Açıköğretim Ders Notları

Aile Sağlığı Dersi 3. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Aile Sağlığı Dersi 3. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Cinsel Sağlık

Giriş

Cinsiyet, insanın kendi tercihinden bağımsız olarak döllenme sırasında ortaya çıkan, kromozomların yapısına göre belirlenen, insanlar açısından ayırt edici bir özelliktir. Cinsellik, fiziksel olarak ayırt ediciliğin yanında davranışların ve duyguların da belirleyicisidir. Sağlık, insanın, bedenen, ruhen, zihnen ve toplumsal açıdan tam bir iyilik halidir. İnsanın hasta ya da rahatsız olmaması, fiziksel açıdan iyilik halini ifade etmekteyken; ruhen ve zihnen tam iyilik hali, ihtiyaçlarını karşılaması ile ilişkilidir. Gereksinimler, tatmin edilmediği sürece bireye ıstırap veren durumlardır. Fizyolojik ihtiyaçlar, bedenin varlığını ve devamlılığını sağlamaya dönük gereksinimlerdir. Tatmin edilmesi, canlı olmanın bir sonucudur. Tam iyilik hali için tatminin önemi de bu noktada ortaya çıkmaktadır.

Cinsel sağlık, baskıdan, toplumsal ayrımcılıktan ve şiddete maruz kalmadan güvenli cinsel deneyimleri yaşayabilmeyi; cinsiyete, cinselliğe ve cinsel ilişkilere olumlu ve saygılı yaklaşımı ifade etmektedir. Sosyal yapının ataerkilliği, kadınların toplumsal ve ailesel konumları, cinselliğin konuşulmasında ve cinsel doyum üzerinde ilk elden etkilidir. Özellikle kadınların konuya yönelik tutumları; toplumun bu istek ve gereksinimlere bakışı, tabu niteliğindedir.

Cinsiyet ve Cinsel Sağlık

Herkesin erkek veya dişi olarak belirlenmiş bir cinsiyeti mevcuttur. Karşı cinse ilgi ve alaka sonucu ortaya çıkan duygulara ve bu yönde gelişen bedensel davranışların tümüne cinsellik denebilir. Sevgi, beğenme, âşık olma, kıskanma duyguları, sevdiğini ifade etme, birlikte olma arzusu, bedensel beraberlik, cinselliğin birer yansımasıdır. Bireyin cinsiyetinin farkında olması, bedeni ve benliğini belli bir cinsiyette algılayışı, kabullenişi, duygu ve davranışlarının buna uygun yönlenişine cinsel kimlik adı verilir. Çocukluktan itibaren herkesin erkek ya da kız olmasına ilişkin tutumları vardır. Bu tutumlar ile ilgili olarak kişinin cinsel kimliğine göre kabullenişi pekişir, duygu ve davranışlar buna göre şekillenir. Cinsel tercih ise kişinin cinsel olarak ilgi duyduğu cinsiyeti ifade eder. Cinsel yönelim ve cinsel eğilim de aynı anlamda kullanılmaktadır. Cinsel tercih ile cinsel yönelim ve cinsel eğilimi ayrı ayrı kavramlar olarak ele alan görüşler de vardır. Onlara göre; Cinsel tercihte kişinin iradesi söz konusudur. Cinsel yönelim veya cinsel eğilim ise içseldir ve kişinin iradi kontrolü söz konusu değildir.

Cinsel tercih konusunda eşcinsel nitelemesi (homoseksüel), kişinin kendi cinsiyetinde olanlara, biseksüel ise kişinin her iki cinsiyete de ilgi duymasıdır. Travesti, karşı cinsin eşyalarını kullanmaktan, kıyafetlerini giymekten, davranışlarını sergilemekten haz alan kimselere denir. Transseksüel, cinsiyetinin değişmesi gerektiğine, ruhsal olarak diğer cinsiyete sahip olması gerektiğine inanan kişidir.

