Açıköğretim Ders Notları

Aile İçi Uyumlu Etkileşim Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Aile İçi Uyumlu Etkileşim Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Yoksulluk, Şiddet Ve Dışlanma

1. Soru

“Benlik “kavramı nedir ve neleri içerir?

Cevap

Benlik kavramı, bireyin çevresi ile olan ilişkileri,
iletişimi ve yaşantılarının algılanış biçimlerine göre oluşan
ve değişim gösteren bir süreçtir. Bireyin çevresindeki
insanlar tarafından olumlu olarak değerlendirilme ve kabul
görme gereksiniminin karşılanması bireyin kendini
algılama biçimini önemli ölçüde etkiler. Bu konuda
memnun eden veya hayal kırıklığına uğratan yaşantılar
bireyin kendine değer verme duygusunu oluşturur. Bu
duygu zamanla öğrenilerek gelişir.
Benlik kavramı, kişinin güçlü ve zayıf yanlarına, yetenek
ve değerlerine ilşkin kendini algılayışını, kendine dönük
olumlu olumsuz değerlendirmelerini içerir (Köymen,
2000).


2. Soru

“Benlik imgesi” nedir?

Cevap

Benlik kavramının ögesi olan “benlik imgesi”
bireyin sahip olduğu fiziksel ve zihinsel özelliklerinin
farkında olmasıdır.


3. Soru

Özgüven nedir?

Cevap

Özgüven, psikolojik yaşamın temel ögelerinden
biridir ve duygusal bir gerekliliktir. Başka bir deyişle,
insanlar kim olduklarını tanımlar ve daha sonra bu kimliği
sevip sevmediklerine ilişkin kararlar verip kendilerine
ilişkin algı oluştururlar (McKay ve Fanning, 2011).


4. Soru

İç özgüven ve dış özgüven arasındaki temel farklar nelerdir?

Cevap

Lindenfield (2011), özgüveni; iç özgüven ve dış
özgüven olmak üzere iki biçimde betimlemektedir. İç
özgüven, kişinin kendisine ilişkin duyduğu memnuniyet
düzeyini, kendisiyle barışık olma durumunu; dış özgüven
ise kişinin çevreye yansıttığı görüntü ve davranışları
kapsamaktadır.


5. Soru

Özgüven oluşumunda yer alan önemli ögeler nelerdir?

Cevap

Sevgi, güven, model, destek, ilişkiler, ortam


6. Soru

Özgüven oluşumunda yer alan önemli ögelerden sevgi
ve koşulsuz sevgi nasıl olmalıdır?

Cevap

Çocukların sürekli ve koşulsuz sevgiye
gereksinimi vardır. Benlik saygılarını kazanabilmeleri için
kendilerini değerli hissetmeye gereksinim duyarlar. Bu
nedenle anne babalar, aile ortamında sevgilerini sözle ve
dokunarak ifade etmelidirler. Aile içinde sevgi silah gibi
kullanılıyorsa koşulludur. Koşulsuz sevgi, yalnızca kabul
etmek, ilgi göstermek anlamına gelmez; aynı zamanda
özgüveni geliştiren davranışları cesaretlendirmek anlamını
da taşır.


7. Soru

Özgüven oluşumunda yer alan önemli ögelerden
ebeveyn rolü model olma nasıl olmalıdır?

Cevap

Çocukların, özgüvenleri gelişmiş anne baba
modellerine gereksinimleri bulunmaktadır. Anne babalar,
kendi korku ve kaygılarını çocuklarına
yansıtabilmektedirler, bu durum çocuğun da benzer
olaylar karşısında benzer korku ve kaygıları taşımalarına
neden olur.


8. Soru

Özgüven oluşumunda yer alan önemli ögelerden
ebeveyn rolü destek olma nasıl olmalıdır?

Cevap

Çocukların özgüven geliştirebilmesi için
yönlendirilmeye ve cesaretlendirilmeye gereksinimleri
vardır. Çocuğun başarabildiği yeni şeyleri fark etmek,
bunu ona belirtmek, doğru yaptığını sevinçle karşılamak,
çocuğa destek olmaktır.


9. Soru

Ebeveynler çocuklarına nasıl ortam hazırlamalıdırlar?

Cevap

Çocuğun kendini ve kendi yeterliliklerini
tanıyabilmesi için zengin yaşantılara gereksinimi vardır.
Bu gereksinim, kitap, oyuncak, müzik aleti, spor alanları
gibi farklı yaşantıların çocuğa sunulmasıyla karşılanabilir.
Bu tür olanaklar çocuğun güçlü yönlerini keşfetmesini ve
zayıf yönlerini de geliştirmesini sağlayacaktır.


10. Soru

Lindenfield’e göre çocukta özgüven gelişimini
desteklemek için anne babaların yapabilecekleri nasıl
sıralanmaktadır?

Cevap

• Çocuklarına onları sevdiklerini söyleme
• Çocuklarının yaşamlarındaki olumlu etkilerini paylaşma
• Çocukların düzeyine inmeyi bilme
• Çocukların sağlıklı yaşama konusundaki becerilerini destekleme
• Çocukların kendilerini aşağılamalarını engelleme.
• Çocukların güçlü oldukları konularda ailelerine yardım etmelerine fırsat tanıma
• Çocukların yaptıkları işlere müdahale etmeden duyulan güveni belli etme
• Çocukların önemsendiğini görmesini sağlama
• Çocukların benlik saygılarını kazandıracak bir dil kullanma.


11. Soru

Ebeveynler çocuklarda olumlu duygularını onlarla
paylaşmak amacıyla hangi ifadeler tercih edilmelidir?

Cevap

Seninle oyun oynamaya bayılıyorum.
Sana kitap okuma çok hoşuma gidiyor.
Yaşamıma ne kadar neşe kattığını biliyor musun?
Bugünü seninle geçirmekten çok mutluyum


12. Soru

Ebeveynler çocuklarını takdir ettiklerini göstermek
için hangi ifadeleri kullanabilirler?

Cevap

Takdir ettiklerini göstermek amacıyla;
Benim için çok önemlisin çünkü…
Ne kadar yaratıcısın, şu yaptığına bak.
Başkalarını incitmemek için çaba harcaman çok güzel.
Senin…e yeteneğin var.


13. Soru

Ebeveynler çocuklarının çaba ve başarılarını takdir
ettiklerini göstermek için hangi ifadeleri kullanabilirler?

Cevap

Çaba ve başarılarını takdir etmek amacıyla;
Elinden geleni yapmaya çabaladığını gördüm.
Elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyorum.
Bu inanılmaz bir başarı, aferin.
Geçen haftadan bu yana çok ilerleme kaydettin.


14. Soru

Ebeveynler çocuklarını koşulsuz kabul ettiklerini
göstermek amacıyla hangi ifadeleri kullanabilirler?

Cevap

Ebeveynler çocuklarını koşulsuz kabul ettiklerini
göstermek amacıyla;
Kıskanmanı anlayışla karşılıyorum çünkü…
Her zaman kusursuz olamazsın.
Bana kırgın olduğunu biliyorum ama…
Bazen saldırgan davranıyor olabilirsin ama sen aynı
zamanda…iyi yapıyorsun.


15. Soru

Ebeveynler çocuklarına güven duydukların göstermek
amacıyla hangi ifadeleri kullanabilirler?

Cevap

Ebeveynler güven duydukların göstermek
amacıyla;
Sana her zaman güveneceğimi biliyorum.
Senin fikrini almak istiyorum.
Senin bu konudaki görüşün benim için çok önemli.
Eminim başarırsın.


16. Soru

Ebeveynlerin çocukların benlik saygılarını olumsuz
etkileyecek bazı sözlerden kaçınmları gerekmektedir.
Bunlardan örnekler sıralayınız.

Cevap

Siz çocuklar…
Ne kadar tembelsin…
Bu sana göre bir iş değil!
Aman sen deneme…
Seni dinlemiyorum.
Ablan hiç böyle davranmazdı.
Şu çocuk o kadar yoksulluk içinde bile…
Ben çocukken…
Sen kim olduğunu zannediyorsun?
Sen zaten her zaman…
Sen hiçbir işi doğru dürüst yapamaz mısın?
Bütün söylediklerim bir kulağından girip öbür kulağından
çıkıyor. Sen kendini zeki mi zannediyorsun?
Ölümüme sen neden olacaksın.
Bana ne yaptırdığını görüyor musun?
Bunu hiçbir zaman başaramayacaksın.
Senin yüzünden başım ağrımaya başladı.


17. Soru

Aile bireylerinin rolleri çok katı ise çocuk gelişimini nasıl etkiler?

Cevap

Aile çocuğun ilk yaşam alanıdır ve yaşantıları bu
ortamda öğrenir. Bu nedenle aile çocuğun psikososyal
gelişim sürecinin başladığı yerdir. Bu gelişim süreci içinde
çocuk, ailedeki rollerin etkisi altındadır. Eğer aile içinde
roller hiçbir esnekliği olmayan kalıplaşmış katı rollere
dayanıyorsa böyle bir ortam çocuğun özgüven kazanması
ve kişiliğinin gelişmesi açısından uygun bir ortam olamaz.
Çok katı rollerle çerçevelenmiş olan ailelerde yetişen
çocukların doğal eğilimleri serpilemez ve kendine özgü
kişisel özellikleri gelişemez (Göknar, 2010). Böyle bir
ortamda büyüyen çocukların yaratıcılık ve girişimcilik
becerileri de gelişme fırsatı yakalayamaz. Sorunlara çoklu
bakış açılarıyla çözüm üreten, tek boyutlu bir dünya
görüşü olmayan aile modeli çocuğun doğal bir biçimde
gelişmesine olanak tanımaktadır.


18. Soru

Bebekte temel güven duygusunun oluşumunu
engelleyen en önemli etmenlerden biri nedir?

Cevap

Bebekte temel güven duygusunun oluşumunu
engelleyen en önemli etmenlerden biri kaygılı annedir.
Kaygılı anne aslında yetişkin yaşamın sorumluluklarını
üstlenebilecek güce yeterince sahip olmayan biridir.
Anneliğe gereğince hazır değildir. Çoğu kez kendi annesi
de kaygılı biridir. Çünkü kaygı bulaşıcı bir duygudur. Bir
toplulukta bireylerden biri paniğe kapıldığında kısa bir
süre içinde de olsa benzer bir duyguyu diğer bireyler de
yaşar. Bebek de tek güven kaynağı olan annenin kaygısını
kendi varoluşunun bir parçası durumuna getirir
(Geçtan,1999).


19. Soru

Çocukta temel güven duygusunun oluşumu için anne nelere dikkat etmelidir?

