Açıköğretim Ders Notları

Afet Yönetimi 1 Dersi 3. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Afet Yönetimi 1 Dersi 3. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Zarar Azaltma Aşamasında Yapılması Gereken Çalışmalar Ve Uygulama Örnekleri

Giriş

Zarar azaltma aşamasında uygulanacak planlar, yöntem ve stratejiler uzun vadeli ve çok disiplinli çalışmaları gerektirmektedir. Zarar azaltma yaklaşımlarını uygulamaya geçirebilmek için öncesinde ulusal ve uluslararası ölçekte politika ve stratejilerin geliştirilmiş, yönetsel, yargısal ve hukuksal altyapının kurulmuş olması gerekir.

Zarar Azaltma Çalışmaları

Afet olaylarının insan yaşamı ve çevre üzerindeki can ve mal kaybı ile çevresel bozulma riskleri doğrudan tehlikenin kendisi, toplumun maruziyet (etkilenebilirlik) düzeyi ve dirençsizlik düzeylerine bağlıdır. Bu üç etkenin her birinin ayrı ayrı veya birlikte artışı afetin şiddetini ve etkisini de aynı oranda artıracaktır. Afeti oluşturan temel etmen doğa (deprem gibi) ya da insan kaynaklı (çatışma gibi) olayın kendisidir. Bununla birlikte afet olayına maruz kalma durumu farklı toplumlar ve farklı fiziksel çevreler üzerinde değişen seviyelerde olabilmektedir. Örneğin büyük oranda deprem tehlikesi taşıyan bir coğrafyada yer alan ülkemizde yerleşim alanlarının büyük çoğunluğu bu tehlike ile karşı karşıyadır. Ancak depremi oluşturan fay hatlarına uzaklık açısından maruziyet (etkilenme) seviyesi değişmektedir. Bununla birlikte toplumun dirençsizlikleri (depreme dayanıklı olmayan binalar gibi) söz konusu diğer etmenlerin şiddetini ve etki alanını büyütmektedir

Zarar Azaltma Aşamasında Uluslararası Politika Yaklaşımları

Uluslararası alanda afet zararlarını azaltmak için yeni politika ve stratejiler geliştirme yaklaşımı ile birlikte temel hedef, ilginin afet sonrasından afet öncesine yani zarar azaltma aşamasına çekilmesi olmuştur. Bu yolla, afet öncesi alınacak önlemler ve toplumsal dirençliliğin arttırılması, afet sonrasında ise karşı karşıya kalınması muhtemel yıkımın bilançosunun uzun dönemde azaltılması hedeflenmektedir.

Zarar Azaltmanın Temel Uygulama Alanları

Zarar azaltma uygulamalarının önem kazandığı yeni stratejinin tartışıldığı uluslararası organizasyon ve çalışmaların ortak noktalarını beş temel başlık altında toplamak mümkün olacaktır

  • Güçlü bir kurumsal yapı oluşturularak, afet risklerinin ve zararlarının azaltılmasının ulusal ve yerel öncelik haline getirilmesinin sağlanması.
  • Afet risklerinin tanımlanması, değerlendirilmesi, izlenmesi ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi yolu ile zarar azaltma çalışmalarının organize edilmesi.
  • Zarar azaltma anlayışının toplumsal düzeyde yerleşmesi için her düzeyde dirençlilik ve güvenlik kültürünün inşa edilmesi amaçlı eğitim, yenilik ve bilgi üretilmesi ve kullanılması.
  • Risk faktörlerinin arkasındaki nedenlerin azaltılması yolu ile zarar azaltma çalışmalarının temel prensibinin gerçekleştirilmesi.
  • Zarar azaltma uygulamalarının sürdürülebilir ve başarılı olması için afetlere her düzeyde etkin cevap verebilen kapasiteyi oluşturacak afet hazırlıklarının güçlendirilmesi.

Kentsel Alanlarda Zarar Azaltma Yaklaşımları

Kentsel alanlarda oluşabilecek afetler karşısında toplumun ve kurumların dirençliliğini arttıracak, dolayısıyla afet zararlarını azaltabilecek çalışmaların en başında afet risklerinin analizi gelmektedir. Bu analiz çalışması üç bileşen üzerinden yürütülmektedir.

  • Fiziksel çevre bileşenleri
  • Sosyokültürel çevre bileşenleri
  • Yönetsel ve hukuksal bileşenlerdir.

Fiziksel Çevre Bileşenleri

Fiziksel çevre bileşenlerinin başında “ulaşım ve erişilebilirlik” ölçütü gelmektedir. Bu ölçüt aynı zamanda yerleşmenin risk analizinin bileşenlerinden birisidir. Yerleşmenin afetlere karşı risk değerlendirmesinde mevcut yolların kapasitesi (trafik yoğunluğu, yönü, ulaşılabilirliği, yan ve ikincil yollar ile bağlantısı gibi) “acil ulaşım planları”nın oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. Böylelikle yerleşim alanlarının acil durumlarda tahliye güzergahları ile alternatif tahliye yolları ve acil yardımların ulaşabileceği güzergahlar belirlenebilir.

