Açıköğretim Ders Notları

Afet Risk Azaltma Politikaları Dersi 2. Ünite Özet

Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.

Açıköğretim derslerinden Afet Risk Azaltma Politikaları Dersi 2. Ünite Özet için hazırlanan  ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım

Giriş

Afet risklerinin azaltılması faaliyetlerinde gözetilmesi gereken en önemli ilkelerden biri, katılım ilkesidir. Risk azaltma faaliyetlerinin bir yönü, yasal ve idari düzenlemeler ile bu çerçevede yürütülecek faaliyetler ise, diğer yönü, risk azaltma faaliyetleri konusunda oluşturulması gereken toplumsal bir bilinç, kültür ve sahiplenmedir. Afet risklerinin azaltılması bir bütün olarak toplumsal yapının afet risklerine karşı güçlendirilmesini gerektirmekte, bu ise tüm toplumsal bileşenlerin katılım ilkesi çerçevesinde risk azaltma faaliyetlerine katılımının sağlanmasını gerekli kılmaktadır

Katılım İlkesi, Kapsamı ve Önemi

Takip eden alt bölümlerde katılım ilkesi tanımına, kapsamına ve risk azaltma faaliyetleri açısından önemine yer verilecektir.

Katılım İlkesi ve Kapsamı

Katılma, yönetilenlerin yönetimde söz sahibi olmaları olarak ifade edilebilir. Katılma ilkesi, yürütülecek politikaların belirlenmesinde olduğu kadar, bu politikaların uygulanması ve denetlenmesi süreçlerinde de yer almayı gerektirir ve bazı araçlarla yaşama geçirilir. Katılma ilkesinin başlıca araçları, anayasalarda yer verilen siyasal haklar olmakla birlikte, bu araçlarla sağlanabilecek katılım düzeyi son derece sınırlı olduğu için katılım mekanizmaları sadece bu araçlardan ibaret değildir. Katılma hakkının kullanılmasının koşullarını sağlamaya yönelik bulunan haklar da katılma hakları içinde değerlendirilebilir.

Katılım, kişilerin özellikle kendileriyle ilgili konularda ve yönetimle olan ilişkilerinde somut hâle gelmektedir. Kişilere kendileriyle ilgili konularda bilgi verilmesi, bu konularla ilgili kişilerin görüş ve önerilerinin alınması yönünde farklı araçlar geliştirme çabası çerçevesinde; seçimlerde oy kullanmaktan, yönetsel işlerin yürütülmesinde görev almaya, karar alma süreçlerinde etkin olmaktan, kamu görevlerini bizzat yerine getirmeye kadar, çok çeşitli tanım ve uygulamalar, katılım ilkesi kapsamında değerlendirilmektedir.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım İlkesinin Önemi

Risk azaltmaya yönelik yürütülecek politikalar içinde toplumun afetlere karşı dirençli hâle getirilmesi başlıca amaçlardan birini oluşturmaktadır. Bu noktada, farklı toplumsal bileşenlerin, afet yönetimi sistemine dâhil edilmesi ve bu bileşenlerin afet yönetimi sistemi içinde yürütülen faaliyetlerde farklı düzeylerde katılımının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Toplumun afetlere karşı dirençli hâle getirilmesinin temel gereklerinden birisi, afet risklerinin azaltılması konusunda toplumsal bir bilinç yaratılarak ve katılım mekanizmaları oluşturularak, farklı toplumsal bileşenlerin bu mekanizmalara katılımının sağlanmasıdır.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım İlkesine Yer Veren Uluslararası Belgeler

Bu belgelerden başlıcaları; Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası On Yılı (1990-2000, IDNDR); Yokohama Stratejisi ve Daha Güvenli Bir Dünya İçin Eylem Planı (1994); Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası Stratejisi (1999, ISDR); Afet Risklerinin Azaltılması Konferansı ve Hyogo Bildirgesi (2005) ve Hyogo Çerçeve Eylem Planı (2005-2015); Ulusların ve Toplulukların Afetlere Karşı Dirençlerinin Artırılması ile Risk Azaltma Küresel Platformu (2007) ve nihayet Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi (2015) şeklinde sıralanabilir. Bu belgeler arasında, özellikle Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi, katılım ilkesi ile ilgili ayrıntılı alt ilkeler içermektedir.

Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası On Yılı (1990-2000), IDNDR

Bu belgenin kapsamında, ulusal düzeyde alınması gereken önlemler arasında, kamu ve özel sektörden gerekli desteklerin sağlanarak, yerel yönetimlerin gerekli önlemleri almaları konusunda teşvik edilmesi ile toplumda eğitim seviyesinin ve bilinç düzeyinin artırılmasına ilişkin önlemler alınmasına yönelik ilkelere yer verilmektedir.

Yokohama Stratejisi ve Daha Güvenli Bir Dünya İçin Eylem Planı (1994)

Yokohama Stratejisi’nde risklerin doğru biçimde belirlenmesi ve risk azaltma çalışmalarının önemle yürütülmesi gerekliliğinin yanı sıra, risk azaltma çalışmalarının ancak katılım ilkesi, yaşama geçirilebildiği sürece başarılı olabileceği ilkesine de yer verilmektedir.

Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası Stratejisi (1999)

Gerek Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası On Yılı, gerekse Yokohama Stratejisi ve Eylem Planı’nda somutlaşan politikaların, ülkeler arasında uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi amacını da gerçekleştirecek şekilde Birleşmiş Milletler tarafından takibi, Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası Stratejisi’nin kabulü ile sonuçlanmıştır. Bu belgede de toplumun risk azaltma çalışmalarına katılımının önemi vurgulanmaktadır.

Hyogo Çerçeve Eylem Planı (HFA)

2005-2015 yılları arasında uygulanması öngörülen bu planın amacı, can kaybı başta olmak üzere dünya ölçeğinde afetlerin neden olduğu sosyal, ekonomik ve çevresel kayıpların azaltılmasıdır. Bu çerçevede, ülkelerin iki yıllık dönemler hâlinde HFA’ya yönelik olarak yürütülen çalışmaları içeren ve değerlendiren ülke durum raporları hazırlamaları öngörülmüş olup, bu raporlar, uluslararası ölçekte toplanan Küresel Platform Toplantısı için temel oluşturmaktadır. Böylelikle, devletlerin, afet risklerine karşı dirençlerinin artırılması sonucuna ulaşılmaya çalışılmaktadır.

Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi (2015)

2015-2030 yıllarını kapsayacak şekilde, özellikle afet riskinin anlaşılması ve afet risklerinin azaltılması perspektifini odağına alan bu belge, dört eylem önceliğine yer vermektedir. Bu öncelikler;

  • Afet riskini anlamak,
  • Afet riskinin yönetilmesi için afet risk yönetişimini güçlendirmek,
  • Afete karşı direnç oluşturmak için afet risk azaltmaya yatırım,
  • Etkili müdahale için afete hazırlığı geliştirme ve iyileştirme, rehabilitasyon ve yeniden inşada “Öncekinden Daha İyisini Kurmak” şeklindedir.

Her bir eylem önceliği altındaki katılım ilkelerine kitabınızın 42. ve 45. sayfaları arasında bulabilirsiniz.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım İlkesine Yer Veren Ulusal Belgeler

Afet risklerinin azaltılmasında katılım ilkesine ulusal belgelerde yer verilmesi, bu ilkenin uygulanması bakımından çok önemlidir. Takip eden alt bölümlerde söz konusu ulusal belgelere ilişkin bilgilere yer verilecektir.

10. Kalkınma Planı (2014-2018)

Afet risklerinin azaltılması konusu bakımından 10. Kalkınma Planı’nın en önemli özelliği, “Yaşanabilir Mekânlar, Sürdürülebilir Çevre” başlığı altında “Afet Yönetimi”ne yer verilmiş olmasıdır. Plan’da afet risklerini azaltmanın kalkınma politikaları açısından önemi vurgulanarak, “afet yönetiminin yasal ve kurumsal yapısının gözden geçirilmesi”, “kamu kurumları ile STK’ler arasında hızlı, etkin ve güvenli bir bilgi iletişim ve koordinasyon sisteminin güçlendirilmesi” ve “toplumun afet risklerine karşı daha dirençli hâle getirilmesi” birer amaç olarak ortaya konulmaktadır.

İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (2011-2023)

İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı’nda, iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkabilecek doğal afetlerin yönetimi için risklerin azaltılması önceliğinin altı çizilmekte ve bunun için risklerin tespiti ve erken uyarı sistemleri kullanılarak gerekli önlemlerin alınması gerekliliğinin üzerinde durulmaktadır. Diğer yandan, Plan’da, iklim değişikliğinin yaratabileceği afet riskleriyle mücadelede toplum temelli afet yönetiminin oluşturulması ve iklim değişikliğinin yaratabileceği afet ve risk etkileri konusunda toplumsal bilinci ve katılımı yükseltecek eğitim çalışmalarının sürdürülmesi bir hedef olarak belirlenmektedir

Plan’da ayrıca, toplumsal bilinci ve katılımı yükseltecek eğitim çalışmalarının sürdürülmesi ve toplumun her kesimine yönelik bilinçlendirme faaliyetlerinin yürütülmesinin esas olduğu ve bu çerçevede, ulusal ve yerel düzeyde kamu kuruluşlarının, konuyla ilgili STK’larla ortak çalışmalarının sağlanacağı vurgulanmaktadır.

Ulusal Deprem Strateji Belgesi ve Eylem Planı-UDSEP (2011-2023)

Planın amacı, depremlerin neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek veya etkilerini azaltmak ve depreme dirençli, güvenli, hazırlıklı ve sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmaktır”. Plan’ın 3. Ekseni olan “Depremlerin Etkileriyle Baş edebilmek” başlığı altında “Depremlere ve diğer afetlere ilişkin eğitim ve halkın bilinçlendirilmesi” hedefi yer almakta ve bu hedef altında da “Afet Gönüllülük Sisteminin Kurulması” stratejisine yer verilmektedir.

Bu strateji altında yer alan eylemler, “mevcut yasalar taranarak afet gönüllülüğü kavramı ve iş tanımları konusundaki tekrar ve/veya eksikliklerin giderilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarında afet gönüllülüğünü teşvik için gerekli yönetmelik ve genelgelerin hazırlanması”, “gönüllü kurum ve kuruluşların işleyiş süreçleri tanımlanarak karar verici ve uygulayıcılar için el kitaplarının hazırlanması” şeklindedir. Tüm bu eylemlerde sorumlu kuruluş AFAD olarak tanımlanmış ve ilgili kuruluşlar kısmında, STK, üniversiteler ve Türk Kızılay’ına yer verilmiştir.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım Mekanizmaları

Afet risklerinin azaltılmasında katılım mekanizmaları, gerek merkezî idare, gerekse yerel yönetimler ölçeğinde ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda, idari örgütlenmede çeşitli düzeylerde oluşturacak birim, kurul, komisyon, platform ya da konsey gibi yapılanmalar, bu kapsamda değerlendirilebilir.

Merkezi İdare

Merkezden yönetimde, hizmetlerin sunulması için gerekli yetkiler, devlet merkezindeki ve adına başkent teşkilatı denilen idare tarafından kullanılır ve alınan kararlar Devlet tüzel kişiliği adına alınır. Ancak tüm ülke düzeyinde yürütülecek hizmetlerin başkent teşkilatı adı verilen merkezî idare kuruluşu tarafından yürütülebilmesi mümkün olmadığından, kamu hizmetleri, tüm ülkeye yayılmış taşra teşkilatına gereksinim duyar.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Katılım İlkesi ile İlgili Mekanizmalar