Cevap

Bebeğin annesinin olumlu ve olumsuz
davranışları, onun üzerinde yaşam boyu kalıcı izler
bırakabilir. Yeni doğmuş bebeğin tüm ilişkisi annesiyledir.
İlk bakışta bebeğin temel gereksinimleri, açlık, üşüme,
altını kirletme gibi bedensel rahatsızlıklarının
giderilmesidir. Annenin, çocuğun gereksinimlerini yerine
getirirken tutarlı davranması, kaygılı olmaması çocuğun
sağlıklı bir özgüven gelişimi için oldukça önemlidir.
Bebekte temel güven duygusunun oluşumunu engelleyen
en önemli etmenlerden biri kaygılı annedir. Kaygılı anne
aslında yetişkin yaşamın sorumluluklarını üstlenebilecek
güce yeterince sahip olmayan biridir. Anneliğe gereğince
hazır değildir. Bebek de tek güven kaynağı olan annenin
kaygısını kendi varoluşunun bir parçası durumuna getirir.
Temel güven duygusunun oluşumunda annenin tutarlılığı
da büyük önem taşımaktadır. Bu, yalnızca bebeğin
bedensel gereksinimlerinin karşılanması değil, bunun
belirli bir düzene sokulmasını da içerir. Beslenme, uyku
gibi gereksinimlerinin aksatılmaması güven
kazanımındaki önemli bir adımıdır. Belirli aralıklarla
annenin kendisiyle ilgileneceğini bilmek çocuğa güven
sağlar. Yaşamın ilk yıllarında bundan yoksun kalan çocuk,
yetişkin döneminde belirsizliklere karşı aşırı duyarlıdır.


20. Soru

Çocukta temel güven duygusunun oluşumu için baba nelere dikkat etmelidir?

Cevap

Baba, bebeğiyle süre olarak daha az zaman
geçirse bile burada önemli olan, anne de olduğu gibi
geçirilen sürenin ne kadar olduğundan çok, nasıl
geçirildiğidir. Etkileşimin kalitesi süreden daha önemlidir.
Babaların özellikle, bebeklerini sallama, havaya fırlatma
şeklindeki oyun etkinliklerine eğimli oldukları görülür.
Her şey iyi gittiğinde, babalar çocuklarına karşı son derece
duyarlı ve tepki vericidirler. Ancak bebek ağlamaya
başladığında, ağlama nedenini belirleyen kişi, baba değil
annedir. Bebek stres durumlarında, babadan çok anneyi
tercih etmektedir. Bütün bunların yanında baba, çocuğu
yoğun yaşanan anne-çocuk bağlılığından koparıp onun dış
dünyaya açılmasını sağlayan kişidir. Bebek için anne,
dünyanın tamamı, kendi bedeninin uzantısıdır. Çocuk
babayı kendinden farklı olarak algılar, anne ise daha çok
kendisine benzeyendir. Baba, çocuk için hem bir sevgi
nesnesi hem de örnek alınacak kişidir. Geleneksel aile
yapısı içinde genellikle biçimsel de olsa otoriteyi baba
temsil eder. Kendisine duyulan saygı, korku ile eşanlam
taşır. Anne, çocuklara daha yakındır ve onlara ilişkin
konularda gerçek karar organıdır. Engelleyici ve
cezalandırıcı nitelikte olan kararların uygulanması ise
babaya bırakılır. Geleneklerin kendisine verdikleri bu rolü
sürdürme durumunda kalan baba, çoğu kez çocuklarıyla
yakın ve sıcak ilişki kurmaktan alıkonmuş olur. Bu
durumda çocuk babasıyla doğal ve dengeli bir ilişki
kuramaz. Babanın otoriter yapısı, çocuğun sağlıklı bir
kişilik geliştirmesine engel olur. Böyle bir ortamda yetişen
çocuk, yetişkin bir birey olduğunda kendi haklarının,
benlik sınırlarının ve sorumluluklarının pek farkında
değildir. Dolayısıyla bu çocuklar özgüvenden yoksun
yetişirler ve genellikle otorite karşısında itirazsız boyun
eğici oldukları halde, otoritenin yokluğunda sorumsuz ve
saygısızca davranabilmektedirler. Bu kişiler, kendileri
otorite durumuna geldiklerinde, otoritenin verdiği gücü
acımasız ve sorumsuzca kullanmaktan çekinmezler.


21. Soru

Çocuk egemen aile nedir?

Cevap

“Çocuk egemen aile” çok da farkına varılmadan
evin çocuğunun yavaş yavaş evdeki yaşamı, evdeki
kararları yönetmeye başlaması olarak tanımlanabilir. Bu
aile modeli genel olarak çocuklarına değer veren
çocuklarına kişilik kazandırmak isteyen aile ortamlarında oluşur.


22. Soru

Çocuk egemen ailedeki sorunlar nelerdir?

Cevap

Burada yaşanan sorun, çocuğun ev ortamında
kişilik kazanması istenirken çocuğa sorumluluk vermenin
unutulması, çizilmesi gereken sınırların çizilmemesidir.
Bu da çoğu kez “çocuğun sevgisinin kaybedilme
korkusundan” , “çocuğun engellenmesinin onda gerileme
yaratacağı kaygısından” ya da “ev ortamında anne baba ya
da anneanne-babaanne-dede arasındaki davranış
çelişkisinden” ileri gelmektedir. Böylece yavaş yavaş pek
de farkına varılmadan “çocuk egemen” durumuna gelen
aile oluşmaktadır.


23. Soru

Çocuk egemen ailede çocuğa karşı nasıl bir tutum gelişmektedir?

Cevap

Çocuğun her istediği yapılmaya başlanır.
İstedikleri alınır, alınamazsa ona haksızlık yapıldığı
duygusu gelişir. Aile, onu hiçbir zorlukla karşılaşmaması
gereken en değerli varlıkları olarak kabul eder. Her türlü
güçlüğe karşı korur, onu mutsuz edecek olan her şeyden
uzak tutar. Böylece çocuk hiçbir güçlükle karşılaşmadan
yaşamaya alışır.
Aile giderek her türlü kararlarında onun görüşünü ve
onayını almaya çalışır. Çocuğun yemek için seçimleri,
gidilecek yerler, çocuğun gideceği okul, hangi saate
yatacağı, nerede uyuyacağı, nasıl uyuyacağı, büyüklerin
neler yapmasının onun için uygun ya da uygunsuz olduğu,
eve alınacak şeylerdeki düşüncesi, hatta kimlere gidilip
kimlere gidilmeyeceği vb. her konuda çocuğun onayı
alınır.
Böyle yetişen çocuğun ergenlik döneminde de kendine
ilişkin bütün kararları kendisinin verdiği görülür. Bu
kararlara doğru ya da yanlış olsun hiç kimsenin
karışmasını istemez, böyle bir durumda sert ve saygısız
tepkiler vermekten çekinmez. Kendi yaşamını tehlikeye
atan durumlarda bile kimsenin karışmasına izin vermez.


24. Soru

Çocukta özgüven gelişimini desteklemek için anne ve
babaların görevleri nelerdir?

Cevap

Çocukta özgüven gelişimini desteklemek için
anne ve babaların görevleri: Çocuklarına onları
sevdiklerini söyleme. Çocuklarının yaşamlarındaki olumlu
etkilerini paylaşma. Çocukların düzeyine inmeyi bilme.
Çocukların sağlıklı yaşama konusundaki becerilerini
destekleme. Çocukların kendilerini aşağılamalarını
engelleme. Çocukların güçlü oldukları konularda
ailelerine yardım etmelerine fırsat tanıma. Çocukların
yaptıkları işlere müdahale etmeden duyulan güveni belli
etme. Çocukların önemsendiğini görmesini sağlama
Çocukların benlik saygılarını kazandıracak bir dil
kullanma biçiminde sıralanabilir.


25. Soru

Geleneksel aile yapısı içinde anne ve baba rolleri nasıl bilinmektedir?

Cevap

Geleneksel aile yapısı içinde genellikle biçimsel
de olsa otoriteyi baba temsil eder. Kendisine duyulan
saygı, korku ile eşanlam taşır. Anne, çocuklara daha
yakındır ve onlara ilişkin konularda gerçek karar
organıdır. Engelleyici ve cezalandırıcı nitelikte olan
kararların uygulanması ise babaya bırakılır. Geleneklerin
kendisine verdikleri bu rolü sürdürme durumunda kalan
baba, çoğu kez çocuklarıyla yakın ve sıcak ilişki
kurmaktan alıkonmuş olur (Geçtan, 1999).


26. Soru

Geleneksel aile yapısı içinde otoriter anne ve baba
rolleri ne tür problemlere yol açmaktadır?

Cevap

Bu durumda çocuk babasıyla doğal ve dengeli bir
ilişki kuramaz. Babanın otoriter yapısı, çocuğun sağlıklı
bir kişilik geliştirmesine engel olur. Böyle bir ortamda
yetişen çocuk, yetişkin bir birey olduğunda kendi
haklarının, benlik sınırlarının ve sorumluluklarının pek
farkında değildir. Çocukluğunda sindirilmiş olan bu kişiler
kendilerinin güçsüz olduklarına o kadar inanırlar ki
kendilerinden başka herkesi güçlü ve haklı görürler. Aynı
zamanda, kendilerine ait bir görüş ve düşünceleri de
yoktur. Dolayısıyla bu çocuklar özgüvenden yoksun
yetişirler ve genellikle otorite karşısında itirazsız boyun
eğici oldukları halde, otoritenin yokluğunda sorumsuz ve
saygısızca davranabilmektedirler. Bu kişiler, kendileri
otorite durumuna geldiklerinde, otoritenin verdiği gücü
acımasız ve sorumsuzca kullanmaktan çekinmezler
(Göknar, 2004).
Baba ve çocuk arasında iletişim ve etkileşimin zayıf
olması, babanın çocuğa karşı ilgisiz bir tutum sergilemesi,
çocuğun temel gereksinimlerinin karşılanmamsı anlamına
gelir. Bu durum çocukta özgüven gelişimini olumsuz
etkiler. Babanın çocuğa karşı ilgisiz bir tutum
sergilemesinin altında kendi yaşamındaki sıkıntıları, çok
çalışmak zorunda kalması, çalışma saatlerinin çocukla
birlikte olmaya uygun olmaması, yorgunluk gibi nedenler
bulunabilir. Bazen baba kendi yaşamındaki sorunları
çözmeye çalışırken çocuklarıyla birlikte olmak ve onlara
yardımcı olmak için gerekli enerji ve gücü bulamaz.
Bunun sonucunda çocuk, babasından ilgisiz bir tutum
görürür. Oysa çocuğun anneyle birlikte olmak kadar
babayla birlikte olmaya da gereksinimi bulunmaktadır.
Babası tarafından yeterli ilgi gören çocuk, sevildiğini
önemsendiğini hisseder. Bu duygu kendini değerli
hissetmesine, kendisi için olumlu görüş geliştirmesine ve
benlik saygısı kazanmasına destek olur.


27. Soru

Ebeveynler çocuklarına nasıl destek olmalıdır?

Cevap

Çocukların özgüven geliştirebilmesi için
yönlendirilmeye ve cesaretlendirilmeye gereksinim- leri
vardır. Çocuğun başarabildiği yeni şeyleri fark etmek,
bunu ona belirtmek, doğru yaptığını sevinçle karşılamak,
çocuğa destek olmaktır.


28. Soru

Yoksulluk nedir?

Cevap

Yoksulluk insanların yaşamını devam ettirebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olan beslenme, barınma, ve giyinme gibi temel ihtiyaçların karşılanmaması durumudur. Kısacası yoksulluk, yaşamın içinde olan olanaklardan, maddi ve kültürel kaynaklardan kişinin toplumsallaşma yetisini sınırlayacak derecede yoksun kalma durumudur.


29. Soru

Yoksulluğun toplumsal boyutunu yazınız.

Cevap

Yoksulluk bir sosyo-ekonomik sorun olmanın ötesinde, her şeyden önce insani ve toplumsal bir sorundur ve çok boyutlu bir kavramdır.