Hem yapısal hem de yapısal olmayan zarar azaltma önlemleri ve faaliyetleri aynı derecede öneme sahip, birlikte düşünülmesi ve uygulanması gereken çalışmalardır.

Yerleşim yerlerinde (kent ve kırsal alanlarda) binalara ait alt ve üst yapının fiziksel bileşenleri ile ilgili kamu yönetimlerinin ve kamu yöneticilerinin kolaylıkla ulaşabilecekleri veriler aşağıdaki gibidir.

  • Kentsel alt yapı durumu (su, kanalizasyon, drenaj, doğal gaz, haberleşme, elektrik, yangın suyu, vb.)
  • Binaların imar durumu (kat yükseklikleri, işlevler, yol genişlikleri),
  • Bina yoğunlukları (kişi/hektar)
  • Yerleşmedeki kritik binalar,
  • Bina işlevlerinin mekânsal dağılımı,
  • Binaların tarihsel niteliği,
  • Binaların yaşı ve yıpranmışlığı,
  • Arazi ve bina mülkiyeti.

Oluşturulacak veya güçlendirilmesi gereken yerlerde gerekli müdahalelerin yapılmasına ihtiyaç duyulan yönetsel ve hukuksal bileşenler gerek fiziksel bileşenleri gerekse sosyokültürel bileşenleri destekleyen en önemli bileşen grubudur. Bu bileşenleri genel olarak şu şekilde sıralamak mümkündür;

  • Yönetselyapılanma (merkezi ve yerel yöneticilerin takip etmesi ve bilmesi gerekli hiyerarşik ve eşgüdüm içerisinde çalışan sistem ve bu sisteme ait tüm alt sistemler, birimler ve gruplar)
  • Kanunlar ve yönetmelikler (hem yöneticileri hem özel sektörü hem de sivil toplumu yönlendiren, uyulması gereken mevzuat)
  • Olay komuta sistemi ve sorumluluklar (acil durum ve müdahale operasyonlarını yürütecek yönetici ve gruplar ile uymaları gerekli mevzuat)
  • Zarar azaltma faaliyetlerine yaygın katılım (özellikle yerel toplulukların, toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının katılımını destekleyecek, yönlendirecek ve yürütecek teknik, idari ve hukuksal mekanizma ve araçlar)
  • zarar azaltma faaliyetleri için yaygın eğitim (eğitimin toplum tabanlı olabilmesi ve yaygın bir biçimde eğitim, bilinçlendirme vb. faaliyetler yapılabilmesi için her türlü strateji ve yaklaşımın oluşturulması ve geliştirilmesi amaçlı yapılacak faaliyetler).

Zarar azaltma sürecinde belirlenmesi gereken acil durum faaliyetleri şu şekilde belirlenebilir:

  • Ana tahliye (itfaiye, ambulans ve diğer acil durum araçlarının geçebileceği ve afetten etkilenen bölgelere erişebileceği) güzergahların belirlenmesi
  • İkincil (afetten etkilenen bölgelerde bulunanların tahliyesi, açık veya kapalı toplanma alanlarına ulaşımı ve bu bölgelere özellikle gönüllü ve sivil toplum kuruluşlarından ulaşabilecek yardımların diğer yardım ve erişim güzergahlarını engellemeden, kapatmadan ulaşabilmesi için kullanılabilecek) güzergahların belirlenmesi
  • Gece yoğun kullanımda olan alanlara ulaşım olasılıklarının değerlendirilmesi,
  • Alternatif tahliye alanlarının belirlenmesi.

Kentler İçin Zarar Azaltma Planları

Kentler için zarar azaltma planlarının yapılmasında geniş, kapsamlı ve bütüncül bir bakış açısı ile birçok sektörü ilgilendiren fiziki planlar yapılmalıdır. Bu anlamda, fiziksel planlama, güvenli kentler oluşturulmasına yönelik zarar azaltma çalışmaları için temel adımların başında gelmektedir.

Zarar azaltma yöntemi olarak fiziksel planlamanın faydaları şu şekilde ifade edilebilir:

  • Potansiyel riski azaltmak
  • Afetlerin sonuçlarını hafifletmek
  • İkincil tehlikelerin oluşumunu engellemek
  • Afetlerin etkilerini (ve etki alanını) sınırlamak,
  • Müdahaleyi kolaylaştırmak,
  • Acil yardım aşamasında gerekli olan yaşamsal faaliyetleri ve bunların sürdürülebilirliğini düzenlemek,
  • İyileştirme aşamasında normal yaşama dönüşü hızlandırmak ve kolaylaştırmak.