Cinsel sağlığa ulaşılabilmesi ve bunun korunabilmesi için; her insanın cinsel haklarına saygı gösterilmesine, bu hakların korunması ve yerine getirilmesi gereklidir. Aşağıda cinsel sağlığın boyutları kısaca açıklanmaktadır:

  1. Bedensel cinsel sağlık: Kişinin fiziksel yönden iyi oluşu, beden organlarının anatomik olarak normalliği ve bu organların fonksiyon yani çalışma bakımından işlevselliği ile ilişkilidir. Bu kapsamda cinsel sağlık açısından bedensel sağlık önemlidir.
  2. Ruhsal cinsel sağlık: Sağlık cinselliğin ikinci öğesi olan ruhsal yönden iyilik halinde, kendine sorumluluk düştüğü kadar; ebeveynlere, eğitmenlere ve diğer aile büyüklerine de düşmektedir. Sevgi, saygı, kendine güven, sevgiyi sunabilme kabiliyeti, başkalarının zarar görmesini istememe gibi olumlu duygusal gelişim, bebeklikten itibaren ebeveynlerden, büyüklerden görerek ve duyarak öğrenilen şeylerdir. Bu duygular, aynı zamanda ruh sağlığı açısından son derece önemlidir. Cinsel sağlık kapsamında ruhsal sağlık oldukça önemlidir.
  3. Sosyal cinsel sağlık: Sağlıklı cinselliğin üçüncü öğesi olan sosyal yönden cinsel iyilik halinde insanların birbirleriyle olan ilişkilerin önemi büyüktür.

Sağlıklı cinsel yaşam için bilgi temelli, davranış ve tutum gibi özelliklerin bir arada bulunmasına gereksinim vardır. Bunlar:

  • Cinselliğin duygusal yönleri konusunda bilinç ve olumlu davranış kabiliyeti
  • Başkalarının kişiliklerine, bedenlerine ve değerlerine saygı
  • Ruhsal ve bedensel cinsel beraberliği sürdürebilme
  • Cinsiyetine uygun kişilik özellikleri, topluma uyum
  • Cinsen organların yapısı, fonksiyonlar hakkında doğru bilgiler
  • Cinsellikle ilgili anormalliklerin farkında olma ve tedavi arama
  • Cinsel tehlikelerin farkında olma, kendisini ve ailesini koruma

Toplumsal Cinsiyet

Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeğin toplumdaki rollerini ve sorumluluklarını ifade etmektedir. Toplumsal cinsiyet, biyolojik farklılıklardan ziyade toplumsal cinsiyet nitelemesine odaklanır. Toplumların cinsiyete yaklaşımında aşağıdaki hususların önemi büyüktür.

  • Toplumsal cinsiyet eşitliği
  • Toplumsal cinsiyette hakkaniyet
  • Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı

Cinsel Haklar

Cinsel haklar, temel ve evrensel insan haklarıdır. Dünya Sağlık Örgütü, cinsel hakların cinsel sağlık için zorunlu bir koşul olduğunu ifade etmektedir. Bu haklar aşağıda sunulmuştur.

  • Cinsel özgürlük hakkı
  • Cinsel özerklik, cinsel bütünlük ve cinsel güvenlik hakkı
  • Mahremiyet hakkı
  • Cinsel eşitlik hakkı
  • Cinsel haz hakkı
  • Duygusal cinselliğin dışa vurum hakkı
  • Özgür cinsel birliktelik hakkı
  • Üretkenlik seçiminde özgür olma ve sorumluluk hakkı
  • Bilimsel araştırmalara dayanan cinsel bilgilere ulaşabilme hakkı
  • Açıklayıcı cinsel eğitimin hakkı
  • Cinsel sağlığı koruma hakkı

Cinsel İstek ve Kadınlarda Cinsel İsteksizlik

Cinsel isteksizlik ya da istek azalmasına sebep olan bazı durumlar vardır. Bunlar:

