Açıköğretim Ders Notları

Afet Risk Azaltma Politikaları Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Afet Risk Azaltma Politikaları Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Kentsel Güvenlik Risklerinin Yönetimi

1. Soru

Kentleşmeyi kaç başlık altında incelemek mümkündür?

Cevap

Kentleşmeyi üç başlık altında incelemek mümkündür (Kaya, 2018):

Demografik açıdan kentleşme; temelinde kırsal alanlardan kente yönelik göçler neticesinde ortaya çıkan nüfus yoğunluğunu ifade etmektedir.

Toplumsal açıdan kentleşme; kırsaldan farklılaşma, alanda uzmanlaşma ve örgütlenme sürecini içeren bir dönüşümü ve davranış biçimini ifade etmektedir.

Ekonomik açıdan kentleşme, kentlerde sanayi ve hizmetler sektörü gibi tarım dışı faaliyetlerin yoğunlaşmasıdır.


2. Soru

Kentli hakları hangi tarihlerde ne ile garanti altına altına alınmıştır?

Cevap

Kentli hakları ilk olarak 1992 yılında Avrupa Kentsel Şartı ile, ikinci olarak 2008 yılında, ikinci Avrupa Kentsel Şartı ile garanti altına alınmıştır.


3. Soru

Güvenlik risk yönetimi nedir?

Cevap

Güvenlik risk yönetimi, risk yönetimi anlayışının bir unsuru olup küresel, ulusal veya yerel (kentsel) düzeyde güvenlik risklerinin niteliğini ve seviyesini anlamak için geliştirilen bir yöntemdir. Güvenlik risk yönetimi, istenmeyen olayların risk seviyelerini belirleyerek önleme veya risk azaltma stratejilerinin geliştirilmesine imkân sağlayan analitik bir yöntemdir. Güvenlik risklerinin yönetilebilmesi için güvenlik risk faktörlerinin bilinmesi gerekir.


4. Soru

Devlet düzeyinde tehdit kavramı nasıl tanımlanmaktadır?

Cevap

Devlet düzeyinde tehdit kavramı “bir kişi, grup veya devlet tarafından bir ülkenin hayati öneme sahip ulusal değerlerine yönelik; ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, psikolojik ve askeri olarak; niyet edilen, planlanan veya uygulanan, her türlü davranış ve eylemlerin bütünüdür.” (Aydoğan ve Aydın, 2011: 40).


5. Soru

Güvenlik nasıl tanımlanmaktadır?

Cevap

Endişeden uzak olma yaklaşımı Meydan Larousse’da (2003) yer alan güvenlik tanımında da görülür. Buna göre güvenlik; “bir kimsenin, bir topluluğun, bir şeyin tehlikelerden uzak olma ve güven içinde bulunması durumudur.” Türk Dil Kurumu (TDK, 2018) sözlüğünde yer alan tanımda ise emniyet kavramının ön plana çıktığı görülür. Nitekim, sözlükte “toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet” olarak tanımlanır. Güvenlik sözcüğü emniyet sözcüğü ile yakın anlamlı olmakla birlikte tehlikede olmama durumu olarak özetlenebilecek emniyet kavramı güvenlik kavramına göre daha dar, somut ve olumlu bir içeriğe sahiptir (Kaypak, 2016: 40).


6. Soru

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yayımlanan “İnsani Kalkınma Raporu”na göre insan güvenliği kaç kategoride tanımlanmıştır?

Cevap

Raporda insan güvenliği yedi kategoride tanımlanmıştır. Bunlar;

  • Ekonomik güvenlik,
  • Gıda güvenliği,
  • Sağlık güvenliği,
  • Çevre güvenliği,
  • Kişisel güvenlik,
  • Toplum güvenliği,
  • Siyasi güvenliktir.


7. Soru

Türkiye’de tehdit ve risk değerlendirmelerini içeren yönetim anlayışının gelişimini kaç başlık ve dönem altında değerlendirmek mümkündür?

Cevap

Türkiye’de tehdit ve risk değerlendirmelerini içeren yönetim anlayışının gelişimini üç başlık ve dönem altında değerlendirmek mümkündür. Bunlar; kriz yönetimi anlayışı, afet ve acil durum anlayışı ve son olarak güvenlik ve acil durum anlayışıdır.


8. Soru

Yeni güvenlik anlayışına göre güvenliği sağlamada hangi sıra izlenmelidir?

Cevap

Güvenlik öncelikle insani güvenlikten başlamalıdır, sonra sırasıyla toplumsal güvenlik, ulusal güvenlik ve küresel güvenlik sağlanabilecektir. Bu anlayış, ulusal güvenliğin insanların güvenliğinin sağlanması ile sağlanacağı fikrine dayanmaktadır.


9. Soru

Geleneksel güvenlik yaklaşımı kısaca nasıl tanımlanmaktadır?

Cevap

Geleneksel güvenlik yaklaşımı; devlet merkezli, ulusal güvenlik endeksli, güç özellikle de askerî güç eksenli bir bakış açısı ile şekillenmiş ve Soğuk Savaş yıllarının güvenlik paradigması olarak literatürdeki yerini almıştır (Sandıklı ve Emeklier, 2011: 22).


10. Soru

Günümüzde kentlerinde yaşanan temel güvenlik sorunlarını nelerdir?

Cevap

Günümüzde kentlerde yaşanan temel güvenlik sorunlarını şu şekilde özetlemek mümkündür (Kaya, 2008: 21; Kaypak, 2016: 43; Parlak, 2009: 1257)

  • Nüfus artışı
  • Kırsaldan kente aşırı göç
  • Hızlı ve plansız kentleşme
  • Kentsel altyapı yetersizliği
  • Çarpık kentleşme, gecekondulaşma
  • Yoksulluk
  • Yoksunluk, kentsel yabancılaşma
  • Kayıt dışı ekonomik faaliyetler
  • Suç ve şiddet eğiliminde artış
  • Kentin sosyal dokusunda bozulma
  • Denetim yetersizliği


11. Soru

Kent tanımı hangi iki ölçüte göre farklılık göstererek ülkelere göre değişim göstermektedir?

Cevap

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.


12. Soru

Keleş’in (2008: 26) tanımına göre kentleşme ne anlama gelmektedir?