Kentsel alanlarda hazırlanacak zarar azaltma planlarının temel hedefi afet riskini en aza indirmek olmakla birlikte, aynı zamanda, afet durumunda süratli ve bilinçli müdahale ile afeti en az kayıpla (mal ve can) atlatmak, iyileştirme aşamasında ise hızlı bir biçimde normal yaşama dönüşü sağlamak için de önemli katkılar sunmaktadır.

Hızla büyüyen ve kontrolsüz bir biçimde yapılaşabilen kentsel alanlarda birçok afet tehlikesi için zarar azaltma plan ve stratejileri geliştirilmelidir. Örneğin, son yıllarda kontrolsüz ve sağlıksız büyüyen yapı stoklarının bulunduğu kentsel alanlarda yaşanan ani ve şiddetli yağışlar neticesinde seller oluşmakta ve bu seller afete dönüşerek hem can hem de mal kayıplarına neden olmaktadır.

Artış eğiliminde olan kentsel sel olayları karşısında, altyapının (sel suyu tahliye kanalları, mazgallar, rogarlar vb.) güçlendirilmesi veya yeniden yapılandırılması, binaların ve yolların sel sularının etkisini arttırmayacak şekilde planlanması, yeşil alanların ve doğal yapının korunması, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi vb. zarar azaltma faaliyetleri ile ortaya çıkması muhtemel tehlike ve risklerin azaltılmasına çalışılmalıdır.

Zarar Azaltma Araçları

Sigorta

Zarar azaltma yaklaşımlarında gerek afet öncesi gerekse afet sonrası uygulanacak planlama ve stratejik çalışmalarda finans kaynaklarının oluşturulması, toplulukların zarar azaltma sürecine dahil olmaları ve afet zararlarını azaltma konusunda bilinçlendirilmeleri gerektiği aktarılmıştır. Hem fiziksel hem sosyo-kültürel hem de yönetsel çevre bileşenlerini başarı ile yürütebilmek açısından sigorta sistemi uygulamalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılarını ve yaşam alanlarını afetler karşısında sigorta faaliyetleri kapsamına alan bireyler ve kurumlar afet sonrası ortaya çıkabilecek maliyetler konusunda bir finansal kaynak oluşturmuş olurlar. Bu kaynak aynı zamanda riskin paylaşılması ve aktarılması anlamında da önemli bir uygulama olacaktır.

Mevzuat

Özellikle İmar Kanunu, Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, Yapı Denetim Kanunu, Çevre Kanunu, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, Belediye Kanunu, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, Plansız Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, İl Özel İdaresi Kanunu, Kıyı Kanunu, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği gibi birçok kanun ve yönetmelik sağlıklı ve afetlere dirençli, sürdürülebilir kentsel gelişim kriterlerini ve hem afet öncesi hem de afet sonrası yapılması gerekli zarar azaltma faaliyetlerini düzenlemektedirler

Yapıların Denetimi

Doğal veya insan kaynaklı olayların afete dönüşmesinde temel etken yapıların dirençsiz olmasıdır. Bu sebeple yapıların sağlık ve fen şartlarına göre düzgün, mevzuata uygun, afet tehlike ve risklerini gözönüne alan, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir kentleşme ideali ile aynı paralelde inşa edilmesi gerekir. Hem altyapı hem de üst yapının afetlere dirençli şekilde oluşturulabilmeleri için de zarar azaltma faaliyetlerinin önemli bir aracı olan yapı denetimi sistemi doğru uygulanabilmelidir.

Veri Tabanı Oluşturulması

Genel olarak Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) içinde üretilen ve kullanılan farklı veri tabanları bütünleşik tehlike haritaları üreterek zarar azaltma çalışmalarında hem merkezi hem de yerel yönetimlere önemli referanslar sağlamaktadır. Tehlikelerin belirlenmesine yönelik CBS veri tabanı başlıca dört ana gruba ayrılabilir.

  1. Jeolojik Veri Tabanı=Jeolojik haritalama, neotektonik veriler, deprem kaynaklarının belirlenmesi (diri faylar) ve paleosismoloji, şiddet belirlemeye yönelik deprem senaryoları
  2. Sismolojik veri tabanı=Ulusal sismik ağ
  3. Jeodezik veri tabanı=Ulusal GPS Ağı
  4. Fırtına ve Hidro-meteorolojik Veri Bankası

Deprem, sel, fırtına gibi doğa kaynaklı afetler ile ilgili oluşturulacak gözleme, veri toplama ve erken uyarı sistemleri hem afet öncesi zarar azaltma süreçlerine bilgi aktarmada hem de afet anında gerekli olan bilginin ilgili kurum ve kuruluşlara ulaştırılmasında önemli katkılar sunabilecektir.

