Açıköğretim Ders Notları

Belediye, İmar ve Gayrimenkul Mevzuatı Dersi 4. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Belediye, İmar ve Gayrimenkul Mevzuatı Dersi 4. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Planlamada Yetkiler Ve İmar Mevzuatındaki Tanımlar

Türkiye’de kentsel planlamaya ilişkin hukuki dayanağı oluşturan kanunlar ve yönetmelikler bu ünite içinde amaç, kapsam, genel esaslar ve gerek duyulduğu durumlarda alt başlıklar olarak ele alınmaktadır.

İmar Planlarının Hukuki Çerçevesi

İdari işlemlerin genel amacı kamu yararıdır. Diğer yandan idari işlemlerin daha özel amaçları da bulunabilir, ancak nihai amacının kamu yararının sağlanması olması gerekir. Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik’in 1. maddesinde imar planlarının kamu yararı olarak özetlenebilecek amacı, “insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yatından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımlarının yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek” şeklinde açıklanmıştır. 14 Haziran 2014 tarihli Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği “fiziki, doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak ve geliştirmek, koruma ve kullanma dengesini sağlamak, ülke, bölge ve şehir düzeyinde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yaşam kalitesini yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere, arazi kullanım ve yapılaşma kararları getirmek” olarak göstermiştir.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği değişikliğinde ilişkin altı çizilmesi gereken en önemli husus, koruma kullanma dengesine dair yapılan belirlemeye rağmen sürdürülebilir kalkınma vurgusunun eklenerek yapılaşmaya ilişkin eğilim planlama alanında temel hedef olarak gösterilmiş olmasıdır. Bu Yönetmelik; her tür ve ölçekteki mekânsal planlar ile bu planlara ilişkin revizyon, ilave, değişikliklerin yapılmasına ve incelenmesine, mekânsal planlar ile özel amaçlı plan ve projelere yönelik usul ve esasları kapsamaktadır. İmar planlarının hukuki çerçevesi;

  • Yetki unsuru bakımından
  • Genel kanun-özel kanun çerçevesinde incelenebilir.

Yetki Unsuru bakımından İmar Planları: Yetki Unsuru Bakımından İmar planları, idare hukukunun alanına giren işlemlerdir. Diğer bir deyişle, idari işlemlerde herhangi bir öğenin eksikliği, işlemi hukuka aykırı hale getirdiğinden imar planları da yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları yönünden hukuka uygun olmalı, kanunda ve diğer düzenleyici işlemlerde belirtilen usullere ve kurallara uygun olarak yapılarak yürürlüğe girmelidirler.

İmar planları olarak anılan ve bir bütün olarak ele alınması gereken nazım plan ve uygulama imar planlarına ilişkin usul ve yetki kurallarının temel kanuni çerçevesi İmar Kanunu ile çizilirken, planlama alanında idarenin yetki alanlarına ilişkin pek çok özel kanun ve yönetmelik de belirlenmektedir. Planlamada yetkili idare ile ilgili olarak özellikle vurgulanması gereken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki KHK’da planlama, kentleşme ve toplulaştırma ile ilgili düzenlemelerin tamamında Bakanlığın (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) tek yetkili olarak düzenlenmiş olmasıdır.

Genel Kanun-Özel Kanun Çerçevesinde İmar Planlarında Yetki: İmar planlarına ilişkin olarak genel kanun ve özel kanun, diğer yandan genel yetki kuralları ve özel yetki kuralları ayrımının yapılması, çalışmamız konusunu oluşturan imar planlarında yetkili idarenin belirlenmesi sorunu açısından oldukça önemlidir. İmar Kanunu’nun 6. maddesinde planların amaçları ve kapsadıkları alan bakımından bölge planları ve imar planları olarak ayrıldığı ve imar planlarının da nazım imar planları ve uygulama imar planı olarak hazırlandıkları açıklanmıştır.

Bir diğer önemli ayrım, imar planlarına ilişkin ikili bir ayrıma gidildiği ve belediye sınırları içinde kalan yerler – belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlere dair iki farklı idare yetkilidir. Buna göre, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının belediyelerin yetki alanını; belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerin ise il özel idarelerinin yetki alanın oluşturduğu belirtilebilir.

Planlamaya İlişkin İmar Mevzuatı

İmar yasası, başta Anayasa olmak üzere imar ile ilgili kanunları, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge, tebliği içermektedir. Her tür ve ölçekteki planlar genel düzenleyici idari işlemlerdir. İmar yasası, başta Anayasa olmak üzere imar ile ilgili kanunları, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge, tebliği içermektedir. Her tür ve ölçekteki planlar genel düzenleyici idari işlemlerdir.

