Açıköğretim Ders Notları

Bahçe Tarımı 2 Dersi 2. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Bahçe Tarımı 2 Dersi 2. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Sert Çekirdekli Meyve Türleri Ve Zeytin Yetiştiriciliği

Şeftali Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Latince adı Prunus persica olan şeftalinin anavatanı Çin olarak kabul edilmektedir.

Meyveleri gösterişli olan ve zevkle yenilen, ağacı erken verime yatan ve 4-5 ay boyunca pazarda bulunabilir olması şeftalinin daha geniş bir alanda yetiştirilmesine olanak sağlamaktadır. Şeftali üretiminde Çin en fazla üretime sahip olup, Türkiye 6. sırada yer almaktadır. Ülkemizde en çok Bursa ilinde yetiştirilmektedir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Şeftali sık dallanan ve yayvan taç oluşturan bir türdür.

Çiçek tomurcukları o yılın sürgünlerinde Temmuz ayında oluşmaya başlar ve ertesi ilkbaharda bu sürgünler üzerinde çiçekler açar. Çiçekleri erselik yapıdadır.

Gerçek bir meyve olan şeftalide dıştan içe doğru ekzokarp (kabuk), yenen kısım mezokarp (meyve eti) ve sert kısım da endokarp kısımları bulunur ve bu yapı nedeniyle bu tip meyvelere sert çekirdekli meyveler adı verilir.

Mayıs ayından başlayarak eylül ayına kadar farklı tarihlerde olgunlaşan şeftali çeşitleri bulunmaktadır.

Döllenme Biyolojisi

Çoğu kendine verimli olmasına rağmen, bahçeye aynı zamanda çiçek açan farklı çeşitlere yer vermek verimi arttırmaktadır.

Çiçeklenme zamanında havanın durumu ve bahçede arı olması sağlıklı ve yeterli döllenme açısından önemlidir.

Ekolojik İstekleri

Gövdesi -35 °C’ye kadar dayanabilen şeftali ağaçlarının soğuklama ihtiyacı 100 ile 1000 saat arasında değişmektedir. Şeftali erken çiçek açtığından ilkbahar geç donlarından zarar görebilir. Yazı serin geçen bölgelerde ise meyveler yeterince olgunlaşamaz.

Kazık köklü bir meyve türü olan şeftali derin ve hafif tınlı topraklarda daha iyi gelişmektedir.

Bahçe Tesisi

Şeftali bahçelerinde genellikle 6×6 m veya 6×5 m aralık ve mesafelerde kare veya dikdörtgen dikim sistemi uygulanır.

Çoğaltma

Tohumla çoğaltmada genetik açılma nedeniyle çeşit özelliği kaybolmaktadır. Bu nedenle şeftali çeşitleri çöğür anaç veya klon anaçlar ile çoğaltılmaktadır.

Kültürel İşlemler

Şeftali ağaçlarının ömrünü uzatmak, meyve kalitesini iyileştirmek ve verimini arttırmak için her yıl düzenli budama yapılmalıdır. Şeftali ağaçları için en uygun şekil goble olmakla birlikte Y şekli de yaygın olarak kullanılmaktadır. Dalların iyi ışık alması ve çiçek tomurcuğu oluşumunun sağlanması için mayıs ve haziran aylarında yaz budaması, kış aylarında da normal budama yapılması gereklidir.

Şeftalinin en önemli hastalıkları kök kanseri, külleme, çil hastalığı ve yaprak kıvırcıklığı hastalıklarıdır. En önemli zararlıları ise yaprak bitleri, kabuklu bitler ve Akdeniz meyve sineğidir.

Kayısı Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Anavatanı Çin ve Sibirya olan kayısının Latince adı Prunus armeniaca’ dır. Ülkemizde tohumdan kendiliğinden çıkmış kayısılara zerdali de denmektedir.

Kayısı üretiminde Türkiye 660.000 ton ile dünyada ilk sırada yer almaktadır. Kayısı ülkemizde karasal iklime sahip bölgelerde ve Ege ile Akdeniz kıyılarında yetiştirilmektedir.