Zarar Azaltmayı Başarabilmek

Planlama çalışmaları zarar azaltma aşamasının en önemli ayağını oluşturmaktadır. Hazırlanacak planların kapsamı, geçerliliği, uygulanabilirliği ve başka diğer faktörler planın başarısı için belirleyici olacaktır. Başarılı bir planın hazırlanması için bazı kriterlerin yerine getirilmesi gerekir.

Zarar Azaltma Planı İçin Kapasite Oluşturma: Özgün bir yapıda olmalı, başka ülke veya bölgelerden kopyalanmış planlar olmamalı, yerel özellikler ve planın hazırlanacağı bölge ve yerleşimlerin afet profili gerçekçi bir biçimde ortaya konulmalı, bu bölgeye özel değerler (iklim, topografya, fiziksel ve doğal çevre, ekonomik yapı, sosyokültürel özellikler vb.) göz önüne alınmalıdır

Zarar Azaltma Planı Katılımcıları ve Paydaşları: Yerel özelliklerin de dikkate alınacağından yola çıkılarak, özellikle hazırlık sürecinde geniş katılımlı ve çok paydaşlı bir yaklaşım oluşturulmalı, sivil toplum, kamu, özel sektör, üniversite ve diğer araştırma kurumları-yerel yönetimler gibi birçok tarafın katılımı sağlanmalı, birlikte tartışılarak ve geliştirilerek plan oluşturulmalıdır.

Zarar Azaltma Planı ve Stratejileri İçin Değerlendirme Ölçütü Oluşturma: Ana planın misyonunu oluşturan temel amaçların başarılabilmesi için stratejiler belirlenmelidir. Her bir temel amacın sırası ile gerçekleştirilmesine yönelik bu stratejilerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için gerek stratejinin uygulanması öncesi gerekse uygulama sonrası değerlendirme ölçütleri oluşturulmalıdır.

Zarar Azaltma Planı İçin Kurumlar Arası Koordinasyon Oluşturma: Plan ve stratejilerin hem oluşturulması hem de uygulanması aşamalarında farklı kurum ve kuruluşların farklı düzeylerde işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu işbirliğini koordineli bir biçimde yürütmek ve oluşturulacak koordinasyonun sürekliliğinin sağlanması plan ve stratejilerin başarılmasında son derece önemli bir faktördür.

Zarar Azaltma Planı İçin Kaynak Oluşturulması: Her tür plan ve uygulama yaklaşımları için başta ekonomik ya da finansal olmak üzere çeşitli kaynaklar oluşturulması gerekmektedir. Bu kaynakların oluşturulması yanında etkin kullanımı da aynı derecede önemlidir. Özellikle geçici ya da günü kurtarma odaklı yatırımlar için kullanılacak kaynakların boşa harcanacağı unutulmamalıdır. Kimi zarar azaltma yatırımları çok düşük finansal kaynaklar ile de başarılabilmektedir. Unutulmaması gereken bir konu da, afet sonrası müdahale ve iyileştirme için harcanması gerekecek kaynakların çok daha azı ile zarar azaltma yatırımları yapılabileceği ve bu yatırımların olası hasarları ve afetlerin maliyetlerini oldukça büyük oranda düşürebileceğidir. Bununla birlikte kimi sanayi ve şehirleşme yatırımları da afet risklerini arttırmakta, dolayısıyla afet sonrası ortaya çıkabilecek maliyetin de oranını büyütmektedir. Bu sebeple sanayi ve şehirleşme için yapılacak yatırımların afet risklerini arttırmayacak biçimde planlanması aslında kendi başına önemli bir zarar azaltma yaklaşımıdır.

Zarar Azaltma Plan Sürecinin Paylaşılması: Planlama ve uygulama süreçlerinin tüm katılımcılar ve toplum ile paylaşılması, sürecin şeffaflığı ve güvenilirliği için de son derece faydalı olacaktır.

Zarar Azaltma Plan Sürecinin Kayıt Altına Alınması ve Arşivlenmesi: Yapılan çalışmaların her aşamasının düzenli ve doğru bir biçimde kaydedilmesi hem geri dönüşler açısından hem de plan ve stratejileri değerlendirecek ölçütlerin oluşturulmasında ve kullanılmasında önemli veriler sağlayacaktır. Plan ve stratejilerin her aşamasında geri dönüşler yapılabileceği ve ortaya çıkan ya da çıkması muhtemel aksaklıklar ile ilgili çeşitli düzeltme ve değişiklikler yapılabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Bu geri dönüşler ile yapılan çalışmalar aynı zamanda farklı aşamalarda test de edilmiş olmaktadır. Bu süreçlerin sağlıklı yürütülebilmesi için de yapılan tüm çalışmaların arşivlenmesi oldukça büyük katkı sağlayacaktır.