Kanunlar;

  • İmar Kanunu,
  • İmar Affı Kanunu,
  • Kamulaştırma Kanunu,
  • Kıyı Kanunu, • Boğaziçi Kanunu,
  • Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
  • Turizmi Teşvik Kanunu,
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu,
  • Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun,
  • Kat Mülkiyeti Kanunu,
  • Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu olarak sıralanabilir.

İmar Kanunu: 03.05.1985 tarihinde kabul edilen 3194 sayılı İmar Kanunu, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen sağlık ve çevre koşullarına uygun teşekkülünü sağlamayı temel almaktadır.

İmar Affı Kanunu: Ülkemiz tarafından planlama literatürüne kazandırılan imar affı uygulaması, kimi zaman zorunlu olarak, kimi zaman siyasi, ekonomik ve teknik nedenlerle yapılmaktadır. İmar affı, 2981 Sayılı imar yasası, imar ve gecekondu yasalarına uymayan şekilde inşa edilmiş ya da inşa aşamasında olan bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenleyen ve hak sahiplerinin mülkiyet sorunlarını çözen ve “İmar affı” olarak bilinen kanundur. 08.03.1984 tarihinde kabul edilen 2981 sayılı İmar Affı Kanunu imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilen;

  • Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki yapılar,
  • 6785 sayılı Kanuna 1605 sayılı Kanunla eklenen Ek 7. ve 8. maddeler gereğince çıkarılan yönetmeliğin 103. maddesi kapsamına giren alanlardaki yapılar,
  • (b) bendi dışında kalan sanayi, depolama, turistik ve tarımsal yapıları kapsamaktadır.

Kamulaştırma Kanunu: 04.11.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu (değişiklik: 05.05.2001 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4650 sayılı yasa ), kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenlemektedir. Kamulaştırma yapılabilmesinin temel kuralı, kamulaştırmaya konu olan durumla ilgili kamu yararının bulunmasıdır.

Kamulaştırma işlemi, devlet veya kamu tüzel kişilerince, kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılığını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamı veya bir kısmına el konulması veya üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesidir.

Kamulaştırma Bedeli: Bir gerçek veya özel hukuk tüzelkişisine ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl Genel Bütçe Kanununda gösterilen miktarı, nakden ve peşin olarak ödenir. Bu miktar, kamulaştırma bedelinin altıda birinden (1/6) az olamaz.

Kıyı Kanunu: 04.04.1990 tarihinde kabul edilen 3621 sayılı Kıyı Kanunu, deniz, tabii ve suni göl ve akarsu kıyıları ile bu yerlerin etkisinde olan ve devamı niteliğinde bulunan sahil şeritlerinin doğal ve kültürel özelliklerini gözeterek koruma ve toplum yararlanmasına açık, kamu yararına kullanma esaslarını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla kanun, deniz, tabii/suni göller ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerine ait düzenlemeleri ve bu yerlerden kamu yararına yararlanma imkân ve şartlarına ait esasları kapsamaktadır. Kıyılar ile ilgili genel esaslar; kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespitini zorunlu kılmaktadır.

Boğaziçi Kanunu: 22.11.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemek amacıyla çıkarılmıştır.

Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu: 03.07.2005 tarihinde kabul edilen 5393 sayılı yeni Belediye Kanunu, belediyenin kuruluşu, organları, yönetimi, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını düzenlemektedir. Bu düzenlemelere göre belediyeler, mahalli müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde taşınmaz almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis etmek yetkisine haizdir. 10.07.2004 tarihinde kabul edilen 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, büyükşehir belediyesi yönetiminin hukukî statüsünü düzenlemek, hizmetlerin plânlı, programlı, etkin, verimli ve uyum içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla çıkarılmıştır. Kanun, büyükşehir belediyesiyle büyükşehir sınırları içindeki belediyeleri kapsamaktadır.

Turizmi Teşvik Kanunu: 12.03.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, turizm sektörünü düzenleyecek, geliştirecek, dinamik bir yapı ve işleyişe kavuşturacak tertip ve tedbirlerin alınmasını sağlamak amacıyla çıkarılmıştır. Kanun, turizm hizmeti ile bu hizmetin gereği kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinin tespiti ile geliştirilmelerine, turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesine, düzenlenmesine ve denetlenmesine ilişkin hükümleri kapsamaktadır.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu: 23.07.1983 yılında kabul edilen 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili tanımları belirlemek, yapılacak işlem ve faaliyetleri düzenlemek, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilatın kuruluş ve görevlerini tespit etmek amacıyla çıkarılmıştır. Korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili hususları ve bunlarla ilgili gerçek ve tüzel kişilerin görev ve sorumlulukları bu kanun kapsamında ele alınmaktadır.

Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun: 29.04.1969 yılında 1164 sayılı yasa ile İmar ve İskân Bakanlığına bağlı olarak kurulan Arsa Ofisi, arsaların aşırı fiyat artışlarını önlemek üzere tanzim alış ve satışı yapmak; konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri için arazi ve arsa sağlamak amacıyla kurulmuştur. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün kuruluşuna yönelik yasa 08.12.2004 tarihinde 5273 sayılı yasa ile değiştirilerek Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü kaldırılmış ve görevleri Toplu Konut İdaresi Başkanlığına (TOKİ) devredilmiştir.

Kat Mülkiyeti Kanunu: 02.01.1966 tarihinde yürürlüğe giren 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Genel Hükümler başlığı altında kat mülkiyeti ve kat irtifakına yönelik açıklamalara yer verilmektedir. Tamamlanmış bir yapının ayrı ayrı ve başlı başına (müstakilen) kullanmaya elverişli kat, daire, büro, işyeri, mağaza, dükkân, depo, garaj vb. bölümleri üzerinde o taşınmazın malikleri tarafından kurulan mülkiyet hakkına kat mülkiyeti denilmektedir.

Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu: 03.07.2015 tarihinde çıkarılan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu 31.01.2007 tarihinde çıkarılan 5578 sayılı yasa ile tarım alanlarının hisseli satışına önemli değişiklikler getirilmiştir. Yapılan değişiklikle, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesi; “…Tarım arazileri; doğal özellikleri ve ülke tannandaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri…” olarak sınıflandırılmıştır.

İmar İle İlgili Yönetmelikler

İmar ile ilgili yönetmelikler;

  • 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler İçin Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği,
  • Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği,
  • Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik,
  • Otopark Yönetmeliği,
  • Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği olarak sıralanabilir.

3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler İçin Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği:

03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanmış bulunan Planlı alanlar Tip İmar Yönetmeliği belediye sınırları ve mücavir alan sınırları içinde veya dışında, imar plânı bulunan alanlarda uygulanmaktadır. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, 3030 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kalan belediyelerin imar yönetmeliği olup 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır. Yönetmelik, ilgili belediyenin belediye ve mücavir alan sınırları içindeki imar planı bulunan alanlarında uygulanır. Bu yüzden, yönetmeliğin Genel Hükümler başlıklı bölümün 2. maddesinde vurgu yapıldığı gibi, bu yönetmelikte yazılı hükümler, imar planlarında aksine bir açıklama bulunmadığı takdirde uygulanmaktadır. Yönetmeliğin genel hükümlerine göre; İmar planlarında açıklanmamış ve bu Yönetmelikte de yer almamış hususlarda lüzum ve ihtiyaca ve civarın karakterine göre uygulanacak şekli takdire, Belediye yetkilidir.

Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği: 02.11.1985 tarihinde yürürlüğe giren “Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği” olan yönetmeliğin ismi 30.06.2001 tarihli yönetmelikle Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği olarak değiştirilmiştir. Bu Yönetmeliğin amacı belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan ve planı bulunmayan alanlardaki yapılaşmaların fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamaktır.

Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik: 02.11.1985 tarihinde İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmelik olarak çıkarılmışken, 17.03.2001 tarihinde ismi Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik (Değişik: RG 17/3/2001- 24345) olarak değiştirilmiştir. Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin amacı; insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek üzere hazırlanacak “her tür ve ölçekteki planın” ve bu planlar üzerinde yapılacak değişikliklerin hangi esaslar dâhilinde yapılacağını belirlemektir.

Otopark Yönetmeliği: Araçların park etmesi için kullanılan açık veya kapalı alana otopark denir. 01.07.1993 tarihinde yürürlüğe giren otopark yönetmeliği 3194 sayılı İmar Kanununun 37. ve 44. maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Amacı, yerleşme yerlerinde araçların yol açtığı trafik sorunlarının çözümü için otopark yapılmasını gerektiren bina ve tesislerin neler olduğunun ve otopark ihtiyacının miktar, ölçü ve diğer şartlarının tesbit ve giderilme esaslarını aynı Kanunun 5. maddesinde tanımlanan ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösteren imar planlarına uygun olarak düzenlemektir.

Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği: Kentleşmenin en önemli göstergelerinden biri olan yapılaşmayı, imar kanunu hükümlerine uygun olarak sağlamak üzere, kullanılan malzemeden, yapıyı denetleyen kişilere kadar yeni düzenlemeler yapan 4708 sayılı kanun uyarınca yayımlanan “yapı denetimi uygulama usul ve esasları yönetmeliği” özellikle deprem gerçeğinin bir sonucu olarak 12.08.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yapı Denetimi Hakkında Kanun, can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Bu Kanun; 3194 sayılı İmar Kanununun 26. maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27. maddesinde belirtilen ruhsata tâbi olmayan yapılar hariç, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak yapıların denetimini kapsamaktadır. Yapı denetim kuruluşlarının yöneticileri, ortakları, denetçi mimar ve mühendisleri ile proje müellifleri, laboratuvar görevlileri ve yapı müteahhidi; bu Kanunun uygulanmasından dolayı ortaya çıkan yapı hasarından sorumludur.