  • Aşırı yorgunluk, stres
  • Eşlerin geçimsizlikleri, nefret ve kızgınlık duyguları
  • Bedensel ve ruhsal hastalık halleri
  • Cinselliği, pis ve kötü gören bir düşünce tarzı
  • Erkeklik veya kadınlık hormonlarında azalmaya neden olan bedensel hastalıklar ve ilaçlar

Benzer şekilde cinsel isteğin artmasına sebep olan durumlar ise şu şekildedir:

  • Cinsel arzuların uzun süre giderilmemiş olması
  • Cinselliği uyarıcı ortamlarda bulunmak
  • Karşı cinsle beraber olma imkânının bulunması
  • Tatil ortamı, dinlenmiş olma hali

Cinsel Fonksiyon ve Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozuklukları

Cinsel birleşme, insan cinselliğinin sadece bir kısmıdır. Hem duygusal hem de bedensel olarak birleşme öncesi ve sonrası birçok değişimler olmaktadır ve bunlar birbirini tamamlayıcı rol üstlenmektedir. Cinsel istekle başlayan cinsel fonksiyon, cinsel uyarılma, plato, orgazm ve gerileme fazlarından oluşur. Bunlardan plato, cinsel uyaranın varlığı, uyarılmanın devam etmesi ve cinsel hazzın artması ile ortaya çıkan cinsel tepkinin ikinci aşamasıdır. Uyarılma evresinde oluşan değişiklikler, bu evrede biraz daha artmıştır. Erkekte mezi, kadında ise vajinal salgılama daha belirgin hale gelir. Orgazm ise cinsel tepki evrelerinin arasında süre açısından en kısa fakat hazzın en fazla yaşandığı dönemdir. Cinsel hazzın odak noktası ve cinsel gerilimin amacına ulaştığı bedensel ve ruhsal bir histir. Gerilme aşamasında ise, cinsel ilişki sırasında vücutta ortaya çıkan değişikliklerin, orgazm sonrasında geri dönmesi aşaması olarak tanımlanır. Erkekte hızla gerçekleşen bu safha, kadınlarda daha uzun sürer. Erkekler, gerileme aşamasından sonra bir müddet cinsel yönden duyarsız olurlar. Cinsel uyarılma ve dolayısıyla peniste sertleşme olmaz. Kadınlarda ise gerileme fazının birkaç saat bile sürebildiğini iddia edenler varsa da erkeklerden daha uzun sürdüğü kesindir. Kadınların gerileme fazında cinselliğe duyarsız dönem olmadığından, cinsel uyarı olursa cinsel birleşmeye devam edebilirler ve tekrar orgazm olabilirler.

Cinsel fonksiyon bozukluklarının sıklığı konusundaki çalışmaların güvenilirliği her zaman tartışılan bir konudur. Bu durumun sebepleri şunlardır:

  • Cinsel fonksiyon bozukluklarının tanımları, normal-anormal sınırları kişiler arasında farklılık gösterir.
  • Toplumlar arasındaki kültürel farklılıklar nedeniyle bir bölgede veya bir grupta yapılan çalışma sonuçlarını genelleştirmek doğru değildir.
  • Kişilerin, cinsellik gibi hassas bir konuda gerçeği ne kadar yansıttığı bilinmez.
  • Bozukluk yaşayanların ne kadarının hastaneye müracaat ettikleri bilinmediğinden, hastane çalışmalarının toplumdaki oranı yansıtması düşüktür.

Kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarının yaygın nedenleri aşağıdaki sunulmuştur.

  • Sevgi ve duygusallık azlığı
  • Yetiştirilme tarzı ve kadının cinsel rolü
  • Olumsuz beden algısı
  • Cinsel istismar deneyimi ve ruhsal travmalar
  • Psikiyatrik rahatsızlıklar
  • Evlilik çatışmaları
  • Erkeklerin davranışları
  • Performans kaygısı
  • Yorgunluk ve hastalık