Giriş

Zarar azaltma aşamasında uygulanacak planlar, yöntem ve stratejiler uzun vadeli ve çok disiplinli çalışmaları gerektirmektedir. Zarar azaltma yaklaşımlarını uygulamaya geçirebilmek için öncesinde ulusal ve uluslararası ölçekte politika ve stratejilerin geliştirilmiş, yönetsel, yargısal ve hukuksal altyapının kurulmuş olması gerekir.

Zarar Azaltma Çalışmaları

Afet olaylarının insan yaşamı ve çevre üzerindeki can ve mal kaybı ile çevresel bozulma riskleri doğrudan tehlikenin kendisi, toplumun maruziyet (etkilenebilirlik) düzeyi ve dirençsizlik düzeylerine bağlıdır. Bu üç etkenin her birinin ayrı ayrı veya birlikte artışı afetin şiddetini ve etkisini de aynı oranda artıracaktır. Afeti oluşturan temel etmen doğa (deprem gibi) ya da insan kaynaklı (çatışma gibi) olayın kendisidir. Bununla birlikte afet olayına maruz kalma durumu farklı toplumlar ve farklı fiziksel çevreler üzerinde değişen seviyelerde olabilmektedir. Örneğin büyük oranda deprem tehlikesi taşıyan bir coğrafyada yer alan ülkemizde yerleşim alanlarının büyük çoğunluğu bu tehlike ile karşı karşıyadır. Ancak depremi oluşturan fay hatlarına uzaklık açısından maruziyet (etkilenme) seviyesi değişmektedir. Bununla birlikte toplumun dirençsizlikleri (depreme dayanıklı olmayan binalar gibi) söz konusu diğer etmenlerin şiddetini ve etki alanını büyütmektedir

Zarar Azaltma Aşamasında Uluslararası Politika Yaklaşımları

Uluslararası alanda afet zararlarını azaltmak için yeni politika ve stratejiler geliştirme yaklaşımı ile birlikte temel hedef, ilginin afet sonrasından afet öncesine yani zarar azaltma aşamasına çekilmesi olmuştur. Bu yolla, afet öncesi alınacak önlemler ve toplumsal dirençliliğin arttırılması, afet sonrasında ise karşı karşıya kalınması muhtemel yıkımın bilançosunun uzun dönemde azaltılması hedeflenmektedir.

Zarar Azaltmanın Temel Uygulama Alanları

Zarar azaltma uygulamalarının önem kazandığı yeni stratejinin tartışıldığı uluslararası organizasyon ve çalışmaların ortak noktalarını beş temel başlık altında toplamak mümkün olacaktır

  • Güçlü bir kurumsal yapı oluşturularak, afet risklerinin ve zararlarının azaltılmasının ulusal ve yerel öncelik haline getirilmesinin sağlanması.
  • Afet risklerinin tanımlanması, değerlendirilmesi, izlenmesi ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi yolu ile zarar azaltma çalışmalarının organize edilmesi.
  • Zarar azaltma anlayışının toplumsal düzeyde yerleşmesi için her düzeyde dirençlilik ve güvenlik kültürünün inşa edilmesi amaçlı eğitim, yenilik ve bilgi üretilmesi ve kullanılması.
  • Risk faktörlerinin arkasındaki nedenlerin azaltılması yolu ile zarar azaltma çalışmalarının temel prensibinin gerçekleştirilmesi.
  • Zarar azaltma uygulamalarının sürdürülebilir ve başarılı olması için afetlere her düzeyde etkin cevap verebilen kapasiteyi oluşturacak afet hazırlıklarının güçlendirilmesi.

Kentsel Alanlarda Zarar Azaltma Yaklaşımları

Kentsel alanlarda oluşabilecek afetler karşısında toplumun ve kurumların dirençliliğini arttıracak, dolayısıyla afet zararlarını azaltabilecek çalışmaların en başında afet risklerinin analizi gelmektedir. Bu analiz çalışması üç bileşen üzerinden yürütülmektedir.

  • Fiziksel çevre bileşenleri
  • Sosyokültürel çevre bileşenleri
  • Yönetsel ve hukuksal bileşenlerdir.

Fiziksel Çevre Bileşenleri

Fiziksel çevre bileşenlerinin başında “ulaşım ve erişilebilirlik” ölçütü gelmektedir. Bu ölçüt aynı zamanda yerleşmenin risk analizinin bileşenlerinden birisidir. Yerleşmenin afetlere karşı risk değerlendirmesinde mevcut yolların kapasitesi (trafik yoğunluğu, yönü, ulaşılabilirliği, yan ve ikincil yollar ile bağlantısı gibi) “acil ulaşım planları”nın oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. Böylelikle yerleşim alanlarının acil durumlarda tahliye güzergahları ile alternatif tahliye yolları ve acil yardımların ulaşabileceği güzergahlar belirlenebilir.