Amaç, afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetlerin ülke düzeyinde etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemlerin alınmasının sağlanmasıdır. Afet öncesinde yapılması gereken hazırlık ve zarar azaltma; afet sırasında yapılacak müdahale ve afet sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmaları olmak üzere üç ayrı evrede çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması ve bu konularda politikaların üretilmesi ve uygulanması, AFAD’ın sorumluluğu altındadır. AFAD’ın afet risklerinin azaltılmasında katılım ilkesi bağlamında görev ve sorumlulukları ile ilgili düzenlemelerde yer alan diğer kurul ya da birimlerin görev ve sorumluluklarının saptanması önemlidir. AFAD’ın Koordinasyon ve İş birliği Görevi ve Afet ve Acil Durum Danışma Kurulu’nun görev ve sorumluluklarını 51. ve 52. sayfalarında bulabilirsiniz.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: Planlamaya İlişkin İşlemlerde İşbirliği ve Koordinasyon Görevi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, özellikle, kentsel ve kırsal alanlarda düzensiz, riskli ve sağlıksız yapılaşma bölgelerinin oluşmasını önlemek, çevre ve ekosistemin korunmasını sağlamak, hava kalitesi, atık yönetimi, su kalitesi, doğanın korunması, kimyasalların yönetimi, endüstriyel kirliliğin kontrolü ve gürültü yönetimi gibi konularda yerine getirmesi gereken görev ve yetkileri ile başta deprem ve iklim değişikliği olmak üzere diğer doğal afetlere ilişkin tehlike ve zararların azaltılması açısından önemli bir role sahiptir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görev ve sorumlulukları, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 97 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu

Platformda yapılan düzenlemenin amacı, “toplumun afetlere duyarlılığını artırmak ve risk azaltma çalışmalarında sürekliliği sağlamak, risk azaltmanın her düzeyde plan, politika ve programlara uyumu amacıyla ihtiyaçların belirlenmesi, uygulamaların izlenmesi ve değerlendirilmesine katkıda bulunmak” olarak ifade edilmiştir. Platformun görevlerini kitabınızın 53. sayfasında bulabilirsiniz.

Yerel Yönetimler

Yerel yönetimler (mahallî idareler) il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.

Belediyeler ve Katılım İlkesi

Belediyelerin afet ve acil durum planı hazırlarken ilgili bakanlık ve kamu kuruluşlarının yanı sıra meslek örgütleri, üniversiteler ve diğer mahallî idarelerin görüşünü alması gerekmektedir. Diğer yandan, planda yer alan düzenlemeler uyarınca halkın eğitimi zorunlu olup, adı geçen bu idareler ve kurumlar ile eğitim konusunda da ortak programların yapılabileceği düzenlenmektedir.

Kent Konseyleri

Kent konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Kent konseyleri, afet risklerinin azaltılması konusunda bir katılım mekanizması görevi görmektedir.

İl Özel İdareleri

İl özel idaresi, yangın, sanayi kazaları, deprem ve diğer doğal afetlerden korunmak veya bunların zararlarını azaltmak amacıyla ilin özelliklerini de dikkate alarak gerekli afet ve acil durum plânlarını yapar, ekip ve donanımı hazırlar.

Acil durum planlarının hazırlanmasında varsa il ölçeğindeki diğer acil durum planlarıyla da koordinasyon sağlanır ve ilgili bakanlık, kamu kuruluşları, meslek teşekkülleriyle üniversitelerin ve diğer mahallî idarelerin görüşleri alınır.

Belediye Kanunu’nda olduğu gibi, İl Özel İdaresi Kanunu’nda da bu idarelere sadece “acil durum planlaması” görevi verilmekle kalmamakta; aynı zamanda acil durum planlaması sürecinde yer verilmesi gereken katılım mekanizmalarına işaret edilmektedir. İlgili bakanlığın yanı sıra, meslek kuruluşları, üniversiteler ve diğer mahallî idarelerin görüşlerinin de alınması gerekir.

İkinci olarak, belediyelerde olduğu gibi, il özel idareleri de planlar doğrultusunda halkın eğitimi için gerekli önlemleri alarak, ikinci fıkrada sayılan idareler, kurumlar ve örgütlerle ortak programlar yapabilirler.