Kanun ve Yönetmeliklerde Yer Alan Tanımlar

Kanun ve Yönetmeliklerde yer alan genel tanımlar aşağıdaki başlıklar altında sınıflandırılabilir:

  • İmar Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Kamulaştırma Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Kıyı Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Boğaziçi Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Turizm Teşvik Kanununa ilişkin tanımlar, • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Kat Mülkiyeti Yasasına ilişkin tanımlar,
  • Arazi Kullanım Yasasına ilişkin tanımlar,
  • 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğine ilişkin tanımlar,
  • Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğe ilişkin tanımlar,
  • Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğine ilişkin tanımlar,
  • Otopark Yönetmeliğine ilişkin tanımlar.

Kanun ve Yönetmeliklerde yer alan ilgili genel tanımlara, ders kitabınızın 78 ile 86 arasındaki sayfalarından ulaşabilirsiniz.

Yapılaşmaya İlişkin Ruhsat ve Ruhsat İşlemleri

Yasanın Yapı ve Yapı ile İlgili Esaslar içeren 20. maddesine göre yapı;

  • Kuruluş veya kişilerce kendilerine ait tapusu bulunan arazi, arsa veya parsellerde,
  • Kuruluş veya kişilerce, kendisine ait tapusu bulunmamakla beraber kamu kurum ve kuruluşlarının vermiş oldukları tahsis veya irtifak hakkı tesis belgeleri ile,

İmar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabilir.

Yapı Ruhsatı: Yasanın 21. maddesinde belirtildiği üzere yapı ruhsatiyesi ise; yasa kapsamına giren bütün yapılar için 26. maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatı alınması zorunludur. Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir. Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren on beş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç on beş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.

Geliştirme Alanlarında Yapı Ruhsatı: Kentsel gelişme alanlarında yapı ruhsatı alma koşulları yasanın 23. maddesinde belirtilmiş olup bu alanlarda yapılacak yapıların yapı ruhsatiyesi alması zorunludur.

Kamuya Ait Yapı ve Tesisler ile Sanayi: Tesislerinde Yapı Ruhsatı Yasanın 26. Maddesinde belirtildiği üzere kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak veya yaptırılacak yapılara ruhsat alınması zorunludur. Söz konusu bu yapılar için yapı ruhsatı için imar planlarında o maksada tahsis edilmiş olmak, plan ve mevzuata aykırı olmamak üzere mimari, statik, tesisat ve her türlü fenni mesuliyeti bu kamu kurum ve kuruluşlarınca üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla avan projeye göre ruhsat verilir.

Köylerde Yapılacak Yapılar ve Uyulacak Esaslar: Belediye ve mücavir alanlar dışında köylerin köy yerleşik alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını, köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar için yasanın 27. Maddesinde belirtildiği üzere yapı ruhsatı aranmaz. Ancak etüt ve projelerinin valilikçe incelenmesi, muhtarlıktan yazılı izin alınması ve bu yapıların yöresel doku ve mimari özelliklere, fen, sanat ve sağlık kurallarına uygun olması zorunludur. Etüt ve projelerin sorumluluğu müellifi olan mimar ve mühendislere aittir. Bu yapılar valilikçe ulusal adres bilgi sistemine ve kadastro planlarına işlenir.

Ruhsat Süresi: İnşasına 2 yıl içinde başlanmayan veya 5 yıllık ruhsat süresi içinde tamamlanmayan ve süresi içinde ruhsat yenilemesi yapılmayan yapılar, ruhsatsız yapı olarak değerlendirilir.

Yapı Kullanma İzni: Yapı tamamlandığında tamamının veya kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığında bu kısımlarının kullanılabilmesi için, yapı ruhsatını veren ilgili idareden izin alınması zorunludur. Yapı kullanma iznin alınması için ilgili idareye yapılan başvuru dilekçesi ekinde;

  • Fenni mesullerin veya yapı denetim kuruluşlarının
  • yapının projelerine,
  • Fen ve sağlık kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığını,
  • Mevzuata uygun olarak piyasaya arz edilmiş ve Yönetmeliğin gereklerini sağlayan malzeme kullanılıp kullanılmadığını belirten raporları,
  • Yetki belgesine haiz mimar, mühendis veya kuruluşlarca tanzim edilen enerji kimlik belgesi,
  • Yapıya ilişkin fotoğraflarının, bulunması zorunludur.