Hem yapısal hem de yapısal olmayan zarar azaltma önlemleri ve faaliyetleri aynı derecede öneme sahip, birlikte düşünülmesi ve uygulanması gereken çalışmalardır.

Yerleşim yerlerinde (kent ve kırsal alanlarda) binalara ait alt ve üst yapının fiziksel bileşenleri ile ilgili kamu yönetimlerinin ve kamu yöneticilerinin kolaylıkla ulaşabilecekleri veriler aşağıdaki gibidir.

  • Kentsel alt yapı durumu (su, kanalizasyon, drenaj, doğal gaz, haberleşme, elektrik, yangın suyu, vb.)
  • Binaların imar durumu (kat yükseklikleri, işlevler, yol genişlikleri),
  • Bina yoğunlukları (kişi/hektar)
  • Yerleşmedeki kritik binalar,
  • Bina işlevlerinin mekânsal dağılımı,
  • Binaların tarihsel niteliği,
  • Binaların yaşı ve yıpranmışlığı,
  • Arazi ve bina mülkiyeti.

Oluşturulacak veya güçlendirilmesi gereken yerlerde gerekli müdahalelerin yapılmasına ihtiyaç duyulan yönetsel ve hukuksal bileşenler gerek fiziksel bileşenleri gerekse sosyokültürel bileşenleri destekleyen en önemli bileşen grubudur. Bu bileşenleri genel olarak şu şekilde sıralamak mümkündür;

  • Yönetselyapılanma (merkezi ve yerel yöneticilerin takip etmesi ve bilmesi gerekli hiyerarşik ve eşgüdüm içerisinde çalışan sistem ve bu sisteme ait tüm alt sistemler, birimler ve gruplar)
  • Kanunlar ve yönetmelikler (hem yöneticileri hem özel sektörü hem de sivil toplumu yönlendiren, uyulması gereken mevzuat)
  • Olay komuta sistemi ve sorumluluklar (acil durum ve müdahale operasyonlarını yürütecek yönetici ve gruplar ile uymaları gerekli mevzuat)
  • Zarar azaltma faaliyetlerine yaygın katılım (özellikle yerel toplulukların, toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının katılımını destekleyecek, yönlendirecek ve yürütecek teknik, idari ve hukuksal mekanizma ve araçlar)
  • zarar azaltma faaliyetleri için yaygın eğitim (eğitimin toplum tabanlı olabilmesi ve yaygın bir biçimde eğitim, bilinçlendirme vb. faaliyetler yapılabilmesi için her türlü strateji ve yaklaşımın oluşturulması ve geliştirilmesi amaçlı yapılacak faaliyetler).

Zarar azaltma sürecinde belirlenmesi gereken acil durum faaliyetleri şu şekilde belirlenebilir:

  • Ana tahliye (itfaiye, ambulans ve diğer acil durum araçlarının geçebileceği ve afetten etkilenen bölgelere erişebileceği) güzergahların belirlenmesi
  • İkincil (afetten etkilenen bölgelerde bulunanların tahliyesi, açık veya kapalı toplanma alanlarına ulaşımı ve bu bölgelere özellikle gönüllü ve sivil toplum kuruluşlarından ulaşabilecek yardımların diğer yardım ve erişim güzergahlarını engellemeden, kapatmadan ulaşabilmesi için kullanılabilecek) güzergahların belirlenmesi
  • Gece yoğun kullanımda olan alanlara ulaşım olasılıklarının değerlendirilmesi,
  • Alternatif tahliye alanlarının belirlenmesi.

Kentler İçin Zarar Azaltma Planları

Kentler için zarar azaltma planlarının yapılmasında geniş, kapsamlı ve bütüncül bir bakış açısı ile birçok sektörü ilgilendiren fiziki planlar yapılmalıdır. Bu anlamda, fiziksel planlama, güvenli kentler oluşturulmasına yönelik zarar azaltma çalışmaları için temel adımların başında gelmektedir.

Zarar azaltma yöntemi olarak fiziksel planlamanın faydaları şu şekilde ifade edilebilir:

  • Potansiyel riski azaltmak
  • Afetlerin sonuçlarını hafifletmek
  • İkincil tehlikelerin oluşumunu engellemek
  • Afetlerin etkilerini (ve etki alanını) sınırlamak,
  • Müdahaleyi kolaylaştırmak,
  • Acil yardım aşamasında gerekli olan yaşamsal faaliyetleri ve bunların sürdürülebilirliğini düzenlemek,
  • İyileştirme aşamasında normal yaşama dönüşü hızlandırmak ve kolaylaştırmak.