Kadınlarda Cinsel Uyarılma Bozuklukları

Cinsel uyarılma sırasında vücutta oluşan tüm değişiklikler, gayri iradi olarak ortaya çıkmaktadır. Yani fiziksel ve ruhsal uyarı, hazza dönüştüğünde, farkında olmaksızın kadın vajinasında sıvı salgılanmasına ve vücuttaki diğer değişiklikler meydana gelmektedir. İsteyerek ya da zorlayarak bu değişikliklerin oluşturulması mümkün değildir. Kadınlarda meydana gelebilecek cinsel uyarılma bozukluklarının bazı sebepleri şu şekildedir:

  • Eşlerin vurdumduymaz ve kaba tavırları
  • Eşlerin sevgisini hissettirememeleri
  • Erkeğin eşini fiziksel olarak yeteri kadar uyaramaması
  • Erken boşalma ve sertleşme gibi erkek cinsel fonksiyon bozuklukları
  • Hamile kalma korkusu
  • Cinsel organlardaki hastalıklar ve yaralar

Orgazm bozukluğunun tanısı, sürekli ve tekrarlayıcı biçimde cinsel birleşme ile orgazm olunamaması ya da nadiren olunması durumunda konulur. Orgazm bozukluğunu türleri şu şekildedir:

  • Bazı kadınlarda orgazm bozukluğu, cinselliğin başlangıcından itibaren mevcuttur. Hayatlarının hiçbir döneminde orgazm olmamışlardır ve orgazmın ne olduğunu bilmemektedirler.
  • Önceden cinsel fonksiyon bozukluğu olmayan kadınlarda, yaşamlarının herhangi bir döneminde orgazm ile ilgili cinsel bozukluk ortaya çıkabilir
  • Orgazm bozukluğu bazı kadınlarda, her cinsel ilişkide söz konusu olabilir. Bazı kadınlarda ise şartlara bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.

Vajina çevresindeki kasların kasılması nedeniyle, cinsel birleşmenin imkânsız ya da çok zor veya ağrılı olması “vaginismus” olarak adlandırılır. Vaginismusta vajina çevresindeki kasların kasılması kadının iradesi dışında gerçekleşmektedir. Diğer cinsel bozukluklardan farklı olarak, vaginismus normal cinsel ilişkiyi engellediği için evlilikle ilgili daha büyük problemlere neden olmaktadır. Vaginismusun sebepleri şu şekildedir:

  1. Psikolojik sebepler
  2. Fiziksel sebepler

Cinsel ilişki sırasında ağrı, sık rastlanan bir durumdur. Ağrılı cinsel ilişkinin sebepleri ise şu şekildedir:

  • Vajinada oluşan iltihaplar, yaralar, alerjik rahatsızlıklar
  • Vajina çevresindeki dokuların hastalıkları
  • Yeterli vajinal salgılanma olmadığı durumlardaki cinsel ilişki
  • Tahriş edici maddelerin vajinaya teması

Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozukluklarında Davranış Tedavisi

Cinsel ilişki sırasında cinsel fonksiyonların tedavi aşamaları şu şekildedir:

  1. Eşlere birkaç hafta cinsel ilişki yasaklanır. Bunun yerine cinsel organlar hariç olmak üzere bedensel yakınlaşma, dokunma ve okşama hareketleri yapmaları istenir.
  2. Bu aşamada cinsel ilişki yasağı devam ederken karşılıklı cinsel uyarılar cinsel organlara yönlendirilir.
  3. Bu aşamada cinsel ilişkiye müsaade edilir.
  4. Önceki aşamalar hedeflendiği şekilde tamamlandığında normal ilişkiye müsaade edilir.

Kadın Sağlığı ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, adından da anlaşılacağı üzere, başlıca bulaşma yolu cinsel ilişki olan hastalıklardır. Bu şekilde bulaşma özelliği olan, 30’dan fazla mikroorganizma tanımlanmıştır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak ve toplumdaki sıklığını azaltmak için:

  • Toplumdaki tüm bireylere yeterli cinsel eğitim verilmelidir.
  • Hastalıkların bulaşması önlenmelidir.
  • Hastalıkların yeterli tedavisi sağlanmalıdır.
  • Hastalıkların bildirimi doğru yapılmalıdır.