Olgun meyvelerin kısa sürede bozulması taze tüketim süresini sınırladığından ülkemizde kayısının önemli bir kısmı kurutularak veya komposto olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca tatlı tohumlar çerez, acı tohumlar ise kozmetik ve ilaç sanayinde kullanılmaktadır.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Seyrek dallanan ve yayvan taç yapan bir tür olan kayısı 5- 10 m yükseklikte taç oluşturur.

İki veya daha yaşlı dallarda 1-3 cm uzunluğunda, uç gözleri sürgün diğerleri çiçek tomurcuğu olan mayıs buketi adı verilen meyve dalları bulunur. Çiçekleri erselik yapıdadır.

Kayısı meyvesi drupa tipi basit bir meyve olup, etli kısım bazı türlerde çekirdekten kolayca ayrılırken bazı türlerde çekirdeğe yapışıktır.

Kayısı çeşitlerinin olgunlaşma zamanları farklılık gösterir.

Döllenme Biyolojisi

Çoğu kendine verimli olmasına rağmen, kendine uyuşmaz türler ile bahçe kurulurken mutlaka tozlayıcı çeşitler bulundurulmalıdır. Tozlaşma arı ve böceklerle gerçekleşir.

Kayısı çiçeklerinde çeşide, beslenmeye veya kış dinlenmesini tamamlayamamasına bağlı olarak gelişemeyen dişi organlı çiçeklerin döllenememesi ve çiçeklenmeden hemen sonra dökülmesi olayına aborsiyon adı verilir.

Kayısının Ekolojik İstekleri

Yazları güneşli, sıcak ve kurak, kışları uzun ve soğuk karasal iklimin hakim olduğu, mevsimlerin birbirinden net olarak ayrıldığı dağlık alanlar kayısı için en iyi yetişme alanlarıdır. Kayısı ağacı -25 °C’lik kış soğuklarına dayanıklı olup soğuklama istekleri çeşitlere göre büyük farklılık göstermektedir.

Kazık köklü bir meyve türü olan kayısı derin, geçirgen, besin maddelerince zengin ve tınlı topraklarda iyi gelişme gösterir.

Bahçe Tesisi

Aşılı fidan veya anaç kullanımına ve toprak yapısına göre 10×10, 8×8 veya 7×7 m aralık ve mesafe ile dikim yapılır.

Çoğaltma

Kayısı aşı dışında vejetatif yöntemlerle başarılı şekilde çoğaltılamaz. Kayısının kendi türü içinde klon anacı bulunmamaktadır.

Kültürel İşlemler

Kayısı hasat zamanı, kayısının değerlendirilme şekline göre değişiklik gösterir.

Kayısıların kurutulmasında yıkama, kerevetlere yerleştirme, kükürtleme, serme-kurutma, çekirdeklerini çıkarma ve son kurutma gibi işlemler uygulanmaktadır. Kükürtleme yapılmadan kurutulan kayısıların depolama süresi kısa olmaktadır.

Kayısının en önemli hastalıkları Sharka virüsü, Armillaria kök çürüklüğü, Monilya ve çil hastalığıdır. En önemli zararlıları ise Akdeniz meyve sineğidir.

Kiraz ve Vişne Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği

Bölgeler Kirazı (Prunus avium) ve vişnenin (Prunus cerasus) anavatanının Güney Kafkasya, Hazar Denizi kıyıları ve Kuzeydoğu Anadolu olduğu düşünülmektedir.

Türkiye dünya kiraz üretiminde ilk sırada yer alır ve en fazla üretim İzmir ilinde gerçekleştirilir. Dünya vişne üretiminde ise Türkiye 192.000 ton ile en fazla üretim yapan ülkelerdendir.

Pazarda bulunma süresi kısa olmasına rağmen ilk turfanda özelliği ekonomik yönden değerlidir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Kiraz gövdesi düzgün, dik ve seyrek dallanan, 10-15 m’lik taç oluşturabilirken vişne daha yayvan ve küçük taç oluşturan ince ve sık dallı bir türdür.

Her iki türde de çiçek tomurcukları bir yaşlı dallarda meydana gelir. Çiçekleri erselik yapıdadır. TemmuzAğustos aylarında sıcaklığın 35 °C ve üstüne çıkması durumunda ikiz meyve oluşumu artarak meyve kalitesi düşer.

Drupa tipi bir meyve olan kiraz ve vişnenin daha çok sert etli ve kırmızı renkli çeşitleri yetiştirilmektedir.