Enerji kimlik belgesi, yapı kullanma izin belgesi ile birlikte onaylanarak yapı sahibine verilir.

Türkiye’de kentsel planlamaya ilişkin hukuki dayanağı oluşturan kanunlar ve yönetmelikler bu ünite içinde amaç, kapsam, genel esaslar ve gerek duyulduğu durumlarda alt başlıklar olarak ele alınmaktadır.

İmar Planlarının Hukuki Çerçevesi

İdari işlemlerin genel amacı kamu yararıdır. Diğer yandan idari işlemlerin daha özel amaçları da bulunabilir, ancak nihai amacının kamu yararının sağlanması olması gerekir. Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik’in 1. maddesinde imar planlarının kamu yararı olarak özetlenebilecek amacı, “insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yatından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımlarının yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek” şeklinde açıklanmıştır. 14 Haziran 2014 tarihli Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği “fiziki, doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak ve geliştirmek, koruma ve kullanma dengesini sağlamak, ülke, bölge ve şehir düzeyinde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yaşam kalitesini yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere, arazi kullanım ve yapılaşma kararları getirmek” olarak göstermiştir.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği değişikliğinde ilişkin altı çizilmesi gereken en önemli husus, koruma kullanma dengesine dair yapılan belirlemeye rağmen sürdürülebilir kalkınma vurgusunun eklenerek yapılaşmaya ilişkin eğilim planlama alanında temel hedef olarak gösterilmiş olmasıdır. Bu Yönetmelik; her tür ve ölçekteki mekânsal planlar ile bu planlara ilişkin revizyon, ilave, değişikliklerin yapılmasına ve incelenmesine, mekânsal planlar ile özel amaçlı plan ve projelere yönelik usul ve esasları kapsamaktadır. İmar planlarının hukuki çerçevesi;

  • Yetki unsuru bakımından
  • Genel kanun-özel kanun çerçevesinde incelenebilir.

Yetki Unsuru bakımından İmar Planları: Yetki Unsuru Bakımından İmar planları, idare hukukunun alanına giren işlemlerdir. Diğer bir deyişle, idari işlemlerde herhangi bir öğenin eksikliği, işlemi hukuka aykırı hale getirdiğinden imar planları da yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları yönünden hukuka uygun olmalı, kanunda ve diğer düzenleyici işlemlerde belirtilen usullere ve kurallara uygun olarak yapılarak yürürlüğe girmelidirler.

İmar planları olarak anılan ve bir bütün olarak ele alınması gereken nazım plan ve uygulama imar planlarına ilişkin usul ve yetki kurallarının temel kanuni çerçevesi İmar Kanunu ile çizilirken, planlama alanında idarenin yetki alanlarına ilişkin pek çok özel kanun ve yönetmelik de belirlenmektedir. Planlamada yetkili idare ile ilgili olarak özellikle vurgulanması gereken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki KHK’da planlama, kentleşme ve toplulaştırma ile ilgili düzenlemelerin tamamında Bakanlığın (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) tek yetkili olarak düzenlenmiş olmasıdır.

Genel Kanun-Özel Kanun Çerçevesinde İmar Planlarında Yetki: İmar planlarına ilişkin olarak genel kanun ve özel kanun, diğer yandan genel yetki kuralları ve özel yetki kuralları ayrımının yapılması, çalışmamız konusunu oluşturan imar planlarında yetkili idarenin belirlenmesi sorunu açısından oldukça önemlidir. İmar Kanunu’nun 6. maddesinde planların amaçları ve kapsadıkları alan bakımından bölge planları ve imar planları olarak ayrıldığı ve imar planlarının da nazım imar planları ve uygulama imar planı olarak hazırlandıkları açıklanmıştır.

Bir diğer önemli ayrım, imar planlarına ilişkin ikili bir ayrıma gidildiği ve belediye sınırları içinde kalan yerler – belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlere dair iki farklı idare yetkilidir. Buna göre, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının belediyelerin yetki alanını; belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerin ise il özel idarelerinin yetki alanın oluşturduğu belirtilebilir.

Planlamaya İlişkin İmar Mevzuatı

İmar yasası, başta Anayasa olmak üzere imar ile ilgili kanunları, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge, tebliği içermektedir. Her tür ve ölçekteki planlar genel düzenleyici idari işlemlerdir. İmar yasası, başta Anayasa olmak üzere imar ile ilgili kanunları, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge, tebliği içermektedir. Her tür ve ölçekteki planlar genel düzenleyici idari işlemlerdir.

Kanunlar;

  • İmar Kanunu,
  • İmar Affı Kanunu,
  • Kamulaştırma Kanunu,
  • Kıyı Kanunu, • Boğaziçi Kanunu,
  • Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
  • Turizmi Teşvik Kanunu,
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu,
  • Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun,
  • Kat Mülkiyeti Kanunu,
  • Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu olarak sıralanabilir.