Giriş

Cinsiyet, insanın kendi tercihinden bağımsız olarak döllenme sırasında ortaya çıkan, kromozomların yapısına göre belirlenen, insanlar açısından ayırt edici bir özelliktir. Cinsellik, fiziksel olarak ayırt ediciliğin yanında davranışların ve duyguların da belirleyicisidir. Sağlık, insanın, bedenen, ruhen, zihnen ve toplumsal açıdan tam bir iyilik halidir. İnsanın hasta ya da rahatsız olmaması, fiziksel açıdan iyilik halini ifade etmekteyken; ruhen ve zihnen tam iyilik hali, ihtiyaçlarını karşılaması ile ilişkilidir. Gereksinimler, tatmin edilmediği sürece bireye ıstırap veren durumlardır. Fizyolojik ihtiyaçlar, bedenin varlığını ve devamlılığını sağlamaya dönük gereksinimlerdir. Tatmin edilmesi, canlı olmanın bir sonucudur. Tam iyilik hali için tatminin önemi de bu noktada ortaya çıkmaktadır.

Cinsel sağlık, baskıdan, toplumsal ayrımcılıktan ve şiddete maruz kalmadan güvenli cinsel deneyimleri yaşayabilmeyi; cinsiyete, cinselliğe ve cinsel ilişkilere olumlu ve saygılı yaklaşımı ifade etmektedir. Sosyal yapının ataerkilliği, kadınların toplumsal ve ailesel konumları, cinselliğin konuşulmasında ve cinsel doyum üzerinde ilk elden etkilidir. Özellikle kadınların konuya yönelik tutumları; toplumun bu istek ve gereksinimlere bakışı, tabu niteliğindedir.

Cinsiyet ve Cinsel Sağlık

Herkesin erkek veya dişi olarak belirlenmiş bir cinsiyeti mevcuttur. Karşı cinse ilgi ve alaka sonucu ortaya çıkan duygulara ve bu yönde gelişen bedensel davranışların tümüne cinsellik denebilir. Sevgi, beğenme, âşık olma, kıskanma duyguları, sevdiğini ifade etme, birlikte olma arzusu, bedensel beraberlik, cinselliğin birer yansımasıdır. Bireyin cinsiyetinin farkında olması, bedeni ve benliğini belli bir cinsiyette algılayışı, kabullenişi, duygu ve davranışlarının buna uygun yönlenişine cinsel kimlik adı verilir. Çocukluktan itibaren herkesin erkek ya da kız olmasına ilişkin tutumları vardır. Bu tutumlar ile ilgili olarak kişinin cinsel kimliğine göre kabullenişi pekişir, duygu ve davranışlar buna göre şekillenir. Cinsel tercih ise kişinin cinsel olarak ilgi duyduğu cinsiyeti ifade eder. Cinsel yönelim ve cinsel eğilim de aynı anlamda kullanılmaktadır. Cinsel tercih ile cinsel yönelim ve cinsel eğilimi ayrı ayrı kavramlar olarak ele alan görüşler de vardır. Onlara göre; Cinsel tercihte kişinin iradesi söz konusudur. Cinsel yönelim veya cinsel eğilim ise içseldir ve kişinin iradi kontrolü söz konusu değildir.

Cinsel tercih konusunda eşcinsel nitelemesi (homoseksüel), kişinin kendi cinsiyetinde olanlara, biseksüel ise kişinin her iki cinsiyete de ilgi duymasıdır. Travesti, karşı cinsin eşyalarını kullanmaktan, kıyafetlerini giymekten, davranışlarını sergilemekten haz alan kimselere denir. Transseksüel, cinsiyetinin değişmesi gerektiğine, ruhsal olarak diğer cinsiyete sahip olması gerektiğine inanan kişidir.