Döllenme Biyolojisi

Kiraz ve vişne çeşitlerinin büyük çoğunluğu kendine uyuşmazdır. Bahçeye yeterli sayıda ve düzende uygun tozlayıcının dikilmemesi birçok bahçede tozlanma sorunları ve verim düşüklüğüne neden olmaktadır.

Ekolojik İstekleri

Ilıman iklim meyvesi olan kiraz ve vişne İç Ege, Marmara ve Karadeniz gibi sert iklim bölgelerinde daha sağlıklı gelişmektedir. -25 ile -30 °C’lik kış soğuklarına dayanıklı olan kiraz ve vişne ağaçlarının soğuklama isteği 1100-1500 saat arasında değişmektedir. İlkbahar geç donlarından zarar görmemelerine rağmen meyve olgunlaşma döneminde yağışlar meyvelerin çatlamasına neden olarak ticari değerini düşürmektedir.

Saçak köklü olan kiraz ve vişne en iyi gelişmeyi orta bünyeli topraklarda göstermektedir. Suya karşı hassasiyeti oldukça yüksektir.

Bahçe Tesisi

Bahçeler genellikle kare dikim sistemine göre tesis edilir. Dikim mesafesi kiraz ve vişne için kullanılan anacın çeşidine göre değişiklik göstermektedir.

Çoğaltma

Kiraz ve vişne tohumları yalnızca çöğür anaç elde etmede kullanılır. Çoğaltma ise aşı ile yapılır. Anaç seçiminde ağır, serin ve nemli topraklar için kuş kirazı; hafif, derin ve kireçli topraklar için ise idris anacı tercih edilmelidir.

Kültürel İşlemler

En önemli hastalıklar, çok sayıdaki virüs hastalıkları, kök kanseri, bakteriyel kanser ve monilyadır. En önemli zararlıları ise kiraz sineği, yaprak büken ve kuşlardır.

Erik Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Erik türlerinin gen merkezleri Avrupa, Asya, Uzak Doğu ve Kuzey Amerika’dır. Kültürü yapılan en önemli erik türleri şunlardır:

  • Can erikleri (Prunus ceracifera)
  • Japon erikleri (Prunus salicina)
  • Avrupa erikleri (Prunus domestica)

10.600.000 tonluk dünya erik üretiminde Türkiye 245.000 tonluk üretime sahiptir. Ülkemizde Doğu Anadolu’nun çok soğuk bölgeleri dışında hemen her yerde yetiştirilen erik en fazla Hatay ilinde üretilmektedir.

Farklı erik türlerinin olgunlaşma zamanlarının da farklı olması ile erik 8-9 ay boyunca pazarda bulunabilmektedir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Can erikleri sık dallanıp yayvan taç oluştururken, Avrupa ve Japon erikleri daha seyrek dallanırlar. Mayıs buketi Avrupa ve Japon eriklerinde 5-6 yaşlı dallarda da görülebilirken, can eriklerinde sadece 2-3 yaşlı dallarda görülebilir. Çiçekleri erselik yapıdadır.

Erik meyvelerinin büyüklüğü, şekli, rengi ve tadı türlere göre önemli farklılıklar göstermektedir.

Döllenme Biyolojisi

Erik çiçeklerinde tozlanma arı ve böceklerle gerçekleşir. Erik çeşitlerinin bazıları kendine verimli, bazıları kısmen verimli, bazıları ise kendiyle uyuşmazdır.

Çeşitler arasında uyuşmazlık az da olsa bahçe tesisinde çiçek tozları sağlıklı ve mutlaka aynı zamanda çiçek açan bir iki tozlayıcı çeşide yer verilmelidir. Tozlanma ve döllenme, çiçeklenme zamanındaki serin, yağışlı ve rüzgarlı havalardan olumsuz etkilenmektedir.

Ekolojik İstekleri

Avrupa erikleri kış soğuklarına en dayanıklı türlerdendir. Soğuklama istekleri Avrupa eriklerinin yüksek, Japon ve can eriklerinin ise daha düşüktür.

Erken çiçek açan Japon ve can erikleri soğuk bölgelerde ilkbahar geç donlarından zarar görürler.