  • Kişi başına düşen milli gelirin azlığı
  • Ortalama ömür
  • Okuma yazma oranı
  • Dayanışma
  • Beslenme
  • Sağlık hizmetlerinden yararlanma
  • Temiz içme suyundan mahrum olma gibi birçok olgunun etkili olduğu bir toplumsal sorundur.


30. Soru

Yoksulluğun türleri nelerdir?

Cevap

Mutlak yoksulluk ve göreli yoksulluk


31. Soru

Mutlak yoksulluk neye denmektedir?

Cevap

Mutlak yoksulluk herhangi bir bireyin varlığını sürdürebilmesi için en temel gereksinimleri olan beslenme, barınma ve giyim ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli gelir düzeyine sahip olmaması demektir. Bu kişilerin miktarı genellikle belirli bir minimum gelir düzeyinin altında yaşayan insanların sayısı ile hesap edilmektedir


32. Soru

Göreli yoksulluk nedir?

Cevap

Göreli yoksulluk, bireyin toplum tarafından kabul edilen asgari bir yaşam düzeyine sahip olup olmadığı ile ilgilenmektedir. Bu açıdan göreli yoksulluk mutlak yoksulluktan farklı olarak, bireyin başkaları ile kıyaslandığında ortaya çıkan yoksulluktur. Toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hane halkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır.


33. Soru

Yoksulluktan etkilenen kimselere beş örnek veriniz.

Cevap

  1. Hastalar
  2. Engelliler
  3. Kadınlar
  4. Göçmenler
  5. Dul ve yetimler

34. Soru

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 verilerine göre yoksulluk oranı kaçtır?

Cevap

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %15’dir. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanlardan fazladır. Hanede yaşayan kişilerin sayısı arttıkça yoksulluk riski artmaktadır. Kişilerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişmektedir. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır. Okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, üniversite mezunlarının ise yüzde 1,3’ü yoksul olarak belirlenmiştir.


35. Soru

Kadın yoksulluğunu kimlerden oluşmaktadır?

Cevap

Kadın yoksulluğu denildiğinde; Tek ebeveynli ailelerdeki kadınlardan, Kırsal alanda yaşayan kadınlardan, Kadın mültecilerden ve sığınmacılardan, Etnik kökenli azınlık kadınlardan ve Engelli ve yaşlı kadınlardan söz etmek gerekmektedir.


36. Soru

Cinsiyet ayrımcılığı nedir?

Cevap

Cinsiyet ayırımcılığı, genel anlamda bireylerin cinsiyetlerinden dolayı insan haklarından tümüyle yararlanmasını engelleyen sosyal açıdan yapılandırılmış cinsiyet rolleri ve normlarına dayalı olarak herhangi bir ayırıma, dışlanma ya da kısıtlamaya maruz kalmasıdır.


37. Soru

Uzun çalışma saatlerinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?

Cevap

Uzun çalışma saatleri çocukların gelişimine zarar verdiği gibi, fiziksel, duygusal, cinsel istismar riskinin artması, eğitim hayatının aksaması gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Çocukların çalışması şu anki yoksulluğun bir sonucu olduğu gibi gelecekteki yoksulluğun da nedenini oluşturmaktadır. Uzun dönemde ortaya çıkan asıl maliyet çocuklar tarafından ödenmiş olmaktadır.


38. Soru

Yoksulluğun çocuk eğitiminde engel görülen yanları nelerdir?

Cevap

Göç, parçalanmış aileler, eğitim düzeyi düşük anneler, önyargılar, geleneksel aile yapısı nedeniyle kızların okutulmaması  çocukların eğitiminin önünde engel olarak bulunmaktadır. Genellikle eğitimsiz yoksul kesim kız çocuklarını okutmamaktan yana taraf olabilmektedir. Okuyamayan kızlar yoksul çocuklar yetiştirmeye devam ederek yoksulluk döngüsü devam etmektedir.


39. Soru

Şiddet nedir?

Cevap

Şiddet, güç veya baskı uygulayarak, bir bireye ya da bir gruba kendi isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırtmak olarak tanımlanmaktadır. Belirli türden bir güç kullanımıdır; fiziksel güç kullanımının sonucu, maruz kalanın rahatsız olması, alıkonması, sertçe müdahaleye uğraması, dokunulmazlığının bozulması, onurunun kırılması, aşağılanması ya da kirletilmesidir.


40. Soru

Şiddetin türleri nelerdir?

Cevap

Şiddet söz konusu olduğunda toplumsal şiddet, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, eşler arası şiddet, çocuğa yönelik şiddet, yaşlıya yönelik şiddetten söz edebiliriz. Bireylerin maruz kaldığı şiddet; fiziksel şiddet, duygusal şiddet, ve cinsel şiddet olmak üzere 3 ana başlık altında incelenmektedir. Ayrıca şiddetin uygulandığı kişiye göre şiddet türleri farklılık göstermektedir. Ekonomik şiddet, hak istismarı, terk etme ve ihmal de şiddet türleri arasındadır.


41. Soru

Aile içi şiddet nedir?

Cevap

Aile içi şiddet bireyin yaşamını pek çok açıdan olumsuz yönde etkileyebilecek istismarın yaygın bir biçimidir ve aile içindeki bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine, duygusal baskı altına alınmasına, hatta ölüme kadar uzanan farklı durumların ortaya çıkmasına yol açan fiziksel veya herhangi bir şekilde hareket, davranım veya eylem olarak tanımlanabilir.


42. Soru

Aile içi şiddetin kadın üzerindeki etkisi nasıl olmaktadır?

Cevap

Kadına yönelik aile içi şiddet, kadınların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkilemekte, özgürlüklerini kısıtlamakta ve toplumsal yaşamda yer almalarını engelleyerek kadınları güçsüzleştiren, yaygın bir toplumsal sorun olarak yaşanmaktadır.


43. Soru

Kadına yönelik şiddetin türleri nelerdir?

Cevap

Kadına yönelik şiddet türleri farklı şekillerde dikkati çekmektedir: Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet ve ekonomik şiddet olarak ele alınmaktadır.


44. Soru

Çocuk ihmali nedir?

Cevap

Çocuk ihmali, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin çocuğun gelişimi için gerekli ihtiyaçları karşılamaması veya bu ihtiyaçları dikkate almaması ve çocuğa karşı en temel sorumlulukların yerine getirmemesidir.


45. Soru

Çocuk ihmali çeşitleri nelerdir?

Cevap

İhmal çeşitleri; fiziksel ihmal, duygusal ihmal, eğitim ihmali ve tıbbi ihmal olarak ele alınmaktadır.


46. Soru

Fiziksel istismarı tanımlayınız?

Cevap

Çocuğun fiziksel istismarı, “bir çocuğa karşı kasıtlı olarak kullanılan fiziksel güç sonucunda, çocuğun beden ve ruh sağlığı, yaşamı, biyopsikososyal gelişimi veya onuru açısından zararlı durumların ortaya çıkması veya çıkabilecek olması” olarak tanımlanmaktadır.


47. Soru

Bir kardeşin diğer kardeşine kasıtlı olarak ya da istemeden alay edici ve rahatsız edici davranışlarda bulunması hangi istismar türüne girmektedir?

Cevap

Kardeşe yönelik duygusal istismar türüdür.


48. Soru

Yaşlı ihmal ve istismar çeşitleri nelerdir?

Cevap

Yaşlı istismarı ve ihmali 6 şekilde ortaya çıkmaktadır. Fiziksel istismar, duygusal/psikolojik istismar, cinsel istismar, ekonomik ve hak istismarı, terk edilme ve ihmal.


49. Soru

Dışlanmış gruplar kimler olarak nitelendirilmektedir?

Cevap

Zihinsel ve fiziksel engelliler, Suç işleyenler, Hasta ve bakıma muhtaç yaşlılar, İstismar edilen çocuklar, Uyuşturucu madde bağımlıları, İntihara eğilimli insanlar, Yalnız ebeveynler, Problemli aileler, Marjinal ve asosyal insanlar,  ve Diğer sosyal uyumsuzluk içindeki insanlar olarak nitelendirmiştir.


50. Soru

İhtiyaçlara ait hiyerarşi basamaklarını yazınız.

Cevap

Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk, oksijen, uyku ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar.

Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma,emniyette, güvende hissetme.

Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam gibi ihtiyaçlar.  

Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma ihtiyacı.

Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık, potansiyellerini ortaya koyabilme.


1. Soru

“Benlik “kavramı nedir ve neleri içerir?

Cevap

Benlik kavramı, bireyin çevresi ile olan ilişkileri,
iletişimi ve yaşantılarının algılanış biçimlerine göre oluşan
ve değişim gösteren bir süreçtir. Bireyin çevresindeki
insanlar tarafından olumlu olarak değerlendirilme ve kabul
görme gereksiniminin karşılanması bireyin kendini
algılama biçimini önemli ölçüde etkiler. Bu konuda
memnun eden veya hayal kırıklığına uğratan yaşantılar
bireyin kendine değer verme duygusunu oluşturur. Bu
duygu zamanla öğrenilerek gelişir.
Benlik kavramı, kişinin güçlü ve zayıf yanlarına, yetenek
ve değerlerine ilşkin kendini algılayışını, kendine dönük
olumlu olumsuz değerlendirmelerini içerir (Köymen,
2000).

2. Soru

“Benlik imgesi” nedir?

Cevap

Benlik kavramının ögesi olan “benlik imgesi”
bireyin sahip olduğu fiziksel ve zihinsel özelliklerinin
farkında olmasıdır.

3. Soru

Özgüven nedir?

Cevap

Özgüven, psikolojik yaşamın temel ögelerinden
biridir ve duygusal bir gerekliliktir. Başka bir deyişle,
insanlar kim olduklarını tanımlar ve daha sonra bu kimliği
sevip sevmediklerine ilişkin kararlar verip kendilerine
ilişkin algı oluştururlar (McKay ve Fanning, 2011).

4. Soru

İç özgüven ve dış özgüven arasındaki temel farklar nelerdir?

Cevap

Lindenfield (2011), özgüveni; iç özgüven ve dış
özgüven olmak üzere iki biçimde betimlemektedir. İç
özgüven, kişinin kendisine ilişkin duyduğu memnuniyet
düzeyini, kendisiyle barışık olma durumunu; dış özgüven
ise kişinin çevreye yansıttığı görüntü ve davranışları
kapsamaktadır.

5. Soru

Özgüven oluşumunda yer alan önemli ögeler nelerdir?

Cevap

Sevgi, güven, model, destek, ilişkiler, ortam

6. Soru

Özgüven oluşumunda yer alan önemli ögelerden sevgi
ve koşulsuz sevgi nasıl olmalıdır?

Cevap

Çocukların sürekli ve koşulsuz sevgiye
gereksinimi vardır. Benlik saygılarını kazanabilmeleri için
kendilerini değerli hissetmeye gereksinim duyarlar. Bu
nedenle anne babalar, aile ortamında sevgilerini sözle ve
dokunarak ifade etmelidirler. Aile içinde sevgi silah gibi
kullanılıyorsa koşulludur. Koşulsuz sevgi, yalnızca kabul
etmek, ilgi göstermek anlamına gelmez; aynı zamanda
özgüveni geliştiren davranışları cesaretlendirmek anlamını
da taşır.