Cinsel sağlığa ulaşılabilmesi ve bunun korunabilmesi için; her insanın cinsel haklarına saygı gösterilmesine, bu hakların korunması ve yerine getirilmesi gereklidir. Aşağıda cinsel sağlığın boyutları kısaca açıklanmaktadır:

  1. Bedensel cinsel sağlık: Kişinin fiziksel yönden iyi oluşu, beden organlarının anatomik olarak normalliği ve bu organların fonksiyon yani çalışma bakımından işlevselliği ile ilişkilidir. Bu kapsamda cinsel sağlık açısından bedensel sağlık önemlidir.
  2. Ruhsal cinsel sağlık: Sağlık cinselliğin ikinci öğesi olan ruhsal yönden iyilik halinde, kendine sorumluluk düştüğü kadar; ebeveynlere, eğitmenlere ve diğer aile büyüklerine de düşmektedir. Sevgi, saygı, kendine güven, sevgiyi sunabilme kabiliyeti, başkalarının zarar görmesini istememe gibi olumlu duygusal gelişim, bebeklikten itibaren ebeveynlerden, büyüklerden görerek ve duyarak öğrenilen şeylerdir. Bu duygular, aynı zamanda ruh sağlığı açısından son derece önemlidir. Cinsel sağlık kapsamında ruhsal sağlık oldukça önemlidir.
  3. Sosyal cinsel sağlık: Sağlıklı cinselliğin üçüncü öğesi olan sosyal yönden cinsel iyilik halinde insanların birbirleriyle olan ilişkilerin önemi büyüktür.

Sağlıklı cinsel yaşam için bilgi temelli, davranış ve tutum gibi özelliklerin bir arada bulunmasına gereksinim vardır. Bunlar:

  • Cinselliğin duygusal yönleri konusunda bilinç ve olumlu davranış kabiliyeti
  • Başkalarının kişiliklerine, bedenlerine ve değerlerine saygı
  • Ruhsal ve bedensel cinsel beraberliği sürdürebilme
  • Cinsiyetine uygun kişilik özellikleri, topluma uyum
  • Cinsen organların yapısı, fonksiyonlar hakkında doğru bilgiler
  • Cinsellikle ilgili anormalliklerin farkında olma ve tedavi arama
  • Cinsel tehlikelerin farkında olma, kendisini ve ailesini koruma

Toplumsal Cinsiyet

Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeğin toplumdaki rollerini ve sorumluluklarını ifade etmektedir. Toplumsal cinsiyet, biyolojik farklılıklardan ziyade toplumsal cinsiyet nitelemesine odaklanır. Toplumların cinsiyete yaklaşımında aşağıdaki hususların önemi büyüktür.

  • Toplumsal cinsiyet eşitliği
  • Toplumsal cinsiyette hakkaniyet
  • Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı

Cinsel Haklar

Cinsel haklar, temel ve evrensel insan haklarıdır. Dünya Sağlık Örgütü, cinsel hakların cinsel sağlık için zorunlu bir koşul olduğunu ifade etmektedir. Bu haklar aşağıda sunulmuştur.

  • Cinsel özgürlük hakkı
  • Cinsel özerklik, cinsel bütünlük ve cinsel güvenlik hakkı
  • Mahremiyet hakkı
  • Cinsel eşitlik hakkı
  • Cinsel haz hakkı
  • Duygusal cinselliğin dışa vurum hakkı
  • Özgür cinsel birliktelik hakkı
  • Üretkenlik seçiminde özgür olma ve sorumluluk hakkı
  • Bilimsel araştırmalara dayanan cinsel bilgilere ulaşabilme hakkı
  • Açıklayıcı cinsel eğitimin hakkı
  • Cinsel sağlığı koruma hakkı

Cinsel İstek ve Kadınlarda Cinsel İsteksizlik

Cinsel isteksizlik ya da istek azalmasına sebep olan bazı durumlar vardır. Bunlar:

  • Aşırı yorgunluk, stres
  • Eşlerin geçimsizlikleri, nefret ve kızgınlık duyguları
  • Bedensel ve ruhsal hastalık halleri
  • Cinselliği, pis ve kötü gören bir düşünce tarzı
  • Erkeklik veya kadınlık hormonlarında azalmaya neden olan bedensel hastalıklar ve ilaçlar