Erik türleri saçak köklü olmalarından dolayı ağır topraklarda da yetiştirilebilirler.

Bahçe Tesisi

Erik bahçeleri genellikle kare dikim sistemine göre tesis edilir. Yaygın yetiştiricilikte genellikle 5×5 m veya 7×7 m aralık ve mesafeler kullanılmaktadır.

Çoğaltma

Çeşit özelliğini kaybetmeden erik türlerini çoğaltma sadece vejetatif yöntemlerle mümkündür. Tohumlar çöğür anaç üretiminde kullanılır.

Kültürel İşlemler

Erik türlerinde görülen en önemli hastalıklar kök kanseri ve monilya’dır. En önemli zararlıları ise yaprak bitleri, kırmızı örümcekler, yaprak büken ve erik testereli arısıdır.

Zeytin Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Otuzdan fazla türü bulunan Olea cinsi içerisinde Olea europeae, meyvesi yenilebilen ve kültürü yapılan zeytin türüdür. Anavatanı Güneydoğu Anadolu ve Suriye olarak kabul edilmektedir.

Dünya zeytin üretiminde ilk sırada 6.200.000 ton ile İspanya yer almaktadır. Türkiye ise 1.290.000 tonluk üretime sahiptir.

Zeytin ülkemizde en fazla Ege ve Akdeniz bölgelerinin sahil kesimleri ile Güney Marmara’da yetiştirilmektedir. Sofralık zeytin üretiminde Manisa, yağlık zeytin üretiminde ise Balıkesir ilk sırada yer almaktadır.

Susuz koşullarda da yetişebilmesi, eğimli, fakir ve taşlı toprakların değerlendirilmesini sağlamaktadır.

Doğal meyve suyu olan zeytinyağının diğer bütün yağlardan daha yararlı olduğu bilinmektedir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Bitki türleri içerisinde en uzun ömürlü ağaçlardan biri olan zeytin sık dallı ve yayvan taçlı bir ağaçtır.

Çiçek tomurcukları kısa ve sarkık gelişen dallarda; çiçekler se bir yıl önce yaz aylarında meydana gelmiş sürgünlerde oluşur. Zeytin çiçekleri salkım şeklindeki somaklar üzerinde bulunur.

Zeytin meyvesi gerçek bir meyvedir. Olgunlaşmamış meyveler yeşil renkli olup, olgunluğun ilerlemesi ile meyveler önce sararır sonra da siyah renk alır.

Susuz koşullarda, meyvelerdeki yağ oranı artar ancak verim düşer ve periyodisite artar.

Döllenme Biyolojisi

Erselik yapıdaki çiçekler Nisan ayında açmaya başlar. Tozlanma en çok rüzgarla gerçekleşir. Ağaç üzerinde çok sayıda çiçek oluşmasına rağmen bunların yalnızca %1-5’i meyve bağlar.

Periyodisiteyi kültürel işlemler ile azaltmak mümkündür.

Ekolojik İstekleri

Akdeniz ikliminin bir meyvesi olan zeytinin yetiştirilmesinde en önemli sınırlayıcı faktör kış aylarındaki don olaylarıdır. Zeytin çeşitleri farklı ekolojilere adapte olmuş olsa da her çeşidin meyvesi her bölgede aynı kalitede olmayabilir.

Zeytin köklerinin derine ve çok geniş alana yayılabilmesi, yenilenme ve kuraklığa dayanama özelliğinin iyi olması nedeniyle her türlü toprakta yetişebilmektedir.

Bahçe Tesisi

Bahçeler genellikle kare dikim sistemi ile tesis edilir ve toprak, iklim, çeşit ve değerlendirme şekline göre 5×5 m veya 10×10 m aralıklarla dikim yapılır.

Çoğaltma

Tohumlar yalnızca çöğür anaç elde etmede kullanılır. Zeytin kabuk aşı, dilcikli aşı, çelik, yapraklı yeşil çelik, yumru veya dip sürgünleri ile çoğaltılabilmektedir.

Kültürel İşlemler

Budama, sulama gibi kültürel işlemler ile sofralık çeşitlerin daha iri meyve oluşturması sağlanabilmektedir.

Zeytin kanseri ve halkalı leke hastalığı zeytinin önemli hastalıklarındandır. En önemli zararlıları ise filiz kıran, zeytin güvesi ve zeytin sineğidir.