7. Soru

Özgüven oluşumunda yer alan önemli ögelerden
ebeveyn rolü model olma nasıl olmalıdır?

Cevap

Çocukların, özgüvenleri gelişmiş anne baba
modellerine gereksinimleri bulunmaktadır. Anne babalar,
kendi korku ve kaygılarını çocuklarına
yansıtabilmektedirler, bu durum çocuğun da benzer
olaylar karşısında benzer korku ve kaygıları taşımalarına
neden olur.

8. Soru

Özgüven oluşumunda yer alan önemli ögelerden
ebeveyn rolü destek olma nasıl olmalıdır?

Cevap

Çocukların özgüven geliştirebilmesi için
yönlendirilmeye ve cesaretlendirilmeye gereksinimleri
vardır. Çocuğun başarabildiği yeni şeyleri fark etmek,
bunu ona belirtmek, doğru yaptığını sevinçle karşılamak,
çocuğa destek olmaktır.

9. Soru

Ebeveynler çocuklarına nasıl ortam hazırlamalıdırlar?

Cevap

Çocuğun kendini ve kendi yeterliliklerini
tanıyabilmesi için zengin yaşantılara gereksinimi vardır.
Bu gereksinim, kitap, oyuncak, müzik aleti, spor alanları
gibi farklı yaşantıların çocuğa sunulmasıyla karşılanabilir.
Bu tür olanaklar çocuğun güçlü yönlerini keşfetmesini ve
zayıf yönlerini de geliştirmesini sağlayacaktır.

10. Soru

Lindenfield’e göre çocukta özgüven gelişimini
desteklemek için anne babaların yapabilecekleri nasıl
sıralanmaktadır?

Cevap

• Çocuklarına onları sevdiklerini söyleme
• Çocuklarının yaşamlarındaki olumlu etkilerini paylaşma
• Çocukların düzeyine inmeyi bilme
• Çocukların sağlıklı yaşama konusundaki becerilerini destekleme
• Çocukların kendilerini aşağılamalarını engelleme.
• Çocukların güçlü oldukları konularda ailelerine yardım etmelerine fırsat tanıma
• Çocukların yaptıkları işlere müdahale etmeden duyulan güveni belli etme
• Çocukların önemsendiğini görmesini sağlama
• Çocukların benlik saygılarını kazandıracak bir dil kullanma.

11. Soru

Ebeveynler çocuklarda olumlu duygularını onlarla
paylaşmak amacıyla hangi ifadeler tercih edilmelidir?

Cevap

Seninle oyun oynamaya bayılıyorum.
Sana kitap okuma çok hoşuma gidiyor.
Yaşamıma ne kadar neşe kattığını biliyor musun?
Bugünü seninle geçirmekten çok mutluyum

12. Soru

Ebeveynler çocuklarını takdir ettiklerini göstermek
için hangi ifadeleri kullanabilirler?

Cevap

Takdir ettiklerini göstermek amacıyla;
Benim için çok önemlisin çünkü…
Ne kadar yaratıcısın, şu yaptığına bak.
Başkalarını incitmemek için çaba harcaman çok güzel.
Senin…e yeteneğin var.

13. Soru

Ebeveynler çocuklarının çaba ve başarılarını takdir
ettiklerini göstermek için hangi ifadeleri kullanabilirler?

Cevap

Çaba ve başarılarını takdir etmek amacıyla;
Elinden geleni yapmaya çabaladığını gördüm.
Elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyorum.
Bu inanılmaz bir başarı, aferin.
Geçen haftadan bu yana çok ilerleme kaydettin.

14. Soru

Ebeveynler çocuklarını koşulsuz kabul ettiklerini
göstermek amacıyla hangi ifadeleri kullanabilirler?

Cevap

Ebeveynler çocuklarını koşulsuz kabul ettiklerini
göstermek amacıyla;
Kıskanmanı anlayışla karşılıyorum çünkü…
Her zaman kusursuz olamazsın.
Bana kırgın olduğunu biliyorum ama…
Bazen saldırgan davranıyor olabilirsin ama sen aynı
zamanda…iyi yapıyorsun.

15. Soru

Ebeveynler çocuklarına güven duydukların göstermek
amacıyla hangi ifadeleri kullanabilirler?

Cevap

Ebeveynler güven duydukların göstermek
amacıyla;
Sana her zaman güveneceğimi biliyorum.
Senin fikrini almak istiyorum.
Senin bu konudaki görüşün benim için çok önemli.
Eminim başarırsın.

16. Soru

Ebeveynlerin çocukların benlik saygılarını olumsuz
etkileyecek bazı sözlerden kaçınmları gerekmektedir.
Bunlardan örnekler sıralayınız.

Cevap

Siz çocuklar…
Ne kadar tembelsin…
Bu sana göre bir iş değil!
Aman sen deneme…
Seni dinlemiyorum.
Ablan hiç böyle davranmazdı.
Şu çocuk o kadar yoksulluk içinde bile…
Ben çocukken…
Sen kim olduğunu zannediyorsun?
Sen zaten her zaman…
Sen hiçbir işi doğru dürüst yapamaz mısın?
Bütün söylediklerim bir kulağından girip öbür kulağından
çıkıyor. Sen kendini zeki mi zannediyorsun?
Ölümüme sen neden olacaksın.
Bana ne yaptırdığını görüyor musun?
Bunu hiçbir zaman başaramayacaksın.
Senin yüzünden başım ağrımaya başladı.

17. Soru

Aile bireylerinin rolleri çok katı ise çocuk gelişimini nasıl etkiler?

Cevap

Aile çocuğun ilk yaşam alanıdır ve yaşantıları bu
ortamda öğrenir. Bu nedenle aile çocuğun psikososyal
gelişim sürecinin başladığı yerdir. Bu gelişim süreci içinde
çocuk, ailedeki rollerin etkisi altındadır. Eğer aile içinde
roller hiçbir esnekliği olmayan kalıplaşmış katı rollere
dayanıyorsa böyle bir ortam çocuğun özgüven kazanması
ve kişiliğinin gelişmesi açısından uygun bir ortam olamaz.
Çok katı rollerle çerçevelenmiş olan ailelerde yetişen
çocukların doğal eğilimleri serpilemez ve kendine özgü
kişisel özellikleri gelişemez (Göknar, 2010). Böyle bir
ortamda büyüyen çocukların yaratıcılık ve girişimcilik
becerileri de gelişme fırsatı yakalayamaz. Sorunlara çoklu
bakış açılarıyla çözüm üreten, tek boyutlu bir dünya
görüşü olmayan aile modeli çocuğun doğal bir biçimde
gelişmesine olanak tanımaktadır.

18. Soru

Bebekte temel güven duygusunun oluşumunu
engelleyen en önemli etmenlerden biri nedir?

Cevap

Bebekte temel güven duygusunun oluşumunu
engelleyen en önemli etmenlerden biri kaygılı annedir.
Kaygılı anne aslında yetişkin yaşamın sorumluluklarını
üstlenebilecek güce yeterince sahip olmayan biridir.
Anneliğe gereğince hazır değildir. Çoğu kez kendi annesi
de kaygılı biridir. Çünkü kaygı bulaşıcı bir duygudur. Bir
toplulukta bireylerden biri paniğe kapıldığında kısa bir
süre içinde de olsa benzer bir duyguyu diğer bireyler de
yaşar. Bebek de tek güven kaynağı olan annenin kaygısını
kendi varoluşunun bir parçası durumuna getirir
(Geçtan,1999).

19. Soru

Çocukta temel güven duygusunun oluşumu için anne nelere dikkat etmelidir?

Cevap

Bebeğin annesinin olumlu ve olumsuz
davranışları, onun üzerinde yaşam boyu kalıcı izler
bırakabilir. Yeni doğmuş bebeğin tüm ilişkisi annesiyledir.
İlk bakışta bebeğin temel gereksinimleri, açlık, üşüme,
altını kirletme gibi bedensel rahatsızlıklarının
giderilmesidir. Annenin, çocuğun gereksinimlerini yerine
getirirken tutarlı davranması, kaygılı olmaması çocuğun
sağlıklı bir özgüven gelişimi için oldukça önemlidir.
Bebekte temel güven duygusunun oluşumunu engelleyen
en önemli etmenlerden biri kaygılı annedir. Kaygılı anne
aslında yetişkin yaşamın sorumluluklarını üstlenebilecek
güce yeterince sahip olmayan biridir. Anneliğe gereğince
hazır değildir. Bebek de tek güven kaynağı olan annenin
kaygısını kendi varoluşunun bir parçası durumuna getirir.
Temel güven duygusunun oluşumunda annenin tutarlılığı
da büyük önem taşımaktadır. Bu, yalnızca bebeğin
bedensel gereksinimlerinin karşılanması değil, bunun
belirli bir düzene sokulmasını da içerir. Beslenme, uyku
gibi gereksinimlerinin aksatılmaması güven
kazanımındaki önemli bir adımıdır. Belirli aralıklarla
annenin kendisiyle ilgileneceğini bilmek çocuğa güven
sağlar. Yaşamın ilk yıllarında bundan yoksun kalan çocuk,
yetişkin döneminde belirsizliklere karşı aşırı duyarlıdır.

20. Soru

Çocukta temel güven duygusunun oluşumu için baba nelere dikkat etmelidir?

Cevap

Baba, bebeğiyle süre olarak daha az zaman
geçirse bile burada önemli olan, anne de olduğu gibi
geçirilen sürenin ne kadar olduğundan çok, nasıl
geçirildiğidir. Etkileşimin kalitesi süreden daha önemlidir.
Babaların özellikle, bebeklerini sallama, havaya fırlatma
şeklindeki oyun etkinliklerine eğimli oldukları görülür.
Her şey iyi gittiğinde, babalar çocuklarına karşı son derece
duyarlı ve tepki vericidirler. Ancak bebek ağlamaya
başladığında, ağlama nedenini belirleyen kişi, baba değil
annedir. Bebek stres durumlarında, babadan çok anneyi
tercih etmektedir. Bütün bunların yanında baba, çocuğu
yoğun yaşanan anne-çocuk bağlılığından koparıp onun dış
dünyaya açılmasını sağlayan kişidir. Bebek için anne,
dünyanın tamamı, kendi bedeninin uzantısıdır. Çocuk
babayı kendinden farklı olarak algılar, anne ise daha çok
kendisine benzeyendir. Baba, çocuk için hem bir sevgi
nesnesi hem de örnek alınacak kişidir. Geleneksel aile
yapısı içinde genellikle biçimsel de olsa otoriteyi baba
temsil eder. Kendisine duyulan saygı, korku ile eşanlam
taşır. Anne, çocuklara daha yakındır ve onlara ilişkin
konularda gerçek karar organıdır. Engelleyici ve
cezalandırıcı nitelikte olan kararların uygulanması ise
babaya bırakılır. Geleneklerin kendisine verdikleri bu rolü
sürdürme durumunda kalan baba, çoğu kez çocuklarıyla
yakın ve sıcak ilişki kurmaktan alıkonmuş olur. Bu
durumda çocuk babasıyla doğal ve dengeli bir ilişki
kuramaz. Babanın otoriter yapısı, çocuğun sağlıklı bir
kişilik geliştirmesine engel olur. Böyle bir ortamda yetişen
çocuk, yetişkin bir birey olduğunda kendi haklarının,
benlik sınırlarının ve sorumluluklarının pek farkında
değildir. Dolayısıyla bu çocuklar özgüvenden yoksun
yetişirler ve genellikle otorite karşısında itirazsız boyun
eğici oldukları halde, otoritenin yokluğunda sorumsuz ve
saygısızca davranabilmektedirler. Bu kişiler, kendileri
otorite durumuna geldiklerinde, otoritenin verdiği gücü
acımasız ve sorumsuzca kullanmaktan çekinmezler.