Cevap

Bu nedenle daha geniş anlamda kentleşme Keleş’in (2008: 26) tabiri ile; “Sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi sürecidir”


13. Soru

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde hangi hususlar yer almaktadır?

Cevap

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tehlike, tehdit ve risklerin belirlenmesi,
  • Riskli bölgelerin tespit edilmesi,
  • Riskten etkilenecek kesimlerin belirlenmesi,
  • Risk alanlarına ilişkin güvenlik ile ilgili güçlü ve zayıf alanların belirlenmesi, güvenlik açıklarının tespit edilmesi,
  • Risk analizleri yapılarak her bir tehdit türüne yönelik risk seviyesinin belirlenmesi,
  • Risk azaltıcı önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanması,
  • Yeni riskler çerçevesinde güncellemelerin yapılmasıdır.


14. Soru

Uluslararası ilişkilerde güvenlik kavramı hangi düzlemlerde ele alınmaktadır?

Cevap

Uluslararası ilişkilerde güvenlik kavramı farklı düzlemlerde ele alınabilir (Faber, 2004: 33’ten aktaran Aydoğan ve Aydın, 2011: 33). Bunlardan bazıları aşağıda gösterilmiştir.

  • Uluslararası sistemin bütününün güvenliği(Güvenliğin evrensel boyutu),
  • Coğrafi ya da fonksiyonel alt-sistemlerin güvenliği (Bölgesel güvenlik),
  • Devlet güvenliği (Ulusal güvenlik),
  • Toplum güvenliği,
  • Toplumsal alt grupların güvenliği,
  • Bireylerin güvenliği.

15. Soru

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi sürecinin aşamaları nelerdir?

Cevap

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi süreci hazırlık ve icra olmak üzere iki aşamadan oluşur (UNWFP, 2018). Güvenlik risk yönetim modelinde hazırlık aşaması; değerlendirme, risk analizi ve risk azaltma önlemlerinin yer aldığı üç alt aşamadan meydana gelir. İcra aşaması ise, karar verme süreci, uygulama ve güncelleme aşamalarından oluşur.


16. Soru

Yeni güvenlik anlayışı, klasik güvenlik anlayışına göre ne gibi farklılıklar içermektedir?

Cevap

1973’te yaşanan petrol krizinin ardından güvenlik ile ilgili askerî kökenli yaklaşımların yanı sıra, ekonomiye ve çevreye yönelik endişelerin yeni bir güvenlik anlayışına zemin hazırladığını belirtmiştir. Ulus devlet yapılarının güvenliğinin yanı sıra sistemin güvenliğini de (küresel güvenlik) göz önünde bulundurarak güvenlik alanını genişletmiş ve güvenlik literatürüne yeni bir boyut kazandırmıştır” (Sandıklı ve Emeklier, 2011: 24). 21. yüzyılın küresel sisteminin ortaya çıkardığı yeni güvenlik anlayışında güvenlik salt devlet tekelinde irdelenen bir olgu olmaktan çıkmaya başlamıştır. Güvenliğin tehdit ile birlikte tanımlanan bir kavram olması nedeniyle tehditlerin değişmesi ile birlikte tehditlere karşı alınacak önlemlerin de değişmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır (Kanat vd. 2016: 579). Devletlerin yanı sıra ulus üstü aktörler de ön plana çıkmaya başlamıştır. Yeni güvenlik anlayışı askerî olmayan tehditleri de içerecek biçimde genişlemeye başlamış (Ağır, 2011: 105), tüm insanlık için ortak olan değerler eski anlayıştan farklı olarak güvenlik ile ilişkilendirilmeye başlanmıştır. Yeni dönemde, insanların mutluluğu ve refahına yönelik ortak tehlike ve riskler sıklıkla gündeme gelmeye başlamıştır. Yeni dönemde iklim değişikliği, kaynakların aşırı kullanımı, hızlı nüfus artışı vb. konuların insanların güvenliğini iki devlet arasında çıkabilecek bir savaş ihtimalinden daha yüksek oranda tehdit ettiği görüşü hâkim olmaya başlamıştır (Kanat vd. 2016: 580). İnsani güvenlik anlayışı, güvenliğin sürdürülebilir olması gerektiğine vurgu yaparak güvenlik kavramını insanların ve toplumların güvenliği boyutuna taşımıştır (Tadjbakhsh ve Chenoy,2007’den aktaran Kanat vd. 2016: 580)


17. Soru

Türk hukuk mevzuatında kriz hâli nasıl tanımlanmaktadır?

Cevap

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.


18. Soru

Kentsel güvenlik risklerini nelerdir?

Cevap

Kentsel güvenlik risklerini beş başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar;

  • Klasik güvenlik riskleri (Adi suçlar, organizesuçlar, terör vb.)
  • Demografik riskler (Nüfus artışı, kontrolsüz göç vb.)
  • Ekonomik riskler (Enerji tesisleri, kritik altyapı, bilgi ve iletişim kanalları)
  • Toplumsal riskler (kentin sosyokültürel yapısı, yoksulluk, yoksunluk vb.)
  • Diğer riskler (zayıf kent planlaması)


19. Soru

Kentsel güvenlik ne anlama gelmektedir?

Cevap

Kentsel güvenlik; kentte yaşayan insanların, kent yaşamına ilişkin ihtiyaçlarının ve geliştirdikleri ilişkilerin güvenli bir ortamda güvenli bir şekilde karşılanabilmesinin mümkün olmasıdır (Kaya, 2008:19).


20. Soru

Tehdit algılamalarında sınıflandırma nasıl yapılmaktadır?

Cevap

Genel olarak tehdit algılamalarında; risk, potansiyel tehdit ve tehdit biçiminde bir sınıflandırma yapılmaktadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).


1. Soru

Kentleşmeyi kaç başlık altında incelemek mümkündür?

Cevap

Kentleşmeyi üç başlık altında incelemek mümkündür (Kaya, 2018):

Demografik açıdan kentleşme; temelinde kırsal alanlardan kente yönelik göçler neticesinde ortaya çıkan nüfus yoğunluğunu ifade etmektedir.

Toplumsal açıdan kentleşme; kırsaldan farklılaşma, alanda uzmanlaşma ve örgütlenme sürecini içeren bir dönüşümü ve davranış biçimini ifade etmektedir.