Şeftali Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Latince adı Prunus persica olan şeftalinin anavatanı Çin olarak kabul edilmektedir.

Meyveleri gösterişli olan ve zevkle yenilen, ağacı erken verime yatan ve 4-5 ay boyunca pazarda bulunabilir olması şeftalinin daha geniş bir alanda yetiştirilmesine olanak sağlamaktadır. Şeftali üretiminde Çin en fazla üretime sahip olup, Türkiye 6. sırada yer almaktadır. Ülkemizde en çok Bursa ilinde yetiştirilmektedir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Şeftali sık dallanan ve yayvan taç oluşturan bir türdür.

Çiçek tomurcukları o yılın sürgünlerinde Temmuz ayında oluşmaya başlar ve ertesi ilkbaharda bu sürgünler üzerinde çiçekler açar. Çiçekleri erselik yapıdadır.

Gerçek bir meyve olan şeftalide dıştan içe doğru ekzokarp (kabuk), yenen kısım mezokarp (meyve eti) ve sert kısım da endokarp kısımları bulunur ve bu yapı nedeniyle bu tip meyvelere sert çekirdekli meyveler adı verilir.

Mayıs ayından başlayarak eylül ayına kadar farklı tarihlerde olgunlaşan şeftali çeşitleri bulunmaktadır.

Döllenme Biyolojisi

Çoğu kendine verimli olmasına rağmen, bahçeye aynı zamanda çiçek açan farklı çeşitlere yer vermek verimi arttırmaktadır.

Çiçeklenme zamanında havanın durumu ve bahçede arı olması sağlıklı ve yeterli döllenme açısından önemlidir.

Ekolojik İstekleri

Gövdesi -35 °C’ye kadar dayanabilen şeftali ağaçlarının soğuklama ihtiyacı 100 ile 1000 saat arasında değişmektedir. Şeftali erken çiçek açtığından ilkbahar geç donlarından zarar görebilir. Yazı serin geçen bölgelerde ise meyveler yeterince olgunlaşamaz.

Kazık köklü bir meyve türü olan şeftali derin ve hafif tınlı topraklarda daha iyi gelişmektedir.

Bahçe Tesisi

Şeftali bahçelerinde genellikle 6×6 m veya 6×5 m aralık ve mesafelerde kare veya dikdörtgen dikim sistemi uygulanır.

Çoğaltma

Tohumla çoğaltmada genetik açılma nedeniyle çeşit özelliği kaybolmaktadır. Bu nedenle şeftali çeşitleri çöğür anaç veya klon anaçlar ile çoğaltılmaktadır.

Kültürel İşlemler

Şeftali ağaçlarının ömrünü uzatmak, meyve kalitesini iyileştirmek ve verimini arttırmak için her yıl düzenli budama yapılmalıdır. Şeftali ağaçları için en uygun şekil goble olmakla birlikte Y şekli de yaygın olarak kullanılmaktadır. Dalların iyi ışık alması ve çiçek tomurcuğu oluşumunun sağlanması için mayıs ve haziran aylarında yaz budaması, kış aylarında da normal budama yapılması gereklidir.

Şeftalinin en önemli hastalıkları kök kanseri, külleme, çil hastalığı ve yaprak kıvırcıklığı hastalıklarıdır. En önemli zararlıları ise yaprak bitleri, kabuklu bitler ve Akdeniz meyve sineğidir.

Kayısı Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Anavatanı Çin ve Sibirya olan kayısının Latince adı Prunus armeniaca’ dır. Ülkemizde tohumdan kendiliğinden çıkmış kayısılara zerdali de denmektedir.

Kayısı üretiminde Türkiye 660.000 ton ile dünyada ilk sırada yer almaktadır. Kayısı ülkemizde karasal iklime sahip bölgelerde ve Ege ile Akdeniz kıyılarında yetiştirilmektedir.

Olgun meyvelerin kısa sürede bozulması taze tüketim süresini sınırladığından ülkemizde kayısının önemli bir kısmı kurutularak veya komposto olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca tatlı tohumlar çerez, acı tohumlar ise kozmetik ve ilaç sanayinde kullanılmaktadır.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Seyrek dallanan ve yayvan taç yapan bir tür olan kayısı 5- 10 m yükseklikte taç oluşturur.