Kentsel alanlarda hazırlanacak zarar azaltma planlarının temel hedefi afet riskini en aza indirmek olmakla birlikte, aynı zamanda, afet durumunda süratli ve bilinçli müdahale ile afeti en az kayıpla (mal ve can) atlatmak, iyileştirme aşamasında ise hızlı bir biçimde normal yaşama dönüşü sağlamak için de önemli katkılar sunmaktadır.

Hızla büyüyen ve kontrolsüz bir biçimde yapılaşabilen kentsel alanlarda birçok afet tehlikesi için zarar azaltma plan ve stratejileri geliştirilmelidir. Örneğin, son yıllarda kontrolsüz ve sağlıksız büyüyen yapı stoklarının bulunduğu kentsel alanlarda yaşanan ani ve şiddetli yağışlar neticesinde seller oluşmakta ve bu seller afete dönüşerek hem can hem de mal kayıplarına neden olmaktadır.

Artış eğiliminde olan kentsel sel olayları karşısında, altyapının (sel suyu tahliye kanalları, mazgallar, rogarlar vb.) güçlendirilmesi veya yeniden yapılandırılması, binaların ve yolların sel sularının etkisini arttırmayacak şekilde planlanması, yeşil alanların ve doğal yapının korunması, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi vb. zarar azaltma faaliyetleri ile ortaya çıkması muhtemel tehlike ve risklerin azaltılmasına çalışılmalıdır.

Zarar Azaltma Araçları

Sigorta

Zarar azaltma yaklaşımlarında gerek afet öncesi gerekse afet sonrası uygulanacak planlama ve stratejik çalışmalarda finans kaynaklarının oluşturulması, toplulukların zarar azaltma sürecine dahil olmaları ve afet zararlarını azaltma konusunda bilinçlendirilmeleri gerektiği aktarılmıştır. Hem fiziksel hem sosyo-kültürel hem de yönetsel çevre bileşenlerini başarı ile yürütebilmek açısından sigorta sistemi uygulamalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılarını ve yaşam alanlarını afetler karşısında sigorta faaliyetleri kapsamına alan bireyler ve kurumlar afet sonrası ortaya çıkabilecek maliyetler konusunda bir finansal kaynak oluşturmuş olurlar. Bu kaynak aynı zamanda riskin paylaşılması ve aktarılması anlamında da önemli bir uygulama olacaktır.

Mevzuat

Özellikle İmar Kanunu, Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, Yapı Denetim Kanunu, Çevre Kanunu, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, Belediye Kanunu, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, Plansız Alanlar Tip İmar Yönetmeliği, İl Özel İdaresi Kanunu, Kıyı Kanunu, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği gibi birçok kanun ve yönetmelik sağlıklı ve afetlere dirençli, sürdürülebilir kentsel gelişim kriterlerini ve hem afet öncesi hem de afet sonrası yapılması gerekli zarar azaltma faaliyetlerini düzenlemektedirler

Yapıların Denetimi

Doğal veya insan kaynaklı olayların afete dönüşmesinde temel etken yapıların dirençsiz olmasıdır. Bu sebeple yapıların sağlık ve fen şartlarına göre düzgün, mevzuata uygun, afet tehlike ve risklerini gözönüne alan, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir kentleşme ideali ile aynı paralelde inşa edilmesi gerekir. Hem altyapı hem de üst yapının afetlere dirençli şekilde oluşturulabilmeleri için de zarar azaltma faaliyetlerinin önemli bir aracı olan yapı denetimi sistemi doğru uygulanabilmelidir.

Veri Tabanı Oluşturulması

Genel olarak Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) içinde üretilen ve kullanılan farklı veri tabanları bütünleşik tehlike haritaları üreterek zarar azaltma çalışmalarında hem merkezi hem de yerel yönetimlere önemli referanslar sağlamaktadır. Tehlikelerin belirlenmesine yönelik CBS veri tabanı başlıca dört ana gruba ayrılabilir.

  1. Jeolojik Veri Tabanı=Jeolojik haritalama, neotektonik veriler, deprem kaynaklarının belirlenmesi (diri faylar) ve paleosismoloji, şiddet belirlemeye yönelik deprem senaryoları
  2. Sismolojik veri tabanı=Ulusal sismik ağ
  3. Jeodezik veri tabanı=Ulusal GPS Ağı
  4. Fırtına ve Hidro-meteorolojik Veri Bankası

Deprem, sel, fırtına gibi doğa kaynaklı afetler ile ilgili oluşturulacak gözleme, veri toplama ve erken uyarı sistemleri hem afet öncesi zarar azaltma süreçlerine bilgi aktarmada hem de afet anında gerekli olan bilginin ilgili kurum ve kuruluşlara ulaştırılmasında önemli katkılar sunabilecektir.