21. Soru

Çocuk egemen aile nedir?

Cevap

“Çocuk egemen aile” çok da farkına varılmadan
evin çocuğunun yavaş yavaş evdeki yaşamı, evdeki
kararları yönetmeye başlaması olarak tanımlanabilir. Bu
aile modeli genel olarak çocuklarına değer veren
çocuklarına kişilik kazandırmak isteyen aile ortamlarında oluşur.

22. Soru

Çocuk egemen ailedeki sorunlar nelerdir?

Cevap

Burada yaşanan sorun, çocuğun ev ortamında
kişilik kazanması istenirken çocuğa sorumluluk vermenin
unutulması, çizilmesi gereken sınırların çizilmemesidir.
Bu da çoğu kez “çocuğun sevgisinin kaybedilme
korkusundan” , “çocuğun engellenmesinin onda gerileme
yaratacağı kaygısından” ya da “ev ortamında anne baba ya
da anneanne-babaanne-dede arasındaki davranış
çelişkisinden” ileri gelmektedir. Böylece yavaş yavaş pek
de farkına varılmadan “çocuk egemen” durumuna gelen
aile oluşmaktadır.

23. Soru

Çocuk egemen ailede çocuğa karşı nasıl bir tutum gelişmektedir?

Cevap

Çocuğun her istediği yapılmaya başlanır.
İstedikleri alınır, alınamazsa ona haksızlık yapıldığı
duygusu gelişir. Aile, onu hiçbir zorlukla karşılaşmaması
gereken en değerli varlıkları olarak kabul eder. Her türlü
güçlüğe karşı korur, onu mutsuz edecek olan her şeyden
uzak tutar. Böylece çocuk hiçbir güçlükle karşılaşmadan
yaşamaya alışır.
Aile giderek her türlü kararlarında onun görüşünü ve
onayını almaya çalışır. Çocuğun yemek için seçimleri,
gidilecek yerler, çocuğun gideceği okul, hangi saate
yatacağı, nerede uyuyacağı, nasıl uyuyacağı, büyüklerin
neler yapmasının onun için uygun ya da uygunsuz olduğu,
eve alınacak şeylerdeki düşüncesi, hatta kimlere gidilip
kimlere gidilmeyeceği vb. her konuda çocuğun onayı
alınır.
Böyle yetişen çocuğun ergenlik döneminde de kendine
ilişkin bütün kararları kendisinin verdiği görülür. Bu
kararlara doğru ya da yanlış olsun hiç kimsenin
karışmasını istemez, böyle bir durumda sert ve saygısız
tepkiler vermekten çekinmez. Kendi yaşamını tehlikeye
atan durumlarda bile kimsenin karışmasına izin vermez.

24. Soru

Çocukta özgüven gelişimini desteklemek için anne ve
babaların görevleri nelerdir?

Cevap

Çocukta özgüven gelişimini desteklemek için
anne ve babaların görevleri: Çocuklarına onları
sevdiklerini söyleme. Çocuklarının yaşamlarındaki olumlu
etkilerini paylaşma. Çocukların düzeyine inmeyi bilme.
Çocukların sağlıklı yaşama konusundaki becerilerini
destekleme. Çocukların kendilerini aşağılamalarını
engelleme. Çocukların güçlü oldukları konularda
ailelerine yardım etmelerine fırsat tanıma. Çocukların
yaptıkları işlere müdahale etmeden duyulan güveni belli
etme. Çocukların önemsendiğini görmesini sağlama
Çocukların benlik saygılarını kazandıracak bir dil
kullanma biçiminde sıralanabilir.

25. Soru

Geleneksel aile yapısı içinde anne ve baba rolleri nasıl bilinmektedir?

Cevap

Geleneksel aile yapısı içinde genellikle biçimsel
de olsa otoriteyi baba temsil eder. Kendisine duyulan
saygı, korku ile eşanlam taşır. Anne, çocuklara daha
yakındır ve onlara ilişkin konularda gerçek karar
organıdır. Engelleyici ve cezalandırıcı nitelikte olan
kararların uygulanması ise babaya bırakılır. Geleneklerin
kendisine verdikleri bu rolü sürdürme durumunda kalan
baba, çoğu kez çocuklarıyla yakın ve sıcak ilişki
kurmaktan alıkonmuş olur (Geçtan, 1999).

26. Soru

Geleneksel aile yapısı içinde otoriter anne ve baba
rolleri ne tür problemlere yol açmaktadır?

Cevap

Bu durumda çocuk babasıyla doğal ve dengeli bir
ilişki kuramaz. Babanın otoriter yapısı, çocuğun sağlıklı
bir kişilik geliştirmesine engel olur. Böyle bir ortamda
yetişen çocuk, yetişkin bir birey olduğunda kendi
haklarının, benlik sınırlarının ve sorumluluklarının pek
farkında değildir. Çocukluğunda sindirilmiş olan bu kişiler
kendilerinin güçsüz olduklarına o kadar inanırlar ki
kendilerinden başka herkesi güçlü ve haklı görürler. Aynı
zamanda, kendilerine ait bir görüş ve düşünceleri de
yoktur. Dolayısıyla bu çocuklar özgüvenden yoksun
yetişirler ve genellikle otorite karşısında itirazsız boyun
eğici oldukları halde, otoritenin yokluğunda sorumsuz ve
saygısızca davranabilmektedirler. Bu kişiler, kendileri
otorite durumuna geldiklerinde, otoritenin verdiği gücü
acımasız ve sorumsuzca kullanmaktan çekinmezler
(Göknar, 2004).
Baba ve çocuk arasında iletişim ve etkileşimin zayıf
olması, babanın çocuğa karşı ilgisiz bir tutum sergilemesi,
çocuğun temel gereksinimlerinin karşılanmamsı anlamına
gelir. Bu durum çocukta özgüven gelişimini olumsuz
etkiler. Babanın çocuğa karşı ilgisiz bir tutum
sergilemesinin altında kendi yaşamındaki sıkıntıları, çok
çalışmak zorunda kalması, çalışma saatlerinin çocukla
birlikte olmaya uygun olmaması, yorgunluk gibi nedenler
bulunabilir. Bazen baba kendi yaşamındaki sorunları
çözmeye çalışırken çocuklarıyla birlikte olmak ve onlara
yardımcı olmak için gerekli enerji ve gücü bulamaz.
Bunun sonucunda çocuk, babasından ilgisiz bir tutum
görürür. Oysa çocuğun anneyle birlikte olmak kadar
babayla birlikte olmaya da gereksinimi bulunmaktadır.
Babası tarafından yeterli ilgi gören çocuk, sevildiğini
önemsendiğini hisseder. Bu duygu kendini değerli
hissetmesine, kendisi için olumlu görüş geliştirmesine ve
benlik saygısı kazanmasına destek olur.

27. Soru

Ebeveynler çocuklarına nasıl destek olmalıdır?

Cevap

Çocukların özgüven geliştirebilmesi için
yönlendirilmeye ve cesaretlendirilmeye gereksinim- leri
vardır. Çocuğun başarabildiği yeni şeyleri fark etmek,
bunu ona belirtmek, doğru yaptığını sevinçle karşılamak,
çocuğa destek olmaktır.

28. Soru

Yoksulluk nedir?

Cevap

Yoksulluk insanların yaşamını devam ettirebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olan beslenme, barınma, ve giyinme gibi temel ihtiyaçların karşılanmaması durumudur. Kısacası yoksulluk, yaşamın içinde olan olanaklardan, maddi ve kültürel kaynaklardan kişinin toplumsallaşma yetisini sınırlayacak derecede yoksun kalma durumudur.

Yoksulluk insanların yaşamını devam ettirebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olan beslenme, barınma, ve giyinme gibi temel ihtiyaçların karşılanmaması durumudur. Kısacası yoksulluk, yaşamın içinde olan olanaklardan, maddi ve kültürel kaynaklardan kişinin toplumsallaşma yetisini sınırlayacak derecede yoksun kalma durumudur.

Yoksulluk insanların yaşamını devam ettirebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olan beslenme, barınma, ve giyinme gibi temel ihtiyaçların karşılanmaması durumudur. Kısacası yoksulluk, yaşamın içinde olan olanaklardan, maddi ve kültürel kaynaklardan kişinin toplumsallaşma yetisini sınırlayacak derecede yoksun kalma durumudur.

Yoksulluk insanların yaşamını devam ettirebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olan beslenme, barınma, ve giyinme gibi temel ihtiyaçların karşılanmaması durumudur. Kısacası yoksulluk, yaşamın içinde olan olanaklardan, maddi ve kültürel kaynaklardan kişinin toplumsallaşma yetisini sınırlayacak derecede yoksun kalma durumudur.

Yoksulluk insanların yaşamını devam ettirebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olan beslenme, barınma, ve giyinme gibi temel ihtiyaçların karşılanmaması durumudur. Kısacası yoksulluk, yaşamın içinde olan olanaklardan, maddi ve kültürel kaynaklardan kişinin toplumsallaşma yetisini sınırlayacak derecede yoksun kalma durumudur.

29. Soru

Yoksulluğun toplumsal boyutunu yazınız.

Cevap

Yoksulluk bir sosyo-ekonomik sorun olmanın ötesinde, her şeyden önce insani ve toplumsal bir sorundur ve çok boyutlu bir kavramdır.

  • Kişi başına düşen milli gelirin azlığı
  • Ortalama ömür
  • Okuma yazma oranı
  • Dayanışma
  • Beslenme
  • Sağlık hizmetlerinden yararlanma
  • Temiz içme suyundan mahrum olma gibi birçok olgunun etkili olduğu bir toplumsal sorundur.

Yoksulluk bir sosyo-ekonomik sorun olmanın ötesinde, her şeyden önce insani ve toplumsal bir sorundur ve çok boyutlu bir kavramdır.

  • Kişi başına düşen milli gelirin azlığı
  • Ortalama ömür
  • Okuma yazma oranı
  • Dayanışma
  • Beslenme
  • Sağlık hizmetlerinden yararlanma
  • Temiz içme suyundan mahrum olma gibi birçok olgunun etkili olduğu bir toplumsal sorundur.

Yoksulluk bir sosyo-ekonomik sorun olmanın ötesinde, her şeyden önce insani ve toplumsal bir sorundur ve çok boyutlu bir kavramdır.

  • Kişi başına düşen milli gelirin azlığı
  • Ortalama ömür
  • Okuma yazma oranı
  • Dayanışma
  • Beslenme
  • Sağlık hizmetlerinden yararlanma
  • Temiz içme suyundan mahrum olma gibi birçok olgunun etkili olduğu bir toplumsal sorundur.

Yoksulluk bir sosyo-ekonomik sorun olmanın ötesinde, her şeyden önce insani ve toplumsal bir sorundur ve çok boyutlu bir kavramdır.