İki veya daha yaşlı dallarda 1-3 cm uzunluğunda, uç gözleri sürgün diğerleri çiçek tomurcuğu olan mayıs buketi adı verilen meyve dalları bulunur. Çiçekleri erselik yapıdadır.

Kayısı meyvesi drupa tipi basit bir meyve olup, etli kısım bazı türlerde çekirdekten kolayca ayrılırken bazı türlerde çekirdeğe yapışıktır.

Kayısı çeşitlerinin olgunlaşma zamanları farklılık gösterir.

Döllenme Biyolojisi

Çoğu kendine verimli olmasına rağmen, kendine uyuşmaz türler ile bahçe kurulurken mutlaka tozlayıcı çeşitler bulundurulmalıdır. Tozlaşma arı ve böceklerle gerçekleşir.

Kayısı çiçeklerinde çeşide, beslenmeye veya kış dinlenmesini tamamlayamamasına bağlı olarak gelişemeyen dişi organlı çiçeklerin döllenememesi ve çiçeklenmeden hemen sonra dökülmesi olayına aborsiyon adı verilir.

Kayısının Ekolojik İstekleri

Yazları güneşli, sıcak ve kurak, kışları uzun ve soğuk karasal iklimin hakim olduğu, mevsimlerin birbirinden net olarak ayrıldığı dağlık alanlar kayısı için en iyi yetişme alanlarıdır. Kayısı ağacı -25 °C’lik kış soğuklarına dayanıklı olup soğuklama istekleri çeşitlere göre büyük farklılık göstermektedir.

Kazık köklü bir meyve türü olan kayısı derin, geçirgen, besin maddelerince zengin ve tınlı topraklarda iyi gelişme gösterir.

Bahçe Tesisi

Aşılı fidan veya anaç kullanımına ve toprak yapısına göre 10×10, 8×8 veya 7×7 m aralık ve mesafe ile dikim yapılır.

Çoğaltma

Kayısı aşı dışında vejetatif yöntemlerle başarılı şekilde çoğaltılamaz. Kayısının kendi türü içinde klon anacı bulunmamaktadır.

Kültürel İşlemler

Kayısı hasat zamanı, kayısının değerlendirilme şekline göre değişiklik gösterir.

Kayısıların kurutulmasında yıkama, kerevetlere yerleştirme, kükürtleme, serme-kurutma, çekirdeklerini çıkarma ve son kurutma gibi işlemler uygulanmaktadır. Kükürtleme yapılmadan kurutulan kayısıların depolama süresi kısa olmaktadır.

Kayısının en önemli hastalıkları Sharka virüsü, Armillaria kök çürüklüğü, Monilya ve çil hastalığıdır. En önemli zararlıları ise Akdeniz meyve sineğidir.

Kiraz ve Vişne Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği

Bölgeler Kirazı (Prunus avium) ve vişnenin (Prunus cerasus) anavatanının Güney Kafkasya, Hazar Denizi kıyıları ve Kuzeydoğu Anadolu olduğu düşünülmektedir.

Türkiye dünya kiraz üretiminde ilk sırada yer alır ve en fazla üretim İzmir ilinde gerçekleştirilir. Dünya vişne üretiminde ise Türkiye 192.000 ton ile en fazla üretim yapan ülkelerdendir.

Pazarda bulunma süresi kısa olmasına rağmen ilk turfanda özelliği ekonomik yönden değerlidir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Kiraz gövdesi düzgün, dik ve seyrek dallanan, 10-15 m’lik taç oluşturabilirken vişne daha yayvan ve küçük taç oluşturan ince ve sık dallı bir türdür.

Her iki türde de çiçek tomurcukları bir yaşlı dallarda meydana gelir. Çiçekleri erselik yapıdadır. TemmuzAğustos aylarında sıcaklığın 35 °C ve üstüne çıkması durumunda ikiz meyve oluşumu artarak meyve kalitesi düşer.

Drupa tipi bir meyve olan kiraz ve vişnenin daha çok sert etli ve kırmızı renkli çeşitleri yetiştirilmektedir.