Ekonomik açıdan kentleşme, kentlerde sanayi ve hizmetler sektörü gibi tarım dışı faaliyetlerin yoğunlaşmasıdır.

2. Soru

Kentli hakları hangi tarihlerde ne ile garanti altına altına alınmıştır?

Cevap

Kentli hakları ilk olarak 1992 yılında Avrupa Kentsel Şartı ile, ikinci olarak 2008 yılında, ikinci Avrupa Kentsel Şartı ile garanti altına alınmıştır.

Kentli hakları ilk olarak 1992 yılında Avrupa Kentsel Şartı ile, ikinci olarak 2008 yılında, ikinci Avrupa Kentsel Şartı ile garanti altına alınmıştır.

Kentli hakları ilk olarak 1992 yılında Avrupa Kentsel Şartı ile, ikinci olarak 2008 yılında, ikinci Avrupa Kentsel Şartı ile garanti altına alınmıştır.

Kentli hakları ilk olarak 1992 yılında Avrupa Kentsel Şartı ile, ikinci olarak 2008 yılında, ikinci Avrupa Kentsel Şartı ile garanti altına alınmıştır.

Kentli hakları ilk olarak 1992 yılında Avrupa Kentsel Şartı ile, ikinci olarak 2008 yılında, ikinci Avrupa Kentsel Şartı ile garanti altına alınmıştır.

3. Soru

Güvenlik risk yönetimi nedir?

Cevap

Güvenlik risk yönetimi, risk yönetimi anlayışının bir unsuru olup küresel, ulusal veya yerel (kentsel) düzeyde güvenlik risklerinin niteliğini ve seviyesini anlamak için geliştirilen bir yöntemdir. Güvenlik risk yönetimi, istenmeyen olayların risk seviyelerini belirleyerek önleme veya risk azaltma stratejilerinin geliştirilmesine imkân sağlayan analitik bir yöntemdir. Güvenlik risklerinin yönetilebilmesi için güvenlik risk faktörlerinin bilinmesi gerekir.

Güvenlik risk yönetimi, risk yönetimi anlayışının bir unsuru olup küresel, ulusal veya yerel (kentsel) düzeyde güvenlik risklerinin niteliğini ve seviyesini anlamak için geliştirilen bir yöntemdir. Güvenlik risk yönetimi, istenmeyen olayların risk seviyelerini belirleyerek önleme veya risk azaltma stratejilerinin geliştirilmesine imkân sağlayan analitik bir yöntemdir. Güvenlik risklerinin yönetilebilmesi için güvenlik risk faktörlerinin bilinmesi gerekir.

Güvenlik risk yönetimi, risk yönetimi anlayışının bir unsuru olup küresel, ulusal veya yerel (kentsel) düzeyde güvenlik risklerinin niteliğini ve seviyesini anlamak için geliştirilen bir yöntemdir. Güvenlik risk yönetimi, istenmeyen olayların risk seviyelerini belirleyerek önleme veya risk azaltma stratejilerinin geliştirilmesine imkân sağlayan analitik bir yöntemdir. Güvenlik risklerinin yönetilebilmesi için güvenlik risk faktörlerinin bilinmesi gerekir.

Güvenlik risk yönetimi, risk yönetimi anlayışının bir unsuru olup küresel, ulusal veya yerel (kentsel) düzeyde güvenlik risklerinin niteliğini ve seviyesini anlamak için geliştirilen bir yöntemdir. Güvenlik risk yönetimi, istenmeyen olayların risk seviyelerini belirleyerek önleme veya risk azaltma stratejilerinin geliştirilmesine imkân sağlayan analitik bir yöntemdir. Güvenlik risklerinin yönetilebilmesi için güvenlik risk faktörlerinin bilinmesi gerekir.

Güvenlik risk yönetimi, risk yönetimi anlayışının bir unsuru olup küresel, ulusal veya yerel (kentsel) düzeyde güvenlik risklerinin niteliğini ve seviyesini anlamak için geliştirilen bir yöntemdir. Güvenlik risk yönetimi, istenmeyen olayların risk seviyelerini belirleyerek önleme veya risk azaltma stratejilerinin geliştirilmesine imkân sağlayan analitik bir yöntemdir. Güvenlik risklerinin yönetilebilmesi için güvenlik risk faktörlerinin bilinmesi gerekir.

4. Soru

Devlet düzeyinde tehdit kavramı nasıl tanımlanmaktadır?

Cevap

Devlet düzeyinde tehdit kavramı “bir kişi, grup veya devlet tarafından bir ülkenin hayati öneme sahip ulusal değerlerine yönelik; ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, psikolojik ve askeri olarak; niyet edilen, planlanan veya uygulanan, her türlü davranış ve eylemlerin bütünüdür.” (Aydoğan ve Aydın, 2011: 40).

Devlet düzeyinde tehdit kavramı “bir kişi, grup veya devlet tarafından bir ülkenin hayati öneme sahip ulusal değerlerine yönelik; ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, psikolojik ve askeri olarak; niyet edilen, planlanan veya uygulanan, her türlü davranış ve eylemlerin bütünüdür.” (Aydoğan ve Aydın, 2011: 40).

Devlet düzeyinde tehdit kavramı “bir kişi, grup veya devlet tarafından bir ülkenin hayati öneme sahip ulusal değerlerine yönelik; ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, psikolojik ve askeri olarak; niyet edilen, planlanan veya uygulanan, her türlü davranış ve eylemlerin bütünüdür.” (Aydoğan ve Aydın, 2011: 40).

Devlet düzeyinde tehdit kavramı “bir kişi, grup veya devlet tarafından bir ülkenin hayati öneme sahip ulusal değerlerine yönelik; ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, psikolojik ve askeri olarak; niyet edilen, planlanan veya uygulanan, her türlü davranış ve eylemlerin bütünüdür.” (Aydoğan ve Aydın, 2011: 40).

Devlet düzeyinde tehdit kavramı “bir kişi, grup veya devlet tarafından bir ülkenin hayati öneme sahip ulusal değerlerine yönelik; ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, psikolojik ve askeri olarak; niyet edilen, planlanan veya uygulanan, her türlü davranış ve eylemlerin bütünüdür.” (Aydoğan ve Aydın, 2011: 40).

5. Soru

Güvenlik nasıl tanımlanmaktadır?