  • Kişi başına düşen milli gelirin azlığı
  • Ortalama ömür
  • Okuma yazma oranı
  • Dayanışma
  • Beslenme
  • Sağlık hizmetlerinden yararlanma
  • Temiz içme suyundan mahrum olma gibi birçok olgunun etkili olduğu bir toplumsal sorundur.

Yoksulluk bir sosyo-ekonomik sorun olmanın ötesinde, her şeyden önce insani ve toplumsal bir sorundur ve çok boyutlu bir kavramdır.

  • Kişi başına düşen milli gelirin azlığı
  • Ortalama ömür
  • Okuma yazma oranı
  • Dayanışma
  • Beslenme
  • Sağlık hizmetlerinden yararlanma
  • Temiz içme suyundan mahrum olma gibi birçok olgunun etkili olduğu bir toplumsal sorundur.
30. Soru

Yoksulluğun türleri nelerdir?

Cevap

Mutlak yoksulluk ve göreli yoksulluk

Mutlak yoksulluk ve göreli yoksulluk

Mutlak yoksulluk ve göreli yoksulluk

Mutlak yoksulluk ve göreli yoksulluk

Mutlak yoksulluk ve göreli yoksulluk

31. Soru

Mutlak yoksulluk neye denmektedir?

Cevap

Mutlak yoksulluk herhangi bir bireyin varlığını sürdürebilmesi için en temel gereksinimleri olan beslenme, barınma ve giyim ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli gelir düzeyine sahip olmaması demektir. Bu kişilerin miktarı genellikle belirli bir minimum gelir düzeyinin altında yaşayan insanların sayısı ile hesap edilmektedir

Mutlak yoksulluk herhangi bir bireyin varlığını sürdürebilmesi için en temel gereksinimleri olan beslenme, barınma ve giyim ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli gelir düzeyine sahip olmaması demektir. Bu kişilerin miktarı genellikle belirli bir minimum gelir düzeyinin altında yaşayan insanların sayısı ile hesap edilmektedir

Mutlak yoksulluk herhangi bir bireyin varlığını sürdürebilmesi için en temel gereksinimleri olan beslenme, barınma ve giyim ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli gelir düzeyine sahip olmaması demektir. Bu kişilerin miktarı genellikle belirli bir minimum gelir düzeyinin altında yaşayan insanların sayısı ile hesap edilmektedir

Mutlak yoksulluk herhangi bir bireyin varlığını sürdürebilmesi için en temel gereksinimleri olan beslenme, barınma ve giyim ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli gelir düzeyine sahip olmaması demektir. Bu kişilerin miktarı genellikle belirli bir minimum gelir düzeyinin altında yaşayan insanların sayısı ile hesap edilmektedir

Mutlak yoksulluk herhangi bir bireyin varlığını sürdürebilmesi için en temel gereksinimleri olan beslenme, barınma ve giyim ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli gelir düzeyine sahip olmaması demektir. Bu kişilerin miktarı genellikle belirli bir minimum gelir düzeyinin altında yaşayan insanların sayısı ile hesap edilmektedir

32. Soru

Göreli yoksulluk nedir?

Cevap

Göreli yoksulluk, bireyin toplum tarafından kabul edilen asgari bir yaşam düzeyine sahip olup olmadığı ile ilgilenmektedir. Bu açıdan göreli yoksulluk mutlak yoksulluktan farklı olarak, bireyin başkaları ile kıyaslandığında ortaya çıkan yoksulluktur. Toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hane halkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır.

Göreli yoksulluk, bireyin toplum tarafından kabul edilen asgari bir yaşam düzeyine sahip olup olmadığı ile ilgilenmektedir. Bu açıdan göreli yoksulluk mutlak yoksulluktan farklı olarak, bireyin başkaları ile kıyaslandığında ortaya çıkan yoksulluktur. Toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hane halkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır.

Göreli yoksulluk, bireyin toplum tarafından kabul edilen asgari bir yaşam düzeyine sahip olup olmadığı ile ilgilenmektedir. Bu açıdan göreli yoksulluk mutlak yoksulluktan farklı olarak, bireyin başkaları ile kıyaslandığında ortaya çıkan yoksulluktur. Toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hane halkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır.

Göreli yoksulluk, bireyin toplum tarafından kabul edilen asgari bir yaşam düzeyine sahip olup olmadığı ile ilgilenmektedir. Bu açıdan göreli yoksulluk mutlak yoksulluktan farklı olarak, bireyin başkaları ile kıyaslandığında ortaya çıkan yoksulluktur. Toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hane halkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır.

Göreli yoksulluk, bireyin toplum tarafından kabul edilen asgari bir yaşam düzeyine sahip olup olmadığı ile ilgilenmektedir. Bu açıdan göreli yoksulluk mutlak yoksulluktan farklı olarak, bireyin başkaları ile kıyaslandığında ortaya çıkan yoksulluktur. Toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hane halkı göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır.

33. Soru

Yoksulluktan etkilenen kimselere beş örnek veriniz.

Cevap

  1. Hastalar
  2. Engelliler
  3. Kadınlar
  4. Göçmenler
  5. Dul ve yetimler
34. Soru

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 verilerine göre yoksulluk oranı kaçtır?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 verilerine göre yoksulluk oranı kaçtır?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 verilerine göre yoksulluk oranı kaçtır?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 verilerine göre yoksulluk oranı kaçtır?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 verilerine göre yoksulluk oranı kaçtır?

Cevap

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %15’dir. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanlardan fazladır. Hanede yaşayan kişilerin sayısı arttıkça yoksulluk riski artmaktadır. Kişilerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişmektedir. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır. Okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, üniversite mezunlarının ise yüzde 1,3’ü yoksul olarak belirlenmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %15’dir. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanlardan fazladır. Hanede yaşayan kişilerin sayısı arttıkça yoksulluk riski artmaktadır. Kişilerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişmektedir. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır. Okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, üniversite mezunlarının ise yüzde 1,3’ü yoksul olarak belirlenmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %15’dir. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanlardan fazladır. Hanede yaşayan kişilerin sayısı arttıkça yoksulluk riski artmaktadır. Kişilerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişmektedir. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır. Okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, üniversite mezunlarının ise yüzde 1,3’ü yoksul olarak belirlenmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %15’dir. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanlardan fazladır. Hanede yaşayan kişilerin sayısı arttıkça yoksulluk riski artmaktadır. Kişilerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişmektedir. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır. Okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, üniversite mezunlarının ise yüzde 1,3’ü yoksul olarak belirlenmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %15’dir. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanlardan fazladır. Hanede yaşayan kişilerin sayısı arttıkça yoksulluk riski artmaktadır. Kişilerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişmektedir. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır. Okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, üniversite mezunlarının ise yüzde 1,3’ü yoksul olarak belirlenmiştir.

35. Soru

Kadın yoksulluğunu kimlerden oluşmaktadır?

Cevap

Kadın yoksulluğu denildiğinde; Tek ebeveynli ailelerdeki kadınlardan, Kırsal alanda yaşayan kadınlardan, Kadın mültecilerden ve sığınmacılardan, Etnik kökenli azınlık kadınlardan ve Engelli ve yaşlı kadınlardan söz etmek gerekmektedir.

Kadın yoksulluğu denildiğinde; Tek ebeveynli ailelerdeki kadınlardan, Kırsal alanda yaşayan kadınlardan, Kadın mültecilerden ve sığınmacılardan, Etnik kökenli azınlık kadınlardan ve Engelli ve yaşlı kadınlardan söz etmek gerekmektedir.

Kadın yoksulluğu denildiğinde; Tek ebeveynli ailelerdeki kadınlardan, Kırsal alanda yaşayan kadınlardan, Kadın mültecilerden ve sığınmacılardan, Etnik kökenli azınlık kadınlardan ve Engelli ve yaşlı kadınlardan söz etmek gerekmektedir.

Kadın yoksulluğu denildiğinde; Tek ebeveynli ailelerdeki kadınlardan, Kırsal alanda yaşayan kadınlardan, Kadın mültecilerden ve sığınmacılardan, Etnik kökenli azınlık kadınlardan ve Engelli ve yaşlı kadınlardan söz etmek gerekmektedir.

Kadın yoksulluğu denildiğinde; Tek ebeveynli ailelerdeki kadınlardan, Kırsal alanda yaşayan kadınlardan, Kadın mültecilerden ve sığınmacılardan, Etnik kökenli azınlık kadınlardan ve Engelli ve yaşlı kadınlardan söz etmek gerekmektedir.

36. Soru

Cinsiyet ayrımcılığı nedir?

Cevap

Cinsiyet ayırımcılığı, genel anlamda bireylerin cinsiyetlerinden dolayı insan haklarından tümüyle yararlanmasını engelleyen sosyal açıdan yapılandırılmış cinsiyet rolleri ve normlarına dayalı olarak herhangi bir ayırıma, dışlanma ya da kısıtlamaya maruz kalmasıdır.

Cinsiyet ayırımcılığı, genel anlamda bireylerin cinsiyetlerinden dolayı insan haklarından tümüyle yararlanmasını engelleyen sosyal açıdan yapılandırılmış cinsiyet rolleri ve normlarına dayalı olarak herhangi bir ayırıma, dışlanma ya da kısıtlamaya maruz kalmasıdır.

Cinsiyet ayırımcılığı, genel anlamda bireylerin cinsiyetlerinden dolayı insan haklarından tümüyle yararlanmasını engelleyen sosyal açıdan yapılandırılmış cinsiyet rolleri ve normlarına dayalı olarak herhangi bir ayırıma, dışlanma ya da kısıtlamaya maruz kalmasıdır.

Cinsiyet ayırımcılığı, genel anlamda bireylerin cinsiyetlerinden dolayı insan haklarından tümüyle yararlanmasını engelleyen sosyal açıdan yapılandırılmış cinsiyet rolleri ve normlarına dayalı olarak herhangi bir ayırıma, dışlanma ya da kısıtlamaya maruz kalmasıdır.

Cinsiyet ayırımcılığı, genel anlamda bireylerin cinsiyetlerinden dolayı insan haklarından tümüyle yararlanmasını engelleyen sosyal açıdan yapılandırılmış cinsiyet rolleri ve normlarına dayalı olarak herhangi bir ayırıma, dışlanma ya da kısıtlamaya maruz kalmasıdır.

37. Soru

Uzun çalışma saatlerinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?

Cevap

Uzun çalışma saatleri çocukların gelişimine zarar verdiği gibi, fiziksel, duygusal, cinsel istismar riskinin artması, eğitim hayatının aksaması gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Çocukların çalışması şu anki yoksulluğun bir sonucu olduğu gibi gelecekteki yoksulluğun da nedenini oluşturmaktadır. Uzun dönemde ortaya çıkan asıl maliyet çocuklar tarafından ödenmiş olmaktadır.

Uzun çalışma saatleri çocukların gelişimine zarar verdiği gibi, fiziksel, duygusal, cinsel istismar riskinin artması, eğitim hayatının aksaması gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Çocukların çalışması şu anki yoksulluğun bir sonucu olduğu gibi gelecekteki yoksulluğun da nedenini oluşturmaktadır. Uzun dönemde ortaya çıkan asıl maliyet çocuklar tarafından ödenmiş olmaktadır.

Uzun çalışma saatleri çocukların gelişimine zarar verdiği gibi, fiziksel, duygusal, cinsel istismar riskinin artması, eğitim hayatının aksaması gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Çocukların çalışması şu anki yoksulluğun bir sonucu olduğu gibi gelecekteki yoksulluğun da nedenini oluşturmaktadır. Uzun dönemde ortaya çıkan asıl maliyet çocuklar tarafından ödenmiş olmaktadır.