Döllenme Biyolojisi

Kiraz ve vişne çeşitlerinin büyük çoğunluğu kendine uyuşmazdır. Bahçeye yeterli sayıda ve düzende uygun tozlayıcının dikilmemesi birçok bahçede tozlanma sorunları ve verim düşüklüğüne neden olmaktadır.

Ekolojik İstekleri

Ilıman iklim meyvesi olan kiraz ve vişne İç Ege, Marmara ve Karadeniz gibi sert iklim bölgelerinde daha sağlıklı gelişmektedir. -25 ile -30 °C’lik kış soğuklarına dayanıklı olan kiraz ve vişne ağaçlarının soğuklama isteği 1100-1500 saat arasında değişmektedir. İlkbahar geç donlarından zarar görmemelerine rağmen meyve olgunlaşma döneminde yağışlar meyvelerin çatlamasına neden olarak ticari değerini düşürmektedir.

Saçak köklü olan kiraz ve vişne en iyi gelişmeyi orta bünyeli topraklarda göstermektedir. Suya karşı hassasiyeti oldukça yüksektir.

Bahçe Tesisi

Bahçeler genellikle kare dikim sistemine göre tesis edilir. Dikim mesafesi kiraz ve vişne için kullanılan anacın çeşidine göre değişiklik göstermektedir.

Çoğaltma

Kiraz ve vişne tohumları yalnızca çöğür anaç elde etmede kullanılır. Çoğaltma ise aşı ile yapılır. Anaç seçiminde ağır, serin ve nemli topraklar için kuş kirazı; hafif, derin ve kireçli topraklar için ise idris anacı tercih edilmelidir.

Kültürel İşlemler

En önemli hastalıklar, çok sayıdaki virüs hastalıkları, kök kanseri, bakteriyel kanser ve monilyadır. En önemli zararlıları ise kiraz sineği, yaprak büken ve kuşlardır.

Erik Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Erik türlerinin gen merkezleri Avrupa, Asya, Uzak Doğu ve Kuzey Amerika’dır. Kültürü yapılan en önemli erik türleri şunlardır:

  • Can erikleri (Prunus ceracifera)
  • Japon erikleri (Prunus salicina)
  • Avrupa erikleri (Prunus domestica)

10.600.000 tonluk dünya erik üretiminde Türkiye 245.000 tonluk üretime sahiptir. Ülkemizde Doğu Anadolu’nun çok soğuk bölgeleri dışında hemen her yerde yetiştirilen erik en fazla Hatay ilinde üretilmektedir.

Farklı erik türlerinin olgunlaşma zamanlarının da farklı olması ile erik 8-9 ay boyunca pazarda bulunabilmektedir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Can erikleri sık dallanıp yayvan taç oluştururken, Avrupa ve Japon erikleri daha seyrek dallanırlar. Mayıs buketi Avrupa ve Japon eriklerinde 5-6 yaşlı dallarda da görülebilirken, can eriklerinde sadece 2-3 yaşlı dallarda görülebilir. Çiçekleri erselik yapıdadır.

Erik meyvelerinin büyüklüğü, şekli, rengi ve tadı türlere göre önemli farklılıklar göstermektedir.

Döllenme Biyolojisi

Erik çiçeklerinde tozlanma arı ve böceklerle gerçekleşir. Erik çeşitlerinin bazıları kendine verimli, bazıları kısmen verimli, bazıları ise kendiyle uyuşmazdır.

Çeşitler arasında uyuşmazlık az da olsa bahçe tesisinde çiçek tozları sağlıklı ve mutlaka aynı zamanda çiçek açan bir iki tozlayıcı çeşide yer verilmelidir. Tozlanma ve döllenme, çiçeklenme zamanındaki serin, yağışlı ve rüzgarlı havalardan olumsuz etkilenmektedir.

Ekolojik İstekleri

Avrupa erikleri kış soğuklarına en dayanıklı türlerdendir. Soğuklama istekleri Avrupa eriklerinin yüksek, Japon ve can eriklerinin ise daha düşüktür.

Erken çiçek açan Japon ve can erikleri soğuk bölgelerde ilkbahar geç donlarından zarar görürler.

Erik türleri saçak köklü olmalarından dolayı ağır topraklarda da yetiştirilebilirler.