Cevap

Endişeden uzak olma yaklaşımı Meydan Larousse’da (2003) yer alan güvenlik tanımında da görülür. Buna göre güvenlik; “bir kimsenin, bir topluluğun, bir şeyin tehlikelerden uzak olma ve güven içinde bulunması durumudur.” Türk Dil Kurumu (TDK, 2018) sözlüğünde yer alan tanımda ise emniyet kavramının ön plana çıktığı görülür. Nitekim, sözlükte “toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet” olarak tanımlanır. Güvenlik sözcüğü emniyet sözcüğü ile yakın anlamlı olmakla birlikte tehlikede olmama durumu olarak özetlenebilecek emniyet kavramı güvenlik kavramına göre daha dar, somut ve olumlu bir içeriğe sahiptir (Kaypak, 2016: 40).

Endişeden uzak olma yaklaşımı Meydan Larousse’da (2003) yer alan güvenlik tanımında da görülür. Buna göre güvenlik; “bir kimsenin, bir topluluğun, bir şeyin tehlikelerden uzak olma ve güven içinde bulunması durumudur.” Türk Dil Kurumu (TDK, 2018) sözlüğünde yer alan tanımda ise emniyet kavramının ön plana çıktığı görülür. Nitekim, sözlükte “toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet” olarak tanımlanır. Güvenlik sözcüğü emniyet sözcüğü ile yakın anlamlı olmakla birlikte tehlikede olmama durumu olarak özetlenebilecek emniyet kavramı güvenlik kavramına göre daha dar, somut ve olumlu bir içeriğe sahiptir (Kaypak, 2016: 40).

Endişeden uzak olma yaklaşımı Meydan Larousse’da (2003) yer alan güvenlik tanımında da görülür. Buna göre güvenlik; “bir kimsenin, bir topluluğun, bir şeyin tehlikelerden uzak olma ve güven içinde bulunması durumudur.” Türk Dil Kurumu (TDK, 2018) sözlüğünde yer alan tanımda ise emniyet kavramının ön plana çıktığı görülür. Nitekim, sözlükte “toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet” olarak tanımlanır. Güvenlik sözcüğü emniyet sözcüğü ile yakın anlamlı olmakla birlikte tehlikede olmama durumu olarak özetlenebilecek emniyet kavramı güvenlik kavramına göre daha dar, somut ve olumlu bir içeriğe sahiptir (Kaypak, 2016: 40).

Endişeden uzak olma yaklaşımı Meydan Larousse’da (2003) yer alan güvenlik tanımında da görülür. Buna göre güvenlik; “bir kimsenin, bir topluluğun, bir şeyin tehlikelerden uzak olma ve güven içinde bulunması durumudur.” Türk Dil Kurumu (TDK, 2018) sözlüğünde yer alan tanımda ise emniyet kavramının ön plana çıktığı görülür. Nitekim, sözlükte “toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet” olarak tanımlanır. Güvenlik sözcüğü emniyet sözcüğü ile yakın anlamlı olmakla birlikte tehlikede olmama durumu olarak özetlenebilecek emniyet kavramı güvenlik kavramına göre daha dar, somut ve olumlu bir içeriğe sahiptir (Kaypak, 2016: 40).

Endişeden uzak olma yaklaşımı Meydan Larousse’da (2003) yer alan güvenlik tanımında da görülür. Buna göre güvenlik; “bir kimsenin, bir topluluğun, bir şeyin tehlikelerden uzak olma ve güven içinde bulunması durumudur.” Türk Dil Kurumu (TDK, 2018) sözlüğünde yer alan tanımda ise emniyet kavramının ön plana çıktığı görülür. Nitekim, sözlükte “toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet” olarak tanımlanır. Güvenlik sözcüğü emniyet sözcüğü ile yakın anlamlı olmakla birlikte tehlikede olmama durumu olarak özetlenebilecek emniyet kavramı güvenlik kavramına göre daha dar, somut ve olumlu bir içeriğe sahiptir (Kaypak, 2016: 40).

6. Soru

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yayımlanan “İnsani Kalkınma Raporu”na göre insan güvenliği kaç kategoride tanımlanmıştır?

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yayımlanan “İnsani Kalkınma Raporu”na göre insan güvenliği kaç kategoride tanımlanmıştır?

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yayımlanan “İnsani Kalkınma Raporu”na göre insan güvenliği kaç kategoride tanımlanmıştır?

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yayımlanan “İnsani Kalkınma Raporu”na göre insan güvenliği kaç kategoride tanımlanmıştır?

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yayımlanan “İnsani Kalkınma Raporu”na göre insan güvenliği kaç kategoride tanımlanmıştır?

Cevap

Raporda insan güvenliği yedi kategoride tanımlanmıştır. Bunlar;

  • Ekonomik güvenlik,
  • Gıda güvenliği,
  • Sağlık güvenliği,
  • Çevre güvenliği,
  • Kişisel güvenlik,
  • Toplum güvenliği,
  • Siyasi güvenliktir.

Raporda insan güvenliği yedi kategoride tanımlanmıştır. Bunlar;

  • Ekonomik güvenlik,
  • Gıda güvenliği,
  • Sağlık güvenliği,
  • Çevre güvenliği,
  • Kişisel güvenlik,
  • Toplum güvenliği,
  • Siyasi güvenliktir.

Raporda insan güvenliği yedi kategoride tanımlanmıştır. Bunlar;

  • Ekonomik güvenlik,
  • Gıda güvenliği,
  • Sağlık güvenliği,
  • Çevre güvenliği,
  • Kişisel güvenlik,
  • Toplum güvenliği,
  • Siyasi güvenliktir.

Raporda insan güvenliği yedi kategoride tanımlanmıştır. Bunlar;

  • Ekonomik güvenlik,
  • Gıda güvenliği,
  • Sağlık güvenliği,
  • Çevre güvenliği,
  • Kişisel güvenlik,
  • Toplum güvenliği,
  • Siyasi güvenliktir.

Raporda insan güvenliği yedi kategoride tanımlanmıştır. Bunlar;

  • Ekonomik güvenlik,
  • Gıda güvenliği,
  • Sağlık güvenliği,
  • Çevre güvenliği,
  • Kişisel güvenlik,
  • Toplum güvenliği,
  • Siyasi güvenliktir.
7. Soru

Türkiye’de tehdit ve risk değerlendirmelerini içeren yönetim anlayışının gelişimini kaç başlık ve dönem altında değerlendirmek mümkündür?