Giriş

Afet risklerinin azaltılması faaliyetlerinde gözetilmesi gereken en önemli ilkelerden biri, katılım ilkesidir. Risk azaltma faaliyetlerinin bir yönü, yasal ve idari düzenlemeler ile bu çerçevede yürütülecek faaliyetler ise, diğer yönü, risk azaltma faaliyetleri konusunda oluşturulması gereken toplumsal bir bilinç, kültür ve sahiplenmedir. Afet risklerinin azaltılması bir bütün olarak toplumsal yapının afet risklerine karşı güçlendirilmesini gerektirmekte, bu ise tüm toplumsal bileşenlerin katılım ilkesi çerçevesinde risk azaltma faaliyetlerine katılımının sağlanmasını gerekli kılmaktadır

Katılım İlkesi, Kapsamı ve Önemi

Takip eden alt bölümlerde katılım ilkesi tanımına, kapsamına ve risk azaltma faaliyetleri açısından önemine yer verilecektir.

Katılım İlkesi ve Kapsamı

Katılma, yönetilenlerin yönetimde söz sahibi olmaları olarak ifade edilebilir. Katılma ilkesi, yürütülecek politikaların belirlenmesinde olduğu kadar, bu politikaların uygulanması ve denetlenmesi süreçlerinde de yer almayı gerektirir ve bazı araçlarla yaşama geçirilir. Katılma ilkesinin başlıca araçları, anayasalarda yer verilen siyasal haklar olmakla birlikte, bu araçlarla sağlanabilecek katılım düzeyi son derece sınırlı olduğu için katılım mekanizmaları sadece bu araçlardan ibaret değildir. Katılma hakkının kullanılmasının koşullarını sağlamaya yönelik bulunan haklar da katılma hakları içinde değerlendirilebilir.

Katılım, kişilerin özellikle kendileriyle ilgili konularda ve yönetimle olan ilişkilerinde somut hâle gelmektedir. Kişilere kendileriyle ilgili konularda bilgi verilmesi, bu konularla ilgili kişilerin görüş ve önerilerinin alınması yönünde farklı araçlar geliştirme çabası çerçevesinde; seçimlerde oy kullanmaktan, yönetsel işlerin yürütülmesinde görev almaya, karar alma süreçlerinde etkin olmaktan, kamu görevlerini bizzat yerine getirmeye kadar, çok çeşitli tanım ve uygulamalar, katılım ilkesi kapsamında değerlendirilmektedir.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım İlkesinin Önemi

Risk azaltmaya yönelik yürütülecek politikalar içinde toplumun afetlere karşı dirençli hâle getirilmesi başlıca amaçlardan birini oluşturmaktadır. Bu noktada, farklı toplumsal bileşenlerin, afet yönetimi sistemine dâhil edilmesi ve bu bileşenlerin afet yönetimi sistemi içinde yürütülen faaliyetlerde farklı düzeylerde katılımının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Toplumun afetlere karşı dirençli hâle getirilmesinin temel gereklerinden birisi, afet risklerinin azaltılması konusunda toplumsal bir bilinç yaratılarak ve katılım mekanizmaları oluşturularak, farklı toplumsal bileşenlerin bu mekanizmalara katılımının sağlanmasıdır.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım İlkesine Yer Veren Uluslararası Belgeler

Bu belgelerden başlıcaları; Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası On Yılı (1990-2000, IDNDR); Yokohama Stratejisi ve Daha Güvenli Bir Dünya İçin Eylem Planı (1994); Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası Stratejisi (1999, ISDR); Afet Risklerinin Azaltılması Konferansı ve Hyogo Bildirgesi (2005) ve Hyogo Çerçeve Eylem Planı (2005-2015); Ulusların ve Toplulukların Afetlere Karşı Dirençlerinin Artırılması ile Risk Azaltma Küresel Platformu (2007) ve nihayet Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi (2015) şeklinde sıralanabilir. Bu belgeler arasında, özellikle Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi, katılım ilkesi ile ilgili ayrıntılı alt ilkeler içermektedir.

Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası On Yılı (1990-2000), IDNDR

Bu belgenin kapsamında, ulusal düzeyde alınması gereken önlemler arasında, kamu ve özel sektörden gerekli desteklerin sağlanarak, yerel yönetimlerin gerekli önlemleri almaları konusunda teşvik edilmesi ile toplumda eğitim seviyesinin ve bilinç düzeyinin artırılmasına ilişkin önlemler alınmasına yönelik ilkelere yer verilmektedir.

Yokohama Stratejisi ve Daha Güvenli Bir Dünya İçin Eylem Planı (1994)

Yokohama Stratejisi’nde risklerin doğru biçimde belirlenmesi ve risk azaltma çalışmalarının önemle yürütülmesi gerekliliğinin yanı sıra, risk azaltma çalışmalarının ancak katılım ilkesi, yaşama geçirilebildiği sürece başarılı olabileceği ilkesine de yer verilmektedir.

Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası Stratejisi (1999)

Gerek Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası On Yılı, gerekse Yokohama Stratejisi ve Eylem Planı’nda somutlaşan politikaların, ülkeler arasında uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi amacını da gerçekleştirecek şekilde Birleşmiş Milletler tarafından takibi, Doğal Afet Etkilerini Azaltma Uluslararası Stratejisi’nin kabulü ile sonuçlanmıştır. Bu belgede de toplumun risk azaltma çalışmalarına katılımının önemi vurgulanmaktadır.

Hyogo Çerçeve Eylem Planı (HFA)

2005-2015 yılları arasında uygulanması öngörülen bu planın amacı, can kaybı başta olmak üzere dünya ölçeğinde afetlerin neden olduğu sosyal, ekonomik ve çevresel kayıpların azaltılmasıdır. Bu çerçevede, ülkelerin iki yıllık dönemler hâlinde HFA’ya yönelik olarak yürütülen çalışmaları içeren ve değerlendiren ülke durum raporları hazırlamaları öngörülmüş olup, bu raporlar, uluslararası ölçekte toplanan Küresel Platform Toplantısı için temel oluşturmaktadır. Böylelikle, devletlerin, afet risklerine karşı dirençlerinin artırılması sonucuna ulaşılmaya çalışılmaktadır.

Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi (2015)

2015-2030 yıllarını kapsayacak şekilde, özellikle afet riskinin anlaşılması ve afet risklerinin azaltılması perspektifini odağına alan bu belge, dört eylem önceliğine yer vermektedir. Bu öncelikler;

  • Afet riskini anlamak,
  • Afet riskinin yönetilmesi için afet risk yönetişimini güçlendirmek,
  • Afete karşı direnç oluşturmak için afet risk azaltmaya yatırım,
  • Etkili müdahale için afete hazırlığı geliştirme ve iyileştirme, rehabilitasyon ve yeniden inşada “Öncekinden Daha İyisini Kurmak” şeklindedir.

Her bir eylem önceliği altındaki katılım ilkelerine kitabınızın 42. ve 45. sayfaları arasında bulabilirsiniz.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım İlkesine Yer Veren Ulusal Belgeler

Afet risklerinin azaltılmasında katılım ilkesine ulusal belgelerde yer verilmesi, bu ilkenin uygulanması bakımından çok önemlidir. Takip eden alt bölümlerde söz konusu ulusal belgelere ilişkin bilgilere yer verilecektir.

10. Kalkınma Planı (2014-2018)

Afet risklerinin azaltılması konusu bakımından 10. Kalkınma Planı’nın en önemli özelliği, “Yaşanabilir Mekânlar, Sürdürülebilir Çevre” başlığı altında “Afet Yönetimi”ne yer verilmiş olmasıdır. Plan’da afet risklerini azaltmanın kalkınma politikaları açısından önemi vurgulanarak, “afet yönetiminin yasal ve kurumsal yapısının gözden geçirilmesi”, “kamu kurumları ile STK’ler arasında hızlı, etkin ve güvenli bir bilgi iletişim ve koordinasyon sisteminin güçlendirilmesi” ve “toplumun afet risklerine karşı daha dirençli hâle getirilmesi” birer amaç olarak ortaya konulmaktadır.

İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (2011-2023)

İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı’nda, iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkabilecek doğal afetlerin yönetimi için risklerin azaltılması önceliğinin altı çizilmekte ve bunun için risklerin tespiti ve erken uyarı sistemleri kullanılarak gerekli önlemlerin alınması gerekliliğinin üzerinde durulmaktadır. Diğer yandan, Plan’da, iklim değişikliğinin yaratabileceği afet riskleriyle mücadelede toplum temelli afet yönetiminin oluşturulması ve iklim değişikliğinin yaratabileceği afet ve risk etkileri konusunda toplumsal bilinci ve katılımı yükseltecek eğitim çalışmalarının sürdürülmesi bir hedef olarak belirlenmektedir

Plan’da ayrıca, toplumsal bilinci ve katılımı yükseltecek eğitim çalışmalarının sürdürülmesi ve toplumun her kesimine yönelik bilinçlendirme faaliyetlerinin yürütülmesinin esas olduğu ve bu çerçevede, ulusal ve yerel düzeyde kamu kuruluşlarının, konuyla ilgili STK’larla ortak çalışmalarının sağlanacağı vurgulanmaktadır.

Ulusal Deprem Strateji Belgesi ve Eylem Planı-UDSEP (2011-2023)

Planın amacı, depremlerin neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek veya etkilerini azaltmak ve depreme dirençli, güvenli, hazırlıklı ve sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmaktır”. Plan’ın 3. Ekseni olan “Depremlerin Etkileriyle Baş edebilmek” başlığı altında “Depremlere ve diğer afetlere ilişkin eğitim ve halkın bilinçlendirilmesi” hedefi yer almakta ve bu hedef altında da “Afet Gönüllülük Sisteminin Kurulması” stratejisine yer verilmektedir.

Bu strateji altında yer alan eylemler, “mevcut yasalar taranarak afet gönüllülüğü kavramı ve iş tanımları konusundaki tekrar ve/veya eksikliklerin giderilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarında afet gönüllülüğünü teşvik için gerekli yönetmelik ve genelgelerin hazırlanması”, “gönüllü kurum ve kuruluşların işleyiş süreçleri tanımlanarak karar verici ve uygulayıcılar için el kitaplarının hazırlanması” şeklindedir. Tüm bu eylemlerde sorumlu kuruluş AFAD olarak tanımlanmış ve ilgili kuruluşlar kısmında, STK, üniversiteler ve Türk Kızılay’ına yer verilmiştir.

Afet Risklerinin Azaltılmasında Katılım Mekanizmaları

Afet risklerinin azaltılmasında katılım mekanizmaları, gerek merkezî idare, gerekse yerel yönetimler ölçeğinde ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda, idari örgütlenmede çeşitli düzeylerde oluşturacak birim, kurul, komisyon, platform ya da konsey gibi yapılanmalar, bu kapsamda değerlendirilebilir.

Merkezi İdare

Merkezden yönetimde, hizmetlerin sunulması için gerekli yetkiler, devlet merkezindeki ve adına başkent teşkilatı denilen idare tarafından kullanılır ve alınan kararlar Devlet tüzel kişiliği adına alınır. Ancak tüm ülke düzeyinde yürütülecek hizmetlerin başkent teşkilatı adı verilen merkezî idare kuruluşu tarafından yürütülebilmesi mümkün olmadığından, kamu hizmetleri, tüm ülkeye yayılmış taşra teşkilatına gereksinim duyar.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Katılım İlkesi ile İlgili Mekanizmalar