Uzun çalışma saatleri çocukların gelişimine zarar verdiği gibi, fiziksel, duygusal, cinsel istismar riskinin artması, eğitim hayatının aksaması gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Çocukların çalışması şu anki yoksulluğun bir sonucu olduğu gibi gelecekteki yoksulluğun da nedenini oluşturmaktadır. Uzun dönemde ortaya çıkan asıl maliyet çocuklar tarafından ödenmiş olmaktadır.

Uzun çalışma saatleri çocukların gelişimine zarar verdiği gibi, fiziksel, duygusal, cinsel istismar riskinin artması, eğitim hayatının aksaması gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Çocukların çalışması şu anki yoksulluğun bir sonucu olduğu gibi gelecekteki yoksulluğun da nedenini oluşturmaktadır. Uzun dönemde ortaya çıkan asıl maliyet çocuklar tarafından ödenmiş olmaktadır.

38. Soru

Yoksulluğun çocuk eğitiminde engel görülen yanları nelerdir?

Cevap

Göç, parçalanmış aileler, eğitim düzeyi düşük anneler, önyargılar, geleneksel aile yapısı nedeniyle kızların okutulmaması  çocukların eğitiminin önünde engel olarak bulunmaktadır. Genellikle eğitimsiz yoksul kesim kız çocuklarını okutmamaktan yana taraf olabilmektedir. Okuyamayan kızlar yoksul çocuklar yetiştirmeye devam ederek yoksulluk döngüsü devam etmektedir.

Göç, parçalanmış aileler, eğitim düzeyi düşük anneler, önyargılar, geleneksel aile yapısı nedeniyle kızların okutulmaması  çocukların eğitiminin önünde engel olarak bulunmaktadır. Genellikle eğitimsiz yoksul kesim kız çocuklarını okutmamaktan yana taraf olabilmektedir. Okuyamayan kızlar yoksul çocuklar yetiştirmeye devam ederek yoksulluk döngüsü devam etmektedir.

Göç, parçalanmış aileler, eğitim düzeyi düşük anneler, önyargılar, geleneksel aile yapısı nedeniyle kızların okutulmaması  çocukların eğitiminin önünde engel olarak bulunmaktadır. Genellikle eğitimsiz yoksul kesim kız çocuklarını okutmamaktan yana taraf olabilmektedir. Okuyamayan kızlar yoksul çocuklar yetiştirmeye devam ederek yoksulluk döngüsü devam etmektedir.

Göç, parçalanmış aileler, eğitim düzeyi düşük anneler, önyargılar, geleneksel aile yapısı nedeniyle kızların okutulmaması  çocukların eğitiminin önünde engel olarak bulunmaktadır. Genellikle eğitimsiz yoksul kesim kız çocuklarını okutmamaktan yana taraf olabilmektedir. Okuyamayan kızlar yoksul çocuklar yetiştirmeye devam ederek yoksulluk döngüsü devam etmektedir.

Göç, parçalanmış aileler, eğitim düzeyi düşük anneler, önyargılar, geleneksel aile yapısı nedeniyle kızların okutulmaması  çocukların eğitiminin önünde engel olarak bulunmaktadır. Genellikle eğitimsiz yoksul kesim kız çocuklarını okutmamaktan yana taraf olabilmektedir. Okuyamayan kızlar yoksul çocuklar yetiştirmeye devam ederek yoksulluk döngüsü devam etmektedir.

39. Soru

Şiddet nedir?

Cevap

Şiddet, güç veya baskı uygulayarak, bir bireye ya da bir gruba kendi isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırtmak olarak tanımlanmaktadır. Belirli türden bir güç kullanımıdır; fiziksel güç kullanımının sonucu, maruz kalanın rahatsız olması, alıkonması, sertçe müdahaleye uğraması, dokunulmazlığının bozulması, onurunun kırılması, aşağılanması ya da kirletilmesidir.

Şiddet, güç veya baskı uygulayarak, bir bireye ya da bir gruba kendi isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırtmak olarak tanımlanmaktadır. Belirli türden bir güç kullanımıdır; fiziksel güç kullanımının sonucu, maruz kalanın rahatsız olması, alıkonması, sertçe müdahaleye uğraması, dokunulmazlığının bozulması, onurunun kırılması, aşağılanması ya da kirletilmesidir.

Şiddet, güç veya baskı uygulayarak, bir bireye ya da bir gruba kendi isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırtmak olarak tanımlanmaktadır. Belirli türden bir güç kullanımıdır; fiziksel güç kullanımının sonucu, maruz kalanın rahatsız olması, alıkonması, sertçe müdahaleye uğraması, dokunulmazlığının bozulması, onurunun kırılması, aşağılanması ya da kirletilmesidir.

Şiddet, güç veya baskı uygulayarak, bir bireye ya da bir gruba kendi isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırtmak olarak tanımlanmaktadır. Belirli türden bir güç kullanımıdır; fiziksel güç kullanımının sonucu, maruz kalanın rahatsız olması, alıkonması, sertçe müdahaleye uğraması, dokunulmazlığının bozulması, onurunun kırılması, aşağılanması ya da kirletilmesidir.

Şiddet, güç veya baskı uygulayarak, bir bireye ya da bir gruba kendi isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırtmak olarak tanımlanmaktadır. Belirli türden bir güç kullanımıdır; fiziksel güç kullanımının sonucu, maruz kalanın rahatsız olması, alıkonması, sertçe müdahaleye uğraması, dokunulmazlığının bozulması, onurunun kırılması, aşağılanması ya da kirletilmesidir.

40. Soru

Şiddetin türleri nelerdir?

Cevap

Şiddet söz konusu olduğunda toplumsal şiddet, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, eşler arası şiddet, çocuğa yönelik şiddet, yaşlıya yönelik şiddetten söz edebiliriz. Bireylerin maruz kaldığı şiddet; fiziksel şiddet, duygusal şiddet, ve cinsel şiddet olmak üzere 3 ana başlık altında incelenmektedir. Ayrıca şiddetin uygulandığı kişiye göre şiddet türleri farklılık göstermektedir. Ekonomik şiddet, hak istismarı, terk etme ve ihmal de şiddet türleri arasındadır.

Şiddet söz konusu olduğunda toplumsal şiddet, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, eşler arası şiddet, çocuğa yönelik şiddet, yaşlıya yönelik şiddetten söz edebiliriz. Bireylerin maruz kaldığı şiddet; fiziksel şiddet, duygusal şiddet, ve cinsel şiddet olmak üzere 3 ana başlık altında incelenmektedir. Ayrıca şiddetin uygulandığı kişiye göre şiddet türleri farklılık göstermektedir. Ekonomik şiddet, hak istismarı, terk etme ve ihmal de şiddet türleri arasındadır.

Şiddet söz konusu olduğunda toplumsal şiddet, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, eşler arası şiddet, çocuğa yönelik şiddet, yaşlıya yönelik şiddetten söz edebiliriz. Bireylerin maruz kaldığı şiddet; fiziksel şiddet, duygusal şiddet, ve cinsel şiddet olmak üzere 3 ana başlık altında incelenmektedir. Ayrıca şiddetin uygulandığı kişiye göre şiddet türleri farklılık göstermektedir. Ekonomik şiddet, hak istismarı, terk etme ve ihmal de şiddet türleri arasındadır.

Şiddet söz konusu olduğunda toplumsal şiddet, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, eşler arası şiddet, çocuğa yönelik şiddet, yaşlıya yönelik şiddetten söz edebiliriz. Bireylerin maruz kaldığı şiddet; fiziksel şiddet, duygusal şiddet, ve cinsel şiddet olmak üzere 3 ana başlık altında incelenmektedir. Ayrıca şiddetin uygulandığı kişiye göre şiddet türleri farklılık göstermektedir. Ekonomik şiddet, hak istismarı, terk etme ve ihmal de şiddet türleri arasındadır.

Şiddet söz konusu olduğunda toplumsal şiddet, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, eşler arası şiddet, çocuğa yönelik şiddet, yaşlıya yönelik şiddetten söz edebiliriz. Bireylerin maruz kaldığı şiddet; fiziksel şiddet, duygusal şiddet, ve cinsel şiddet olmak üzere 3 ana başlık altında incelenmektedir. Ayrıca şiddetin uygulandığı kişiye göre şiddet türleri farklılık göstermektedir. Ekonomik şiddet, hak istismarı, terk etme ve ihmal de şiddet türleri arasındadır.

41. Soru

Aile içi şiddet nedir?

Cevap

Aile içi şiddet bireyin yaşamını pek çok açıdan olumsuz yönde etkileyebilecek istismarın yaygın bir biçimidir ve aile içindeki bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine, duygusal baskı altına alınmasına, hatta ölüme kadar uzanan farklı durumların ortaya çıkmasına yol açan fiziksel veya herhangi bir şekilde hareket, davranım veya eylem olarak tanımlanabilir.

Aile içi şiddet bireyin yaşamını pek çok açıdan olumsuz yönde etkileyebilecek istismarın yaygın bir biçimidir ve aile içindeki bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine, duygusal baskı altına alınmasına, hatta ölüme kadar uzanan farklı durumların ortaya çıkmasına yol açan fiziksel veya herhangi bir şekilde hareket, davranım veya eylem olarak tanımlanabilir.

Aile içi şiddet bireyin yaşamını pek çok açıdan olumsuz yönde etkileyebilecek istismarın yaygın bir biçimidir ve aile içindeki bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine, duygusal baskı altına alınmasına, hatta ölüme kadar uzanan farklı durumların ortaya çıkmasına yol açan fiziksel veya herhangi bir şekilde hareket, davranım veya eylem olarak tanımlanabilir.

Aile içi şiddet bireyin yaşamını pek çok açıdan olumsuz yönde etkileyebilecek istismarın yaygın bir biçimidir ve aile içindeki bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine, duygusal baskı altına alınmasına, hatta ölüme kadar uzanan farklı durumların ortaya çıkmasına yol açan fiziksel veya herhangi bir şekilde hareket, davranım veya eylem olarak tanımlanabilir.

Aile içi şiddet bireyin yaşamını pek çok açıdan olumsuz yönde etkileyebilecek istismarın yaygın bir biçimidir ve aile içindeki bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelendirilmesine, duygusal baskı altına alınmasına, hatta ölüme kadar uzanan farklı durumların ortaya çıkmasına yol açan fiziksel veya herhangi bir şekilde hareket, davranım veya eylem olarak tanımlanabilir.

42. Soru

Aile içi şiddetin kadın üzerindeki etkisi nasıl olmaktadır?

Cevap

Kadına yönelik aile içi şiddet, kadınların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkilemekte, özgürlüklerini kısıtlamakta ve toplumsal yaşamda yer almalarını engelleyerek kadınları güçsüzleştiren, yaygın bir toplumsal sorun olarak yaşanmaktadır.

Kadına yönelik aile içi şiddet, kadınların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkilemekte, özgürlüklerini kısıtlamakta ve toplumsal yaşamda yer almalarını engelleyerek kadınları güçsüzleştiren, yaygın bir toplumsal sorun olarak yaşanmaktadır.