İmar Kanunu: 03.05.1985 tarihinde kabul edilen 3194 sayılı İmar Kanunu, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen sağlık ve çevre koşullarına uygun teşekkülünü sağlamayı temel almaktadır.

İmar Affı Kanunu: Ülkemiz tarafından planlama literatürüne kazandırılan imar affı uygulaması, kimi zaman zorunlu olarak, kimi zaman siyasi, ekonomik ve teknik nedenlerle yapılmaktadır. İmar affı, 2981 Sayılı imar yasası, imar ve gecekondu yasalarına uymayan şekilde inşa edilmiş ya da inşa aşamasında olan bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenleyen ve hak sahiplerinin mülkiyet sorunlarını çözen ve “İmar affı” olarak bilinen kanundur. 08.03.1984 tarihinde kabul edilen 2981 sayılı İmar Affı Kanunu imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilen;

  • Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki yapılar,
  • 6785 sayılı Kanuna 1605 sayılı Kanunla eklenen Ek 7. ve 8. maddeler gereğince çıkarılan yönetmeliğin 103. maddesi kapsamına giren alanlardaki yapılar,
  • (b) bendi dışında kalan sanayi, depolama, turistik ve tarımsal yapıları kapsamaktadır.

Kamulaştırma Kanunu: 04.11.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu (değişiklik: 05.05.2001 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4650 sayılı yasa ), kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenlemektedir. Kamulaştırma yapılabilmesinin temel kuralı, kamulaştırmaya konu olan durumla ilgili kamu yararının bulunmasıdır.

Kamulaştırma işlemi, devlet veya kamu tüzel kişilerince, kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılığını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamı veya bir kısmına el konulması veya üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesidir.

Kamulaştırma Bedeli: Bir gerçek veya özel hukuk tüzelkişisine ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl Genel Bütçe Kanununda gösterilen miktarı, nakden ve peşin olarak ödenir. Bu miktar, kamulaştırma bedelinin altıda birinden (1/6) az olamaz.

Kıyı Kanunu: 04.04.1990 tarihinde kabul edilen 3621 sayılı Kıyı Kanunu, deniz, tabii ve suni göl ve akarsu kıyıları ile bu yerlerin etkisinde olan ve devamı niteliğinde bulunan sahil şeritlerinin doğal ve kültürel özelliklerini gözeterek koruma ve toplum yararlanmasına açık, kamu yararına kullanma esaslarını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla kanun, deniz, tabii/suni göller ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerine ait düzenlemeleri ve bu yerlerden kamu yararına yararlanma imkân ve şartlarına ait esasları kapsamaktadır. Kıyılar ile ilgili genel esaslar; kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespitini zorunlu kılmaktadır.

Boğaziçi Kanunu: 22.11.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemek amacıyla çıkarılmıştır.

Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu: 03.07.2005 tarihinde kabul edilen 5393 sayılı yeni Belediye Kanunu, belediyenin kuruluşu, organları, yönetimi, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını düzenlemektedir. Bu düzenlemelere göre belediyeler, mahalli müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde taşınmaz almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis etmek yetkisine haizdir. 10.07.2004 tarihinde kabul edilen 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, büyükşehir belediyesi yönetiminin hukukî statüsünü düzenlemek, hizmetlerin plânlı, programlı, etkin, verimli ve uyum içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla çıkarılmıştır. Kanun, büyükşehir belediyesiyle büyükşehir sınırları içindeki belediyeleri kapsamaktadır.

Turizmi Teşvik Kanunu: 12.03.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, turizm sektörünü düzenleyecek, geliştirecek, dinamik bir yapı ve işleyişe kavuşturacak tertip ve tedbirlerin alınmasını sağlamak amacıyla çıkarılmıştır. Kanun, turizm hizmeti ile bu hizmetin gereği kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinin tespiti ile geliştirilmelerine, turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesine, düzenlenmesine ve denetlenmesine ilişkin hükümleri kapsamaktadır.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu: 23.07.1983 yılında kabul edilen 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili tanımları belirlemek, yapılacak işlem ve faaliyetleri düzenlemek, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilatın kuruluş ve görevlerini tespit etmek amacıyla çıkarılmıştır. Korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili hususları ve bunlarla ilgili gerçek ve tüzel kişilerin görev ve sorumlulukları bu kanun kapsamında ele alınmaktadır.

Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun: 29.04.1969 yılında 1164 sayılı yasa ile İmar ve İskân Bakanlığına bağlı olarak kurulan Arsa Ofisi, arsaların aşırı fiyat artışlarını önlemek üzere tanzim alış ve satışı yapmak; konut, sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ve kamu tesisleri için arazi ve arsa sağlamak amacıyla kurulmuştur. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün kuruluşuna yönelik yasa 08.12.2004 tarihinde 5273 sayılı yasa ile değiştirilerek Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü kaldırılmış ve görevleri Toplu Konut İdaresi Başkanlığına (TOKİ) devredilmiştir.

Kat Mülkiyeti Kanunu: 02.01.1966 tarihinde yürürlüğe giren 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Genel Hükümler başlığı altında kat mülkiyeti ve kat irtifakına yönelik açıklamalara yer verilmektedir. Tamamlanmış bir yapının ayrı ayrı ve başlı başına (müstakilen) kullanmaya elverişli kat, daire, büro, işyeri, mağaza, dükkân, depo, garaj vb. bölümleri üzerinde o taşınmazın malikleri tarafından kurulan mülkiyet hakkına kat mülkiyeti denilmektedir.

Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu: 03.07.2015 tarihinde çıkarılan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu 31.01.2007 tarihinde çıkarılan 5578 sayılı yasa ile tarım alanlarının hisseli satışına önemli değişiklikler getirilmiştir. Yapılan değişiklikle, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesi; “…Tarım arazileri; doğal özellikleri ve ülke tannandaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri…” olarak sınıflandırılmıştır.

İmar İle İlgili Yönetmelikler

İmar ile ilgili yönetmelikler;

  • 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler İçin Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği,
  • Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği,
  • Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik,
  • Otopark Yönetmeliği,
  • Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği olarak sıralanabilir.

3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler İçin Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği:

03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanmış bulunan Planlı alanlar Tip İmar Yönetmeliği belediye sınırları ve mücavir alan sınırları içinde veya dışında, imar plânı bulunan alanlarda uygulanmaktadır. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, 3030 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kalan belediyelerin imar yönetmeliği olup 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır. Yönetmelik, ilgili belediyenin belediye ve mücavir alan sınırları içindeki imar planı bulunan alanlarında uygulanır. Bu yüzden, yönetmeliğin Genel Hükümler başlıklı bölümün 2. maddesinde vurgu yapıldığı gibi, bu yönetmelikte yazılı hükümler, imar planlarında aksine bir açıklama bulunmadığı takdirde uygulanmaktadır. Yönetmeliğin genel hükümlerine göre; İmar planlarında açıklanmamış ve bu Yönetmelikte de yer almamış hususlarda lüzum ve ihtiyaca ve civarın karakterine göre uygulanacak şekli takdire, Belediye yetkilidir.

Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği: 02.11.1985 tarihinde yürürlüğe giren “Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği” olan yönetmeliğin ismi 30.06.2001 tarihli yönetmelikle Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği olarak değiştirilmiştir. Bu Yönetmeliğin amacı belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan ve planı bulunmayan alanlardaki yapılaşmaların fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamaktır.

Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik: 02.11.1985 tarihinde İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmelik olarak çıkarılmışken, 17.03.2001 tarihinde ismi Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik (Değişik: RG 17/3/2001- 24345) olarak değiştirilmiştir. Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin amacı; insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek üzere hazırlanacak “her tür ve ölçekteki planın” ve bu planlar üzerinde yapılacak değişikliklerin hangi esaslar dâhilinde yapılacağını belirlemektir.

Otopark Yönetmeliği: Araçların park etmesi için kullanılan açık veya kapalı alana otopark denir. 01.07.1993 tarihinde yürürlüğe giren otopark yönetmeliği 3194 sayılı İmar Kanununun 37. ve 44. maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Amacı, yerleşme yerlerinde araçların yol açtığı trafik sorunlarının çözümü için otopark yapılmasını gerektiren bina ve tesislerin neler olduğunun ve otopark ihtiyacının miktar, ölçü ve diğer şartlarının tesbit ve giderilme esaslarını aynı Kanunun 5. maddesinde tanımlanan ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösteren imar planlarına uygun olarak düzenlemektir.

Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği: Kentleşmenin en önemli göstergelerinden biri olan yapılaşmayı, imar kanunu hükümlerine uygun olarak sağlamak üzere, kullanılan malzemeden, yapıyı denetleyen kişilere kadar yeni düzenlemeler yapan 4708 sayılı kanun uyarınca yayımlanan “yapı denetimi uygulama usul ve esasları yönetmeliği” özellikle deprem gerçeğinin bir sonucu olarak 12.08.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yapı Denetimi Hakkında Kanun, can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Bu Kanun; 3194 sayılı İmar Kanununun 26. maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27. maddesinde belirtilen ruhsata tâbi olmayan yapılar hariç, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak yapıların denetimini kapsamaktadır. Yapı denetim kuruluşlarının yöneticileri, ortakları, denetçi mimar ve mühendisleri ile proje müellifleri, laboratuvar görevlileri ve yapı müteahhidi; bu Kanunun uygulanmasından dolayı ortaya çıkan yapı hasarından sorumludur.