Cevap

Türkiye’de tehdit ve risk değerlendirmelerini içeren yönetim anlayışının gelişimini üç başlık ve dönem altında değerlendirmek mümkündür. Bunlar; kriz yönetimi anlayışı, afet ve acil durum anlayışı ve son olarak güvenlik ve acil durum anlayışıdır.

Türkiye’de tehdit ve risk değerlendirmelerini içeren yönetim anlayışının gelişimini üç başlık ve dönem altında değerlendirmek mümkündür. Bunlar; kriz yönetimi anlayışı, afet ve acil durum anlayışı ve son olarak güvenlik ve acil durum anlayışıdır.

Türkiye’de tehdit ve risk değerlendirmelerini içeren yönetim anlayışının gelişimini üç başlık ve dönem altında değerlendirmek mümkündür. Bunlar; kriz yönetimi anlayışı, afet ve acil durum anlayışı ve son olarak güvenlik ve acil durum anlayışıdır.

Türkiye’de tehdit ve risk değerlendirmelerini içeren yönetim anlayışının gelişimini üç başlık ve dönem altında değerlendirmek mümkündür. Bunlar; kriz yönetimi anlayışı, afet ve acil durum anlayışı ve son olarak güvenlik ve acil durum anlayışıdır.

Türkiye’de tehdit ve risk değerlendirmelerini içeren yönetim anlayışının gelişimini üç başlık ve dönem altında değerlendirmek mümkündür. Bunlar; kriz yönetimi anlayışı, afet ve acil durum anlayışı ve son olarak güvenlik ve acil durum anlayışıdır.

8. Soru

Yeni güvenlik anlayışına göre güvenliği sağlamada hangi sıra izlenmelidir?

Cevap

Güvenlik öncelikle insani güvenlikten başlamalıdır, sonra sırasıyla toplumsal güvenlik, ulusal güvenlik ve küresel güvenlik sağlanabilecektir. Bu anlayış, ulusal güvenliğin insanların güvenliğinin sağlanması ile sağlanacağı fikrine dayanmaktadır.

Güvenlik öncelikle insani güvenlikten başlamalıdır, sonra sırasıyla toplumsal güvenlik, ulusal güvenlik ve küresel güvenlik sağlanabilecektir. Bu anlayış, ulusal güvenliğin insanların güvenliğinin sağlanması ile sağlanacağı fikrine dayanmaktadır.

Güvenlik öncelikle insani güvenlikten başlamalıdır, sonra sırasıyla toplumsal güvenlik, ulusal güvenlik ve küresel güvenlik sağlanabilecektir. Bu anlayış, ulusal güvenliğin insanların güvenliğinin sağlanması ile sağlanacağı fikrine dayanmaktadır.

Güvenlik öncelikle insani güvenlikten başlamalıdır, sonra sırasıyla toplumsal güvenlik, ulusal güvenlik ve küresel güvenlik sağlanabilecektir. Bu anlayış, ulusal güvenliğin insanların güvenliğinin sağlanması ile sağlanacağı fikrine dayanmaktadır.

Güvenlik öncelikle insani güvenlikten başlamalıdır, sonra sırasıyla toplumsal güvenlik, ulusal güvenlik ve küresel güvenlik sağlanabilecektir. Bu anlayış, ulusal güvenliğin insanların güvenliğinin sağlanması ile sağlanacağı fikrine dayanmaktadır.

9. Soru

Geleneksel güvenlik yaklaşımı kısaca nasıl tanımlanmaktadır?

Cevap

Geleneksel güvenlik yaklaşımı; devlet merkezli, ulusal güvenlik endeksli, güç özellikle de askerî güç eksenli bir bakış açısı ile şekillenmiş ve Soğuk Savaş yıllarının güvenlik paradigması olarak literatürdeki yerini almıştır (Sandıklı ve Emeklier, 2011: 22).

10. Soru

Günümüzde kentlerinde yaşanan temel güvenlik sorunlarını nelerdir?

Cevap

Günümüzde kentlerde yaşanan temel güvenlik sorunlarını şu şekilde özetlemek mümkündür (Kaya, 2008: 21; Kaypak, 2016: 43; Parlak, 2009: 1257)

  • Nüfus artışı
  • Kırsaldan kente aşırı göç
  • Hızlı ve plansız kentleşme
  • Kentsel altyapı yetersizliği
  • Çarpık kentleşme, gecekondulaşma
  • Yoksulluk
  • Yoksunluk, kentsel yabancılaşma
  • Kayıt dışı ekonomik faaliyetler
  • Suç ve şiddet eğiliminde artış
  • Kentin sosyal dokusunda bozulma
  • Denetim yetersizliği

Günümüzde kentlerde yaşanan temel güvenlik sorunlarını şu şekilde özetlemek mümkündür (Kaya, 2008: 21; Kaypak, 2016: 43; Parlak, 2009: 1257)

  • Nüfus artışı
  • Kırsaldan kente aşırı göç
  • Hızlı ve plansız kentleşme
  • Kentsel altyapı yetersizliği
  • Çarpık kentleşme, gecekondulaşma
  • Yoksulluk
  • Yoksunluk, kentsel yabancılaşma
  • Kayıt dışı ekonomik faaliyetler
  • Suç ve şiddet eğiliminde artış
  • Kentin sosyal dokusunda bozulma
  • Denetim yetersizliği

Günümüzde kentlerde yaşanan temel güvenlik sorunlarını şu şekilde özetlemek mümkündür (Kaya, 2008: 21; Kaypak, 2016: 43; Parlak, 2009: 1257)

  • Nüfus artışı
  • Kırsaldan kente aşırı göç
  • Hızlı ve plansız kentleşme
  • Kentsel altyapı yetersizliği
  • Çarpık kentleşme, gecekondulaşma
  • Yoksulluk
  • Yoksunluk, kentsel yabancılaşma
  • Kayıt dışı ekonomik faaliyetler
  • Suç ve şiddet eğiliminde artış
  • Kentin sosyal dokusunda bozulma
  • Denetim yetersizliği

Günümüzde kentlerde yaşanan temel güvenlik sorunlarını şu şekilde özetlemek mümkündür (Kaya, 2008: 21; Kaypak, 2016: 43; Parlak, 2009: 1257)