Amaç, afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetlerin ülke düzeyinde etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemlerin alınmasının sağlanmasıdır. Afet öncesinde yapılması gereken hazırlık ve zarar azaltma; afet sırasında yapılacak müdahale ve afet sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmaları olmak üzere üç ayrı evrede çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması ve bu konularda politikaların üretilmesi ve uygulanması, AFAD’ın sorumluluğu altındadır. AFAD’ın afet risklerinin azaltılmasında katılım ilkesi bağlamında görev ve sorumlulukları ile ilgili düzenlemelerde yer alan diğer kurul ya da birimlerin görev ve sorumluluklarının saptanması önemlidir. AFAD’ın Koordinasyon ve İş birliği Görevi ve Afet ve Acil Durum Danışma Kurulu’nun görev ve sorumluluklarını 51. ve 52. sayfalarında bulabilirsiniz.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: Planlamaya İlişkin İşlemlerde İşbirliği ve Koordinasyon Görevi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, özellikle, kentsel ve kırsal alanlarda düzensiz, riskli ve sağlıksız yapılaşma bölgelerinin oluşmasını önlemek, çevre ve ekosistemin korunmasını sağlamak, hava kalitesi, atık yönetimi, su kalitesi, doğanın korunması, kimyasalların yönetimi, endüstriyel kirliliğin kontrolü ve gürültü yönetimi gibi konularda yerine getirmesi gereken görev ve yetkileri ile başta deprem ve iklim değişikliği olmak üzere diğer doğal afetlere ilişkin tehlike ve zararların azaltılması açısından önemli bir role sahiptir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görev ve sorumlulukları, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 97 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu

Platformda yapılan düzenlemenin amacı, “toplumun afetlere duyarlılığını artırmak ve risk azaltma çalışmalarında sürekliliği sağlamak, risk azaltmanın her düzeyde plan, politika ve programlara uyumu amacıyla ihtiyaçların belirlenmesi, uygulamaların izlenmesi ve değerlendirilmesine katkıda bulunmak” olarak ifade edilmiştir. Platformun görevlerini kitabınızın 53. sayfasında bulabilirsiniz.

Yerel Yönetimler

Yerel yönetimler (mahallî idareler) il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.

Belediyeler ve Katılım İlkesi

Belediyelerin afet ve acil durum planı hazırlarken ilgili bakanlık ve kamu kuruluşlarının yanı sıra meslek örgütleri, üniversiteler ve diğer mahallî idarelerin görüşünü alması gerekmektedir. Diğer yandan, planda yer alan düzenlemeler uyarınca halkın eğitimi zorunlu olup, adı geçen bu idareler ve kurumlar ile eğitim konusunda da ortak programların yapılabileceği düzenlenmektedir.

Kent Konseyleri

Kent konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Kent konseyleri, afet risklerinin azaltılması konusunda bir katılım mekanizması görevi görmektedir.

İl Özel İdareleri

İl özel idaresi, yangın, sanayi kazaları, deprem ve diğer doğal afetlerden korunmak veya bunların zararlarını azaltmak amacıyla ilin özelliklerini de dikkate alarak gerekli afet ve acil durum plânlarını yapar, ekip ve donanımı hazırlar.

Acil durum planlarının hazırlanmasında varsa il ölçeğindeki diğer acil durum planlarıyla da koordinasyon sağlanır ve ilgili bakanlık, kamu kuruluşları, meslek teşekkülleriyle üniversitelerin ve diğer mahallî idarelerin görüşleri alınır.

Belediye Kanunu’nda olduğu gibi, İl Özel İdaresi Kanunu’nda da bu idarelere sadece “acil durum planlaması” görevi verilmekle kalmamakta; aynı zamanda acil durum planlaması sürecinde yer verilmesi gereken katılım mekanizmalarına işaret edilmektedir. İlgili bakanlığın yanı sıra, meslek kuruluşları, üniversiteler ve diğer mahallî idarelerin görüşlerinin de alınması gerekir.

İkinci olarak, belediyelerde olduğu gibi, il özel idareleri de planlar doğrultusunda halkın eğitimi için gerekli önlemleri alarak, ikinci fıkrada sayılan idareler, kurumlar ve örgütlerle ortak programlar yapabilirler.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.