Benzer şekilde cinsel isteğin artmasına sebep olan durumlar ise şu şekildedir:

  • Cinsel arzuların uzun süre giderilmemiş olması
  • Cinselliği uyarıcı ortamlarda bulunmak
  • Karşı cinsle beraber olma imkânının bulunması
  • Tatil ortamı, dinlenmiş olma hali

Cinsel Fonksiyon ve Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozuklukları

Cinsel birleşme, insan cinselliğinin sadece bir kısmıdır. Hem duygusal hem de bedensel olarak birleşme öncesi ve sonrası birçok değişimler olmaktadır ve bunlar birbirini tamamlayıcı rol üstlenmektedir. Cinsel istekle başlayan cinsel fonksiyon, cinsel uyarılma, plato, orgazm ve gerileme fazlarından oluşur. Bunlardan plato, cinsel uyaranın varlığı, uyarılmanın devam etmesi ve cinsel hazzın artması ile ortaya çıkan cinsel tepkinin ikinci aşamasıdır. Uyarılma evresinde oluşan değişiklikler, bu evrede biraz daha artmıştır. Erkekte mezi, kadında ise vajinal salgılama daha belirgin hale gelir. Orgazm ise cinsel tepki evrelerinin arasında süre açısından en kısa fakat hazzın en fazla yaşandığı dönemdir. Cinsel hazzın odak noktası ve cinsel gerilimin amacına ulaştığı bedensel ve ruhsal bir histir. Gerilme aşamasında ise, cinsel ilişki sırasında vücutta ortaya çıkan değişikliklerin, orgazm sonrasında geri dönmesi aşaması olarak tanımlanır. Erkekte hızla gerçekleşen bu safha, kadınlarda daha uzun sürer. Erkekler, gerileme aşamasından sonra bir müddet cinsel yönden duyarsız olurlar. Cinsel uyarılma ve dolayısıyla peniste sertleşme olmaz. Kadınlarda ise gerileme fazının birkaç saat bile sürebildiğini iddia edenler varsa da erkeklerden daha uzun sürdüğü kesindir. Kadınların gerileme fazında cinselliğe duyarsız dönem olmadığından, cinsel uyarı olursa cinsel birleşmeye devam edebilirler ve tekrar orgazm olabilirler.

Cinsel fonksiyon bozukluklarının sıklığı konusundaki çalışmaların güvenilirliği her zaman tartışılan bir konudur. Bu durumun sebepleri şunlardır:

  • Cinsel fonksiyon bozukluklarının tanımları, normal-anormal sınırları kişiler arasında farklılık gösterir.
  • Toplumlar arasındaki kültürel farklılıklar nedeniyle bir bölgede veya bir grupta yapılan çalışma sonuçlarını genelleştirmek doğru değildir.
  • Kişilerin, cinsellik gibi hassas bir konuda gerçeği ne kadar yansıttığı bilinmez.
  • Bozukluk yaşayanların ne kadarının hastaneye müracaat ettikleri bilinmediğinden, hastane çalışmalarının toplumdaki oranı yansıtması düşüktür.

Kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarının yaygın nedenleri aşağıdaki sunulmuştur.

  • Sevgi ve duygusallık azlığı
  • Yetiştirilme tarzı ve kadının cinsel rolü
  • Olumsuz beden algısı
  • Cinsel istismar deneyimi ve ruhsal travmalar
  • Psikiyatrik rahatsızlıklar
  • Evlilik çatışmaları
  • Erkeklerin davranışları
  • Performans kaygısı
  • Yorgunluk ve hastalık