Kanun ve Yönetmeliklerde Yer Alan Tanımlar

Kanun ve Yönetmeliklerde yer alan genel tanımlar aşağıdaki başlıklar altında sınıflandırılabilir:

  • İmar Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Kamulaştırma Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Kıyı Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Boğaziçi Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Turizm Teşvik Kanununa ilişkin tanımlar, • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa ilişkin tanımlar,
  • Kat Mülkiyeti Yasasına ilişkin tanımlar,
  • Arazi Kullanım Yasasına ilişkin tanımlar,
  • 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğine ilişkin tanımlar,
  • Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğe ilişkin tanımlar,
  • Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğine ilişkin tanımlar,
  • Otopark Yönetmeliğine ilişkin tanımlar.

Kanun ve Yönetmeliklerde yer alan ilgili genel tanımlara, ders kitabınızın 78 ile 86 arasındaki sayfalarından ulaşabilirsiniz.

Yapılaşmaya İlişkin Ruhsat ve Ruhsat İşlemleri

Yasanın Yapı ve Yapı ile İlgili Esaslar içeren 20. maddesine göre yapı;

  • Kuruluş veya kişilerce kendilerine ait tapusu bulunan arazi, arsa veya parsellerde,
  • Kuruluş veya kişilerce, kendisine ait tapusu bulunmamakla beraber kamu kurum ve kuruluşlarının vermiş oldukları tahsis veya irtifak hakkı tesis belgeleri ile,

İmar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabilir.

Yapı Ruhsatı: Yasanın 21. maddesinde belirtildiği üzere yapı ruhsatiyesi ise; yasa kapsamına giren bütün yapılar için 26. maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatı alınması zorunludur. Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir. Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren on beş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç on beş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.

Geliştirme Alanlarında Yapı Ruhsatı: Kentsel gelişme alanlarında yapı ruhsatı alma koşulları yasanın 23. maddesinde belirtilmiş olup bu alanlarda yapılacak yapıların yapı ruhsatiyesi alması zorunludur.

Kamuya Ait Yapı ve Tesisler ile Sanayi: Tesislerinde Yapı Ruhsatı Yasanın 26. Maddesinde belirtildiği üzere kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak veya yaptırılacak yapılara ruhsat alınması zorunludur. Söz konusu bu yapılar için yapı ruhsatı için imar planlarında o maksada tahsis edilmiş olmak, plan ve mevzuata aykırı olmamak üzere mimari, statik, tesisat ve her türlü fenni mesuliyeti bu kamu kurum ve kuruluşlarınca üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla avan projeye göre ruhsat verilir.

Köylerde Yapılacak Yapılar ve Uyulacak Esaslar: Belediye ve mücavir alanlar dışında köylerin köy yerleşik alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını, köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar için yasanın 27. Maddesinde belirtildiği üzere yapı ruhsatı aranmaz. Ancak etüt ve projelerinin valilikçe incelenmesi, muhtarlıktan yazılı izin alınması ve bu yapıların yöresel doku ve mimari özelliklere, fen, sanat ve sağlık kurallarına uygun olması zorunludur. Etüt ve projelerin sorumluluğu müellifi olan mimar ve mühendislere aittir. Bu yapılar valilikçe ulusal adres bilgi sistemine ve kadastro planlarına işlenir.

Ruhsat Süresi: İnşasına 2 yıl içinde başlanmayan veya 5 yıllık ruhsat süresi içinde tamamlanmayan ve süresi içinde ruhsat yenilemesi yapılmayan yapılar, ruhsatsız yapı olarak değerlendirilir.

Yapı Kullanma İzni: Yapı tamamlandığında tamamının veya kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığında bu kısımlarının kullanılabilmesi için, yapı ruhsatını veren ilgili idareden izin alınması zorunludur. Yapı kullanma iznin alınması için ilgili idareye yapılan başvuru dilekçesi ekinde;

  • Fenni mesullerin veya yapı denetim kuruluşlarının
  • yapının projelerine,
  • Fen ve sağlık kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığını,
  • Mevzuata uygun olarak piyasaya arz edilmiş ve Yönetmeliğin gereklerini sağlayan malzeme kullanılıp kullanılmadığını belirten raporları,
  • Yetki belgesine haiz mimar, mühendis veya kuruluşlarca tanzim edilen enerji kimlik belgesi,
  • Yapıya ilişkin fotoğraflarının, bulunması zorunludur.

Enerji kimlik belgesi, yapı kullanma izin belgesi ile birlikte onaylanarak yapı sahibine verilir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.