Bahçe Tesisi

Erik bahçeleri genellikle kare dikim sistemine göre tesis edilir. Yaygın yetiştiricilikte genellikle 5×5 m veya 7×7 m aralık ve mesafeler kullanılmaktadır.

Çoğaltma

Çeşit özelliğini kaybetmeden erik türlerini çoğaltma sadece vejetatif yöntemlerle mümkündür. Tohumlar çöğür anaç üretiminde kullanılır.

Kültürel İşlemler

Erik türlerinde görülen en önemli hastalıklar kök kanseri ve monilya’dır. En önemli zararlıları ise yaprak bitleri, kırmızı örümcekler, yaprak büken ve erik testereli arısıdır.

Zeytin Yetiştiriciliği

Anavatanı, Ekonomik Önemi ve Yetiştirildiği Bölgeler

Otuzdan fazla türü bulunan Olea cinsi içerisinde Olea europeae, meyvesi yenilebilen ve kültürü yapılan zeytin türüdür. Anavatanı Güneydoğu Anadolu ve Suriye olarak kabul edilmektedir.

Dünya zeytin üretiminde ilk sırada 6.200.000 ton ile İspanya yer almaktadır. Türkiye ise 1.290.000 tonluk üretime sahiptir.

Zeytin ülkemizde en fazla Ege ve Akdeniz bölgelerinin sahil kesimleri ile Güney Marmara’da yetiştirilmektedir. Sofralık zeytin üretiminde Manisa, yağlık zeytin üretiminde ise Balıkesir ilk sırada yer almaktadır.

Susuz koşullarda da yetişebilmesi, eğimli, fakir ve taşlı toprakların değerlendirilmesini sağlamaktadır.

Doğal meyve suyu olan zeytinyağının diğer bütün yağlardan daha yararlı olduğu bilinmektedir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri

Bitki türleri içerisinde en uzun ömürlü ağaçlardan biri olan zeytin sık dallı ve yayvan taçlı bir ağaçtır.

Çiçek tomurcukları kısa ve sarkık gelişen dallarda; çiçekler se bir yıl önce yaz aylarında meydana gelmiş sürgünlerde oluşur. Zeytin çiçekleri salkım şeklindeki somaklar üzerinde bulunur.

Zeytin meyvesi gerçek bir meyvedir. Olgunlaşmamış meyveler yeşil renkli olup, olgunluğun ilerlemesi ile meyveler önce sararır sonra da siyah renk alır.

Susuz koşullarda, meyvelerdeki yağ oranı artar ancak verim düşer ve periyodisite artar.

Döllenme Biyolojisi

Erselik yapıdaki çiçekler Nisan ayında açmaya başlar. Tozlanma en çok rüzgarla gerçekleşir. Ağaç üzerinde çok sayıda çiçek oluşmasına rağmen bunların yalnızca %1-5’i meyve bağlar.

Periyodisiteyi kültürel işlemler ile azaltmak mümkündür.

Ekolojik İstekleri

Akdeniz ikliminin bir meyvesi olan zeytinin yetiştirilmesinde en önemli sınırlayıcı faktör kış aylarındaki don olaylarıdır. Zeytin çeşitleri farklı ekolojilere adapte olmuş olsa da her çeşidin meyvesi her bölgede aynı kalitede olmayabilir.

Zeytin köklerinin derine ve çok geniş alana yayılabilmesi, yenilenme ve kuraklığa dayanama özelliğinin iyi olması nedeniyle her türlü toprakta yetişebilmektedir.

Bahçe Tesisi

Bahçeler genellikle kare dikim sistemi ile tesis edilir ve toprak, iklim, çeşit ve değerlendirme şekline göre 5×5 m veya 10×10 m aralıklarla dikim yapılır.

Çoğaltma

Tohumlar yalnızca çöğür anaç elde etmede kullanılır. Zeytin kabuk aşı, dilcikli aşı, çelik, yapraklı yeşil çelik, yumru veya dip sürgünleri ile çoğaltılabilmektedir.

Kültürel İşlemler

Budama, sulama gibi kültürel işlemler ile sofralık çeşitlerin daha iri meyve oluşturması sağlanabilmektedir.

Zeytin kanseri ve halkalı leke hastalığı zeytinin önemli hastalıklarındandır. En önemli zararlıları ise filiz kıran, zeytin güvesi ve zeytin sineğidir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.