Kadınlarda Cinsel Uyarılma Bozuklukları

Cinsel uyarılma sırasında vücutta oluşan tüm değişiklikler, gayri iradi olarak ortaya çıkmaktadır. Yani fiziksel ve ruhsal uyarı, hazza dönüştüğünde, farkında olmaksızın kadın vajinasında sıvı salgılanmasına ve vücuttaki diğer değişiklikler meydana gelmektedir. İsteyerek ya da zorlayarak bu değişikliklerin oluşturulması mümkün değildir. Kadınlarda meydana gelebilecek cinsel uyarılma bozukluklarının bazı sebepleri şu şekildedir:

  • Eşlerin vurdumduymaz ve kaba tavırları
  • Eşlerin sevgisini hissettirememeleri
  • Erkeğin eşini fiziksel olarak yeteri kadar uyaramaması
  • Erken boşalma ve sertleşme gibi erkek cinsel fonksiyon bozuklukları
  • Hamile kalma korkusu
  • Cinsel organlardaki hastalıklar ve yaralar

Orgazm bozukluğunun tanısı, sürekli ve tekrarlayıcı biçimde cinsel birleşme ile orgazm olunamaması ya da nadiren olunması durumunda konulur. Orgazm bozukluğunu türleri şu şekildedir:

  • Bazı kadınlarda orgazm bozukluğu, cinselliğin başlangıcından itibaren mevcuttur. Hayatlarının hiçbir döneminde orgazm olmamışlardır ve orgazmın ne olduğunu bilmemektedirler.
  • Önceden cinsel fonksiyon bozukluğu olmayan kadınlarda, yaşamlarının herhangi bir döneminde orgazm ile ilgili cinsel bozukluk ortaya çıkabilir
  • Orgazm bozukluğu bazı kadınlarda, her cinsel ilişkide söz konusu olabilir. Bazı kadınlarda ise şartlara bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.

Vajina çevresindeki kasların kasılması nedeniyle, cinsel birleşmenin imkânsız ya da çok zor veya ağrılı olması “vaginismus” olarak adlandırılır. Vaginismusta vajina çevresindeki kasların kasılması kadının iradesi dışında gerçekleşmektedir. Diğer cinsel bozukluklardan farklı olarak, vaginismus normal cinsel ilişkiyi engellediği için evlilikle ilgili daha büyük problemlere neden olmaktadır. Vaginismusun sebepleri şu şekildedir:

  1. Psikolojik sebepler
  2. Fiziksel sebepler

Cinsel ilişki sırasında ağrı, sık rastlanan bir durumdur. Ağrılı cinsel ilişkinin sebepleri ise şu şekildedir:

  • Vajinada oluşan iltihaplar, yaralar, alerjik rahatsızlıklar
  • Vajina çevresindeki dokuların hastalıkları
  • Yeterli vajinal salgılanma olmadığı durumlardaki cinsel ilişki
  • Tahriş edici maddelerin vajinaya teması

Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozukluklarında Davranış Tedavisi

Cinsel ilişki sırasında cinsel fonksiyonların tedavi aşamaları şu şekildedir:

  1. Eşlere birkaç hafta cinsel ilişki yasaklanır. Bunun yerine cinsel organlar hariç olmak üzere bedensel yakınlaşma, dokunma ve okşama hareketleri yapmaları istenir.
  2. Bu aşamada cinsel ilişki yasağı devam ederken karşılıklı cinsel uyarılar cinsel organlara yönlendirilir.
  3. Bu aşamada cinsel ilişkiye müsaade edilir.
  4. Önceki aşamalar hedeflendiği şekilde tamamlandığında normal ilişkiye müsaade edilir.

Kadın Sağlığı ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, adından da anlaşılacağı üzere, başlıca bulaşma yolu cinsel ilişki olan hastalıklardır. Bu şekilde bulaşma özelliği olan, 30’dan fazla mikroorganizma tanımlanmıştır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak ve toplumdaki sıklığını azaltmak için:

  • Toplumdaki tüm bireylere yeterli cinsel eğitim verilmelidir.
  • Hastalıkların bulaşması önlenmelidir.
  • Hastalıkların yeterli tedavisi sağlanmalıdır.
  • Hastalıkların bildirimi doğru yapılmalıdır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.