  • Nüfus artışı
  • Kırsaldan kente aşırı göç
  • Hızlı ve plansız kentleşme
  • Kentsel altyapı yetersizliği
  • Çarpık kentleşme, gecekondulaşma
  • Yoksulluk
  • Yoksunluk, kentsel yabancılaşma
  • Kayıt dışı ekonomik faaliyetler
  • Suç ve şiddet eğiliminde artış
  • Kentin sosyal dokusunda bozulma
  • Denetim yetersizliği

Günümüzde kentlerde yaşanan temel güvenlik sorunlarını şu şekilde özetlemek mümkündür (Kaya, 2008: 21; Kaypak, 2016: 43; Parlak, 2009: 1257)

  • Nüfus artışı
  • Kırsaldan kente aşırı göç
  • Hızlı ve plansız kentleşme
  • Kentsel altyapı yetersizliği
  • Çarpık kentleşme, gecekondulaşma
  • Yoksulluk
  • Yoksunluk, kentsel yabancılaşma
  • Kayıt dışı ekonomik faaliyetler
  • Suç ve şiddet eğiliminde artış
  • Kentin sosyal dokusunda bozulma
  • Denetim yetersizliği
11. Soru

Kent tanımı hangi iki ölçüte göre farklılık göstererek ülkelere göre değişim göstermektedir?

Cevap

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

Bazı ülkeler kent tanımını nüfus ölçütüne, bazıları yönetsel ölçüte diğerleri ise ekonomik ve sosyal ölçüte göre yapmaktadır (Keleş, 2008: 109). Örneğin nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamada; “belli bir nüfus düzeyini aşmış olan yerleşmelere kent, diğerlerine köy” adı verilirken yönetsel ölçüte göre yapılan tanımlamada; “belli bir yönetsel örgüt birminin sınırları içinde kalan yerlere kent, bu sınırların dışında kalan yerlere köy” (Keleş, 2008: 109) adı verilmektedir.

12. Soru

Keleş’in (2008: 26) tanımına göre kentleşme ne anlama gelmektedir?

Cevap

Bu nedenle daha geniş anlamda kentleşme Keleş’in (2008: 26) tabiri ile; “Sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi sürecidir”

Bu nedenle daha geniş anlamda kentleşme Keleş’in (2008: 26) tabiri ile; “Sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi sürecidir”

Bu nedenle daha geniş anlamda kentleşme Keleş’in (2008: 26) tabiri ile; “Sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi sürecidir”

Bu nedenle daha geniş anlamda kentleşme Keleş’in (2008: 26) tabiri ile; “Sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi sürecidir”

Bu nedenle daha geniş anlamda kentleşme Keleş’in (2008: 26) tabiri ile; “Sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi sürecidir”

13. Soru

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde hangi hususlar yer almaktadır?

Cevap

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tehlike, tehdit ve risklerin belirlenmesi,
  • Riskli bölgelerin tespit edilmesi,
  • Riskten etkilenecek kesimlerin belirlenmesi,
  • Risk alanlarına ilişkin güvenlik ile ilgili güçlü ve zayıf alanların belirlenmesi, güvenlik açıklarının tespit edilmesi,
  • Risk analizleri yapılarak her bir tehdit türüne yönelik risk seviyesinin belirlenmesi,
  • Risk azaltıcı önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanması,
  • Yeni riskler çerçevesinde güncellemelerin yapılmasıdır.

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tehlike, tehdit ve risklerin belirlenmesi,
  • Riskli bölgelerin tespit edilmesi,
  • Riskten etkilenecek kesimlerin belirlenmesi,
  • Risk alanlarına ilişkin güvenlik ile ilgili güçlü ve zayıf alanların belirlenmesi, güvenlik açıklarının tespit edilmesi,
  • Risk analizleri yapılarak her bir tehdit türüne yönelik risk seviyesinin belirlenmesi,
  • Risk azaltıcı önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanması,
  • Yeni riskler çerçevesinde güncellemelerin yapılmasıdır.

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tehlike, tehdit ve risklerin belirlenmesi,
  • Riskli bölgelerin tespit edilmesi,
  • Riskten etkilenecek kesimlerin belirlenmesi,
  • Risk alanlarına ilişkin güvenlik ile ilgili güçlü ve zayıf alanların belirlenmesi, güvenlik açıklarının tespit edilmesi,
  • Risk analizleri yapılarak her bir tehdit türüne yönelik risk seviyesinin belirlenmesi,
  • Risk azaltıcı önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanması,
  • Yeni riskler çerçevesinde güncellemelerin yapılmasıdır.

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tehlike, tehdit ve risklerin belirlenmesi,
  • Riskli bölgelerin tespit edilmesi,
  • Riskten etkilenecek kesimlerin belirlenmesi,
  • Risk alanlarına ilişkin güvenlik ile ilgili güçlü ve zayıf alanların belirlenmesi, güvenlik açıklarının tespit edilmesi,
  • Risk analizleri yapılarak her bir tehdit türüne yönelik risk seviyesinin belirlenmesi,
  • Risk azaltıcı önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanması,
  • Yeni riskler çerçevesinde güncellemelerin yapılmasıdır.

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tehlike, tehdit ve risklerin belirlenmesi,
  • Riskli bölgelerin tespit edilmesi,
  • Riskten etkilenecek kesimlerin belirlenmesi,
  • Risk alanlarına ilişkin güvenlik ile ilgili güçlü ve zayıf alanların belirlenmesi, güvenlik açıklarının tespit edilmesi,
  • Risk analizleri yapılarak her bir tehdit türüne yönelik risk seviyesinin belirlenmesi,
  • Risk azaltıcı önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanması,
  • Yeni riskler çerçevesinde güncellemelerin yapılmasıdır.

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tehlike, tehdit ve risklerin belirlenmesi,
  • Riskli bölgelerin tespit edilmesi,
  • Riskten etkilenecek kesimlerin belirlenmesi,
  • Risk alanlarına ilişkin güvenlik ile ilgili güçlü ve zayıf alanların belirlenmesi, güvenlik açıklarının tespit edilmesi,
  • Risk analizleri yapılarak her bir tehdit türüne yönelik risk seviyesinin belirlenmesi,
  • Risk azaltıcı önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanması,
  • Yeni riskler çerçevesinde güncellemelerin yapılmasıdır.