Kadına yönelik aile içi şiddet, kadınların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkilemekte, özgürlüklerini kısıtlamakta ve toplumsal yaşamda yer almalarını engelleyerek kadınları güçsüzleştiren, yaygın bir toplumsal sorun olarak yaşanmaktadır.

Kadına yönelik aile içi şiddet, kadınların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkilemekte, özgürlüklerini kısıtlamakta ve toplumsal yaşamda yer almalarını engelleyerek kadınları güçsüzleştiren, yaygın bir toplumsal sorun olarak yaşanmaktadır.

Kadına yönelik aile içi şiddet, kadınların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkilemekte, özgürlüklerini kısıtlamakta ve toplumsal yaşamda yer almalarını engelleyerek kadınları güçsüzleştiren, yaygın bir toplumsal sorun olarak yaşanmaktadır.

43. Soru

Kadına yönelik şiddetin türleri nelerdir?

Cevap

Kadına yönelik şiddet türleri farklı şekillerde dikkati çekmektedir: Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet ve ekonomik şiddet olarak ele alınmaktadır.

Kadına yönelik şiddet türleri farklı şekillerde dikkati çekmektedir: Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet ve ekonomik şiddet olarak ele alınmaktadır.

Kadına yönelik şiddet türleri farklı şekillerde dikkati çekmektedir: Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet ve ekonomik şiddet olarak ele alınmaktadır.

Kadına yönelik şiddet türleri farklı şekillerde dikkati çekmektedir: Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet ve ekonomik şiddet olarak ele alınmaktadır.

Kadına yönelik şiddet türleri farklı şekillerde dikkati çekmektedir: Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet ve ekonomik şiddet olarak ele alınmaktadır.

44. Soru

Çocuk ihmali nedir?

Cevap

Çocuk ihmali, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin çocuğun gelişimi için gerekli ihtiyaçları karşılamaması veya bu ihtiyaçları dikkate almaması ve çocuğa karşı en temel sorumlulukların yerine getirmemesidir.

Çocuk ihmali, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin çocuğun gelişimi için gerekli ihtiyaçları karşılamaması veya bu ihtiyaçları dikkate almaması ve çocuğa karşı en temel sorumlulukların yerine getirmemesidir.

Çocuk ihmali, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin çocuğun gelişimi için gerekli ihtiyaçları karşılamaması veya bu ihtiyaçları dikkate almaması ve çocuğa karşı en temel sorumlulukların yerine getirmemesidir.

Çocuk ihmali, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin çocuğun gelişimi için gerekli ihtiyaçları karşılamaması veya bu ihtiyaçları dikkate almaması ve çocuğa karşı en temel sorumlulukların yerine getirmemesidir.

Çocuk ihmali, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin çocuğun gelişimi için gerekli ihtiyaçları karşılamaması veya bu ihtiyaçları dikkate almaması ve çocuğa karşı en temel sorumlulukların yerine getirmemesidir.

45. Soru

Çocuk ihmali çeşitleri nelerdir?

Cevap

İhmal çeşitleri; fiziksel ihmal, duygusal ihmal, eğitim ihmali ve tıbbi ihmal olarak ele alınmaktadır.

İhmal çeşitleri; fiziksel ihmal, duygusal ihmal, eğitim ihmali ve tıbbi ihmal olarak ele alınmaktadır.

İhmal çeşitleri; fiziksel ihmal, duygusal ihmal, eğitim ihmali ve tıbbi ihmal olarak ele alınmaktadır.

İhmal çeşitleri; fiziksel ihmal, duygusal ihmal, eğitim ihmali ve tıbbi ihmal olarak ele alınmaktadır.

İhmal çeşitleri; fiziksel ihmal, duygusal ihmal, eğitim ihmali ve tıbbi ihmal olarak ele alınmaktadır.

46. Soru

Fiziksel istismarı tanımlayınız?

Cevap

Çocuğun fiziksel istismarı, “bir çocuğa karşı kasıtlı olarak kullanılan fiziksel güç sonucunda, çocuğun beden ve ruh sağlığı, yaşamı, biyopsikososyal gelişimi veya onuru açısından zararlı durumların ortaya çıkması veya çıkabilecek olması” olarak tanımlanmaktadır.

Çocuğun fiziksel istismarı, “bir çocuğa karşı kasıtlı olarak kullanılan fiziksel güç sonucunda, çocuğun beden ve ruh sağlığı, yaşamı, biyopsikososyal gelişimi veya onuru açısından zararlı durumların ortaya çıkması veya çıkabilecek olması” olarak tanımlanmaktadır.

Çocuğun fiziksel istismarı, “bir çocuğa karşı kasıtlı olarak kullanılan fiziksel güç sonucunda, çocuğun beden ve ruh sağlığı, yaşamı, biyopsikososyal gelişimi veya onuru açısından zararlı durumların ortaya çıkması veya çıkabilecek olması” olarak tanımlanmaktadır.

Çocuğun fiziksel istismarı, “bir çocuğa karşı kasıtlı olarak kullanılan fiziksel güç sonucunda, çocuğun beden ve ruh sağlığı, yaşamı, biyopsikososyal gelişimi veya onuru açısından zararlı durumların ortaya çıkması veya çıkabilecek olması” olarak tanımlanmaktadır.

Çocuğun fiziksel istismarı, “bir çocuğa karşı kasıtlı olarak kullanılan fiziksel güç sonucunda, çocuğun beden ve ruh sağlığı, yaşamı, biyopsikososyal gelişimi veya onuru açısından zararlı durumların ortaya çıkması veya çıkabilecek olması” olarak tanımlanmaktadır.

47. Soru

Bir kardeşin diğer kardeşine kasıtlı olarak ya da istemeden alay edici ve rahatsız edici davranışlarda bulunması hangi istismar türüne girmektedir?

Bir kardeşin diğer kardeşine kasıtlı olarak ya da istemeden alay edici ve rahatsız edici davranışlarda bulunması hangi istismar türüne girmektedir?

Bir kardeşin diğer kardeşine kasıtlı olarak ya da istemeden alay edici ve rahatsız edici davranışlarda bulunması hangi istismar türüne girmektedir?

Bir kardeşin diğer kardeşine kasıtlı olarak ya da istemeden alay edici ve rahatsız edici davranışlarda bulunması hangi istismar türüne girmektedir?

Bir kardeşin diğer kardeşine kasıtlı olarak ya da istemeden alay edici ve rahatsız edici davranışlarda bulunması hangi istismar türüne girmektedir?

Cevap

Kardeşe yönelik duygusal istismar türüdür.

48. Soru

Yaşlı ihmal ve istismar çeşitleri nelerdir?

Cevap

Yaşlı istismarı ve ihmali 6 şekilde ortaya çıkmaktadır. Fiziksel istismar, duygusal/psikolojik istismar, cinsel istismar, ekonomik ve hak istismarı, terk edilme ve ihmal.

Yaşlı istismarı ve ihmali 6 şekilde ortaya çıkmaktadır. Fiziksel istismar, duygusal/psikolojik istismar, cinsel istismar, ekonomik ve hak istismarı, terk edilme ve ihmal.

Yaşlı istismarı ve ihmali 6 şekilde ortaya çıkmaktadır. Fiziksel istismar, duygusal/psikolojik istismar, cinsel istismar, ekonomik ve hak istismarı, terk edilme ve ihmal.

Yaşlı istismarı ve ihmali 6 şekilde ortaya çıkmaktadır. Fiziksel istismar, duygusal/psikolojik istismar, cinsel istismar, ekonomik ve hak istismarı, terk edilme ve ihmal.

Yaşlı istismarı ve ihmali 6 şekilde ortaya çıkmaktadır. Fiziksel istismar, duygusal/psikolojik istismar, cinsel istismar, ekonomik ve hak istismarı, terk edilme ve ihmal.

49. Soru

Dışlanmış gruplar kimler olarak nitelendirilmektedir?

Cevap

Zihinsel ve fiziksel engelliler, Suç işleyenler, Hasta ve bakıma muhtaç yaşlılar, İstismar edilen çocuklar, Uyuşturucu madde bağımlıları, İntihara eğilimli insanlar, Yalnız ebeveynler, Problemli aileler, Marjinal ve asosyal insanlar,  ve Diğer sosyal uyumsuzluk içindeki insanlar olarak nitelendirmiştir.

Zihinsel ve fiziksel engelliler, Suç işleyenler, Hasta ve bakıma muhtaç yaşlılar, İstismar edilen çocuklar, Uyuşturucu madde bağımlıları, İntihara eğilimli insanlar, Yalnız ebeveynler, Problemli aileler, Marjinal ve asosyal insanlar,  ve Diğer sosyal uyumsuzluk içindeki insanlar olarak nitelendirmiştir.

Zihinsel ve fiziksel engelliler, Suç işleyenler, Hasta ve bakıma muhtaç yaşlılar, İstismar edilen çocuklar, Uyuşturucu madde bağımlıları, İntihara eğilimli insanlar, Yalnız ebeveynler, Problemli aileler, Marjinal ve asosyal insanlar,  ve Diğer sosyal uyumsuzluk içindeki insanlar olarak nitelendirmiştir.

Zihinsel ve fiziksel engelliler, Suç işleyenler, Hasta ve bakıma muhtaç yaşlılar, İstismar edilen çocuklar, Uyuşturucu madde bağımlıları, İntihara eğilimli insanlar, Yalnız ebeveynler, Problemli aileler, Marjinal ve asosyal insanlar,  ve Diğer sosyal uyumsuzluk içindeki insanlar olarak nitelendirmiştir.

Zihinsel ve fiziksel engelliler, Suç işleyenler, Hasta ve bakıma muhtaç yaşlılar, İstismar edilen çocuklar, Uyuşturucu madde bağımlıları, İntihara eğilimli insanlar, Yalnız ebeveynler, Problemli aileler, Marjinal ve asosyal insanlar,  ve Diğer sosyal uyumsuzluk içindeki insanlar olarak nitelendirmiştir.

50. Soru

İhtiyaçlara ait hiyerarşi basamaklarını yazınız.

İhtiyaçlara ait hiyerarşi basamaklarını yazınız.

İhtiyaçlara ait hiyerarşi basamaklarını yazınız.

İhtiyaçlara ait hiyerarşi basamaklarını yazınız.

İhtiyaçlara ait hiyerarşi basamaklarını yazınız.

Cevap

Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk, oksijen, uyku ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar.

Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma,emniyette, güvende hissetme.

Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam gibi ihtiyaçlar.  

Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma ihtiyacı.

Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık, potansiyellerini ortaya koyabilme.

Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk, oksijen, uyku ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar.

Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma,emniyette, güvende hissetme.

Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam gibi ihtiyaçlar.  

Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma ihtiyacı.

Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık, potansiyellerini ortaya koyabilme.

Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk, oksijen, uyku ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar.

Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma,emniyette, güvende hissetme.

Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam gibi ihtiyaçlar.  

Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma ihtiyacı.

Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık, potansiyellerini ortaya koyabilme.

Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk, oksijen, uyku ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar.

Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma,emniyette, güvende hissetme.

Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam gibi ihtiyaçlar.  

Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma ihtiyacı.

Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık, potansiyellerini ortaya koyabilme.

Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk, oksijen, uyku ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar.

Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma,emniyette, güvende hissetme.

Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam gibi ihtiyaçlar.  

Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma ihtiyacı.

Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık, potansiyellerini ortaya koyabilme.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.