Zarar Azaltmayı Başarabilmek

Planlama çalışmaları zarar azaltma aşamasının en önemli ayağını oluşturmaktadır. Hazırlanacak planların kapsamı, geçerliliği, uygulanabilirliği ve başka diğer faktörler planın başarısı için belirleyici olacaktır. Başarılı bir planın hazırlanması için bazı kriterlerin yerine getirilmesi gerekir.

Zarar Azaltma Planı İçin Kapasite Oluşturma: Özgün bir yapıda olmalı, başka ülke veya bölgelerden kopyalanmış planlar olmamalı, yerel özellikler ve planın hazırlanacağı bölge ve yerleşimlerin afet profili gerçekçi bir biçimde ortaya konulmalı, bu bölgeye özel değerler (iklim, topografya, fiziksel ve doğal çevre, ekonomik yapı, sosyokültürel özellikler vb.) göz önüne alınmalıdır

Zarar Azaltma Planı Katılımcıları ve Paydaşları: Yerel özelliklerin de dikkate alınacağından yola çıkılarak, özellikle hazırlık sürecinde geniş katılımlı ve çok paydaşlı bir yaklaşım oluşturulmalı, sivil toplum, kamu, özel sektör, üniversite ve diğer araştırma kurumları-yerel yönetimler gibi birçok tarafın katılımı sağlanmalı, birlikte tartışılarak ve geliştirilerek plan oluşturulmalıdır.

Zarar Azaltma Planı ve Stratejileri İçin Değerlendirme Ölçütü Oluşturma: Ana planın misyonunu oluşturan temel amaçların başarılabilmesi için stratejiler belirlenmelidir. Her bir temel amacın sırası ile gerçekleştirilmesine yönelik bu stratejilerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için gerek stratejinin uygulanması öncesi gerekse uygulama sonrası değerlendirme ölçütleri oluşturulmalıdır.

Zarar Azaltma Planı İçin Kurumlar Arası Koordinasyon Oluşturma: Plan ve stratejilerin hem oluşturulması hem de uygulanması aşamalarında farklı kurum ve kuruluşların farklı düzeylerde işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu işbirliğini koordineli bir biçimde yürütmek ve oluşturulacak koordinasyonun sürekliliğinin sağlanması plan ve stratejilerin başarılmasında son derece önemli bir faktördür.

Zarar Azaltma Planı İçin Kaynak Oluşturulması: Her tür plan ve uygulama yaklaşımları için başta ekonomik ya da finansal olmak üzere çeşitli kaynaklar oluşturulması gerekmektedir. Bu kaynakların oluşturulması yanında etkin kullanımı da aynı derecede önemlidir. Özellikle geçici ya da günü kurtarma odaklı yatırımlar için kullanılacak kaynakların boşa harcanacağı unutulmamalıdır. Kimi zarar azaltma yatırımları çok düşük finansal kaynaklar ile de başarılabilmektedir. Unutulmaması gereken bir konu da, afet sonrası müdahale ve iyileştirme için harcanması gerekecek kaynakların çok daha azı ile zarar azaltma yatırımları yapılabileceği ve bu yatırımların olası hasarları ve afetlerin maliyetlerini oldukça büyük oranda düşürebileceğidir. Bununla birlikte kimi sanayi ve şehirleşme yatırımları da afet risklerini arttırmakta, dolayısıyla afet sonrası ortaya çıkabilecek maliyetin de oranını büyütmektedir. Bu sebeple sanayi ve şehirleşme için yapılacak yatırımların afet risklerini arttırmayacak biçimde planlanması aslında kendi başına önemli bir zarar azaltma yaklaşımıdır.

Zarar Azaltma Plan Sürecinin Paylaşılması: Planlama ve uygulama süreçlerinin tüm katılımcılar ve toplum ile paylaşılması, sürecin şeffaflığı ve güvenilirliği için de son derece faydalı olacaktır.

Zarar Azaltma Plan Sürecinin Kayıt Altına Alınması ve Arşivlenmesi: Yapılan çalışmaların her aşamasının düzenli ve doğru bir biçimde kaydedilmesi hem geri dönüşler açısından hem de plan ve stratejileri değerlendirecek ölçütlerin oluşturulmasında ve kullanılmasında önemli veriler sağlayacaktır. Plan ve stratejilerin her aşamasında geri dönüşler yapılabileceği ve ortaya çıkan ya da çıkması muhtemel aksaklıklar ile ilgili çeşitli düzeltme ve değişiklikler yapılabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Bu geri dönüşler ile yapılan çalışmalar aynı zamanda farklı aşamalarda test de edilmiş olmaktadır. Bu süreçlerin sağlıklı yürütülebilmesi için de yapılan tüm çalışmaların arşivlenmesi oldukça büyük katkı sağlayacaktır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.