Uluslararası kuruluşların güvenlik risk yönetimi yaklaşımının temelinde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tehlike, tehdit ve risklerin belirlenmesi,
  • Riskli bölgelerin tespit edilmesi,
  • Riskten etkilenecek kesimlerin belirlenmesi,
  • Risk alanlarına ilişkin güvenlik ile ilgili güçlü ve zayıf alanların belirlenmesi, güvenlik açıklarının tespit edilmesi,
  • Risk analizleri yapılarak her bir tehdit türüne yönelik risk seviyesinin belirlenmesi,
  • Risk azaltıcı önlemlerin geliştirilmesi ve uygulanması,
  • Yeni riskler çerçevesinde güncellemelerin yapılmasıdır.
14. Soru

Uluslararası ilişkilerde güvenlik kavramı hangi düzlemlerde ele alınmaktadır?

Cevap

Uluslararası ilişkilerde güvenlik kavramı farklı düzlemlerde ele alınabilir (Faber, 2004: 33’ten aktaran Aydoğan ve Aydın, 2011: 33). Bunlardan bazıları aşağıda gösterilmiştir.

  • Uluslararası sistemin bütününün güvenliği(Güvenliğin evrensel boyutu),
  • Coğrafi ya da fonksiyonel alt-sistemlerin güvenliği (Bölgesel güvenlik),
  • Devlet güvenliği (Ulusal güvenlik),
  • Toplum güvenliği,
  • Toplumsal alt grupların güvenliği,
  • Bireylerin güvenliği.
15. Soru

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi sürecinin aşamaları nelerdir?

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi sürecinin aşamaları nelerdir?

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi sürecinin aşamaları nelerdir?

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi sürecinin aşamaları nelerdir?

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi sürecinin aşamaları nelerdir?

Cevap

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi süreci hazırlık ve icra olmak üzere iki aşamadan oluşur (UNWFP, 2018). Güvenlik risk yönetim modelinde hazırlık aşaması; değerlendirme, risk analizi ve risk azaltma önlemlerinin yer aldığı üç alt aşamadan meydana gelir. İcra aşaması ise, karar verme süreci, uygulama ve güncelleme aşamalarından oluşur.

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi süreci hazırlık ve icra olmak üzere iki aşamadan oluşur (UNWFP, 2018). Güvenlik risk yönetim modelinde hazırlık aşaması; değerlendirme, risk analizi ve risk azaltma önlemlerinin yer aldığı üç alt aşamadan meydana gelir. İcra aşaması ise, karar verme süreci, uygulama ve güncelleme aşamalarından oluşur.

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi süreci hazırlık ve icra olmak üzere iki aşamadan oluşur (UNWFP, 2018). Güvenlik risk yönetim modelinde hazırlık aşaması; değerlendirme, risk analizi ve risk azaltma önlemlerinin yer aldığı üç alt aşamadan meydana gelir. İcra aşaması ise, karar verme süreci, uygulama ve güncelleme aşamalarından oluşur.

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi süreci hazırlık ve icra olmak üzere iki aşamadan oluşur (UNWFP, 2018). Güvenlik risk yönetim modelinde hazırlık aşaması; değerlendirme, risk analizi ve risk azaltma önlemlerinin yer aldığı üç alt aşamadan meydana gelir. İcra aşaması ise, karar verme süreci, uygulama ve güncelleme aşamalarından oluşur.

Güvenlik Risk Yönetimi Modeli’ne göre güvenlik risklerinin yönetimi süreci hazırlık ve icra olmak üzere iki aşamadan oluşur (UNWFP, 2018). Güvenlik risk yönetim modelinde hazırlık aşaması; değerlendirme, risk analizi ve risk azaltma önlemlerinin yer aldığı üç alt aşamadan meydana gelir. İcra aşaması ise, karar verme süreci, uygulama ve güncelleme aşamalarından oluşur.

16. Soru

Yeni güvenlik anlayışı, klasik güvenlik anlayışına göre ne gibi farklılıklar içermektedir?

Cevap

1973’te yaşanan petrol krizinin ardından güvenlik ile ilgili askerî kökenli yaklaşımların yanı sıra, ekonomiye ve çevreye yönelik endişelerin yeni bir güvenlik anlayışına zemin hazırladığını belirtmiştir. Ulus devlet yapılarının güvenliğinin yanı sıra sistemin güvenliğini de (küresel güvenlik) göz önünde bulundurarak güvenlik alanını genişletmiş ve güvenlik literatürüne yeni bir boyut kazandırmıştır” (Sandıklı ve Emeklier, 2011: 24). 21. yüzyılın küresel sisteminin ortaya çıkardığı yeni güvenlik anlayışında güvenlik salt devlet tekelinde irdelenen bir olgu olmaktan çıkmaya başlamıştır. Güvenliğin tehdit ile birlikte tanımlanan bir kavram olması nedeniyle tehditlerin değişmesi ile birlikte tehditlere karşı alınacak önlemlerin de değişmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır (Kanat vd. 2016: 579). Devletlerin yanı sıra ulus üstü aktörler de ön plana çıkmaya başlamıştır. Yeni güvenlik anlayışı askerî olmayan tehditleri de içerecek biçimde genişlemeye başlamış (Ağır, 2011: 105), tüm insanlık için ortak olan değerler eski anlayıştan farklı olarak güvenlik ile ilişkilendirilmeye başlanmıştır. Yeni dönemde, insanların mutluluğu ve refahına yönelik ortak tehlike ve riskler sıklıkla gündeme gelmeye başlamıştır. Yeni dönemde iklim değişikliği, kaynakların aşırı kullanımı, hızlı nüfus artışı vb. konuların insanların güvenliğini iki devlet arasında çıkabilecek bir savaş ihtimalinden daha yüksek oranda tehdit ettiği görüşü hâkim olmaya başlamıştır (Kanat vd. 2016: 580). İnsani güvenlik anlayışı, güvenliğin sürdürülebilir olması gerektiğine vurgu yaparak güvenlik kavramını insanların ve toplumların güvenliği boyutuna taşımıştır (Tadjbakhsh ve Chenoy,2007’den aktaran Kanat vd. 2016: 580)

17. Soru

Türk hukuk mevzuatında kriz hâli nasıl tanımlanmaktadır?

