın paylaşılması nedeniyle ortaya çıkması muhtemel riskler konusunda işverenler birbirleri arasında bilgi alışverişi yapar ve koordinasyon içinde önlem alırlar.

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülükleri

Herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmamak için işçiler işyerinde sağlık ve güvenlikle ilgili aşağıda belirtilen konulara uymakla yükümlüdür:​​​​​​:

  1. İşçiler, davranış ve kusurlarından dolayı, kendilerinin ve diğer kişilerin sağlık ve güvenliğinin olumsuz etkilenmemesi için azami dikkat gösterirler ve görevlerini, işveren tarafından kendilerine verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yaparlar.
  2. İşçiler, işveren tarafından kendilerine verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda, özellikle;
    1. Makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını doğru şekilde kullanmak,
    2. Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve kullanımdan sonra muhafaza edildiği yere geri koymak,
    3. İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalardaki güvenlik donanımlarını kurallara uygun olarak kullanmak ve bunları keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek,
    4. İşyerinde sağlık ve güvenlik için ciddi ve ani bir tehlike olduğu kanaatine vardıkları herhangi bir durumla karşılaştıklarında veya koruma tedbirlerinde bir aksaklık veya eksiklik gördüklerinde, işverene veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisine derhal haber vermek,
    5. İşyerinde, sağlık ve güvenliğin korunması için teftişe yetkili makam tarafından belirlenen zorunlulukların yerine getirilmesinde, işverenle veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi ile işbirliği yapmak,
    6. İşveren tarafından güvenli çalışma ortam ve koşullarının sağlanması ve kendi yaptıkları işlerde sağlık ve güvenlik yönünden risklerin önlenmesinde, işveren veya sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi ile mevzuat uygulamaları doğrultusunda işbirliği yapmaktır.

Genel Olarak Yükümlülükler

İş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışanlarında yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerin başında, aldıkları eğitim ve işveren talimatları doğrultusunda, kendilerini, birlikte çalıştıkları kişileri, tehlikeye düşürecek hareketlerden kaçınmak zorunda olmaları gelmektedir.

İşverenlerin İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülüklerini Yerine Getirmemelerinin Yaptırımları

Bir zarara neden olmasa bile işverenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi bazı yaptırımların uygulanmasına neden olmaktadır.

İşçinin Çalışmaktan Kaçınma Hakkı: İşverenin gerekli olan iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda (örneğin bir kaynak işçisine işini yapması sırasında koruyucu gözlük vermemesi durumunda) işçinin iş görme borcunu yerine getirmesi olanaksız hale gelebilir. Bu durumda işçi gerekli önlemler alınıncaya kadar çalışmayı reddedebilir ve Borçlar Kanunu’nun 325. maddesine dayanarak çalışma yapmaksızın ücretini talep edebilir.

İşçinin Sözleşmeyi Haklı Nedenle Fesih Hakkı: İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’nun ve işçinin talebine rağmen işverenin gerekli önlemleri almaması durumunda, işçinin, iş sözleşmesini feshetme hakkı doğmaktadır.

İşin Durdurulması veya İşyerinin Kapatılması: İşverenin önlem alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda işyerinde işin durdurulması veya işyerinin kapatılması mümkün olabilecektir. İş Kanunu’nda; bir işyerinin tesis ve tertiplerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde, makine ve cihazlarında işçilerin hayatı için tehlike olan bir durum tespit edilirse, bu tehlike giderilinceye kadar işin tamamen veya kısmen durdurulabileceği veya işyerinin kapatılabileceği hükmü bulunmaktadır.

İdari Para Cezası: 4857 sayılı İş Kanunu’nda iş sağlığı ve güvenliği alanında belirtilen yükümlülüklere uymayanlar için bazı yaptırımlar düzenlenmiştir. İdari denetim sonucu iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinde herhangi bir eksiklik görüldüğünde ilk aşamada para cezaları uygulanmaktadır.

Hukuki ve Cezai Sorumluluk: İşverenin hukuki sorumluluğu, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almayan ve denetim görevini yerine getirmeyen işverenin, bundan dolayı zarara uğrayan işçiye veya hak sahiplerine karşı tazminat sorumluluğu anlamına gelmektedir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.