Cevap

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

1996 yılından itibaren Türk hukuk mevzuatına dâhil edilen kriz kavramı Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nde “kriz hâli” şeklinde tanımlanmıştır. Mülga Yönetmeliğe göre Kriz Hâli (Mülga BKYM, 1996); “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile milli hedef ve menfaatlerine yönelik hasmane tutum ve davranışların, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin, tabi afetlerin, tehlikeli ve salgın hastalıkların, büyük yangınların, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olayların, ağır ekonomik bunalımların iltica ve büyük nüfus hareketlerinin ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu hallerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

18. Soru

Kentsel güvenlik risklerini nelerdir?

Cevap

Kentsel güvenlik risklerini beş başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar;

  • Klasik güvenlik riskleri (Adi suçlar, organizesuçlar, terör vb.)
  • Demografik riskler (Nüfus artışı, kontrolsüz göç vb.)
  • Ekonomik riskler (Enerji tesisleri, kritik altyapı, bilgi ve iletişim kanalları)
  • Toplumsal riskler (kentin sosyokültürel yapısı, yoksulluk, yoksunluk vb.)
  • Diğer riskler (zayıf kent planlaması)

Kentsel güvenlik risklerini beş başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar;

  • Klasik güvenlik riskleri (Adi suçlar, organizesuçlar, terör vb.)
  • Demografik riskler (Nüfus artışı, kontrolsüz göç vb.)
  • Ekonomik riskler (Enerji tesisleri, kritik altyapı, bilgi ve iletişim kanalları)
  • Toplumsal riskler (kentin sosyokültürel yapısı, yoksulluk, yoksunluk vb.)
  • Diğer riskler (zayıf kent planlaması)

Kentsel güvenlik risklerini beş başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar;

  • Klasik güvenlik riskleri (Adi suçlar, organizesuçlar, terör vb.)
  • Demografik riskler (Nüfus artışı, kontrolsüz göç vb.)
  • Ekonomik riskler (Enerji tesisleri, kritik altyapı, bilgi ve iletişim kanalları)
  • Toplumsal riskler (kentin sosyokültürel yapısı, yoksulluk, yoksunluk vb.)
  • Diğer riskler (zayıf kent planlaması)

Kentsel güvenlik risklerini beş başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar;

  • Klasik güvenlik riskleri (Adi suçlar, organizesuçlar, terör vb.)
  • Demografik riskler (Nüfus artışı, kontrolsüz göç vb.)
  • Ekonomik riskler (Enerji tesisleri, kritik altyapı, bilgi ve iletişim kanalları)
  • Toplumsal riskler (kentin sosyokültürel yapısı, yoksulluk, yoksunluk vb.)
  • Diğer riskler (zayıf kent planlaması)

Kentsel güvenlik risklerini beş başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar;

  • Klasik güvenlik riskleri (Adi suçlar, organizesuçlar, terör vb.)
  • Demografik riskler (Nüfus artışı, kontrolsüz göç vb.)
  • Ekonomik riskler (Enerji tesisleri, kritik altyapı, bilgi ve iletişim kanalları)
  • Toplumsal riskler (kentin sosyokültürel yapısı, yoksulluk, yoksunluk vb.)
  • Diğer riskler (zayıf kent planlaması)
19. Soru

Kentsel güvenlik ne anlama gelmektedir?

Cevap

Kentsel güvenlik; kentte yaşayan insanların, kent yaşamına ilişkin ihtiyaçlarının ve geliştirdikleri ilişkilerin güvenli bir ortamda güvenli bir şekilde karşılanabilmesinin mümkün olmasıdır (Kaya, 2008:19).

Kentsel güvenlik; kentte yaşayan insanların, kent yaşamına ilişkin ihtiyaçlarının ve geliştirdikleri ilişkilerin güvenli bir ortamda güvenli bir şekilde karşılanabilmesinin mümkün olmasıdır (Kaya, 2008:19).

Kentsel güvenlik; kentte yaşayan insanların, kent yaşamına ilişkin ihtiyaçlarının ve geliştirdikleri ilişkilerin güvenli bir ortamda güvenli bir şekilde karşılanabilmesinin mümkün olmasıdır (Kaya, 2008:19).

Kentsel güvenlik; kentte yaşayan insanların, kent yaşamına ilişkin ihtiyaçlarının ve geliştirdikleri ilişkilerin güvenli bir ortamda güvenli bir şekilde karşılanabilmesinin mümkün olmasıdır (Kaya, 2008:19).

Kentsel güvenlik; kentte yaşayan insanların, kent yaşamına ilişkin ihtiyaçlarının ve geliştirdikleri ilişkilerin güvenli bir ortamda güvenli bir şekilde karşılanabilmesinin mümkün olmasıdır (Kaya, 2008:19).

20. Soru

Tehdit algılamalarında sınıflandırma nasıl yapılmaktadır?

Cevap

Genel olarak tehdit algılamalarında; risk, potansiyel tehdit ve tehdit biçiminde bir sınıflandırma yapılmaktadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

Genel olarak tehdit algılamalarında; risk, potansiyel tehdit ve tehdit biçiminde bir sınıflandırma yapılmaktadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

Genel olarak tehdit algılamalarında; risk, potansiyel tehdit ve tehdit biçiminde bir sınıflandırma yapılmaktadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

Genel olarak tehdit algılamalarında; risk, potansiyel tehdit ve tehdit biçiminde bir sınıflandırma yapılmaktadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

Genel olarak tehdit algılamalarında; risk, potansiyel tehdit ve tehdit biçiminde bir sınıflandırma yapılmaktadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

  • Risk: Bir ülkenin ulusal çıkarlarının maruz kaldığı, potansiyel tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Potansiyel Tehdit: Hâlihazırda düşmanca niyeti olmayan veya düşmanca niyete sahip olmakla birlikte, imkân ve yeteneklerini henüz geliştirmekte olan ülkeler, uluslararası terör örgütleri ile yurt içindeki iç tehdit unsurları için tanımlanan, tehdide göre daha düşük dereceli bir tehlike algılamasıdır. (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).
  • Tehdit: Tehdit oluşumları ve yönetiliş biçimleri açısından iç ve dış tehdit olarak sınıflandırılan algılamadır (Aydoğan ve Aydın, 2011: 41).

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.